Dönüm noktam

İş dünyasında herkesin kariyerine yön veren, unutamadığı tarihler vardır… Örneğin 1980’lerde Turgut Özal’ın başbakanlığı döneminde serbest ekonomiye geçilmesi Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu’nun adeta sıfırdan zirveye çıkmasında en önemli mihenk taşı oldu. 1994 ve 2001 krizlerine döviz borcuyla yakalanan Torunlar Holding’in patronu Aziz Torun, ölüm kalım mücadelesi verdiği bu yıllarda hayatının en zorlu dönemini geride bıraktı. Carrefoursa CEO’su Mehmet Nane ise Sakıp Sabancı’nın vefatının ardından hayatın ne kadar geçici olduğunu anladı... İşte CEO’ların hayatlarındaki dönüm noktaları…

23.07.2015 20:05:470
Paylaş Tweet Paylaş
Dönüm noktam
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu, iş dünyasında bulunduğu noktaya yıllardır önemli bir mücadele vererek geldi. Türkiye ekonomisinin gelişimine de tanıklık eden bir büyüme yolculuğu yaşadı. Zorlu’nun büyüme tarihinde en kritik dönem ise 1980’li yıllar oldu. Dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın icraatları ise tabiri caizse ünlü işadamını bugünlere getiren yolları inşa etti. O yılları bugün büyük bir vefayla anan Zorlu, o dönemi ve kendisine etkilerini şöyle anlatıyor: “Bir ekonomist değilim, rahmetli Özal’ın 24 Ocak kararları vardı. Çok etkilenmiştim. Kendi hayat görüşümle beraber dedim ki ‘Türkiye’nin iki tane şıkkı kaldı.’ Çünkü yurtdışına para çıkaramazdık. O zamanlar 2 yılda bir yurtdışına çıkma hakkımız vardı. Komünist bir ülke gibiydik. Kapalı ekonomi, vatandaş istediği zaman elini kolunu sallayarak çıkamıyordu. 24 Ocak kararları alındığında şok olmuştum. Nasıl olacak demiştim. Ondan sonra Türkiye yükseldi. Bu tarih benim için çok önemlidir.” Zorlu, kendisini “Özal zengini” olarak tanımlıyor. Onun başbakanlığı zamanında hiç yanına gitmediğini, sadece TV’lerde gördüğünün altını çiziyor. “Serbest ekonomi en çok etkilendiğim icraatlarından bir tanesidir. Eğer Özal o kararları o gün almasaydı bugün bu yerde olmazdık. Özal’ın cesaretini 90’lı yıllarda sürdürseydik bugün Türkiye daha başka bir yer olurdu” diyor. 
“UNUTAMADIĞIM 2 ÖNEMLİ TARİH” Sadece Zorlu değil, her CEO’nun hayatında önem verdiği ve kendi kişisel gelişiminde dönüm noktası olan tarihler var. Carrefoursa CEO’su Mehmet Nane’nin kariyer hayatında unutamadığı iki önemli tarih mevcut. Bunlardan birincisinin, ilk işe başlama tarihi olan 4 Temmuz 1988 olduğunu söyleyen Nane, Emlak Bankası’nın Maslak’ta yer alan genel müdürlüğüne gittiğini ve onlarca resmi plakalı arabanın sireni arasında trafiğin birbirine girdiğini söylüyor. “‘Ne oluyor’ diye sorduğumda ‘Başbakan Turgut Özal burada, bu hareketlilik o nedenle’ dediler” diye konuşuyor ve ekliyor: “O gün Turgut Özal’ın Ataşehir’in temelini atmak için orada olduğunu öğrendim. Aradan yaklaşık 27 yıl geçti. O gün temeli atılan Ataşehir şimdi 1 milyonu aşkın nüfusu ile kendi başına bir ilçe oldu. Bu olay bana hep değişimin gücünü hatırlatır hep.” Mehmet Nane, diğer unutamadığı tarihin ise 10 Nisan 2004 olduğunu söylüyor. Sabancı Holding Genel Sekreteri olarak çalıştığını, sabaha karşı telefonunun çaldığını belirtiyor ve ekliyor: “Arayan o zamanki CEO’muzdu ve acı haberi verdi: Türkiye’nin en önemli markalarından, iş adamlarından birisi olan ve 38 yıldır Sabacı Holding’de yönetim kurulu başkanlığı yapmış bir ulu çınar Sakıp Sabancı vefat etmişti. Hayat hepimiz için geçici. Önemli olan hem yaşarken hem bu dünyadan ayrıldıktan sonra yapılanlar ve bırakılan eserlerle iyi anılabilmek. Vefatının üstünden 11 yıla yakın süre geçmesine rağmen Sakıp Bey hala yapılan araştırmalarda ilk sırada çıkıyor. Bu da topluma kazandırdıklarının gücü ile gerçekleşiyor.”
~
ŞİRKETİ DÖNÜŞTÜRME KARARI Kurtsan Yönetim Kurulu Başkanı Meltem Kurtsan için kişisel kariyerinin en önemli anı, babasını kaybettiği 10 Ekim 2004. Babasının sadece baba değil, aynı zamanda şirketlerinin kurucusu ve başkanı olduğunu hatırlatan Kurtsan, “Onun vefatından sonra vasiyeti üzerine Kurtsan Holding, Kurtsan İlaç, Kurtsan Medikal ve Otacı Bitkisel Ürünleri’nin yönetim kurulu başkanlığına seçildim” diyor. Bu tarihten sonra Kurtsan, hayatında pek çok sorumluluğa birden sahip oluyor. İş hayatındaki başarısını sınama fırsatı buluyor. Aradan geçen yıllar içinde bir aile şirketinde yaşanabilecek çeşit çeşit sorunlarla baş etmeyi öğreniyor. Kurumsallaşmanın önemini de yine bu süreçte kavrıyor ve aile şirketinden kurumsal bir şirkete dönüşme kararı alıyor. Sacia Ülke Müdürü Kaan Özkan, iş hayatının en önemli tarihinin 2006 olduğunu söylüyor. Bunun nedenlerini de şöyle açıklıyor: “P&G, Nestle, Mercedes gibi uluslararası şirketlerdeki 14 yıldan sonra Polisan’a geçerek daha yere sağlam basan, daha uzun vadeli ve ülkenin geleceğine de etki edecek yatırımlar yapan bir yap��da çalışmaya bu yıl başladım. Hem kurumsal yapının iyiliğini ön planda tutarken hem toplum yararına sosyal sorumluluk projelerine imza atan bir ekibin içinde yer almaktan çok keyif aldım.”
DANIŞMANLIKTAN CEO’LUĞA Novartis Türkiye Ülke Başkanı Dr. Peter Catalino, kendisi için en önemli tarihin Novartis’te çalışmaya başladığı yıl olduğunu belirtiyor. Tıp doktoru olan Catalino, Novartis öncesinde PWC ve McKinsey&Co’da uzun yıllar çalıştı. Ancak Novartis’te görev almasıyla birlikte ilaç sektörünü ve insan hayatına nasıl değer kattığını yakından gözlemleme şansı yakaladığını anlatan Catalino, “Yaptığım işle hastaların hayatına değer katıyor olmak beni son derece mutlu ediyor. Normal bir yaşamın güzelliklerini çoğu zaman fark edemiyoruz. Ne zaman ki sağlığımızı kaybediyoruz, o zaman normal bir hayat sürebilmenin kıymetini daha net anlıyoruz. Novartis olarak yaptığımız çalışmalarla 1 milyar insanın hayatına dokunmak müthiş bir şey” diyor. Kiğılı CEO’su Hilal Suerdem ise kendisi için dönüm noktası olabilecek en önemli tarihin Türkiye’nin ikinci AVM’si olan Capitol’deki Kiğılı mağazasında satış danışmanı olarak işe başladığı 1993 yılı olduğunu söylüyor. “O yıl benim için çok önemliydi. Bu ilk adımdan sonra, sektörün hemen her departmanında çalıştım. Mağaza müdürlüğü ve bölge müdürlüğü görevlerine yükseldim. Kriz yılları da olarak anılan 1994, 2001 ve 2008 benim için oldukça önemli. Bu tarihlerde krizlere ve iş yaşamına dair önemli deneyimler ve bilgiler edindim” diye konuşuyor. 
~
“GEMİLERİ YAKTIĞIM YIL” DuPont Türkiye Ülke Müdürü Halide Aydınlık da kendisi için en önemli tarihin, DuPont’ta çalışmaya başladığı gün olduğunu ifade ediyor. “Çünkü 11 yıldır, her gün yeni bir şey öğrenerek keyifle çalışmaya devam ediyorum” diyor. Hem kariyeri hem hayata bakışı yönünden DuPont’ta çalışmaya başlamak Aydınlık için pek çok değişikliğe vesile olmuş. Özellikle DuPont’ta çok önem verilen 4 ana değerden biri olan “güvenlik” ile ilgili dünya görüşünün çok farklılaştığını ifade eden Aydınlık, “Çevremdeki herkese, çocuklarıma, eşime sürekli bu olguyu aşılamaya çalışıyorum. Sanıyorum başarılı da oldum” diyor. Perform Türkiye Genel Müdürü Emre Uğurlu için 2006 yılının 1 Ekim’i özel bir anlama sahip. O günün, dijital iş dünyasına adım attığı gün olduğunu belirten Uğurlu, “Bu tarihe kadar geçen sürede farklı işlerde çalışmış, orta düzey yöneticilikler yapmıştım. İstanbul Erkek Lisesi’nden arkadaşım olan, Maksimum İletişim’in başındaki isim İlkan, benim spora olan ilgimi ve pazarlama alanındaki çalışmalarımı da bildiği için sık sık görüşüyorduk ve düşüncelerimi paylaşıyordum. Sonrasında da beni kendilerine katılmaya davet etti. O dönemde hiçbir tecrübem olmayan bir alandı dijital. Ama gelecekteki önemine de inancım tamdı. Ben de bir anlamda gemileri ve önceki yıllardaki iş tecrübelerimi yakarak bu dünyaya girdim” diyor. 
SİLİKON VADİSİ’Nİ BIRAKIP GELDİ Yemeksepeti’nin CEO’su Nevzat Aydın, 2000 yılında kritik bir karar aldı. Silikon Vadisi’ndeki eğitimini yarıda bırakıp Türkiye’ye dönecekti. Oysa eğitiminin sonlanmasına sadece 6 ay kalmıştı. Ailesinin diplomasını alıp gelmesini tavsiye etmesine rağmen kararını uyguladı ve 2000 yılında Türkiye’ye döndü. Gelir gelmez Melih Ödemiş, Gökhan Akan ve Cem Nüfusi ile Yemeksepeti fikri üzerine çalışmaya başladı. İşle ilgili somut bir adım atma safhasındayken 2001 krizi patlak verdi. Bugün kendisi için o kritik tarihi diğerlerinden ayıran Aydın, “Eğer o gün arkadaşlarımı, ailemi dinleyip eğitimimi tamamlamak üzere ABD’de kalmış olsaydım, 6 ay sonra Türkiye’ye geldiğimde karşılaşacağım kriz ortamında bu girişimi hayata geçirmeye cesaret edemeyebilirdik ve ben geri dönerek kariyerime Silikon Vadisi’nde farklı bir rota çizebilirdim. Bu olay benim için kararlı ve tutkulu olmanın bir girişimci için ne kadar önemli olduğuna dair inancımın da bir sağlaması. Bugün hala aklıma koyduğum bir fikri hayata geçirme konusunda asla beklemeden emin bir şekilde yoluma devam ediyorum” diyor. BTA CEO’su Sadettin Cesur, kendi kişisel tarihinde iki önemli gelişme olduğunu dile getiriyor. Bunlardan birincisinin 90’lı yıllarda özelleştirmelerle yabancı sermayenin Türkiye’ye gelişi diğerinin ise BTA’da işe başladığı yıl olduğunu söylüyor. “Bu yabancı zincirlerle çalışırken bizler Avrupa ve Amerika kültürünü, onların yaşam biçimlerini, misafir deneyimlerini, kültürel altyapılarını, dinamiklerini ve ekonomilerini gözlemledik. BTA’nın kurucu ekibinde yer almak benim için ikinci önemli an. Gerek TAV gerek BTA’nın kendi alanlarında bir marka olduğuna şahit oldum” diye konuşuyor.
~
AYTAÇ BİTER / TOSHİBA TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ
“ÜNİVERSİTEDE KENDİ İŞİMİ KURDUM” 
5’İNCİ SINIFTA İŞ HAYATINA ATILDIM
İş hayatımdaki en önemli tarih; iş hayatına ilk atıldığım 1976 ve ticarete ilk atıldığım 1985 tarihleri. 1976 yılının yaz tatili döneminde, ilkokul 5’inci sınıfa giderken ilk çalışma tecrübemi yaşadım. Annemin amcası İsmail Çeltekligil, 30’un üzerinde teknik kitap yazmış, o dönemin öncü teknik bilgiler kaynağı olan Elektroteknik Kitaplar Yayınevi’nin sahibiydi. Ben de o yayınların sipariş ve müşteri kayıtlarını yaparak işe başladım.
SÜRECİN BAŞLANGICI Üniversite öğrenciliğim sırasında kendi işimi kurduğumda tarih Şubat 1985 idi. Aytaç Bilgisayar, hayatımın dönüm noktalarından biri oldu ve 1992 yılında iki iş ortağımla birlikte Toshiba Dizüstü Bilgisayarlar’ın Türkiye distribütörlüğünü almamızla birlikte bugüne kadarki süreç başladı. İlk işim olan yayıncılık işi bana ticarette insan ilişkilerinin ve farklı müşteri profilleri için farklı pazarlama yöntemlerinin uygulanmasının önemini öğretti. Amcamdan edindiğim tecrübe ve deneyim sonraki iş hayatımın şekillenmesinde önemli rol oynadı. 
GELİŞİMİN TANIĞI OLDUM Bilişim teknolojilerinin çok önemli bir yere sahip olduğu günümüzde teknoloji sektörüne erken dönemlerde başlamamın çok faydasını gördüm. Sektördeki gelişime ve değişikliklere şahitlik ederken sektöre yön veren isimlerden biri olmak ve bu şekilde anılmak beni mutlu ediyor. Aytaç Bilgisayar’dan bugüne ortağı olduğum Toshiba Bilgisayar, Görüntü ve Aydınlatma Sistemleri Türkiye Distribütörü TNB A.Ş. ile sektörde yaklaşık 30 yıllık bilgi ve deneyime sahibim. Bugün geldiğim noktada az önce belirttiğim tarihler ve tercihler belirleyici oldu.

MURAT KOLBAŞI / ARZUM YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“SERBEST TİCARET ANLAŞMASI BİR DÖNÜM NOKTASIYDI” 
ÇİLLER’İN BAŞBAKANLIĞI
11 Temmuz 1988 tarihinde babamın vefat etmesi ile birlikte tahsil hayatıma nokta koyup, Arzum’daki iş hayatıma başladım. Bu benim için önemli bir dönüm noktasıydı. 1996 yılında Tansu Çiller’in başbakanlığı döneminde, Avrupa Birliği ile yaptığımız serbest ticaret anlaşması ile dünya oyuncularıyla ciddi bir rekabetle karşı karşıya kaldık. O rekabetle mücadele edebilmek bizim için bir dönüm noktasıydı. 
21 ŞUBAT 2001 KRİZİ 21 Şubat 2001 krizinde dövizin yukarı gitmesinin bütün şirketlere, bilançolara ve ekonomik hayata olumsuz etkisi oldu. O dönemde yaptığımız forward anlaşmaları ile şirketi az hasarla o krizden çıkarmayı başardık. Son olarak Şubat 2008’de Arzum’un azınlık hisselerinin başka bir fona satılmasının, şirketimiz için çok büyük bir mihenk taşı olduğunu düşünüyorum. 
STRATEJİK ORTAKLIK Arzum, sürdürülebilirliğini sağlama, finansal olarak güçlenme, kurumsallaşma ve uluslararası pazara çıkma yolunda önemli bir adım atarak, dünyanın önde gelen finansal fon şirketi Ashmore Group’a bağlı Ashmore Private Equity Turkey ile stratejik bir ortaklık kurdu. 
CİRO 2’YE KATLANDI Bu ortaklık 2008-2013 yılları arasında 5 yıl boyunca sürdü. Ortaklık süresince Arzum Elektrikli Ev Aletleri’nin cirosu 2’ye katlandı. Ortaklığı, olumlu sonuçlarıyla Arzum için bir başarı hikayesiydi. Bu süreçte sürdürülebilirliği sağlamak adına yönetim profesyonelleştirildi. 2013 yılının sonunda stratejik ortaklığımızı Mediretta Capital Partners iştiraki olan SDA International ile sürdürmeye başladık.
~
AZİZ TORUN / TORUNLAR HOLDİNG YÖN.KUR.BŞK
“ÖLÜM KALIM MÜCADELESİ VERDİM” 
KRİZLERİN ETKİSİ
1994 ekonomik krizinin yanında 2000- 2001 krizi benim kişisel tarihimde çok etkili oldu. Her iki kriz de pek beklenmedik bir zamanda hızla büyüyen tsunami dalgaları gibi geldi ve birçok şirketi önüne katıp sürükleyerek götürdü. 
CAN HAVLİYLE Bizler de ithalatçı ve döviz borcu olan şirket sahipleri olarak kıyıya çıkabilmek için can havliyle kulaç atarak dalgalardan kurtulup kıyıya çıkma başarısını gösterebilenlerden olduk. 
UYKUSUZ GECELER Ama aylar süren çalkantılar boyunca uykusuz geçen geceler ve zararı asgari düzeye düşürmek için yapılan çalışma ve mücadeleleri ve çözüm üretme pratiklerini unutmak mümkün değil. Tam ölüm kalım denilecek cinsten günlerdi. Ölüm kalım mücadelesi verdim. Allah ülkemize ve hiçbir işadamına o günleri tekrar yaşatmasın.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz