Fabrikasız şirketler

Bugün dünyanın dört bir yanında yüzlerce fabrikasız şirket mevcut.

1.09.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Fabrikasız şirketler


Türk şirketleri de Nike ve Apple gibi dünya devlerinin öncülüğünü yaptığı küresel trendi takip ediyor. Aralarında fabrikalarını kapatıp bu üretim modeline geçenler de var, kurulduğu ilk günden beri bu modeli benimseyen de... Koton, Arzum, Kiğılı, Emsan, Blue House, Homend, Twigy gibi pek çok Türk markası üretiminin tamamını Türkiye ve yurtdışındaki fason üreticilere yaptırıyor. Capital, fabrikasızlığın dünyada geldiği boyutla fabrikasız şirket olmanın avantaj ve dezavantajlarını araştırdı. Kuzey Amerika'daki stratejik planımız, müşterilerin günlük giyim isteklerini ve ihtiyaçlarını karşılamak için marka yönetimi, pazarlama ve ürün tasarımına yoğunlaşmaktır. Üretimimizin önemli bir bölümünü Amerika ve Kanada pazarlarından tüm dünyadaki yüklenicilere kaydırmamız, şirketin kaynak ve sermayesinin markalarına tahsis edilmesi konusunda büyük bir esneklik sağlayacaktır." Naomi Klein'ın "No Logo" adlı kitabının "Terk edilen fabrika" bölümü bu sözlerle başlıyor. Konuşmacı iseLevi Strauss'un 1997 ve 1999 yılları arasında 22 fabrikasını kapatma ve Kuzey Amerikalı 13 bin kişiyi işten çıkarma kararını açıklayan, o dönemin Levi Strauss Amerika Ülkeleri Bölümü Başkanı John Ermatinger. Sadece Levi Strauss değil, Nike'dan Apple'a, Barbie'ye kadar pek çok dünya şirketi fabrikalarını tek tek kapatıp dünyanın dört bir yanından çoğunlukla da Uzakdoğu'dan üreticilerle üretim sözleşmeleri yaptılar. Amaç, ana işleri olarak gördükleri tasarım, satış, ürün geliştirme, marka ve pazar-lanmaya odaklanmak hem de işletme maliyetlerinden kurtularak kârlılığı yükseltmekti. Bugün dünyanın dört bir yanında, ünlü Japon guru Kenichi Ohmae'nin deyimiyle, yüzlerce "fabrikasız şirket" (fabless company) faaliyet gösteriyor. Türk şirketleri de bu küresel trendi takip ediyor. Aralarında fabrikalarını kapatıp bu üretim modeline geçenler de var, kurulduğu ilk günden beri bu modeli benimseyenler de... Koton, Kiğılı, Arzum, Twigy gibi pek çok Türk markası üretiminin tamamını Türkiye ve yurtdışındaki fason üreticilere yaptırıyor. Capital fabrikasızlığın dünyada geldiği boyutla fabrikasız şirket olmanın avantajlarını ve dezavantajlarını araştırdı.

Hangi şirketlerin fabrikası yok görmek için görsele tıklayın

FASONCUDAN YENİ DEVLER YARATILDI
Global ekonomi, fabrikasız şirketlerin varlığından pek çok açıdan pozitif etkilendi. Ana şirketler ürünün tasarımı, üretimi ve sunumu aşamasında kaliteyi yakalamak için özellikle Uzakdoğulu üreticilere büyük oranda bilgi ve yetenek transferi gerçekleştirdi. Sonuçta LG gibi üreticiler, General Electrics gibi şirketler için üretim yaparken, onlardan çok fazla şey öğrendi. HTC, Motorola ve diğer şirketler için tasarlayıp ürettiği akıllı telefon işinden inanılmaz kazandı. Tüm bu şirketler şimdi esas marka sahiplerini pazarda zorlayan, güçlü rakipler haline geldi. Insead İş Okulu'ndan Prof. Dr. Amitava Chatto-padhyay, "Bu yüzden GE beyaz eşya işini satmaya çalışıyor. HTC ise bugün dünyadaki en büyük 3'üncü akıllı telefon üreticisi ve hemen Apple ile Samsung'un arkasından geliyor" diyor. Emory Üniversitesi'nden Dr. Jagdish Sheth ise fabrikasız şirketlerin global ekonomiye kazandırdıkları hakkında şunları söylüyor: "Esneklik ve hız fabrikasız şirkete sahip olmanın en önemli avantajları. Bu sayede doğal afet ya da insan eliyle yaratılan savaş, terörizm ve politik belirsizlik gibi konuların riskini minimuma indirmek de daha kolay. Ayrıca, sözleşmeli şirketler içsel tedarik zincirinden daha uyumlu." Sheth, fason üreticilerin işlerini yaptığı markaların ve fabrikasız şirketlerin karşısına rakip olarak çıkmasını ise tehdit olarak görüyor ve devam ediyor: "Fabrikasız şirket fasoncusuyla kendi know-how'ını paylaşmak zorunda kalıyor. Fasoncu ileride ana şirketin rakibi haline gelebiliyor. Çin'e üretimin, Hindistan'a ise servislerin outsource edilmesi sonucunda şu anda dünyada ortaya çıkan durum da tam olarak bu..."~

NEDEN ÜRETİMİ BIRAKTILAR?
Türkiye'de son yıllarda özellikle hazır giyim, küçük ev aletleri, elektronik sektörlerinden şirketlerin fabrikalarını terk edip üretimi outsource ettiklerini görüyoruz. Her birinin fabrikasız şirket oluş hikayesi farklı. Örneğin Koton, bu modelin en önemli temsilcilerinden biri. Koton Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Yılmaz, "Gelişen perakende operasyonlarımızı, kendi üretim kapasitemizin karşılamadığı anda fabrikasız üretim yönetimine geçtik" diyor. Adil Işık Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Tasarım Direktörü Zehra Işık ise kuruluşlarından beri bu modeli benimsediklerini belirtiyor ve şöyle devam ediyor: "Biz kurulurken Türk hazır giyim şirketlerinin hepsi üretimlerini kendi fabrikalarında gerçekleştiriyordu. Uluslararası markaların organizasyon yapılarını inceledik. Odak noktalarının marka yönetimi, tasarım, pazarlama ve satış ana süreçleri olduğunu gördük. Hedefimiz kısa sürede uluslararası arenada en tanınan Türk hızlı moda markası olmak ve global markalarla rekabet etmekti. Bu yüzden fabrikasız üretim modelini tercih ettik." Blue House markasıyla küçük ev aletlerinin önemli oyuncularından biri olan Tarman Group da fabrikasız. Blue House Genel Müdür Yardımcısı Mete M. Gedikoğlu, bu üretim modeline 2006'da geçtiklerini söylüyor ve ekliyor: "Fabrikalarımız yurtdışındaydı. Gerek tedarik süreleri gerek döviz riskleri vardı. Hem tedarik süremizi azaltmak hem kasamızda bulunan atıl müşteri çeklerinin değerlendirilmesi amacıyla bu yola yöneldik."

MALİYETLER DÜŞTÜ, KÂR YÜKSELDİ
Şirketlerin fabrikalarını kapatıp üretimi başkalarına devretmesinin en önemli nedenlerinden biri yüksek maliyetlerden kurtulma arayışı. Sabancı Üniversitesi'nden Dr. Cüneyt Evirgen de en önemli nedenin maliyet avantajı olduğunu söylüyor. Evirgen, şöyle devam ediyor: "Şirketler böylece sabit yatırım maliyetlerinden, amortisman, genel giderler ve insan kaynağı maliyetinden kurtuluyor. Üretim firelerinin maliyeti olmuyor. Üretim yapılan ülkeye göre de farklı vergi avantajı elde ediyorlar." Kiğılı CEO'su Hilal Suerdem ise fabrikasız olmanın avantajlarını şöyle ifade ediyor: "Personel gideri ve bazı genel gider kalemleri tamamen kalkıyor. Kârlılığı belirlemek daha kolay oluyor. Bu da takribi yüzde 30 avantaj sağlıyor." Twigy markasının sahibi Terteks Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Öncel, "Fiyat avantajı sağlayan Çin'de bile aynı ürünü iki farklı şehirde yüzde 30-40'lara varan fiyat farklarıyla ürettirebiliyorsunuz" derken, inanılmaz düzeydeki fiyat avantajına vurgu yapıyor. Öncel, şöyle devam ediyor: "Manevra alanınız hep çok geniş. Bu model, modası hızla değişen ürünler sattığımız için dünyada ilgili ürünü en uygun şartlarda üreten şirketlere çabuk ulaşmamızı sağlıyor." Kozmetik, temizlik ürünleri ve küçük ev aletleri ürünlerini doğrudan satış yöntemiyle satan Petra da fabrikasız şirketlerden. Petra Genel Müdür Yardımcısı Hakan Yedier, üretim faaliyetlerinden sıyrılmanın en büyük avantajının tüm enerjilerini ana faaliyet konularına ayırıp bu konuda uzmanlaşmak ve rekabet avantajı sağlamak olduğunu söylüyor. Yedier, "Ortalama yüzde 10 ila yüzde 15 arasında maliyet avantajımız oluyor. Haliyle bu da direkt kârlılığı pozitif etkiliyor" diyor.~

HIZLI, ESNEK VE ODAKLI
Şirketlerin üretimden çıkmalarının önemli bir diğer nedenini ise bu yolla daha hızlı ve daha esnek hareket edebilmeleri oluşturuyor. Bu şirketlerin pazarlamaya, tasarıma ve perakendeye daha fazla odaklanmak istemeleri de bir başka neden olarak öne çıkıyor. Küçük ev aletlerinin önemli markalarından Arzum'un üretim yaptırdığı Türkiye'de 12, yurtdışında ise 58 fabrika var. Arzum Genel Müdürü Murat Kolbaşı, farklı fabrikalar ile çalışarak pazara daha hızlı ürün çıkarabildiklerini söylüyor ve ekliyor: "Farklı teknolojiler görüp kullanma şansımız olabiliyor. Pazarda talep görmeyen bir üründen çıkma fikrini daha hızlı verebiliyoruz. Bu çalışma şekli sayesinde AR-GE yatırımlarımızı artırdık ve tasarım ürünler geliştirmeye başladık." 38 yıllık züccaciye markası Emsan son 3 yıldır Karaca Group bünyesinde faaliyet gösteriyor. Markanın ürünleri 2000 yılından bu yana Türkiye, İtalya, Portekiz ve Uzakdoğu ülkelerindeki sözleşmeli üreticiler tarafından üretiliyor. Emsan Genel Müdürü Uğur Kaymak, bu yöntemin en önemli avantajının, üretim sürecinde çok daha hızlı davranabilmeleri olduğunu söylüyor. Çok kısa sürede çok farklı ve yeni model piyasaya sürebildiklerine dikkat çekiyor. Kaymak, ayrıca "Uzman üreticilerle çalışarak daha kaliteli ürünleri yüzde 25 daha kârlı üretiyoruz. Müşteri taleplerine daha hızlı dönüyoruz. Pazarlama odaklı olmamız da satışa dönüşü hızlandırıyor" diye devam ediyor. Konyalı Saat de kendi markası Nacar için üretimi farklı ülkelerdeki üreticilere yaptırıyor. Konyalı Saat CEO'su İrfan Nalçacı bu yolla daha fazla modele erişebilme olanağına sahip olduklarını belirtiyor. Ayrıca "Bu sayede rekabetçi alım yapabiliyoruz. Ürünleri çok hızlı bir şekilde temin edebiliyoruz. Fabrika ve üretim maliyetlerinden de kurtulduk" diyor.
Ten Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Deha Orhan ise bu sayede hızla mağazalaşmaya başladıklarını belirtiyor ve devam ediyor: "Mağazalaşma ve beraberinde satışları artırmaya yönelik aktivitelere daha fazla zaman ayırabiliyoruz. Şu an 20 olan Ten mağazalarının sayısının gelecek yılın sonunda 36'ya ulaşmasını hedefliyoruz."

FABRİKA İÇİN DÜNYA TURU
Fabrikasız şirketlerin patronları ve yöneticileri artık bu model sayesinde ellerinde çantaları dünyayı dolaşıyor. Yılın yarısını seyahatte geçiren bile var. Amaçları üretici bulmak, sektörlerindeki trendleri tüm dünyadaki fuarlarda izlemek. Indeks Group'un küçük ev aletleri markası Homend'in genel müdürü Hakan Koçer, sürekli seyahat ettiklerini bu yüzden bütün sistemlerini mobil internet iletişimiyle bilgi akışı üzerine kurduklarını söylüyor. Koçer, "Zamanımın 4'te 1'inden fazlasını seyahatlerde geçiriyorum. Çin'de gerçekleştirilen herhangi bir fuarda standı olan üreticilerle çalışmak yerine; Türkiye ile çok fazla ticareti olmayan, ağırlıklı olarak Amerikan veya Japon şirketleri ile çalışan ve SA8000 ve IS014001 sertifikalarına sahip olan fabrikalarla iş yapmayı tercih ediyoruz" diyor. Üretim için en cazip ülkenin Çin olduğu konusunda çok seyahat eden iş adamları hemfikir. Kiğılı CEO'su Hilal Suerdem, ayrıca Türkiye, İtalya, Vietnam ve Bangladeş'i de cazip ülkeler arasında sayıyor.
Terteks Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Öncel, üreticilerle genellikle fuarlarda tanıştıklarını söylüyor ve üretim için hala en cazip ülkenin Çin olduğunu belirtiyor. Silk&Cashmere Genel Müdürü Ayşen Zamanpur da her konuda en uzman fabrikayı bulduklarını söylüyor ve "20 yıldır Çin'deyiz, sürekli seyahat eden değişik ekiplerimiz var. Hangi üreticinin kalite-fiyat-sevkiyat-iletişim karesi daha doğruysa onlarla çalışıyoruz. Çin'i ve Moğolistan'ı avucumuzun içi gibi biliyoruz" diyor. Markaları için Çin ve Hong Kong'da üretim yaptıran Dost Saat'ten Abdullah Turgut ise "Üç ayda bir tasarım ve kalite ile ilgili Çin'e ve Hong Kong'a gidiyoruz. Üreticiyi fuarlarda buluyoruz. Üretim için en cazip ülkeler Çin ve Hong Kong" diye konuşuyor. ~

RİSKSİZ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR"
YILMAZ YILMAZ / KOTON YÖNETİM KURULU BAŞKANI
AĞIRLIK TÜRKİYE'DE

Bugün her 5 Koton ürününden 4'ü Türkiye'de üretiliyor. Yıllık üretimimiz 2011 yılında yaklaşık olarak tüm ürün gruplarında 22 milyon adet olacak. Bunun dışında yüzde 20 oranında Çin'den ve yüzde 3 oranında ise Hindistan'dan, Türkiye'de üretimi artık yapılmayan ürünleri alıyoruz.
AVANTAJI ÇOK
Fabrikasız şirket olmanın değil de dünyanın her yerindeki üretim üslerini kullanabilmenin inkar edilemeyecek kadar çok avantajı var. Sunduğumuz çeşidi artırdığı gibi üretim kabiliyetimizin esnekleşmesine de katkı sağlıyor. Tüm bunların kârlılığa etkisi de bir hayli fazla.
60 GÜN SEYAHATTEYİZ
Koton Yönetim Kurulu Eş Başkanı Gülden Yılmaz ve ben Elite Plus kart sahibiyiz ve kullanamadığımız millerle ne yapacağımızı bilemez haldeyiz. Şaka bir yana çoğunlukla seyahatte oluyoruz. Yılda herhalde 60 günümüz seyahat etmekle geçiyor. Tamamen marka, ürün ve perakende yönetimine odaklıyız.
HERKESLE TEMAS
Bu stratejinin birçok faydası var: Her an işin içindeyiz ve işin içindeki herkesle temas halindeyiz. Hiçbir riski yok. Kesinlikle uzun yıllar boyunca benimsenebilecek ve sürdürülebilirliği yüksek bir model. Başarımıza katkısından emin olmasak, alternatif modelleri değerlendirebilirdik ama bu şekilde ilerlemekten memnunuz.


PROF. DR. BARIŞ TAN / KOÇ ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ DEKANI
FABRİKASIZLIK TRENDİ SÜRECEK Mİ?    
EĞİLİM DEĞİŞİYOR

Üretimin dışarıda özellikle Çin gibi ucuz üretim maliyetlerinin olduğu yerlerde yaptırılması konusundaki eğilim son yıllarda değişiyor. Bunu tetikleyen farklı etkenler var. Birincisi toplam tedarik maliyeti içinde üretim maliyetlerinin yanında, nakliye, gümrük, vergi, stok taşıma maliyetleri gibi farklı kalemler yer alıyor.
HIZLI TEPKİ STRATEJİSİ
Şirketler son dönemde uzakta ve üretim maliyeti düşük tedarikçilerle birlikte pazara yakın ama üretim maliyeti daha yüksek tedarikçilerin birlikte kullanılması gerektiğini görüyor. Hızlı tepki adı verilen bu stratejiyi kullanan üreticilerin ve perakendecilerin sayısı artıyor. Böylece üretimin pazara yakın yerlerde daha çok yapılması şeklinde bir geriye dönüşü görüyoruz.
ÜRETİM PAZARA YAKLAŞACAK
İkincisi sürdürülebilirlik konusuna önem veren şirketlerin üretim kararlarında daha düşük toplam karbon ayak iziyle üretim yapan üreticileri daha çok kullanmaya başlaması. Üretim teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte üretimin pazarlara daha yakın yerlere kayacağını söyleyebiliriz. Fakat bahsettiğim gibi en iyi tedarik zinciri stratejisi bu iki tip tedarikçinin birlikte kullanılması olacak.~



PROF. DR. AMITAVA CHATTOPADHYAY
INSEAD İS OKULU PAZARLAMA, İNOVASYON VE YARATICILIK PROFESÖRÜ
'DEZAVANTAJINI UNUTMAMALI"

İSSİZLİK Fabrikasız şirketlerin var olduğu ülkelerin ülke ekonomileri açısından ortada doğal bir problem var. Çünkü üretim kapasiteleri başka ülkelere naklediliyor. Bu durumda bir işsizlik sorunu ortaya çıkıyor. Üretimin yer değiştirmesiyle geride kalan bu potansiyelin tamamını, fabrikasız şirketlerin ağırlık verdikleri tasarım veya marka yönetimi gibi departmanlarda istihdam etmek tabii ki çok zor.
RAKİP YARATIYORLAR
Ayrıca fasoncu şirketler tasarım ve üretim konusunda uzmanlaşınca, geriye dönüp üretimlerini yapmak üzere anlaştıkları ana şirketten pay çalabilir. LG ve HTC bu şirketlere en iyi örnekler.



Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz