Hız ve değer şampiyonları

Türkiye, son 10 yılda nominal olarak 5,5 kat değerlendi.

1.04.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Hız ve değer şampiyonları
Bu süreçte bilişim, otomotiv, hızlı tüketim, gıda gibi pek çok geleneksel sektör de Türkiye ekonomisine benzer oranlarda değer kazandı. Ama bazı alanlarda değerlenme, Türkiye'yi bile aştı. E-ticaret 38,2 bireysel emeklilik 27,2 araç kiralama 25, faktoring 18,1 kat değerlendi. En fazla değer kazanan sektörler arasında ise e-ticaret başı çekti. E-ticaret, son 10 yılda yüzde 3 bin 683 büyüyerek en hızlı sektör oldu. İnternetin ciddi anlamda sıkıntı yaşadığı bir dönemdi. Büyük holdingler internetten birer ikişer çıkıyorlardı. Ancak, parayı doğru kullanabildiğiniz takdirde internet üzerinden yapabileceğiniz şey o kadar fazlaydı ki... Biz parayı doğru kullandık. Önceleri yaptığımız işe kimse bakmadı, büyük holdingler kendi işleriyle meşguldü. Yemek satan bir sitenin varlığı ve büyümesi onların dikkatini çekmedi. İlk rakibimiz 2003'te geldi. Ama artık çok geçti." Bu sözler, 2001 yılında yemeksepeti.com'u kuran Nevzat Aydın'a ait. 2001 yılında 80 bin dolar sermayeyle yemeksepeti.com'u kuran Aydın'ın şirketi bugün Türkiye ve yurtdışında 100 milyon dolarlık yemek siparişine aracılık ediyor. 1,5 milyon kayıtlı kullanıcısı var. Aydın ve şirketi e-ticaretin tek başarı hikayesi değil. Son 10 yılda 38,2 kat değerlenen e-ticaret sektöründe, Limango'dan Markafoni'ye, Trendyol'dan Şehirfırsatı'na birçok başarılı şirket doğdu. Bilgisayar ve internet penetrasyonunun artması, bu alandaki güvenlik sistemlerinin gelişmesi ve her şeyden önemlisi, tüketicinin e-ticaretteki potansiyelin farkına varması bu sektörün çok hızlı değerlenmesinin yolunu açtı. Sadece e-ticaret değil, Türkiye'deki demir çelik, bankacılık, otomotiv gibi geleneksel pek çok sektör, son 10 yılda müthiş bir değer artışı yaşadı. 2001 krizinde tarihinin en kötü yılını yaşayan otomotiv, 10 yılda değerini 5 katına çıkardı. Bankacılık 6,5 kat, demir çelik 7,4 kat değerlendi.

Tabloyu görmek için görsele tıklayın

EN ÇOK DEĞERLENENLER

Türkiye'de son 10 yılda en çok değer kazananlara, yeni sektörler ve yeni gelişen sektörler damgasını vurdu. Veri toplayabildiğimiz 34 alan arasında yeni sektörler e-ticaret, BES ile yeni gelişen sektörler araç kiralama ve faktoringde yüzde binin üzerinde artışlar yaşandı. En çok değer kazanan sektör ise 10 yıl öncesine göre 40 katına yakın büyüyen e-ticaret oldu. 2001 yılında 370 milyon dolar olan sektörün hacmi, BKM'nin verilerine göre internetten yapılan ödeme işlemleriyle birlikte 14 milyar dolara yükseldi.~
 Sektör yüzde 3 bin 683 büyüdü. İnternetten yapılan ödemeler hariç verilere göre ise 2011'de e-ticaret kanalıyla yapılan alışverişlerin tutarı 4 milyar doları geçti. Geçen yıl, Türkiye'nin e-ticaret-te patlama yaptığını söyleyen enuygun.com'un genel müdürü Çağlar Erol, "Perakende sektöründe geçtiğimiz 10 yıl içinde en çok değer kazanan alan e-ticaret oldu. Sektörün toplam perakende içindeki payı yüzde 2'ye yükseldi" diyor. McKinsey'in dünya çapında yaptığı araştırmadan ör-nek veren Erol, "Araştırmaya göre gelişmiş ülkelerde e-ticaretin GSMH'deki payı yüzde 3 olurken, bu oran Türkiye'de 0,5 seviyesinde" diyor. Sonuçta bu verilerden, Türkiye'nin GSMH'si aynı kalsa bile e-ticaretin önümüzdeki dönemde en az 6 kat daha değerini artıracağı açıkça görülüyor. Araştırmamıza göre, 10 yıl önce var olmayan, 2003 yılında faaliyete başlayan bireysel emeklilik sistemi (BES) de en hızlı değerlenen ikinci sektör durumunda.. .8 yıl önce 276 milyon dolar olan sektörün büyüklüğü geçen yıl 7,5 milyar dolara çıktı. BES'in her geçen gün hızla değerini artırdığını söyleyen Anadolu Hayat Genel Müdürü Mete Uğurlu, "8 yılda sektörümüz fon büyüklüğü ve katılımcı sayısında ulaştığı rakamlar ile hedeflerinin tamamını tutturdu" diyor.

Tabloyu görmek için görsele tıklayın.

HİZMET FARKI İYİCE AÇTI

Son 10 yılda en çok değerlenen sektörlere baktığımızda hizmet alanlarının öne çıktığını görüyoruz. Bunlar içinde en hızlı değerini artıran ise 10 yıl önce 80 milyon dolar olan cirosunu, 2011'de yüzde 2 bin 400 oranında büyüterek 2 milyar dolar seviyesine getiren araç kiralama pazarı oldu. Değişen vergi mevzuatı, ekonomik krizden dolayı tasarruf önlemlerini artıran şirketlerin filo kiralamaya yönelmesi, değer kazandıran unsurlar oldu. Bugün Türkiye'de satılan araçların yüzde 17'sinin kiralamada kullanıldığını söyleyen Mengerler Kiralama Pazarlama ve Operasyon Yöneticisi Aynur Çeltik, "Sektör, büyüme aşamasında ve eşine az rastlanır şekilde değer artışı yaşanıyor" diye konuşuyor. Hızlı değerlenen diğer bir sektör de tüketici elektroniği. 10 yıl önce henüz yeni kurulmakta olan sektörün bugün ulaştığı büyüklükle dünyada 10'uncu, Avrupa'da ise 7'nci olduğunu söyleyen Teknosa Genel Müdürü Mehmet Nane, "Sektör, yeni oyuncuların pazara girmesiyle daha da değer kazandı" diyor. 10 yıl öncesinde yeni gelişen bugün ise yurtdışına verdiği hizmetlerle ciddi döviz girdisi sağlayan çağrı merkezleri de yüksek performansıyla dikkat çekiyor. Sektörün 2004 verileriyle karşılaştırıldığında 7 yıl içinde değerini 4,3'e katladığı görülüyor. Çağrı Merkezleri Derneği Başkanı Bahadır Pekkan, değer kazanmalarında yurtdışına verdikleri çağrı merkezi hizmetleriyle bankacılık ve telekomünikasyon sektörlerinin etkili olduğunu söylüyor.~

MEHMET T. NANE / AMPD BAŞKANI
ÇİFT HANELİ DEĞER ARTIŞI SÜRECEK"
175 MİLYAR DOLAR
Perakende, Türkiye'nin enerji, eğitim ve sağlıktan sonra en büyük dördüncü sektörü. Son beş yılda da istikrarlı bir şekilde değerini artırıyor. 2011 yıl sonu itibarıyla Türkiye perakende sektörü yaklaşık 175 milyar dolar ciroya ulaştı.
İSTİHDAM ARTIYOR
Bunun içerisinde yer alan organize perakende cirosu ise yaklaşık 75 milyar dolar oldu. Sektörün istihdamı da ciro ile paralel büyüyor. Organize perakende sektörü 2011 sonu itibarıyla yaklaşık 620 bin kişiye istihdam sağlıyor. 2011 yılı istihdam büyümesi ise yaklaşık yüzde 15 oranında gerçekleşti.
BÜYÜMENİN NEDENLERİ
Son dönemdeki sektördeki değer artışı birçok değişkenin bir araya gelerek olumlu bir büyüme trendini sağlaması ile gerçekleşti. Yabancı yatırımcıların Türkiye'ye olan ilgisi, alışveriş merkezleri ve bunlarla birlikte birçok markanın Türkiye pazarına girişi sektörün gelişimini ve değer kazanmasını hızlandırdı.
GELECEĞİ PARLAK
Önümüzdeki yıl da bu trendin devam edeceğini, 2012'yi çift haneli değer artışı ile kapatacağımızı öngörüyoruz. Bugün 298 olan AVM sayısının da 2012 yılında 350'ye ulaşmasını bekliyoruz.

GÜRKAN ERGENEKON/ MEDLINE SAĞLIK GRUBU CEO'SU
"ÖZEL SEKTÖRLE DEĞERLENDİ"
HIZLI BÜYÜME
Türkiye'de 5 yıl önce 300 özel hastane varken bu sayı 500'e çıktı. Toplam hastane sayısı ise bin 500'e ' yükseldi. Rekabetin giderek arttığı sektörde, son 5 yılda yıllık ortalama 8 milyar TL'yi bulan sağlık yatırımlarının 3'te 2'sini özel sektör gerçekleştirdi. Geçen yıl da sektörün büyüklüğü her yıl yüzde 20 büyüyerek 100 milyar TL'yi aştı. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun harcamaları ise 20 milyar TL'ye yükseldi. Bunun içinde özel hastanelerin aldığı pay yüzde 8'den yüzde 30'a çıktı.
PAYI ARTIYOR
2001 yılından bu yana yapılan reformlarla sağlık sektörü, önemli bir mesafe kat etti. SGK anlaşmalı özel hastanelerden hizmet alınabilir olunması sağlıkta büyümenin temel etkeni oldu. Bugün sağlık sektörü, enerji ve telekomünikasyon ile birlikte en fazla değer kazanması öngörülen ve en fazla yatırım çeken 3 sektörden bir tanesi. Sektörün GSMH'den aldığı pay yüzde 6,1'e ulaştı.
FARKLILAŞMA GÜNDEMDE
Sağlık Bakanlığı büyüyen özel hastanelerin daha nitelikli olması için yeni hastane ruhsatı vermiyor. Bu nedenle özel hastaneler farklılaşmak için nitelikli branşlarla ön plana çıkacak yatırımlara yöneldi. Buna rağmen sektör, her yıl ortalama yüzde 20 büyüdü. 2012'de de özel sağlık sektöründe büyüme, yeni hastane yatırımlarından ziyade mevcut hastanelere yeni bölümler eklenmesi şeklinde olacak
.~

REFAHIN ETKİSİ DE ÖNEMLİ

Son 10 yılda milli gelir artışı da aralarında perakende, hızlı tüketim ve gıdanın da bulunduğu ekonomin lokomotif sektörlerinin değer kazanmasını sağladı. Milli gelir artışındaki olumlu tabloyla ivme kazanan iç tüketimdeki canlılık, 10 yıl önce 50 milyar dolar olan perakende sektörünü bugün 175 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştırdı. Sektör, 2001'den beri yüzde 250 büyüdü. Son 10 yılda milli gelir artışının pozitif etki yaptığı sektörlerden biri de kuşkusuz hızlı tüketim ürünleri oldu. Sektörün 10 yılda değerini 4,8 katına çıkardığını söyleyen Unilever Türkiye Dış İlişkiler Direktörü Ebru Şenel Erim, değer artışında Türk tüketicisinin artan alım gücünün etkili olduğunu söylüyor. Erim, "Türkiye ekonomisi, 2001 krizinin ardından hızlı bir büyüme süreci yaşadı. Kişi başına düşen milli gelir rakamı yaklaşık 3 kat arttı. Bu gelir artışı, hızlı tüketim ürünleri pazarını da hareketlendirdi" diyor. Sonuçta bu yüksek performans, Türkiye'yi hızlı tüketimde Avrupa'da Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, İspanya ve Hollanda'nın ardından 7'nci sıraya yükseltti. Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği Başkanı Mehmet Nane de son dönemde perakende sektörünün değerini artırmasında ekonominin genel itibarıyla sağlam bir zemine dayanmasının etkili olduğunu söylüyor.

İHRACAT OTOYA DEĞER KATTI

Otomotiv, makine, demir çelik, kimya, gıda ve içecek gibi ana iş kollarının 2001 krizinden sonra iç talebin küçülmesiyle ihracata ağırlık vermesi, onların diğerlerine göre daha hızlı değer kazanmasını sağladı. Bu dönemde otomotiv ihracatı ve yurtdışı müteahhitlik faaliyetlerinde yüzde 700'ün üzerinde değer artışı yaşandı. İhracata ağırlık vermek otomotivin 10 yılda değerini 5'e katlamasını sağladı. TAYSAD'ın verilerine göre, 2001 yılında 8 milyar dolar olan pazarın büyüklüğü, 40 milyar dolara yükseldi. Sektörün ihracatı ise 2,3 milyar dolardan 20 milyar dolar seviyesine çıktı. İnşaat da tıpkı otomotiv gibi yurtdışına açılarak hem kendisini hem de yapı malzemeleri gibi birçok alt kategorinin değerini artırmasını sağladı. İnşaatın değerini artırmasını, dinamo etkisine bağlayan Yapı Endüstri Merkezi Genel Müdürü Dr. Barış Onay ise "2007 krizi sonrasında yurtdışında alternatif pazarlara yönelen müteahhitler diğer alt sektörler için de ciddi fırsatlar yaratıp bunların değer kazanmalarını sağladı" diyor. Kimya sektörü de dış pazarlardan ivme kazandı. 10 yıl önce 2,5 milyar dolar olan sektörün ihracatı 6 kattan fazla değer kazanarak 16,5 milyar dolara yükseldi. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği Başkanı Murat Akyüz'e göre, bu başarı kriz sonrası alternatif rotalar belirleyerek alternatif ihracat pazarları yaratmalarından kaynaklandı. Gıda sektörü de ihracata ve yeni pazarlara yönelerek ihracatını 2 milyardan 6,7 milyar dolara çıkardı.~

TİMUR BAYINIDR/ TUROB BAŞKANI
"GELİRLERİMİZ 3 KAT ARTTI"

YÜZDE 194 BÜYÜDÜ
2001'de ülkemize 11,5 milyon turist gelerek yaklaşık 8,5 milyar dolar döviz girdisi bıraktı. 2011 yılında ise yaklaşık 30 milyon turisti ağırlayarak, 25 milyar dolara yakın döviz girdisi elde ettik. Yani son 10 yılda turist sayısında yüzde 160, döviz girdisinde ise yüzde 194 büyüme gerçekleşmiş. Gelirlerimiz yaklaşık 3 katına yükseldi.
HEDEF 5'İNCİLİK
Türk turizmi olarak hedefimiz, dünya turizm liginde ilk 5 arasında yer almak. Kendisi dışında 48 sektöre katma değer yaratan turizm sektörü, doğrudan ve dolaylı olarak 1,5 milyon kişiye istihdam sağlıyor. Özetle turizm en çok döviz ve en çok istihdam konusunda, tartışmasız en büyük sektör. Turizm sektörü, şu an olduğu gibi gelecekte de en çok döviz ve en çok istihdam yaratmada tartışmasız en büyük sektör olmaya devam edecek.

MARKAYLA YÜKSELENLER

Mobilyadan hazır giyime, makineden tekstile kadar hemen hemen bütün sektörlerin odağında tasarım ve markalaşma vardı. Bu sayede birçok sektör hem iç pazarda hem de yurtdışında katma değerli ürün üreterek değerini artırdı. Özellikle 2001 ve 2009 krizlerinde ciddi küçülmeler yaşayan hazır giyim, moda ve tasarıma yönelerek büyüme grafiğini yükseltti. Geçen yıl yüzde 12 oranda büyüyerek 45 milyar TL seviyesine çıkan hazır giyim, bu yıl 50 milyar doları hedefliyor. Sektörün 15,5 milyar dolarlık ihracatıyla dünyanın en büyük 4'üncü tedarikçisi olduğunu söyleyen Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Cem Negrin de "Güçlü markalarımızla bölgemizde moda sektöründe trend belirleyici hale geliyoruz" diyor. 2001 krizi sonrası marka ve tasarıma ağırlık vererek değerini artıran sektörlerden biri de kuşkusuz mobilya. Bu sayede sektörün cirosu son 10 yılda 2,6 kat büyüyerek 3,5 milyar dolardan 9 milyar dolara yükseldi. Mobilya sektörünün 1,7 milyar dolarlık ihracatıyla dünyada 21'inci sıraya yükseldiğini söyleyen MOSDER Başkanı Ramazan Davulcuoğlu, sektörün hızla değerini artırmasında tasarım ve markalaşma yatırımlarının etkili olduğunu söylüyor. Markalaşma ve tasarım, bugün 23 milyar dolara ulaşan inşaat malzemelerinin de hızla değerlenmesini sağladı. İnşaat Malzemeleri Sanayicileri Derneği Başkanı Hüseyin Bilmaç, önümüzdeki dönemde de rekabet güçlerini arttırmak için markalaşmaya, AR-GE'ye ve inovasyona odaklanacaklarını söylüyor.

POTANSİYEL ÇOK YÜKSEK
Türkiye'deki pek çok sektör yurtdışıyla kıyaslandığında performansının oldukça altında... Bu durum aslında olumsuzluktan ziyade sektörlerin gelecekte daha da hızlı değerleneceklerine işaret ediyor. Bu durum, özel okullar, üniversiteler ve dershanelerle birlikte 6 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan eğitim sektörü için de geçerli. Türkiye Özel Okullar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cem Gülan, yurtdışında birçok ülkede özel okulların eğitim sektörü içindeki payının yüzde 20 ila 25 arasında olduğunu, buna karşın Türkiye'de bu oranın yüzde 3,2 seviyesinde kaldığını söylüyor. Gülan'a göre bu durum sektörün önümüzdeki dönemde değerini artıracağını gösteriyor. Potansiyelin altında kalan sektörlerden biri de telekomünikasyon. Her ne kadar Türkiye'deki mobil abone sayısı 64 milyonu geçse de sektör hala Avrupa'nın gerisinde.~
TÜTED Başkanı Adil Zafer Müftüoğlu, "Türkiye'de mobil penetrasyon oranı yüzde 87,9. Buna karşın AB ülkelerinde bu oran yüzde 126 seviyesinde" diyor ve ekliyor: "Türkiye'de mobil telekomünikasyon pazarının değer kazanma potansiyeli olduğu açık." Son 10 yılda yüzde 600'ün üzerinde büyüyen lea-sing de büyüme vadeden sektörlerden. Yurtdışından örnek veren Yapı Kredi Leasing Genel Müdürü Nurgün Eyüboğlu, "Özel sektör sabit kıymet yatırımları içinde sektörün payı son 5 yıllık dönemde ortalama yüzde 3,5 seviyesinde. Dünya genelinde ise bu oran yüzde 15-20 seviyesine çıkıyor" diyor.

"YABANCILAR GELDİKÇE İVME KAZANDIK"
GENÇ NUFUS

Genç ve dinamik nüfusumuz ile diğer Avrupa ülkelerine göre istikrarlı ekonomimiz, yabancı markaların Türkiye'ye akın etmesine sebep oldu. Yabancı, güçlü franchise zincirleri Türkiye'ye geldikçe Türk markaları ve yatırımcılar da bu sektörü doğru uygulamaya başladı. Bu da sektörün büyüme grafiğine ivme kazandırdı. Bunun artarak devam edeceğini düşünüyoruz.
GİRİŞİMCİLER ARTTI

Sektörü büyüten temel hususların başında ise yaşadığımız ekonomik krizler var. Ekonomik kriz dönemlerinde beyaz yakalı çalışanların işlerini kaybetmesi, onları kendi işlerini yapmaya itti. Bilinçli olan bu yatırımcılar, bir marka altında kendi işini kurmayı ve markalı büyümeyi tercih etti. Ana firmadan alınan destek ve müşteri güvenilirliği de daha az riskli iş imkanları sundu.
35 MİLYAR DOLAR

Son zamanlarda sadece Türkiye'de değil dünyada da hizmet sektörünün çok hızlı bir büyüme kaydettiğini görüyoruz, Bu durum franchising sisteminde de çok hızlı bir büyüme yaşanmasına yol açıyor. Türkiye'de de 10 yıl önce 94 franchise veren şirket varken bugün zinciri olan markaların sayısı bin 471'e ulaştı. Sektörün cirosu ise 9 milyar dolardan 35 milyar dolara yükseldi. Önümüzdeki yıl da cironun yüzde 14 büyüyerek 40 milyar dolar olmasını bekliyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz