Rakip ülkeyi geçme planı

Capital, Türkiye’nin ihracatta potansiyeli yüksek 20 sektörünün rakip gördüğü ülkeleri araştırdı.

1.09.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Rakip ülkeyi geçme planı
Her sektörün kendine rakip aldığı bir ülke var. Bu, boyada İngiltere iken çelik, plastik, mobilyada Almanya; tekstil, hazır giyim, doğal taş, turizm ve ofis mobilyalarında İtalya olarak karşımıza çıkıyor. ABD’yi rakip gören sektör sayısı da azımsanamayacak düzeyde. Sektörlerin bu ülkeleri geçme planı ise 5-10 yıl arasında değişiyor. Capital, Türkiye’nin ihracatta potansiyeli yüksek 20 sektörünün rakip gördüğü ülkeleri araştırdı. Rakip ülkeyi geçmek için şirketlerin yaptığı planları ortaya koydurtık sektörlerin hedefinde tek bir ülke var. Bu ülkeyi rakip olarak görüyor, onu geçmek için plan yapıyorlar. İtalya ve Almanya en fazla geçilmek istenen ülkeler olarak ön plana çıkıyor. Bu ülkeleri İngiltere, ABD ve Çin izliyor. Hedefteki “rakip” ülkeyi geçmek için her sektörün koyduğu süre ise farklı... Turizm, mobilya, deniz ürünleri, kimya gibi sektörlerde bu süre 11-12 yıl iken, boya, çelik, hazır giyim, tekstil gibi sektörlerde rakibi geride bırakmak için 5 yıl süre biçiliyor. Her sektörün “rakip ülkeyi” geçmek için hareket planı da değişkenlik içeriyor. Tekstilde ülke markası yaratılması gerekliliği üzerinde duruluyor, mobilyada yurtdışı CEO ithalatından bahsediliyor, boyada hammadde yatırımı, çelikte kaliteli üretim için çalışılıyor. Peki sektör oyuncuları bu hedeflerin neresinde? Hangi ülkeyi, nasıl geçmeyi planlıyorlar? Capital, bu tabloyu ortaya koymak üzere Türkiye’nin ihracatta potansiyeli yüksek 20 sektörünün rakip gördüğü ülkeleri araştırdı. Şirketlerin rakip ülkeyi geçme planlarını ortaya koydu.
Tabloyu görmek için görmek için görsele tıklayın.

İTALYA'NIN YERİNE OYNUYOR
Türk tekstil sektörü hem yüksek hacimli hem marka üretebilen karma rekabet yapısıyla küresel tedarikçiler arasında özel bir yere sahip. Bu nedenle doğuda Çin’le batıda İtalya’yla rekabet içinde. İstanbul Tekstil ve Hammadde İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle, sektörün genel eğiliminin markalı ve yüksek katma değerli ürünlere yoğunlaşmak olduğunu söylüyor. AR-GE ve ÜR-GE yatırımlarının sonuç vermeye başladığını belirten Gülle, “İhracatımız daha çok değer bazında artıyor. İtalya’nın Türk tekstil sektörünün en büyük ikinci pazarı haline gelmesi bu genel eğilimin bir sonucu. Bu sebeple Türk tekstil sektörü küresel pazarlarda İtalya’nın yerine oynuyor” diye konuşuyor. Hedeflerinde İtalya’yı geçmek olduğunu ifade eden Gülle, İtalya’nın 20, Türkiye’nin 8 milyar dolar tekstil ihracatı olduğunu söylüyor. “İtalya yerinde saysa Türkiye ihracatını her yıl yüzde 25 artırsa bile o rakama 5 yıldan önce ulaşmak mümkün değil” diyor. Gülle, Türkiye’nin İtalya’yı geçmesi için ülke markası olması gerektiğine dikkat çekiyor ve şöyle devam ediyor: “Şu an için Türkiye fiyat, kalite, hizmet gibi süreçlerde kıyasıya bir rekabet içinde.~
Bir ülke markası tesis edildiğinde bu olumlu hava tüm sektöre yansıyacak, marka, ürünü sattıracak. Turquality bu yönde atılmış başarılı bir adım. Türk ürünlerini Türk şirketlerinden bağımsız olarak da markalaştıracak bu tip kavramların yaratılması ve böylelikle toplu bir algının oluşturulup yönetilmesi gerekir.

ÇÖZÜM ALMANYA'DAN CEO İTHALATI
Mobilya en önemli ihracat sektörlerinden biri. Türkiye’nin mobilya ihracatında geçmeyi planladığı ülke ise Almanya. Türkiye Mobilya Sektör Meclisi Başkanı Davut Doğan, Almanya’nın 10,5 milyar dolar olan ihracatını ancak 2023’ten sonra yakalayabileceğimizi düşünüyor. Doğan, 2011’de 1,7 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren sektörün kayıt dışı sorununu aşmasıylafarkın 2 kata yakın azalacağını söylüyor. Doğan, mobilya ihracatında Almanya’yı yakalayabilmek için izlenmesi gereken yolu ise şöyle tarif ediyor: “Almanya'yı yakalama süreci yeni Türk Ticaret Kanunu’nun hızla devreye girmesiyle başlayacak. Marka yatırımlarına hız vererek üretim, kalite ve hizmet alanındaki öncelikleri belirlemeliyiz. İnovatif ürünler ve hammaddelerin kullanımı artırılmalı. Sektörde nitelikli insan kaynağına önem verilmeli ve Almanya ya da İtalya’dan CEO, fabrika müdürü, AR-GE ve üretim müdürü gibi bilgili insan kaynağı transfer edilmeli. Sektöre odaklanarak her yıl yüzde 25 civarında büyüyerek 2023 sonrası arayı kapatabiliriz.” Çok çeşitli ağaç cinsleri yetiştirebilmesi ve 20,7 milyon hektarlık orman varlığına sahip olması nedeniyle Türkiye, orman ürünleri sanayinde de önemli avantajlara sahip. Akdeniz İhracatçılar Birliği (AKİB) Başkanı Bülent Aymen, sektörün alt gruplarında Türkiye’nin farklı pozisyon aldığını söylüyor. Kağıt-karton, mobilya-ağaç ve ahşap eşya sanayinin önemli ihracatçı sektörlerimiz olduğunu ifade ediyor. Sektörde Türkiye’nin en büyük pazarları Irak, İran, Azerbaycan ve Almanya. Aymen, 2011’de 3,4 milyar dolar olan sektörün 2023 hedefinin 16 milyar dolar ihracat olduğunu belirtiyor.

ÇELİKTE HEDEF 5 YIL
Çelik, ihracatçı olduğumuz bir diğer önemli sektör. Demir Çelik Üreticileri Derneği (DCUD) Genel Sekreteri Veysel Yayan, dünya çelik ihracatında 8’inci sırada yer alan Türkiye’nin 5 yılda Almanya’yı geride bırakmayı hedeflediğini söylüyor. 2011 yılı verilerine göre Almanya 44,3 milyon tonluk üretimiyle dünyanın en büyük 7’nci çelik üreticisi. Türkiye ise 34,1 milyon tonluk üretimle 10’uncu sırada yer alıyor. Türkiye’nin Almanya’yla arasındaki ihracat farkı ise üretim kadar açık değil. 26,4 milyon tonluk çelik ihracatıyla dünyanın en büyük dördüncü çelik ihracatçısı. Türkiye ise 18,5 milyon tonluk ihracatıyla dünyada 8’inci sırada yer alıyor. Almanya’nın ton başına ortalama çelik ürünleri ihraç fiyatı 1.300 dolar, Türkiye’nin ortalama ihraç fiyatı ise ton başına 900 dolar. Yayan, “Bu yüzden Almanya 34 milyar dolar civarında çelik ihraç ederken Türkiye’nin ihracat değeri 17 milyar dolarda kaldı” diyor. Yayan, üretim ve ihracat hacminden ziyade, üretilen ürünlerin niteliği ve çeşitliliği bakımından Almanya’nın yakalanmasının önemine gönderme yapıyor. Ayrıca Türkiye’nin ihracatta önümüzdeki 5 yılda Almanya’yı geride bırakabileceğini, ürün çeşitliliği bakımından ise aradaki farkı kapatacağını tahmin ediyor. Yayan, Almanya’yı geçme planını ise şöyle açıklıyor: “Türkiye’de üretilmeyen ürünlerin üretilmesine yönelik yatırımlar arttı. Ayrıca ihraç pazarlarında çeşitlendirmeye gidilmesi gerekiyor. Artan ürün ve kalite çeşitliliği bir taraftan Türkiye’deki çelik tüketicisi sektörlerin yatırımlarını teşvik edecek diğer yandan yeni ihracat imkânları yaratacak.”~

"ÇİFTLİK BALIKÇILIĞI ARTMALI"
5    milyon nüfuslu Norveç, yılda 7 milyar dolarlık deniz ürünleri ihraç ediyor. Oysa 3 tarafı denizlerle kaplı, 75
milyon nüfuslu Türkiye’nin deniz ürünleri ihracatı 500 milyon dolar seviyesinde. Sektör yetkilileri, “İyi bir planlamayla Norveç seviyesine gelebiliriz” diyor. Sektör, çıtayı yukarı koyarak kendine Norveç’i hedef koyuyor. Deniz Ürünleri Sanayicileri Derneği Başkanı Niyazi Önen, 2023 yılında hatta belki daha da önce Türkiye’nin Norveç’i geçebileceğini söylüyor.Peki Türkiye Norveç’i nasıl geçer? Önen, bu hedefi yakalama yolunun çiftlik balıkçılığını artırmak olduğunu düşünüyor. “Çiftlik balığı yetiştiriciliğinin önündeki bürokratik engelleri aşmalıyız. Su ürünlerine dayalı sanayinin gelişmesine destek verilmesi gerekiyor” diye konuşan Önen, markalı ürünlerle Avrupa, Rusya, Amerika ve diğer gelişmekte olan pazarlardan pazar payı alınması gerektiği fikrinde. Türkiye’nin deniz ürünleri ihracatının 2012’de 650 milyon dolar olacağını öngören Önen, deniz ürünlerindeki ihracatın kısa süredebirkaç milyar dolara çıkabileceğini belirtiyor. Ve rakip Yunanistan’ı nasıl geçtiklerini şöyle aktarıyor: “Yunanistan çupra ve levrekte rakibimizdi. Ama şimdi bizim balık çiftliği şirketlerimiz Avrupa’da lider. Turizmle çiftlik balığı işini keskin sınırlarla ayırmak gerekiyor. Bunu İspanya da Yunanistan da yaptı. Ülkemizin 3 tarafı deniz, hepsi boş. Hepsini kullanabiliriz, kullanmamak çok büyük hata. 100 dönümlük bir alanda 3 bin ton balık üretmek mümkün. Belirli bir alan açıldıktan sonra 10 binlerce ton balık üretilir.”

"ANCAK YÖN VERİRİZ"

Çin, dünya ev tekstil ihracatının yüzde 48,8’ini tek başına gerçekleştiriyor. 23,1 milyar dolar ihracatla ev tekstili sektörüne yön veriyor. Türkiye ise 2011 sonunda 1,9 milyar dolarlık ev tekstili ihracatı gerçekleştirdi. Zorlu Tekstil Grubu Başkanı Vedat Aydın, gelişmiş pazarlar, AB ve ABD’nin iyi ve kaliteli ev tekstili alacakları ülkenin sadece Türkiye olduğunu söylüyor. Aydın, “Miktar olarak dünya ticaretindeki payımız yüzde 3’ler seviyesinde ama kaliteli ve yenilikçi ürünler istendiği zaman mutlaka Türkiye’nin kapısı çalınıyor. Lider konumumuzu miktar olarak da destekleyebilirsek çok iyi olur” diyor. Aydın, şöyle devam ediyor: “Bugün ev tekstili ihracatında miktar olarak Çin, Pakistan ve Hindistan bizi geçmiş durumda. Üretim ve ihracatı artırmak rakip ülkelerin seviyesine getirebilmek için yatırım ortamının geliştirilmesi ve teşvik edilmesi şart. Gelişmiş insan gücümüz, know how’ımız ve ürün geliştiren yetişmiş kadrolarımız sayesinde ev tekstiline yön veren ülke konumumuzu uzun yıllar koruyabiliriz. Ev tekstili ihracatını 10 yılda ikiye katlayabiliriz. Çin’in hacimsel satışlarını hedef diye gösteremeyiz, çok yukarıdalar. Hedefimiz kalite olarak üst yerlere konumlanmak ve bu durumu koruyabilmek.” Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Burkay ise “Çin’i tüm dünya dengelerini değiştiren bir istisna olarak bir kenara bırakacak olursak, Türkiye, ev tekstili sektöründe onlarca rakip ülkenin örnek aldığı ülke haline geldi. Bu noktada zirveye çıkmak kadar zirvede kalmak da önemli. Bu yüzden tüm dünyada ‘Turkish Home Textile, Turkish Blue Sign’ gibi tescilli ülke markalarımızla yoğun tanıtım pazarlama ve tutundurma etkinliklerimizi aralıksız sürdürüyoruz” diye konuşuyor.

PİLİÇTE RAKİP AMERİKA

Türkiye piliç eti ihracatında rakipleri ABD ve Brezilya’nın çok gerisinde. Sektörün önemli ihracatçılarından Keskinoğlu’nun yönetim kurulu üyesi Keskin Keskinoğlu, özellikle Türkiye’nin komşu ülkelerindeki piliç eti pazarına Amerika ve Brezilya’nın hakim olduğunu söylüyor. ~
Keskinoğlu, sektörün hedefinde de bu iki Amerika kıtası ülkesini geçmek olduğunu söylüyor. 2011 yılında Brezilya’nın piliç eti ihracatı 3 milyon 215 bin ton iken Amerika’nın ihracatı ise 3 milyon 171 bin ton olarak gerçekleşti. Türkiye aynı dönemde 210 bin ton piliç eti ihraç etti. Keskinoğlu, sektörün Brezilya ve ABD’yi yakalama planını şöyle anlatıyor: “İhracatımızı Ortadoğu ve Arap ülkelerine kaydırdık. Bu iki pazarda Türk ürünlerinin marka bilinirliliği oldukça yüksek. Bu pazarlarda büyük bir paya sahip olan Brezilya’nın pazar payı gün geçtikçe azalıyor. Eğer AB ülkelerine ve lojistik bakımdan avantajlı olduğumuz Rusya’ya da piliç eti ihracatı başlarsa rakip ülkeleri en erken 7 yıl içinde yakalayabiliriz. İlk olarak ihracat yapamadığımız ülkelerin kapılarının Türk piliç eti şirketlerine açılması gerekiyor. Bununla birlikte ihracata verilen teşviklerin de artırılması etkili olacak.”

MÜTEAHHİTLİKTE JAPONYA, GIDADA KANADA

Türkiye, “Dünyanın En Büyük 225 Uluslararası Müteahhidi” listesinde 2011 yılında 31 şirketle yer aldı. Bu sayıyla Çin’den sonra 2’nci oldu. Gelire göre yapılan sırala- n mada ise Türkiye 14,6 milyar dolarla 9’uncu ülke konumunda. Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Emin Sazak, Türkiye’nin bu alanda geçmeyi planladığı ülkenin Japonya olduğunu söylüyor. Dünya 8’incisi olan Japonya, 2011 listesinde 15,6 milyar dolar gelirle yer almıştı. Sazak, “Kısa dönemdeki hedefimiz 1 ya da 2 yıl içinde Japonya’yı geçmek” diyor. Sazak, uzun vadeli hedeflerini ise şöyle açıklıyor: “Yarışma alanını tüm dünya coğrafyası olarak görüyoruz. ‘Dünyanın En Büyük 225 Uluslararası Müteahhidi’ listesinde 40 şirketle yer almak istiyoruz. Sektörün hem yurtdışı hem yurtiçi cirosunu 100 milyar dolara ulaştıracağız.” Gıda sektöründe ise Türkiye 8,9 milyar dolarlık ihracatıyla dünyanın en büyük 15’inci ihracatçısı. Türkiye’nin gıdada geçmeyi planladığı Kanada, 23 milyar dolarlık ihracatıyla dünyanın 9’uncu büyük gıda ihracatçısı. 10 yıl içinde 25 milyar dolar ihracat rakamına ulaşmayı hedeflediklerini söyleyen Türkiye Gıda Dernekleri Federasyonu Başkanı Şemsi Kopuz, sektörün kendi içinden global yatırımcılar çıkaracağını belirtiyor. Kopuz, rakip ülkeyi geçme planını şöyle anlatıyor: “Öncelikle tarım-sanayi entegrasyonumuzu geliştireceğiz. Böylece kırsal kalkınmayı sağlarken sanayimizi de büyütebiliriz. Gıda mevzuatı ve uygulamalarının AB ile tam uyumlaştırılması da AB pazarına ihracatta bizi öne geçirecek adımlar olacak.”

OTOMOTİV VE KUYUM 2023'E KİLİTLENDİ
Türkiye, otomotivde PWC’nin 2011-2016 yılları arasını kapsayan otomotiv öngörü raporuna göre dünyadaki
18’inci büyük üretici. Aynı çalışmada 2012-2016 yılları arasında üretimini en çok artıracak ülkelerin ilk 20 baz alındığında sırasıyla Çin, Hindistan, ABD, Japonya, Tayland, Brezilya, Meksika ve Güney Kore olacağı tahmin ediliyor. Hyundai Assan Genel Müdürü Ümit Karaarslan bu çalışmaya dayanarak Türkiye’nin 2023’te 2 milyon adet üretimi yakaladığında rakibi 17’nci sıradaki Çek Cumhuriyeti’ni geçeceğini öngörüyor. Karaarslan şöyle devam ediyor: “İhracat olarak bakıldığında ise marka stratejileri ve ülkelerin yapılarını da değerlendirmek gerekir. Örneğin Rusya’da üretim adetleri artacak ancak AB üyesi olmaması sebebiyle Rusya’da daha çok iç pazara yönelik üretim yapılacak. İhracat konusu, tamamıyla markaların stratejileriyle doğru orantılı olsa da üretimde Çek Cumhuriyeti, Slovakya gibi ülkeleri geçip İspanya’yı hedef aldığımız söylenebilir. Böylece araç ihracatımızın da 1 milyon adede ulaşması ve yukarıda belirttiğimiz Avrupa ülkelerine yaklaşmamız söz konusu olacak.” Troy Kıymetli Maden Yönetim Kurulu Üyesi Cumhur Taşdelen, mücevher üretiminde ilk 3 içinde yer alan Türkiye’nin üretimde ve ihracatta İtalya ile yarıştığını söylüyor. ~
2011 yılında İtalya’nın mücevher ihracatı, üretim maliyetleri ve ekonomik kriz nedeniyle yüzde 12 geriledi ve 3,9 milyar dolar oldu. Türkiye’ninse yüzde 22,75 oranında artarak 1,5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Taşdelen, 11’inci sırada yer alan Türkiye’nin 4’üncü İtalya’yı geçmek için başlatılan ihracat hamlesine dikkat çekiyor ve “2023 yılı için kuyum sektörünün ihracat hedefi 8 milyar dolar. Hedefe ulaşmada, tasarım alanında uzmanlaşmak, katma değeri yüksek ürünler üretmek ve markalaşma öne çıkıyor” diyor.

AHMET YİĞİTBAŞI/YAŞAR HOLDİNG BOYA GRUBU BAŞKANI
"BOYADA 5 YILDA İNGİLTERE'Yİ GEÇERİZ"

HEDEF İNGİLTERE
Avrupa'nın 6'ncı büyük boya üreticisiyiz. 3'üncü sırada İngiltere yer alıyor. İngiltere'nin üretimi 950 bin ton.
Türk boya sektörünün üretimi ise 850 bin tona yükseldi. Hedefimiz 5 yıl içinde, İngiltere'yi geçerek Almanya ve Fransa'nın ardından Avrupa'nın en büyük 3'ncü boya üreticisi konumuna gelmek.
ÜRETİMİ ARTIRACAĞIZ
Dünya genelinde son 4 yılda ihracatını en çok artıran ülkeler arasında yer alıyoruz. Türkiye, Avrupa'nın ve bölgesinin boya üretim merkezi olma gücüne ve potansiyeline sahip. Coğrafi konumumuz, ihracat pazarlarına lojistik olarak yakın olma avantajı kazandırıyor. Teknoloji olarak iyi bir noktadayız. İnsan kaynağımız, üretim teknolojimiz ve kalitemiz Avrupa'yla yarışacak boyutta. Türk boya sektörünün önümüzdeki 5 yıl içinde üretimini 1,3 milyon tona çıkarmasını hedefliyoruz
HAMMADDE YATIRIMI ŞART
Türkiye doğru stratejileri uygulayarak, hem Avrupa'nın hem bölgesinin boya üretim merkezi haline gelebilir. Doğu Avrupa, Rusya Federasyonu, Ortadoğu, Kuzey ve Orta Afrika ülkelerinin tüm merkezinde Türkiye yer alıyor. Teknolojik üstünlüğe sahip olmak için sektör olarak önümüzdeki yıllarda AR-GE'ye daha fazla yatırım yapmamız gerekiyor. Hammaddede dışa bağımlılık rekabet avantajımızı olumsuz
etkiliyor. Hammadde üretimlerine yönelik yeni yatırım gerekiyor.

MEHMET UYSAL/PAGEV YÖNETİM KURULU BAŞKANI
"PLASTİKTE ALMANYA'YI GEÇİP LİDERLİĞİ ALACAĞIZ"
BÜYÜK RAKİP ALMANYA
Plastik sektöründe Türkiye'nin dış pazarlardaen büyük rakipleri Almanya ve İtalya. 2011 'de Almanya 10,5 milyon ton, İtalya ise 7,5 milyon ton üretim gerçekleştirdi. Türkiye'de sektörümüzün 6,7 milyon ton mamul üretimi gerçekleştirdiğini görüyoruz. 2010 yılında Avrupa'nın 4'üncü büyük üreticisi olan Türk plastikçileri, 2011 yılında ülkemizi 3'üncülüğe yükseltti.
RAKİPLER BÜYÜMÜYOR
Avrupa' da yaşanan ekonomik kriz ve belirsizlik, üreticileri de zor durumda bıraktı. Türk plastik sektörü büyürken, Avrupalı rakiplerimiz büyümüyor. Geçtiğimiz yıl, Fransa ve İspanya'yı geride bıraktık. 2012 yılı sonu hedefimiz ikincilik ve bugünkü rakamlar ile bu hedefimize şimdiden ulaşmış durumdayız. Türk plastik sektörünün 2016 yılında Avrupa'nın en büyük plastik üreticisi olacağını tahmin ediyoruz.~
HAMMADDE SORUNU ÇÖZÜLMELİ
Türk plastik sektörünün büyüme ve ihracat rakamları sürekli bir artış gösterse de plastik üreticisi için en önemli sorun hammaddede yüzde 87 oranında ithalata bağımlılık. Hammadde ithalatı sorununun çözülmesi ülkemizin sektördeki gelişimini daha da hızlandıracaktır.

TURGUT GÜR/TURİZM YATIRIMCILARI DERNEĞİ
"TURİZMDE İLK 5'E GİRECEĞİZ

HEDEFE 2023’TE ULAŞIRIZ
Turizm sektöründe 2023 yılı hedefimiz 60 milyon turiste ve 60 milyar dolar turizm gelirine ulaşmak. 2011 yılı sonu itibarıyla Dünya Turizm Örgütü'nün yayınlanan resmi istatistiklerinde Türkiye 29,3 milyon turistle 6'ncı sırada bulunuyor. Turizm sektöründe öncelikle ^ hedefimiz turist sayısında beşinci sıradaki İtalya'yı geçerek dünya sıralamasının ilk beşinden biri olmak. 2023 yılında hedefimize ulaşırız.
İTALYA BİZİ 2’YE KATLIYOR
İtalya' nın turizm verilerinin Türkiye'nin neredeyse 2 katı olduğunu görüyoruz. İtalya'nın 2011 yılı sonunda ulaştığı rakamlar, Türkiye'nin turizmde 2019 yılı hedef rakamlarına tekabül ediyor. İtalya 2011 'de 46,1 milyon turist aldı ve 42,9 milyar dolar gelir elde etti. Türkiye'ye ise aynı dönemde 29,3 milyon turist, 23 milyar dolar gelir bıraktı.
ÇEŞİTLİLİK ŞART
Türkiye'nin İtalya'yı geçmesi için 2010'dan itibaren yatırımları iç Anadolu'ya ve Doğu Anadolu'ya kaydırma stratejimiz çerçevesinde, turizmi 12 aya ve Anadolu sathına yaymaya karar ’ verdik. Bu nedenle turizmi çeşitlendiriyoruz. Kongre turizmi başta olmak üzere termal ve sağlık turizmi, spor ve doğa sporları turizmi, kış turizmi, kültür turizmi, inanç turizmi, kıyı turizmi ve yat turizmini geliştiriyoruz.

"AVRUPA'NIN ÜRETİM ÜSSÜ OLUYORUZ"
MURAT AKYÜZ/İKMİB YÖNETİM KURULU BAŞKANI

İTALYA’YI 10 YILDA GEÇERİZ
Türkiye'nin kimya ihracatında kendine rakip olarak gördüğü ülke İtalya. İtalya'nın ihracatı 87 milyar dolar. Türk kimya sektörünün 2011 yılındaki ihracatı ise 16,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Hedef 10 yılda İtalya'yı geçmek.
HIZLI BUYUYORUZ
İtalya ile Türkiye'nin kimya ihracat rakamları arasında şu an önemli bir fark var. Ancak Avrupalı rakiplerimiz küçülürken Türkiye hızla büyüyor ve kimya ihracatında yüksek büyüme rakamları yakalanıyor. Bu noktayı göz önüne alarak değerlendirmekte fayda var.
ÜRETİM TÜRKİYE’YE KAYIYOR
AB'de yaşanan kriz nedeniyle birçok şirketin üretimlerini Türkiye'ye kaydırdığını görüyoruz. Kalite olarak iyi noktada olmamız, bölgeye yakınlığımız ülkemizi üretimde cazip hale getirdi. Türk kimya sektörü, yakın gelecekte Avrupa'nın üretim üssü olma şansına sahip. Kimya; kozmetik, ilaç, boya gibi pek çok alt sektörde yüksek katma değer getiren üretimyapma potansiyeli taşıyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz