Sektörlerin kritik gündemi

Bugünlerde her sektörde farklı bir hareket var. Gıdadan ilaca çok sayıda sektör düşen kârlılıkları yükseltmenin yollarını arıyor. Türkiye ekonomisinin en temel 30 sektöründe ekonominin nabzı nasıl atıyor? İşte yanıtlar...

9.09.2015 17:33:200
Paylaş Tweet Paylaş
Sektörlerin kritik gündemi
Son dönemde otomotiv sektöründe beklentilerin ötesinde gelişmeler oluyor. Sektör, yılın ilk 4 ayında yüzde 57’lik büyümeyle tüm zamanların en yüksek satış seviyesini yakaladı. Yakın zamanda sektöre getirilecek vergi avantajı da gündeme damgasını vurdu. Öte yandan olumsuz gelişmeler de otomotiv sektörünün radarında… Birçok şirkette kamuoyunun da dikkatini çeken grevler, ihracatı durma noktasına getirdi. Ekonominin lokomotifi bir diğer sektör beyaz eşyada ise yüzler gülüyor. Kısa bir süre öncesine kadar kredi kartı taksitlendirmesinin sınırlandırılması nedeniyle talepte düşüş yaşayan sektör, şimdi özel tüketim vergisine (ÖTV) getirilecek indirim haberiyle hareketlendi. Hükümetin enerji tüketimini aşağı çekmek için tasarruflu beyaz eşya ürünlerine vergi avantajı getireceğine yönelik açıklamasını sektör açısından çok olumlu bir gelişme olarak değerlendiren Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBED) Genel Sekreteri Öykü Korkmaz, bu indirimlerin satışları artıracağını söylüyor. Geçen yıl sektörün yüzde 2 daraldığına dikkat çeken Korkmaz, bu yılın ilk üç ayında ciroların yüzde 7 arttığını, 2015’i artıda kapatmanın mümkün olabileceğini ifade ediyor. Sadece bu iki sektör değil neredeyse her sektör bu yıl yoğun bir gündemle karşı karşıya. Gündemdeki konular ise değişiyor.
PAZAR DARALIYOR MU?
İçeride talepte yaşanan daralma, dışarıda birçok ülkenin savaşlar ve ekonomik krizler gibi etkenlerle devre dışı kalması pek çok sektörde pazar daralması sonucunu doğuruyor. İnşaat, tekstil, mobilya ve turizm gibi birçok ana sektör, bugünlerde neredeyse sadece bu konuya odaklanmış durumda. İhracat pazarlarında yaşanan sıkıntıların inşaat malzemesi ihracatını zayıflattığını belirten İMSAD Başkanı Fethi Hinginar, yılın ilk 5 ayında ihracat faaliyetlerinin durağan seyrettiğini söylüyor. “Paritelerdeki gerilemeler ve dış pazarlarda yaşanan sıkıntıların ihracata olumsuz etkilerinin bir süre daha devam edeceği görülüyor” diyor. Tekstilde de bir sıkışma söz konusu. Sektörde güven eksikliği yaşandığını anlatan ABT Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bulak, güven eksikliğinin kâr azalmasına neden olduğunu ifade ediyor. Mobilyacılar pazardaki daralmayı aşmak ve ihracat hedeflerine ulaşmak için hükümetten navlun desteği bekliyor. MOSDER Başkanı İbrahim Doğan, sağlanacak navlun desteğiyle pazarın büyük bir dönüşüme uğrayacağını ve büyüyeceğini düşünüyor. Turizmciler cephesinde ise gündem tümüyle Rusya krizine kilitlenmiş görünüyor. Limak Turizm Grubu Koordinatörü Kaan Kavaloğlu, Rusya’daki ekonomik kriz nedeniyle sektörün bu yılı büyüme ile kapatamayacağını belirtiyor. “Fiyatları yüzde 25-30 düşürdük ama buna rağmen turizmde gelecek kişi sayısında ve gelirde yüzde 10-15 düşüş olacak” diye konuşuyor.
~
ŞİRKET VE REKABET ARTIYOR Artan rekabet de sektörleri hem zorlayan hem büyüten bir unsur olarak gündemde öne çıkıyor. Yalıtım sektöründe bu yıl bazı değişimler yaşandığını belirten ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, iç pazarda rekabetin artması sonucu pazarın daraldığını anlatıyor. “Öte yandan sektördeki kapasite kullanım oranlarının düşmesi satış vadelerinin uzamasına neden oluyor. Değişen kur endeksleri nedeniyle maliyetlerin artması, iklim koşullarının sertliği gibi durumları da üst üste koyduğumuzda kârlılık düşüyor. Bu koşullarda da en önemli faktör olarak rekabet ön plana çıkıyor” diyor. Eğitim sektöründe gündem özelleşme ve özel eğitim sektöründe büyüme. Son yıllarda özelleşme konusunda önemli adımlar atıldığına dikkat çeken Bahçeşehir Koleji CEO’su Devrim Karaaslanlı, özel eğitime getirilen teşviklerle sektörün ciddi bir büyüme eğilimine girdiğini belirtiyor. Bunun sonuçlarını da şöyle paylaşıyor: “Özel eğitim kurumlarının sayısı giderek artıyor ve rekabet yükseliyor.”
KÂRDAKİ DÜŞÜŞ SÜRÜYOR
Şirketler bugünlerde en çok kârlılık konusunda zorlanıyor. Bu nedenle gündemin baş sırasındaki konulardan biri de kâr. Gıdadan ilaca, beyaz eşyadan tekstile tüm sektörler düşen kârlılıkları yükseltmenin yollarını arıyor. Fast food sektörüne yatırımın dışardan kârlı ve cazip göründüğünü belirten McDonald’s Genel Müdürü Dilek Dölek, gerçekte ise sektörde kârlı büyüyebilmenin çok zor olduğunu söylüyor. “Türkiye’de gıda maliyetlerindeki artış enflasyonun üzerinde. Yeni şirketler de kârların düşmesine neden oluyor” diyor. İlaç sektörü de son 5 yıldır dikkat çekici bir durgunluk, hatta küçülmeye sahne oluyor. Sandoz Genel Müdürü Altan Demirdere, son durumu şöyle özetliyor: “Ancak ilaç fiyatlandırmasının düşüklüğü ve şirketlerden yüzde 40’lara varan devlet iskontosu istenmesi nedeniyle global şirketler yeni yatırımdan kaçınıyor. Yerliler ise var olma savaşı vermeye çalışıyor.” Ankastre sektöründe de yeni oyuncuların pazara girişi rekabeti artırdı. Yeni rekabet ortamının kârlılığın düşmesi gibi olumsuz yansımaları olduğunu belirten Silverline Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Laçin, “Kurlarda yaşanan artışın maliyetlere yansıtılamaması, kârlılığın düşmesine sebep oluyor” diye konuşuyor.
UZAYAN VADE SORUNU
Uzayan vadeler gündemden düşmüyor. Neredeyse tüm sektörler bu durumdan muzdarip. Ev tekstilinde gündemin en önemli konusunun iç pazarda vadelerin uzaması olduğunu dile getiren Sümaş Tekstil Genel Müdürü Nuri Turgut, bu gelişmenin finans anlamında sıkıntı yarattığını öte yandan risk oranlarının da olması gerekenin çok üzerine çıktığını söylüyor. Akbulut Holding Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Akbulut da çevre ülkelerdeki sıkıntıların pazarlarını olumsuz etkilediğine değiniyor. Pazar kayıplarının ödeme sıkıntılarına, vadelerin 6 ay ve üzerine çıkmasına yol açtığını söylüyor. Tekstil sektörünün genelinde ise karşılaşılan sorunları aşmak için sektörde verimlilik gündeme taşınıyor. Aydınlı Grup Genel Müdürü Levent Özkan, verimliliği artırıcı çalışmaların ön plana çıktığını ifade ediyor. “Verimlilik ölçütleri olarak da en başta kârlılığı verebiliriz. Beraberinde ürün devir hızı ve çalışan devir oranının azaltılması, sektörün odaklandığı konular” diye ekliyor.
~
DALGALANMALARIN YANSIMASI
Konjonktürel olarak talebin düşmesi birçok sektörde gündemi yeniden belirledi. Sarkuysan Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Çaycı, siyasi istikrarın belirsizliği, Euro-dolar paritesinin hareketliliği ve komşu ülkelerdeki gelişmelerle vadelerin uzamasının sektörde öne çıkan konu başlıkları olduğunu söylüyor. Sektörde kârlılıkla birlikte talebin de düştüğünün altını çiziyor. Kiğılı CEO’su Hilal Suerdem de perakende sektörünün kur dalgalanmalarından etkilendiğini açıklıyor. Yerli tüketicinin ani kur değişimine temkinli olarak tepki verdiğini anlatıyor. Konut sektöründe arz her geçen gün artarken talebin düşmesi konut stokunu tehlikeli bir yükselişe sürüklemiş görünüyor. Bu stokun satışa uygun bir ortam hazırlanarak hızla azaltılması gerektiğini savunan Avrupa Şirketler Grubu Başkanı Ediz Giray, “Bu durum hem nakit akışı sıkıntısı yaşayan şirketlerin önünü açacak hem sektörümüzün tedarikçileri vasıtasıyla ekonomiye para pompalanmış olacak” sözleriyle görüşlerini dile getiriyor.
BÜYÜME VE DERİNLEŞME Bu yıl birçok sektörün gündeminde yasal düzenlemeler ve bu düzenlemelerin etkisi var. Bazı sektörler yeni düzenlemelerin etkisiyle daha fazla büyüme ve derinleşme peşinde… Örneğin bireysel emeklilikte en sıcak gündem maddelerinin başında vakıf, sandık gibi kuruluşların fonlarını bireysel emeklilik sistemine (BES) aktarma süreci yer alıyor. Şu ana kadar aktarım kararı alan 8 vakıftan 6’sının BES’e geçtiğini açıklayan Avivasa Genel Müdürü Meral Eredenk Kurdaş, “Bu imkandan yararlanabilecek yaklaşık 85 vakıf ve sandık olduğu dikkate alındığında bu kurumların sistem için gerek fon büyüklüğü gerek katılımcı sayısı açısından ne kadar büyük ve önemli bir potansiyel barındırdığı görülebilir” diye konuşuyor. Katılım bankacılığında ise en çok sunulan ürün sayısının yetersizliği konuşuluyor. Albaraka Türk Genel Müdürü Dr. Fahrettin Yahşi, ürünlerin yaygınlaştırılması ve yasal altyapıların oluşturulması için düzenleyici otoritenin ve sektör oyuncularının kat edeceği önemli bir yol olduğunu belirtiyor. “Bu kapsamda sektöre yeni oyuncuların girmesi, yeni ürünlerle piyasada derinleşme sağlanması sektöre yeni bir ivme kazandıracak” diyor.
~
VERGİLER ZORLUYOR

Öte yandan bazı yasal düzenlemeler ise sektörlerin gündeminde olumsuz boyutlarıyla yer alıyor. Gıdadan faktoringe, züccaciyeden ayakkabıya birçok sektör bu kategoride… Makarna üreticileri KDV oranının yüksekliğinden şikayetçi. Makarnanın, benzer ürünler olan pirinç ve bulgura göre yaşadığı KDV dezavantajının gündemlerinde olduğunu belirten Barilla Genel Müdürü Güneş Karababa, makarnaya uygulanan KDV’nin yüzde 8 iken diğer ürünlere uygulanan KDV oranının yüzde 1 olduğunu ifade ediyor. “Ayrıca önemli gündem maddelerimizden biri de bu yıl yüzde 24 oranında düşen makarna ihracatı. Bu durum tüm şirketlerde ciddi sıkıntılar yaratmış görünüyor” diyor. Ayakkabıda cari açığı düşürmek için ithalata getirilen yeni vergi ve uygulamalar da sektörde en çok tartışılan konu başlığı. Hotiç CEO’su Alihan Hotiç, bu durumun özellikle Uzakdoğu’dan ürün getiren birçok markayı etkilediğini söylüyor. Ancak yerli üretimde ise ciddi bir hareketlenme sağladığının da altını çiziyor. Benzer bir durum züccaciyede yaşanıyor. Sektörde çatal-kaşık takımlarına getirilen yüzde 25’lik ek verginin diğer ürün gruplarına da getirileceğine yönelik söylentilerin hakim olduğunu anlatan Bernardo Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Sözen, “Bu durum piyasanın tekelleşmesine katkıda bulunacak” diyor.
YASAL DÜZENLEME ETKİSİ
Son dönemde yasal düzenlemelerden en çok etkilenen sektörlerden biri de faktoring. Çek kanununun değişmesiyle faktoring sektöründe karşılıksız çıkan ve ödenmeyen çek tutarlarında ciddi bir artış söz konusu. Bu düzenlemenin sektörü olumsuz etkilediğini belirten Şeker Faktoring Genel Müdürü Bedri Eşsiz, “Ayrıca Maliye Bakanlığı’nın çözüme kavuşturmadığı, şüpheli alacak karşılığının gider yazılarak vergi matrahından düşülememesi uygulaması nedeniyle sektör vergi riski altında bulunuyor” diyor. Leasingde de sorunlar gündemin ilk sırasında yer alıyor. Sektörde en çok büyüme ve kârlılığın konuşulduğunu ifade eden Siemens Leasing Genel Müdürü Bülent Taşar, leasingde beklenen büyüme rakamlarına hala ulaşılamamasından şikayetçi. “Sektördeki 2015 yılı büyümesinin reel bazda yüzde 8 -10 arasında olacağını tahmin eden Taşar, şöyle konuşuyor: “2007 yılı rakamı olan 8,4 milyar doların üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen hala o rakamları yakalayamadık. Umarım 2015 yılında artık bu psikolojik eşiği aşarız.”
~


Selim Şiper/İpragaz Genel Müdürü
"Mevzuat Güncellenmeli"
SORUNLAR ARTIYOR
Sektörümüzün geleceği için ilgili yasal mevzuatların gelişen teknoloji ve pazar koşulları çerçevesinde güncellenmesi gerekiyor. LPG Piyasası Kanunu kapsamında 3 yıla yaklaşan bir süredir gündemde olan maddeler için görüş birliği sağlanmış olmasına rağmen gündeme alınamaması çözüm bekleyen sorunların artmasına neden oluyor.
DÜZENLEME DEĞİŞMELİ Kanunun 17’nci maddesi petrol piyasası ile eşgüdüm sağlayacak şekilde düzenlenmeli, lisans iptaline giden düzenleme değiştirilmeli. LPG’nin farklı kullanım alanlarının önü açılmalı. Uyum maliyetlerinin sektöre etki analizi değerlendirilmeli. Kayıt dışı uygulamalara fırsat verilmemeli.
TEŞVİK EDİCİ POLİTİKALAR LPG, güvenli olduğu kadar muadil yakıtlarla kıyaslandığında çevreyle en dost yakıtlardan... Sosyal anlamda LPG kullanımına yönelik gereken yönlendirici ve özendirici düzenlemelere ilişkin teşvik edici politikaların yalnızca sektörümüzün gelişimine değil, aynı zamanda ülkemizin çevreyi koruma çalışmalarına katkı sağlayacağı bir gerçek.

Mehmet Songör / Makro Market Yönetim Kurulu Başkanı
"Konsolidasyonlar Artacak"
KÂRSIZLIK SENDROMU
Perakende sektörünün sürekli gündemi haline gelen hususların başında kârsızlık sendromu var. Kiraların yükselmesi giderlerin artması ve rekabet gibi... Ayrıca personel bulamamak da sektörümüzün önemli gündemlerinden biri. Yine sürekli gündemlerimizden biri pazar daralması. Aslında saydığımız tüm bu gündemler birbirinin tetikleyicisi durumunda. Pazar daralması ise hepsinin nedeni.
KIRAN KIRANA REKABET Sürekli yeni mağazaların açılması pazarın daralmasına neden oluyor. Pazarın daralması ciroların düşmesini beraberinde getiriyor. Cirolar düşünce artırabilmek için kıran kırana fiyat rekabeti oluşuyor. Fiyat rekabeti kâr marjlarını düşürüyor. Marjlar düşünce kârlılık ortadan kalkıyor.
ÖDEMELER DENGESİ Ödeme dengesini korumak için azalan ciroları yükseltmek gerekiyor. Mevcut ciroları yükseltemeyen şirketler, çareyi yeni şubeler açarak ciroyu artırmakta buluyor. İşte bu da pazar daralmasına yol açıyor. İşte kısır döngü dediğimiz şey, tam da bu olsa gerek.
REHABİLİTE EDİLMELİ Perakende sektörünün uzun vadede gündeminde, çıkmış olan perakende yasasının tekamülü var. Ama asıl çözüm, sektörün rehabilite edilmesi. Perakende yasasının özellikle kontrolsüz büyüme ve pazar daralması konularına sağlıklı çözümler üretecek şekilde yapılandırılması gerekecek. Doğal süreçte ise konsolidasyonların artacağı görülüyor.
~
Süleyman Orakçıoğlu / Orka Group Yönetim Kurulu Başkanı
"Kira Ödemeleri Olumsuz Etkileniyor"
GÜVENDEKİ İNİŞ VE ÇIKIŞ
Dövizdeki artış özellikle alışveriş merkezindeki kiraları ve kira ödemelerini olumsuz etkiliyor. Çünkü rakamlar giderek artıyor. Tüketici güven endeksindeki inişler ve çıkışlar da bir diğer önemli parametre. Burada şunu ifade edebiliriz ki özellikle 2014 ila 2015 yılına baktığımız zaman tüm sektör genelinde yüzde 2’lik ve yüzde 3’lük bir artış olduğunu görüyoruz.
KAYITLI EKONOMİYE GEÇİŞ Fakat organize ve modern perakendede bu rakam yüzde 14’leri bulabiliyor. Yani, şu anda özellikle modern perakendedeki bu oranın artması kayıtlı ekonomiye geçişi gösteriyor. Bunların dışında en çok vurgulamak istediğim, sektörde insan gücü konusunda eğitime fazla önem verilmemesi. Üniversitelerimizin sürekli olarak işletme fakültelerini çoğaltması, perakende konusunda yeni bölümler açmaması önemli bir eksiklik.
YURTDIŞINDA MAĞAZALAŞMA Uzun vadeli gündemde sektörde yurtdışındaki mağazalarımızın sayısını artırmak var. Mağazalarımızın sayısı şu an 3 bin, bu rakamın 2 yıl içinde 5 bine çıkması planlanıyor. Bunun için önce insan kaynağını alt yapısını oluşturmamız gerekiyor. Yoksa sadece geçici olarak mağazaları açıp kapatırız. Bundan öteye gidemeyiz. Bu doğrultuda şirketlerin mutlaka kurumsallaşması gerekiyor.

Osman Küçükertan / Omsan Lojistik Genel Müdürü
"Paritedeki Değişiklik Karları Düşürüyor"
YÜK MİKTARI AZALIYOR
Türkiye’de lojistik sektörü son dönemde komşu ülkelerdeki politik ve ekonomik gelişmelerden ve gümrük yönetmeliklerindeki değişikliklerden önemli düzeyde etkileniyor. Uluslararası taşımalarda yabancı para birimleri ve TL paritesindeki değişimler sektörümüzün aleyhinde seyrediyor. Paritelerdeki ani değişimlerde taşınan yük miktarı azalıyor ya da gidiş-dönüş yük dengesi bozuluyor. Ayrıca bu durum mevcut lojistik kapasitesinin verimsiz kullanılmasına neden olduğu için lojistik şirketlerinin kârları düşüyor.
MARJLAR DARALIYOR Bu durum kâr marjlarının giderek daraldığı lojistik sektöründe, lojistik şirketlerini olumsuz etkiliyor. Yasal mevzuatlardaki değişikliklerin de dış ticaretimiz üzerindeki olumsuz etkilerinden bahsetmek mümkün. Örneğin, sadece yetkilendirilmiş gümrük müşavirleri yetkisinde olan antrepolardaki tespit işlem yetkisi, gümrük memurları ve yetkilendirilmiş gümrük müşavirleri tarafından ortaklaşa yerine getirildiği bir yapıya dönüştürüldü. Bunun sonucunda maliyet artışlarının yanı sıra iş kayıpları ve yetki karmaşası yaşandı.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz