Hacı Sabancı'nın Beşiktaş aşkı

Denizcilik işinde dünyanın saygın armatör aileleri arasında yerlerini almak istediklerini söyleyen Hacı Sabancı ile işin yanı sıra özel hayatını konuştuk.

25.03.2014 17:27:070
Paylaş Tweet Paylaş
Hacı Sabancı'nın Beşiktaş aşkı
(Hacı Sabancı (arkadaki) ve kardeşlerinin Beşiktaş tutkusu çocukluk yıllarından geliyor. En önde duran Hakan Sabancı, ortadaki ise en küçükleri Kerim Sabancı)

Densa Holding’de babası Ömer Sabancı ile çalışan Hacı Sabancı için Beşiktaş çok önemli bir yere sahip. Hafta sonları takımın maçlarını kaçırmamaya özen gösteren Sabancı, Beşiktaş sevgisinin babasından geldiğini söylüyor. Maçlardan önce babası Ömer Sabancı, kardeşleri Hakan ve Kerim’le buluşmaktan ve yaptıkları sohbetlerden büyük keyif aldığını belirtiyor.

Hacı Sabancı, Sabancı Ailesi'nin en genç üyelerinden biri. Ömer ve Arzu Sabancı'nın büyükoğlu olan Sabancı, üç yıl önce Amerika'daki eğitimini tamamlayıpTürkiye'ye dündü. Kariyerinde nasıl ilerleyeceği merak konusuydu. Başkanlığını babası Ömer Sabancı'nın yaptığı Densa Holding'te başkan yardımcısı ve yönetim kurulu üyesi olarak çalışmaya başladı. Denizcilik işinde dünyanın saygın armatör aileleri arasında yerlerini almak istediklerini söyleyen Hacı Sabancı ile işin yanı sıra özel hayatını konuştuk.

İş hayatında babasını idol olarakaldığını söyleyen Hacı Sabancı, Beşiktaşlılığın da babadan geldiğini anlatıyor. Beşiktaşlı Sabancı'nın hayatında futbol önemli bir yere sahip. Hafta sonu maçları kaçırmayan Hacı Sabancı, babası Ömer Sabancı, kardeşleri Hakan ve Kerim'le maç öncesi yapılan sohbetlerden de büyük keyif aldığını söylüyor... İşte Sabancı'yla yaptığımız keyifli sohbetin detayları...

Amerika'da denizcilik ve finans konularında aldığınız eğitimin ardından 2010 yılında Densa'da yönetim kurulu üyesi olarak babanızla çalışmaya başladınız. Bu göreve hazırlık süreciniz nasıl oldu?
Eğitimim nedeniyle yılın büyük bölümü yurtdışındaydım. Fakat yazları grup şirketlerinde stajyer olarak da çalıştım. Ben mezun olup gelince de hemen işe başladım. Yurtdışında üç yıl başka bir şirkette çalışma fikri de vardı, fakat ben dönüp babamla çalışmak istedim.~
Yoğun iş temposu içinde dinlenmek ve stres atmak için neler yaparsınız?
Çok stresli biri değilim. Aslında işim de stresli değil. Çok programlı bir çalışma tempom olduğu için stresle baş etmem gerekmiyor. Zaten benim sakin bir yapım vardır.

İş ve özel yaşam dengesini oluşturmak için özel bir formülünüz var mı?
Açıkçası ben iş ve özel hayatın ayrılması gerektiğini düşünmüyorum. Ekonomi haberlerini takip ederim, iş konuşmayı, finans konuşmayı severim. Akşam yemeklerinde iş konuşmak beni rahatsız etmez. Öyle ille de iş ve özel hayatın ayrı olması gerektiğini düşünmüyorum.

Kendinizi "çok çalışan" biri olarak tanımlar mısınız? İşe başlama ve günü bitirme saatleriniz nedir?
Gerektiğinden az çalışmam ve sorumluluklarımı bilirim. Ama kesinlikle işkolik değilimdir. Babamdan gelen bir alışkanlıkla erkenciyimdir. İşe sabah 8 gibi başlarım. Kimi zaman işim daha erken biter ama 4'ü geçirmek istemem. Böylece güne erken başlayıp erken bitirmeyi tercih ederim. Böyle olunca gün bana kalıyor. Sabah erken işe başlamak çok iyi oluyor. Gün içinde işlerimi halletmekiçin çalışırım. İşlerimin akşama kalmasından hoşlanmam. Hafta sonuna da çok fazla iş taşımamaya dikkat ederim.

Hafta sonları neler yaparsınız?
Ben arkadaşlarımla vakit geçirmeyi çok severim. Dolayısıyla onlarla vakit geçirip sohbet etmekten keyif alırım. Hafta sonum boşsa, akışına bırakmayı severim. Pazar günlerim ise ailemle geçer. Mutlaka öğlenleri evde ailemle olurum. Bir de Bebek'te yürüyüşe gitmek çok keyifli benim için.

Seyahat etmeyi sever misiniz?
İstanbul, en sevdiğim şehirlerden. Dinlenmek için İstanbul'u tercih ediyorum. Yurtdışına daha ziyade bayram gibi uzun tatillerde arkadaşlarımla gidiyorum. Eskisi kadar çokyurtdışına çıkmıyorum. Güney Amerika ve Avustralya'ya hiç gitmedim. Oralara bir gün mutlaka gitmek istiyorum.~

Evde vakit geçirmekten hoşlanır mısınız, evde olunca ne yaparsınız?
Kesinlikle evet. Evde tek başıma vakit geçirirken hiç sıkılmam. Yaklaşık 2 bin kadar DVD koleksiyonum var. Bu filmleri veya dizileri evde izlemekten çok keyif alırım.

Evde en sevdiğiniz bölüm neresi, neden burayı seversiniz?
Öncelikle şunu söyleyeyim, yemek yapmayı bilmediğim için mutfak bana göre değil. Fakat oturma odasında televizyonun karşısındaki koltuk benim evde en çok vakit geçirdiğim yerdir.

Ev için alışveriş yapmayı, dekorasyon ya da düzenlemesiyle ilgilenmeyi sever misiniz?
Dekorasyon benlik bir şey değil. Dikkatimin çabuk dağıldığı alandır. O nedenle çok ilgimi çekmiyor. Fakat dekorasyonda sadeliği severim. Siyah, beyaz ve hafif gri tonlarını tercih ederim. Siyah en sevdiğim renktir. Evin içinde tabloları da çok severim.

Bir tablo koleksiyonunuz var mı?
Halam Demet Hanım ve eşi Cengiz Bey Türkiye'nin en büyük koleksiyonerleri arasında yer alıyor. Fakat babam ve benim bir koleksiyonumuz yok. Bizler 2004'ten önce tablo almaya başladık. Daha ziyade çağdaş ressamları severiz. Gülay Semercioğlu, Kemal Önsoy, Güngör Taner, Burhan Doğançay, Zekai Ormancı gibi çağdaş Türk ressamlarını beğenerek takip ederim. Müzayedeleri de takip ediyoruz ama kendi yaşam alanlarımızda kullanmak için alıyoruz bu tabloları. Benim ofis ve evimde pek çok alanda tablolar var. Bu bir beğeni, yoksa bir yatırım hedefi yok.~
Son dönemde sporla birlikte epey kilo verdiğiniz basına yansıdı. Beslenme için özel bir formülünüz, danışmanınız var mı?
Beslenmeyle ilgili destek alıyorum. Fazla kilolarımı vermek istiyordum. Bunun için de beslenme programımı değiştirdim. Şeyda Coşkun ile çalışıyorum. Birincisi bekarım ve yemekyapmayı sevmeyen biriyim. Gereksiz saatlerde dışarıdan bir şey söyleyeceğime ev yemekleri alıyorum. Şeyda Hanım'ın verdiği diyet programının bir parçası olarakyürüyüş de uyguluyoruz. Bu yürüyüşlerden çok keyif alıyorum.

Spora vakit ayırıyor musunuz?
Şu sıralar havalar çok soğuk olduğu için yapmıyorum. Ağustos ayından beri Şeyda Hanım'la düzenli yürüyoruz. Ben yalnız yürürken sıkılıyorum. O nedenle bu program bana çok uygun.

Yürüyüş için belli bir rotanız var mı?
Ben özellikle düz ayak yolları severim. Bizim yürürken tercih ettiğimiz rota genelde Bebek'ten Rumeli Hisarı ve Kuruçeşme'ye uzanan bir yol. Yaklaşık 9 km kadar yürüyoruz.

Haftada kaç gün yürüyüş yapıyorsunuz?
Ben hafta sonu sabah yürüyüşlerini çok severim. Bir dönem Şeyda Coşkun ile her gün yürüyorduk. Fakat havalar soğuyunca bu değişti. Hafta içi ise akşamları vakit bulabiliyoruz. Kandilli'de küçük bir teknemiz var onunla Bebek'e gidip dönüyoruz.

Ev ve işiniz Anadolu yakasında, fakat anladığım kadarıyla siz daha ziyade Avrupa yakasında vakit geçiriyorsunuz. Toplu taşıma kullanır mısınız? Marmaray'ı denediniz mi mesela?
Toplu taşımada en çok metroyu kullanıyorum. Maslak-Taksim arasında belli saatlerde araba ile ilerlemenin yolu olmadığı için metroyu tercih ederim. Arabayla gitmek, trafiğin yoğun olduğu saatse bana kayıp zaman gibi geliyor ve metroyu kullanıyorum. Bu arada tabii ilk açıldığı günlerde yeni açılan Marmaray'ı da denedim.~

Çok büyük bir proje. Bu projede emeği geçen herkesi tebrik ediyorum gerçekten, çok beğendiğim bir proje.
İstanbul'dayken arkadaşlarınızla en çok ne yapmaktan hoşlanırsınız?
Şu kesin ki çokkafeci biri değilim. Yani restoranları daha çok severim. Arkadaşlarımla da yemek yemek, konsere gitmek, evde film izlemek ve maça gitmekten büyük keyif alırım. Özellikle Türkiye'ye gelen yabancı müzisyenlerin konserlerini yakından takip ederim. Bir de Tarkan ve Ajda Pekkan'ı çok severim. Onların konserlerini de takip ederim. Bir dönem playstation çok oynadım. Fakat geçen zamanda bizim oynadığımız futbol oyunu giderek kötüleşti. O nedenle benim de eski ilgim kalmadı.

Beşiktaş tutkunuz biliniyor. Maçlara çok gider misiniz?
Kesinlikle, maçlara gideriz. Benim arkadaşlarımın geneli Fenerbahçe ya da GalatasaraylI. Fakat benimle maça gelmeyi severler. O nedenle maç günlerinde locamızda
arkadaşlarımızı ağırlamayı severiz. Öncesinde buluşup oturur bir şeyler yeriz. Ben daha ziyade maç öncesi buluşmaları çok severim. Skor kötüyse, geçen güzel zaman bu kayıpla siliniyor tabii.

Beşiktaş deyince Çarşı geliyor akla...Çarşı'ya nasıl bakıyorsunuz?
Çarşı'nın o kadar akıl dolu tezahüratları var ki, Beşiktaş'ın en önemli taşlarından biri. Çarşı, Beşiktaş'tır. Hatta maç öncesi Beşiktaş'taki Kazan'a da gitmişliğim vardır...

Kazan dediniz de bir holiganlık var gibi?
Futbolun içinde holiganlık var. İnsanlara ve kamu malına zarar verilmiyorsa, takımı desteklemek bana güzel geliyor.

Siz, babanız Ömer Sabancı ile birlikte iyi bir Beşiktaşlısınız. Beşiktaş hayatınızda ne kadar yer alıyor?
Sadece babamla ben değil. Kardeşlerim Hakan ile Kerim de Beşiktaşlı. Hatta onlar daha fanatik.~
Babam ve kardeşlerimle maça gitmeyi çok severiz, hatta kaçırmamaya çalışırız. İnönü Stadı'nda güzel ve büyük bir locamız vardı. Yeni stadda da olacak. Bu maç günleri bizim için keyifli buluşma saatleri aynı zamanda. Öncesi ve sohbetleri çok iyidir. Biz yurtdışı deplasmanlar olduğunda da kaçırmayız. Öyle ki maç sonrasında haftada belki dört gün futbol kanallarında yorumlar oluyor. Bunların da bazılarını severek izlerim. Böyle baktığınızda hayatımda Beşiktaşlılık önemli bir yer tutuyor.

Maçları çok yüksek heyecanla mı izlersiniz?
Ben ve babam yüksek tansiyonda izlemeyiz. Fakat Hakan ve Kerim, oturarak izleyemezler. Yenilgide ben daha sakinimdir. Kardeşlerimin ise tepkilerinden yenilgiyi anlarsınız. Yenilince keyif kaçar ve o saatten sonra yapacak bir şey yok tabii.

Anneniz Arzu Sabancı, bu kadar çok futbol konuşulmasından ve maç programlarından sıkılmıyor mu?
Biz maçlara baba oğul olarak gidiyoruz ama zaten haftada bir akşam oluyor bu.

Babanızla en çok maç izlemekten hoşlandığınızı anlattınız. Peki ikinizin geleceğe yönelik iş dışı bir hedefi var mı?
Erkek çocuklar babalarını idol olarakalır. Benim için de öyle. Üniversiteyi bitirdiğimde iki tercihim vardı. Ben babamla çalışmayı tercih ettim. En iyi tecrübeyi onun yanında kazanacağımı düşündüm. Baktığımda da büyüklerim bu topraktan aldıklarını bu toprağa vermeyi tercih etmişler. Yardımseverlikte hep listenin üst sıralarında olmuşlar. İş gücü yaratmayı öncelikolarakalmışlar. Ben de bunu örnekalıyorum. Milletine faydalı bir iş adamı olmak istiyorum. Babamın ismini vergi rekortmenleri listesinde üst sıralarda görmek benim övündüğüm bir şeydir. Bana devredilecek bayrağı, başarıyı aynı şekilde devretmek isterim yeni nesillere.~

İstanbul'da çok sevdiğiniz mekanlar var mı?
Sunset, Reina, Papermoon, Dragon gibi mekanları severim.

"BEŞİKTAŞ’A BAŞKAN OLMAK İSTERİM"
Futbol ve Beşiktaş ile bu kadar yakından ilgisiniz. Gönlünüzden bir gün Beşiktaş’a başkan olmak geçiyor mu?

Başkanlık onurlu ve gururlu bir görev. Ancak zor bir tarafı da var. Tutkuyla takımına bağlı bir birey olarak takımıma maddi ve manevi bir fayda veya katkım olsun isterim. Bunun için de böyle bir göreve layık görülmek çok gurur verici olur. Tabii ki de seve seve evet derim...

"BABAMLA ÇALIŞMAK İSTERİM"
EN İYİ TECRÜBE

Mezun olduğumda önümde 3 yıl yurtdışında çalışmak gibi bir seçenek vardı. Fakat ben dönüp burada babamla çalışmak istedim. En iyi tecrübeyi babamın yanında elde edeceğime inanıyorum. Bu nedenle de doğru kararı verdiğimi düşünüyorum.

KARDEŞİM DE KATILACAK
Kardeşime de aynı tavsiyede bulundum. O da gelecek mayıs ayında mezun olacak. Doğruları yanlışları babam kendi gösteriyor. Bu önemli bir kazanım. Babamın sakin bir çalışma prensibi var ve çok erkenci. 8’de iş başı yapıyor.~

BABAM ÇOK ADİL
En önemlisi babam çok adil. Benim için en önemli ders de bu... İnsanlar siz neyseniz öyle biliyorlar. Bir de ondan sakinliği öğreniyorum. Önemli bir konu olsa bile üzerinde belirli bir zaman düşünülmesi, bir anlık duyguyla hareket etmemek gerektiğini öğreniyorum.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz