Babacan: 2015 başarılı bir yıl olacak!

Başbakan Yardımcısı Babacan 2015'in 2014 yılına göre pek çok alanda daha başarılı bir yıl olmasını beklediklerini söyledi.

18.05.2015 10:01:450
Paylaş Tweet Paylaş
Babacan: 2015 başarılı bir yıl olacak!
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2015'in 2014'e göre pek çok alanda daha başarılı bir yıl olacağını belirterek, bu yıl daha yüksek büyüme, daha düşük enflasyon ve daha düşük cari açık görüleceğini söyledi.

Babacan, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Meclisi'nin mayıs ayı toplantısında, ABD ve Avrupa merkez bankalarının son aylarda izlediği ve bundan sonra izleyeceği politikanın, Türkiye ekonomisi üzerinde doğrudan etkisi bulunacak ve takip edilmesi gereken önemli konular olduğunu söyledi. Dünyada son derece oynak ve belirsiz bir finansal konjonktür olduğuna işaret eden Babacan, Türkiye'nin dışarıdan gelebilecek her türlü etkiye karşı daha hazır olmak ve bunların etkisini minimum seviyede tutacak politikalar izlemek zorunda olduğunu dile getirdi.

Ali Babacan, 2015'in 2014 yılına göre pek çok alanda daha başarılı bir yıl olmasını beklediklerini belirterek, "2015'in büyümesi 2014'e göre daha yüksek olacak. 2015'teki enflasyon oranımız 2014'e göre daha düşük olacak. 2015'teki cari açığımız 2014'e göre daha düşük olacak" dedi. Başbakan Yardımcısı Babacan, konuşmasının ardından İTO üyelerinin sorularını yanıtladı.

KURLAR KONUSUNDA YORUM YAPMAM
Kur konusunun daha önce de defalarca gündeme geldiğini ve kendisine sorulduğunu kaydeden Babacan, kurlar konusunda yorum yapmadığını ifade etti. Dalgalı kur rejimi deniliyorsa ve kur piyasada oluşuyorsa bunun üzerinde yorum yapmanın doğru olmadığını belirten Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir de bu konuda piyasayı etkileme gücü ve elinde enstrümanları olan kurum Merkez Bankası'dır. Başka kurum yok. Bu konuda Merkez Bankası'nın açıklamalarına bakmakta fayda var. Ama kurdaki hareketliliğin en önemli nedeni dışarıda olan hareketler. Küresel konjonktür. Türkiye'ye özgü sebepler de var, olabilir. O da belki biraz dalgalanmayı artırabilir ama asıl kaynağın dışarıda olduğunu görmek lazım. Reel sektör açısından kurun ne olacağını tahmin etmeye çalışmaktan ziyade kendilerini kur hareketlerinden korumaya yönelik politikalar izlemeleri daha uygun."

İnşaatın, ekonominin sürükleyici sektörlerinden biri olduğunu ifade eden Babacan, şöyle konuştu: "Son yıllarda şöyle bir trend izliyoruz; sanayicimiz kendi sektörüne yatırım yapıp oradaki işlerini genişletmek yerine 'Biraz da gayrimenkul, inşaat işine gireyim' diyor. Yüzeysel olarak baktığınızda bu gayet rasyonel. Reel getiri konutta oldukça iyi görünüyor. AVM, büro ve iş yerlerinde de böyle bir tablo var. İnşaat sektöründe yapılması gerekenler var. Başta imar rantıyla ilgili adımlar olmak üzere bir dengeleme ihtiyacı var. Bununla ilgili detaylı bir çalışma yaptık. Meclis kapandığı için sonraki döneme bıraktık. Sanayinin desteklenmesi, teşvik edilmesi gerekiyor. Ama sektörler arasında da daha adil getiri ve rant sisteminin kurulması gerekiyor ki kaynak kullanımı ülkemizde daha rasyonel olabilsin."

ZİRAAT KATILIM'I 29 MAYIS'TA AÇIYORUZ
Enflasyon düştüğü zaman mevduat faizinin de düşeceğini, bunun da kredi faiz oranlarına yansıyacağını belirten Babacan, "O günler uzak değil. Arka arkaya üç ay, altı ay, bir yıl kararlı bir politika tutumu, enflasyonla mücadelede sağlam bir duruş, bunların daha düşük noktalara inmesini sağlayacak" dedi.

Teminat konusuna ilişkin bir soru üzerine Babacan, teminatta bilançoya ve iş kapasitesine dayalı bir kredilendirme sisteminin işin ideali olduğunu söyledi. Kamunun katılım bankacılığına girmesinin çok önemli olduğunu vurgulayan Babacan, şöyle devam etti: "Ziraat Katılım'ı 29 Mayıs'ta açıyoruz. Sırada Vakıf Katılım var. Sayın Cumhurbaşkanımız da meseleleri takip ediyor. Sürekli baskı yapıyor 'Çabuk olun' diye. Arkasından da Halkbank katılım bankacılığına girmiş olacak. Bunların, biz sektörü büyütmelerini istiyoruz. Yoksa zaten yüzde 5'lik bir alana kamunun girmesi ve özel katılım bankalarından pay almasını kesinlikle istemiyoruz. Kamu girecekse pastayı büyütmek için girmeli. Faizle iş yapmak istemeyen esnafımız, çiftçimiz için şu anda bir seçeneğimiz yok. 'Ben faize bulaşmak istemiyorum' diyor ama sübvansiyonlu tarım kredisi kullanmak istiyor. Böyle bir seçenek yok. Devlet olarak görevimiz, tüm vatandaşlarımıza bu hizmetleri sunabilmek. Hangi vatandaşımız nasıl tür bankacılık yapmak istiyorsa onun için zemini hazırlayabilmeliyiz."

Babacan, kamunun katılım bankalarının ticari prensipler ve rekabet esasında çalışacağını kaydederek, dolayısıyla ticari prensipler neyse, kamu bankaları bunlara nasıl dikkat ediyorsa, kamu katılım bankalarının da ticari ilkelerin gereğini yapacağını söyledi.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz