İhracat nasıl etkileniyor?

Merak edilenleri Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi'ye sorduk.

1.08.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
İhracat nasıl etkileniyor?
Ortadoğu ve Arap ülkelerindeki tansiyon düşmüyor. Suriye ile olan ilişkilerdeki gerilim sürerken, son 3 yıldır ardı arkası kesilmeyen siyasi istikrarsızlık ve halk hareketlerine, Mısır’daki darbe de eklendi. Böylece, Türkiye’nin en önemli ticari partnerlerini barındıran bölgedeki sıcaklık daha da artmış oldu. İş dünyası ise gelişmeleri dikkatli ve temkinli bir şekilde izliyor. Peki tüm bu gelişmeler, Türkiye’nin bölgeyle olan ekonomik ilişkilerini ve dış ticaretini nasıl etkiliyor? Türk şirketleri nelere dikkat etmeli, nasıl bir yol izlemeli? Merak edilenleri Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi'ye sorduk.

1- Ortadoğu'da son 3 yıldır yaşanan siyasi gelişmeler ve halk hareketleri, Türkiye'nin bölgeyle olan ekonomik ilişkilerini nasıl etkiliyor?

Yaşanan bu siyasi istikrarsızlık ve halk hareketlerinden, Türkiye’nin bölge ve çevre ülkelere ihracatı da etkileniyor. Özellikle ulaşım yollarında yaşanan sıkıntıların ihracatımıza olumsuz etkisi olabiliyor. İhracatın gelişimi için belki de en önemli gereksinim barış ve huzur ortamının devamlılık arz etmesi. Bir pazara yönelik ihracatınızı daha yukarı taşıyabilmeniz için öncelikle sürekliliği sağlayabilmeniz ve belli bir hacimde ihracatı düzenli olarak gerçekleştirmeniz, mikro düzeyde müşteri sadakati yaratmanız gerekiyor.

2- Son verilere göre Türkiye'nin Ortadoğu ve Arap ülkeleriyle toplam ticaret hacmi nedir? Bu rakam son 3 yılda nasıl değişti?
2012 itibarıyla yakın ve Ortadoğu ülkeleriyle 64 milyar dolarlık toplam dış ticaret hacmine ulaşmış durumdayız. Bu rakamın 43 milyar doları ihracat, 21 milyar doları ise ithalat. 2009’da ise 26 milyar dolarlık ticaret hacmine sahiptik. Dolayısıyla son 3 yılda bu bölgeye dış ticaret hacmimiz 1,5 kat artış gösterdi. Son 3 yılda, bölgede yaşanan bazı istikrarsızlıklara rağmen ortalama yüzde 36’lık artış oranının yakalanması, pazar çeşitlendirmesiyle birlikte bu pazarlarla karşılıklı ticaret hacminin ne ölçüde geliştiğinin göstergesi.~
3- Bölge ülkelerle olan dış ticaretimizde en önemli pazarlar hangileri?
İran en önemli pazar olarak ortaya çıkıyor. İran, 2012 verilerine göre en fazla ihracat yaptığımız 3’üncü, en fazla ithalat yaptığımız 6’ncı ülke olmuştu. 2012 itibarıyla İran’la 22 milyar dolara ulaşan bir dış ticaret hacmimiz var. Irak da ihracatımızda çarpıcı bir örnek olarak öne çıkıyor. 2002’de Irak’a ihracat yapmıyorken, 2012 yıl sonu itibarıyla yıllık 10,8 milyar dolarlık ihracat hacmine ulaştık. Irak, toplam ihracatımızdan aldığı yüzde 7,1 payla en fazla ihracat yaptığımız 2’nci ülke konumuna yükseldi.

4- Türkiye, bu ülkelerle en çok hangi sektörlerde dış ticaret yapıyor?
Sektörel değerlendirme olarak ihracatçılarımızın da dikkatini çekmesi açısından ülke bazlı ağırlıklı sektörleri sıralamak istiyorum. Irak’a en fazla hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar, çelik, kimyevi maddeler ihraç ediyoruz, İran’a çelik, kimyevi maddeler ve otomotiv; Birleşik Arap Emirlikleri’ne kimyevi maddeler, çelik, değerli maden, hazır giyim-konfeksiyon ve elektrikelektronik, İsrail’e çelik, otomotiv, elektrik, elektronik; Lübnan’a çelik, hububat ve kimyevi maddeler; Ürdün’e kimyevi maddeler, çelik, hububat bakliyat Yemen’e ise çelik, hububat ve kimyevi maddeler sektörlerinde ihracat yapıyoruz.

5- Peki bölgeyle ticari ilişkisi olan Türk şirketi sayısı yaklaşık nedir?
Kuzey Irak’ta irili ufaklı 1.500, İran’da çoğu ithalat ve ihracatla ilgilenen 100’e yakın Türk firması faaliyet gösteriyor. Ortadoğu bölgesine aktif ihracat yapan 4 bin 300’den fazla ihracatçımız var. Toplamda son 3 yılda Kuzey Afrika ve Ortadoğu bölgesine 10 bine yakın firmamız ihracat gerçekleştirdi.

6- Sizce bu ülkelerle çalışan Türk şirketlerini etkileyecek en önemli riskler hangileri?
Güvenlik zafiyetlerinin oluşması, siyasi istikrarsızlığın getireceği finansal sıkıntılar, ülke ekonomisindeki istikrarsızlıktan dolayı talepte düşüş. Türk şirketlerimizi etkileyecek en önemli riskler. Örneğin Mısır ve Suudi Arabistan’a yönelik taşıma faaliyetlerinin aksaması, bölgeye yaş meyve ve sebze ihracatı yapan Türkiye’deki ihracatçıları büyük sıkıntıya sokabilir. Bölgedeki hareketliliğin bir süre daha devam edeceğini düşüyoruz, İhracatçılarımız her zamanki gibi dikkatli olacaklardır.

7- Peki en riskli Arap ve Ortadoğu ülkeleri hangileri? Neden?
Suriye bu dönemde en riskli Ortadoğu ülkesi olarak ön plana çıkıyor. Suriye ile yaşanan sorunlar sonrası bölgeye yapılan taşımacılık sıkıntıya girdi. Bilhassa Ortadoğu ülkelerine ihracat için alternatif güzergah bulunması işadamlarına bir nebze nefes aldırdı.~
8- Türk şirketleri bu dönemde nasıl bir strateji izlemeli, nelere dikkat etmeli? Özellikle hangi parametrelere bakmalılar?
Şirketlerimize bu dönemde alternatif nakliye yollarını tespit etmelerini, mevcut pazar paylarını korurken bir taraftan da pazar çeşitlendirme stratejilerine devam etmelerini tavsiye ediyoruz. Ayrıca riskleri çok iyi değerlendirmek ve tedbir almak da büyük önem taşıyor. Ortadoğu ülkelerinde bizim müşteri ya da pazar bulma konusunda sıkıntımız yok. O coğrafyada kaliteli Türk malı imajına sahibiz ancak malı gönderme ve müşteriye teslim etme noktasında sıkıntılarımız bulunuyor. Diğer bir deyişle en büyük sıkıntımız zamanında nakliye yapamamak. Dolayısıyla nakliye konusundaki sıkıntıların çözülmesini oldukça önemli görüyoruz.

9- Bu riskli dönem fırsata nasıl dönüştürülebilir?
Ortadoğu bölgesi yeniden yapılanma döneminde petrol dışı üretime odaklandı. İşte bu yüzden tüm sanayi sektörlerimiz için önemli ticaret ve yatırım fırsatları bulunuyor. Bu coğrafyadaki en önemli avantajımız. Türk mallarına karşı yüksek kalite ve güven algısının getirdiği olumlu imaj. Bu imajın getirdiği fırsatlardan yararlanmalıyız. Biz bu riskli dönemi fırsata dönüştürerek Ortadoğu pazarında daha fazla yer almaya ve bu ülkelerle olan dış ticaret ve ilişkilerimizi geliştirmeye devam edeceğiz. Türk şirketleri, Ortadoğu’da daha fazla yatırım yapmaya ve hizmet vermeye hazır. Ortadoğu’ya barış getirmekten söz ediyorsak, bunun yolu ticaret ve yatırımdan geçiyor, Savaşın ve gözyaşının yerini artık ticaret, yatırım almalı. Ticari ilişkilerimizi daha sıcak ve yakın tutarak diğer ülkelere göre daha iyi bir pozisyon alabiliriz.

10- Mısır’daki darbeyle birlikte iş dünyasının bölgeye bakışı nasıl değişti? Beklentiler ne yönde?
Körfez bölgelerine ihracat, Suriye krizi nedeniyle Mısır üzerinden yürüyordu. Deniz yoluyla Mısır üzerinden Afrika ve Ortadoğu’ya ulaşan ihracatçılarımızın Ortadoğu ve Afrika pazarına mal ulaştırması noktasında Süveyş Kanalı en uygun yol olduğu için Mısır’da yaşanan gelişmeler nakliye konusunda ihracatçılarımızı farklı bir çözüm arayışına yönlendirmiş durumda. Yaşanan gelişmelerden dolayı Ro-Ro seferlerinde aksamalar yaşandı ve yüzlerce tırın Mısır ve Mısır üzerinden taşıma yapılan Suudi Arabistan limanlarında mahsur kalma riski gündeme geldi. Gemi geçişlerinde aksamalar yaşandı. Ancak şu anda normalleşme sağlanmış durumda.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz