Yeniden şehre dönüş

Özellikle güvenlik, otopark, alışveriş merkezine yakınlık gibi birçok fırsatı sunan özel projelere gösterilen talep de bunun göstergesi...

1.04.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Yeniden şehre dönüş


Dünyada şehir merkezine dönüş modası yaşanıyor. Sosyologlar, Avrupa Birliği ve ABD'de büyük şehirlerden kaçanların, şehir dışında yapamayarak geri döndüklerine değiniyor. Bu nedenle de bu ülkelerde şehir merkezlerinde gayrimenkul fiyatları astronomik düzeylere tırmanıyor. Dünyanın tüm büyük şehirleri gibi yılda yüzde 3,2 göç alan istanbul da bu trendin etkisinde...
Bundan çok değil 10 yıl önce şehir merkezinden yeşillik ve doğa özlemi uğruna kaçanlar, şimdi yeniden merkezlere dönüyor. Ulaşım zorluğu, şehir dışında da sürekli artan trafik ve şehrin sunduğu kültürel faaliyet ve eğlence imkanlarından uzak kalma, şehir dışında yaşayanları geri çağırıyor. Gayrimenkul şirketlerinin yöneticileri, son 2-3 yıldır giderek artan bu trend sonucunda yeni dönemde tercih edilen lokasyonların başında şehir içi projelerin geldiğini açıklıyor. Özellikle ulaşım kolaylığından dolayı şehir merkezlerindeki projelere talep giderek tırmanıyor. istanbul'da yıllarca şehir dışında ev yapan birçok lüks konut üreticisi, yatırımlarını şehrin içine kaydırıyor. Artan talep sayesinde hem Beyoğlu ve çevresindeki eski konutlar restore ediliyor hem alışveriş merkezi, konut ve yaşam alanları sunan yeniçok katlı projelere rağbet artıyor. Yeni binaların sunduğu konfor ve şehir merkezine yakınlık önemli büyüklükte genç çalışan kitleye ve 50 yaş üstü orta yaşlı çiftlere cazip geliyor. Avrupa Yakası'nda eskiden Taksim olan şehir merkezi, yeni projelerle Büyükdere aksına taşınıyor. Trump Towers'in açılışıyla ilgili basın ve tanıtım işlerinin koordinasyonunu üstelenen gazeteci Nuri Çolakoğlu da son 4-5 yılda şehre dönüş trendinin yükseldiğini düşünüyor. Dünya çapında bilgi alışverişi sağlayarak işadamları ve sivil toplum önderleriyle gelecek 10 yıla ışık tutmak amacıyla hazırlanan Fu-ture Agenda Platformu'nun Türkiye koordinatörü Çolakoğlu, "Değişen hayat tarzlarımız, konut ihtiyacımızı değiştirdi" diyor. Nuri Çolakoğlu ile istanbul'daki yeni şehre dönüş trendini, merkez mahallere yüksek katlı yapılara geçişin tarihçesi ve gerekçelerini konuştuk:

GEÇMİŞTE KUZEYE YÜRÜYÜŞ
İstanbul'un tarihinin ilk çağlarından itibaren kuzeye doğru bir yürüyüşü var. istanbul ilk dönemlerinde sur içi bölgede büyüyor. Ardından Galata tarafında bir koloni oluşuyor ve sonra Beyoğlu doğuyor. O dönemde Taksim'in ötesinde hep Hristiyan mezarlıkları bulunuyor. Ardından bu mezarlıklar derleniyor toplanıyor ve Mecidiyeköy'e bugünkü yerine taşınıyor. Müslüman mezarlığı da Zincirlikuyu'ya taşınıyor. Bunun sonrasında 1950'lerde yeni sıçrama ile beraber kentin çevresinde uydu kentler oluşmaya başlıyor. Etiler, Levent, Akatlar gibi mahalleler doğuyor. Boğaz Köprüsü'nün yapılması sonrasında ise bu defa Asya Yakası bir yerleşim yeri haline geliyor.~

ŞEHİRDEN KOPUŞ
Özetle istanbul'da 1920'lerden sonra Cumhuriyet sonrası dönemde sürekli bir şehir merkezinden kaçış yaşanıyor. Büyüme şehir dışına doğru oluyor. Ataşehir, Bahçeşehir ve Kemerburgaz- Göksu tarafından müthiş bir yerleşim kuruluyor. Fakat bu şehirden kaçış sonucu evler şehir merkezlerinden çok uzakta kalmaya başlıyor. Bu nedenle de son 4-5 yıldır yeni bir trendin doğduğunu görüyoruz. Konutlarda yeni çözümlere doğru bir kayış mevcut... Akmerkez Residence'larıyla başlayan bu trend ile yüksek katlı konut yerleşimleri oluşuyor. Bu defa şehrin içine doğru geri dönüş başlıyor. Son 4-5 yılda bu trend giderek tırmanıyor.

DÜNYADA DA EĞİLİM BENZER
Şehir merkezine yerleşme eğilimi sadece Türkiye'de yaşanmıyor ... Aynı eğilim, istanbul'un kat be kat üstünde bir toplu ulaşım şebekesine sahip olan New York ve Londra'da da görülüyor. Londra'da 1960-70'lerde başlayan ve şehrin dış mahallelerinde müstakil evlere taşınma trendi çok kırıldı. Şimdi City'de iş merkezleri civarında eski depolar, antrepolar konutlara dönüştürülüyor. New York'ta da Wall Street civarında Tribeca'daki bütün loft denen eski depoları ev haline getirme trendi, hala bütün hızıyla sürüyor. Bu evlerdeki değer artışı da ilginç bir şekilde diğer konutlardan daha fazla.

YÜKSEK KATLILAR GÖZDE
Şu anda şehrin ilk yerleşim alanlarından dediğimiz Şişli, Karaköy, Bomonti gibi eski mahallelerde büyük yüksek binalar inşa ediliyor, insanlar yeniden buralara yerleşiyor. Ofis binaları ile ünlenen Maslak Caddesi'nin etrafı da bir yerleşim merkezi haline geliyor. Eskiden buralarda ev almak düşünülmezdi. Bugün ise bu tip projelerin pek çok alıcısı çıkıyor. Son dönemde inşa edilen Trump Tower, Zorlu Center, Astoria ve Ali Sami Yen Stadyumu yerine yapılacak proje ve giderek önem kazanan konut alanları haline geliyor.

DEPREM ETKİSİ BÜYÜK
Şehir dışına kaçışta 1999 Marmara Depremi'nin de ciddi bir etkisi vardı. Aileler müstakil, bahçeli ve yeni yapılmış villa sitelerde oturmayı tercih etmişti. Oysa bugün bahsettiğimiz yeni çok katlı yapılar, şehir içinde lüksü sunmanın yanında depreme de dayanıklılar. Bu binaların inşat kaliteleri de çok yüksek... 10 şiddetinde bir depremi bile kaldırabiliyor olmaları da şehirden kaçanlara dönüş fırsatı veriyor. Dünyada Dubai Towers örneğinde gördüğümüz gibi bina eksenini çarpıtarak, mimari kavramıyla binaya tork vererek sarsıntıya karşı direncini artıran bir yaklaşım var. Aynı yaklaşım Trump Towers'da da mevcut, birbirine çapraz gelen bina mimarisi sarsıntıları emiyor.

FARKLI KİTLELER İÇİN CAZİP
Peki şehir merkezine dönüş yapmak isteyen kitle kim? Burada değişik gruplar ve ihtiyaçlar öne çıkıyor. Bir kısmı servetini 40 yaşından önce yapmış, evli, çocuklu ve halihazırda hafta sonu şehir dışında bahçeli, havuzlu bir eve sahip olan kesim... Şirket sahibi, yöneticilerin oluşturduğu bu kesim, hafta içinde şehir içinde kalmak için daha küçük evleri tercih ediyor. Bir de çocukları evden ayrılmış, koca evde yalnız kalan daha ileri yaşa sahip çiftler var. Bu çiftler de büyük evlerden sıkılarak şehir içinde, her yere ulaşımı olan 1+1, 2+1 evlere geçmeyi istiyor.~

BEKAR ÇALIŞANLARIN DA TERCİHİ

Türkiye'de evlilik yaşının artması nedeniyle de bekar, yalnız yaşayanlar çoğaldı. iyi bir gelire sahip ve ailesinden ayrı oturmayı tercih eden, belli bir konfor ve güvenlik arayışı içinde olan güçlü bir genç kadın-erkek nüfusu mevcut. Bu da şehir içindeki konutların daha çok tercih edilmesini sağlıyor. Tüm bu farklı grupların beklentileriyle geleneksel sürekli büyüyen ve 3+1, 4+1 daire konsepti değişiyor. Şimdi sosyal konut boyutuna yaklaşan salon, bir yatak odası sunan projeler çoğalmaya başladı; artık mutfakların bile salonlara dahil olduğunu görüyoruz.
HAYAT TARZI DEĞİŞİMİ YARATTI
Bu metrekarelerde yaşamak istememizin bir nedeni de sosyal ilişki sistemimiz farklılaştı. Eskiden aileler birbirlerine oturmaya giderdi. Bugün birlikte yemeğe çıkmak, şehir hayatının sunduğu pek çok farklı kültürel aktiviteden birini yapmak tercih ediliyor. 1994'te istanbul'un ilk Yeme- içme Rehberi'ni bastığımda, zar zor 250 restoran sı-ralayabilmiştim. Bugünse istanbul'da yılın her günü başka güzel bir yere gidelim deseniz bitiremezsiniz. 1987'de istanbul'da 37 adet sinema vardı, şu an sadece Levent merkezinde 37 sinema vardır. Kültürel ve sosyal anlamda çok ciddi bir değişim yaşandığından şehir merkezine yakın olma isteği artıyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz