"Hedef ilk 10 değil, sağlıklı büyümek"

Albaraka Türk, katılım bankacılığının yakaladığı büyüme rüzgarının da etkisiyle son 9 yılda aktiflerini ortalama yüzde 34 büyüttü. Bankanın genel müdürü FAHRETTIN YAHŞI, 2014-2019 arasında çizdikleri 5 yıllık stratejiyle koşullar ne olursa olsun yıllık yüzde 20-22 büyümeye devam edeceklerini açıklıyor. “2014’te aktiflerimizi yüzde 40 oranında da büyütebilirdik. Fakat biz yönetebileceğimiz bir büyüme istiyoruz. Topladığımız fonları sağlıklı şekilde dağıtıyoruz” diyor.

22.07.2015 17:06:560
Paylaş Tweet Paylaş
"Hedef ilk 10 değil, sağlıklı büyümek"
Katılım bankacılığında 2014 yılında büyüme, Bank Asya hariç tutulduğunda yüzde 30’u buldu. Sektör 2014 sonunda toplanan fonlarda 67 milyar TL’ye, kullandırılan kredilerde 70 milyar TL’ye ulaştı. Toplam aktif büyüklüğü ise 104 milyar TL’ye çıktı. Bu sektörde Albaraka Türk de güçlü bir büyümeye imza attı. Öyle ki bankanın 2014 yılı aktiflerinde yüzde 34, kredilerinde yüzde 30 ve mevduatında yüzde 33’lük büyüme dikkat çekti. “2005’ten bu yana yıllık bazda ortalama yüzde 34’lük aktif büyüme hızına ulaştık. Bu oranın üzerinde de büyüme gerçekleştirebilirdik ama çok agresif bir büyüme taraflısı değiliz” diyen Albaraka Türk Genel Müdürü Fahrettin Yahşi, 2019 yılına kadar bankasına yeni bir stratejiyle yön çiziyor. Yıllık yüzde 20-22 büyüme ile Albaraka Türk’ü orta ölçekli bir banka yapma hedefiyle çalışıyor. Bunun için de banka, 2014 başından bu yana kurumsal bankacılıktan KOBİ’lere doğru bir rota değişimi yapıyor. Son 4-5 yıldır tüm süreçler ve organizasyonda güçlü bir dönüşüm sürecinden geçiyor, mayıs ayında ana bankacılık yazılımını devreye almayı planlıyor. Yahşi, “BDDK kıstaslarına göre orta ölçekli olmaya doğru epey çaba göstermemiz gerekiyor. Ben bunlara çok takılmıyorum. Ben kendi bankamın, yönetimimin koyduğu strateji içinde başarılı olup olmadığımı değerlendiriyorum. Diğer bankalara göre çok iyi büyüyoruz” diye konuşuyor. Albaraka Türk Genel Müdürü Fahrettin Yahşi ile 5 yıllık strateji planlarını ve katılım bankacılığının yarınını konuştuk: 
* Bankanız özellikle son iki yıldır aktifler, kredi ve mevduatta yüzde 30’ün üzerinde büyümeler yakalıyor. Büyümeyi nasıl hızlandırdınız? 
* Katılım bankacılığının büyüme performansının, klasik bankacılığa göre kapasitesinin daha yüksek olmasını göz ardı edemeyiz. Ama bankamızın performansının sadece buradan gelmesi de mümkün değil. Biz gerçekten her yıl koyduğumuz hedeflerin üzerinde büyüme gerçekleştiriyoruz. 2005 yılından bu yana yıllık bazda ortalama yüzde 34’lük aktif büyüme hızına ulaştık. Bankamızın çok iyi bir ekibi ve iyi bir imajı var. Bu gerçekleştirdiğimiz oranların üzerinde de büyüme gerçekleştirebilirdik ama çok agresif bir büyüme taraflısı değiliz. 
~
* Geçen yıl yüzde 33’ün üzerinde de büyüyebilirdiniz yani? 
* Evet, aktiflerimizi yüzde 40 oranında da büyütebilirdik. Fakat yönetebileceğimiz bir büyüme istiyoruz, büyümenin sağlıklı bir şekilde yönetilebilmesi lazım. Biz sağlıklı büyüyoruz. Bunu, sektörün oldukça altında kalan yüzde 2’lik tahsili gecikmiş alacaklar oranımızdan net olarak görebilirsiniz. Topladığımız fonları sağlıklı şekilde dağıtıyoruz. 
* Büyüme getiren nedenlere dönersek… 
* 2014 yılında başlayan 5 yıllık bir stratejik planımız var. 2019’a kadar banka kredi portföyümüzde kurumsal bankacılığın yüzde 40, KOBİ bankacılığın yüzde 40 ve bireysel bankacılığın yüzde 20 pay almasını hedefliyoruz. Geçen yıl kurumsal bankacılığın kredi portföyündeki ağırlığı yüzde 50’lerdeydi. Bireysel bankacılığın da kredilerden aldığı pay yüzde 13’tü. Bu bağlamda geçen yıldan itibaren kurumsal ağırlıklı bir banka modelindense KOBİ’leri önceliklendiren bir politikayı benimsedik. KOBİ’ler üzerinden büyümeyi planlamaya başladık. Aslında kurumsal bankacılık, bilançoda dalgalanmaları en aza indirecek yapıyı sunuyor, bu nedenle bu alanı yüzde 40’ta tutacağız. 
* Bu değişimde bugün ne durumdasınız? 
* Bugünden bu rakamlara yakınız aslında… KOBİ’lere öncelik veren yapı, organizasyonda da değişimi beraberinde getirdi. Şubeleşme anlamında önemli mesafe kat ettik. Şubelerin büyümeye katkısını unutmamak lazım. 2014’te 35 şube açtık, bu yıl 15-20 şube daha açacağız. Şu an 207 şubemiz var, bu yılı 220 şubeyle kapatmayı planlıyoruz. Bugün Türkiye’nin ekonomik güç dağılımına paralel olarak şubelerimizin yüzde 40’ı İstanbul’da. Bu yıl da büyükşehirlerin ilçelerinde ve Anadolu illerinde şube açacağız. Şubeleşmede sanayi ve hizmetin etkin olduğu KOBİ odaklı bölgeleri öne çıkarıyoruz. 
* Peki bu büyüme rakamlarına rağmen net kârlılıkta büyümeniz geçtiğimiz yıl enflasyon altında, yüzde 4,6’da kaldı. Neden büyüme kâra yansımadı? n Burada sektörle kıyaslayarak bakmamız gerekiyor. 2014’te bankacılıkta kâr büyümeleri yaşanmadı. Kâr marjları daraldı, buna rağmen biz yüzde 16’ya yakın bir özkaynak kârlılığıyla çalıştık. Yıldan yıla kâr büyümesi düşük görünse de bankacılık sektörüyle kıyasladığımızda yüksek bir kârlılığı yakaladık. Biz geçen yıl hiç açmadığımız kadar şube açtık. Son 4-5 yılda Simurg adını verdiğimiz güçlü bir dönüşüm projesi geçiriyoruz, buraya da kaynak aktarıyoruz. Tüm bunlar kâr üzerinde etkili oluyor. Bu yılı da yüzde 16 özkaynak kârlılığıyla bitirmeyi bekliyoruz.
~
* Simurg ile banka nasıl bir değişim geçirdi? 
* Simurg bizim için önemli bir değişim programı oldu. Ana bankacılık yazılımını değiştiriyoruz. Mayıs ayı ortasında programın uygulamaya alınmasını planlıyoruz. Simurg’la bankacılığa bakışımız, organizasyon yapımız, süreçlerimiz değişti. Yazılım uygulamaya alındıktan sonra dijital kanallarda da daha aktif olacağız. Dijital kanallarda hedefimiz sadece bireysel değil tüm bankacılık alanlarını kapsayacağız. 
* Bireyselde nasıl bir büyüme planınız var? 
* Bireysel tarafta kredi kartında taksitlendirme modeline gitmediği için biz kredi kartlarında çok etkin değiliz. Kredi kartımızı sadece tamamlayıcı bir ürün olarak görüyoruz. Bireysel bankacılıkta konut, taşıt ve nispeten tüketici kredilerinde etkiniz. Ancak Aralık 2014 verilerine göre bireysel bankacılık riski içinde yüzde 88’i konut kredilerinden geliyor. Bireyselde gideceğimiz yol zor değil. Biz zaten inşaat tarafında kâr/zarar projeleri gerçekleştiriyoruz. Sadece kendi projelerimizde rol aldığımızda bile çok ciddi rakamlara ulaşmamız mümkün ama biz kademeli olarak yüzde 20’ye ulaşmak istiyoruz. Zaman içinde bilançonun sağlıklı olması adına bireysel bankacılığın payını yüzde 20’ye getirmeyi planlıyoruz. Bunun risk anlamında dengeleyici bir fonksiyon oluşturacağına inanıyoruz. Konut kredilerinin getirisinin, ticari veya diğer bireysel kredilere göre düşük olduğu doğru. Ama tahsili gecikmiş alacağa düşme oranı binlerle ifade ediliyor. Elinizdeki fonu yüzde 11 faizle KOBİ’lere kullandırmanızla yüzde 9 faizle konut kredisi vermeniz arasında salt kar getirisi aşağı yukarı eşit.
~
* 5 yıllık stratejinizde başka ne gibi hedefleriniz var? 
* Bizim vizyonumuz dünyanın en iyi katılım bankası olmak. Bu vizyon için 5 yapıtaşımız mevcut. Finansal olarak yüksek kârlılık ve verimliliğimizi sürdürmeyi amaçlıyoruz. Marka değerimizi ve müşteri memnuniyetini artırmayı amaçlıyoruz. Müşterilerimizin İslami normlara uygun tüm finansal ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyoruz. Hizmet kalitesinde bilgi teknolojileri altyapımızı daha da güçlendirmeyi, müşterilere en iyi, hızlı müşteri hizmetini sunmayı ve dağıtım kanallarında daha etkin olarak erişilebilirliğimizi artırmayı amaçlıyoruz. Çalışanlarımızın yetkinliğini güçlendirmeyi ve en seçkin kadroya sahip olmayı hedefliyoruz. Burada çalışmalarımıza yoğun şekilde devam ediyoruz. Ama ben bankamı başka bankalarla yarıştırmayı doğru bulmuyorum. Bunu çok samimi söylüyorum. İlk 10’a gireceğim gibi bir hedeften ziyade nasıl sağlıklı büyürüz hesabını yapmak lazım. Yönetilemeyecek bir büyüklüğü öngörmemek lazım. Bizim kıstaslarımız çok basit: 5 yıl boyunca koşullar ne olursa olsun her yıl yüzde 20-22 civarında bir büyümeyi öngörüyoruz. Bu rakamın üzerindeki büyümeler artı büyümelerimiz oluyor. Kredilerde de buna paralel olarak her yıl yüzde 20’lerde büyümek istiyoruz. Mevduatta yani katılım fonlarında da yüzde 20 hedefliyoruz. 
* Bugün hangi alanlarda ne kadar pazar payına sahipsiniz? Bankanızı sektörde orta ölçeğe taşımayı da istiyor musunuz? 
* Pazar payını artırmak için organizasyon altyapısının tamamlanması önemli. Diğer bankalar büyürken stratejik olarak şube artırmayı düşünmüyorsanız pazar payı kaybedebilirsiniz. Biz geçen yıl pazar payımızı artırdık. Ama sonuçta biz, BDDK tanımlarına göre küçük ölçekli bir bankayız. Bankanın aktif büyüklüğü toplam sektörün yüzde 2’sinin altındaysa küçük ölçekli sayılıyor. Biz de yüzde 1 seviyesindeyiz. Biz kendimize şube sayısı itibariyle daha çok orta ölçekli demeyi arzu ediyoruz, öyle hissediyoruz. Ama bilanço büyüklükleri ve BDDK kıstaslarına göre orta ölçekli olmaya doğru epey çaba göstermemiz gerekiyor. Ben bunlara çok takılmıyorum. Ben kendi bankamın, yönetimimin koyduğu strateji içinde başarılı olup olmadığımı değerlendiriyorum. Diğer bankalara göre çok iyi büyüyoruz. 
* Katılım bankacılığında büyüme için sermayenin artırılması gerektiği dile getiriliyor. Yakında sermaye artırımına gidecek misiniz? 
* Türk bankacılık sektöründe 12-13 milyar TL sermaye benzeri kredi var. Biz de son 3 yıl içinde 200 milyon dolarlık sermaye benzeri kredi aldık, onu kullanarak rasyolarımızı yukarı çektik. İç kaynaklarımızdan da sermaye artırıyoruz. Sermaye yeterlilik rasyosunda sektörde fiilen uygulanan oran yüzde 12. Biz şu an yüzde 13 sermaye yeterlilik rasyosuyla çalışıyoruz. Bu, bizi bir müddet daha devam ettirir. Sermaye ihtiyacı olunca yönetim kurulumuz karar verecektir. 
~
“BANK ASYA, ÖZEL BİR VAKA” KÜÇÜLME GETİRDİ Katılım bankaların geçen yıl bankacılık sektöründen aldığı pay düştü. Malum bir katılım bankasının içinde bulunduğu durum nedeniyle katılım bankacılığı sektörü daha düşük oranda büyüdü. Doğal olarak aslında klasik bankacılık sektörünün iddialı bir büyüme ortaya koyamadığı bir yılda, katılım bankacılığı sektörden aldığı pay da geriledi. Ama bu beklenen bir sonuç… Bu yıl toplam pazardan aldığımız payı büyüteceğiz.
OLUMSUZ ETKİLEMEDİ Bir katılım bankası finansal krizde sıkıntıya düştüğünde algıda ciddi bir sorun oluşabilirdi. Örneğin 2001 yılında İhlas Finans’ın lisansı iptal edildi. Bu durum, katılım bankacılığında çok ciddi olumsuz etki yaptı. İlk defa bir katılım bankası tasfiye oluyordu ve güvence mekanizması yoktu. O dönem katılım bankacılığı yüzde 50 küçüldü. Ama Bank Asya özelinde sorun, bir finansal kriz bağlamında ortaya çıkmadı. O nedenle diğer katılım bankaları ne algı ne de büyüme gibi alanlarda olumsuz etkilenmedi. Çok özel bir vaka, o nedenle olumsuz bir etki olmadı ve olmaz. 

“KAMU KATILIM BANKALARINDAN OLUMSUZ ETKİLENECEĞİZ” 
TEK KAMU OLMAK YETMEZ Önümüzdeki 1-1,5 yıl içinde iki kamu bankası ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün katılım bankası kurması bekleniyor. Aslında kamu kaynaklı 3 katılım bankasının sektöre gelmesinin rekabet açısından hem menfii hem musbet yönleri var. Başlangıçta bundan olumsuz etkileneceğimiz kesin. İlk girdikleri dönemde şube sayıları az olacak, burada büyümek kolay değil. ‘Piyasada hazır bir potansiyel var ve birden yeni kurulan katılım bankalarına akacak’ gibi bir durum yok. Onların da rekabette çaba göstermesi gerekiyor. Tek başına kamu olmak yeterli değil.
İYİ HİZMET VEREN KAZANIR Ama ben kamu katılım bankalarının avantajını bir noktada görüyorum, eğer bir ülke krize sürükleniyorsa insanların kafasında paramı kamuya yatırayım fikri olabiliyor. Bunun dışında kamu ve özel katılım bankaları arasında zaten bir fark yok. Hizmeti kim iyi veriyorsa o başarılı olacak. İlk başta doğal olarak bir alternatif oluşturacakları için diğer katılım bankalarının faaliyetleri üzerinde olumsuz etki yaratabilir, müşterilerin bir kısmına hitap etmede sorun yaratabilir. Ama uzun vadede zararları olmaz. Sektörde katılım bankalarının payı büyür, bu da esneklik yaratır. 10 YILDA YÜZDE 15 PAY Dünyada ikili bankacılık sistemlerinin uygulandığı ülkelerde katılım bankacılığı yüzde 20 pay alıyor. Biz Türkiye’de yüzde 5,5 payı tartışıyoruz. Katılım bankacılığında gidilecek çok ciddi bir yol var. Bu yolu giderken büyüme için sermayeye ihtiyaç var. O sermayenin imkan verdiği ölçüde büyüyeceğiz. 2025’te yani önümüzdeki 10 yılda katılım bankalarının bankacılık sektöründen aldığı pay yüzde 15 ila 20 aralığına gelir.
~
10 ADIMDA BÜYÜME PLANI
1-Geçen yıl aktiflerimizi yüzde 40 oranında büyütebilirdik. Ancak agresif büyüme taraflısı değiliz.
2- 2019’a kadar kredi portföyümüzde kurumsalın yüzde 40, KOBİ’nin yüzde 40 ve bireyselin yüzde 20 pay almasını hedefliyoruz.
3- 2014’te kurumsal ağırlıklı banka yerine, KOBİ’lere öncelik veren bir politikayı benimsedik.
4- Gelecek 5 yılda koşullar ne olursa olsun her yıl yüzde 20-22 civarında büyüme öngörüyoruz.
5- Krediler ve mevduatta da buna paralel yüzde 20’lerde büyümek istiyoruz.
6- Vizyonumuzu, dünyanın en iyi katılım bankası olmak şeklinde belirledik.
7- İlk 10’a gireceğim gibi bir hedeften ziyade nasıl sağlıklı büyürüz hesabını yapmak lazım.
8-Aktif büyüklüğümüz sektörün yüzde 1 seviyesinde. Orta ölçekli olmak için epey çaba göstermemiz gerekiyor.
9- 2014’te 35 şube açtık, bu yıl 15-20 şube daha açacağız. Yılı 220 şubeyle kapatmayı planlıyoruz.
10-Yüzde 16 özkaynak kârlılığını korumayı öngörüyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz