Yeni eğilim

Bu yıl ve 2016’da volatilite, kur hareketleri nedeniyle bankalar fonlama maliyetlerine daha çok kafa yoracağa benziyor..

11.02.2016 16:17:540
Paylaş Tweet Paylaş
Yeni eğilim
Bankacılık, kabuk değiştiriyor. Aslında danışman ve duayen eski bankacı Burhan Karaçam’ın da altını çizdiği gibi bankaları hızla değişime zorlayan en önemli unsur, yüzde 11’e kadar inen özsermaye kârlılıkları… Regülasyonlarla başlayan değişim süreci, bu yıl hem ülke içinde yaşanan siyasi belirsizlik ortamı hem yurtdışındaki volatil pazarlar nedeniyle ivme kazanıyor. Bireysel bankacılıktaki küçülme, bankaların sadece kurumsal segmente ve KOBİ’lere yönelmesine neden olmuyor, tüm müşteriye dokundukları ağlar da yeniden şekilleniyor. Biz de Türkiye’nin öncü bankalarını yöneten isimlerle ve bankacılık alanında danışmanlık yapan yöneticilerle sektörü yönlendiren 9 yeni eğilimi konuştuk.
1HAZİNE GERİ DÖNÜYOR
“2001 sonrası T.C. Hazinesi’nin borçlanma ihtiyacı ve reel faizler zamana yayılarak geriledi. Buna bağlı menkul kıymet portföylerinin bilançolardaki ağırlığının azalması, özkaynaklarla orantısız şekilde taşınan döviz pozisyonlarının küçültülmesi, Hazine departmanlarını daha az konuşulur hale getirdi.” Bu yorum, Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Senar Akkuş’a ait. Ancak yeni dönemde volatilite nedeniyle Hazine yeniden “gözde” departman haline geliyor. Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, aynı trende dikkat çekiyor: “Son zamanlarda piyasalardaki hareketlilik hazineyi ön plana çıkarıyor. Bu dönemlerde hazinelerin gerek tahvil ve portföy yönetimindeki yetkinliği gerekse aktif pasif yönetimi kapsamındaki desteği olası sorunları minimize ederek yolumuza devam etmemize yardımcı oluyor.” Bankacılar, dünyada da görülen bu trendin devam edeceğini öngörüyor. Türkiye Finans Genel Müdürü Osman Çelik, “Son dönemde FED’in faizleri artıracağı beklentisiyle para piyasalarındaki oynaklıkların artmış olması, hazine bölümlerini bankalar için yeniden önemli hale getirdi. Global piyasalardaki dalgalanmalar, bütün gelişmiş ve gelişmekte olan piyasalara yansıdığı için bu bölümün önemi artacak” diyor. Garanti Bankası Genel Müdürü Fuat Erbil, burada farklı bir bakış açısıyla günümüzde hazine bankacılığında ana gelir kalemlerinin müşterilerle yapılan işlemlerden oluştuğuna dikkat çekiyor ve “Bu yeni yapının geçmişten en önemli farkı, artık hazine biriminin bankanın bütün işkollarıyla entegre çalışması” diyor. 
2 ŞUBE KAPANIŞLARI HIZLANIYOR 
Bu yıl sektörde şube sayıları hızla azalmaya başladı. Duayen bankacı Burhan Karaçam, bu değişimin nedenini “Bankacılık küçülme sürecine girdi, reel kârlılığın düşmesi ve risklerin artmasıyla şube açma iştahı kayboldu. Mevcut şubelerin kapatılması dönemine girildi” şeklinde açıklıyor. ING Bank Genel Müdürü Pınar Abay’a göre artan maliyetlere karşılık kâr marjlarında yaşanan daralma sektörün dağıtım ağı özelinde optimizasyona gitmesini zorunlu hale getiriyor. Türkiye Bankalar Birliği’nin rakamlarına göre Eylül ayı itibariyle, son 9 ayda özel sermayeli bankalar 100 şube kapattı. Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, bu trendi şöyle yorumluyor: “Orta Vadeli Program’da büyüme beklentisinin yüzde 4’ten 3’e çekildiğini görüyoruz. Türkiye ekonomisindeki gelişmeler elbette bankaların da bu doğrultuda pozisyon alması anlamına geliyor. 2017’den itibaren, sektörde şube sayısının ekonomik duruma ve bankacılık hizmetlerinden yararlanabilir nüfusun artış hızına göre yeniden şekilleneceği ve stratejilerin ihtiyaçlara göre revize edileceği bekleniyor. Biz müşterilerimize doğru lokasyonda kaliteli hizmet verebilmek için analizler sonucunda ihtiyaçları belirleyerek şube açılış, kapanış ve yer değişikliği planlaması yapıyoruz.” Peppers&Rogers Group Türkiye Genel Müdürü Selim Uçer, bu trendin yayılmasını kuvvetle muhtemel buluyor. Uçer, banka şubelerinin satış yapan bir yapıdan operasyon merkezlerine dönüşeceğini ve beyaz yaka nüfusunun fazla olduğu büyük şehirlerde azalmaya devam edeceğini belirtiyor. Garanti Bankası Genel Müdürü Fuat Erbil, “2016’da da şube ağı optimizasyonlarının devam edeceğini tahmin ediyoruz” diyor. DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, büyük şehirlerde geniş şube ağına sahip bankaların kârlılıklarının olumsuz etkilendiğine dikkat çekerek, 2016’da şubeleşmenin daha çok düşük maliyetli bölgelerde olacağını öngörüyor.~3 FONLAMA YÖNETİMİ ÖNEM KAZANIYOR
BİR AYDA YÜZDE 2 YÜKSELDİ

Sektörde bir yeni eğilim de ülke içinden ve dışından ‘uygun koşullarla fonlama maliyeti’ sağlayabilme. Danışman Mehmet Sönmez, bunun önemini şöyle açıklıyor: “Artan kur nedeniyle mevduat müşterilerinin TL’de kalabilmelerini sağlayabilmek amacıyla bankalar, TL mevduat faiz oranlarını son bir ayda artırmak zorunda kaldı. Yüzde 10’lardan 12 civarına çıkıldı, yani bankaların TL fonlama maliyeti son bir iki ayda iki puan arttı.” Danışmanlara göre, sendikasyonlar geçen yıllara göre daha çetin koşullarda yenileniyor. İki ay öncesine kadar Türkiye kredi risk swap oranı yüzde 1,8 iken şimdilerde yüzde 3’e yükseldi, yani sendikasyon yenilemeleri artan maliyetlerle yapılabiliyor. HASSASİYET ARTTI
Citibank Genel Müdürü Serra Akçaoğlu, bugün için Türk bankalarını çok iyi fiyatlarla borçlanabildiğini ancak bu konunun gelecek dönemde dikkat edilecek bir nokta olduğunu açıklıyor. Türkiye İ�� Bankası Genel Müdür Yardımcısı Senar Akkuş, bu konuda ,“Kârlılıklardaki gerilemeyle pasif maliyetleri konusunda hassasiyetimiz artmış durumda. Buna yüksek volatilite ve son dönemde sektör genelinde mevduatın yabancı para, kredilerin ise Türk lirası ağırlıklı gelişme kaydetmesi eklendiğinde, fonlama işlemlerinin takipçi ve analitik yaklaşımlarla yürütülmesi gerekliliği ortaya çıkıyor” diye konuşuyor.
4 BÜYÜK ŞİRKETLER GÜCÜNÜ KORUYOR 
Regülasyonlar ve Türkiye’nin büyüme modeli son dönemde bankaları, kurumsal bankacılığa yönlendiriyor. Toplam krediler içinde yüzde 43 ile en büyük paya sahip kurumsal bankacılıkta, kredi portföyü  2015 başında 550 milyar TL’ye ulaştı. Deloitte Türkiye Finansal Hizmetler Endüstri Lideri Hasan Kılıç, bankalar için kurumsal tarafta büyük şirketler ve onların ticari ağlarının önemini koruduğunun altını çiziyor. “Kurumsal bankacılık müşterileri, sağlıklı finansal yapıları ve büyük montanlı iş yaratma kapasiteleriyle sektörün ilgi odağında” diyen Odeabank Kurumsal Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Yalçın Avcı, “Değişen piyasa şartlarının vade yapılarını uzatma etkisi bu müşteriler tarafından fonlanıyor” diyor. Bu nedenlerle de sektöre hem yeni giren Fibabanka, Intesa Sanpaolo, Bank of Tokyo, Rabobank gibi oyuncular ve Citi, ABank, Burgan Bank gibi daha küçük ölçekli bankalar, kurumsal bankacılıkta büyümeyi hedefliyor. Fibabanka Genel Müdürü Bekir Dildar kurumsalda hedeflerini şöyle aktarıyor: “Sermaye artışı ve bilançoda hızlı aktif büyümemiz olacaksa bu tabii ki büyük kurumsal firmalarla olacak.” Bu noktada danışman Derya Gürerk önemli bir alt eğilime dikkat çekiyor: “Döviz kazandırıcı işlemlere ve döviz geliri olan işletmelere yönelik ilginin artacağını söyleyebiliriz. Bu işletme ve işlemler özellikle yurtdışı borçlanmanın bu kadar yoğun tartışıldığı bir dönemde cazibelerini artıracak.”
5 DİJİTALDEN YENİ ÜRÜNLER GELİYOR
Sektörde bütün yöneticilerin üzerinde anlaştığı ana eğilimlerden birini dijital bankacılıktaki hızlı gelişme oluşturuyor. Danışman Selim Uçer’in vurguladığı gibi direkt bankacılık, yatırım maliyetleri dışında işletme giderlerinin çok düşük olması ve müşteri eğilimlerinin şubesiz bankacılığa kayması sebebiyle şube bankacılığına ciddi rakip olarak beliriyor. TBB verilerine göre de mobil bankacılığın işlem hacmi 2014’te bir önceki yıla kıyasla yüzde 148’lik artış gösterdi. Bu oran internet bankacılığında ise yüzde 19’da kaldı. “Bankacılık hızla bu yönde ilerliyor. 4-5 yıl sonra bankacılığın yüzde 75’inin mobil kanallar üzerinden yapılacağını göreceğiz” diyen Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, şöyle devam ediyor: “Güncel araştırmalara göre tamamen dijitalleşen bir bankanın verimliliği yüzde 20-25 artıyor, bu da kârlılığı olumlu etkiliyor” diye konuşuyor. Dijital bankacılıkta yoğun yatırımları bulunan DenizBank’ın genel müdürü Hakan Ateş, bu trendin geleceğini şöyle yorumluyor: “Dijital kanallarda ürün çeşitliliğinde bir sonraki aşama kişiye özel fiyatlama yapabilen tam otomatik kredi ve mevduat ürünlerinde olacak. Bugün segment bazlı yapılan fiyatlama en aşağıya inerek müşteri bazlı hale gelecek.” Garanti Bankası Genel Müdürü Fuat Erbil, “10 yıl önce dijital kanallardan gerçekleşen finansal işlem payı yüzde 40 iken, şu an Garanti Bankası’nda bu oran yüzde 91. Yakın gelecekte yüzde 95’i zorlayacağız.” diyor. ING Bank Genel Müdürü Pınar Abay’ın gelecek öngörüsü ise şöyle: “Akıllı telefon penetrasyonunun artışıyla 3 yılda internet ve mobil kanalların toplam işlemlerde payı eşitlenecek. Para transferi, fatura ödeme işlemleri ve kredi başvurularında dijital kanalları artacak.”
~6 KREDİ KARTLARINDA İŞTAH KESİLDİ
KÂR SIFIR BİLE DEĞİL

Bugün bankalar tersini söylese de kredi kartı pazarında eski iştah kalmadı. Banka yöneticileri çok net şekilde bu alanda artık kâr edilemediğini açıklıyor. Örneğin DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, “BDDK, bankaların kredi kartlarında toplam net kâr-zarar rakamlarını önümüze koysa çok memnun olurum. Dışı sizi, içi bizi yakar” derken, Garanti Bankası Genel Müdürü Fuat Erbil, “Toplamda sektör, kredi kartından bugün 0 kâr ediyorsa iyidir” şeklinde konuşuyor. Aynı şekilde TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici’ye göre de Türkiye’de şu anda kart işinde toplam kârlılık sıfır bile değil.
ÇATI MARKALAR AZALABİLİR
Leblebici, “Yaptığımız kaynakları dağıtım işi… Kredi kartı eskiden öncelikli yer alıyordu artık ilk sıralarda değil. Kredi kartı pazarı regülasyonlara paralel gider, iştah regülasyon değişimleriyle açılır” diyor. Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın da bu noktada farklı bir öngörüde bulunuyor: “Kredi kartı pazarında rekabet keskin. Piyasayı düzenleyen güçlü çatı markalar var, büyük bankalar zaten burada yeterli güce sahip. Ama bu rekabet ve kâr oranlarıyla böyle devam edeceğini sanmıyorum, orta vadede bir konsolidasyonla çatı markaların azalmasını bekliyorum.” 
7 KOBİ’LER HALA YILDIZ 
Kurumsal bankacılığın yanında sektör, büyümede KOBİ’leri yıldız olarak görüyor. KOBİ tarafında sorunlu kredi oranlarının artması da sektörün bu alandaki hevesini kırmıyor. Öyle ki Garanti Bankası Genel Müdürü Fuat Erbil’in değindiği gibi sektörde Ağustos 2015 itibarıyla KOBİ’lere kullandırılan toplam nakdi krediler, yılbaşından bu yana yüzde 13,7 artışla 378,8 milyar TL’ye yükseldi. DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, regülasyonların etkisiyle KOBİ bankacılığına olan ilginin ve bu alandaki rekabetin artma trendinde olduğunu söylüyor. Bugün KOBİ kredilerinin toplam sektör kredilerinden aldığı pay yüzde 30’lara yaklaştı. Bu trende paralel bankaların bu alanda güçlü hedefleri mevcut. Erbil, ayrı önem verdikleri bu alanda 125 bin yeni müşteri kazanarak KOBİ müşteri sayılarını 1,3 milyona çıkardıklarını vurguluyor. Hakan Ateş de “Yılın ilk 8 ayında yüzde 33 büyüdük. Bu alana ilgi sürecek ve KOBİ kredilerinin yıllık yüzde 15-20 büyüyeceğini düşünüyoruz. Biz de 2018’e kadar yüzde 5 pazar payı hedefliyoruz” şeklinde konuşuyor. “Türkiye’nin refahı KOBİ’lerin performansından geçiyor” diyen Türkiye Finans Genel Müdürü Osman Çelik, KOBİ kredilerinin 2015’te yüzde 22, 2016’da yüzde 21 ve 2017’de yüzde 20 büyüyeceği tahmininde bulunuyor. Burgan Bank Genel Müdürü Murat Dinç de aynı fikirde: “Ülkemizde işletmelerin büyük çoğunluğunun KOBİ olması gerçeği, KOBİ’lerin bankalar nezdindeki önemini her zaman gündemde tutuyor. Biz de KOBİ bankacılığında müşterilerimizin ilk üç bankasından biri olmak istiyoruz” şeklinde aktarıyor. 
8 PROJE FİNANSMANI HALA GÜÇLÜ 
Yatırımlar anlamında içeride seçimler dışarıda global belirsizliklerle durgun geçen 2015 sonrası, bankaların asıl rekabet arenası proje finansmanları olacak. Hakan Binbaşgil, “2015 piyasa şartları anlamında zor bir yıl, önceki yıllara kıyasla yatırımlarda bir miktar yavaşlama gözlemledik. 2016’da piyasalardaki belirsizliklerin giderilmesi, yatırımcıların uzun vadeli yatırım planlarını değerlendirmeye almalarını sağlayacak” diyor. TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici proje finansmanında rekabetin artacağını düşünüyor. Yönetici, “2016’da seçim sonrası açılma olur; yatırımların hızını kestirmek zor ama adım adım gelecektir. Bu alanda her iş kârlı değil ama iyi işlere, projelere ilgi devam edecek. Bu işlerde Türk bankaların ağırlığı da korunur” diyor. Sektörün yakın dönemde önünde güçlü bir yatırım ajandası var, bu da rekabeti  tırmandırıyor. Hakan Ateş, bu ajandayı şöyle aktarıyor: “Bu ülkede yıllık en az 3.500 MW’lık ilave enerji yatırımı ihtiyacı var. Bunların realize olması için her yıl en az 5 milyar dolar yatırım gerekir. Bankacılık sistemine de buradan 4 milyar dolar kredi hacmi doğar. İGDAŞ’ın özelleştirilmesi, 16 kamuözel sektör işbirliği hastaneleri, yeniden gündeme gelebilecek Milli Piyango ihalesi ve Şeker Fabrikaları’nın ihalelerinin yenilenmesi bekleniyor. Altyapı tarafında yenilenmesi beklenen Çukurova Havalimanı, Çandarlı Limanı var. Bu büyük işlemleri toplarsak 30 milyar dolara yakın bir rakam ediyor.”
~KONSOLİDASYON ÇANLARI ÇALIYOR
HAREKET KÜÇÜKLERDE
Sektörde konsolidasyon ihtimali de konuşuluyor. Bankacılık danışmanları, 2016’da yavaş yavaş birleşme adımlarının gerçekleşeceğini öngörüyor. Danışman Mehmet Sönmez, “Türkiye’de 2015 birinci çeyrekte, özkaynak kârlılığında son 10 yılın en düşük oranı yüzde 9 görüldü, önümüzdeki birkaç yıl daha bu oranlar devam edecek. Bu da küçük bankaların sermayedarlarını bankalarını elden çıkarmaya, başka bankalarla konsolide etmeye yönlendirecek” diyor. BİRLEŞME VE SATIN ALMALAR GÜNDEMDE
Peppers&Rogers Group Türkiye Genel Müdürü Selim Uçer de aynı fikirde: “Son zamanlarda bazı yabancı bankaların olası hisse satışları buna örnek gösterilebilir. Bu bankalar sektörde mevcut bankalar tarafından satın alınırsa ilk konsolidasyon adımı yaşanmış olacak.”
CEO’LAR NE DİYOR?
TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici de bu trende yeşil ışık yakıyor ve “Sadece bizim sektörde değil farklı sektörde konsolidasyon görebiliriz. Türkiye’den çıkmak isteyen, deneyenler var. Bu da bir nevi konsolidasyon getirir, 2016’da bunun adımlarını görürüz” diyor.
İHTİSASLAŞMA İHTİYACI
Citibank Türkiye Genel Müdürü Serra Akçaoğlu, “Konsolidasyonlar bu dönemde daha önem kazanıyor. Artık her alanda olmak yerine bankaların ihtisas alanlarını belirlemeleri lazım. Bu şekilde bakınca sektörde konsolidasyon ihtimali var” diyor.
“KISA VADEDE OLMAZ”
TBB Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın ise henüz konsolidasyon beklentisinde değil: “Türk piyasasına talep devam ediyor ve çeşitlendirilmiş bir yapı var. Sermaye sadece Batı değil çok farklı coğrafyalardan geliyor. Pazarımıza giren de çıkan da bankalar oluyor, benim kısa vadede bir konsolidasyon beklentim yok.”

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz