Sorumlu şirketin müthiş hedefi

Ağaç tarımı yaparak ormanları koruyan ENAT'ın hedefi 20 yılda 350 bin fidan yetiştirmek...

1.09.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Sorumlu şirketin müthiş hedefi
ENAT, özel sektör eliyle Türkiye’de ağaç tarımı yapan ilk kuruluş. 2003 yılında 26 kurucu ortakla hayata geçirilen şirketin asıl amacı, doğal ormanların korunmasına katkıda bulunarak endüstriyel ağaç ihtiyacını karşılamak. Kurulduğu günden bu yana 7 yılda 1.200 hektarlık alana 1,5 milyon fidan diken ENAT, önümüzdeki 20 yıl boyunca her yıl 200 hektarlık alana 350 bin fidan dikmeyi hedefliyor. Ancak, şirketin kurucu ortağı Murat Gigin, “Projenin asıl önemi, bu işe önderlik etmesi. Şirket kendi içinde genişleyerek büyürken benzeri şirketler kurularak endüstriyel ağaç tarımının ülke genelinde yaygınlaşmasını amaçlıyoruz” diyor. 2003 yılında TEMA Vakfı kurucularından Nihat Gökyiğit’in önderliğinde toplam 26 kurucu ortakla hayata geçirilen özel bir oluşum olan ENAT (Endüstriyel Ağaç Tarımı ve Sanayi AŞ) yarattığı iş modelleri ile sanayiciye de, köylüye de fayda sağlayan bir şirket... Amacı Türkiye’de doğal ormanların korunmasına ve kırsal istihdama katkıda bulunarak ağaca dayalı hammadde ihtiyacını karşılamak. Bunu da “endüstriyel ağaç tarımı” olarak adlandırılan bir yöntemle tarım amaçlı kullanılmayan arazilerde hızlı yetişen ağaçlardan or manlar oluşturarak yap mayı hedefliyor. Ancak ENAT’ı özel kılan sadece hedefi değil. Aynı zamanda 4 ayaklı özel bir iş modeliyle hare ket etmesi. Bu modelde TEMA (Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Hayatı Koruma) Vakfı ağaçlandırmanın tarım yapılmayan kırsal alanda gerçekleşmesi için izleme komitesinde yer alıyor. Orman Bakanlığı bilgi ve tecrübelerinin yanında arazi tahsislerinde yardımcı oluyor. İstanbul Orman Fakültesi ve Bolu İzzet Baysal Üniversitesi akademik boyutta ENAT’ın destekçisi. Oluşumun dördüncü ayağında ise sanayiciler var. Ağırlıklı lif yonga, kağıt ve ambalaj sanayicileri iş ortağı olarak projede yer alıyor. İlk olarak 2003 yılında Karacabey’de 80 hektarlık bir arazi ile yola çıkan ENAT, 7 yılda 1.200 hektarlık alana 1,5 milyon fidan dikti. Hedef ise önümüzdeki 20 yıl boyunca her yıl 200 hektarlık alana 350 bin fidan dikmek. ENAT’ı, hedeflerini ve bugüne kadar neler yaptıklarını ENAT’ın kurucu ortaklarından Murat Gigin ve ENAT Genel Müdürü Fikret Koçak’la konuştuk.

ENAT hangi amaçla kimler tarafından kuruldu?
Koçak: ENAT doğal ormanları koruma fikrinden yola çıkılarak kuruldu. Ben 2003 yılında TEMA Vakfı’nda göreve başladım. Başladığım günden itibaren de Nihat Gökyiğit Beyle beraber bu proje üzerinde çalıştık. Doğal ormanların korunması için ağaca dayalı hammadde ihtiyacını hızlı yetişen türlerle gelişecek ormanlardan elde etmek gerekiyor. Gelişmiş ülkeler böyle yapıyor. Biz de ülkemizin odun ihtiyacını hızlı gelişen ağaç türlerinden oluşan ormanlar kurarak karşılayalım, endüstriyel ağaç tarımı yapalım dedik. Ayrıca Türkiye orman maddeleri ihtiyacında yaklaşık yüzde 40 oranında dışarıya bağımlı. Kendi hammaddemizi kendimiz karşılamak için odunu işleyen sanayicileri biraraya getirdik. Orman Bakanlığı ile müşterek çalışma başlattık, orman fakültelerindeki hocalarımızla işbirliği yaptık ve 3 yıla yakın bir hazırlık çalışmasının ardından 26 kurucu ortak ve 2 milyon TL sermaye ile ENAT’ı kurduk. ENAT sadece odun hammadde ihtiyacını karşılamayı değil, karbon emisyonunu azaltmayı, yöresel halka istihdam sağlamayı ve kırsal kalkınmaya katkıda bulunmayı hedefliyor.~

Peki aradan geçen 7 yılın ardından aldığınız ilk sonuçlar neler oldu?
Koçak:
İlk çalışmalarımıza Karacabey’de arazi satın alarak başladık. İlk etapta 80 hektarlık bir arazi aldık. Bu araziler 410 hektarı buldu. Bu yıl 7’nci yılında 7 metreye varan ağaçlarımız var. Ortak sayısı da 30’a ulaştı. ANG Holding, Kastamonu Entegre, Viem, Orma, Çamsan, Tekzen, Nitromak, Koray, Oy-ka, Şahinler Holding, Aztaş, Yonsan Ege, Borusan, Huş Mühendislik, İvedi, Turhan Mühendislik ile Feyyaz Berker, Murat Gigin, Şenel Yaygın, Yasemin Aslı Yalçın, Ümit Can Özdemir, Suzan Koçak, Ergün Aslan, Muammer Erdoğan, İpek Bozkurt, Z. Dilek Engin, Erdoğan Sağlam, Ahmet Torun gibi seçkin işadamları ve doğaseverler ortaklarımız arasında. Şu anda yaptığımız çalışma Türkiye geneline bakıldığında küçük. Ancak projenin asıl önemi, bu işe önderlik etmesi. Şirket kendi içinde genişleyerek bü-yürken benzeri şirketler kurularak endüstriyel ağaç tarımının ülke genelinde yaygınlaşmasını hedefliyoruz.

Son 7 yılda ne hadarlık bir ekim yaptınız?
Koçak:
1.200 hektarlık alana 1,5 milyon fidan diktik. Önümüzdeki 20 yıl boyunca her yıl 200 hektarlık alana 350 bin fidan dikeceğiz.

İlk kesim ne zaman yapılacak?
Koçak:
Kesimi iki aşamada yapıyoruz. Ağaç ekimi yaptığımız araziyi 8-9 yıl sonra seyrekleştiriyoruz. Şimdi biz 7’nci yıldayız, 2 yıl sonra ilk kesimi yapacağız. İlk hasat 9 yılda, ikinci hasat 18’inci yılda olacak.

Hasat nasıl değerlendirilecek?
Koçak:
Serbest piyasa ekonomisi koşullarında ürünleri ihale edeceğiz. Ortaklardan ihtiyacı olanlar da alacak. Hem ortak hem alıcı olacaklar.

Şu anda Türkiye’de sanayinin orman ürünleri ihtiyacı nereden karşılanıyor?
Koçak:
Orman teşkilatının yaptığı bakım çalışmaları var. Bu bakım kapsamında ormanlardaki ağaçların bir kısmı kesilip ihtiyaçlar için kullanılıyor. Dolayısıyla ihtiyacın yüzde 50-60’ı buradan, geri kalan kısmı da yurtdışından Romanya ve Rusya gibi ülkelerden karşılanıyor.

Endüstriyel ağaç tarımında ağaçların hızlı büyümesi nasıl mümkün oluyor?
Koçak:
Biz kızılçam gibi hızlı büyüyen türlerinekimini yapıyoruz. Burada ağacın türü kadar bakımı çok önemli. Orman teşkilatı ormanda ağaçlara bir kere çapa yaparken biz üç kere çapa yapıyoruz. Bu itina nedeniyle ağacın büyümesi biraz daha farklı oluyor.~

Bu maliyetli bir iş mi?
Koçak:
Maliyetten ziyade uzun süreli bir iş. Geri dönüşü uzun zaman sonra alınıyor.

Yurtdışında bu iş modeli yaygın olarak kullanılır yor mu?
Gigin:
Evet. Ancak Türkiye bu konuda maalesef çok geç kaldı. İskandinav ülkelerinde rotasyon süreleri 60-80 yıl hatta İngiltere’de 60-100 yıl arasında. Buna rağmen oralarda 4’üncü, 5’inci rotasyonlar yapılıyor. Yani bunlar asırlardır yapılan tatbikat. Amerika’nın doğusu tamamen ağaç tarımına ayrılmış durumda Kanada’nın batısı da öyle... İskandinav ve Baltık ülkeleri plantasyon bazında üretim yapıyor. Doğal ormanlar Avrupa’da o kadar azalmış ki bugün ormanlık alan diye bildiğimiz İsviçre, İngiltere, Avusturya ve Almanya’da doğal ormanlar toplam ormanlar içinde yüzde 1’lerin içinde. Onları korumaya çalışıyorlar. Türkiye bu alanda zengin. Arazimizin yüzde 26’sı orman ve bunun yüzde 95’i doğal orman. Türkiye şanslı bir coğrafyaya sahip. Ilıman bir iklimi var. Ama ortalama denizden yükseklik ve yağış konusunda kısmen fakiriz. Ülkemizin kuzeyi ile batısının bir kısmı müsait ama güney sahilleri ve İç Anadolu daha kurak. Buna rağmen bu ağaçlandırma çalışmalarını yapacak araziye ve olumlu koşullara sahibiz. Devletin yaptığı örnekler var. Örneğin 30 yıl önce İzmit Kavakçılık Enstitüsü kurulmuş. Ama özel sektörün marifetiyle yapılan başka bir örnek yok. Finlandiya’da bizim ormanımız kadar orman olmasına rağmen orada bizim 20 katımızdan daha fazla üretim yapabiliyor. Bu tür ormanlardan hektar başına 20 metreküpten 50 metreküpe kadar ürün alabilirsiniz ama doğal ormanlardan sadece 1-2 metreküp ürün alıyorsunuz. Yani plantasyonlar ortalama 20 kat daha verimli. Bu aynı zamanda karbon emisyonu için de çok önemli. Ormanlar oksijen üreten, karbon yutan ve doğayı temizleyen en önemli filtre. Ancak Türkiye’de hacimli alan konusunda sıkıntı yaşanıyor.

Hacimli alan bulma konusunda neden zorlanıyorsunuz?
Koçak:
Araziler ya tapulu yani şahıslara ait ya hazine arazisi ya da orman arazisi. Tapulu araziler babadan oğula miras yoluyla çok bölünmüş, geniş arazi yok. Tarım için de en büyük bir handikap bu. Küçük küçük tarlalarda tarım yapılıyor. Tapulu arazi bulmak zor. Hazine arazilerinde de bürokratik sıkıntılar var. Orman arazilerinde yeterince ağaçlandırılacak alan olmasına rağmen orman mevzuatında orman köylüsüne özel imtiyazlar sağlanmış. Orman köylüsüne öncelik hakkı tanınmış. “Burada böyle bir çalışma yapılacaksa öncelik orman köylüsünündür” deniliyor. Köylünün imkanları sınırlı, bilgisi yetersiz böylelikle iş ortada kalıyor, onlar da yapamıyor. Bunları Orman Bakanlığı ile görüşerek uygulamadaki aksaklıkları anlatarak çözülmesine yardımcı oluyoruz. Sağolsunlar onlar da ilgileniyor. Bu sadece ENAT için değil Türkiye’nin geleceği için önemli bir konu.~

MURAT GİGİN ENAT KURUCU ORTAĞI
KÖYLÜYE İŞ YARATIYOR
ARAZİ İŞE YARIYOR

Orman köylüsü için de değer yaratıyoruz. işbirliği yaptığımız köylere iş yaratıyoruz. Örneğin "Her haneye şu kadar ceviz, badem, fıstık çamı ekelim, biz 3 yıl bakımını yapalım, boş duran arazi işe yarasın" diyoruz. Köylü de öyle yaptı. 100 hektarlık sahanın 25 hektarını köylü için badem ağaçlandırması yaptık. 75 hektarına da çam fidanı diktik.
BADEM ÜRETİMİ
Her aileye 180 ağaç düştü. Bu 5-6 yıl önce yaptığımız bir ekim. Şimdi oradan badem üretiyorlar. Bu yıl 2 bin TL mertebesinde bir gelir elde ediyorlar, önümüzdeki yıllarda bu 3 bin-5 bin TL mertebesine çıkacak. Bunlar güzel modeller olmaya başladı.
ARICILIK YAPIYORLAR
Badem dediğimiz emtia da Türkiye'ye ithal ediliyor. O köyde yine arıcılık da başlattık. Bademin veriminin artması için arı gerekli. Köyde 5-6 haneye 10'ar kovan ve eğitim verdik. Bugün arıcılık yapıp badem üretiyorlar. Bu örnekleri görünce şimdi köylüler bizi aramaya başladı.

MURAT GİGİN/ ENAT KURUCU ORTAĞI
“TÜRKİYE'DE GÖRÜLMEMİŞ BİR MODEL YAPTIK”
4  AYAĞI VAR ENAT

Türkiye'de çok görülmeyen bir model. Bu Nihat Bey'in akil işadamlığı çerçevesinde oturttuğu bir model. Bu model dört bacak üzerine oturuyor.
TEMA'NIN ROLÜ
Ağaçlandırmanın tarım yapılmayan toprak zenginliği fazla olmayan kırsal alanlarda gerçekleşmesi lazım. Bunu sağlamak için kamu vicdanını temsil eden TEMA var. TEMA izleme komitesinde yer alıyor.
BAKANLIK DESTEKLİ
Projenin kamu bacağında Orman Bakanlığı var. Bakanlık bilgi ve tecrübelerini bizimle paylaşarak nispeten daha ufak kalmış arazilerde bu çalışmayı yapmamıza müsade ediyor. Bu da 49 yıllık tahsislerle oluyor. Bu iş teknik ve bilimsel olarak yapılıyor.
SOSYAL SORUMLULUK
Hızlı yetişen ağaç seçiminde İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi ve Bolu izzet Baysal Üniversitesi'nin desteği oldu. Türkiye'de bu konuda en donanımlı ve birikimli kuruluş olan İzmit Hızlı Kavakçılık tecrübelerini bizimle cömertçe paylaştı.~
SANAYİ TARAFI
Sanayi tarafında da lif yonga sanayicileri, kağıt sanayicileri ve ambalaj sanayicileri var. Öte yandan sosyal sorumluluk hisseden kişiler de projede yer alıyor. Dolayısıyla ENAT'ın iş modeli sanayici ile çevre örgütünün, akademi ile kamunun biraraya geldiği çok özel bir oluşum.

MURAT GİGİN
ENAT KURUCU ORTAĞI“HER YIL 350 BİN FİDAN DİKECEĞİZ”
HEDEF ÖRNEK OLMAK

Bu pilot proje kapsamında 6-7 yılda 1.200 hektarlık alana ekim yapabildik. 2 milyon TL'lik sermayemiz 6,5 milyon TL'ye çıktı. ENAT'ın misyonu bunu daha başka işletmelerin daha büyük alanlarda yapabilmesi için örnek olmak. Ormanın kereste değeri 1 ise alternatif değerlerinin tümü 400. Biz sadece kereste olarak kullandığımız zaman yaratılması mümkün olan katma değerin ancak 400'de 1'ini kullanıyoruz.
SIKINTILAR VAR
Doğal ormanlarımızın üzerinde biyoçeşitliliği kaybetmememiz gerekiyor. Bu nedenle onun alternatifini yaratmalıyız. ENAT bunun güzel bir örneği. Gönül arzuluyor ki bunu çok daha büyük yüzeyler üzerinde yapabilelim. Ancak bu konuda sıkıntılar var. Örneğin orman köylüsü ilk etapta bu işe mesafeli baktı. Bu kadar işadamının biraraya gelip ağaç dikeceğine inanmadılar.
KÖYLÜNÜN YAKLAŞIMI
"Bu hikaye... Bunlar muhtemelen siyanürle altın çıkaracak ya da burada bir maden var onu işletecekler" diye düşündüler. Böyle düşünmekte haksız da değiller, zamanında bu istismarlar yapılmış. Dolayısıyla biz iyi niyetimizi ispat ederek her gün çalışmalarımızı genişletiyoruz. 1.200 hektarlık alanda 1,5 milyon fidan diktik. Hedefimiz de her yıl 200 hektar sahada 350 bin civarında fidan dikmek. 20 yıl içinde 4 bin hektar sahada 6 milyon fidan dikmiş olacağız. O zaman bu proje amacına ulaşmış olacak.

FİKRET KOÇAK ENAT KURUCU ORTAĞI
“FONLARIN EN FAZLA YATIRIM YAPTIĞI İŞ”
KAZANDIRAN EMTİA

Amerika'da bireysel emeklilik fonlarının en fazla yatırım yaptığı iş bu. istatiki olarak son 30 yılda yapılan çalışmalara baktığımızda kereste platinden de daha fazla değer kazanmış bir emtia.
UZUN VADELİ YATIRIM
Dolayısıyla uzun vadeli olarak gelirlerini mahafaza etmek isteyen çok sayıda vakıf ve emeklilik fonu özel ormancılığa dönük olarak çok ciddi yatırım alanları arıyor. Bunların çoğu bize de geldi. Yaptığımız proje belki Türkiye'de çok ses getirmedi ama Hollanda'dan, Amerika'dan, İskandinav ülkelerinden birçok ortak projenin bir parçası olmak istedi.~
25 BİN HEKTAR
Finansmanla ilgili bir sorun yok ama bizim yaptığımız proje küçük. 1.200 hektarlık bir ekim yapıyoruz. "Bu büyüklük 25 bin hektara ulaştığında ne kadar para istiyorsanız verelim" diyorlar. Türkiye'de bir bölge içinde o kadar bir alanın tahsisini alabilmek ise imkansıza yakın. arazi yok. Tarım için de en büyük bir handikap bu. Küçük küçük tarlalarda tarım yapılıyor. Tapulu arazi bulmak zor. Hazine arazilerinde de bürokratik sıkıntılar var. Orman arazilerinde yeterince ağaçlandırılacak alan olmasına rağmen orman mevzuatında orman köylüsüne özel imtiyazlar sağlanmış. Orman köylüsüne öncelik hakkı tanınmış. “Burada böyle bir çalışma yapılacaksa öncelik orman köylüsünündür” deniliyor. Köylünün imkanları sınırlı, bilgisi yetersiz böylelikle iş ortada kalıyor, onlar da yapamıyor. Bunları Orman Bakanlığı ile görüşerek uygulamadaki aksaklıkları anlatarak çözülmesine yardımcı oluyoruz. Sağolsunlar onlar da ilgileniyor. Bu sadece ENAT için değil Türkiye’nin geleceği için önemli bir konu.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz