Artık teknolojik işlere yönelmeliyiz

Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu ile Gaziantep ekonomisini konuştuk.

28.03.2014 13:05:430
Paylaş Tweet Paylaş
Artık teknolojik işlere yönelmeliyiz
ihracata dayalı bir büyüme modeliyle yola çıkan Gaziantep, bugün Türkiye'nin 6. büyük ekonomisine sahip. Geçen yıl 5 milyar 879 milyon dolar ihracat yaptıklarını açıklayan Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu, bu yıl ise bu rakamın 6,5 milyar dolar seviyelerinde olmasını beklediklerini anlatıyor.

İhracatta ciddi bir ivme yakaladıklarını hatırlatan Konukoğlu, bundan sonraki hedeflerinin ise Gaziantep'ten daha çok inovatif ürünler çıkarmak olduğunu söylüyor.

Gaziantep ekonomisi son yıllarda önemli bir yol kat etti. Türkiye büyümesinin iki katı bir büyüme gösteren Gaziantep, bu başarıyı ihracat sayesinde yakaladı. İhracata dayalı bir büyüme modeli çizen kent, 1997 yılında 80 ülkeye ihracat yaparken bu rakam geçen yıl 177’ye ulaştı.

Geçen yılı 5 milyar 879 milyon dolar ihracat rakamıyla tamamlayan Gaziantep’ten 2013 yılının Ekim ayında, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 5,7 oranında artışla 534 milyon 372 bin dolarlık ihracat yapıldı. Ocak-Ekim 2013 dönemi ihracatı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,6 artışla 5 milyar 276 milyon 810 bin dolara ulaştı.

Gaziantep’in bugün Türkiye’nin 6. büyük ekonomisine sahip. İhracatta da Türkiye’nin 6. büyük şehri olduklarını hatırlatan Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu, kentin ilk ihracat hedefini 1998 yılında ortaya koyduğunun altını çiziyor.

Bu hedeflerin o gün Antep’in yönetiminde olan sanayi odası, ticaret odası, OSB, ihracatçılar birliği başkanları tarafından yapılan ortak çalışmalarla konulduğunu belirten Konukoğlu, “1998 yılında Gaziantep’in hububat, fıstık ya da bunların türevlerinin ihracatıyla bir yere gidemeyeceği, endüstriyel ürünlerin ihraç edilmesi ve yeni pazarlar bulunması gerektiği konusunda bir konsorsiyum sağlanmış durumdaydı.~
2005 yılı için 1,5 milyar dolar, 2010 yılı için 3 milyar dolar ihracat hedefi konulmuştu. 2000 yılından sonra marka şehir ve inovasyon şehri şeklinde yapılan projelerle şehrin kabuk değişimine sebebiyet verdik. Şehir kapalı kutudan açılmaya başladığında otomatikman pazar arayışına girmek, markalı ürünler yapmak durumunda kaldık.

Sanayicilerimiz bilinçlendi. Kaliteli mal yaparsak alınır, marka gerekmez şeklinde düşünülürken kalite ve marka bir araya geldiğinde müşterinin daha talepkar olduğu görülünce iş çok farklı bir noktaya ulaştı” diyor. GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu ile Gaziantep ekonomisini konuştuk:

Kent ekonomisinin seyri, büyümesi nasıl?
Türkiye’nin son 10 yıldaki büyümesi inanılmaz. 2000 yılından sonra yapılan çalışmalar, büyük bir başarı öyküsü, bunu kimse inkar edemez. Gaziantep de bu başarı yolculuğunun içerisinde bir adım daha önde giderek, farklı bir ivmeyle kendini daha da büyüttü. Türk Patent Enstitüsü (TPE) verilerine göre, Gaziantep’ten 2003 yılında toplam 774
olan marka ve patent başvurusu, yaklaşık 4 kat artarak 2012 yılı sonunda 2 bin 949’a ulaştı.

Şu anda Gaziantep, marka ve patent başvurusunda Türkiye’de bütün iller arasında 5. sırada yer alıyor. Artık dünyanın her yeni pazarımız. Eskiden Avrupa ve Türk Cumhuriyetlerimiz vardı. İhracatımızın yüzde 60-70’ini buralar kaplardı. Ortadoğu’ya ihracatımız yüzde 30’u geçmezdi.

İhracat rakamlarımız da küçük olduğu için açıkçası yeni pazarlar o kadar da önemli değildi. 2002’de ihracatımız 619 milyon dolardı. 2012’de bu rakam 5 milyar 879 milyon dolar oldu. 2013 hedefimiz ise 7 milyar dolardı, ama sanırım bu rakam 6,5 milyar dolarda kalacak.

Neden 7 milyar dolar ihracat hedefine ulaşılamayacağını düşünüyorsunuz?
10 günlük bayram tatili belimizi büktü, tatil bu kadar uzun olmasaydı 7 milyar doları yakalardık. Bayramdan döner dönmez tırlar yüklendi, sınır kapısına hücum edildi.~
Bugün günlük 2 bin 500 araç geçiş kapasitesi bulunan Habur Sınır Kapısı’nda, 30 kilometre kuyruk var. İkinci sınır kapısının mutlaka açılması gerekiyor. Bu, bir taleptir. İkinci sınır kapısı açıldığı zaman Türkiye’nin ihracatında en az 1,5 milyon dolar fark eder.

Gaziantep’in bugün ihracatta en büyük pazarları hangi ülkeler ve buralara ne satıyorsunuz?
En fazla ihracat yaptığımız ilk 10 ülke sırasıyla Irak, Suudi Arabistan, Libya, Suriye, ABD, İngiltere, Almanya, İtalya, Rusya ve Belçika. Irak bizim en büyük pazarımız ve satmadığımız hemen hemen hiçbir ürün yok. Gaziantep’ten yapılan ihracatın ülke gruplarına göre dağılımına baktığımızda ikinci sırada Avrupa geliyor. Onlar da Antep’ten halı, gıda maddesi, tekstil ürünleri, hatta makine bile alıyor.

Eskiden “En büyük ihracatımız şu ülkeye, şudur” derdik ama şimdi bunu söyleme şansımız yok. Emin olun, ben size “Irak’a bunu satmıyoruz” desem ihracatçımızın biri “Ben satıyorum” diye telefon açar. Ayrıca Irak’a geçici ithalatla getirip sattığımız ürünlerde var. Her şeyi yaparken ithalat yapıp ihracatını gerçekleştiriyoruz. Ortadoğu için bir pazarlama ve üretim üssü olduk diyebilirim.

Hedef pazarlar var mı?
Güney Afrika ve Güney Amerika pazarlarına girmeyi hedefliyoruz. Güney Amerika, çok uzak bir coğrafya olsa da lojistik açıdan sorun yaratmaz. Hassa-Dörtyol arasındaki tünel açıldığı zaman denize ARALIK 2013 GAuzaklığımız 110 kilometreye düşecek. Şu an biz 300 kilometreyle Mersin’e, 190 kilometreyle İskenderun’a gidebiliyoruz. Tünel açıldığında lojistik olarak önemli bir avantaj ve hızlı hareket etme şansı yakalayacağız. Bu da maliyetlerimizi düşürecek.

Güney Amerika pazarındaki payımız her geçen gün artıyor. Şu anda bu pazarlara ağırlıklı olarak tekstil ürünleri ve makarna gidiyor. Ancak sonraki etaplarda çeşitliliğin artacağına inanıyorum. Bugün ben Güney Amerika’ya pamuk ipliği satmaya gittiysem ve tesadüfen biri bana “Sizde yağ var mı veya peynir satıyor musunuz” dese anında Antep’te bu ürünleri satan bir arkadaşımı arar, irtibat kurdururum.

Onlar anlaşabilirse alışveriş yapar. Emin olun, bütün arkadaşlarımız aynısını yapar. Antep’te bizim böyle ortak bir pazarlama ruhumuz var. Başarımızın bir sırrı da bunda yatıyor.
Biz, her ne yapıyorsak bu ülke ve Gaziantep için yapıyoruz. İdeallerimiz var; ülkenin milli gelirinin en az 30 bin dolara çıkması, 2023’te 25 bin doların görülmesi...~
Bu ideallere ulaşmak gerekiyorsa elbette ki çalışmamız gerekiyor. Ancak biz halen Gaziantep’te kadınların işgücüne katılması gerektiğini, aksi halde bunu başaramayacağımızı söylüyoruz.

Peki Gaziantep Sanayi Odası olarak kadınların işgücüne katılımı için neler yapıyorsunuz?
Bütün eğitim çalışmalarına kadınları davet ediyoruz. Genç Girişimci Kadın Kollarımız kadınların iş hayatına katılması için devamlı projeler üretiyor, ev hanımlarına beceri kursları açıyor, sürekli onların farklılaşmaları için uğraşıyor. Örneğin Genç Girişimci Kadın Kolları’nın desteklediği, ev hanımıyken küçük bir kafeterya açan bir arkadaşımız var.

Hatta başarısı GAGİAD tarafından da ödüllendirildi. Bölgedeki en iyi tostu o yapıyor, insanlar onun kafeteryasına özel olarak tost yemek için gidiyor. Biz de bu örnekleri çoğaltmak için elimizden geleni yapıyoruz. GSO meclis üyelerimizden üçü kadın. Bir de kadın yönetim kurulu üyemiz bulunuyor.

Son yıllarda Gaziantep’te şirketlerde kadın üst düzey yöneticiler de oluşmaya başladı ve her yıl bu ivme yukarı doğru çıkıyor. Nasıl erkek çocukları işe geldiği zaman en az kademeden başlıyorsa kızlarımız da aynı şekilde geliyor. 10 yıl sonra Gaziantep’te çok daha fazla kadın yönetici göreceğimize inanıyorum. Ayrıca birçok sivil toplum örgütünün başında da kadınları göreceksiniz.

Önümüzdeki yıllarda hangi sektörlerde büyüme öngörüyorsunuz?
Önümüzdeki dönemde Gaziantep’in emek yoğun işlerden biraz daha emek gücü az, teknolojik işlere yönelmesi gerekiyor. O yüzden de İnovasyon Vadisi projesini sürdürüyoruz. Gaziantep’te farklılık yaratarak, teknolojimizi de üst düzeye çekerek mümkün olduğu kadar makine sanayini ön plana çıkararak çalışmalar yapmaya çalışıyoruz.

Önümüzdeki yıllarda arzumuz Gaziantep’ten en az 3-4 firmanın teknoloji üreterek dünyaya satması. İnşallah bunu başaracağız.

Gaziantep’in 2023 hedefleri neler?
30 milyar dolarlık ihracat yapmak, 350 bin kişiye istihdam sağlamak, gümrük kapısı olan her ülkelere ihracat gerçekleştirmek hedeflerimiz arasında yer alıyor. Ayrıca katma değeri yüksek teknolojik ürünlerin üretim üssü olmak, en az 20 ulusal ve uluslararası marka yaratmak ve üniversite-sanayi işbirliğinde ülkemize model olmak istiyoruz.~

Kentin acilen çözülmesi gereken sorunları neler?
En büyük sorunumuz ulaşım. Ürettiğimiz ürünü ya da hammaddeyi hızlı bir şekilde şehrimize getirip ya da müşterimize hızla ulaştırmak istiyoruz. Acil konumuz Hassa-Dörtyol Tüneli ve demiryoluyla taşımacılığın bir an önce limanlara bağlanarak çözülmesi.

Elinizdeki malı sevk edemiyorsanız isterseniz dünyanın en modern, teknolojik, pahalı ürününü üretin bir işe yaramıyor. Önemli olan ürettiğinizi alıcısıyla zamanında buluşturmak. Havaalanımız yeterli değil. Havaalanının standartlarını yükseltip kargo uçaklarının ineceği hacme ulaştırmamız lazım ki hem deniz hem kara hem de hava yoluyla ürünlerimizi anında müşterilerimizin hizmetine amade edelim.

“SIRA TEKNOLOJİMİZİ ORTAYA KOYMAYA GELDİ”
İNANMAK LAZIM

Gaziantep Üniversitesi’yle başlatmış olduğumuz bir teknopark çalışmamız var. Bu projenin başarılı olabilmesi için ARGE departmanlarının başarılı olabilmesi lazım. Bu departmanların başarılı olabilmesi içinse insanların markaya inanması gerek.

BAŞARI ELDE ETTİK
Marka bacağında önemli bir başarı elde ettik. Bundan sonraki aşamada yapacağımız şey, AR-GE çalışmalarıyla teknolojimizi ortaya koyabilmek. 15 yıl önce bırakın Gaziantep’i Türkiye’de AR-GE departmanı olan şirket sayısı iki elin parmağını geçmezdi. Ama şimdi Gaziantep’te AR-GE departmanı olan şirketler dediğinizde ilk etapta en az 20 firma sayabilirim.~
BİRİKİM MESELESİ
Bu durum şunu ortaya koyuyor. Böyle AR-GE departmanları kurulduysa yapılacak işler de daha teknolojik, verimli ve yüksek getirisi olan işler olacak. Bazı arkadaşlarımız yapılanları hiçe sayıp “Avrupa bu merkezleri kuralı 50-60, hatta 100 sene olmuş. Siz yeni kuruyorsunuz” diyor. Ancak bu, bir birikim meselesi.

BÜYÜK DEĞİŞİM
Bugün bir firmanın AR-GE departmanına cirosunun bir miktarını ayırabilmesi için önce belli bir birikime ulaşması lazım. Çok genç bir ülkeyiz. 1923’lere baktığınızda Türkiye’nin bırakın sermayesini eğitilmiş insan gücü yoktu. O günlerden bugünlere geldik.

“İNOVATIF İŞLER YAVAŞ YAVAŞ ÖNE ÇIKIYOR”
TEŞVİK EDİLİYOR

Son yıllarda Türkiye’de AR-GE ve inovasyon alanında bir atılım başladı. Burada özellikle hükümete teşekkür etmek lazım, çünkü TÜBİTAK kanalıyla bu işi teşvik ediyorlar. AR-GE’ye verilen önemli destekler var. Bütçeden inanılmaz bir pay alıyor, ama maalesef biz sanayiciler olarak bu ayrılmış parayı da yeterince kullanamıyoruz.

Bu dinamikleri çalıştırmak için ‘Yenilenin yenilmeyin’ sloganıyla sanayicileri AR-GE ve inovasyona yöneltmeye çalıştık. Bunda da diğer şehirlere göre daha başarılı olduğumuzu düşünüyorum.

HENÜZ EMEKLİYORUZ
Antep’te şirketlerde bu konuya kafa patlatan genç, dinamik mühendisler, seçilmiş insanlar var. Televizyon reklamlarında Antepli firmaların yaptığı inovatif ürünleri görebilirsiniz. Örneğin leke tutmayan, bakteri üretmeyen halılar var. Makinecilerimiz artık değirmen ve makarna üzerine dünyadaki dev firmalarla rekabet edecek durumda.~

Almanya’ya un makinesi satan firmalarımız var. Bilgi biriktikçe büyüyor, büyüdükçe yapmış olduğunuz inovatif işler de ön plana çıkıyor. Henüz emekliyoruz. Ancak emekleme dönemimizin yavaş geçmesi ayaklarımızın yere sağlam basacağını gösteriyor. Önümüzdeki dönemlerde Antep daha fazla yeni ürüne imza atacak.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz