CEO'nun en iyi şehri

İş ya da gezi amaçlı yaptıkları seyahatlerle dünyayı gezen yöneticiler için bazı şehirlerin çok özel bir yeri var.

12.05.2016 15:07:200
Paylaş Tweet Paylaş
CEO'nun en iyi şehri
İş insanları, gerek iş gerekse tatil amacıyla dünyanın pek çok şehrine seyahat ediyor. Gezdikleri şehirler arasında bazıları onlar için daha özel. Bu özel şehirleri sorduğumuz yöneticiler, San Sebastian, Barselona, Floransa, Havana, New York, Sidney ve Tokyo’yu favorileri olarak gösteriyor. Örneğin Teradata’nın Türkiye ülke başkanı Gamze Aydın, Sidney’den o kadar çok etkilenmiş ki “Orada yaşayabilirim” diyor. Havana’nın 20 yıl önceki haliyle bugününü karşılaştıran Kütahya Porselen’in başkanı Nafi Güral, Küba’yı görmek isteyenlerin acele etmesi gerektiğini söylüyor. Saica Ülke Müdürü Kaan Özkan New York’un hareketliliğinden etkilenirken Toshiba TNB CEO’su Aytaç Biter bir başka metropolü Tokyo’yu adres gösteriyor. Akdeniz’den vazgeçemeyenlerden Orka Holding’in başkanı Süleyman Orakçıoğlu ve DuPont Türkiye ülke müdürü Halide Aydınlık, Barselona’nın tarihi dokusuna hayranlıklarını dile getiriyor. Generalli Sigorta’nın genel müdürü Mine Ayhan Floransa’nın sanat kokan sokaklarına, Avivasa CEO’su Meral Eredenk Kurdaş ise gurme seyahati yaptığı San Sebastian’ın kültürüne dikkat çekiyor. İşte yöneticilerin en sevdikleri şehirler…
“KÜBA’YA DEĞİŞMEDEN GİDİLMELİ”
Küba’ya olan hayranlığını “Küba’yı anlatabilmek için ciltler dolusu kitap yazmak gerekir” cümlesiyle özetleyen Kütahya Porselen’in başkanı Nafi Güral, 20 yıl önce gittiği Küba’nın bugün çok değiştiğini ifade ediyor. Aralık 2015’te yaptığı Havana seyahatiyle ilgili notlarını şöyle anlatıyor: “Küba’yı görmek isteyenler acele etmeli, zira ilk 20 yıl önce gördüğüm Havana’nın gizemi, modernleşme sürecine girmiş. İyi ki gizemli Küba’yı zamanında görmüşüm. Burada en etkilendiğim şeylerden biri, sahildeki en önemli bulvar üzerinde bulunan Mustafa Kemal Atatürk büstü. Küba’ya gidenler sadece Havana ile yetinmemeli. Unesco kültür mirasında yer alan Cienfuegos, köle ticaretinin transit geçişi olarak ün yapmış Trinidad, Küba devriminin önemli merkezlerinden Santa Clara ve ABD’nin meşhur hapishanesinin bulunduğu Guantanamo da görülmeli. Bunun dışında tabii ki puroları övünç kaynağı. Puroların nasıl yapıldığını fabrika ziyaretinde görmek mümkün ama dizde yapıldığı efsanesi doğru değil. Devrim Müzesi’nin görülmesi de ilginç olur, zira teması sadece devrim olan başka müze olduğunu sanmıyorum. Restoran olarak da adını ünlü müzik topluluğu Buena Vista’dan alan Buena Vista Social Club’ı tavsiye ederim. Havana’da pek çok restoranda yemek yedik ama burası hem mutfağı hem ambiyansıyla müthiş...” 
“EVİMDE GİBİ HİSSEDİYORUM” 
DuPont Türkiye’nin ülke müdürü Halide Aydınlık’ın en sevdiği şehir Barselona. Burada hiç yabancılık çekmediğini ve insanlarının çok sıcakkanlı olduğunu belirten Aydınlık, şehirde en çok Gaudi’nin binalarına hayranlık duyuyor. Barselona’ya olan sevgisini şu sözlerle ifade ediyor: “Her yıl gitmekten keyif aldığım, kendimi evimde gibi hissettiğim Barselona’da hiç yabancılık çekmeden şehre karışmayı, samimi ve sıcak insanlarıyla sohbet etmeyi inanılmaz keyifli buluyorum. Eski binaları, etkileyici şehir planlamasıyla her gittiğimde beni kendine hayran bırakmaya devam ediyor. Burada en etkilendiğim yapılar Gaudi’nin eserleri. Yaşadığı döneme göre inanılmaz ileride olan, oldukça fonksiyonel yaşam çözümlerini yaptığı binalarda görmek hayranlık uyandırıcı. Muhakkak günlük öğünlerimden birini tapas’larda yemeğe özen gösteriyorum. Denediğim tüm tapas’ları sevmeme rağmen favorim, Cerveceria Catalana Indú. Restoran olarak tercihim ise hem atmosferi hem yemek ve şarap kalitesi hem servisi bakımından Cal’Isidre. Herkese tavsiye edebilirim.” ~“SANAT ŞEHRİ FLORANSA”
Akdeniz şehirlerine hayran olan isimlerden biri de Generali Sigorta’nın genel müdürü Mine Ayhan. Bugüne kadar gezdiği şehirler arasında en çok Floransa’dan etkilendiğini söyleyen Ayhan, tarih ve sanat kokan sokakların atmosferini çok seviyor. Ayhan, Floransa hakkında şunları söylüyor: “Gezdiğim ülkeler arasına en çok etkilendiğim şehir Floransa oldu. İtalya denilince akla önce genellikle Roma ve Venedik gelir, ancak Floransa tarihi güzellikleri, sakinliği, müzeleri, Arno Nehri’nin huzuru, Rönesans’ın izleri ve enfes İtalyan yemekleriyle beni bir başka etkiledi. Arno Nehri etrafında kurulmuş bu küçük şehir, tarih boyunca Da Vinci ve Michelangelo gibi büyük iki isim başta olmak üzere birçok sanat ve bilim dehasına yurtluk etmiş. Sokakları caddeleri tarihin eşsiz kalıntılarıyla dopdolu. Burada en çok Uffizi Müzesi’nden etkilendim. Urbino Venüsü, Venüs’ün Doğuşu, Urbino Dükü ve Düşesi, Ognisanti Madonna, Kutsal Aile ve Ayağından Diken Çıkaran Çocuk gibi önemli sanat eserlerini barındıran Uffizi Müzesi’nin kendisi de müthiş bir  237 mimari eser. Gerçek Toskana mutfağının en iyi örneği olarak gösterilen Cibreo ise en sevdiğim restoran. Toskana mutfağının klasikleri yanı sıra yenilikçi yemekler yap��yorlar. Tatlıları da en az yemekleri kadar başarılı. Menünün her gün değiştiğini söylediler. Bu nedenle bir sonraki seyahatimde muhakkak yeniden gitmek isterim.”
“SİDNEY’DE KALMAK İSTEDİM”
Teradata Türkiye Ülke Müdürü Gamze Aydın, büyülendiği Sidney için “Dünya üzerinde birçok şehri gezdim, hemen hemen ayak basmadığım kıta yok ama hiçbirinde ‘Ben bu şehirde yaşamak istiyorum’ demedim. Ta ki Sidney’e gidene kadar” ifadelerini kullanıyor. Sidney’in doğallığından, insanlarının samimiyetinden etkilenen Aydın, şunları söylüyor: “Sidney’in tek dezavantajı uzaklığı, belki de güzelliği de buradan geliyor. Doğal güzellik birçok şehirde var, ancak insanların gerçek samimiyeti, mutluluğu ve güzelliği hiçbir şehirde yok. Buradaki gerçek samimiyet karşısında şaşırıyorsunuz. Herkes öğlen ve akşam spor yapıyor, yemekler, özellikle deniz mahsulleri çok lezzetli... Özellikle Quay Restoranı’nı tavsiye ediyorum. 1988 yılında kurulmuş Sidney limanında yer alan ve çok farklı samimi bir havada servis yapan bu güzel restorana mutlaka gidilmeli. En güzel yeri bence Bondi Plajı... İnanılmaz güzellikle bir okyanus, kumsal, sörf yapanlar, güneşlenenler... Sydney’in en kötü tarafı ise inanılmaz pahalı olması. Bir kahveye normal bir yerde 20 dolar verebilirsiniz.”
“NEW YORK SÜRPRİZLERLE DOLU”
Saica Ülke Müdürü Kaan Özkan’ın favori şehri ise New York. Dünya ekonomisinin merkezi olması ve hareketliliği, şehrin Özkan’ı en çok etkileyen özelliklerinden. New York’un her an sürprizlere açık olduğunu belirten Özkan, şunları söylüyor: “En etkilendiğim şehir New York diyebilirim. Hem dünya ekonomisinin merkezi olması sebebiyle hareketliliği hem de İstanbul gibi her an sürprizlere açık oluşu beni etkiliyor. Her an bir restoranda, bir mağazada, bir müzikalde bir yıldızla karşılaşmanız mümkün. Akşam tiyatroya gidip Al Pacino’yu canlı seyredebilirsiniz. Wall Street’te dünya ekonomisini aynı gün değiştiren gelişmelere şahit olabilirsiniz. Bir caddede yürürken karşınıza olağanüstü sesi olan bir sokak sanatçısı çıkabilir. İstanbul gibi New York da kozmopolit... 10 dakikalık bir yürüyüşte 20 değişik milletten insanla karşılaşmak mümkün. New York’ta en sevdiğim restoran Robert de Niro’nun sahibi olduğu Locanda Verde. Şef Andrew Carmellini’nin de hissedar olduğu lokanta, sade tarzı ve çok lezzetli yemekleriyle ve New York’a göre mantıklı fiyatlarıyla ödediğinizin karşılığını alacağınız bir yer. Elbette çok önceden rezervasyon yaptırmak zorunlu.”~“SAN SEBASTIAN’DAN ÇOK ETKİLENDİM”
MERAL EREDENK KURDAŞ/ AVIVASA CEO’SU
GURME TURU

San Sebastian ve Bilboa en etkilendiğim şehirler arasında yer alıyor. Bir gurme turu olarak düzenlediğimiz bu seyahatte, San Sebastian’nın dünyaca ünlü Michelin yıldızlı restoranları Arzak, Mugaritz ve Akellarre’ye gittik. Aralarında en sevdiğim Akellarre oldu. Ayrıca San Sebastian’ın tapas barlarında çok lezzetli yemekler tadarken keyifli sohbetler edebilir, yeni insanlarla tanışabilirsiniz.
GEZİ ÖNERİLERİ
Sadece yemek değil, tarih, müzik, kültür, doğa ve eğlence de var. Bilbao’daki Guggenheim Müzesi, mutlaka görülmesi gereken bir yer. Ayrıca San Sebastian’dan 1 saat uzaklıktaki Biarritz’de, Napolyon’un Eugenie için yaptırdığı bir saray yavrusu Villa Eugenie, muhteşem deniz manzarasıyla insanı büyüleyen bir yapı...


KÜLTÜRLERİN KARIŞIMI
SÜLEYMAN ORAKÇIOĞLU ORKA HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI 

BARSELONA FAVORİM 

Gezdiğim şehirler arasında en sevdiğim şehir Barselona. Çünkü sanatın, eğlencenin ve aynı zamanda gurme restoranların değer kattığı güzel ve sıcak bir kent. Akdeniz, Avrupa ve yerel Katalan kültürlerinin hem ayrıştığı hem bir arada bulunduğu bir şehir olması beni çok etkiliyor. 
RESTORAN TAVSİYESİ 
Barselona’da Picasso Müzesi ve Gaudi’nin eserlerinden çok etkilendim. Barselona El Born Meydanı’ndaki Tween mağazamızın hemen yanındaki Calpep Tapas ve yine o bölgedeki en lezzetli deniz ürünlerini bulabileceğiniz Passadis Del Pep Restoran’ı çok severim. ~UNUTAMADIĞIM AKŞAM YEMEĞİ
KAAN KAVALOĞLU LİMAK TURİZM GRUBU KOORDİNATÖRÜ
PUGLIA EN İYİLERDEN

Şu ana kadar 56 ülke görme fırsatım oldu. İçlerinden beni en çok etkileyenler Küba ve Güney Afrika’ydı. Fakat İtalya Puglia’da, dünyada eşi benzeri olmayan 10 restoran içerisinde bulunan Grotta Palazzese Restoran’da dostlarımla yediğim akşam yemeğini göz ardı edemem.
GURMELER GİTMELİ
Mozzarella ve Apulian peynir tadımı ve yerel şarap mahzenlerinde yapılan şarap tadımlarıyla Puglia; seyahatin sadece gezip görmek değil, aynı zamanda dünya lezzetlerini tatmak olduğunu bilenlerin mutlaka gitmesi gereken bir yer diye düşünüyorum.
YENİ ROTALAR İlk fırsatta görmek istediğim iki ülke Hindistan ve Avustralya. Bu ülkeleri sabit bir şehirde kalmadan gezebildiğim kadar görmeyi arzuluyorum. Hindistan’ın mistik havası beni çok cezbediyor. Avustralya’nın da el değmemiş doğası beni kendine çekiyor.

EN SEVDİĞİM ŞEHİR TOKYO
AYTAÇ BİTER / TOSHIBA TNB CEO’SU
UZAKDOĞU HAYRANI

Gezip gördüğüm en etkileyici şehirlerin başında Tokyo geliyor. İnsana verilen değer, insanların birbirine duyduğu saygı, gelişmiş teknolojiler ve olağanüstü doğa beni oldukça etkiliyor. Oldukça kalabalık ancak müthiş düzenli bir şehir; kültür, tarih, alışveriş, eğlence ve yemek hepsi bir arada.
YEMEK CENNETİ
Tsukiji Balık Pazarı, her türlü elektronik cihaza ev sahipliği yapan Akihabara ve rüya gibi tasarlanmış Japon bahçelerden çok etkilendim. Ayrıca Toshiba’nın tarihsel gelişiminin ve icatlarının sergilendiği müze muazzamdı. Uzakdoğu yemeklerini ve özellikle sushi’yi çok sevdiğim için Japonya benim için tam bir yemek cenneti. Sushi Kanesaka ise favori restoranım, özellikle tavsiye ediyorum. 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz