Denizin altında geçmişin peşinde

Jeff Hakko, 27 yıldır dalıyor ve 20 yıldır tarihi dalgıç malzemeleri topluyor.

1.01.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Denizin altında geçmişin peşinde



Dalmak, Vakko Yönetim Kurulu Başkanı Yardımcısı Jeff Hakko'nun büyük tutkusu. 27 yıldır deniz altının derinliklerini keşfediyor. Sadece keşfetmekle kalmıyor, 20 yıldır da geçmişin izini sürüyor. Eski dönemlerde deniz altına ilgi duyanların ne tür kıyafetlerle daldıkları ortaya çıkarıyor, asırlık dalgıç kıyafetlerinin koleksiyonunu yapıyor. Hakko'nun 300'den fazla parçanın yer aldığı koleksiyonunda 20 kiloluk bir dalgıç başlığı da bulunuyor, 400 kiloluk tulumbalar da.
.. "Benimki değerli bir koleksiyon. Çünkü çok üretilen malzemelerden almıyorum. Koleksiyonumun en büyük bölümünü dalgıç başlıkları oluşturuyor. Yaklaşık 72-73 tane başlık sahibiyim. Başlıklar dışında koleksiyonumda tulumbalar, bıçaklar, alet edevat, ayakkabı ve ağırlıklar var. Bir dalgıç 1900'lerde ne kullanıyorsa o malzemelerin hepsi bende mevcut" diyor. Geldiği noktada ise durmaya niyeti yok. Amacının koleksiyonunu genişletmek olduğunu belirten Hakko, asıl hedefini de şöyle açıklıyor: "Koleksiyonu gelecek nesillere bırakarak tarihimize sahip çıkmak istiyorum. Benim için en önemlisi tarihimize sahip çıkmak. Koleksiyonum 20 yıldan fazladır evdeydi, sonrasında ise müzeye taşındı."İşte Jeff Hakko'nun sualtı merakı ve koleksiyonu.

Capital:  Tarihi dalgıç malzemeleri koleksiyonuna nasıl ve ne zaman başladınız?
Yaklaşık 20 yıl önce bir araştırma sonucu başladım. 27 yıldan fazla süredir dalış sporuyla ilgileniyorum. Eskiden süngerciler, eski dalgıçlar nasıl dalıyordu, o dönemin teknolojisi nedir diye merak ettim. Bunun üzerin araştırma yapmaya karar verdim. Kitaplar okudum. 1989 yılında Fransa'nın güneyinde bir sualtı konferansına gittim. Orada bir dalgıç başlığı vardı. Parlatılmış bir vaziyetteydi, üzerine vernik vurulmuştu ve çok ihtişamlı duruyordu. o dalgıç başlığını görünce kalakaldım ve o an bu işle uğraşmaya karar verdim. Üç ay sonra da başlık benim oldu.

Capital:Nasıl aldınız o başlığı?
-
Başlığın üzerinde küçük bir etiket vardı. Etiketin üzerindeki yazıyı not etmiştim. Konferanstan uçakla dönerken sualtı dergisi aldım. Derginin arka sayfasında aynı başlığın ilanını görünce reklam veren kişiyi aradım. Bu kişi eski bir Fransız sualtı komandosuydu. 3 ay sonra onunla Fransa'da buluştum. Kendisinde birkaç parça vardı. Benim aldığım, o güne kadar kiralamak için verdiği parçalardan biriydi. Sonrasında bu kişi elinde olan bütün malzemeleri sattı. Ben de bir çift ayakkabı ve iki bıçak aldım. o satmaya karar verdiğinde, benim elimdekilerden koleksiyon oluşmuştu bile.

Capital: Zor bir uğraş mı?
- Evet, kesinlikle çünkü malzeme bulmak oldukça zor. Dalgıç başlıkları 1800'lerde üretilmeye başlandı. 1920-30'lu yıllarda bu ürünler hurda yapmak için bilinçsizce eritildi, birçok malzeme yok oldu. Malzemeler azalınca değerleri arttı, inanılmaz fiyatlara satmaya başladılar. Malzemelerin değeri üretim sayısına, yaşına ve hangi ülkede üretildiğine bağlı olarak artıyor. 45 bin dolara da 500 dolara da başlık bulabilirsiniz.

Capital: Siz hiç tarihi bir dalgıç malzemesiyle daldınız mı?
-  Bu işi yapan bir kulüple beraber daldım. Onların elindeki malzeme de bu iş için yapılmıştı. Çok eski malzemelerdi fakat her dalıştan sonra ve önce servisi yapılıyordu.

Capital: Türkiye dalgıç malzemeleri açısından nasıl bir ülke?
-  Türkiye'de de dalgıç malzemeleri vard��, fakat çok azdı. Çoğunu koleksiyonuma aldım. Edindiğim malzemelerin çoğu, Ege kıyısındaki eski süngercilerin malzemeleriydi. Enteresandır bazı eski deniz subaylarının elinde de malzemeler buldum. Eminim ulaşamadığım bir yerlerde birkaç tane daha dalgıç malzemesi vardır, onların da gelmelerini bekliyorum.~

Capital: Türkiye'deki malzemelerin değeri nasıl?
-  Ellerinde tarihi bir malzeme olduğunu zannettikleri için fiyatlar uçuyor. Bu kişilere bazı şeyleri izah etmek. Ben onlara bir koleksiyoner olarak bunun benim için bir değeri olduğunu ve bu değerin gerçek bir değer olduğunu söylüyorum. Malzemelerin fiyatlarını ucuza kapatmaya çalışmak istemediğimi fakat hakkını verip onu almak istediğimi anlatıyorum.

Capital:  Kaçırdığınız malzeme oldu mu?
- Çok oldu. Bir Japon derin su dalış başlığını kaçırdım ve hala ben de yok.

Capital:  En eski ve en değerli parçanız hangisi?
-  En eski parça 1870 tarihli bir Fransız başlığı. En değerli parça ise aynı döneme denk gelen bir tulum ba, bu parçalara ne kadar fiyat verdiğim konusunu konuşmasak daha iyi olur. insanlar "Vay, benim elimdeki de buna benziyor" diyor ve malzemelerin değerini artırıyorsunuz.

Capital:  Koleksiyonculukta hedefiniz nedir?
-  Öyle bir tahmin yürütmek çok zor. Ba zen 2 yıl hiçbir şey alamadığım oluyor. Amacım koleksiyonumu genişletmek ve gelecek nesillere bırakarak tarihimize sahip çıkmak. Tarihi dalgıç malzemesi koleksiyonculuğu fazla bilinmeyen ve araştırılmayan bir mevzu. Müzeler, insanları sualtıa olan ilgilerini artırıyor, ikincisi insanların tarih hakkında bilgi edinmelerini sağlıyor. Müzeye okuldan gelen çocukların sordukları sorular bana yeter. Koleksiyonum 20 yıldan fazladır evdeydi, sonrasında ise müzeye taşındı. Koleksiyonun bundan sonra evde kalması biraz sakıncalı. Çünkü koleksiyonculuğun amacı, nesneleri geniş kitlelerle paylaşmak. Mustafa Aydemir, dünyanın en önemli koleksiyonerlerinden biri. 2 bin küsur tane amforası var. Onunla beraber bazı yerel belediyelerle de görüştük. ileriye dönük bir proje üretip amfora ve sualtı müzesi yapmaları için projeler sunuyoruz

 

 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz