En sevdiğim kare

İş liderleri arasında fotoğrafa gönül veren çok sayıda isim var. Bir kısmı sergi açacak kadar bu işle meşgul.

1.10.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
En sevdiğim kare
Aralarında artık seyahatlerini sadece fotoğraf odaklı planlayanlar da var. Bir kısmı da dijital makinelerin, akıllı telefonların sağladığı kolaylıkları seviyor. Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış AŞ CEO’su Ali Haydar Bozkurt ve Bircom Teknoloji CEO’su Burçin Bircanoğlu gibi lise ve üniversite yıllarında bu işe başlayanlar ya da Mondi Endüstriyel Torba CEO’su Kaan Özkan gibi 7 sergi açarak işi profesyonelliğe kadar götürenler de mevcut...

Biz de onlara bugüne kadar çektikleri binlerce kare arasından en çok hangisini sevdiklerini ve nedenini sorduk. İşte iş insanlarının ağzından Hindistan’dan Güney Afrika’ya, Nemrut Dağı’ndan Adalar’a uzanan o karelerin hikayesi.

GÖZLER KALBİN AYNASIDIR
Otokoç Otomotiv Genel Müdürü Görgün Özdemir, zamanla tutkusu haline gelen fotoğrafa “emekli olunca bir hobim olsun” diyerek yıllar önce başlamış. Özdemir, makaralı filmlerle başladığı hobisini kolaylığı ve çabuk netice alınabilir olması nedeniyle son beş yıldır dijital makinelerle sürdürüyor. Özdemir, 3 yıl önce Cape Town’ da (Güney Afrika) siyahilerin yaşadığı yerleşim birimlerinin birinde çektiği favori karesinin hikâyesini şöyle anlatıyor, “Çok zor şartlarda yaşayan siyah Güney Afrikalı çocuklar yabancı birilerini gördüklerinde hemen etrafını çeviriyorlar. İşte bu şekilde etrafımı çeviren çocuklardan ikisinin gözleri çok dikkat çekiciydi. Gözlerini öne çıkaracak kareyi yakalamak için uzun süre onları izledim. Beklediğime değmişti. Biri objektife bakarken, diğeri farklı tarafa bakıyordu. İşte bu tam istediğim andı ve deklanşöre bastım. Ancak daha sonra fotoğrafa baktığımda farklı yönlere bakan iki çocuğun simsiyah gözleriyle iki farklı duyguyu yansıttığını fark ettim. Objektife bakan çocuğun kararlı bakışları, diğerinin ise çare arayan gözleri... Böylece bu kare yıldızlı fotoğraflarımın arasında yer almayı başardı.”

ŞAMDA KUM FIRTINASI
Uludağ İçecek Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erbak fotoğrafçılık hobisine 14 yaşındayken, 1920’lerden beri fotoğrafla uğraşan rahmetli babası Nuri Erbak’ın hediyesi olan bir makineyle başlamış.~
O gün bugündür ilk günkü heyecanla dünyanın her yerinden kareler görüntüleyen Erbak, en sevdiği fotoğrafı Mayıs 2008’de Şam’daki bayilerine bir günlük bir ziyarette bulunmak üzere gittiğinde çölde çekmiş; “Palmira, Bosra, Oms ve Craque des Chevaliers gibi tarihi yerleri görmek için Şam ve Halep’i gezmeyi çok arzu ediyordum. Muhteşem bir rehber ve şoför eşliğinde, bugün artık harabeye dönmüş olan Halep’e kadar gitme fırsatı bulduk. 13 Mayıs 2008 Salı günü, Oms ve Palmira arasındaki harabeleri gezerken, çölde kum fırtınasına yakalandık. Kumdan başındaki eşarbıyla korunmaya çalışan eşim Hülya Erbak’ı fotoğraflayabilme olanağına, işte böyle sahip oldum."

UMUT DOLU BAKIŞLAR
Flokser Group Yönetim Kurulu Üyesi Ekin Tükek de beş yıldır fotoğrafçılıkla uğraşıyor. Ona ilham veren ise bir zamanlar öğrenim gördüğü Koç Üniversitesi’nin koridorlarında yer alan Ara Güler fotoğrafları olmuş. “Ardından ben de fotoğraflar çekmeye başladım” diyen Tükek’i şimdiye dek çektiği fotoğraflar arasında en çok etkileyen ‘Çocuk’ adını verdiği kare olmuş. Tükek fotoğrafın hikayesini şu sözlerle anlatıyor; “Balat’ın tarihi mekanlarını kalabalık bir grupla geziyorduk. Bir anda duvara yaslanıp bize bakmaya başlayan çocuğu gördüm. Beni etkileyen bakışları vardı. Ben de o anı bozmadan hızlıca fotoğrafını çektim. Sanki o öyle duvara yaslanmış dururken arkasındaki duvarda iç dünyasını anlatıyormuş gibi geliyor bana. Ne zaman baksam çocuğun gözlerindeki masumiyeti ve umudu görüyorum."

DOĞANIN DENGESİ
Çocukluk yıllarında basit bir makineyle ilk fotoğraflarını çeken Tesan İletişim Genel Müdürü M. Rüştü Arseven, 1980 yılında, üniversite sonrası ilk maaşımın tamamını harcayarak yeni bir analog makine satın almış. Yıllar içinde siyah beyaz fotoğraflardan renkli fotoğraflara doğru kayan tutkusu 2000’li yıllarda dijital makineler aracılığıyla sürüyor. Arseven’in en sevdiği karesi de doğadan bir parça: “Fotoğraf, 2008 yılında Dominik Cumhuriyetindeki Sao-a Adasında çekildi. Bu fotoğraf, her izlediğimde günlük koşuşturmalarımız ve streslerimiz arasından beni Karayiplerdeki Tropik bir adanın ferahlığına taşıyor. Denizin o muhteşem tonlarını izlerken, esen hafif rüzgarın ruhunuza ulaştırdığı o nefis kokuyu hissederek yenilendiğimi hissediyorum."

PORTAKAL ÇİÇEĞİ VAKTİ
Lise öğrencisi olduğu yıllarda fotoğrafla ilgilenmeye başlayan Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış AŞ CEO’su Ali Haydar Bozkurt’un bugüne dek çektiği fotoğraflar arasında en sevdiği ise portakal çiçeği ve Adana sevdasını yansıtan kare olmuş; “Adana’da Nisan portakal çiçeği mevsimidir... Adana’nın sıcak, samimi insanlarıyla aynı sokaklarda yürürken, rüzgarın ara ara taşıyıp getirdiği o muhteşem portakal çiçeği kokusu günün 24 saati bırakmaz peşinizi.~
Baygın bırakır insanı. Ben portakal çiçeği sevdalısıyım... Bu güzellikleri herkesin yaşamasını istedim tüm hayatım boyunca. Ve sonunda nisan ayında Adana’da bir Portakal Çiçeği Karnavalı düzenledik. Türkiye’nin her yerinden kentimize insanlar geldi... Sokaklar, o benzersiz portakal çiçeklerinin kokusu eşliğinde konserlere sahne oldu, doyasıya eğlendik. Seçtiğim bu fotoğraf; her baktığımda portakal çiçeği sevdamı ve ona tutku ile bağlanmamı sağlayan o eşsiz kokuyu hatırlatıyor bana."

HİNTLİ KADININ GÖZLERİ
10 yıl evvel bir iş seyahatinde fotoğraf çekmeye başlayan TT Çelikyay Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Tarhan, şimdilerde ise sadece fotoğraf çekmek için seyahatlere çıkıyor. Fotoğrafları arasından seçtiği kare Ekim 2010’da, Hindistan’ın Ranthambore bölgesinde çekilmiş. Tarhan, karenin hikayesini şöyle anlatıyor, “Ranthambore’da bir park safarisinin ardından, Jaipur’a gitmek için araçla yola koyulmuştuk. Şoförden biraz hava almak için arabayı durdurmasını rica ettim. Uzaktan yaşlı bir çiftin, yükleri ile geldiklerini gördüm. Sabırla bize kadar yürümelerini bekledim. Bir yandan da fotoğraf için nasıl izin isteyeceğimi planlıyordum. Tüm korkularıma rağmen Hindistan’ın sıcakkanlı insanları beni yüzüstü bırakmadı ve tüm samimiyetleri ile görüntülerini ve hatta topladıkları bir iki meyveyi paylaştılar. Bu karede, Anadolu’nun güçlü kadınlarına benzer o mağrurluğu gördüğüm için seviyorum belki... Tarlaya iki kök toplamaya da gitmiş olsa, o akşam sofraya koyabileceği çok az da olsa, yine de takılarını takan, yine de dik duran, yine de mücadele ederek hayata başkaldıran kadınları. O gözlerin içinde beni Hindistan’a tekrar tekrar çeken insanlığı görüyorum."

TAPINAKTA UZANAN ADAM
ABB Elektrik Sanayi’nin Kıdemli Başkan Yardımcısı ve CFO’su İsmail Timor ise 1980’li yıllardan beri fotoğraf çekiyor. Fotoğrafa ilgisi, üniversite yıllarında spor müsabakalarında fotoğraf çekerek başlamış. Bugün şirket çalışanları ile birlikte kurdukları fotoğraf kulübünün de başkanı olan Timor, çektikleri arasından en sevdiği karenin hikayesini şöyle anlatıyor: “Seçtiğim bu fotoğrafı Ekim 2012’de fotoğraf turu için gittiğimiz Vietnam Ho Chi Minh City’de çektim.

Fotoğraf kulübümüzdeki iki arkadaşımla birlikte girdiğimiz tapınakta, etkileyici kokular ve dumanlar arasında bir bölümden diğer bölümüne geçerken duvarın dibinde, görevli olduğunu tahmin ettiğim bir adam boylu boyunca şezlongda uyuyordu. Tapınaktaki insanların dua sesleri ve tütsü kokularının oluşturduğu büyülü ortam ile bağdaşmayan bu görüntüyü, adamı uyandırmadan ve kareye tapınağın efsunlu havasını da sığdırarak kaydetmek, seyahat öncesi aldığım geniş açı sayesinde bana kısmet oldu."~
NEMRUT'UN ZİRVESİNDE
Bircom Teknoloji CEO’su Burçin Bircanoğlu da fotoğrafla üniversite yıllarında ilgilenmeye başlamış. En sevdiği kare olarak seçtiği fotoğraf da bir yandan turist rehberi olarak çalıştığı o yıllardan; “1994 yılında Turizm Bakanlığı’nın açtığı profesyonel turist rehberliği sınavlarına katıldım. Aylar süren eğitimin ardından, tüm Türkiye’yi gezdiğimiz bir tur yaptık. Bu turun pek çok anısı ve güzel kareleri oldu. Elbette o dönemde dijital fotoğraf makineleri henüz yoktu. Ben de yeni başladığım bu hobide derinleşmeye çalışırken dia çekimi yapıyordum. Deklanşöre her basmam maliyet olduğu için, dikkatli harcamaya çalışıyordum. Seçtiğim bu dia da Nemrut Dağı’nm zirvesinde çekildi. Ne yazık ki tam istediğim kadrajı yakalayamadım ama ayın görüntüsü, gökyüzünün maviliğiyle doğan güneşin sararttığı taşlardan oluşan tepenin birlikteliği her zaman hoşuma gitmiştir."

HAYAT TELAŞI
Çanakçılar Seramik & CREAVIT Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Çanakçı, geçtiğimiz yıl, Bostancı sahilinde Adalar’a karşı çektiği pamuk şeker satıcısının fotoğrafını neden çok beğendiğini şöyle açıklıyor “Manzaranın karın doyurmadığının somut bir örneği olan satıcı; yorgun görünümüyle renklerden uzak olarak objektifime takıldı. Deniz manzarası herkes için farklı bir amacı ifade edebiliyor. Kimisi huzur içinde dinleniyor; kimisi ise çalışmak için uygun ortam buluyor. Hayat telaşı, hayatın güzelliklerini yaşamayı kimi zaman ikinci planda bırakabiliyor. Düşnıüş omuzlar, bunun belirtisi."

7 FOTOĞRAF SERGİSİ AÇTI
Mondi Endüstriyel Torba CEO’su Kaan Özkan bugüne dek Türkiye’de 6 kişisel sergi açtı, 7’inciyi ise 2013 Kasım ayında Çek bir sanatçıyla birlikte Prag’da gerçekleştirdi. Özkan'ın seçtiği kare Bursa Karacabey’in köylerinden birinde, çekilmiş. “Yabani domuzlar aç kalıp köye inmeye başlamışlar ve köylülerin tarlalarını talan etmeye başlamışlardı. İki gece önce eski Muhtar İlhan beyin kızı gece evden çıkıp hamile olan ineğe ek yemek vermek için yanına gitmiş. Ancak karşısına çıkan domuzdan ürküp kaçmaya başlamış ve ayağı takılınca da tırmığın üzerine düşüp kötü yaralanmıştı.

Köyden sürek avına yardım etmek isteyen 10 kişilik ekiple gece avdan köye döndüğümüzde İlhan beyin oğlu hamile ineğin doğumunun başlamak üzere olduğunu haber verdi. İlhan bey veterineri beklemeden işe koyuldu. Ben de elimden geldiğince yardım etmeye çalıştım ve fotoğraftaki beyaz buzağının dünyaya geliş mucizesine şahit oldum. Bu muhteşem yaratık, güzel gözleri ve masumiyetiyle herkesin kalbini eritmişti."~
SİYAHİ PORTRE
Fotoğrafçılık hobisini babasından miras alan bir başka isim ise Farplas Şirketler Grubu CEO’su Ömer Burhanoğlu.., Fotoğraf çekerken adeta meditasyon hissiyle huzura erdiğini söyleyen Burhanoğlu'nun seçtiği fotoğraf da Özdemir’inki gibi Güney Afrika’dan: “Güney Afrika’ya fotoğraf çekmeye gitmiştim. Sokakta yürürken karşıma dans eden bu çocuk çıktı. Pozu çok güzeldi ben de hemen geniş açı objektifimi kendisine yönelttim ancak dans eden çocuk ‘çekme’ der gibi elini kaldırdı. Ben o muhteşem el gölgesini suratında görünce, çocuk boynumdaki makineye bakarken, aniden cebimde bulunan dijital cep makinesini çıkarıp tepeden bu portreyi çektim. O, fotoğraf çektiğimi bile anlamadı. Tamamen tesadüflerle oluşan bu portrenin çekiliş anını hiç unutmam. Bu siyahi portre ifadesinde bir taraftan isyan eder bir duruşu görürken, aynı ifade üstünde kendi elinden daha koyu gölgesini görmek ve yüzündeki beyaz çizgilerle tam bir kontrast oluşturması fotoğrafı çok daha etkili hale getiriyor. Özellikle de o gölgenin altından gözünü görmeniz portrenin ifadesini güçlendiriyor."

Büyük kedinin peşinde

Ten İç Giyim Markasının yöneticisi Deha Orhan 8 yıldır fotoğrafçılıkla uğraşıyor. Özel ilgi alanı ise “büyük kediler.” Seçtiği kareyi 2013’ün Temmuz ayında Brezilya’nın Pantanalda bölgesindeki bir safari sırasında çekmiş;
JAGUAR’IN UYANIŞI
“Safari sırasında öğle yemeği için kampa dönüş sırasında nehir kenarında uyuyan Jaguarı fark ettik. Yaklaşık 4 saat kadar uyanmasını bekledik. Uyandıktan sonra yeşillikler içerisinde giderken güzel bir fotoğrafını çekeriz diye ümit ediyordum.
HEYECANLI TAKİP
Uyanır uyanmaz bir kere gerildi ve sonrasında biz fotoğraflayamadan arkasını dönüp gitti, izini kaybettik. Daha sonra çalıların hareketi ile nehirden takibe başladık ve tekrar karşılaştık. 3-5 saniyeliğine ağacın altına oturarak bize bu muhteşem pozunu verdi ve gitti.
TÜM ZAHMETE DEĞDİ
5 saat süren köşe kapmaca sonunda ortaya bu fotoğraf çıktı ve bence değdi. Fotoğraf olarak çok özel çünkü jaguarlar dünyada insanlar tarafından en zor görülen büyük kediler arasında birinci sırada.”

Mücadeleci karınca
Atlas Halı Genel Müdürü Meriç Bebitoğlu ise görsel sanatlara öteden beri ilgi duyuyor. Akıllı telefonların çıkışı ise onun ilgisini çeken kareleri ölümsüzleştirmesini hızlandırmış. “Mücadeleci karınca” fotoğrafını yine i-phone yardımıyla çekmiş:~
YENİLİKÇİ VE YORUCU PROJE
“Bu kareyi, bir buluşa imza attığımız, dünyada benzeri olmayan kendi kendini temizleyen nano halılarımızı ürettiğimiz Gaziantep’deki fabrikamızda çektim. Nano halılarımızın Mart ayında gerçekleştirdiğimiz lansmanı öncesiydi. Yoğun ve uzun çalışmalar sonrası benzersiz bir ürün yaratmıştık ve gerçekten de heyecanlı bir yorgunluk içindeydim.
KARINCANIN AĞIR SORUMLULUĞU
Kış güneşi zemine vuruyordu, güneşin renkli yansıması içinde kendisinden daha büyük bir çekirdeği taşıyan karıncayı fark ettim. Hepimiz zaman zaman, çeşitli nedenlerle çok fazla yük altına girebiliyoruz. Bu yorgunluğun içinde yenilenmeyi, motive olmayı isteriz. Bu minicik karıncanın kendi bedenin birkaç katı büyüklüğündeki çekirdeği yuvasına taşımaya çalışması, bıkmadan usanmadan denemeye devam etmesi bana güç vermişti.

Emek vermek önemli

Sanalpazar.com Genel Müdürü Cem Kesici, uzun yıllardır fotoğraf teknikleri üzerine çalışıyor. En sevdiği kareyi ise 9 Ağustos 2008’de Kınalıada’da çekmiş. Şöyle anlatıyor:
KINALIADA’DAN BİR PERSPEKTİF
“Birkaç yıl önce, Kınalıada’da yaz dönemi için ahşap bir konağın 2’inci katını kiralamıştım. Denizle arasında sadece bir yol vardı ve şehir hatları iskelesine de çok yakındı. Yani yolcuların atacakları simit, açma, ekmek parçaları için vapurları kovalayan martıları fotoğraflamak için ideal bir yerdi.
MARTILAR,VAPUR VE İSTANBUL
İkinci katta olduğum için de doğrudan alçak uçuş yapan martılarla aynı bakış noktasında oluyordum. O yaz boyunca bine yakın martı-İstanbul-vapur kombinasyonu fotoğrafı çektim. İçlerinde bir tek bu karede istediğimi yakalayabildim.
BÜYÜK EMEK VERDİM
Bu süreç, fotoğraf tekniğim açısından bana çok yararlı oldu. İlk denemelerim başarısızdı. Daha sonra yakın mesafede çok hızlı hareket eden bir nesnenin bu netlikte fotoğrafını yakalayabilmek için doğa fotoğrafçılarının fotoğraflarını inceledim. Aslında daha fazla duygusal ilişkim olan fotoğraflarım var. Ancak bu fotoğrafı da bir ‘an’ yakalama fotoğrafı değil, bir emek fotoğrafı olduğundan seviyorum.”

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz