Mustafa Koç'tan ne öğrendik?

Mustafa Koç’un ağzından son kez paylaşmak istedik.Kendisinden iş dünyasına güzel bir hatıra kalması umuduyla aktarıyoruz

11.03.2016 15:27:340
Paylaş Tweet Paylaş
Mustafa Koç'tan ne öğrendik?
Koç Holding’in Başkanı rahmetli Mustafa Koç’la son 2 yılda 3 defa konuştum. Birincisinde, sevgili dostum aile şirketleri danışmanı David Bork’un etkinliği içindi. Bork, Türkiye’de her yıl bir etkinlik düzenler, ben de destek veririm. Bir etkinliğine, danışmanlığını yaptığı ve kendisine “abi” diye hitap eden Mustafa Koç’u davet etmişti. Orada dinlemiş ve ayak üstü sohbet etmiştik. David’e saygısı büyüktü. Aralarında özel bir ilişki vardı. David ile yaptığı çalışmaları ve aile şirketi anlayışlarını anlatmış, büyük ilgi görmüştü.
Mustafa Koç’u ikinci görüşüm, Uludağ Ekonomi Zirvesi’ne davet etmek içindi. Nakkaştepe’de sevgili Ebru Fırat Tayman ve Gökhan Çelebi ile ziyaret etmiştik kendisini. Kafamızda hem onu davet etmek hem de emrivaki bir söyleşi yapmak vardı. Ancak gerçekten zamanı yoktu. O nedenle biraz sohbet ettik, Uludağ Ekonomi Zirvesi’ni anlattım, katılmasını rica ettim. Kabul etti, fakat sonra ajanda uyuşmazlığı oldu, katılamadı. Son sohbetim ise Yenibirlider Derneği’nin Özyeğin Üniversitesi’nde düzenlediği etkinlikte olmuştu. Gençlerin konuğu olmuştu ve moderatörlüğü de ben yapmıştım. Öğrencilerin ve benim sorularımı yanıtlamıştı. Sürdürülebilirlikten grubun hedeflerine, gençlere önerilerden aileye kadar değişik konularda ilginç değerlendirmeler yapmıştı. Bir bölümünü Capital Dergisi’nde yayınlamıştık, bir bölümü öğrencilerde kalmıştı. Allah rahmet eylesin, ondan hatıra olsun ve arşivlerde yerini alsın diye Özyeğin Üniversitesi’ndeki konuşmasından, diğer etkinliklerden ve yaptığım görüşmelerden bazı saptamalarını paylaşmak istiyorum. Uzun yıllardır iş ve ekonomi gazeteciliği yapıyorum. Başta iş dünyası olmak üzere toplumun tüm kesimlerini “derinden” sarsan, üzüntüye boğan böyle bir kayıp görmedim. Ondan dinlediklerimi bir araya getirip, gelecek kuşağa aktarmak istedim. 
1 ÜNİVERSİTESİNİ BABASI SEÇMİŞTİ Ben İsviçre’de liseyi bitirdim, sonra orada devam etmek istiyordum ama babam Amerika’ya gideceksin demişti, iyi ki de demiş. Son derece başarılı bir tercihti. Erken başvuruyla George Washington’a başvurdum. Kabul edilince oraya da girmek zorunda kaldım ve mezun oldum. 
2 YÜKSEK LİSANS İSTEMİŞTİ Maalesef benim yüksek lisans yapma şansım olmadı ama ben bunu çok destekliyorum. İnsanın vaktinin el verdiği şekilde cep harçlığını çıkarması ve bir şeyler öğrenmesi çok önemli. Artık üniversitelerde yüksek lisans yapmadan önce en az iki yıl iş tecrübesi isteniyor. Bu, kaçınılmaz bir mecburiyet oldu. 
3 KOÇ’TA OLMASA? Sanırım yine girişimcilikle iş dünyasının içinde olmayı tercih ederdim. Satış pazarlama tarafında da olabilirdim. O yönde bir iş kurardım diye düşünüyorum. 
4 EN HEYECAN VERİCİ İŞİ Son 10 yıldır yaptığımız yatırımların her biri çok heyecan vericiydi. Gerek Tüpraş olsun gerekse Yapı Kredi Bankası olsun çok önemli yatırımlar yaptık. Onların hepsi kendi başlarına önemli vakalardır. Ayrıca yüzde 50’lik ortaklığı yürütebilmek bizim için önemli bir gelişmeydi. 
5 DEDESİNDEN NE ÖĞRENMİŞTİ? Dedemin canlı örneği olduğu dürüstlük, tevazu, verimli ve çok çalışma, sosyal sorumluluk gibi değerler Koç Topluluğu kültürünün temel taşları oldu ve DNA’mıza işledi. Biz bu değerlerle büyüdük ve şirketlerimizi de bu değerlerle büyüttük. Dedemin üç tane nasihatini hiç unutamam. Birincisi, “Her zaman randevulara saatinde gitmek lazım” derdi. İkinci olarak, “Karşınızdaki insanı dinlemenin ne kadar önemli” olduğunu söylerdi. Üçüncüsü de “Bir şeye reaksiyon vereceksen 24 saat bekle” derdi. 
6 BABASI MEKTUBUNDA NE DEMİŞTİ? Rahmi Bey, bana çok güzel bir mektup bıraktı. Dokunaklı ve güzel bir mektuptu bu. Zaten yazışmayı çok sever. Bu bizim aile kültürümüzde de var. Rahmi Bey de “Arada sırada bakarsın”diyerek, aynı Vehbi Bey’in yaptığı gibi öğütlerini, duygularını içeren çok güzel bir mektubu bana bıraktı.~7 O KATILIMCI BİR LİDERDİ Benim yönetim tarzım katılımcı olacak. Belki arkadaşlarımıza daha yakın olacağız. Yaşımdan dolayı belki böyle olacak. Kapının herkese açık olduğu, adil bir yönetim istiyorum. Adil olmak en önemlisi. Bir liderin adil olduğunu yanındaki çalışanların hissetmesi bence çok önemli. İkincisi ise şeffaf bir yönetim tarzını benimsemek.  
8 “EN İYİSİ OLUN” DİYE DÜŞÜNÜRDÜ Öncelikle yapacağınız işi iyi bilmelisiniz, en az çalıştıracağınız insan kadar iyi bilmelisiniz. Sizden daha vasıflı insanlarla çalışmaktan korkmayacaksınız. Muhakkak çok adil ve verici olacaksınız. Çalışanlarınızın gerektiğinde sırtını sıvazlayacaksınız gerektiğinde tatlı sert olacaksınız. Ne iş yaparsanız, siz en iyisini yapmaya çalışacaksınız.  
9 “AŞIRI HIRS VE HIZ” UYARISI Hırslı olmak güzel bir şey ama aklın önüne geçmemeli. Hızlı yükselmek, hızlı düşmeyi de getirebilir. Ben bizim toplulukta işe başlayıp erken istifa eden, sonra da pişman olan çok sayda genç biliyorum. Bu bakımdan gençlerin ayakları yere basmalı ve sabırlı olmalılar. Bazen sabırlı olmak çok önem arz eder.  
10 YENİ MEZUNA ÖNEM VERİRDİ Biz başarılı bir eğitim geçmişine ve teknik bilgiye ek olarak kişisel yetkinliklere çok önem veriyoruz. Yeni mezunlarda aradığımız en önemli yetkinlikleri stratejik bakabilme, yön belirleyebilme, takım çalışmasına yatkınlık, iletişim ve işbirliği becerileri, sonuç odaklılık, yaratıcılık, girişimcilik ve müşteri duyarlılığı olarak sayabilirim.  
11 “AŞIRI BİREYSELLİK” UYARISI Beni en çok üzen ise bilişim çağından ve elektronik aletlerden dolayı gençlerin çok bireyselliğe yönelmiş olmaları. Biraz tutucu düşünüyorum belki ama artık çok az kitap ve gazete okunuyor. Her ortamda gençlerin elinde bir cihaz var.
12 AİLEYE ZAMAN AYIRIRDI Başarılı bir işadamının başarılı bir aile hayatı olması çok önemlidir. Ama ben sanıyorum ki aileme yeteri kadar zaman ayıramıyorum. Aile huzuru, performansı direkt etkileyen bir unsurdur.
13 KIZLARINA İYİ BİR GELECEK DÜŞÜNÜYORDU Kızlarımdan biri zaten çok küçük, diğerinin de lisede bir yılı daha var. Kendisi film okumak istiyor ama ben onun böylesine büyük bir yapının üyesi olacağı için en azından birtakım şeylere aşina olması gerektiğini her zaman söylüyorum. Şu anda yaş itibarıyla aktif olarak işle meşgul değil. Ancak tabii ki ortak olarak belli zamanlarda kendisine bilgilendirmeler yapılacaktır. Artık günümüz gençleri bizlerden farklı olarak kendi geleceklerini proaktif bir şekilde ayarlıyor. Aralarında çok tatlı bir rekabet var. Üniversite seçmek, gidip oralarda mülakatlar yapmak falan, biz o zamanlar bunları yapamazdık sanırım~KOÇ’UN 3 ÖNEMLİ SIRRI
TEDBİR ALDIK

Biz Koç Ailesi olarak şirketlerimizin büyüme ve kârlılıklarının devamını sağlamak için bazı tedbirler almamız gerektiğini ve uzun vadede bunların sistematiğe bağlanması ihtiyacını fark ettik. Bu amaçla 7 – 8 yıl önce bu alanın en iyilerinden biri olan Sayın David Bork ile çalışmaya başladık. Çalışmalarımız 3 yıl kadar sürdü.
AİLE-İŞ DENGESİ
Aile işletmelerinde zaman zaman bireysel bazda şirketin başarısına zarar verebilecek tartışmalar yaşanması farklı sorunlara yol açabilir. Koç Ailesi olarak bu sorunları en aza indirebilmek ve şirketlerin başarısına olumsuz etki yapmamak amacıyla 3 önemli prensibi benimsedik: “Tek seslilik”, “Tek pozisyon” ve “Güçlü kurumsal yapı”.
TEK SESLİLİK
 Geçmişten edindiğimiz tecrübeler ışığında ailemiz içinde, aile ve şirkete ilişkin konularla ilgili olarak “tek sesle konuşmak” konusunda yazılı bir anlaşma yaptık. Aramızda fikir ayrılıkları olabilir; ancak aramızda fikir ayrılıkları olduğunda bunların aile içinde çözümlenmesi gerektiğine karar verdik.

Aile şirketlerini başarılı kılan 7 özellik

1 İş, insanlar ve kazançla ilgili ortak değerler 
2 Bireysel beceri ve kabiliyetlere saygı 
3 Aileyi birbirine bağlayan gelenekler 
4 Birlikte büyüme ve gelişme isteği 
5 İlişkileri güçlendirecek ortak aktiviteler 
6 Karşılıklı sevgi saygı ve destek 
7 Bireysel sınırlara ve özel hayata saygı

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz