Yapmasam ne olurdu?

CEO’lara, “Hobiniz olmasaydı hayatınızda ne eksik olurdu” diye sorduk. İşte yanıtlar…

15.03.2017 11:53:310
Paylaş Tweet Paylaş
Yapmasam ne olurdu?
Nil Dumansızoğlu
[email protected]

Yöneticilerin emek harcayıp zaman ayırdığı hobileri, hem iş hem özel hayatlarında onlara çok şey katıyor. Adeta hobisiz bir yaşam düşünemiyorlar. Örneğin Altınbaş Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Sofu Altınbaş, bahçeyle ilgilenmeseydi bu kadar sabırlı olamayacağını düşünüyor. Viko by Panasonic CEO’su Nusret Kayhan Apaydın ise “Hayatımda kayak olmasaydı doğadaki güzellikleri göremezdim ve renksiz bir yaşamım olurdu” diyor. CEO’lara, “Hobiniz olmasaydı hayatınızda ne eksik olurdu” diye sorduk. İşte yanıtlar...

Hobileri, yöneticiler için hayatlarıyla bütünleşmiş, kendilerini en mutlu hissettikleri özel alanları. Kimi hobisini sabır vesilesi, kimi hayatın anlamı, kimi de sakinliğin başlangıcı olarak tanımlıyor. Örneğin ASUS Türkiye Sistem İş Birimi Ülke Müdürü Özge Kılıç Güler, dalış tutkusunun kişisel gelişimine etkisini, “Su üstünde başınıza bir şey gelse koşarak kaçabilirsiniz, ancak su altında paniğe yer yok. Her şeyi soğukkanlılıkla karşılamak ve sakin hareketlerle çözmek zorundasınız” sözleriyle açıklıyor. Çoğu yönetici için hobisiz bir hayat mümkün değil. “Eğer bu hobim olmasaydı, başka bir tane olurdu” diyorlar. Bu özel zamanların hem iş hem özel yaşamlarına çok olumlu etkisi olduğunu düşünüyorlar. Bahçeyle ilgilenmenin meditasyon niteliğinde olduğunu söyleyen Altınbaş Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Sofu Altınbaş bu isimlerden biri… “Hobim olmasaydı belki de daha sabırlı olamayabilirdim. Bahçe ve yeşille ilgilenmek beni rahatlatıyor” diyen Altınbaş gibi diğer yöneticiler de hobilerinin hayatlarına kattığı değerleri ve hobileri olmasaydı hayatlarında nelerin eksik kalacağını anlattılar.

“KIŞIN TADINA VARAMAZDIM”
Tam bir kayak tutkunu olan Viko by Panasonic CEO’su Nusret Kayhan Apaydın, bu sporla aslında geç bir yaşta, 3 yıl önce tanıştı. Buna rağmen kayak onun hayatının önemli bir parçası haline geldi. Sporun, bedene olduğu kadar ruh sağlığına çok faydalı olduğunu belirten Apaydın, kayak hayatına girmeseydi kış mevsiminin tadına varamayacağını ifade ediyor ve “Kayak sporuyla tanışmasaydım, dağlar ve kar ile bu kadar haşır neşir olamazdım. Kaymak için gittiğimiz dağlardaki, özellikle Alpler’deki, güzellikleri göremez ve orada kurduğumuz dostlukları yaşayamazdım. Kısacası kayak hobisinin hayatıma farklı bir renk kattığını söyleyebilirim” diyor. Apaydın, sözlerine şöyle devam ediyor: “Biz yöneticiler iş hayatını oldukça tempolu ve yoğun yaşıyoruz. Genellikle yaz mevsiminde kullandığımız 1-2 haftalık tatil dışında dinlenmeye ve kendimizi yenilemeye çok zaman ayıramıyoruz. Kayakla kışın da yoğun tempomuza 1 haftalık ara verebiliyoruz. Dostlarla çok farklı bir ambiyansta bir araya gelmek insana yeniden enerji yüklüyor.

“KOLAY ANALİZ YAPAMAZDIM”

Dalışı 4 yıl önce ilk kez deneyimleyen ASUS Türkiye Sistem İş Birimi Ülke Müdürü Özge Kılıç Güler, su altını o kadar sevdi ki yeni yıla bile dalış yaparak girmeye başladı. Ona göre “Mavinin rahatlatıcı etkisi, sadece alıp verdiğiniz nefesin sesi ve yer çekiminin etkisiz kalması” terapi etkisi yaratıyor. “Denizin derinliklerinde tüm dünyadan izole olmak farklı bir his” diyen Güler, dalışın kendisinde bıraktığı etkiyi ve hayatındaki önemini şu sözlerle ifade ediyor: “Aslında insana ait olmayan bir bölgedesiniz ve yapabileceğiniz hatalar sizin hayatınıza mal olabilir. Su üstünde başınıza bir şey gelse koşarak kaçabilirsiniz ancak su altında paniğe yer yok. En önemlisiyse yapacağınız her hareketin sonuçlarını düşünmeye daha fazla vakit ayırarak olası hataları minimize etme gerekliliği. Bu kontrollü karar verme mekanizmasına sahip olmak iş hayatında da önemli bir avantaj sağlıyor. Ben bu sayede doğruyu yanlışı daha kolay analiz ediyorum. Tek başına dalmak, dalış kuralları gereği yasaktır. Bu nedenle yanınızda mutlaka bir dalış eşi bulunuyor. Bu da aslında ofiste birlikte çalıştığınız iş arkadaşlarınızdan farksızdır. Daha büyük bir ekiple daldığınızda ise bu sefer dalış lideri, kurtarma dalıcısı gibi görevler de devreye girer. Onlar da aynı iş ortamında çalışanlardan sorumlu yöneticilerin görevlerini üstlenirler. Bu şekilde bir takımın parçası olmak, takım içerisinde iletişimi ve dayanışmayı ayakta tutmak konularında dalış bu süreçleri en mükemmel aksettiren aktivite. Eğer dalmasaydım ekip çalışmasının önemini bu kadar iyi kavrayamazdım.”~“SABIRLI OLAMAYABİLİRDİM”
Çocukluğundan beri bahçeye ve tarıma çok meraklı olan Altınbaş Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Sofu Altınbaş, bahçeyle ilgilenmenin en iyi meditasyon yöntemi olduğunu düşünüyor. İnsanın toprakla temas ettiği sürece stresten uzaklaştığına ve daha sağlıklı olacağına inanıyor. İstanbul’da toplam 8 dönümlük bir arazide birçok meyve ağacı yetiştiren Altınbaş için bahçe aynı zamanda kedi ve köpekleriyle vakit geçirdiği bir yaşam alanı. Bahçenin onun hayatına kattığı en önemli değerlerden bir diğeri de sabır. “Hobim olmasaydı belki de daha sabırlı olamayabilirdim. Bahçe ve yeşil ile ilgilenmek beni rahatlatıyor” ifadelerini kullanan Altınbaş, “Bir şeyler ekip biçmek, büyütmek, yeşertmek; sabır, ilgi ve özen gerektirir. İş dünyasında da aynı titizlikle konuları irdeleyip sabır göstermeniz gerekiyor” diyor.

“DOĞRU ZAMANDA, DOĞRU AKSİYON”
2001 yılında, Türkiye Formula 3 Şampiyonası’yla ilk yarışına katılan Toshiba TNB CEO’su Aytaç Biter için otomobil sporları zamanla hobi olmanın çok ötesine geçti. Otomobiller ve hız onun yaşamının bir parçası haline geldi. 4 yıl üst üste Türkiye Pist Şampiyonluğu’nu kazandı. 2008 yılından itibaren uluslararası yarışlarda Türkiye’yi temsil etmeye başladı. 2010 yılında “Milli Sporcu” unvanını aldı ve ardından pek çok yarışta dereceler elde etti. Halen otomobil sporlarında Türkiye’yi yurt dışında temsil etmeye devam eden Biter için aslında bir işte uzmanlaşmak önemli. “Bu hobim olmasaydı hayatımda büyük bir eksiklik hissederdim. Muhtemelen uzmanlaşacağım başka bir hobim olurdu” diyor. Motor sporlarının iş ve özel yaşantısına katkısını ise şöyle anlatıyor: “Her yarış bir strateji ve deneyim işi, en hızlı olmak yarışı kazanacağınız anlamına gelmiyor. Uzmanlığınızı doğru stratejilerle birleştirmeniz ve doğru zamanda, doğru aksiyonu almanız gerekiyor. Aynı hususlar iş hayatı için de geçerli. Deneyim ve uzmanlığınızı, iyi bir ekip ve doğru stratejilerle harmanlayarak başarıyı elde edebilirsiniz. Yarışların özel hayatıma da olumlu etkileri var. Özellikle yurt dışı yarışlarım için ailece seyahat ediyoruz ve yeni yerleri görme, tanıma imkanımız oluyor. Ailemin desteği benim motivasyonum için de çok önemli. Milli sporcu kimliğimle Türkiye’yi yurt dışında başarıyla temsil etmek ve Türkiye’nin tanıtımına katkıda bulunmak da benim için büyük gurur kaynağı.”

SPORSUZ ÜRETKEN OLAMAZDIK

İki e-ticaret devi Gittigidiyor’un CEO’su Öget Kantarcı ve Trendyol CEO’su Demet Mutlu için spor, hayatlarının vazgeçilmez bir parçası. Düzenli sporun en önemli etkisiyse zinde tutması ve enerji vermesi. GittiGidiyor Genel Müdürü Öget Kantarcı “Hayatımdan sporu elediğimi düşünemiyorum” diyerek kendisi için önemini vurguluyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “İş-özel hayat dengesini kurmak için araya keskin çizgiler koymak günümüzde neredeyse imkansız. Bu nedenle kendimize ayırdığımız vakitler bizim için çok değerli. Sporun her dalıyla uğraşmayı seviyorum. Sadece fiziksel performans için değil, güne motive ve daha zinde başlamak için de spor yapmanın çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Çoğu zaman stres atmak için spor yapmak bana çok iyi geliyor. Daha dinç ve zinde oluyorum, hatta koşarken bile çalıştığım zamanlar oluyor; günü planlıyorum, bazı kararlar alıyorum. Tüm bunları göz önüne aldığımda, hayatımdan hareketi, sporu elediğimi düşünmek benim için çok zor; çünkü yorularak dinlenen biriyim.”
Trendyol CEO’su Demet Mutlu ise düzenli olarak pilates ve yoga yapıyor. Bu sayede ruhen rahatladığını ve bedeninin daha kuvvetli olduğunu hissettiğini söyleyen Mutlu, sporun iş hayatına en önemli katkısının verimlilik olduğunu düşünüyor. “Günlerim yoğun, dinamik ve hareketli geçiyor. Zinde ve enerjik olmak için hem sağlıklı beslenmeye çalışıyorum hem spor yapıyorum. Özellikle haftada 3-4 gün sabah erken spor yapıp güne enerjiyle başlıyorum. Bu sayede iş hayatımda da daha verimli ve üretken oluyorum” diyor.~“KARAR VERME HIZIM DAHA AZ GELİŞİRDİ”
TÖRE BİROL TÜRK HENKEL ÇAMAŞIR VE EV BAKIM GENEL MÜDÜRÜ
ARKADAŞLARIMLA TANIŞAMAZDIM

2009 yılında bir arkadaşım, İstanbul Havacılık Kulübü’yle tanışmama vesile oldu. Benim için hazırlanan 1 saatlik uçuşu, şimdi arkadaşım olan bir pilotla tamamladığımda artık bu tutkudan vazgeçemeyeceğimi biliyordum. Bu hobim olmasaydı; hızlı ve doğru karar verme yeteneklerim daha az gelişmiş olurdu. Hayatımda bu kadar keyifle yaptığım bir tutku olmazdı. İstanbul Havacılık Kulübü’nde tanıdığım bunca değerli kişiyi de tanımıyor olurdum.
ZİHİNSEL DİNLENME SAĞLIYOR
Pilotluk, çabuk ve sistematik karar verme yeteneklerini geliştiren bir hobi. Havada hızlı ve doğru karar vermek zorundasınız. Bu nokta, iş hayatında benzer sistematikler geliştirmeme çok yararlı oldu. Kulüpteki diğer pilotlarla birlikte yapılan bir uğraş olduğundan sosyal aktivitelerimin, network ağımın gelişmesini sağladı. Bulunduğum pozisyon gereği hep bir sonraki adımı düşünmek zorundayım. Uçuş öyle bir şey ki başka hiçbir şeye odaklanmıyorum ve o anda gerçek bir zihinsel dinlenme yaşadığımı hissediyorum.

“BU KADAR MUTLU OLAMAZDIM”
BURÇİN BİRCANOĞLU BİRCOM GENEL MÜDÜRÜ
YENİ BAŞLADI

Kick boks hayatıma çok yeni girdi, bir yıldır yapıyorum. Cumartesi günleri Kick boks, pazar günleri doğada bisiklet ve hafta içi de fitness yapıyorum. Kick boks sayesinde vücut koordinasyonumun geliştiğini gözlemliyorum. Vücuda hız, çeviklik, esneklik ve direnç kazandırıyor, yüksek kondisyon gerektirdiği de bir gerçek. Bisiklet antrenmanlarımla birlikte bu spor sayesinde kondisyonumu geliştirebiliyorum.
HOBİSİZ ASLA
Yaptığım diğer sporların yanında kick boksa başlayarak yeni bir sporu öğrenmenin keyfini yaşıyorum. Kick boks bir dövüş sporu, dolayısıyla başarılı olmak için vücudunuzun anatomisini, onu nasıl kullandığınızda daha etkili olabileceğinizi öğreniyorsunuz. Sürekli tek bir spor dalıyla uğraşmaktansa birden çok branşla ilgilenmek beni çok mutlu ediyor. Sporun hayatıma kattığı en temel şey mutluluk. Bu hobim olmasaydı eminim başkası olurdu. Hobisiz bir hayat düşünemiyorum. 

“PİYANO GÖRDÜĞÜMDE DAYANAMIYORUM”
WILBERT VERHEIJEN CANON EURASIA GENEL MÜDÜRÜ
PEKİN’DE BARLARDA ÇALDI

Piyano ve klavye çalmayı çok seviyorum. Herhangi bir yerde otelde veya restoranda piyano gördüğümde dayanamıyor ve hemen çalmaya başlıyorum. En çok keyif duyduğum ise Pekin’de yaşarken grubum WHiBSiB ile barlar ve kulüplerde düzenli olarak piyano çalmaktı.
GÜNE EĞLENCE KATIYOR
Bu hobimi günlük işlerle birleştirmek kolay değil ancak her zaman çok eğlenceli olduğunu düşünüyorum. Hobim ve müzik olmasaydı hayatımın önemli bir parçası eksik olurdu diye düşünüyorum.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz