3. kuşak çikolatacının iddialı hedefi

Ahmet Özokur, sorularımızı yanıtladı.

1.06.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
3. kuşak çikolatacının iddialı hedefi
Ahmet Özokur,  Ülker Ailesi’nin ücüncü kuşak temsilcisi. Yıldız Holding’in 4,1 milyar TL cirolu çikolata grubunu, başkan yardımcısı unvanıyla yönetiyor. Godiva’nın da tüm operasyonları ona bağlı. Kendisine dayısı Murat Ülker’i örnek alan Özokur, onun gibi girişimci ve meraklı olduğunu söylüyor. Odağında ise grubunu daha fazla büyütüp daha inovatif yapmak var. 2013’te çikolata fiyatlarını yüzde 20 indirerek pazarda liderliklerini pekiştirdiklerini söyleyen Özokur, “Rakiplerimize gücümüzü gösterdik. Bu yıl yüzde 20 büyümeyi hedefliyoruz” diyor. Gelecekte daha az sayıda ama daha güçlü markalarla büyüme stratejisini benimseyeceklerine dikkat çekiyor. Çikolatada her yıl yüzde 20 büyümeyi hedefleyen Özokur’la Ülker’in Çamlıca’daki merkezinde konuştuk: Ahmet Özokur, Yıldız Holding’in amiral gemisi olan çikolata iş biriminin başkan yardımcısı. Gıda ve içecek grup başkanı Mehmet Tütüncü’ye bağlı olarak çalışıyor. Aynı zamanda holdingin yönetim kurulu üyesi... 1,5 yıl önce 30 yaşındayken 4,1 milyar TL cirosu olan çikolata grubunun başına geçti. Çikolatanın öncesinde ise bilişimden liman işletmeciliğine ve gayri-menkule kadar holdingin farklı şirketlerinde görev yaptı. Ülker’in 3 marinası, Starcity ve Ülker Sport Arena, onun eserleri arasında yer alıyor. Özokur, 20 yıldan fazla Ülker Gıda’da görev yapan ağabeyi Ali Ülker’e göre holdingde oldukça değişik kariyeri olduğunu söylüyor. Londra’da okuduğu dönemde kendi işini kurmaya karar verdiğini söyleyen Özokur, “Teknoloji şirketi kuracaktım. Ancak daha sonra dayım Murat Ülker’den gelen cazip teklifle girişimcilikten vazgeçip aile şirketine döndüm” diyor.

Özokur’un küçüklüğünden beri kendisine rol model aldığı kişi ise dayısı Murat Ülker olmuş. “Küçükken hep dayım gibi olacağım derdim” diyen Özokur, dayısı gibi girişimci, agresif ve hızlı büyümeyi seviyor. 1,5 yıl önce devraldığı çikolata grubunda agresif büyüme stratejisi izliyor.~
Bu yıl çikolata fiyatlarını indirerek pazardaki liderliklerini pekiştirdiklerini söyleyen Özokur, “Fiyatlarımızı indirerek rakiplerimize gücümüzü gösterdik. Önce kendi pazarımızda liderliğimizi pekiştireceğiz. Daha sonra bölgesel liderliği hedefliyoruz” diye konuşuyor. Çikolatada her yıl yüzde 20 büyümeyi hedefleyen Özokur’la Ülker’in Çamlıca’daki merkezinde konuştuk:

Capital:
Bilişimle başladınız, şimdi çikolata grubunu yönetiyorsunuz. Farklı alanlarda çalışmak sizin tercihiniz miydi? Aile kuralları mı böyle?
- Aile içinde hiçbir zaman “kuşak yetiştirme” olmadı. Biz, her zaman aile bireylerinden öte birer profesyonel olarak şirkette yer aldık. Holdingde bilişimle başlamak tamamen benim tercihimdi. Ağabeyim Ali Bey ise çok küçük yaştan itibaren gıda tarafında çalışmaya başladı. Kendisinin rahmetli dedem Sabri Ülker’le çalışma imkanı oldu.

Capital:
Neden en başta ana iş kolunuz olan gıdada çalışmayı tercih etmeyip bilişime yöneldiniz?
- Üniversiteyi Amerika’da okudum. Daha sonra Londra’da pazarlama ve işletme alanında yüksek lisans yaptım. Londra’da okurken gençliğin verdiği heyecanla kendim birtakım işler yapmak istedim. Hiçbir zaman Yıldız Holding’in altında çalışmayı düşünmedim. Aklımda hep kendi işimi yapmak vardı. Londra’da okurken bir yandan iş planları yazmaya başladım. O zamanların popüler sektörleri bilişim ve perakendeydi. Ben de İngiltere’nin en büyük teknoloji perakende zincirini Türkiye’ye getirmek üzere görüşmeler yaptım. Melek yatırımcı bulup bu projeyi hayata geçirecektim.

Capital: Sonra kendi işinizi kurmaktan nasıl vazgeçtiniz?
- Türkiye’ye döndükten sonra dayım Murat Bey’e yapmak istediklerimi anlattım. Konuyu kendisiyle paylaşınca bana karşı fikirle geldi. ‘Bilişimde farklı işlerimiz var. Bunlar da benzer işler, istersen bu işlerin tamamını sen devral’ dedi. Ayrıca, bana bilişim şirketlerinin hisselerinin tamamını verdi. Tabii bu durum kendi işimi kurmaktan daha cazip geldi. Kurulmuş hazır bir düzen vardı. 23 yaşımda holdingin bilişim grubundaki şirketlerin hisselerini devraldım. O zaman bu şirketler çok küçüktü. Ancak, kısa sürede işler hızlı büyüdü. Bir süre sonra da Hızlı Sistem ile teknoloji distribütörlüğüne girdik. Ben de hep hayalim olan teknoloji perakendeciliğini yapmaya başladım. Hayatımdaki ilk şirket satın almalarını da bilişim şirketlerimizi yönetirken yaptım. Bu dönemde 4 şirket satın alması gerçekleştirdim. Bunlar, halen grupta olan şirketler. 3 yıl içinde bilişim şirketlerinin cirosunu 30 milyondan 200 milyon dolara çıkardım.~

Capital: Daha sonra holdinge dönmeniz nasıl oldu?
- Bilişim şirketlerimiz çok büyümüştü, O yıllar kriz dönemiydi, Ben de bilişim grubundaki şirketlerin hepsini Yıldız Holding’e sattım, Böylece holdingin altında bir bilişim grubu oluştu. Hisselerimi holdinge satıp geri döndüğümde 5-6 ay Murat Bey’le birebir çalıştık. Biraz çanta taşımak istedim, O dönemde Murat Bey’e yurtdışında yeni çıkan iş kitaplarıyla ilgili kitap özetleri bile çıkardım. Ancak, kitap çevirmekten, araştırmaktan canım da sıkılmaya başlamıştı. Bir şeyler yapmak istiyordum, “Ne zaman bir rol alacağım” diye kendisine serzenişte bulunuyordum. Bir cumartesi sabahı sürpriz bir şekilde “Seni evden alacağım bir yere gideceğiz” dedi, Pendik Marina’ya gittiğimizde bana “Buraya yatırımcı olduk, Yelkeni ve denizi seviyordun, bu inşaatları sen yapıver” dedi, Böylece bir cumartesi sabahı gayrimenkul işine girmiş oldum.

Capital: Bilişimden sonra marinacılık yeni bir alan, çekinceleriniz olmadı mı?
- Kendi kendime geliştirdiğim bir yetim var. Yeni bir işle ilgili konuları çok çabuk öğrenirim. O konuyla ilgili her şeyi okurum, her şeyi araştırırım. Yapılmış olan örnekleri gezerim, Marina işini de hızlı öğrendim ve holdingin 3 marina inşaatını gerçekleştirdim. Bu şekilde ilk defa Yıldız Holding içinde kurumsal bir yapının içine de girdim, Kendi işimi yapmaya alışık olduğum için başta belli kurallar ve düzenin içine girmek çok kolay olmadı.

Capital: Daha sonra gayrimenkul alanına geçtiniz, Bu da mı dayınızın kararıydı?
- Bir aile toplantısında Ülker Sports Arena fikri çıktı, Murat Bey de Fenerbahçeli, ancak ailede en Fenerli olan benim, Murat Bey, “Ahmet inşaat işini öğrendi, bu projeyi kendisine verelim” dedi. 2009 başında Ülker Sport Arena projesi başladı, Baştan aşağı bu projenin her aşamasında çalıştım, Dünyada 30’a yakın büyük salonu gezdim. Benim için çok önemli bir projeydi, Hatta şantiyede bile yattım, Bu projenin ardından Sağlam GYO ile Saf GYO’nun birleşme operasyonunu yürüttüm, İki şirket birleştiğinde 1 milyar dolarlık bir şirket oldu, Yaptığım en büyük birleşme oldu.

Capital: Bilişim, marina ve gayrimenkul derken çikolataya nasıl geçtiniz?
- 2011 ’in kasım ayıydı, Murat Bey, bir gün beni çağırıp “Gayrimenkulde çok fazla yapacak iş yok. Senin canın sıkılmadı mı? Bence sen en iyisi çikolatacı ol” dedi, Biraz güldüm, Çünkü, bana hep “Sen bilgisayarcı, inşaatçı, gayrimenkulcü ol” dendi, Sonunda da çikolatacı oldum, Baktığınızda 9 yıl içinde holdingde oldukça değişik ve heyecanlı bir kariyerim oldu.

Capital: Dayınızın bu talebini nasıl karşıladınız?
- Büyük bir şok yaşadıktan sonra operasyonun büyüklüğünün farkına vardım. Çikolata işi holdingin kalbi, en önemli, en büyük işlerinden biri, 3 aylık hazırlık sürecinin ardından holdingin çikolata işlerinin yönetimini devraldım.

Capital: Çikolata sektörüne geçtikten sonra ne gibi zorluklar yaşadınız? Bu durumu nasıl aştınız?
- Bu işi devraldıktan sonra kendi kendime “Keşke çikolatacılığa 10 yıl önce çok daha aşağıdan başlasaydım” dedim. Hakikaten sahada satışçılarla beraber çalışıp, tozun çamurun içinde kendimi yetiştirebilmiş olmayı isterdim, 32 yaşında grup başkanı olarak sahada dolaşmak zor oluyor.~
Bu konuda, geriye dönüp baktığımda gıpta ettiğim insan ağabeyimdir. Kendisi çok daha küçük yaşta gıda işinde çalışmaya başladı, Benim de çikolata grubunun başına gelir gelmez yaptığım işlerden en önemlisi fabrikaya gitmek oldu. Ardından “yurtdışındaki çikolatacılar ne yapar’ diye araştırdım. Yurtdışında gezebildiğim kadar fabrika gezmeye gayret ettim, Godiva’nın fabrikalarına gittim, Kendi fabrikamıza çok sık gittim. AR-GE ve kalite departmanlarımızda olabildiğinde çok zaman geçirdim. Hala fabrikada en sevdiğim yer AR-GE’dir, Yeni ürün geliştirme, büyük merakım var.

Capital: Bu çalışmaların sonunda yeni çıkarttığınız ürün oldu mu?
- Birincisi yeni bitter serisi, İkincisi ise Çokokrem Golden oldu. Bu iki yeni ürün için AR-GE’de arkadaşlarla birlikte çalıştık.

Capital: Çikolata grubunun büyüklüğü nedir?
- Çikolata grubunda bugün 2 bin 700 kişi çalışıyor. Yıldız Holding’in cirosunun yüzde 25’i çikolatadan geliyor. Godiva’yı da dahil edersek ciromuz 4,1 milyar TL civarında. Candy Industry araştırmasına göre dünyanın en büyük 11’inci çikolata üreticisiyiz.

Capital: Pazarda rekabet arttı. Siz rekabete nasıl cevap verdiniz?
- Çikolata pazarını kaplamalı ve çikolatalı ürünler olmak üzere ikiye ayırıyoruz. Çikolatalı ürünlerin olduğu segmentte son 2-3 yıldır çok ciddi bir rekabetle karşı karşıyaydık. Oturup pazar paylarımızı nasıl daha agresif bir şekilde artırırız diye bir çalışma yaptık. Sonunda fiyatları aşağı çekmeye karar verdik ve 6 ay önce, çikolata fiyatlarımızda yüzde 20 oranında indirim yaptık. Fiyatla rekabet etmeye başladık. Bu stratejimizin bizim için iki önemli sonucu oldu. Birincisi rakiplerimize yeri geldiğinde fiyatla rekabet edebilecek güçte bir şirket olduğumuzu gösterdik. İkincisi ise fiyatlarımızı yüzde 20 aşağı çekerek pazarda 6 puan yukarı çıktık. Tekrar liderliğimizin altını sağlamlaştırmış olduk. Şu anda çikolatalı ürünlerde pazar payımız yüzde 48’e yükseldi. Çikolata kaplamalı ürünlerde ise ezici üstünlüğümüz var.

Capital: Bu yıl ne kadarlık büyüme hedefliyorsunuz?
- 2013 ’te geçen yıla göre yüzde 20 büyüme hedefledik. Bu hedefimizi de pazarda daha rekabetçi olarak büyük ölçüde gerçekleştirdik. Rekabetin de bu noktada ciddi biçimde önüne geçmiş olduk.~

Capital: Pazarda büyümek için fiyat rekabetinin dışında başka hangi konulara odaklandınız?
- Bizim için büyümenin diğer öncüleri arasında inovasyon ilk sırada bulunuyor. Ben de inovasyon projelerine birebir liderlik ediyorum. Her perşembe yaptığım fabrika gezilerinde bir günü sadece inovasyona ayırıyorum. Sabah 8’den akşam 7’ye kadar tasarruftan yeni ürün geliştirmeye farklı inovasyon konuları üzerinde çalışıyoruz. İnovasyonu fabrikada hatların ve AR-GE’nin başında gerçekleştiriyoruz.

Ayrıca yaptığımız bu çalışmaların içine özellikle satış ve pazarlama birimlerimizi de dahil ediyoruz. Pazarlama da üretimin içine daha fazla dahil olunca zorlukları görüp anlamış oluyoruz. Böylece farklı birimler arası iş birliğini geliştirerek matriks yapımızın duygusal bağlarını güçlendiriyoruz. Bütün bunların yanı sıra perşembe günlerinin benim için ayrı bir özelliği var. Perşembeleri fabrikada Sabri Bey’in ortamında vakit geçirdiğim zamanlar oluyor. Sabri Bey’in eski arkadaşları fabrikaya gelip onunla ilgili anılarını veya ürünlerle ilgili fikirlerini paylaşıyor. Onlardan da birçok şey öğreniyoruz. Bir anlamda onlar da ino-vasyonun parçası oluyor.

Capital: Godiva gibi dünya markasını satın aldınız. Yeni satın almalar olabilir mi?
- En büyük hedefim markalarımızın yerel pazarda daha güçlü olmalarını sağlamak. Hakikaten bütün markalarımızın tartışmasız pazar lideri olmalarını istiyorum. Türkiye’de hala pazarda gidilecek çok yer var, Öncelikli hedefimiz evimizi derleyip toplamak. Daha sonra bölgesel liderlik hedefliyoruz. Son dönemde holdingin yaptığı yeni satın almalarla birçok satış noktasını devraldık. Bu satın almalarla elimizin altında büyük bir laboratuvar oluştu. Öte yandan, Yıldız Holding çok kolay satın almalar yapabilen bir grup. Bunları çok kolay yönetebiliyor. Eğer yeni bir şirketi satın alma yönünde bir karar çıkarsa inorganik büyümeye gidebiliriz. Ancak şu anda öngördüğümüz herhangi bir satın alma planımız yok.

Capital: Yurtdışında yeni satın almalar olabilir mi?
- Yurtdışında büyümek, ihracat zaten Yıldız Holding’in genlerinde var. Yurtdışında Godiva operasyonu devam ediyor, Godiva, kendi yatırımlarını sürdürüyor. Ülker Çikolata olarak da ihracat önemli pazarlarımızdan biri, Şu anda ihracatımızın işimiz içindeki payı yüzde 15 civarında, Yurtdışına her yıl 200 milyon dolar seviyesinde ihracat gerçekleştiriyoruz. Burada gidilecek daha çok yol olduğuna inanıyoruz.~

Capital: Önümüzdeki 5 yıl için hedefiniz nedir?
- Türkiye’de önümüzdeki 5 yıl içinde yeni ürünlerle birlikte her yıl hem tonaj hem ciro olarak yüzde 20 büyümeyi hedefliyoruz. Bu hedefimizin içinde inorganik büyüme yok, Yurtdışının payını da her geçen yıl yüzde 15-20 civarında tutmayı hedefliyoruz. Şu anda odaklandığım konular arasında inovasyon ve büyüme bulunuyor, Türkiye’de hala markalar geliştiriyoruz.

Capital: Şu anda çikolata grubunun başındasınız, Sizi 3 yıl sonra yeni bir alanda görebilir miyiz?
- Diğer işlerimin ömrü çok kısa sürdü, Etrafta “Ahmet Bey, üç yıl sonra ne yapacak” diye merak edenler oluyor. Doğrusunu söylemek gerekirse ana işte olmayı sevdim. İşin merkezinde olmak hakikaten çok zevkli, Kendi hedeflerim arasında da bundan sonra gıdada büyümek ve büyütmek bulunuyor. Bu saatten sonra gidip de ambalajcı olmam diye düşünüyorum.

Capital: Yeniden girişimci olmayı tercih eder misiniz?
- Kesinlikle etmem. Şu anki yaptığım işi daha çok seviyorum. Genç yaşlarda girişimcilik daha heyecanlı oluyor, İlk defa kendiniz bir şirketi A’dan Z’ye yönetiyorsunuz, sorumluluğunu alıyorsunuz. Bilişim şirketlerini devraldığım dönemde benim aileyle aramda herhangi bir bağ yoktu. Sonuçta geriye dönüp baktığınızda böyle bir girişimcilik deneyimini yaşamam iyi de oldu. O  dönem yönetim kurulu üyelerimden bir tanesi babamdı, Ancak üç yıl içinde bir kez bile yönetim kurulu toplantısına gelmedi. Benim alanıma ve işlerime çok büyük riayet gösterdi, Bugün de kendi işimi kurma hevesim olsa bunu yapabileceğim platformlar var. Buna hem ailem hem Murat Bey açık, Ancak şu anda işim başımdan aşkın. Artık girişimci ruhumu olabildiğince kendi işimde kullanmaya çalışıyorum.

Ahmet Özokur’un dönüm noktaları
1- Hayatımdaki ilk şirket satın almalarını da bilişim şirketlerimizi yönetirken yaptım. Bu dönemde 4 şirket satın alması gerçekleştirdim.
2- Görevde olduğum 3 yıl içinde bilişim şirketlerinin cirosunu 30 milyondan 200 milyon dolara çıkardım.
3- Kendi kendime geliştirdiğim bir yetim var. Yeni bir işle ilgili konuları çok çabuk öğrenirim. Marina işini de hızlı öğrendim ve holdingin 3 marina inşaatını gerçekleştirdim.
4- Bu projenin ardından Sağlam GYO ile Saf GYO’nun birleşme operasyonunu yürüttüm. iki şirket birleştiğinde 1 milyar dolarlık bir şirket oldu.~
5- Pazar paybnmrn nasıl artrnrn diye bir çalışma yaptık. Sonunda 6 ay önce çikolata fiyatlarımızı yüzde 20 aşağı çektik. Fiyatla rekabet etmeye başladık.
6- Fiyat stratejisiyle yeri geldiğinde rakiplerimize fiyatla rekabet edebileceğimizi gösterdik ve pazar payımızı 6 puan yukarı çektik.
7- Son dönemde holdingin yaptığı yeni satın almalarla birçok satış noktasını devraldık. Bu satın almalarla elimizin altında büyük bir laboratuvar oluştu.
8- 5 yıl içinde yeni ürünlerle birlikte her yıl hem tonaj hem ciro olarak yüzde 20 büyümeyi hedefliyoruz.

“İLK MENTORUM METİN YURDAGÜL, İKİNCİSİ DAYIM”
“İLK MENTORUM”

Bilişim grubundaki hisselerimi Yıldız Holding’e satıp, grup bünyesine katıldığımda ilk işim bir mentor edinmek oldu. Bu mentorum ne ağabeyim ne dayımdı. Mentorum, Metin Yurdagül’dü. Kendisinden “profesyonel” olmanın ne demek olduğunu öğrendim. Metin Bey, bana ‘Hayatın boyunca iki şapka taşımak zorundasın. Bunlardan biri sermayedar, diğeri profesyonel yönetici şapkası. Her iki şapkayı hiçbir zaman üst üste takmamalısın’ dedi. O günden itibaren holdingden içeri girerken hiç sermayedar şapkamı takmadım. Hep profesyonel bir yönetici olarak davrandım. Hala da direkt Murat Bey’e raporlamıyorum. Gıda ve içecek grup başkanına bağlı çalışıyorum.
“ÇOK SORU SORDUM”
İş hayatımdaki en önemli ikinci mentorum ise Murat Bey’dir. Kendisinden hem özel hem iş hayatıyla ilgili önemli bilgiler öğrendim. Bunlardan en önemlisi de meraklı olmaktı. Murat Bey çok meraklı bir insandır. Bir gün kendisinin Twitter’ı ve bilgisayarı kullandığını gördüm. Bu, benim hayatımın en önemli dönüm noktası oldu. Çünkü Murat Bey hiç bilgisayar kullanamaz diye tahmin ederdim. Bana da kendisi “Hep merak et” tavsiyesinde bulundu. Ben de hep çok soru sordum.
“EN İYİ ÇİKOLATACI”
İlk çikolata işime başlarken ders aldığım ilk kişi, Türkiye’nin en iyi çikolatacısı Murat Bey olmuştur. Bana çikolatayla ilgili ilk dersi kendisi verdi. Akşamları oturup gece yarılarına dek çikolata işini anlattı. Her işin özü gibi çikolatanın da özü işinizi tutku ve büyük titizlikle yapmak. Murat Bey’den çikolatanın içine koyduğunuz her çeşninin her ürünün kalitesinden emin olmayı öğrendim.~

“ÇİKOLATALI GOFRET GÜNDE 2,5 MİLYON ADET SATIYOR”
TÜKETİM ARTTI

Türk tüketicisi yeni tatlara açık olmakla beraber, en çok Antep fıstıklı sonra da fındık çeşnili çikolataları severek tüketiyor. Bizim çikolata grubu olarak en fazla satış rakamı olan ürünümüz ise Ülker Çikolatalı Gofret. 1,5 yıl önce çikolata grubuna geçtiğimde Ülker Çikolatalı Gofret, günde 1,5 milyon adet satıyordu. Günlük satış rakamını ‘2 milyon adet yapabilir miyiz’ dedik. Grup içinde iç pazarlama kampanyası yaptık.
HEDEF 3 MİLYON
Eylül 2012’de günlük 2 milyon adet hedefini koyduk, Kasım 2012’de Ülker Çikolatalı Gofret satışlarımız 2,2 milyona ulaştı. Şu anda ise günlük 2,5 milyon adete koşuyor. Artık kendimize 3 milyon hedefi koyarız. Her yıl, yaklaşık satış rakamlarını 500 bin adet artırıyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz