CEO'LARIN 2010 AJANDASI

15 CEO ajandalarında öne çıkan başlıkların neler olduğunu söylüyor.

17.07.2015 20:48:260
Paylaş Tweet Paylaş
CEO'LARIN 2010 AJANDASI
AKTAŞ’IN GÜNDEMİ YOĞUN

Yaşar Holding İcra Başkanı Dr. Mehmet Aktaş
’ın yoğun bir gündemi bulunuyor. Aktaş, grubun ve kendisinin gündemindeki ana başlıkları şöyle aktarıyor: “Yaşar Topluluğu olarak hedefimiz, ana işkollarımız olan gıda-içecek ve boya alanlarına odaklanarak uzun vadeli, sürdürülebilir ve kârlı büyümemizi devam ettirmektir. Dolayısıyla hızla değişen makro ekonomik dengeler ve diğer dış etkenler, ana hedefimize ulaşma yolundaki yönetsel, organizasyonel ve operasyonel etkinliğin artırılmasına yönelik çalışmalarımızı sürekli gözden geçirmemizi, önceliklerimizi yeniden belirlememizi gerektiriyor. 2010 yılı için Yaşar Topluluğu olarak odaklandığımız konular ve alanlar, tüketici ve müşteri odaklı, katılımcı yönetim, güçlü marka yönetimi, yalın 6 Sigma ve operasyonel maliyet iyileştirme projeleriyle operasyonel mükemmeliyet, maliyet optimizasyonu ve çalışma sermayesinin etkin yönetimi, etkin risk yönetimi ve güçlü insan kaynakları yönetimi çerçevesinde geliştiriliyor.”

“FIRSATLARI İZLİYORUM”
Kibar Holding CEO’su Ali Kibar
’ın öncelikleri arasında dalgalanmalara direnebilen sağlıklı bir organizasyon yapısı oluşturmak ön sıralarda yer alıyor. Kibar, ajandasının önemli başlıklarını şöyle aktarıyor: “Mevcut yapının sağlıklı, sürdürülebilir altyapısının oluşturulması ve güçlendirilmesi gündemimizde. Bu şekilde global piyasalardan kaynaklanacak olası bir finansal krizin sağlıklı bir şekilde atlatılmasına odaklanmış durumdayız. Faaliyet gösterdiğimiz sektörlerdeki alacakların tahsili esnasında üstümüze kalan birtakım alacaklar, aktifler oluyor. Sıkıntılı şirketlerle karşılaşıyoruz. Onların yeniden yapılanmasına yardımcı oluyor, ayağa kalkmalarına katkıda bulunuyoruz. Buralardan bazı şirketlerin bize kaldığı da oluyor. Önümüzdeki dönemde gerek pazar payı oranları açısından gerekse fırsatları değerlendirmek adına bazı satın alma ve birleşmeleri biz de dikkate alacağız. Satın almalar zaten hep gündemimizdeydi, şimdi de olmaya devam edecek. Sağlıklı, ayakta duran ve birtakım yeni potansiyel dalgalara mukavemet oluşturacak, rekabetçi olacak yeni yapılar oluşturmak da bir başka önceliğimiz.”


“İDDİALI HEDEFİMİZ İÇİN ÇALIŞIYORUM”
Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Ömer Yüngül
’ün ajandasının odağında, Ar-Ge ve yenilikçilik yer alıyor. Yüngül’ün değerlendirmesi şöyle: “Vestel’in bugünkü güçlü konumuna ulaşmasının arkasında, 800 kişilik mühendis ekibimizle ürün ve süreçlerde inovasyona verdiğimiz değer yer alıyor. 2008’de 70 milyon dolarlık Ar-Ge yatırımı yaptık, 2009’da da bu rakama ulaştık. Önümüzdeki dönemlerde de Ar-Ge yatırımlarına devam edeceğiz. Şu an Avrupa LCD TV pazarında 3. konumdayız. En iddialı hedefimiz, Avrupa’da olduğumuz gibi dünyada da ilk 3 içinde yer almak. Hedefimize kısa sürede ulaşmak için LCD’nin en önemli yapı taşlarından biri olan likit kristal modül üretimine odaklanıyoruz. Vestel bugün, Avrupa’da modül üretimi yapabilen ikinci firma. Bu durum, elbette ki rakiplere karşı elimizi güçlendiriyor. Bugüne kadar modül üretimine 50 milyon dolarlık yatırım yaptık. 2010’da aylık modül üretimimizi 300 bin adete çıkarmayı hedefliyoruz. Öte yandan dünya televizyon devlerinin gündeminde yer alan, tüketicilerin büyük ilgi gösterdiği 3 boyutlu LCD TV için de düğmeye bastık. Bu alanda Ar-Ge çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İlk ürünümüzü ise 2010’un son çeyreğinde sunmayı hedefliyoruz.”


“YURTDIŞI YATIRIMLARIMIZLA YAKINDAN İLGİLENİYORUM”

Çimento sektörünün önemli oyuncularından Nuh Çimento’nun yönetim kurulu başkanı Atalay Şahinoğlu’nun gündeminde, inşaat sektörünün geleceğinin nasıl olacağına ilişkin bilgi toplama, ilişki kurma çalışmaları önemli bir yer tutuyor. Şahinoğlu, ajandasındaki diğer başlıkları şöyle anlatıyor: “Elektrik şirketimizin piyasaya enerji satışıyla ilgili çalışmalarımız sürüyor. Bunun dışında yurtiçi yatırımlarımız muayyen noktaya geldi. Burada nefes alma sürecindeyiz. Kriz yılında bile yatırım yaparak yurtiçindeki yatırımlarımızı tamamladık. Ancak yurtdışı yatırımlarla ilgili çalışmalarımız sürüyor. Gündemimizde Bulgaristan ve Yunanistan yatırımlarıyla ilgili çalışmalarımız bulunuyor. Buralarda çimento tesisimiz var. Beton santrali kuracağız. Bu ülkelerdeki gelişmeleri ve hareketleri izliyoruz. Bunların dışında gündemimizde kalite ve müşteri ilişkileri önemli bir yer kaplıyor. Maliyetlerimizi nasıl düşürürüz, kalitemizi nasıl daha da artırabiliriz, kârlılığımızı nasıl yükseltebiliriz konularına odaklanıyoruz. İnşaat sektörünün 2011’in ikinci yarısından itibaren hareket kazanacağını düşünüyoruz. Bugün sektörümüzde hala 2008 rakamlarıyla mal satmaya çalışıyoruz. Fiyatlarda yüzde 40 gerileme var. Bu maliyetler sektörü sıkıştırıyor. Dolayısıyla yüzde 40 gerileyen fiyatlarla para kazanmak kolay değil. Bu nedenle gündemimizde maliyet düşürücü çalışmalar var.”

“STRATEJİK PROGRAMIMIZI UYGULUYORUM”
Vodafone Türkiye
’nin, 2009’da devreye aldığı uzun dönemli stratejik programının ana hedefi, “sürdürülebilir büyüme.” CEO Serpil Timuray’ın da ajandasının ana başlığını bu hedef oluşturuyor. Kendisi gündeminin ana başlıklarını şöyle anlatıyor: “Programımızın ana odağında müşteri memnuniyetine odaklılık yer alıyor. Bu doğrultuda faaliyetlerimiz ve operasyonlarımız, merkezine müşteri memnuniyetini yeniden programlanıyor. Programımızın diğer önemli odağını ‘inovasyonda fark yaratmak’ olarak belirledik. Vodafone’nun, inovasyonda ve teknolojideki global liderliğini ve bilgi birikimini Türkiye’ye aktarmayı hızlandırırken bir yandan da yerel Ar-Ge şirketimiz Vodafone Teknoloji’nin çalışmalarını kapsamlaştırdık. Gündemimizde bir diğer konu ise ‘yüksek ürün ve hizmet kalitesi.’ Vodafone’un bu alandaki deneyimini ve toplam kalite anlayışını ülkemize taşımaya devam edeceğiz. Sürdürülebilir büyüme için önümüzdeki dönemde önemli bir konu da ‘operasyonel verimlilik.’ Bu sayede tüketicilerimize daima en iyi hizmeti en uygun fiyata temin etmek konusunda doğru değer denklemini yakalamayı hedefliyoruz. Bu uzun dönemli stratejik programımız, birinci yılında önemli iş sonuçları elde etti. Programımız, aynı stratejik odaklarıyla 2010 yılında da devam edecek.”


“DEĞİŞİMİ YÖNETİYORUM”
Yıldız Holding Bilişim, Ambalaj, Gayrimenkul Grubu Başkanı Dr. Cahit Paksoy
’un ana gündem maddesini ise değişimi yönetmek başlığı oluşturuyor. Paksoy, bakış açısını ve ajandasını şöyle aktarıyor: “Son yıllarda hem dünyada hem de ülkemizde ekonomik, sosyal, teknolojik alanlarda çok önemli değişimler yaşanıyor. Bu değişimler, tüketici tercihlerini, iş yapma biçimlerini, sosyal trendleri, neredeyse her şeyi etkiliyor. Ben de öncelikle bir yönetici olarak, bu değişimi doğru anlamaya ve sonrasında da yönetmeye yönelik kişisel donanımımı, bilgi ve tecrübemi geliştirmeye çalışıyorum. Sonrasında birlikte çalıştığım arkadaşları, yönetimimde olan şirketleri değişimi yönetmeye adapte etmeye gayret ediyorum. Bunun için stratejilerimizi gözden geçiriyor, insan kaynaklarımızı geliştiriyor, endüstriyi ve tüketiciyi yakından takip ediyoruz. Dünyada ve ülkemizde ekonomik krizin ve bu krizle birlikte oluşan yeni değerleri, düzenlemeleri ve algılama farklılıklarını fırsata çevirmenin yollarını arıyoruz. Bu anlamda da değişimi yönetmeye çalışıyoruz ve olası stratejik ortaklık çalışmaları, satın alma veya birleşmeler gibi yeni iş fırsatları da gündemimizin önemli konularını oluşturuyor.”

“SENARYOLARLA HAZIRLIK YAPIYORUZ”
Shell Ülke Başkanı Ahmet Erdem
’in gündeminin ana başlığını Danıştay ve Rekabet Kurumu’nun aldığı kararlar oluşturuyor. Erdem, bunları şöyle anlatıyor: “Enerji sektörünün gündemi bugünlerde oldukça dinamik ve yoğun geçiyor. Sektörümüzdeki bu dinamizm ve Türkiye’nin, Shell’in öncelik verdiği ülkelerden birisi olması dolayısıyla gündemimizdeki projeler, ajandalarımızın yoğun olmasına neden oluyor. Perakende alanında istasyon anlaşmalarının süreleriyle ilgili olarak Danıştay ve Rekabet Kurumu’nun almış olduğu kararlar var.
Bu kararlar, geçmişe yönelik olarak mevcut anlaşmaları da kapsıyor ve biz bunun doğru olmadığını düşünüyoruz, bununla ilgili hukuki süreç devam ediyor. Bunun sonucuna bağlı olarak uyumlaştırma dönemi yaşanabilir. Şu anda ajandamızın önemli kalemlerinden birisini bu konu meşgul ediyor. Bu konu 12 bin 500 civarında istasyon ve sektördeki dağıtım şirketlerini etkiliyor. Şu anda hem hukuki süreci yakından takip ediyor hem de süreçteki diğer faktörleri izliyoruz. Öte yandan konuyla ilgili devlet kurumları ve bayilerimizle fikir alışverişinde bulunmanın yanı sıra hukuki sürecin sonucuna göre oluşabilecek senaryolar doğrultusunda gerekli hazırlıkları yapıyoruz.”

“ŞUBELEŞME ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUM”
Eurobank Tekfen Genel Müdürü Mehmet Sönmez
’in odaklandığı konuların başında şubeler geliyor. Sönmez, gündemini şöyle anlatıyor: “2010’un, geçen yıl başlattığımız atılımların devamına sahne olmasını hedefliyoruz. İş gündemimi de bu hedefimiz doğrultusunda yaptığımız yoğun çalışmalar oluşturuyor. Şu anda en fazla ağırlık verdiğimiz konulardan bir tanesi, perakende bankacılık alanındaki şubeleşme çalışmalarımız. 2010 başından bu yana, hizmet ağımızı genişletme amacıyla Türkiye’nin farklı illerinde açtığımız perakende ağırlıklı yeni şubelerimizin sayısını, yılın ikinci yarısında artırarak büyümeye odaklandık. KOBİ’lere yönelik yürüttüğümüz uzun soluklu çalışmalarımızı hızlandırmak da en önemli odak noktalarımızdan bir tanesi. Bu kapsamda KOBİ’lere yönelik projeler üretiyoruz. Farklı kentlerdeki ticaret ve sanayi odalarıyla işbirliği içerisinde çalışıyor, gerçekleştirdiğimiz anlaşmalarla oda üyelerine destek veriyoruz. Günlük ajandamda en fazla yer tutan konular da elbette, hedeflerimiz doğrultusunda oluşturduğumuz projelerimizin daha da geliştirilmesine yönelik. Ayrıca son günlerde, müşterilerimizle bir araya gelmeyi arzu ettiğim başta İskenderun, Denizli, Diyarbakır ve Anadolu’nun çeşitli kentlerine yapacağım seyahatler de ajandamda önemli bir yer tutuyor.”


“MAĞAZA AÇARAK BÜYÜYECEĞİZ”
Vatan Bilgisayar Genel Müdürü Hasan Vatan
’ın gündeminde yeni mağazalarla yayılma stratejisi var. Bu konudaki çalışmalarını Vatan, dergimizle şöyle paylaşıyor: “Fiyat politikamız, satış anındaki danışmanlık hizmetimiz ve satış sonrası desteklerimiz dikkate alındığında tek eksiğimizi, müşterilere yakın mağazalarımızın olmaması olarak tanımladık. Bunun sonucu iyi iş yapabileceğimizi düşündüğümüz illerde büyük mağazalar, daha az potansiyel gördüğümüz yerlerde ise küçük notebook mağazaları açmaya çalışıyoruz. İstediğimiz sayıda mağaza açabilirsek yüzde 100’lük bir büyüme yakalayabileceğimizi öngörüyoruz. Tabii sadece satışta değil, kârlılıkta da aynı büyümeyi hedefliyoruz. Yerli büyük oyuncular, zaten mağaza açma sürecini tamamladı gibi gözüküyor. Yabancı oyuncular ise ne kadar iş yapacağına bakmaksızın büyük mağazalar açmaya devam ediyor. Biz ise yerine göre büyük veya küçük mağaza açarak büyümeye çalışıyoruz. Mağaza açmakta büyük veya küçük olmasına göre farklı zorluklar var. Büyük mağazada istenilen metrekarede ve lokasyonda yer bulmak zor oluyor. Küçük mağazalarda ise AVM’lerin onlarca sayfalık sözleşmeleri ve kira şartları. Bunun dışında da bizim için en büyük zorluk, mağazalara yönetici yetiştirmektir. Mağaza açmanın maliyetleri düşünüldüğü gibi yüksek değil ve yüzlerce mağaza açabilecek kaynağımız hazır.”

“ODAĞIMDA MAĞAZALAR VAR”
Hazır giyim perakendeciliğinin dikkat çeken isimlerinden biri olan Park Bravo Group’un sahibi Kamil Özçoban’ın da gündeminde doğru mağaza seçimi önemli bir yer tutuyor. Özçoban’ın değerlendirmesi şöyle: “Grup olarak mali krizlere ve demokratik rejime olan müdahalelere çok alışık olduğumuz için kabuğumuza çekilip krizi iyi yönettiğimizi düşünüyorum. Kendiliğinden ayrılanların yerine yeni insan almayarak 24 ayda sayısal olarak küçüldük, masraflarımızı kıstık. Kirası yüksek olan ve geçerliliğini yitirmiş cadde ve AVM mağazalarımızın 8’ini kapattık. Ancak daha fazla sayıda yeni mağaza açtık. Şu aralar geçici olarak durdurduğumuz yarım inşaatlara ve temelden olan yatırımların inşaatların başlamış olduğumuzu söyleyebilirim. Pazarlamacılar ve yatırımcılarla yoğun mesai sarf ederek bize gerekli alanların seçimi ve kiralamasını yapmak üzere güç sarf etmekteyiz. Kendi markalarımızın bulunması gerekli yerlerde elbette olmak istiyoruz. Kimlerle işyeri komşusu olacağız, hangi gelir dilimi çevrede yaşıyor olmaz ise olmaz kriterlerimiz. Açmak için hiçbir yeri açmıyoruz, çok seçici ve dikkatliyiz.”


ALİ PANDIR / TOFAŞ GENEL MÜDÜRÜ
“İK, AJANDAMDAN HİÇBİR ZAMAN ÇIKMAZ”

KRİTİK GÖSTERGELERİ İZLİYORUM
Tofaş’ta, etkin yönetim çerçevesinde uzun dönemli stratejik plan hazırlıyor, bu plana bağlı olarak da her yıl faaliyet planı ve bütçesini ortaya koyuyoruz. Büyük şirketlerde bu sistemi başarıyla yönetmek ve etkin takip yapabilmek için mutlaka temel performans göstergeleri belirlemek ve dönemsel gidişatı kontrol etmek gerekli. Ben de bu yöntemle genel performans göstergelerimizi her ay, bazı kritik göstergeleri ise günlük takip ediyorum. Bu yılın iş planında da kendimize belli ana hedefler ve bunlara dair performans göstergeleri koyduk.

“ALTIN” HEDEFE DOĞRU
Bugünlerde yakinen takip ettiğim bu temel göstergelerin başında, 2009 yılında 8 yıl aradan sonra yeniden yakaladığımız iç pazar liderliğini devam ettirmek var. Ayrıca Türk otomotiv sektörü ihracat sıralamasında 2008’de üçüncü, 2009’da ise ikinci sıraya çıkardığımız ihracat performansımızı, kendi rekorumuzu kırmak üzere yakından takip ediyorum. Buna ilave olarak WCM- Dünya Klasında Üretim çalışmalarımızı, “altın” seviyeye ulaşma hedefimiz çerçevesinde yakından takip ediyorum. Biliyorsunuz geçen sene dünya genelinde konumlanmış Fiat Grubu’nun 170’i aşkın fabrikası içinde en kaliteli ve verimli üretimi gerçekleştirerek en yüksek puanla gümüş seviyeye ulaşan ilk üretim tesisi olmuştuk. Şimdi çıtayı en yukarı taşıyor, altın seviye için performansımızı güçlendiriyoruz. 
 

TOFAŞLI OLMA KÜLTÜRÜ
Tüm bunların yanında ilave edebileceğim, her dönemin vazgeçilmez takip unsuru ise insan kaynakları politikaları ve operasyonları. İnsan kaynakları hiçbir zaman ajandamdan çıkmaz. Bu yıl 2009’da başlattığımız yeni kurum kültürümüz, değerlerimiz çerçevesinde “çevik, rekabetçi, verdiği sözü tutan, başarılı sonuçlara imza atıp fark yaratan Tofaşlı profili”ni parlatmak en temel hedeflerimden.


MEHMET BULDURGAN / TEMSA GLOBAL CEO’SU
“ANA GÜNDEMİMİZ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK”

ANA ODAK NOKTASI
Şu anda ana gündem maddemiz “sürdürülebilirlik.” Sabancı Topluluğu’nun ana iş yapış modeli olan sürdürülebilirlik, bu topluluğun bir parçası olan Temsa Global’in de öncelikleri arasında yer alıyor. Sürdürülebilirlik biliyorsunuz dünyada, özellikle üç sac ayağı olan ekonomi, toplumsal gelişmeler ve çevre alanlarında gücünü hissettiriyor. Bu bağlamda Sabancı Holding’in iş yapış modeline paralel olarak özellikle ekonomik alandaki konu başlıkları olan kazanç, değerler ve liderlik başlıkları Temsa Global’in ana odak noktaları diyebiliriz. Çünkü bu başlıklar, şirketimizin sürdürülebilir büyümesinin garantörleridir. “Sürdürülebilirlik” yaklaşımımızla otomotiv sektörünün örnek şirketlerinden biri olacağımıza inanıyorum.

YALIN ÜRETİM
Temsa Global için 2010, sürdürülebilirlikte “bütçe disiplininin” göz önünde bulundurulacağı bir yıl olacak. Bu çalışma disiplininde, maliyetleri azaltıp verimliliği artırarak müşterimize daha kârlı çıkabileceği bir hizmet sunabilmek için yalın üretim modelini uyguluyoruz. Bu model için yönetme metodolojisi olarak 6 Sigma’yı benimsedik. Bu çalışmalar, artan müşteri memnuniyetinde ve ölçümlenebilir verimlilikte etkili oldu.
REKABETÇİ YAPI Yine önemli gündem maddemiz olan “İnovasyon” konusunda ise 6 Sigma modeli ile Ar-Ge ve beyin gücümüzü kullanmaktayız. Girişimlerimiz ve yeni ürünlerimizle marka değerimizde sürdürülebilir artışı sağlarken giderek daha rekabetçi bir yapı sergiliyoruz. 2010’da ve uzun vadede bu artı değerlerimizi sürdürülebilir kılmayı hedefliyoruz.


3 FARKLI GÜNDEM AJANDASINDA YATIRIMLAR VAR
Acıbadem Grubu’nun patronu Mehmet Ali Aydınlar’ın gündeminde yeni yatırımlar ve bitiş aşamasındaki yatırımların işletmeye alınması var. Bu konulara yoğunlaşan Aydınlar, ayrıca yeni satın almalar üzerine çalışmalarını da sürdürüyor. Aydınlar, “Kriz ortamlarını büyüme için bir fırsat olarak görüyoruz” diyor.

YENİ MAĞAZALARA ODAKLANIYOR
Metro Cash&Carry Genel Müdürü Hakan Ergin
ise gündemini şöyle anlatıyor: “Bugünlerde en yoğunlaştığımız konu, hiç kuşkusuz yeni mağaza açma faaliyetleridir. İçinde bulunduğumuz yıl dahil olmak üzere yakın bir gelecekte çok sayıda mağaza açma hedefimiz var. Bunu gerçekleştirebilmek için de bu konuda çok çalışıyoruz. Türkiye’de sanılanın aksine büyük mağaza açmak son derece sıkı kurallara bağlı ve uzun bir süreçtir. Bu nedenle yoğun bir şekilde bu konu üzerinde çalışıyoruz.”


PLANI SÜRDÜRÜLEBİLİR ÜSTÜNLÜK
Ülker Grubu Başkan Yardımcısı Cafer Fındıkoğlu, gündeminde ne olduğuna yönündeki sorumuzu şöyle yanıtlıyor: “Daralan pazarda artan rekabet nedeniyle yeni ürünlerle tüketim alanları yaratıp sektörün gelişmesine katkı sağlarken gerek tüketici gerekse dağıtım kanalına yönelik hizmet düzeyimizi de geliştirerek rekabette sürdürülebilir bir üstünlük elde etmeyi planlıyoruz.”

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz