Gelecek hayalim

İstanbul, 3 milyar nüfuslu bir coğrafyanın sağlık merkezi olacak.

1.07.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Gelecek hayalim
Türkiye, Avrupa'nın finans ve teknoloji merkezine dönüşecek. Yerli malı uçak üretilecek. Alışverişler zaman ve mekandan bağımsız şekilde özel aletlerle yapılacak... Bir siyasetçinin seçim vaatleri gibi görünen bu cümleler, aslında vizyoner duruşlarıyla tanınan iş insanlarının gelecek hayalleri. Hayallerin ortak noktası ise çoğunlukla "dünya kenti bir İstanbul". Ethem Sancak'tan İzzet Karaca'ya, Hacı Boydak'tan Aziz Torun'a kadar birçok isim, bugün hayal gibi görünen öngörülerini anlattı. Ben şöyle bir işadamıyım: İnsanlara geleceğe ilişkin hayallerimi söylerim. Söylediğim hayaller o günkü dünyaya göre uçuk olarak kabul edilir ve komik bulunurum. Ama 4-5 yıl sonra herkes söz ettiğim hayallerin nasıl gerçekleştiğini görür." Bu sözleri iş dünyasının çok yakından tanıdığı bir isim olan Ethem Sancak söylüyor. Aslında onun hayal olarak tanımladığı konulara sağlam öngörüler demek daha doğru. Çünkü Ethem Sancak bundan yıllar önce, "Gelecek tarımda" dediğinde bunu gayet güçlü argümanlara bağlamıştı. Kuşkusuz iş dünyasının tek hayalperesti Ethem Sancak değil... Onun gibi birçok ismin birbirinden farklı, birbirinden çarpıcı hayalleri var. Hacı Boydak, Aziz Torun, Vahap Küçük, Ayşen Zamanpur bunlardan birkaçı... Vizyoner duruşlarıyla dikkat çeken bu isimler, geleceğe ilişkin öyle tahminlerde bulunuyorlar ki bugün için hayal olan bu öngörüler, çok yakında hepimizin hayatında olacak. İş dünyasının önde gelen isimleri, gelecek hayallerini ve bu hayallerin nasıl gerçekleşeceğini anlattı.

CEPTEN DOKTOR MUAYENESİ
Turkcell CEO'su Süreyya Ciliv, bugün hayal gibi görünen öngörülerini geçmiş deneyimlere dayandırıyor. "Söz konusu teknoloji ise geleceği hayal etmek o kadar da kolay değil" diyor ve ekliyor: "İnsanların evlerinde bir bilgisayar istemeleri için hiçbir neden göremiyorum' sözleri, 1977'de Amerika'nın o dönemdeki en önemli şirketlerinden biri olan Digital Equipment Corp.'un kurucusu Kenneth Olsen'a ait. Oysa geçtiğimiz 10 yıl gösterdi ki mobilite hayatımızı büyük ölçüde değiştiriyor. Akıllı cihazlar hayatımızda çok önemli bir yere sahip ve öyle olmaya devam edecek. Artık cep telefonları; bilgisayarımız, cüzdanımız, televizyonumuz, sağlık monitörümüz, müzik çalarımız haline geldi. Daha geçen ay Boston'daki Massachusetts General Hospital'dan bilim adamları, bir cep telefonu uygulamasıyla test ettikleri vakaların yüzde 98'inde kanseri doğru olarak tespit etti. Bu, 5 yıl öncesinin bilim kurgusudur ama bugünün gerçeğidir." Turkcell olarak kendi deyimiyle 'yerinde hayalleri' sayesinde mobil internet çağına önde girmeyi başardıklarını düşünen Ciliv, hayal gibi gözüken öngörüleriyle ilgili şu yorumlarda bulunuyor: "Biz diyoruz ki Çukurova'daki bir çiftçimiz mobil iletişimin nimetlerinden faydalanarak verimini katlasın. Güneydoğu'da doktora ulaşamayan hastalarımız cep telefonu sayesinde binlerce kilometre uzaktaki doktoruna muayene olsun. Çocuğunun harçlığı biten anne cepten anında oğluna para gönderebilsin... Birçok kişiye hayal gibi görünebilir, ancak ben 5-10 yıl içinde bizim ve sektörümüzün sadece mobil iletişimde değil bilgi teknolojilerinde de dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri olacağına inanıyorum."~
Hacı Boydak, hayalindeki 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin gerçekleşebileceğine inanıyor.

HER ŞEYİN SIĞDIĞI KART
Gelecek hayallerini teknolojiyle süsleyen bir başka isim ise Silk & Cashmere CEO'su Ayşen Zamanpur. Ona göre yakın gelecekte hem kimlik, hem iletişim aracı, hem eğlence merkezi, hem ödeme aracı olarak kullanılabilecek kredi kartı boyutunda ve inceliğinde bir "gadget" (alet) hayatımıza girecek. En önemlisi bu aletle alışverişin şekli ve boyutları zamandan ve mekandan bağımsızlaşacak. "Teknolojide gelinen son aşamalarla tüm üretilen ürünlerde etiketler birkaç yıl içinde RFID kullanılarak etiketleneceğinden, bahsettiğim alete yüklenen 'wishlist'ler (dilek listesi) veya alışveriş listeleriyle alışveriş alışkanlıkları değişecek" diyen Zamanpur, şirketlerin organizasyon yapılarına yönelik değişimler olacağına ise şu sözleriyle değiniyor: "Önümüzdeki dönemde trafik daha büyük sorun olacağından, home-office çalışanların sayısı artacak. İşsizliğin arttığı bu dönemi daha fazla girişimcilik izleyecek. Burada da tek kişilik girişimci yapıları (solopreneur) göreceğiz. Sosyal medya müdürü, fütürist, inovasyon direktörü, trend analisti gibi yeni iş tanımları teknoloji şirketlerinden diğer sektörlere doğru yayılacak. Çok yakın gelecekte okullarda Google adwords marketing, Youtube programming gibi dersler okutulmaya başlanabilir. Ben üniversitede okurken bilgisayar koskocaman bir binaydı... Resmen koca bir bina... Şimdi cebimize girdi. Yakında parmak ucumuza gelecek. Sonra da beyin dalgaları ve duygularla eşleştirileceğini düşünüyorum. Bunları, hiç de uzak ve imkansız görmüyorum."

TÜRK YAPIMI UÇAKLAR
Tema Mağazacılık Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük'ün ise kendi sektörü olan perakendeye ilişkin çarpıcı öngörüleri var. "Hazır giyim sektöründe faaliyet gösteren şirketlerden en az 5'inin uluslararası marka olacağına inanıyorum" diyen Küçük'ün başka konularda da birbirinden ilginç hayalleri mevcut: "Türkiye'de önümüzdeki 10 yılda pek çok alanda olumlu gelişmelerin olacağı konusunda oldukça ümitliyim. Kişi başı milli gelirin 20 bin dolar civarında olacağını düşünüyorum. Yetişmiş insan gücüyle birlikte AR-GE yatırımlarına hız verilerek birçok alanda patent sahibi ülke konumuna gelme ihtimalimiz yüksek. Örneğin, yerli otomotiv markasına ve yerli uçak sanayisine sahip olan bir ülke haline gelmemiz kuvvetle muhtemel. Özellikle İstanbul'un marka değerinin yükseleceğini ve İstanbul'a gelen turist sayısının 10 kat artacağını düşünüyorum. Bu öngörülerimin gerçekleşme ihtimallerinin yüksek olduğuna inanıyorum. Çünkü Türkiye'nin yaş ortalaması 28. Üreten ve tüketen genç bir nesil var. Ülkemizin bölgesinde siyasi ve ekonomik ağırlığını hissettirmesi sayesinde komşu ülkelerle ilişkilerin ve ticaret hacminin gelişeceğini öngörüyorum. Türkiye, jeopolitik konumu nedeniyle doğu ile batı arasından köprü vazifesi görüyor. Yeraltı zenginlikleri doğudan çıkıp batıda tüketiliyor. Bunun da Türkiye'den geçme zorunluluğu var. O nedenle gelecekte Türkiye'nin önemi biraz daha artacak. Diğer yandan Türkiye her anlamda hala bakir. Bu nedenle, pek çok fırsat var. Yapılacaklar her alanda ekonomiye, siyasete, insan haklarına, demokrasiye ivme kazandıracak ve refah getirecek."~

GELECEK E-TİCARETTE
Kiğılı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kiğılı'nın hayalleri de perakendeyle ilgili. Kiğılı, hem geçmiş deneyimlerini hem geleceğe dönük öngörülerini şöyle paylaşıyor: "Geleceğe ilişkin hedeflerim, vizyonum üzerine bir anımı paylaşmak isterim. Kiğılı olarak 1975-1995 yılları arasında tüm perakende ağımızı bayilik üzerine kurmuştuk. 20 yıl boyunca bayilik verdik. 50 vilayette 500'ün üzerinde bayimiz vardı. 1990'a geldiğimizde radikal bir karar aldım. 'Artık bayilik vermeyeceğim, kendi mağazamızı kendimiz açacağız' dedim. O gün bu kararı aldığımda herkes bana güldü, 'Ne yapıyorsun' dedi. Ama şimdi baktığımızda herkes bu yola girdi. O zaman bana gülenler şimdi Kiğılı'nın geldiği noktayı gördüklerinde neden öyle davrandığımı daha iyi anlayacaktır. Kendi sektörüme ilişkin yine farklı öngörülerim var. Belki yine bunu duyduklarında güleceklerdir ama bunlar gerçekleşecek. Mesela bundan 10 yıl sonra perakendede çok büyük miktarda e-ticaret olacağını görüyorum. Toplam perakendenin önemli bir kısmı internet üzerinden yapılacak. ABD'de şu anda toplam ticaretin içinde e-ticaretin payı yüzde 13-15'ler seviyesinde. Biz ilk hedefimizi yüzde 5 olarak koyduk. Bunu birkaç yıl içinde yüzde 10-15'lere çekmeyi planlıyoruz. Yakın zamanda ciroların çok önemli bir kısmı böyle elde edilecek. O yüzden hangi sektörden olursa olsun tüm perakendecilerin buna göre kendini ayarlaması gerekiyor. İnsanlar e-ticaretin ne kadar hızlı büyüyeceğinin henüz farkında değil. Ama çok hızlı bir gelişim olacak."

Ayşen Zamanpur'a göre bugün mümkün görünmeyen pek çok konu yakın gelecekte teknoloji sayesinde hayata geçecek.


AVRUPA'NIN YERİNİ ASYA ALACAK

Unilever Asya, Afrika, Orta ve Doğu Avrupa Bölgesi Başkan Yardımcısı ve Türkiye CEO'su İzzet Karaca da gelecek hayallerini vaktinden önce paylaştığı için yadırganan isimlerden. 8 yıl önce yaptığı bir açıklamada, Türkiye'yi Unilever'in Asya bölümünde görmek istediğini belirttiğinde çok anlaşılmamış. Ama bugün Asya'nın konumu onun ne kadar isabetli bir öngörüde bulunduğunu ispatlıyor. Karaca'nın geleceğe ilişkin yeni hayalleri ise şöyle: "Öncelikle başta Çin, Hindistan ve Rusya olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin Türkiye ekonomisindeki ağırlığının, Avrupa'nın önüne geçeceğine inanıyorum. 2020'den itibaren ise Türkiye'nin Çin, Hindistan ve Rusya'ya yapacağı ihracat toplamı Avrupa'yı geçecek. Bu da Türkiye'nin ve iş adamlarımızın potansiyel olarak bu ülkeleri sadece ithalat yapmak için değil ihracat yapmak için de keşfetmesiyle hızlanacak. İthalat ihracatı doğuracak. Zaten bu ülkelerin pazarları keşfedilmeden 2023'te 500 milyar dolar ihracat hedefinin tutturulması mümkün değil. Ayrıca 2015'ten itibaren Türkiye, 'gelen yabancı turist sayısı' itibarıyla 'dünyada ilk 5' e girecek. Bunun için Avrupa'ya ilaveten başta Rusya, Ortadoğu ve Asya ülkelerine dönük tanıtımlarımıza hız vermeliyiz. Örneğin 1,5 milyarlık Çin'den gelen turist sayısı yok denecek kadar az. Turizmde ilk 5'e giderken, katma değeri yüksek olan kongre ve iş toplantısı sektörü giderek önem kazanacak, İstanbul yıldızlaşacak. Sağlık turizmi de katma değeri yüksek bir alt sektör haline gelecek. Böylece sadece turist sayısında değil, turizm gelirlerinde de ilk 5'e girebiliriz."~

FİNANSIN KALBİ İSTANBUL'DA ATACAK

Eurobank Tekfen Genel Müdürü Mehmet Sönmez'in hayalleri ise Türkiye'nin genç nüfusuna odaklı... Yakın bir gelecekte Türkiye'nin dünyanın finans merkezi olabileceğine inanan Sönmez'in gelecek öngörüleri şöyle: "Türkiye'nin 10 yıl içinde, Avrupa'nın bankacılık ve teknoloji alanındaki merkezi olacağını düşünüyorum. Bugün ABD'deki bankaların operasyonel işlemleri Hindistan'dan yapılıyor. Bugün gençlerin teknolojiye olan ilgisinin ve bu konudaki yeteneğinin azımsanmayacak ölçüde değerli olduğunu düşünüyorum. Facebook kullanımında dünyada dördüncü sırada bulunduğumuz örneğinden yola çıkarsak internet kullanımı gün geçtikçe daha da yaygınlaşıyor. Artık gençler bilgiye internet yoluyla ulaşıyor. 10 yıl sonra 85 milyon olacak Türkiye nüfusunun 25 yaş altındaki genç sayısı, toplam nüfusun yüzde 60'ı olacak. Bu potansiyeli, eğitimli, donanımlı bir insan kaynağıyla güçlendirebilirsek Türkiye, ekonomisi sağlam, altyapı hizmetleri güçlü bir ülke olacaktır. Bu doğrultuda ise sözünü ettiğimiz hedefe ulaşmak hayal olmaktan bir adım öteye geçecektir ve Türkiye, Avrupa'da faaliyet gösteren bankalar için bir cazibe merkezi haline gelecektir. Bu konuların gerçekleşme ihtimalini hiç de düşük görmüyorum. Kendimize 'zoru başarırız, imkansız biraz zaman alır' sloganını rehber alırsak, Türkiye'nin Avrupa'nın sayılı ülkelerinden biri olacağına dair hayalimin 10 yıldan daha da kısa bir süre içinde gerçekleşeceğini söyleyebilirim."

"İSTANBUL DOĞUNUN ! FİNANS MERKEZİ OLACAK"
15 YIL İÇİNDE GERÇEKLEŞECEK Torunlar GYO Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun da istanbul'un finans merkezi olacağına inananlardan: "Torunlar GYO'nun halka arzı sırasında Londra, Amsterdam, New York gibi dünyanın önde gelen finans merkezlerini ayrı bir gözle yeniden değerlendirdim, Onca gökdelende çalışan beyaz yakalı insanların ne iş yaptığını daha iyi anladım, istanbul'un finans merkezi olma hayali aslında sandığımızdan da fazla, istanbul, Londra-Frankfurt'un doğusunda kalan geniş bir coğrafyanın yeni finans merkezi olabilir, Bugün hayal olan bu düşünce 10-15 yılda rahatlıkla gerçeğe dönüşecek,

AZİZ TORUN'UN İSTANBUL'U Gayrimenkul ve perakende sektörüne yönelik bir projeksiyon yapacak olursak, sektörümüz son yıllarda hayal ötesinde çok büyük bir yol kat etti, Bundan 10 yıl önce sorsaydınız tahmin etmek çok güçtü, Şimdi ise istanbul'a ikinci bir "boğaz" ve "bir suni ada" yapmayı konuşuyoruz, Ayrıca kentsel dönüşüme çok inanıyorum bunu mutlaka bir şekilde gerçekleştireceğiz, istanbul için tarihi yapıların ortaya çıkarıldığı, restore edilip yaşatıldığı, yeni modern ve güvenli binaların şehrin estetiğine güzellik kattığı bir 10 yıl sonrası hayal ediyorum,"

3 DEVİN ZOR GÖRÜNEN HAYALİ
500 MİLYAR DOLAR HAYAL DEĞİL Boydak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak'ın öngörüsünde 500 milyar dolarlık ihracat hedefi var: "Bazı kesimler bu konuya hayal gibi bakıyor çünkü bu hedefin gerçekleşmesi için ihracatın her yıl yüzde 12 artması gerek. Şahsım adına bu hedefe ulaşılma ihtimalini yüksek görüyorum. Çünkü Türkiye'de son yıllarda çok önemli değişiklikler yaşadık. Gerek ekonomik açıdan gerekse sosyal açıdan... Bu gelişmeler sosyal yaşamımıza, sanayimize daha çok yansıyacak ve global pazarlarda rekabet üstünlüğünü yakalayacağız."~

MİLYARLIK ŞİRKET OLMA
Doğtaş Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan'ın hayali milyar dolarlık şirket olmak üzerine kurulu: "Sektörümüzün 10 milyar dolar civarında olduğunu gösteren rakamlar var. Ortalama 65 bin firmanın bulunduğu giderek büyüyen bir pazar içinde faaliyet gösteriyoruz. Aslında bireysel büyümenin zor olacağı düşünülebilir. Ancak burada şirketimiz açısından öngörüm 10 yılda bu pazardan 1 milyar dolar pay almak. Çok yoğun bir rekabet ve birbirine benzeşme var. Bu nedenle farklılaşabilmeye hayal gibi bakılıyor. Ama ben bunun gerçekleşeceğini görüyorum."

TARIM PATLAYACAK
Tat Konserve Genel Müdürü Güçlü Toker, gelecek hayallerini şöyle anlatıyor: "En kolay şekilde paraya döndürülebilecek alanın halen tarım olduğunu düşünüyorum. Ancak kimse bunu böyle görmüyor. GAP bölgesi 1 milyon hektar. Bu son derece ciddi bir sulanabilir alan. Bu alandan çok ciddi para elde etmemiz lazım. Yağ, un, şeker var, helva neden yapılmasın der gibi bir durum. 50 bin hektarlık yerde domates ekilse dünyadaki domatesin yüzde 10'unu üretmiş oluruz. Yani imkan var, altyapı var. Tarımsal işletme sayısının patlayacağını düşünüyorum

"EN BÜYÜK SAĞLIK ÜSSÜ BİZDEN ÇIKACAK"
YENİ BİR CLEVELAND Yıllar önce tarım sektörüne ilişkin öngörüleri birer birer gerçekleşen Ethem Sancak'ın geleceğe ilişkin başka bir hayali daha var. O da istanbul'u dünyanın sağlık merkezi olarak görmek,,, Sancak, bu hayaliyle ilgili detayları şu sözlerle anlatıyor: "Türkiye önümüzdeki dönem 3 milyar nüfuslu coğrafyanın en büyük sağlık üssü haline gelebilir. istanbul, önümüzdeki 20 yılda Houston veya Cleveland'ın 3 katı büyüklüğünde bir tedavi merkezi haline dönüşebilir ve büyük bir beyin gücünü bu yolla ülkemize çekebiliriz.

10'UNCU YÜZYILIN BAĞDAT Ben bunu Medikal Parkta denedim, beceremedim. O rüyamı gerçekleştiremedim ama bu gerçekleşecek çünkü geleceğin ihtiyacıdır. Rüyalarımdan birisi istanbul'u tekrar 10'uncu yüzyılın Bağdat'ı gibi dünya tıbbının merkezi haline getirmektir. Ben buna inanıyorum. Ben yapmazsam başkası yapacak. istanbul'un böyle bir çekiciliği var. Önümüzdeki 20-30 yıl içinde uygarlık merkezi New York ve Londra olmaktan çıkacak. Uygarlık kuşu iki yere konabilir: Bombay ve istanbul..."

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz