"Keşke daha çok çalışsaydım"

Sanko Holding Onursal Başkanı ABDULKADIR KONUKOĞLU, iş hayatında 50 yıl önemli bir mücadele verdi. 93 yılından itibaren grubun başkanı olarak şirketin 3,7 milyar dolarlık bir hacme taşınmasında en kritik rolü oynadı. Tüm bunları yaparken 3 çocuğu ve eşine gereken zamanı ayıramadı, sınırlı bir sosyal hayatı oldu ve 67 yıllık yaşamında sadece 3 kez tatile çıktı. Ancak bugün 50 yılı değerlendirdiğinde özel hayatına ilişkin bir pişmanlığı yok. Aksine, “Keşke biraz daha çok çalışsaydım diye düşünüyorum. Böylelikle yeniliğe daha çok adapte olurdum” diyor.

2.09.2015 11:20:220
Paylaş Tweet Paylaş
"Keşke daha çok çalışsaydım"
Anadolu’nun en etkili iş insanlarından Abdulkadir Konukoğlu, geçtiğimiz yıl 3,7 milyar dolarlık aile şirketinde başkanlık koltuğunu kardeşi Zeki Konukoğlu’na devretti. Ancak emekliye de ayrılmadı. Bugün grubun onursal başkanlığının yanı sıra birçok sivil toplum örgütünde aktif olarak çalışmaya devam ediyor. Başkanlıktan ayrılma kararını 15 yıl önce verdiğini belirten 67 yaşındaki Konukoğlu, belirli bir yaşa geldikten sonra gençleri öne sürmek gerektiğini savunuyor. “Ben de tüm bunları düşünerek bu kararı aldım” diyor. Konukoğlu, 50 yıllık deneyimiyle artık grupta bir gözlemci ve tavsiyeci konumunda. Kardeşi Zeki Konukoğlu’nun performansından da oldukça memnun. “Zeki Bey’in performansı benden daha iyi. Çünkü daha genç ve yabancı dili var. Daha sistemli çalışıyor, her şeye daha çabuk adapte oluyor. Bizimkisi çantadan yetişme bir yöneticilikti” diye konuşuyor. 
İş dünyasının duayen isimlerinden Sanko Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, başkanlıktan ayrılma kararını nasıl aldığını ve iş dışı yaşama bakışını Capital’e şöyle anlattı: 
* Onursal başkanlığa geçme kararını nasıl aldınız? 
* Bu kararı 15 yıl önce verdim. Genelde aile şirketlerinde babalar ya da şirketlerin başındaki ağabeyler, ölünceye kadar yönetimi bırakmıyor. Öldükleri zaman şirkette bir karmaşa ve kopuşlar başlıyor. Bir baba ya da şirketin başındaki ağabey belirli bir yaştan sonra örneğin 65’ten sonra şirketten ayrılır ve gelen gençlere yol gösterirse, o şirket daha çabuk büyüyüp gelişiyor. Ayrıca insanlar belli bir süre sonra sanki hep aynı çember içinde dönüyor ve yenilikleri aramada işletme körlüğü başlıyor. Zaten belirli bir yaşa geldikten sonra gençleri öne sürmek lazım. Ben tüm bunları düşünerek bu kararı aldım. Sadece holding başkanlığından değil Gaziantep Sanayi Odası’ndan da ayrıldım.
* Şu an neler yapıyorsunuz? Başkanlıktan ayrıldıktan sonra hayatınızda neler değişti? 
* Çalışma tempom arttı. Yine sabah 7:30’da kalkıyorum, 9:30’da büroma gidiyorum. Üniversite ve vakıf kurduk onun çalışmalarını yürütüyorum. Çeşitli sivil toplum örgütlerinde sorumluluklarım devam ediyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Tekstil Sanayi Meclis Başkanlığım devam ediyor. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nda (DEİK) yönetim kurulundayım. Sanko Holding’in bazı toplantılarına da gözlemci olarak katılıyorum. Sadece holdingin günlük işlerini bıraktım. 
~
* Peki tüm bu uğraşlarınız arasında en çok mesainizi ne alıyor? Gündeminizdeki en önemli konular neler? 
* Aslında tam bir gündem yok. Birlikte çalıştığım kuruluşlarda her şeyi konuşuyoruz. 
* Bu yeni tempo sizi zorladı mı? 
* Hayır, hiç zorlamadı. 
* Siz holdingde başkanlığa gelene kadar kaç yıl çalıştınız? 
* 31 yıl çalıştım. Holdingde toplam çalışma sürem ise 50 yıl. İlk zamanlar sabah 6’da evden çıkıyordum, 7’de iş başında oluyordum. Sabah 7’de vardiyalar değişirdi. Vardiya değişmeden işte olurdum. En az günde 16 saat çalışırdık. Şimdi artık sabah 9’da evden çıkıyorum. Akşam 7-8 gibi eve dönüyorum. Günde 10-11 saat çalışıyorum. 
* 20 yıl başkanlık yaptıktan sonra yönetimi Zeki Bey’e devrettiniz. Zeki Bey’in yönetimdeki performansını nasıl buluyorsunuz? 
* Çok güzel, hatta benden daha iyi... Çünkü, daha genç ve yabancı dili var. Daha sistemli çalışıyor, her şeye daha çabuk adapte oluyor. Bizimkisi çantadan yetişme bir yöneticilikti. 1963’te işe girdim. 50 yıl çalıştım. Devlet bile 25 yılda emekli ediyor, ben şimdiye kadar iki kez emekli olurdum. 
* Zeki Bey’le işle ilgili ne sıklıkta görüş alışverişinde bulunuyorsunuz? 
* Sordukları zaman görüş alışverişinde bulunuyoruz. Herhangi bir şey olduğu zaman hemen ararlar buluşuruz, telefon trafiği yaparız. Ama genelde iki ayda veya üç ayda bir genel toplantı yapıyorlar. O toplantılara katıl��yorum. Ben geçmişte yaptığım hataları yaptırmamaya çalışıyorum. Çünkü dışarı çıktığınız zaman kendi yaptığınız hataları daha rahat görüyorsunuz. 
* Keşke yapmasaydım dediğiniz neler var? 
* Yani zaman zaman oluyor ama şimdi söylemem doğru olmaz.
* Şimdi Zeki Bey’in işi hangi noktaya taşımasını bekliyorsunuz? 
* İleriye doğru gidiyor, gerileme yok. Zaten 4 yıl sonra Adil gelecek. 65 yaşına gelen danışmanlığa geçecek. 
~
* Hayatınızın 50 yılı çok yoğun bir tempoda çalışarak geçti. Bu tempoda ailenize zaman ayırabildiniz mi? 
* O biraz zor. Bizim hanımın babası da tüccar olduğu için ailelerimiz bu duruma alışık. Mecburen çok seyahatimiz oluyor. Evde oturarak iş yapılmıyor. Bu nedenle evde yatamadık, çocuklarımız ve torunlarımızla ilgilenemedik. Bir baba olarak benim yapmam gerekenleri hep hanım üstlendi. Hanım evde çalıştı, çocukları yetiştirdi, torunlarla ilgilendi. Benim eksikliğimi kapatmaya çalıştı, çünkü hanımın çalışmasına gerek yoktu.
* Kaç çocuğunuz var\
* 1966 yılında 18 yaşındayken evlendim. 49 yıllık evliyim. 3 çocuğum ve 10 torunum var. 
* Zaman zaman “Keşke biraz daha az çalışıp çocuklara zaman ayırsaydım” dediğiniz oluyor mu? 
* Yok, aksine keşke biraz daha çok çalışsaydım diye düşünüyorum. Böylelikle yeniliğe daha çok adapte olurdum. Benim için birinci iş sonra özel yaşam gelir. 
* Nasıl bir sosyal hayatınız var? 
* Çok iyi arkadaşlara sahibim. Biz tabandan geldik. 15 yıl işletmede çalıştım, işçilerle beraber yemek yedim, onlarla oturdum. Ben kahvehaneye giderim, halkla konuşurum. Yeri geldiğinde elli bir, tavla oynarım. Halkın içindeyim, onun için de İstanbul’da yokum zaten. 
* Hafta sonları neler yaparsınız? 
* Bizim tatilimiz en fazla cumartesi pazardır. Uzun zaman tatil beni sıkar, duramam. Cumartesi pazar da eğer yaz aylarıysa denize gitmeyi yeğlerim. Deniz olmazsa bazen İstanbul’a gelirim, işimi yaparım. Genelde ise pazar günleri öğlene kadar yatar uyurum. Kalktığım zaman TRT’deki kovboy filmlerini seyreder, kafamı boşaltırım Genelde kafayı silmeye çalışırım. 
~
Büyük bedel ödedim
ALACAĞIMIN ALTINI ÇİZDİM 

Futbolu uzaktan seyrediyorum, fiilen çalışmıyorum. Geçmişte futbol yöneticiliği yaparak büyük bir bedel ödedim. Alacağımın altını çizdim ve ayrıldım. Takımı birinci lige çıkardım. Bizim zamanımızda bugün olduğu gibi böyle paralar, yardımlar yoktu. 
HEP CEBİMİZDEN VERDİK 
O zaman 12,5 milyon dolar alacağım vardı. Alacağımı hibe ettim ve ayrıldım. Şimdi maşallah çok para yatırılıyor. Bugün birinci ligdeki kulüpler herhalde 25-30 milyon TL para alıyor. Bizim zamanımızda beş kuruş para veren olmadığı için hep cebimizden verdik. Anadolu takımısın sonuçta...

"Benim konuşmam da işim de halk tipi"
ZEKİ BEY DAHA SİSTEMLİ 

Zeki Bey benden daha sistemli çalışır. O İngiltere’de eğitim aldığı için onların sistemini aldı, benimki biraz halk tipi, benim konuşmalarım da işim de öyledir… Tabii iş, insanın aynasıdır. Burada mühim olan da o. Bunu ben tek başıma mı yaptım? Hayır. 
SON TUZ ÖNEMLİ 
Kardeşlerimle birlikte yaptım. Ama her zaman mutfaktakiler konuşulmaz, aşçıbaşı konuşulur. Yemek ne kadar güzel olursa tabii ki aşçıbaşının son attığı tuz önemlidir. Biz holdingi rahmetli babamdan teslim aldık. Babam 1994 yılında vefat etti. O günden bugüne de bir noktaya getirdik. 

"Hayatımda 3 kez tatile çıktım"
HANIMLA GEMİ SEYAHATİ 

Hayatımda 3 kez tatil amacıyla seyahate çıktım. Bir sefer hanımla gemi seyahatine gittik. O seyahatte Akdeniz gemisiyle Bremen’e kadar seyahat ettik. İkincisinde Amerika’dan adalara geçtik. Üçüncü seferde yine gemiyle Singapur’dan Kore’ye seyahat ettik. Ama iş gezisi olarak sayısını hatırlamayacak kadar çok yere gitmişimdir.
BİR TEK ALASKA’YA GİTMEDİM 
Bir tek Alaska’ya kutuplara gitmedim ama bir gün gideceğim. Alaska dışında gitmediğim yer kalmadı. Bu kez eşimle gidemem. Hanımın ayakları ağrıyor artık o Alaska’ya gidemez. Oraya arkadaşlarla bekar gideriz. Bir arkadaş grubum var. Antep’teki arkadaşlarla 15 günde bir bir araya gelir, toplanır yemek yeriz. Hem aile olarak toplanırız hem bekar olarak... 

"Eğitici emeklilik istiyoruz"
KİM GÜZEL KEBAP YAPIYOR?
Gaziantep’te kim güzel kebap yaparsa ona gidiyoruz. Hepsi arkadaşımız, o yüzden tek bir kebapçının ismini vermek olmaz. Örneğin İmam Çağdaş var, Küşneme var, Halil Usta var… 
ETİN EN GÜZEL TARAFI GELİYOR 
İstanbul’da olduğum zaman Kaşıbeyaz’a giderim, Boğaz’daki balıkçıları seviyorum. Zaten nereye gitsek bizi az çok tanıdıkları için etin en güzel tarafından getiriyorlar. 
EMEKLİLİK PLANIM YOK 
Tam bir emeklilik planım yok. Öyle eve git, kahvede otur şeklinde bir emeklilik bize olmaz. Biz böyle emeklilik istemiyoruz. Verimli bir emeklilik, ağabeylik yapabileceğimiz eğitici bir emeklilik istiyoruz. 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz