Köklü değişim

Son dönemde dev holdinglerin çoğunda, yola ilk çıktıkları işin payında düşüş var

1.10.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Köklü değişim
Koç ve Eczacıbaşı gibi büyükler, dede mesleklerini neredeyse tamamen terk etmiş durumda. Diğerlerinde de aileden kalan işlerin ağırlığı azalıyor. Boyner Holding, tekstille başlayan yolculuğuna organize perakendeyle devam ediyor. Jeneratör üretimiyle tanınan Kazancı Holding artık enerjide büyüyor. Finansal hizmetlerle yola çıkan Global Yatırım’da finansal hizmetlerin payı yüzde 10,7’ye düşmüş durumda. Özellikle tekstil kökenli Türk holdinglerinin, enerji, çimento, gıda gibi son dönemin gözde alanlarına yatırım yapması da dikkat çekici... BOYNER HOLDİNG, tekstille başlayan yolculuğunda ağırlığı bugün cirosunun yüzde 83’ünü oluşturan organize perakendeye vermiş durumda. Eczacıbaşı Holding, dede işi olan jenerik ilaç üretiminden çıkarak yapı ürünlerinde bölgesel güç olmak yolunda ilerliyor. Jeneratör üretimiyle tanınan Kazancı Holding artık enerjide büyüyor. İnşaatla yola çıkan Doğuş Holding ise finansın cazibesiyle bu alana daha fazla odaklanıyor. Onlar yalnız değil... Bugün Türkiye’nin önde gelen çok sayıda grubu, son yıllarda girdikleri yeni işlerde aldıkları mesafe nedeniyle “ilk işlerinin” ciroları içindeki payını hızla aşağıya çekiyorlar. Bu grupların önemli bölümünde ise enerji, gıda, perakende, finans gibi alanlara yatırım öne çıkıyor. Uzmanlara göre bu değişimin birkaç nedeni var. Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birim Başkanı Dr. Cüneyt Evirgen, bu portföy değişimini, yatırımların geleceğin sektörlerine göre şekillendirilmesi olarak yorumluyor. Yönetim danışmanı Ali Midillili’ye göre ise yeni sektörlere, özelikle de ilk işlerle sinerji yaratacak alanlara girmek holdinglerin riskini azaltıyor. En önemlisi sürdürülebilir kârlı bir gelecek sağlıyor. Bu gerçekleri gören Türk holdingleri de hem global rekabetin zorlu şartları hem geleceğin yeni sektörlerinin cazibesi nedeniyle portföylerini yeniden oluşturuyor, rotalarını yeni sektörlere çeviriyorlar.

Tabloyu görmek için görsele tıklayın.

PAYINI AZALTANLAR
Anadolu’nun önde gelen holdinglerinden Abalıoğlu da benzer bir değişim hikayesine sahip. Abalıoğlu Holding’in 2011 yılındaki 1,6 milyar dolarlık cirosunda, ilk faaliyet dalı olan tekstil grubunun payı sadece 63 milyon dolar.... CEO Dr. Faruk Güler, sanayileşme sürecinde bakırın önemli bir sanayi ara malı olacağını düşünmeleri sonucunda bu değişimi gerçekleştirdiklerini söylüyor. Bu öngörüyle iştirak ettikleri Erbakır, bugün holding işlerinin yüzde 80’inden fazlasını oluşturuyor. Yine tekstil ile yola çıkan Zorlu Grubu da geleceği beyaz eşya, enerji ve gayrimenkul sektörlerinde görüyor.~
Grubun 2010 yılında 7,1 milyar TL olan cirosunda tekstilin aldığı pay, yüzde 14 ile yaklaşık 1 milyar TL. Önümüzdeki dönemde daha çok enerji ve gayrimenkulde büyüyeceklerini söyleyen Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu, tekstili de odak sektörlerinden biri olarak sayıyor. “Şimdi bazı sektörleri derleyip toparlamanın iyi olduğunu düşünüyoruz. Odağı dağıtmak doğru değil” diye konuşuyor. En son YKM’yi satın almasıyla dikkatleri üzerine toplayan Boyner Holding, tekstilden çok portföyüne güç katan organize perakendede büyümeyi tercih ediyor. 50 yıldır perakende tarafına yatırım yaptıklarının altını çizen Boyner Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner, “Tekstil alanındaki ciromuz aslında büyük bir hızla artıyor. Ama perakende alanında da hızlı büyüme yaşadığımızdan ciro içindeki paylar değişim gösterebiliyor” diyor. Bu strateji kapsamında holdingin cirosunda yüzde 14 paya sahip olan tekstilin bu gücünü daha da kaybetmesi bekleniyor. MCT Genel Müdürü Tanyer Sönmezer, genç nüfusun büyüklüğü ve organize perakendenin hızlı gelişmesine dikkat çekerek Boyner Holding’in perakende yatırımlarını çok akıllıca buluyor.

Tabloyu görmek için görsele tıklayın.

3 SEKTÖRDEN KAÇIŞ VAR!
Payları azalan sektörlere bakıldığında tekstil, ilaç ve inşaattan bir kaçış olduğu göze çarpıyor. Kimya ve enerji yatırımlarıyla bilinen Akkök Grubu’nun ilk alanı tekstilin bugün portföyde payı sadece yüzde 4 düzeyinde... Tekstilde dev şirketlere fason üretim yaparak bugünlere ulaşan Eren Holding’de tekstilin payı yüzde 5’e düşmüş durumda. Eren Holding CFO’su Saffet Molvalı, “Tekstil yatırımlarımız son 15 yılda durdu. Bu konuda yeni yatırım da düşünmüyoruz” diyor. Bu değişimin nedeni, Türkiye’de tekstilde kârlılık oranlarının bugün yüzde 5 ila 10 arasında seyretmesi olarak görülüyor. Enerji ve iş gücü maliyetlerinin yüksek olması Türkiye’yi global rekabette geride bırakıyor. Değişimi doğal karşılayan İTHİB Başkanı İsmail Gülle, “Türkiye’nin neredeyse bütün büyük sermayesinin tekstil deneyimi var. Ama dünyada olduğu gibiTürkiye’de de yeni talep ve piyasalar oluşmaya devam ediyor. Bu ortamda gücü olan şirketlerin farklı alanlara yatırım yapmasından daha doğal bir şey olamaz” diye konuşuyor. Aynı şekilde ilaç sektöründe de en büyük alıcı devletin fiyat politikaları kârlılığı olumsuz etkiliyor. Jenerik ilaç üretiminden çıkan Eczacıbaşı Topluluğu’nun CEO’su Erdal Karamercan, ilaç sektörünün dinamikleri gereği, uluslararası oyuncu olmanın bir zorunluluk haline geldiğini vurguluyor. İnşaatta da pazar belli bir doygunluğa ulaşmış durumda. Bu yüzden inşaat alanında kurulan Doğuş Grubu’nun 2011 yılı rakamlarına göre bu işteki payı yüzde 9’da kalıyor. İnşaat şirketleri ellerindeki riski azaltmak için bağlantılı farklı alanlara yatırım yapıyor. Örneğin konut ve ofis projeleriyle adını duyuran Soyak da inşaatın portföydeki payını yüzde 50’ye çekiyor ve enerji, döküm ve çimento alanlarında büyüme planları yapıyor.

KÂRLILIK VE BÖLGESEL HEDEF

Peki hangi sektörler portföyde paylarını artırıyor? Neden bu sektörler tercih ediliyor? Yönetim danışmanı Hazım Ellialtı, bunun nedenini “Ana iş kolunda girişimciyi tatmin edecek kadar heyecan kalmaması ve daha hızlı geri dönüş sağlayacak yeni işlerde bulunma iştahı” sözleriyle açıklıyor. Son dönemde Türk iş dünyasında enerji, en cazip sektör olarak dikkat çekiyor.~
Jeneratör işiyle büyüyen Kazancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cemil Kazancı, enerjide geleceğin potansiyeline güvenerek elektrik üretimi ve satışı, doğalgaz dağıtımı, satışı ve toptan ticareti alanlarında dikey entegrasyonu tamamladıklarını ve bu alanda 2-3 kat büyüyeceklerini belirtiyor. Kipaş, Limak Holding, AGE, Zorlu Grubu ve Global Yatırım da enerjide gelecekte oluşacak kârın çekiciliğine kapılmış durumda. Kipaş Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Öksüz, “Biz holding bazında sektör çeşitliliğimizi artırmak ve enerji sektöründe karşımıza çıkan fırsatların verimliliğine inandığımız için enerji sektöründe yer aldık. Bu alanda devletin yenilenebilir enerji kaynaklarına alım konusunda sağladığı birtakım teşvikler var, bunlardan da faydalanmaya çalışıyoruz” diyor. Çimento, yapı ürünleri ve gıda gibi bölgesel güç olma imkanı veren sektörler de yatırımda tercih ediliyor. 2007’de jenerik ilaçtan çıkmanın ilk adımlarını atan Ec-zacıbaşı Topluluğu, 2008 yılında Alman Engers’i, Villeroy&Boch’un karo bölümünü ve lüks banyo mobilyaları Avrupa lideri Burgbad’ın çoğunluk hisselerini satın aldı. 2011’de de Rusya’da yıllık 3,2 milyon metrekare üretim kapasitesine sahip bir seramik fabrikası açarak bu alanda dünyanın en büyükleri arasına girmek istediğini net olarak gösterdi.

DUYGUSAL YATIRIMLAR DA VAR
Çimento alanında da Sanko Holding, Kipaş, Limak Holding ve Sönmez Holding’in iddialı hedefleri bulunuyor. Sönmez Holding Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez, Adana’daki yeni çimento fabrikası ile üreteceği 2 milyon ton çimentonun 1,5 milyon tonunu Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya ihraç etmeyi planlıyor, Limak Holding de Doğu Çimento Grubu ile Ortadoğu’daki ihtiyaçları karşılamayı ve Balkan ülkelerinde yeni fabrikalar kurarak bölgesel güç kazanmayı hedefliyor, AGE Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Selahattin Önen, gıda sektörüne hammadde sağlayan Asya markalarıyla Türkiye’de liderliğin yanında Avrupa, Amerika, Uzakdoğu ve Ortadoğu’da güçlü bir küresel oyuncu olmak için yatırım yaptıklarını belirtiyor. Yatırımlarda duygusal kararlar da etkili oluyor, Yönetim uzmanları Doğuş Grubu’nun en son girdiği yemek-eğlence sektörünün Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk’in hobisi olarak start aldığını belirtiyor, Benzer şekilde Kipaş Holding’in 2008’te faaliyete başlayan çimento yatırımlarının ardında da duygusal bir neden yatıyor, Öksüz, “Kahramanmaraş’ta bir çimento fabrikası kurmak, yönetim kurulu başkanımızın çocukluk hayaliydi, Türkiye’nin güçlenen, büyüyen bir ekonomiye sahip olması, bölgemizde ve komşu devletler Irak ve Suriye’de gelişen pazarlar bulunması bizi bu sektörde yatırım yapmaya yönlendirdi” diyor. Cüneyt Evirgen, “Patronlar kendi bebekleri gibi gördükleri işleri nostaljik olarak koruyabilir ya da hobi olarak gördükleri alanlara yatırım yapabilir. Bunu her zaman ekonomik olarak sorgulamak doğru değil, İşin portföydeki ağırlığına bakmak lazım. Bu işin payı yüzde 10’un altındaysa farklı tatminler ya da vefa için tutulabilir” diye konuşuyor.

PAY AZALTMANIN RİSKLERİ

Tabii alınan tüm bu stratejik kararların uygulanmasında belli sıkıntılar yaşanabiliyor. Management Center Türkiye Genel Müdürü Tanyer Sönmezer, holdinglerin değişim yönetiminde en büyük hatalarının insan kaynakları ve yönetim kapasitesinin oluşturulmasında olduğunu söylüyor. Aslında holding patronları da bu gerçeğin farkında... ~
“Biz azimli insanlarla çalışmayı severiz. Daha kapalı bir aile şirketiyken şu an çok sayıda profesyonel ekip arkadaşımız var. Yeni sektörlere girdikçe bu kaçınılmaz oluyor” diyen Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, insan kaynakları, holding ve diğer sektörler için ayrı organizasyon şemaları oluşturduklarını söylüyor. Kipaş Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Öksüz de Özdemir ile aynı fikirde... “Ekibimizi profesyonellerle donattık ve birçok işi onlara delege ettik” şeklinde konuşuyor. Ayrıca yönetim uzmanlarına göre yeni yatırımlara yönelen holdingler, mevcut ve ana getiriyi sağladıkları alanlarda müşteri memnuniyetinde de düşüş yaşayabiliyor. Buna bağlı olarak da uzun vadede pazar payı kaybediyorlar. Bu yüzden portföyde ağırlık değişimi söz konusu olduğunda bir değişim komitesi kurarak ve müşteriyi de içine alarak bir değişim modeli yaratılması öneriliyor. Yönetim danışmanı Hazım Ellialtı da değişim aşamasında farklı bir konuya dikkat çekiyor. Ellialtı’ya göre bir işin payını azaltırken maliyetler planlandığı kadar düşmeyebiliyor. Ellialtı, bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Çünkü maliyet hesaplama yöntemleri, işlerin birbirine geçtiği holdinglerde bir işten ayrılık duaımunda öngörülenden yüksek maliyet doğuruyor. Şirketler buna dikkat etmeli.”

İnşaat bizim için yeni

Boyner Grubu olarak asıl büyümemizi yurtiçinde gerçekleştiriyoruz. Ama fırsatları gördükçe yurtdışında da mağazalaşmalar oluyor. En son mayıs ayında Erbil’de Beymen mağazamızı açtık ve beklediğimizden de büyük bir taleple karşılaştık. 2011 yılında Altınyıldız’ın eski fabrika arazisinde Fer Yapı ile birlikte Istwest konut projesine başladık. İnşaat bizim için yeni bir alan. Ama yeni olmasına rağmen açıkçası inşaat sektörünü de çok sevdik. Bu alanda da Boyner Grubu farkı ile sektördeki mevcut koşullardan daha iyi, daha farklı bir hizmet verebileceğimizi gördük.

KUŞAK FARKIYLA PORTFÖYLER YENİDEN ŞEKİLLENİYOR
Daha yüksek kâr beklentisi

Eski işlerin ağırlığını yeni alanlara bırakmasının farklı nedenleri mevcut. Yönetim danışmanı Hazım Ellialtı, “Şirketler kendilerine iş yönetim bilgisi, sermaye ve itibar sağlayan ana iş kollarından zaman içinde sıkılıyor. Dikey entegrasyona ya da çok cazip gördükleri başka iş kollarına yöneliyorlar. Temel beklenti çok daha yüksek kâr beklentisi” diyor. Management Center Türkiye Genel Müdürü Tanyer Sönmezer, “Türkiye’de dünyada da olduğu gibi sermaye getirisinin önemi keşfedildi. Sermaye getiri oranı düşen ya da düşme eğilimi olan işlerde kârlı büyümenin zor sağlanacağından değişim zorunlu oluyor” diye konuşuyor.

Kuşak değişince
Sönmezer, “Tabii uzun dönemde kuşaklar arasında da farklı kararlar alınabiliyor. Yeni kuşak yeni alanlara ilgi duymaya başlıyor. Yeni kuşağın eğitiminden, dünya bilgisinden ve aile işinden bağımsız ikinci kuşak değişimleri görüyoruz. Birinci nesilde yapılan işle gönül bağı var. İkinci nesilde vefayla aynı işe devam etme isteği yüzde 50’lerde kalıyor. Üçüncü neslin ise dede mesleği umurunda değil” diyor. Msearch INAC Kurucu Başkanı Ali Midillili, son dönemde holdinglerin sinerji yaratmayan işlerden çıktığına dikkat çekiyor.~
“2000’lerde holdingler riski nasıl dağıtırız diye düşünmeye başladı. Birbirinden alakasız değil de birbirini tamamlayacak sektörlerde olalım mantığı gelişti. Aynı Ülker’in şeker, çikolata ve ambalajı üretme örneğinde olduğu gibi” diyor.

NİHAT ÖZDEMİR / LİMAK HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI
CİROMUZDA İLK ÜÇ ENERJİ, ÇİMENTO VE HAVAALANI OLACAK"
Hala inşaat lokomotif

Biz inşaat, enerji, çimento, havacılık, gıda ve turizm sektörlerinde faaliyet gösteriyoruz. Enerjide şu anda güçlü varlıklarımız bulunuyor. Ama bu varlıklar henüz yatırım aşamasında olduğu için cirodan en önemli payı yine inşaat sektörü alıyor. Diğer sektörlerde de yatırımlarımız hızla artıyor. Bu nedenle bu sektörlerdeki ciroların gittikçe artmasını bekliyoruz. Konsolide ciromuzdaki payları açısından bakıldığında yüzde 35 ile inşaattan sonra enerji ve yüzde 25 payla çimento sektörümüz yer alıyor. Yüzde 10 ile havaalanı sektörümüz ve yine yüzde 9 ile turizm de bu sektörleri izliyor. Kosova’da Priştine Havaalanı’nın yatırımı tamamlandığında havaalanı sektörü daha da yükselecek.

Enerjide çeşitleneceğiz
Enerji, yaşamak için çok zorunlu bir ihtiyaç. Türkiye’de hızlanan özelleştirme süreçleri ve büyümenin etkisi ile oluşan enerji açığı sebebiyle altyapı ve enerji alanına yoğunlaştık diyebiliriz. UEDAŞ ve ÇEDAŞ özelleştirmeleriyle birlikte elektrik dağıtımı alanına girdik. Enerji üretim faaliyetlerimizde ise öncelikle portföyümüzde bulunan jeotermal santralimizi de devreye alarak çeşitlilik yaratma arzusundayız. Ayrıca UEDAŞ ve ÇEDAŞ ile kazandığımız elektrik dağıtım tecrübesini de yurtdışına taşımak istiyoruz.

Yeni dağılım nasıl olacak?
Önümüzdeki 5 yılda en büyük pay altyapı yatırımları ve enerji grubuna ait olacak. Ortadoğu’daki ihtiyaç nedeniyle yatırım yaptığımız Doğu Çimento grubumuz gibi önümüzdeki yıllarda da Marmara Bölgesi’nde yeniden yapılanma hedefleri doğrultusunda Batı Çimento’yu büyütmeyi hedefliyoruz. Çimento tarafında organik büyümemiz var. Yurtdışında özellikle Balkan ülkelerinde yeni fabrikalar kurmayı, satın almayı da hedefliyoruz. Turizm sektöründe faaliyetlerimizi Kıbrıs’ta ve Mersin’deki otel yatırımlarımızla artırmayı planlıyoruz. Bunlara bakarak enerji, çimento ve havaalanı sektörünün ciro dağılımında ilk üçü oluşturacağını tahmin ediyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz