"Vakıfbank'ı 3 büyükten 1'i yapacağım"

Vakıfbank Genel Müdürü Süleyman Kalkan, önce müşteri sayısını artıracağını sonra da şubeleri ön plana çıkaracağını söylüyor.

1.07.2010 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
"Vakıfbank'ı 3 büyükten 1'i yapacağım"
Süleyman Kalkan, hem kariyer hikayesi hem kişiliği ile sıra dışı bir isim. Geçtiğimiz dönemde sürpriz bir atamayla Vakıfbank genel müdürlüğüne getirilen Kalkan, 27 yıllık bankacı. İş Bankası’nda başlayan kariyerinde, yine bu bankada teftişten kredilere pek çok alanda tecrübe kazanmış. Vakıfbank’ın başına gelmeden önce İş Bankası’nın Balmumcu şube müdürlüğünü yürüten Kalkan, teklifin Devlet Bakanı Ali Babacan’dan geldiğini söylüyor. “Teklif edilen görev, genel müdürlük olunca iş değişiyor. Kariyerinizde böyle bir görevi reddedemezsiniz” diye konuşuyor. Kalkan, gayet sakin ve mütevazı bir yönetici. Kendini “iletişime açık, kontrollü biri” olarak anlatıyor. Vak ıfbank’taki iddialı hedeflerini anlatırken de heyecanını sesine yansıtmamaya gayret ediyor. Oysa Mart 2010’da oturduğu genel müdürlük koltuğunda ilk 3 ayda pek çok değişikliğe imza atmış. İlk hedefini müşteri tabanını geliştirmek olarak açıklayan Kalkan, bunun için işe, şube deneyiminin de etkisiyle şubelerden başlamış. İlk 3 ayda şube sayısını 550’den 575’e çıkarmış. Yıl sonuna kadar 600, 3 yılın sonunda da 850 şubeye ulaşmayı hedefliyor. Vakıfbank’ın özellikle Anadolu’da çok kuvvetli olduğunu söyleyen Kalkan, yeni dönemde buradaki performansı koruyarak İstanbul’da da daha görünür olacaklarını söylüyor. Bankanın özellikle bireysel bankacılıkta güçleneceğine dikkat çekiyor ve ekliyor: “KOBİ bankacılığı ve kredi kartlarında yeni çalış- malar yapıyoruz. Ayrıca özel bankacılığa gireceğiz. Yurtdışında da yeni şubelerle büyümek hedefindeyiz.” Vakıfbank’ın yeni genel müdürü Süleyman Kalkan ile kariyer hikayesini, Vakıfbank’ın yeni dönemine ilişkin plan ve hedeflerini konuştuk:

CAPITAL:
İş Bankası’ndayken kendinizi bugün bulunduğunuz türde bir göreve hazırlıyor muydunuz?
- Ben aslında teftiş kökenliyim. İş Bankası’nda 10 yıl teftiş görevlerinde bulundum. Ardından, bireysel krediler departmanında müdür yardımcısı olarak göreve başladım. 1993’te tüketici kredileri departmanı kuruldu. Yeni gelişen bu bölümde pek çok yeniliği hayata geçirdik. İnanılmaz bir tempoyla çalışıyorduk. Ancak 1994 krizinde tüm işler durdu, faizler yükseldi. O dönemde kredi veremez olduk ve o bölümü kapattık. Ardından 1995’te, kurumsal ve ticari krediler departmanına bölge müdürü olarak geçtim. 2 yıl da o bölümde çalıştım. 1997’de sorunlu kredilerin başına geçtim. Arka arkaya krizler yaşanıyordu. Uzakdoğu krizi ardından Rusya krizi, 2000’de Türkiye’nin krizi derken, o süreçte bankanın alacakları ile ilgili olarak çok yoğun çalışmalar içinde oldum. Aynı dönemde Türkiye Bankalar Birliği’nde İstanbul Yaklaşımı çalışmaları başlatıldı, biz 5 kişilik bir ekiple bu projeye çalıştık ve ardından uygulamas ını da yaptık. Bankalar arasındaki görüşmeleri yürüttük. 2001-2003 yılları arası, bu yapı- landırma çalışmaları ile geçti. 2003 yılı sonunda şube müdürlüğüne geçtim. Bankacılıkta geçirdiğim 27 yılın son 6 yılı şube tarafındaydım.

CAPITAL: Peki tüm bu zorlu görevlerden sonra neden şubeye geçiş yaptınız?
- Bankacılıkta şube deneyimi avantaj olarak görülür. Bir yöneticinin şube deneyiminden geçmesi, daima artı olarak düşünülür. Benim görev aldığım şubeler, bankanın büyük şubeleriydi. 3 yıl Levent, ardından 3 yıl da Balmumcu şubelerinin başındaydım. Bunlar tüm Türkiye’de ilk 10 içinde yer alan ve büyük kurumsal, ticari ve bireysel müşterileri olan şubelerdi.

CAPITAL:
Banka genel müdürleri, genellikle genel müdürlükteki üst düzey yöneticiler arasından atanıyor. Sizin örneğiniz oldukça sıra dışı. Vak ıfbank genel müdürlüğü sizin için sürpriz oldu mu?
- Hayatınızın her döneminde belli tekliflerle karşılaşıyorsunuz tabii... Fakat İş Bankası’nda aidiyet duygusu çok yüksektir. İş Bankası çalışanı kolay kolay bankasını bırakıp gitmez. Ya iş hayatınızın başında, ilk 2-3 yılda, bankadan ayrılırsınız ya da emekli olana kadar kalırsınız. Fakat teklif edilen görev genel müdürlük olunca iş değişiyor. Kariyerinizde böyle bir görevini reddedemezsiniz. ~

CAPITAL:
Size teklif kimden geldi? Nasıl bir süreçten geçtiniz?
- Sayın Bakan Ali Babacan doğrudan çağırdı. Kendisiyle daha önceden bir tanışıklığımız yoktu, beni tanımak istediğini söyledi. Gittim, kendisiyle görüştüm. Tabii ki bu süreçte birileri muhakkak önermiştir, hatta birden çok isim beni önermiş olabilir, bilemiyorum. İlk görüşmelerde herhangi bir açıklama yapmadı, birkaç görüşmeden sonra görevi teklif ettiler. Ben de kabul ettim. Açıkçası dönüp de bana kim, kimler referans verdi diye sormadım.

CAPITAL:
Bugüne kadarki tecrübelerinizin, bugünkü görevinize nasıl katkısı oluyor?
- Kariyerimde bankanın dışında farklı iştiraklerde de görev aldım. Sigorta, inşaat, üretim ve faktoring şirketlerinin yönetimlerinde aktif görevlerde bulundum. En son Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nda (TSKB), yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptım. Ayrıca İş Bankası’nda “müşteri odaklı dönüşüm” adı verilen bir değişim çalışması başlatıldı. Bankanın tüm organizasyonunu yeniden yapılandıran bir çalışma yapıldı ve ben şube yönetiminde olmama rağmen bu çalışmalara aktif olarak katıldım. Ayrıca şubede de en iyi uygulay ıcılarından biriydim. Vakıfbank’ta göreve geldiğimde, burada da benzer bir çalışmanın başlatıldığını gördüm. Bugün İş Bankası’ndaki aynı konuları, tartışmaları Vakıfbank’ta da yapıyoruz. İş Bankası ve Vakıfbank zaten birbirlerinden çok ayrı işler yapmıyor. İki bankanın personel yapısı, aidiyet duygusu bile birbirine benziyor. Vakıfbank’ta da personel, girdiğinde buradan emekli olmayı düşünüyor. Banka personelini kendi içinde yetiştiriyor. Bu yönleriyle iki yapı birbirine benziyor. Doğrusu pek yabancılık çekmedim.

CAPITAL:
Sonuçta çok daha büyük ve karmaşık bir organizasyonun yönetimini üstlendiniz. Yeni görevinizde zorluklarla karşılaşmadınız mı?
- Başka bir kurumdan gelmiş olmam nedeniyle bankayı tanıma süreci önemliydi. Personeli, yapıyı ve şube teşkilatını tanımak için zamana ihtiyaç var. Geldiğimde pek çok atama yapmam gerekiyordu. Bu nedenle çok çalışanla görüştüm. Tanıma sürecine dair bir zorluk oldu, yoksa iş özü itibarıyla her bankada aynı...

CAPITAL:
Görevi kabul ederken kamu bankasına geçme yönünde bir tereddüdünüz oldu mu?
- Vakıfbank geleneksel anlamda bir kamu bankası değil. Kamu bankası denildiğinde akla Hazine’nin hissedarı olduğu banka geliyor. Vak ıfbank ise 1954’te özel kanunlara, özel hukuka uygun kurulmuş bir banka. Kamu gibi görünmesi, sermayesinin yüzde 60’ının Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olmasından kaynaklanıyor. Ama o hissenin de özünde, toplumun tüm hücrelerine yayılmış yüzlerce vakıf var. 

CAPITAL:
Göreve başladığınızda nasıl bir Vakıfbank buldunuz?
- Vakıfbank, aktif büyüklük olarak 5’inci sırada. Geçtiğimiz gün açıklanan Global 2000 şirket listesinde, 609’uncu sırada yer aldık. Büyük bir bankayız. Vakıfbank’ı bankacılık kültürü ve birikimi açısından çok iyi bulduğumu söyleyebilirim. 56 yıllık bir birikimi var. Bireysel tarafta çok güçlü olduklarını eskiden beri biliyordum. Ama göreve gelince, kamu bankac ılığında da inanılmaz güçlü bir banka oldu- ğunu fark ettim. Bütün kamu kurumlarıyla maaş anlaşmaları yapılmış. Büyük şehirlerde ve Anadolu’da, belediyelerle çalışma konusunda etkili. Kurumsal tarafta da güçlü, kurumsal büyük kredilerde aktif bir oyuncu. Ben kuruluş misyonuna uygun olarak Vakıfbank’ın özel tarafına vurgu yapmak istiyorum. Ama bunu, kamu bankacılığındaki üstünlüğünü de kaybetmeden gerçekle ştirmek niyetindeyim.

CAPITAL:
Sizce bankanın geliştirilmesi gereken tarafları neler? Ajandanızda neler var?
- Geliştirilmesi gereken ve benim de temel olarak yapmaya çalıştığım, müşteri tabanını geni şletmek. İlk hedefim bu. Şimdi yoğun şube açma faaliyeti içindeyiz. Ben görevi aldığımda şube sayısı 550 civarındaydı, şu an 575’e çıktı.~
 Yıl sonu itibarıyla bu sayı 600’un üzerinde olacak ve 3 yılda da 850 şubeye ulaşacağız. Bu yıl için yeni şube açılışlarına 50 milyon dolar yatırım yapacağız. 3 yıl içinde de 150 milyon dolar yatırımımız olur. Yeni açılan bir şube 14 ayda sonra kâra geçiyor. Marka için de yatırımlarımız sürecek. Daha önce bulunmadığımız yerlerde de müş- terilere ulaşacağız. Anadolu’da görece olarak daha güçlüyüz. Bazı şehirlerde pazar payı olarak ilk sıradayız. İstanbul’da varlığımızı güçlendirece ğiz, daha çok görünür olacağız. Ama tabii İstanbul’u geliştirirken Anadolu’daki üstünlüğü de bırakacak değiliz.

CAPITAL:
Başka hangi alanlara odaklanacaksınız?
- Bireysel tarafta, KOBİ bankacılığı ve kredi kartlarında da yeni çalışmalar yapıyoruz. Bu anlamda bankanın kârlılığını da artırmayı hedefliyoruz. Şu dönem yoğun olarak müdürlerle toplan ıyorum, çalışanların önerilerini almaya çalışıyorum. Ayrıca banka merkezini İstanbul’a taşınmayı düşünüyoruz. Bunu hem müşteri tabanımızı geli ştirmek hem finansın merkezinde olmak için istiyoruz. Aslında merkezimizin değişmesi için yasal süreci tamamlamamız gerekiyor. Ama biz aşama aşama pazarlama, satış, hazine ve özel bankacılık bölümlerinden başlayarak İstanbul’a taşınacağız. Belirlenen yerin arazi tahsisleri yap ılmış durumda ama biz inşaatın tamamlanmas ını beklemeyeceğiz. Bahsettiğim departmanları en geç 1 yıl içinde İstanbul’a getirmiş olacağız.

CAPITAL:
Vakıfbank’ı sektördeki 5’inci konumundan daha yukarı taşıma planınız var mı?
- Mart sonu itibarıyla kredilerimiz 36,5 milyar TL’ye, aktif büyüklüğümüz ise 69,5 milyar TL’ye ulaştı. Geçen yıl 1,2 milyon TL net kâr açıklamıştık. Kâr marjları daralıyor. Yine de geçen yılın net kârının altında kalmayacağımızı düşünüyorum. Kaynak maliyetini düşürmeye çalışıyoruz çünkü kârlılık önemli. Biz yeni şubelerimizle tabana yayıldıkça bunu başaracağımızı, yıl sonunda özellikle krediler alanında önemli artışlar sağlayacağımızı düşünüyoruz. Aktif büyüklükte 5’inci banka olmak azımsanacak bir pozisyon değil. Rekabet çok sıkı, çok iyi bankalar var. Benim hayalim ilk 3 içinde yer almak. Bu büyük çaba gerektiriyor ama uzun vadeli projeksiyon içinde hedefliyoruz.

“BANKAYA HAREKET GETİRDİM” NELER DEĞİŞTİ?
Bankada ilk iş olarak şubeler düzeyinde ciddi değişiklik yaptım. 3 yılın üzerinde aynı şubede görev yapanları değiştirdim. 3 yıl aynı şubede çalışmak işletme körlüğü oluşturabiliyor. Neredeyse 2006 yılı öncesinde göreve başlayanlardan yeri değişmeyen kimse kalmadı. İyi bir hareketlenme oldu. Böyle bir tazeleme yapmak gerekiyordu. Mevcut genel müdürlük organizasyonunda da bazı değişiklikler yaptım. Bazı yeni departmanlar kurdum. Sorunları tespit ettikçe başka değişiklikler de olacak.

ŞUBELER ÖNEMLİ
Bankacılıkta şubeler çok önemli. Bana göre genel müdürlük birimleri şubelere yardım ve destek için var. Ben her iki tarafta da bulunduğum için şubelerin durumlarını anladığımı düşünüyorum. Müşteri çok önemli. Dolayısıyla müşteri ile yüz yüze gelenler de önemli olmak zorunda. Vakıfbank’ta şubeleri kesinlikle öne çıkaracağım.

İLETİŞİME AÇIĞIM
İşim çok zevkli, heyecan verici… Zamanımı olabildiğince iyi kullanmaya çalışıyorum. Günlük 14-15 saatin altına düşmeyen bir çalışma temposuna sahibim. İletişim kanallarını açık tutmaya çalışıyorum. Sürekli toplantılarla da bunu vurguluyorum. Mayıs başında bütün şube müdürleri ile toplantı yaptık. _imdi bölge müdürleriyle tek tek konuşuyorum. Mizaç olarak sakinim, karşımdakini anlamaya çalışırım. Şikayetleri daima ciddiye alırım. Sabırlı ve kontrollüyümdür. Kolay kolay sinirlenmem. ~

VAKIFBANK NEREDE BÜYÜYECEK? KARTTA YENİ PLANLAR
Kredi kartı, gelişebileceğimiz önemli alanlardan. Yakın geçmişte 1,8 olan pazar payımız yüzde 3’e ulaşmış durumda. 2008’den bu yana sürekli artan bir ivme var. Bunu daha artırmayı planlıyoruz. 2011 yılı sonunda pazar payımızı yüzde 5’e çıkmayı hedefliyoruz. Emekliler de dahil 2 milyona yakın kişiye maaş ödüyoruz. Sadece buradan bile gelecek büyük bir potansiyel var.

ÖZEL BANKACILIĞA BAŞLIYORUZ
Özel bankacılık alanındaki çalışmalarımıza hız verdik. İlk etapta biri Ankara’da, ikisi İstanbul’da olmak üzere 3 şube açacağız. Yeni bir ekip kurduk. Bu yıl içinde Ankara şubesini açacağız. İzmir’de de bir kurumsal şube açma düşüncemiz var.

BİREYSELDE GÜÇLENECEĞİZ
Trendlere baktığınızda bankacılık bireysel alana kayıyor. Biz bireysel bankacılığı çok iyi biliyoruz, konut ve ihtiyaç kredilerinde öncü bankalardan biriyiz. Bu üstünlüğü müşteri tabanını genişleterek daha da geliştireceğiz. KOBİ tarafında daha fazla gelişme imkanı olduğunu düşünüyoruz. Tüm şubelere KOBİ portföy yöneticileri yerleştiriyoruz. Ticari Atılım Merkezi (TAM) adını verdiğimiz yeni bir çalışma başlattık. Burada KOBİ’lere yönelik paket uygulamalar ve kampanyalar yapıyoruz.

FARKLI İŞLERDEN ÇIKIYORUZ
Bizim ana işimiz finans. Finansla bağlantılı olan, bu alanı destekleyen iştiraklerle yolumuza devam edeceğiz. Ancak finans dışı işlerimizden çıkacağız. Bazı şirketlerde hisselerimiz var, bu hisseleri elden çıkaracağız. Sigorta, faktoring, leasing işlerine devam ediyoruz.

YURTDIŞINDA YENİ ŞUBE
Yakın coğrafyada bazı ülkelerde bulunmak istiyoruz ve buralarda güçlü bir iş hacmi olacağını düşünüyoruz. Kuzey Irak, Erbil’de bir şube açmayı planlıyoruz. Suriye’de de bulunmak istiyoruz ancak orada temsilcilik şeklinde yer alacağız. Orada şu anda şube açmak için gerekli sermaye şartı 200 milyon dolar gibi çok yüksek bir seviyede, muhtemelen bu şart zamanla yumuşayacaktır. Bir de Kuzey Afrika ülkeleri Mısır, Cezayir ve Libya’ya bakıyoruz.

“BİREYSEL BANKACILIK ÇOK HIZLI GELİŞECEK” SEKTÖRÜN PERFORMANSI
Bankacılık Türkiye’de çok iyi bir performans gösteriyor. 2001 sonrası düzenlemelerle dersimize çok iyi çalıştık. Risk yönetiminde çok iyiyiz. Otoriteler de işi sıkı tuttu. Bu da sistemin selameti açısından iyi oldu. Bugün Türk bankacılık sistemi olarak Avrupa’da örnek gösteriliyoruz. Yaşadığımız kriz, global bir finans kriziydi ama Türkiye’ye farklı yansıdı. Bizde finans tarafı çok sağlam durdu.

KREDİLERDE KÂR SÜRECEK
Sektörde fiyat endeksli yoğun bir rekabet var. İş, bazı alanlarda para kazanılamayacak noktaya kadar gelmiş durumda. En basiti maaş promosyonlarını düşünün… Yeni dönemde rekabetin daha da yoğun olduğu bir ortama giriyoruz. Bireyin çok güçlendiği bir noktaya gidiyoruz. Maaş promosyonlarında bile giderek bireyler daha fazla öne çıkacak, maaş aldıkları bankalarını kendileri belirlemek isteyecek. Bireysel alanda özellikle kredilerde hala gidilecek kârlı bir alan var.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz