Yeni seçim stratejisi

Seçim öncesi yükseliş beklentisiyle portföylerde mutlaka hisse bulundurulmasını tavsiye ediyorlar.

1.05.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Yeni seçim stratejisi

ERKAN BİLGÜN / GARANTİ PORTFÖY, LİKİT, EMEKLİLİK VE YATIRIM FONLARI KOORDİNATÖRÜ

"1.50 DOLAR/TL'DEN ALTIN ALINABİLİR"

Hareket nelere bağlı?

Altının Türkiye'deki fiyatı, yurtdışı piyasalarda belirlenen altının dolar cinsi ons fiyatı ile dolar-lira kurunun çarpımından oluşuyor. Altının dolar cinsi fiyatının belirlenmesinde, yurtiçindeki talep koşullarının etkisi az. Daha önemli olabilecek konu, içerideki gelişmelere bağlı olarak dolar/TL kurunun alabileceği değerlerdir. Seçimler öncesinde özellikle mart-nisan ayı içerisinde hisse ve bono piyasasına yabancı ilgisi, dolar/TL kurunda aşağı yönlü bir etki yarattı. Merkez Bankası'nın cari açığı kısıtlama yönünde atacağı adımlar ise sonrasında belirleyici olacak. Döviz mevduatlarda munzam artışı ya da munzam kapsamının genişletilmesi, dövizde yukarı yönlü bir hareket yaratabilir.

Mb'ler etkili olacak
Yurtdışında bir taraftan Avrupa'nın borç sorunları, bir taraftan bol likidite düşük faiz ortamının yarattığı enflasyon endişeleri, altın fiyatını destekliyor. S&P'nin ABD'nin not görünümünü negatife çevirmesi de riskten kaçınan paranın altına yönelmesine neden oldu ve altın 1,500 dolar/ons sınırına kadar geldi. Bundan sonrasında altın için izlenecek ilk önemli gelişme, Avrupa, Çin ve ABD merkez bankalarının faiz konusunda atacağı adımlar olacak.

Bol likitide sürecek
Avrupa Merkez Bankası geçen toplantısında faizi 0,25 puan arttırmıştı. Ancak bunun bir faiz artırımlar dizisi olmadığına dikkat çekmişti. Çin ise yavaş yavaş hem munzam hem de faiz artırımları uyguluyor. ABD'de ise faiz artırım beklentileri, ağırlıklı 2012'ye sarkmış durumda. Bu gelişmeler, piyasalarda daha uzun süre bol ve ucuz para bulunabileceği beklentisi yarattığından, altın bu dönemde de gözde olmaya devam edecek. Ancak bu politikalarda ani değişim, merkez bankalarının çıkış stratejilerini ciddi şekilde uygulamaya başlamaları, altın için risk oluşturacak.

Hangi seviyeden alınabilir?
Altının son hareketinden sonra 1,460 ve 1,410 dolar/ons destekleri, yeni alım için değerlendirilebilir. Yine altına yatırım yapmak isteyen yatırımcıların, dolar/TL'ye de dolaylı yoldan yatırım yaptıklarını tekrarlayarak altın, altın fonu gibi ürünlere girerken kurun seviyesine de dikkat etmesi gerekir. Çok değer kaybetmiş kur seviyelerinden yeni pozisyona girmek, altında beklenen hareket olsa bile TL bazında aynı kazancı elde edememeye neden olabilir. Bu nedenle dolar/TL'nin 1,50'lere yakın olduğu seviyelerden portföylere altına dayalı ürünler, özellikle altın fonları eklenebilir.

Enflasyondan korur mu?
Bu seviyelerde altının ana yatırım ürünü olarak değil, daha çok sabit getirili ürünlere enflasyon koruması olarak eklemekte fayda var. Orta seviyede risk alabilen bir yatırımcı için 12 yıllık bonolar, 3 ay civarı mevduatın yanında yüzde 20 altın ve 66.000-70.000 endeks seviyelerinde yüzde 20 hisse senedi fonları taşınabilir.~


BÜLENT TOPBAS / STRATEJİ MENKUL DEĞERLER FON YÖNETİCİSİ


"PORTFÖYLERDE MUTLAKA. HİSSE OLMALI"


İç gündem cari açık
Seçimler, piyasanın gündeminde eskisi kadar önemli olmayacak. Siyasi ve mali anlamda bir istikrar algısı var. İç gündemde ana kırılganlık olarak cari açık izlenecek. İhracatın ithalatı karşılama oranında ve cari açığın gayrisafi milli hasılaya oranında ciddi bozulmalar var. Uzak ihtimal olarak görülse de etnik siyasetin de bir fay hattı olarak potansiyelini koruduğunu düşünüyorum.

Gevşek para politikası

2008 krizi sonrasında başlayan MB'lerin gevşek para politikasının ne zaman sona ereceği önemli. Son gelen enflasyon rakamlarıyla MB'ler çıkış stratejilerinin işaretini verdi. Ancak şu anda ana merkez bankalarının politika faizleri, enflasyon gerçekleşmelerinin altında. Bu da finansal piyasalarda risk iştahını arttırıp bahar havası etkisi yaratıyor. İkincisi, aşırı gevşek para politikasıyla ekonomik aktiviteye bir ivme verildi, ama sürdürülemez gevşeme devreden çıktığı zaman ekonominin performansı düşebilir. Sürecin nasıl ilerleyeceğini büyük ölçüde Amerikan Merkez Bankası belirleyecek. Diğer bir gündem ise ana ekonomilerin borçluluk oranları ve Avrupa'nın borç krizi olacak. Bu sorunun da bir kırılmaya dönüp dönmeyeceği piyasalar tarafından yakından takip edilecek.

Hedef 71.500'ün üzerinde
Bütün bu fay hatlarına rağmen piyasanın beklediği gibi bir seçim yükselişi olabileceğini ve yeni zirve görebileceğimizi düşünüyorum. Zirve hareketlerde 71.500'ü geçebiliriz. Hiç hisse portföyü olmayanların adım atmaları için ya da uzun vadeli hisse pozisyonu almak isteyenler için 68.0001i seviyeler uygun. Olası kırılmalarda öncelikle 64.000 ve sonrasında 58.000 önemli destekler. Piyasalarda önemli kırılmalar olması durumunda 58.000 desteğini görebiliriz.

Düşük faiz destekliyor
Yılbaşında gelişmekte olan ülkelerden fon çıkışları oldu. İMKB'de de yabancı yatırımcılardan yoğun satışlar geldi. Ama paranın gideceği fazla yer yok. Büyük ekonomilerde politika faizleri, enflasyon gerçekleşmelerinin ya da beklentilerinin altında. Çıkış stratejileri tünelin ucunda gözükse de düşük faiz ortamı, uzun süre devam edecek. Bu yüzden reel varlıklar ve riskli enstrümanlara talep devam edecek. Bu doğrultuda en muhafazakar yatırımcının bile sepetinde hisse fon olmalı.

Banka ve gyo'ları öneriyoruz
TCMB'nin aldığı kararlar, bankacılık sektörünün kârlılığını düşürse de kredi talebi büyümesi yüzde 25'lerde olacak. Yani sektörde talep çok güçlü ve büyüme var. Marjlar daralsa da hacimler büyüyor. Son alınan PPK kararları da katılım bankalarını ve kalkınma bankalarını biraz avantajlı duruma getirdi. Bunlar da sektörden pozitif anlamda ayrışabilir. Bunun dışında sektörde fazla arz olmasına rağmen GYO sektörünü beğeniyoruz. Sektör genelde iskontolu. Portföyünde ve projelerinde potansiyel varlıkları olan iyi yönetilen ve değer yaratan GYO'lar seçimle birlikte ön plana çıkabilir. ~

BARIŞ HOCAOĞLU / GLOBAL PORTFÖY GENEL MÜDÜRÜ
"DÖVİZ DEĞİL TL TERCİH EDİLMELİ"

Dolar değer yitirdi
Likidite bolluğu ve düşük alternatif maliyet nedeniyle 2009 başından bu yana para ve sermaye piyasalarında umulmadık trendler gözlemlendi. Altın, gümüş gibi değerli madenler, tarım ürünleri, endüstriyel madenler ve hatta hisse senetlerinde ralliler görülürken döviz piyasalarında da sert hareketler oluştu. Özellikle rezerv para konumundaki ABD doları, bu ülkenin izlemekte olduğu niceliksel genişleme neticesinde risk alma iştahının azalmadığı dönemlerde diğer para birimlerine ve özellikle Euro'ya karşı değer kaybetti. Euro, dolar karşısında 1,20 seviyelerinden başladığı yükselişini 1,45-46 aralığına kadar sürdürdü.

Trend tersine dönmez
ABD'nin sahip olduğu çifte açıklar (Bütçe dış ticaret) ve uyguladığı niceliksel genişleme, bu trendi destekliyor. Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) enflasyonu büyümenin daha önünde bir tehdit olarak görmesi ve bu nedenle uyguladığı politika da Euro'nun değer kazanmasını sağlamaya yönelik etkide bulunuyor. Kısa vadede ABD'nin çifte açıkları, uyguladığı para politikaları ve enflasyon beklentilerinde bir değişiklik olmaması durumunda en azından bu trendin tersine dönmesi için bir neden yok. Ancak belirttiğimiz hususlarda ortaya çıkabilecek bir değişiklik ya da risk alma iştahını etkileyebilecek ani bir gelişme, carry trade dövizi olarak kullanılan ABD Doları'nın değer kazanmasına, mevcut trendin değişmesine yol açabilecek.

Değer kaybı olabilir
Türkiye'de Haziran 2011 içerisinde yapılacak genel seçimler öncesinde özellikle TCMB'den bir faiz artırımı beklenmemesi nedeniyle TL'nin değer kaybetmesi bu dönemde zor. Ancak yapısal hale gelmiş bir cari açık, Türk ekonomisi ve TL'nin önündeki en büyük risk. Cari açık ile tek başına mücadele etmekte olan Merkez Bankası'nın bu yönde uyguladığı politikaların netice vermemesi durumunda, 2011 sonu-2012 başlarında TL'de hızlı bir değer kaybı yaşanabilir.

Getiri sağlamanın şartı
Döviz enstrümanlara yatırım yapan ya da DTH sahibi yatırımcılar, döviz kurunun temel olarak bir yatırım aracı değil iki ülke parasının birbiri karşısındaki değerini ifade etmekte olduğunu bilmeli. Yine faizi düşük olan paranın (TL karşısında/ABD Doları'nın), diğer ülke parası karşısında çok uzun vadede reel getiri sağlamasının zorluğunu anlamalı. Bu nedenle konjonktürel olarak gerçekleşen parite hareketlerinde alıcı ve satıcı olmayı bilmek, kur farkından reel getiri sağlamak için şarttır.

Hızlı hareket dönemi
Seçimlere gidilirken dünyadaki likidite bolluğu da göz önünde bulundurularak TL enstrümanlardan oluşan bir yatırım stratejisi, yatırımcılara reel getiri vaat ediyor. Yatırımcılar portföylerinde yüzde 20-30 aralığında selektif sanayi şirketlerinden oluşan bir hisse senedi sepeti bulundurabilir. Dünyada, çok büyük bir finansal krizin ardından gelen bir dönem yaşanıyor. Yatırımcılar, risk almakla birlikte hızla hareket etmelerini gerektirebilecek bir ortam içersinde olunduğunu bilmeli. Bu nedenle güçlü destek noktalarının kırılması halinde satış yapmalı.~


EMRAH AYRANCI / AK PORTFÖY FON YÖNETİMİ, MÜDÜR


"TL'YE YATIRIM YAPMAYA DEVAM EDİN"


Belirleyici politikalar
Siyasi açıdan tek parti hükümetinin devamı bekleniyor. Önümüzdeki süreçte içerde MB'nin politika faizi ve zorunlu karşılıklara ilişkin kararları, enflasyona ilişkin gelişmeler, bankacılık sektörü kredi hacmi ve buna bağlı iç talep, cari açığın seyri ve bütçe gerçekleşmeleri izlenecek. Yurtdışında FED ve ECB'nin parasal politikalarına bağlı olarak gelişmekte olan ülkelere yönelen fon akımlarının seyri, faiz cephesinde bu yılın en önemli gündem maddeleri olarak öne çıkacak. Bunların dışında petrol ve diğer emtia fiyatlarını etkileyebilecek tüm küresel gelişmeler, enflasyon görünümünü etkileyebileceğinden önem arz ediyor.

Ppk politikaları değişmez
Durmuş Yılmaz, 19 Nisan 2011 tarihinde MB Başkanlığı görevini Doç Dr. Erdem Başçı'ya devretti. 8 yıldır Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı ve Para Politikası Kurulu (PPK) üyeliği görevlerini sürdüren ve şu anda uygulanmakta olan politika bileşiminin mimarlarından olan Başçı'nın yönetiminde, MB'nin uygulayacağı para ve kur politikalarında önemli bir değişiklik olmaz. 2011 yılının ikinci çeyreğinde zorunlu karşılık oranlarındaki artış, sınırlı da olsa devam eder. İç talep ve enflasyondaki gelişmelere uyumlu olarak da 2011'in son çeyreğinde, politika faizinde 125 baz puanlık bir artırım bekliyoruz.

Gösterge faizin seyri
2011 yılı içerisinde gösterge faiz en yüksek yüzde 9,15 seviyesini test etti. Bu seviyenin, gerek MB'nin para politikasına ve enflasyona gerekse de küresel risk iştahına ilişkin tüm riskleri fiyatladığını düşünüyorum. Yılın geri kalan bölümünde gösterge faiz, bu seviyenin üzerine çıkmaz. Yılın ikinci yarısında MB'nin uyguladığı parasal sıkılaştırmanın kredi hacmi ve iç talep üzerindeki etkilerine ve enflasyon gelişmelerine bağlı olarak gösterge tahvilin yüzde 8-9 bandı içinde kalacağını düşünüyorum.

Yatırım stratejisi
Seçime kadar geçecek iki ayda, borsanın olumlu performans göstermesini bekliyoruz. Bu nedenle orta düzeyde risk alabilecek yatırımcılar, bu sürede portföylerinde sabit getirili enstrümanların yanı sıra hisseye de yer vermeli. Kısa vadeli faiz getirilerinden yararlanmak isteyen düşük risk grubundaki yatırımcılar için bankaların ihraç ettiği 6 ay vadeli bonolar cazip bir yatırım alternatifi. Daha uzun vadeli yatırım alternatifi arayan yatırımcılar için yüksek kredi kalitesine sahip şirketlerin ihraç ettiği 2-3 yıl vadeli ÖST'ler, 3 yıl vadeli sabit kuponlu devlet tahvilleri ve 10 yıl vadeli enflasyona endeksli devlet tahvilleri öneririm.

Yerli sattı, yabancı aldı
Küresel anlamda getiri arayışının sürdüğü ve reel faizlerin düşük seyrettiği 2011 yılının ilk 4 aylık döneminde, yabancı yatırımcıların TL'nin seviyesi ve getirisini cazip bularak, TL cinsi DİBS portföylerini yaklaşık 17 milyar TL civarında arttırdığını gözlemledik. Bir başka deyişle MB'nin uyguladığı parasal sıkılaştırma neticesinde doğan likidite ihtiyaçlarını karşılamak isteyen yerli bankaların yaptığı yaklaşık 12 milyar TL tutarındaki menkul kıymet satışı, yabancı yatırımcı tarafından karşılandı.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz