"Akıllı teknoloji değişimi geliyor"

Ayşegül İldeniz ile yeni görevini, hedeflerini ve geleceğin akıllı dünyasını ve akıllı ağlarını konuştuk...

10.02.2017 10:07:140
Paylaş Tweet Paylaş
"Akıllı teknoloji değişimi geliyor"
Hande Yavuz
[email protected]

AYŞEGÜL İLDENIZ’i yıllarca Intel’deki görevinden tanıdık. 5 ay önce sürpriz bir kararla akıllı teknolojiler alanının önemli şirketlerinden Silver Spring Networks’e COO olarak katıldı. Yeni işini, “Sürekli koşturduğum eski günlerime döndüm, sıfırdan yeni bir macera” diye tanımlıyor. Yeni dönemde akıllı teknolojilere, özellikle de “akıllı” şehirlere odaklanacağını söylüyor. Gelecekte lojistikten tarıma her şeyin akıllanacağının altını çiziyor ve ekliyor: “O kadar çok uygulama alanı var ki… Bunlardan elde edebileceğiniz verimliliği düşünebiliyor musunuz?”

Ayşegül İldeniz, Türk iş dünyasının uluslararası arenadaki en deneyimli profesyonellerinden… Dünya devi Intel’de 17 yıl önemli roller üstlendi. Intel’e yön veren birkaç kritik isimden biri oldu. 67 ülke ve 2,5 milyar dolarlık bir iş hacmini yönetti. Herkes onun Intel’de daha da üst noktalara çıkmasını beklerken o aldığı bir kararla kariyerinde farklı bir açılım başlattı. Silikon Vadisi’nin en parlak şirketlerinden Silver Spring Networks’te COO (operasyonlardan sorumlu başkan) görevini üstlendi. 750 milyon dolarlık piyasa değerine sahip olan Silver Spring Networks, enerji şebekeleri konusunda dünya lideri. Amerika’da 26 milyon aboneye hizmet veriyor. Halka açık bir şirkette görev almanın kendisi için heyecan verici olduğunu ve teklifi bu nedenle kabul ettiğini belirten Ayşegül İldeniz, “Her gün 4-5 saat uyuyup sürekli koşturduğum eski günlerime döndüm. Bu da muhteşem bir duygu… Yepyeni sıfırdan bir macera. Sorumluluğu çok büyük” diyor. İldeniz, şirketin rotasını da genişletmek niyetinde… Sadece Amerika ve Avustralya değil gelişmekte olan pazarlarda ciddi bir varlıklarının olduğu bir dünya planladığını söylüyor. Ayşegül İldeniz ile yeni görevini, hedeflerini ve geleceğin akıllı dünyasını ve akıllı ağlarını konuştuk.
* Intel’de 1998’den bu yana çeşitli ve çok önemli pozisyonlarda bulundunuz. Silver Spring Networks’e geçme nedenleriniz nedir?
 Silikon Vadisi çok dinamik ve çok heyecanlı bir ortam. Hiç durmadan yepyeni teknolojilerin doğduğu, geliştiği bir iklim mevcut. Herkesin birbiriyle teknoloji paylaştığı çok iyi bir atmosfer var. Farklı farklı heyecanlar yaşıyorsunuz. Açıkçası çok güzel bir olanak karşıma çıktı. 17 yıldan fazla Intel’de çalıştım. 67 ülke ve 2,5 milyar dolar yönettim derken artık halka açık bir şirketi yönetme fikri çok cazip geldi. Ben şirketin COO’su olarak görev alıyorum. Şirket 2002’de Silikon Vadisi’nde kurulmuş. CEO’dan sonra aktif olarak şirketi ben yönetiyorum. Silver Spring Networks, borsaya kote ve 4 yıldır halka açık. Kendi alanında, yani akıllı ağlar alanında Amerika’da 1 numara. Yüzde 50 pazar payına sahip. Özellikle enerji şebekeleri konusunda pazar payında 1 numara. Amerika’da 26 milyon aboneye hizmet veriyor. Aynı zamanda Avusturya pazarının yüzde 85’ine sahip. Batı Avrupa’da, Londra, Paris, Kopenhag gibi şehirleri akıllı şehir yapmış. Şu anda pazar değeri 750 milyon dolar.
* Intel’de çok önemli bir deneyiminiz var. Bu deneyiminizi buraya nasıl yansıttınız?
 Bölgeyi yönettiğim için benim en kolay yaptığım şey, geleceğe dair güzel bir vizyon çizmek ve çok hızlı şekilde organize olmak. Farklı ülkelerde ekipler kurarak buna başladım. Şirketi dönüştürmekle yükümlüyüm. Yani elimde çok belirli konularda faaliyet göstermiş ve belirli pazarlarda var olmuş bir şirket var. Onu çok hızla global bir şirket durumuna sokmam ve skalasını genişletmem gerekiyor. O anlamda ilk olarak kültürel transformasyonu yapmaya çalışıyorum, nesnelerin interneti vizyonuna alıştırıyorum. Akıllı şehir, akıllı aydınlatmayla başlamış olan faaliyeti çok daha yaygın çok daha başka kullanım modellerine genişletmek istiyorum. Lojistik, güvenlik gibi iş alanlarını genişletme planlarımız var. Önce bir direnç gösterme, sonra bunu anlama, vizyonu benimseme safhaları yaşanacak ve nihayetinde kültürel dönüşümü hayata geçireceğiz. Şimdi maceranın başındayım. Daha 4 ay oldu. İlk 1 yılı yerel ekipleri daha güçlü ve onları karar kılıcı hale getirme yılı olarak görüyorum. Bir de çok yeni iş alanları ve iş faaliyetleri açtığımız bir yıl olacak. Kültürel değişim 2-3 yıl sürer. Çok daha uzun dönemli insanların kalbini kazanmanız gerekiyor. Çok zevkli, çok heyecanlı. Aynı bölge başkanı olduğum zamanki ilk heyecanı hissediyorum.
* CEO’dan sonra COO olarak şirketi yöneteceğiniz bu göreve çok yeni geldiniz… İlk olarak karşılaştıklarınızdan bahseder misiniz? En önemli gündem maddeleriniz neler olacak?
 Şirket bugüne kadar akıllı ağ konusundaki çözümlerini hep enerji sektörü üzerine geliştirip kurgulamış. Son birkaç yıldır da akıllı şehirler üzerine kuruyor. Benim odağım o akıllı şehirleri yaygınlaştırmak ve var etmek. Birinci hedefim uluslararası açılım olacak. Yani farklı bölgeler, Asya, Orta Doğu, Doğu Avrupa gibi bölgelerde yaygınlaşacağız. İkinci hedefim de akıllı şehir çözümlerini çeşitlendirmek. Yani şu anda aydınlatma, trafik, güvenlik gibi farklı hizmetleri sağlıyor. Buradaki sektörleri genişletmek istiyoruz. Şu anda nesnelerin interneti dünyada çok konuşulan bir konu ama gerçekte yapan çok az şirket var. Bu ağların güvenilir olup olmadığı konusu ortaya çıktı. Biz yaklaşık 14 yıldır ağ geliştiriyoruz. Şu anda yüzde 99,9 güvenilir. Bunu yapabilen çok az şirket var. Bir şebekenin hiç durmadan ayakta kalacağını garanti ediyoruz.~* Sizin hedef kitleniz kim?
 Bizim hedef kitlemiz, belediyeler, elektrik dağıtım şebekeleri, gaz, su dağıtım şebekeleri ve şirketleri ve bununla birlikte de akıllı şehirleri var edebilecek birçok uygulama yapan her çeşit şirket.
* Akıllı şehir kavramından ne anlamalıyız?
 Nesneler üzerindeki sensörlerin veri toplayarak birbiriyle konuşur hale gelmesi demek. Her şehirde akıllı sayaçlar olacak. Bunlar akıllı şehirlerin temelini oluşturacak. Akıllı ağlar üzerinden iletişim kurulacak olan verilerle insanların hayatlarına kolaylık gelecek. Paris’te belediye ile birlikte çalışarak eski ama çok estetik olan lambaları bozmadan akıllı hale getirdik.
* Hangi pazarları hedefliyorsunuz?
 Amerika’da, Batı Avrupa’da, Avustralya’da, Asya’da Hindistan’da, Singapur’da varız. Singapur’u daha yeni kazandık. Singapur dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri. Altyapı itibarıyla tüm ağları, elektrik, su dağıtım şebekelerini ve aynı zamanda akıllı şehirlerini bizimle birlikte kuracaklarını açıkladılar. Gelişmeyi istediğimiz yerler, Orta Doğu, Türkiye ve Asya.
* Sizce gelişmekte olan ülkeler akıllı şehir uygulamalarına hazır mı? Örneğin İstanbul akıllı bir şehir olabilir mi?
 20 yıldır teknoloji sektöründeyim ve hep bu soruyla karşı karşıya kalıyorum. Teknoloji bizim gibi ülkeler için gerekli mi? Çok lüks bir şey midir? Bu sektörde de karşılaştığım yanıt hep aynı. Elbette hatta batılı ülkelerden daha fazla ihtiyacımız var. Çünkü, bizim çözmemiz gereken problemler çok daha karmaşık. Bunları basit bir hale getirebilmemiz gerekiyor ve verimliliğe herkesten daha çok ihtiyacımız var.
* Gelecek trendleri ne olacak? Yeni iş kategorileriniz bu trendlere göre ne olacak?
 2025’te 50 milyar akıllı nesnenin olacağı konusunu birkaç yıldır konuşuyoruz. 50 milyar akıllı nesne olduğu zaman McKinsey’nin araştırmasına göre nesnelerin interneti ile 11,1 trilyon dolarlık bir ekonomik etki bekleniyor. Bunun yaklaşık 1,7 trilyon dolarlık kısmı akıllı şehirlerden gelecek. Yani yaklaşık yüzde 15’i. Bu 11 trilyon dolarlık yeni ekonominin ortaya çıkması anlamına geliyor. Sadece akıllı şehirler gibi bakmayalım. Kurumların kendi mal ve hizmetlerini takip etmeleri çok daha kolay bir hale gelecek. Giyilebilir nesneleri düşünün. Orada biz insanlar aslında bu akıllı dünyayla iletişime geçmiş olacağız ve bizim biz olduğumuzu bilen akıllı binalar, akıllı araçlar ve sistemler olacak. Şu anda ilginç bir akım var. İnsanlar kullandıkça ödedikleri bir sisteme doğru gidiyor. Uber ile bir sürü talep edilmeyen uygulamaların ortaya çıkmasıyla insanların sadece kullandıkları şeylerin parasını ödediği bir süreç yaşanıyor. Arabaların da kiralık olduğu, 1 günlüğüne bir saatliğine kullandıkları bir hizmet. Bu akıllı sistemlerde her şey bir hizmet haline gelebilir. Paylaşım ekonomisinin çok ileri bir aşaması yaşanacak.
* Yeni iş kolları yaratacağınızdan bahsetmiştiniz. Burada hangi kategorilere gireceksiniz?
 Örneğin akıllı tarım… Toprağın neye ihtiyaç duyduğunu sensörlerle hiç durmadan ölçebilmeniz lazım. Hava kirliliğini ölçebilmeliyiz. Akıllı lojistik… Tüm malların envanterinin, malların dünyanın nerede olduğunu takip eden bir sistem. Akıllı perakende… O ürüne kaç kere dokunulduğu, o ürünün hızlı satılıp satılmadığını bilmek gerekiyor. O kadar çok uygulama alanı var ki… Bunlardan elde edebileceğiniz verimliliği düşünebiliyor musunuz?
* Gelişmekte olan pazarlardaki şirketlerle nasıl bir iş birliği halindesiniz?
 Bu kadar yıl gelişmekte olan pazarlarda iş yapmış bir insanım ve her çözümün o pazara uygun şekilde geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. O en doğru çözümü de ancak yerel iş ortakları bulabilir. Ben yaygın yönetime inanıyorum. Hiçbir şekilde Silikon Vadisi’nde oturarak olmaz. Dünyanın birçok yerinde ufak ufak ekiplerimiz var. Onların gücünü ve varlığını artırmamız gerekiyor. Benim ilk yapacağım şeylerden biri bu.
* Türkiye’nin ihtiyaçları nedir akıllı şehirlere dönüşümü gerçekleştirebilmesi için?
 Bir taşla bir sürü kuş vurabiliriz. O da güzel bir şey. Tam olarak zaten akıllı sistemlere geçmediğimiz için bana göre hepsini bir arada yapmamız lazım. Birbirleriyle konuşan bir sürü ağ meydana geliyor. Bu ağı her şekilde kullanabilirsiniz. Akıllı şebekelere geçerken bunu bir kerede yapıp akıllı şehirlere de kurmamız gereken sistemlere geçiş yapmamız gerekir. Önemli olan bu ağları Türkiye’de nasıl yaygın hale getirebiliriz. Sadece yüzde 1’i ya da yüzde 10’u akıllı sayaçlar kullanıldığında verimlilik oranları da kısıtlı kalabiliyor. Türkiye’nin akıllı şehirler, akıllı binalar ve akıllı objeler konularında bir an önce düşünmeye, kafa yormaya başlaması ve hızla harekete geçmesi gerekiyor.
* Gelecek 5 yılda büyümek istediğiniz alanlar, bölgeler neler?
 Hizmet sağladığımız alanları geliştirmek istiyoruz. Paylaşım ekonomisinde kullanıma dair ödeme yaptığınız ve ayrıca akıllı şehirlerin kullandıkça ödediğiniz hizmetlerin olduğu bir dünyaya gideceğine inanıyorum. Tüm ciromuzun o tarafa kayacağı bir gelecek hazırlamaktayız. Sadece Amerika ve Avustralya değil gelişmekte olan pazarlarda ciddi bir varlığımızın olduğu ve ciromuzun ciddi bir kısmının oralardan geldiği bir dünya planlıyorum.~VADİ’NİN EN POPÜLER MESLEĞİ NE?
EN HIZLI BÜYÜYEN DEPARTMAN

Şu anda Silikon Vadisi’nde en popüler meslek data analisti. Biz kendi içimizde analitik bölümü 3 yılda meydana getirdik. En hızlı büyüyen departmanımız o. Çünkü sadece verilere bakmıyoruz. Geleceğe dönük analiz de yapıyoruz. Yani geleceğe dönük şu tarihlerde elektrik ihtiyacının ortaya çıkacağı yerler şunlar, şu durumlarda böyle özel günlerde şu ihtiyaçlar çıkabilir diye tahmin yapabilirsiniz.
NÜFUS ARTIŞI
Nüfusun ve elektrik kullanımının da artmasına bağlı olarak problemlerin hangi tarihlerde çıkabileceğine dair geleceğe dair yorum yapılabilmesi en popüler konulardan biri. Akıllı şehirlerde de birçok şirketin çıkıp bu veriyi nasıl kullanabileceğine dair farklı farklı uygulamaları sağlayacak bir sistem kurması gerekiyor.

“AÇIK SİSTEMLER OLMALI”
HANGİ KONULARA KAFA YORMALIYIZ?

Akıllı şehirler, akıllı binalar ve akıllı objelere ülke olarak bir an önce kafa yormamız gerekiyor, çünkü bunu düşünen ve uygulayan İK yapımızın olması lazım. Herkesin kendi alanıyla ilgili Ar-Ge yapabilecek, verimliliği düşünebilecek yazılımcılara, planlamacılara sahip olması gerekiyor. Çünkü global rekabetten bahsediyoruz. Hep birlikte birbirimizle rekabet ediyoruz. Oradaki en değerli şey, beyin gücü. Bana göre geleceğin teknolojilerine bugünden yatırım yaparsak kullanan insan sayısı artar, biz de o zaman global arenada o şekilde rekabetçi olabiliriz.
“SATIN ALMAK EN BASİT ŞEY”
Bir teknolojiyi satın almak en basit şey. Kullanmak ve onu kullanabilecek insanlar yaratmak gerekiyor. O anlamda da bana göre standartların olduğu teknolojilerin tercih edilmesi gerekiyor. Açık sistemlerin var olması gerekiyor ki o şebekeyi kurduğunuzda herkese açabilmelisiniz. Silikon Vadisi’nin kalbi San Jose’de akıllı şehir uygulaması yapıyoruz. San Francisco’da sadece suç oranını takip eden ve şehrin tam olarak neresinde meydana geldiğini anında gösteren bir sistem var. Normalde belediye bunu yapmak istemeyebilir ama biri geliyor ve “Sizin bilgileriniz herkese açık ve ben bunu alıp hangi bölgelerde, hangi saatlerde ne gibi problemler meydana geldiğini uygulayan bir sistem yaratacağım” diyor.

AKILLI ŞEBEKELERİN KALKINMAYA ETKİSİ NEDİR?
2,5 MİLYAR DOLARLIK PAZAR

Teknoloji içermeyen, anında takip edilemeyen, anında gözlemleyemediğiniz sistemlerle her şeye hakim olabileceğiniz sistemler arasında tabii dağlar kadar fark var. Dünyanın birçok yerinde akıllı şebeke teknolojilerinin uygulandığını ve geliştiğini görüyoruz. Sadece Avrupa pazarı, bizim de dahil olduğumuz 2,5 milyar dolarlık bir pazar. Ülkeler, enerjiyi ne kadar artırabilirse ve enerji dağıtımını etkin hale getirebilirse kalkınmaları da bu ilerlemeye paralel ilerleyecek.
YÜZDE 12’LİK TASARRUF
Enerji tüketimi verilerine tüketicilerin anında ulaşmasıyla yaklaşık yüzde 12 tasarruf sağlanıyor. Navigan araştırma şirketinin raporuna göre eski şehir aydınlatmaları şehrin enerji bütçesinin yaklaşık yüzde 40’ını oluşturuyor. Akıllı aydınlatma sistemleri ile yüzde 52 ile yüzde 63 arası enerji tasarrufu sağlanıyor.
ÖRNEK ŞEHİRLER
Brezilya’daki uygulamada tek bir şehrin sadece faturalamasındaki verimlilikten 2 milyon dolar tasarruf sağlandı. Avusturalya’nın Victoria eyaletinde elektrik kesintilerini çok daha hızlı çözerek müşterilere SMS ve cep telefonu uygulamalarıyla haber vererek yılda 7 milyon dolar tasarruf sağlanıyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz