Başkan'ın Avrupa planı

Aziz Yıldırım ile Fenerbahçe'nin yakın ve geleceğe yönelik hedeflerini altyapı konusundaki planlarını konuştuk...

6.11.2015 14:35:030
Paylaş Tweet Paylaş
Başkan'ın Avrupa planı
Aziz Yıldırım, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanlığı'na 1998 yılında seçildi. 17 yıldır bu görevi yürütüyor. Ancak, spor yöneticiliği geçmişi 1990 yılına kadar gidiyor. Önce Fenerbahçe’nin yönetimine giren Yıldırım, ardından 1991-1992 sezonunda yönetim kurulu üyesi olarak futbol şube sorumluluğunu üstlendi. 15 Şubat 1998’de ise rakibi Vefa Küçük’le yarışarak kulübün başkanlığına seçildi. Yıldırım’ın görev süresine damgasını vuran ise 3 Temmuz 2011’deki “şike  davası” oldu. Dava kapsamında uzun süre cezaevinde kaldı, Fenerbahçe ise Avrupa kupalarından men edildi. Bu dönemde kulübün gelirlerinde azalma oldu. Gelir artırıcı önlemler için taraftarları kapsayan kampanyalar yapıldı. Ancak, “şike davasının” yeniden görülmeye başlanması, dava sürecine yönelik tartışmalar Fenerbahçe’de yeni bir dönemi başlattı. Geçen yılı sadece bir transferle kapatan Fenerbahçe, bu yıl içinde belki de tarihindeki en büyük transfer atağını başlattı. Türkiye’den ve yurtdışından sürpriz, büyük bütçeli transferler gerçekleştirdi. Spor sayfalarında görmeye alıştığımız Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, ilk defa bir iş ve ekonomi dergisine konuşurken, bu yeni stratejilerini de anlattı… Geçen yıl 1 transfer yapan takımın 2015’te atağa kalkmasının nedenini anlatırken, Fenerbahçe’nin yakın ve geleceğe yönelik hedeflerini, altyapı konusundaki planlarını da paylaştı:
*Siz spor yöneticiliğine başladığınızda Türkiye’de futbol ekonomisi ne düzeyde idi, Fenerbahçe’nin bütçesi neydi?
1990’ların sonundan söz ediyoruz. 1998 yılında futbol ekonomisi açısından sadece canlı yayın gelirleri, sınırlı sayıda forma reklam geliri ve çok düşük bilet satış geliri vardı. Örneğin, Fenerbahçe’nin o tarihte bütçesi 16 milyon dolardı. Bütçesinin yüzde 80’i canlı yayın gelirlerinden kaynaklanıyordu. Yüzde 20’si forma reklamı, bilet satışlarıydı. Forma gelirimiz 100 bin dolardı. Bünyemizde 80 kişi çalışıyordu, şimdi 1.300 çalışana ulaştık.
* Peki ne oldu da futbol ekonomisi bu rakamları aştı? Dönüm noktası ne oldu?
 Birincisi, Türk ekonomisi hızlı büyümeye başladı. Ekonomi, 1998’deki ekonomi değil. Ekonominin büyüklüğü, diğer kurumların da büyüklüğünü etkiliyor. Daha büyük ekonomi ve daha büyük şirketler, bütçeler var. İkincisi, spor kulüplerinde yeni bir kuşak yönetime geldi. Eski tip yöneticilerin yerini, zamanlarını daha çok kulüpte geçiren, dünyayı tanıyan, teknolojiyi izleyen, ekip çalışmasına inanmış yöneticiler aldı. Eskiden başkanlar başta olmak üzere yöneticilerin önemli bölümü kulübe sınırlı zamanda gelir, biraz vakit geçirir, giderlerdi. Burayı yönetmek için değil, bulunmak için gelirlerdi. Şimdi biz bütün vaktimizi burada geçiriyor, kulübü yönetmek için çaba sarf ediyoruz. Bütün yönetim kurulunu burada görmeniz mümkün. Hepimizin odası var, her zaman buralardayız, zamanımızı kulübe adıyoruz.
* Fenerbahçe’yi görevde olduğunuz sürece nereden nereye getirdiniz? Rakamları paylaşır mısınız?
 Fenerbahçe’nin bütçesi sadece 16 milyon dolar düzeyindeydi. Bütçesinin önemli bölümünü dışa ve ekonomik gelişmelere bağlı canlı yayın gelirleri oluştururdu. Şimdi 250 milyon dolar bütçeye ulaştık. Fenerbahçe’nin sponsor olmayan yeri kalmadı. Her tarafta sponsorumuz var. Olabilecek bütün olanakları değerlendirdik ve sponsorluk gelirini belli bir yere kadar getirdik. Bundan sonrası da bu yıl için mümkün değil. Bundan sonrası için ekonominin gelişmesi lazım. Türkiye’nin bugünkü koşullarında ancak bu kadar büyüklükte sponsorluk gelirine ulaşabiliyoruz. 2015 bütçemiz 250 milyon dolar. Türkiye daha hızlı büyüyor, şirket bütçeleri ve canlı yayın gelirleri artarsa, biz de o ölçüde büyürüz. Şu anda Fenerbahçe’nin çok sağlıklı bir gelir yapısı var. Batı Avrupa’da olduğu gibi biz de gelirleri yüzde 20’lik dilimler halinde oluşturuyoruz. Şu anda tablo şöyle: Yüzde 20 canlı yayın, yüzde 20 forma gelirleri, yüzde 20 stat hasılatı, yüzde 20 perakende satışları ve yüzde 20 diğer gelirler.~* Peki Fenerbahçe bu yıl birden atağa kalktı. Geçen yıl sadece bir futbolcu almışken, bu yıl yerli ve yabancı çok sayıda transfer yaptı, sponsorluk gelirleri hızlıca yükseldi. Ne oldu da bir yılda böyle bir strateji değişikliği yaşandı?
Bu sorunun cevabını vermek için 3 Temmuz sürecine bakmak lazım. Bu tarih Fenerbahçe için büyük bir kırılma noktası olmuştur. Aradan geçen sürede bu operasyonun etkileri nedeniyle Fenerbahçe istediği atağı gerçekleştiremedi. Çünkü üzerinde bu davanın baskısı ve etkileri vardı. Kulüp kendini rahat hissetmiyordu. Bu yıl itibarıyla 3 Temmuz’un etkilerini, baskılarını üzerimizden attık. Yeni bir atak başlatabileceğimizi, buna hazır olduğumuzu gördük. Bütün stratejilerimizi de buna göre hazırladık. Artık yapacağımız yeni atağın kulübe zarar vermeyeceğini anladık. Başta futbol olmak üzere diğer spor branşlarındaki hedeflerimizi buna göre yeniden gözden geçirdik. Bunun yanında stratejimizi yeni sponsorlarla da takviye edip ekonomimizi güçlendirdik ve yola çıktık. Bu dönemde çok sayıda sponsor aldık. Stadımıza Ülker’in adını verdik. Yandex ile anlaşma yaptık. Yurtdışında THY ile anlaşmamız oldu. Türk Telekom ile bir anlaşma yaptık.
* Fenerbahçe, bu transferlerle ve sponsorlarla ne hedefliyor?
 Sportif olarak daha başarılı olmayı hedefliyoruz. Başarı nedir? Bir yerde kupa kaldırmak istiyoruz. Bu da Avrupa hedefidir. Türkiye’de Fenerbahçe her zaman şampiyon olabiliyor. Bir yıl olmasa diğer yıl mutlaka olur. Bizim için önemli olan artık Avrupa’da kupa kazanmak. Şu anda da hedef budur. Avrupa’da bir kupa kaldırmak istiyoruz. Bunun için de hep beraber iyi bir çalışma içerisine girdik.
* Sponsorluklardan bir tanesi de Yandex, siz bu konuya sanırım diğer anlaşmalardan daha fazla önem veriyorsunuz… Neden?
Bu, büyük fırsatlar içeren bir anlaşma… Fenerbahçe, Yandex ile yaptığı anlaşmayla diğer sponsorluklarla 3 yılda kazanabileceği geliri sadece 1 yılda kazanabilir. Önü açık ve taraftara dayalı bir sponsorluk olacak. Taraftar, cebinden hiçbir şey çıkmadan, günlük bir ihtiyacını karşılayarak kulübüne gelir yaratabilecek. Yapacağı şey çok basit. Bilgisayar, tablet ve cep telefonuna Yandex’i indirecek ve bütün aramalarını oradan yapacak. Her arama da kulübe gelir getirecek. Bunun daha da önünü açabilmek için hep beraber çalışıyoruz.
* Yandex ne üzerinden ödemesini yapacak?
 Tamamen kullanıcı başı gelir sağlayacak. İndirtebilirsek, kullandırabilirsek başaracağız. Tamamen performansa dayalı bir anlaşma yapıldı. Bu anlaşma karşılığı forma reklamı verdik.
*Bugün 14 Eylül, kullanıcı sayısı şu anda nedir?
700 bin tekil kullanıcı var. Aşağı yukarı 500 bin browser indirildi. Ekim ayına girdiğimizde hem Android hem iOS’lar için uygulamalarımız da hazır olacak. Böylece mobil cihaz kullanıcıları uygulamaları indirip aramalarını yapacaklar.
*İndirme başı kazanımınız nedir?
Bizim anlaşmamız indirme bazlı değil. Ne kadar çok aranırsa o kadar para alacağız. Bunu devamlı kullandırmamız lazım.


~*Tam bir kazan kazan ilişkisi. Bu yıl yeni sponsorluklar da oldu bunun dışında. Nasıl görüyorsunuz gidişatı.
O kadar çok sponsor oldu ki, yeni sponsor alacak yer kalmadı neredeyse. Sürekli bakıyoruz ama sponsor açısından çok iyi yerdeyiz. Yandex’ten en az 30-40 milyon dolar arası gelir bekliyorum. Coca-Cola ile önemli anlaşma yaptık. Ülker ile stat adı anlaşması yaptık. İntegral ile yaptık. Bütün reklam sahaları sponsor doldu. Alabileceğimizi aldık. İlave yerde reklam koyalım dediğimiz zaman mecra yok.
*Diğer cephelerde, örneğin perakendede performansınız nasıl?
Fenerium yılda 100 milyon TL bütçeye ulaştı. 350-400 bin arası forma ve diğer malzemeler satılıyor. Fenerium’un 70 mağazası var ve büyük bir şirket haline geldi. Sponsorluk olarak bütün saha geliri var. TV bazen başa baş karşılıyor, bazen de biz açığı kapatıyoruz. Fenerbahçe TV’de kâr amacı yok. Kombine koltuk satışında çok başarılı bir düzeye ulaştık. Bugün itibarıyla 38 bin 350 kişilik kombine satış rakamımız var. Bu 82 milyon TL kombine geliri anlamına geliyor. Bu yıl Fenerbahçe maçları kazanırsa 100 milyon TL TV yayın gelirini de alacak. 10 bine yakın bilet satma potansiyeli söz konusu. Bunların yanı sıra UEFA geliri var. Ayrıca basketbol 5 bin kombine satıldı. Erkek ve bayan voleybolunda ve bayan baskette hepsini birleştirip kombine çıkardık ve 2 bin kombine sattık. Taraftar ilgisi bu yıl çok yüksek, onlara da çok teşekkür ediyorum. Yurtdışı göğüs forması sponsorumuz da THY. THY de tüm ulaşımı karşıladı. Bu da 3 milyon Euro tutuyor.
*Peki bu geldiğiniz noktada Batılı kulüplerin yaptığı, bizim yapamadığımız özellikle gelir anlamında sponsorluklar, uygulamalar var mı?
Batı ile Türkiye arasındaki fark, iki ekonomi arasındaki büyüklük ve gelişmişlik arasındaki fark kadar. Belli bir yere kadar geldik, bundan sonrası ülke ekonomisinin büyüklüğü ile ilgili… Belki forma satışında, sponsorlukta onlardan çok daha öndeyiz. Ancak parasal değer olarak onlardan gerideyiz. Bütün dünya kulüplerinde borç vardır. Değerlerinden çok borçlanmalar olur. Türkiye’de bu konuda da yanlış bir algı var. “Borçlu kulüp” diye eleştiriliyoruz. Her ülkede kulüpler borçludur. Ancak, Batı’da devlet belli destekler verir. Kulüpleri aynı zamanda bir tanıtım aracı olarak görürler. Real Madrid’in stadı en az 3 defa belediye tarafından satın alınıp kulübe verilmiş. Barcelona’ya da devlet desteği var. Manchester United da öyle… Avrupa’da kulüpler ya aile şirketine dönüşmüştür ya da bir ailenin, bir kişinin hakimiyetine geçmiştir. Bizde ise kulüpler toplumun malıdır.


~*Peki baktığınızda eksik olduğunuz bir şeyi görüyor musunuz?
Bir kere eksiklik devletle kulüpler arasında var. Medyanın yazdığı gibi kulüpler vergi ödemiyor değil. Gerçek vergi 10 TL ise sonra 100 TL’ye çıkarılıyor, en sonunda da indirip 10 TL’ye senden alıyor. Sonunda gerçek vergini ödüyorsun. Bunun yanında devlet tüm gelirlerine ortak olmuş durumda. Forma reklamı veriyorsun yüzde 10 alıyor, gişeden yüzde 7 alıyorlar.
* Eksiklik devletin futbola yaklaşımında diyorsunuz….
 Evet, Türkiye’de sorun devletin yaklaşımında. Devlet stat yapıyor, bunu oradaki kulüplere vermesi lazım. Dünyadaki tek protokol tribünü Türkiye’de var. Batı’ya gittiğinizde Başbakan yanınızda veya yakında bir yerde oturur. Bizde alakasız insanların girdiği bir protokol tribünü var.
* Gelecek için nasıl bir planınız var. Fenerbahçe için neler öngörüyorsunuz?
 Şimdi artık Fenerbahçe’nin futbol anlamında bir aşama yapması lazım. Kulüp amatör şubelerde elinden geleni yapıyor. Futbol anlamında bir kademe yukarı sıçraması lazım… Bunun için de Avrupa’da kupa kazanması gerekir diye düşünüyoruz. Aslına bakarsınız, bunun için de imkan var. Bu yıl da Fenerbahçe Yandex bunun en büyük destekçisi. Bizim bir kupa kaldırmamız lazım. Bunun için iyi oyuncular gelmeli.
* Peki şampiyonluk bu yıl gelir mi?
 Bu yılı bilemem ama eminim en kısa sürede gelecek.
* Teknolojiden bahsettik. Teknoloji Fenerbahçe’nin neresinde?
 Teknolojinin her noktasında Fenerbahçe var. Twitter, TV, sosyal medya ve akıllı stat... Bizim en büyük teknoloji işimiz Fenerbahçe Yandex. Biz her şeyi burada geliştireceğiz. Teknolojiden azami faydalanmaya çalışıyoruz. Global bir dünyada teknoloji her şeyin üstüne çıktı ve çok çabuk değişiyor. 1 saat içinde bir marka yaratıp diğerini çöpe atabiliyorlar. 
* Kulüplerin gelişmesi açısından bir tek engel devlet midir, başka ne yapılırsa Türkiye’de futbol ekonomisinin önü açılır?
 Siz Fenerbahçe’nin 250 milyon dolar olan bütçesini en fazla 300 milyon dolara çıkarırsınız. Avrupa’ya baktığınız zaman bütçeler 1 milyar dolarlar düzeyinde… Basit Avrupa takımlarının bütçeleri 400-500 milyon dolarlar düzeyinde dolaşıyor.
Bizim ekonomimizde ise 300 milyon doların üstüne çıkmak imkânsız. Devletin durumu ne ise kulüpler de aynı durumda olur. Bizi serbest bırakırlarsa da o zaman 2 kulüp daha çok ilerler, diğerleri fazla yol alamaz. Galatasaray ile biz bütçeyi yukarı götürebiliriz ama bu sefer de diğerleri daha aşağıya gider. Diğer insanları mutsuz etme pozisyonu olabilir, onu da ben tercih etmiyorum.
* Futbol ekonomisinde ne kadar para dönüyordur?  
En aşağı 500 milyon dolar yayın hakkı var, 2 milyar dolar diğer işler vardır.~“DEVLET SPORA DESTEK OLMUYOR”
Aziz Yıldırım, Türkiye’de hükümetlerin, belediyelerin futbola yeteri kadar destek olmadığı görüşünde… Tam tersine engel olduğunu düşünüyor. Bunu da şu örnekle anlatıyor: “Örneğin, Gençlik Spor Müdürlüğü’nün bugün futbol kulüpleriyle
hiçbir ilgisi yok. Bizim bu stadı bize 49 yıllığına, 80 milyon dolara kiralamışlar. Her yıl bu stat için 1 milyon 200 bin doların üzerinde ödüyorum ve her yıl yüzde 5 artış var. Sonuçta 79 milyon dolar gibi bir rakam oluyor. Devlet stadı bana kiraya veriyor. Önce kira alıyor. Sonra oynanan maçtan ve o da yetmiyor önümdeki forma reklamından vergi alıyor. Her şeyden pay alıyor. Futbol bilet satışından yüzde 18 KDV alıyor. Sinemaya gidiyorsun yüzde 8, burada yüzde 18. Bunların hepsinin düzenlenmesi lazım. İsterseniz size bakanlıklarla yazışmaların kopyasını da verebilirim. Onlar da bunu söylüyor ama çözülmüyor.”

MEHMET ALİ YALÇINDAĞ / YANDEX TÜRKİYE BAŞKANI
“GANA FUTBOL FEDERASYONU BENZER BİR PROJEYİ İSTEDİ”
AFRİKA’NIN EN SEVİLEN MARKASI
Yandex’in Türkiye’de Fenerbahçe ile yürüttüğü bu kampanya dünyada büyük ilgi gördü. Çeşitli ülkelerden açıp ‘Orada neler oluyor’ diye soranlar var. Örneğin geçtiğimiz günlerde Gana’dan aradılar. Gana Futbol Federasyonu’ndan resmi bir yazı geldi. ‘Bu projenin bir benzerini Afrika Kupası’nda yapın. Eğer bunu yaparsanız kısa sürede Afrika’nın en sevilen markası haline gelirsiniz’ diyorlar.
BÜYÜK YANKI UYANDIRDI Düşünün Afrika’ya kadar bu anlaşmanın yankıları ulaşmış. Bu konuda Yandex ile hemen görüşmek istiyorlar. Sadece Afrika değil, Rusya’da da büyük yankı uyandırdı. Belki Rusya dışında Yandex’in ilk defa yüzde 10 pazar payını ulaştığı ülke Türkiye olacak. Göreceksiniz, birkaç ay içinde bu konu Avrupa’da basının manşetine girecek. Başkan bu konularda gerçekten çok ileride… Konuya sahip çıktı, sıra şimdi taraftarda… Bu önemli bir konu… Dünyada ilk defa bir kulübün arama motoru oluyor. Üstelik büyük bir gelir kaynağı da yaratarak…

AZİZ YILDIRIM NASIL BİR YÖNETİCİ
24 SAAT YÖNETİM İŞ BAŞINDA

Yönetim olarak 24 saate yakın buradayız. Yalnız ben değil, bütün yönetim burada. Eskiden yönetici dediğinizde, buraya gelip muhabbet yapıp, zevk alan insanlar akla gelirdi. Ben de bu işe başlamadan bunun doğruluğunu düşünürdüm. Ama başladıktan sonra tüm mesaimizi buraya vermek gerektiğini anladık. Başka türlü başarı mümkün değil.
ORTAK KARAR ALIRIZ
Şu andaki tüm 15 yönetici aldıkları görev doğrultusunda işlerini yapıyor. Bu da demek oluyor ki beraber çalışırken kararları da ortak alıyoruz. Benim tek başıma karar vermem gerekmiyor. Herkes burada ve herkes bir işi yapıyorsa, karar hep beraber verilir. Karar ne zaman tek başınıza verilir? Kimse gelmez ve hep tek başınıza kalırsanız, o zaman verirsiniz. Biz o zamanları geçtik.
ÇALIŞKAN BİR YÖNETİCİYİM
Burada 1.300 insan çalışıyor. Her noktaya gidip kararı siz veremezsiniz. Öyle gözükse de veremezsiniz. Toplandığımızda herkes bir şey söyler, başkan olarak ben de söylerim ve o fikirler zaten birbirine yakındır. Oradan da bir sonuca varırız. “Bana nasıl bir yöneticisin” diye soruyorsanız, “Ben çalışkan bir yöneticiyim” derim. Ortak karar ile yönetirim. Ama son sözü de ben söylerim.


~MEHMET ALİ YALÇINDAĞ / YANDEX TÜRKİYE BAŞKANI
“İYİ SENARYODA 60 MİLYON DOLAR GELİR SAĞLAYACAK”
3 SENARYO VAR
Fenerbahçe ile yaptığımız anlaşmaya göre taraftarların Yandex’i hem bilgisayarlarına hem de mobil cihazlarına yüklemeleri ve arama yapmaları gerekiyor. Sadece yükleme yapmak, Fenerbahçe’ye hiçbir şey kazandırmaz. ıl oyu arama yapmaları gerekiyor. Ne kadar arama yaparlarsa Fenerbahçe o kadar gelir elde edecek. Gelir tarafında 3 senaryomuz var. Kötü senaryo, orta senaryo ve iyi senaryo ile yola devam ediyoruz. Şu anda yeni başladık. Bu haliyle giderse yıllık geliri 15 milyon dolar olur. 3 yılda Fenerbahçe’nin kazancı 45 milyon dolara ulaşır. Orta senaryoya göre yılda 30 milyon dolar, iyi senaryoya göre yılda 60 milyon dolar gelir elde edecek. Fenerbahçe’nin Yandex’ten elde edeceği gelir tamamen taraftarın elinde… İyi senaryoyu istiyorsa ona göre aramaya yüklenecek.
ANLAŞMANIN 3 AYAĞI VAR Yandex ile anlaşmanın 3 ayağı var: Kulüp, taraftar ve Yandex… Burada bence Aziz Yıldırım ve kulüp üzerine düşeni yapıyor. Başkan sokaklarda yürüyor, bankalara gidiyor, konferanslar veriyor. Taraftarlara ne yapmaları gerektiğini tek tek anlatıyor. Yandex olarak biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Kulüp ne istiyorsa onu sağlıyor, anlaşmanın gerektirdiği teknolojiyi onlara veriyoruz. Sadece bu proje için 150 mühendis çalışıyor. Kiev’de bu iş için bir bölüm oluşturulmuş durumda… Başkan ne diyor? “15 mi, 20 mi, 30 mu? Ne gelirse gelsin hepsini yıldız futbolcu transferi için harcayacağız” diyor… İşin doğrusu kötü senaryoda bile büyük para…

"GEBZE'DE DÜNYA ÇAPINDA BİR AKADEMİ YAPACAĞIZ"
YETERLİ SAHAMIZ YOK
Şu ana kadar Türkiye’de iyi bir altyapı organizasyonu yapılamadı. Bu sistemle de yapılamaz. Birincisi, ekonomik yatırım lazım, ikincisi tesis lazım, üçüncüsü eğitmen lazım. Ayrıca sporcu dediğimiz insan kaynağı da gerekli… Şimdi bizde Fenerbahçe’nin 2 tane sahası var. Altyapıdan oyuncu yetiştireceğim, spor okulları 4-5 bin kişi. Spor okullarında 17-18 bin çocuk var. Bunlar hem antrenman hem maç yapacak. Bu nedenle sahalar yetersiz. EĞİTMEN VE SPORCU TARAFI Bir de eğitmen tarafı var. Bizde futbol hayatını bitiren hemen antrenör olur. 1-2 yıl altyapılarda çalışıp, sonra camianın baskısıyla onu futbol takımında bir yere getirip yerleştirirsiniz. Ondan da bir şey olmaz. İnsan kaynağına, yani sporcuya geldiğimizde ise farklı bir tablo var. Başlangıçta buralarda gelir olmadığı için çocuklar yönünü spordan yana koymuyor. Baştan başlayıp ben bu işi yapacağım diyerek gidemiyor. Para kazanması lazım. Bunları çözmek gerek.
YENİ YATIRIM Bizim Gebze’de 100 dönüm arazimiz var. Bunun yanında 100 dönüm daha var, onu toplamaya başladık. Oraya 15-20 çim saha yapmayı düşünüyoruz. Fransa, Belçika, Portekiz gibi yerleri gezip, onların akademilerinin aynılarını getirip buraya kurmak istiyoruz. Arazi alımları tamamlanınca, dünya çapında bir akademi yatırımı yapacağız.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz