Başkan'ın yeni ajandası

TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran - Symes ile TÜSİAD'ın hedeflerini konuştuk

19.10.2015 14:31:450
Paylaş Tweet Paylaş
Başkan'ın yeni ajandası
TÜSİAD’ın yeni başkanı CANSEN BAŞARAN-SYMES, zor bir dönemde görevini üstlendi. İş
dünyasının beklentileri ve geleceğini kapsayan bir yapılanma ve program hazırladı. Öncelikler doğrultusunda, yönetim kurulunu da kapsayan görevlendirmeler yapıldı. Programın odağında “dijitalleşme”, “endüstri 4.0”, “rekabetçi ekonomi”, “kapsayıcı büyüme”, “kamu yönetimi” gibi kritik konular var. AB’ye üyelik süreci ise her zamanki gibi öncelikler arasında yer alacak. Başaran-Symes, hızlıca siyasi belirsizliğin aşılıp Türkiye’nin istikrara kavuşmasını istediklerini söylüyor ve ekliyor: “Türkiye için değil, dünya için de kritik bir dönemeçteyiz. Böyle bir ortamda yol almaya çalışıyoruz. Verimliliği ve üretimi artıracak, kırılganlığı azaltacak dönüşüm planlarının uygulamaya konulması şart.”

Cansen Başaran - Symes, Ocak 2015'ten beri TÜSİAD’ın kaptan köşkünde. 5 yıldır yönetiminde olduğu derneğin başına geçer geçmez, tempolu bir çalışmanın içine girdi. Başkanlık koltuğunda 8’inci ayını geride bırakırken, TÜSİAD’ın çalışma metodunda da önemli değişimlere imza attı. Masasında ise kapsamlı bir program var. Türkiye’nin ekonomik ve sosyal alanlardaki gelişimi üzerine odaklanan program, 9 farklı tema etrafında kurgulanmış durumda. “Sanayide dönüşüm: Endüstri 4.0”, “kapsayıcı büyüme”, “dijital ekonomi”, “bölgesel kalkınma” gibi ana başlıklar ise TÜSİAD’ın en önemli gündem maddelerini oluşturuyor. Tabii TÜSİAD’ın ajandası bu şekilde ilerlerken bir de Türkiye’nin her an yeni bir krize gebe siyasi gündemi var. Artan terör eylemleri, kurulamayan koalisyon, 3 TL’yi aşan kur ve erken seçim atmosferi, Başaran’ı karamsarlığa iten konular arasında. “Siyasi belirsizliğin uzamasının piyasalarda ne kadar sarsıcı bir etki yaptığını gördük” diyen Başaran-Symes, ekliyor: “Sarsıntı reel ekonomiye de yansıyor. Bu ortamda içeride ne tüketimin ne yatırımların artmasını bekleyebilirsiniz.”
Mevcut ortam sürdüğü takdirde büyümenin daha da yavaşlayacağını öngören Başaran-Symes’e göre ekonominin durgunluğa girme ihtimali bile var. TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran-Symes ile erken seçim tartışmalarını, iş dünyasının gelişmelere bakışını ve TÜSİAD’ın hedeflerini konuştuk:~Türkiye 1 Kasım’da erken seçime gidiyor. Öncelikle erken seçim ve kurulamayan koalisyon hükümetiyle ilgili değerlendirmeniz nedir?
7 Haziran seçimi sonrası beklentimiz, iyi müzakere edilmiş, Türkiye’nin kalkınmada, demokratikleşmede, rekabet gücünde önünü açan güçlü bir hükümet kurulmasıydı. Yüzde 95 temsil yeteneğine sahip yeni meclise giren dört partiden en az ikisinin bir hükümet kurmak için bir araya gelebilmesi gerekirdi. Bu hem seçmen hem iş dünyası açısından son derece doğal bir beklentiydi. TBMM’ye giren partilerimizin ülkenin ihtiyacı olan konularda somut politika uzlaşısına varmalarını dilerdik. Ama maalesef olmadı. Şimdi önümüzde yeni bir seçim takvimi var. Bunun vereceği sonuca göre yeni bir dengeyle karşılaşacağız. Seçimden çıkacak sonuç ne olursa olsun parlamentodan beklentimiz uzlaşma kültürüyle davranmasıdır.
Erken seçime iş dünyasının bakışı nasıl?
Siyasi partiler bir koalisyonda uzlaşamadıklarına göre erken seçime gitmek zorundayız. TÜSİAD olarak 7 Haziran sonrasında hızla bir koalisyon kurulmasını istediğimizi söylerken ekonomiye dair endişelerimizi, yapısal reformların yeni bir seçim süreciyle daha da ertelenmemesi gerektiğini, durumun aciliyetini özellikle vurgulamıştık. Bugün geldiğimiz noktada maalesef o zamanki uyarılarımızın haklılığına şahit oluyoruz. Siyasi belirsizliğin uzamasının piyasalar üzerinde ne kadar sarsıcı bir etki yaptığını gördük.
Türkiye’nin risk primi son 1,5 yılın en yüksek seviyesinde, döviz sepeti 3’ü aşmış durumda,
Merkez Bankası piyasalara ve faize yön vermekte zorlanıyor. Maalesef bu sarsıntı reel ekonomiye de yansıyor. Bu ortamda içeride ne tüketimin ne de yatırımların artmasını bekleyebilirsiniz. Küresel talep düşük ve bu yıl hem ihracat hem turizm büyük darbe yedi. Büyüme yavaşladı diye endişeleniyorduk, bundan sonra daha da yavaşlaması kaçınılmaz. Mevcut gidişatın devamı durumunda ekonominin durgunluğa girme ihtimali bile var.
Yani önümüzde son derece kritik bir dönem var…
Aslında sadece Türkiye için değil, dünya için de kritik bir dönemeçteyiz. Küresel dengelerin normalleşmesi sürecinde ciddi sarsıntılar yaşanıyor. Gelişmiş ülkelerin küresel ekonomiye yön verme becerisini yitirdiğini, küresel koordinasyon ve yönetişim eksikliğini fazlasıyla hissediyoruz. Biz böyle bir ortamda yol almaya çalışıyoruz. 2008 sonrasında ekonomi alanında reformların yavaşladığı açık. Verimliliği ve üretimi artıracak, ekonomide kırılganlığı kalıcı olarak azaltacak dönüşüm planlarının uygulamaya konulması şart. 7 Haziran seçiminin ardından TÜSİAD olarak iş dünyasını temsilen Ankara’da 4 parti lideriyle görüşmüştük. Tüm görüşmelerde hep aynı şeyi söyledik. Acil reform bekleyen konuların altını çizdik. Ama gelinen nokta ortada... Gelinen bu durumun hiçbir kesim tarafından arzu edilmeyeceği malumdur~*TÜSİAD’ın altını çizdiği bu acil reform konuları ve öncelikler neler?
Odaklandığımız 3 ana başlığı “demokratik standartlar ve kamu yönetimi”, “kalkınma ve sürdürülebilir büyüme”, “rekabet ve yatırım ortamı” olarak sayabilirim . Tabii ki olmazsa olmaz biçimde Türkiye’nin AB vizyonu var. Yeni oluşacak hükümetin acilen AB değerleri üzerinden yeni bir söylem geliştirmesi gerektiğine inanıyoruz. Hemen belirtmem gerekir ki terör ve şiddetin olağanüstü yaygınlaştığı bu ortamda, toplumun tüm kesimlerinin temel sorumluluğu, demokratik kazanımları koruyarak terörün her türlüsüyle ortak iradeyle mücadele etmek olmalı. Bu amaç doğrultusunda meclisten ve kurulacak yeni hükümetten beklentimiz, bu iradenin hayata geçmesine öncülük etmesi ve toplumsal barışın sağlanması yönünde somut girişimlerde bulunması. Toplumsal barış olmadan TÜSİAD çalışma başlıklarının ve iktisadi reformların bile elbette hiçbir anlamı olamaz.
*Siz başkan olarak hangi başlıklara yoğunlaşacaksınız?
Açıkçası çok detaylı çalışılmış kapsamlı bir programımız var. Hangi başkan olursa olsun TÜSİAD’ın tüm programlarında aynı temel vizyon vardır: Bütün faaliyetlerimizi Türkiye’nin ekonomik ve sosyal alanlardaki gelişimi üzerine odaklandırırız. “Sanayide dönüşüm: Endüstri 4.0”, “dijital ekonomi”, “bölgesel kalkınma”, “eğitim” gibi ana başlıklar bu dönemde de TÜSİAD’ın ajandasının en önemli maddelerini oluşturuyor. Bölgesel kalkınma konusunu çok önemsiyoruz ve bu konuyu her zamankinden daha fazla merkeze aldık. Hatta sonbaharda bir yönetim kurulu toplantımızı Van’da yapmayı planladık. Ayrıca her dönemde Türkiye’nin küresel rekabetteki tanıtımına katkıda bulunacak çalışmalar yapıyoruz. Öte yandan AB üyelik süreci TÜSİAD’ın önceliği olmayı sürdürüyor. Avrupa Birliği üyeliği yönündeki reformlara ve halihazırda bloke olan başlıkların açılmasına yeni dönemde öncelik verilmesini önemsiyoruz. Dolayısıyla bu süreci desteklemeye dönük çalışmalarımız kesintisiz devam ediyor.
* Tüm bu başlıklar nasıl bir organizasyon ve işleyişle ele alınıyor?
Burada yeni yönetim olarak önemli bir farklılık getirdik. Geçmişte her yönetim kurulu üyesi bir komisyondan sorumluydu. Yeni dönemde komisyonlar yerine yuvarlak masalar oluşturduk. 2015-2016 dönemi programımızın uygulanmasını TÜSİAD bünyesinde oluşturduğumuz 9 yuvarlak masa etrafında yapılandırdık. Yönetim kurulu üyelerinin yanı sıra yedek üyeler de geçmişe göre daha çok aktif rol almaya başladılar. Hatta bazı yuvarlak masalarda iki yönetim kurulu üyemiz birlikte çalışıyor. Yedek yönetim kurulu üyelerinin aktif katılımını çok önemsiyoruz. Aslında geçtiğimiz dönem buna başlamıştık. Bu yıl daha da entegre etmek üzere devam ediyoruz. Bunun ileriki dönemler ve yeni nesil yönetim kurullarının oluşması için de önemli olduğunu düşünüyorum.~Bahsettiğiniz 9 yuvarlak masa neleri kapsıyor? Hangi masa nelerden sorumlu?
“Sosyal kalkınma”, “bölgesel kalkınma”, “sanayide dönüşüm”, “hizmetlerde dönüşüm”, “girişimcilik”, “ekonomi politikaları”, “dijital ekonomi”, “sürdürülebilir kalkınma”, “küresel ilişkiler ve AB”. Özetle tüm temel konuları bu 9 ana faaliyet alanı etrafında çalışıyoruz. 9 ana tema için bir hayli emek koyduk. Bu çalışmayı yaparken geçmiş dönem çalışmalarından edinilen kazanımları daha ileri götürmeyi amaçladık. Türkiye’nin küresel düzlemde rekabet edebilir bir ekonomi olabilmesi için neler yapılabileceğini tekrar analiz ettik. Dünyada neler olduğuna, yeni trendlere baktık. Programımızın dinamiklerini aslında Türkiye’nin içinde bulunduğu durum, mevcut sorunları ve hedefleri belirledi. Hedefimiz “rekabetçi ekonomi” ve “kapsayıcı büyüme”.
“Kapsayıcı büyüme” derken tam olarak ne anlamalıyız? Biraz açar mısınız?
Büyüme bir araç olmalı, amaç değil… Bizler sadece büyümek için değil, müreffeh bir toplum için çalışmalıyız. Kaliteli bir büyümeye ihtiyacımız var. Büyümenin sürdürülebilirliği, büyümenin kaynaklarının genişlemesine, toplumun her kesiminin büyümede söz sahibi olmasına ve büyümeden pay almasına bağlı. Kapsayıcılıktan kastımız budur. Kapsayıcı büyüme uzun vadeli bakış açısı gerektirir. Kapsayıcılık fırsatları artırarak ve bu fırsatlara erişimi iyileştirerek olur. Fırsatları artırmanın yolu rekabetten, fırsatlara erişimi iyileştirmek ise hukukun üstünlüğü, iyi işleyen bir altyapı ve eğitim yatırımlarından geçer.
TÜSİAD’ın Anadolu’yu temsilde zayıf kaldığı, “İstanbul Kulübü” olduğu konusunda eleştiriler de var. Bu yorumlara yanıtınız nedir?
Bu algının tümüyle hatalı olduğunu düşünüyorum. Bölgesel kalkınma konusu, TÜSİAD olarak başkan yardımcısı seviyesinde ele aldığımız bir konu. Başkan yardımcımız Şükrü Ünlütürk, yönetim kurulumuzda önemli bir zaman ve emeğini tamamen bölgesel kalkınma konusuna odakladı. Kapsamlı biçimde çalıştığımız BORGİP (Bölgelerarası Ortak Girişim Projesi) buna önemli bir örnek. BORGİP, gelişmiş bölgelerdeki iş dünyası liderlerinin, gelişmekte olan bölgelerdeki iş dünyası liderlerine mentorluk yapması üzerine kurulu. Buradan çıkarılabilecek önemli başarı hikayeleri olacak. Özetle üyelerimizin ülke genelindeki dağılımı iktisadi faaliyetin ülke genelindeki dağılımına paralel.
~Bazı çevrelerce TÜSİAD’ın son dönemde güç kaybettiği de söyleniyor. Bu yeni çalışma dönemi bu algıyı kırabilir mi?
Öncelikle kurumumuzun faaliyetlerini ve Türkiye ekonomisine katkısını hiçbir zaman güç ekseninde değerlendirmedik. Kurumumuz hep etkili çalışmalar yaptı, yapmaya da devam edecek. Yine belirtmek isterim ki son 5 yıldır TÜSİAD’ın yönetim kurulundayım ve 3 ayrı değerli başkanla çalıştım. 1998’den bu yana da TÜSİAD üyesiyim. Hiçbir TÜSİAD üyesinin emeğini esirgemediğine, hepsinin büyük bir özveriyle çalıştığına şahidim. Ayrıca TÜSİAD’da 60 kişilik önemli bir beyin takımı var. Başkan olarak beni en çok heyecanlandıran şey “Bu kadar donanımlı bir ekip ve yılların birikimiyle Türkiye’ye olan katkımızı nasıl artırabiliriz” diye düşünmek ve çalışmak… Başkan olarak böyle bir sorumlulukla hareket ediyorum. Çünkü TÜSİAD’a katkı demek, Türkiye’nin gelişimine ve rekabet gücüne katkı demek.
Sizce Türkiye ekonomisinin en önemli sorunları neler?
Şu an için siyasi belirsizlik ve güvenlik problemi ön plana çıkıyor elbette ama daha uzun vadeli bakacak olursak en önemli sorun düşük büyüme hızıdır. Büyümenin önünde engel teşkil eden 3 büyük sorun, tasarruf-yatırım açığı yani iç tasarrufların düşüklüğü, beşeri sermayenin niteliği yani eğitimin niteliğindeki eksikler ve son olarak üretim süreçlerine AR-GE ve ileri teknoloji girdisinin sınırlı kalmasıdır. Öte yandan bütün bunların önünde gelen ve sürdürülebilir refahın temel taşıyıcısı demokratik standartların düzeyidir. Türkiye’nin mutlaka AB’ye tekrar odaklanması ve rotayı tekrar AB’ye çevirmesi gerekiyor. Tüm bu konulara çok daha fazla odaklanmalı ve geçmişteki kazanımlarımızı kaybetmeden daha ileriye yönelmeliyiz.

"SANAYİDEKİ KAYIP REKABETTEKİ ZAAFİYETİN NEDENİ”
SANAYİ İHMAL EDİLDİ Mİ?

Türkiye’de son dönemde sanayinin payı hakikaten ciddi biçimde düştü. 90’lı yılların sonunda sanayinin GSYH içindeki payı yüzde 32 iken son yıllarda yüzde 25 civarına geriledi. Sanayideki bu kayıp Türkiye’nin rekabet gücündeki zaafiyetin en temel nedeni ve aşılması gerekiyor. Son dönemde maalesef sanayinin büyüme sürecindeki rolü azımsandı. Sektörel veriler de bu tespiti doğruluyor. Sanayiye tekrar güç kazandırırken dünyada bu alanda yaşanan dönüşümü de dikkate almak gerekiyor.
ENDÜSTRİ 4.0 ÇÖZÜM
Gelişmiş sanayiler artık teknolojiyle üretim süreçlerini iç içe yapılandırarak küresel rekabet avantajı yaratma yönünde ciddi bir eğilim sergiliyor. Bence burada sadece sanayi değil, teknolojinin sanayide yapabileceği farklılıklara odaklanmak gerekli. Dolayısıyla biz “Sanayide Dönüşüm: Endüstri 4.0” programının ülkemiz için önemli bir rekabet avantajı sağlayacağını düşünüyoruz.
TÜSİAD’IN YENİ VİZYONU
Endüstri 4.0, kısaca TÜSİAD’ın önümüzdeki dönem için sanayide değişim vizyonunu özetliyor. Burada esasen küresel rekabet açısından ekonomik olarak yapmamız gereken dönüşümü odağımıza aldık. Basitçe anlatmak gerekirse, bilgi-iletişim teknolojileriyle makinelerin ve değer zincirindeki üreticilerin birbirine bağlı çalıştığı üretim modeli olarak tanımlanabilir. Burada ayrıca vaka çalışmalarına odaklanacağız. Buradaki katkımız Endüstri 4.0’a geçişte uygulama kılavuzları olacak. Bu konuda yurtdışındaki muadil örgütlerle sıkı işbirliklerine yöneliyoruz. Örneğin Almanya’daki muadil örgütümüz BDI’ın (Bundesverband der DeutschenIndustriee.V. - Alman Sanayileri Federasyonu) çok başarılı çalışmaları var.~TÜSİAD'DA GENÇLİK RÜZGARI
GENÇLER ÇOK İLGİLİ

TÜSİAD’da hem üye çeşitliliği hem yönetim kurulumuz açısından geçmişe kıyasla bir gençleşme söz konusu. Gençler TÜSİAD’a çok ilgili çünkü kendi geleceklerine ilgililer. Biz de gençlerin iş dünyasına katılımını çok önemsiyoruz. Bu ilgiyi daha iyi biçimde nasıl aktive edebiliriz diye bakıyoruz.
ÇALIŞTAYLAR SÜRECEK
TÜSİAD Gençlik Platformu’nu kurduk. İlk çalıştayımızı İstanbul’da yaptık. Mükemmeldi, bu bizi daha da yüreklendirdi. İlk çalıştaya 12 üniversiteden 26 temsilci katıldı. Bundan sonra 4 farklı ilde daha çalıştay yapacağız. Gördük ki gençlerin en çok odaklandıkları konular girişimcilik, teknoloji, cinsiyet eşitsizliği, eğitim ve AB.
İŞ FİKRİ YARIŞMASI
Üniversite öğrencilerine yönelik “Bu Gençlikte İş Var” yarışmasına bu yıl da devam edeceğiz. Yarışma gençlere iyi iş fikirlerini TÜSİAD üyeleriyle geliştirme fırsatı sunacak. Ekim ayında başvuru sürecimiz başlayacak. Tüm üniversite gençlerini TÜSİAD’ın web sitesini takip etmeye davet ediyorum. Ödül töreni Mayıs 2016’da olacak.

"KOBİ'LERDE DÖNÜŞÜM ŞART"
ÜYE SAYIMIZ YETERSİZ

Şu anda yaklaşık 600 üyemiz var. 4 bin civarında kurumu temsil ediyoruz. Geçmiş yıllara göre üye sayımızda önemli bir gelişim söz konusu. Ama yeterli değil. Keşke ölçek olarak daha çok kurumumuz bu düzeye gelse ve üye sayımız daha çok artsa…
ÖLÇEK SORUNU
TÜSİAD’ın KOBİ’lere dönük de ciddi çalışmaları var. Büyümenin önemli bir bileşeni olan ancak büyüyebilme ve üretkenlik sorunları yüksek olan KOBİ’lerde dönüşüm şart. KOBİ’ler Türkiye’de şimdiye kadar hep finansmana ulaşımları açısından ele alındı. Oysa KOBİ’lerde ciddi bir inovasyon, verimlilik ve ölçek sorunu var.
NE YAPIYORUZ?
Bu konuyu bölgesel kalkınma çalışmalarımız kapsamında ele alıyoruz. Bölgelerarası Ortak Girişim Projesi (BORGİP) ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki sanayinin büyümesi, iş ortamının gelişmesi ve bölgedeki refah düzeyinin artırılması amaçlanıyor. KOBİ’lerle yüz yüze görüşerek ihtiyaç ve yetkinlik analizleri yapıyoruz.~TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ ERTELENİYOR"
İKİ YILDA 4 SEÇİM

Şimdiye kadar gerekli olan reformlar yapılmadığı için bugün bu noktadayız. Bugün “Yılı yüzde 3 büyümeyle kapatabilir miyiz” diye tartışıyoruz. Halbuki Türkiye’nin potansiyel büyümesi yüzde 5... “Enflasyon yüzde 8’in altında kalır mı” diye soruyoruz. Oysa gelişmekte olan ülkeler ortalaması yüzde 4… “Cari açık yüzde 10’dan yüzde 6’ya düştü” diye seviniyoruz. Ama petrol ithal edip de yarı yarıya düşen fiyatlarla cari açığı yüzde 5’in altına indiremeyen tek ülkeyiz.
10 BİN DOLARA TAKILDIK
Şimdi yine seçime gidiyoruz. 2 yılda dördüncü seçim. Belki bir 6 ay daha kaybetmiş durumdayız. Sürekli ertelediğimiz reformların aciliyeti malum. Türkiye 4 yıldır 10 bin dolarlık gelir eşiğinde takılıp kaldı. Hatta TL’deki son değer kayıplarıyla kişi başına gelirin daha da azalması söz konusu. Atılması gereken adımlar belli. Bunları ertelemek refahı, istihdamı hatta Türkiye’nin geleceğini ertelemek demek.

Yeni TÜSİAD’ın önceliklerinde neler var?
1 Demokratik standartlar ve kamu yönetimi”, “kalkınma ve ‘sürdürülebilir büyüme”, “rekabet ve yatırım ortamı”, 3 öncelik olacak.
2 Yeni dönemde “endüstri 4.0”, “dijital ekonomi”, “bölgesel kalkınma”, “eğitim” gibi ana başlıklara odaklanacağız.
3 Geçmişte her yönetim kurulu üyesi bir komisyondan sorumluydu. Yeni dönemde yuvarlak masalar oluşturduk.
4 Programın uygulanmasını 9 yuvarlak masa etrafında yapılandırdık. Yedek üyeler de aktif rol alacak.
5 Yeni dönem programımızın ana hedefi, “rekabetçi ekonomi” ve “kapsayıcı büyüme”.
6 Verimliliği ve üretimi artıracak, ekonomide kırılganlığı kalıcı olarak azaltacak dönüşüm planları için destek vereceğiz.
7 KOBİ’lere yönelik önemli projelerimiz var. Bölgelerarası Ortak Girişim Projesi (BORGİP) ile önemli işler yapacağız.
8 AB üyelik süreci TÜSİAD’ın önceliği olmayı sürdürüyor. Bu süreci desteklemeye dönük çalışmalarımız devam edecek.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz