"Bir dünya devini satın alabiliriz"

Kibar Holding YKB'ı KIBAR, bu yıl da yaşanan talihsiz olaylara rağmen planlarında değişiklik olmadığını belirtiyor...

29.12.2016 11:50:390
Paylaş Tweet Paylaş
"Bir dünya devini satın alabiliriz"
Ayçe Tarcan Aksakal
[email protected] 

Uçakların business class koltuklarını geliştirmeye başladık. Önümüzdeki dönemde koltuk işi çok daha büyüyecek.” Bu sözler, alüminyumdan otomotive, demir çelikten gıda ve enerjiye kadar farklı sektörlerde toplam 23 şirketi, 7 bin 200 çalışanı olan 23 milyar TL cirolu Kibar Holding’in yönetim kurulu başkanı Ali Kibar’a ait. Kibar, “Önemli olan herkesin yaptığını yapmak değil ancak yaptığınızı da iyi yapmak lazım” diyor. Zorlu Center’daki holding merkezinde görüştüğümüz Kibar, yeni geliştirdikleri business koltuk görsellerini gösterip “Bunları ilk defa size gösteriyorum. Teknolojik, katma değeri yüksek ve inovatif işler bizi çok heyecanlandırıyor” diyor. Kibar, darbe girişimi gibi 2016’da yaşanan bazı talihsiz olayların yatırım ve iş planlarında bir sapmaya neden olmadığını sözlerine ekliyor. “Yatırımlarımıza devam ediyoruz” diyen Kibar, bu yıl kapasite artırımına ve mevcut fabrikalarda otomasyonu geliştirmeye odaklandıklarını belirtiyor. Kibar, ambalaj ve alüminyum fabrikalarına 2016’da toplamda 120 milyon Euro yatırım yapacaklarını, Karasu’da kuracakları 720 milyon Euro tutarındaki sıcak hadde yatırımında da hükümetle teşvikler konusunda görüşmelerin devam ettiğini söylüyor. Bu yıl yeni bir sektöre girmeyi düşünmediklerini mevcut işleri geliştireceklerini belirten Kibar, alüminyumda global bir markayı satın alabileceklerini söylüyor. Kibar, “Alüminyumda dünya çapındaki şirketlerden birinin yönetimini devralma gibi fırsatlara bakıyoruz. Önümüzdeki dönemde satın alma fırsatlarını daha fazla değerlendireceğiz” diyor. Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar’la mevcut işlerindeki son durumu, yeni yatırım planlarını ve otomotiv pazarındaki daralmayı konuştuk:
* 10 yılda cirosunu en fazla artıran gruplardan birisiniz. Hızlı büyüme neyin sonucu?
 Açıkçası artık rakamlara çok takılmıyorum. Rakamlar yaptığımız işin bir sonucu. Gençlik yıllarımda, özellikle 1980’lerde bizim için büyük cirolar önemliydi. Şimdi ise kârlılık ön planda. İşin 100 liralık cirosu olur ama para kazanmıyordur, bir anlamı yoktur. Ancak 10 liralık cirosu vardır, para kazanıyordur. Bu nedenle ölçeklere çok takılmıyoruz. Kârlılığa önem veriyoruz. Şu anda işin neticesini işin kârlılığı oluşturuyor.
* 2015’te holdingin cirosu ne oldu? Ne kadar büyüdünüz?
 Geçen yıl toplam 23 milyar TL gelir elde ettik. Alüminyum fabrikamız Avrupa’da en büyükler arasında 5’inci sırada yer aldı. 2014’e göre yaklaşık yüzde 25 civarında büyüdük.
* 2015 gibi zor bir yılda, yüzde 25’lik büyümeyi nasıl başardınız?
 Birkaç yıl evvel otomotiv işimize yatırım yaptık. Yaptığımız yatırımla kurulu kapasitenin tamamına yakınını kullanabiliyoruz. Yılda 235 bin civarında araç üretimimiz ve sevkiyatımız oluyor. Ürettiğimiz ürünlerin yüzde 83-85’ini ağırlıklı ihracat pazarlarına veriyoruz.
 En yoğun nereye ihracat yapıyorsunuz?
 İhracat pazarlarımızda Batı Avrupa ülkeleri ağırlıklı. Avrupa’da ürünlerimiz gelişiyor ve beğeniliyor. Son dönemde Hong Kong ve Yeni Zelanda gibi yeni geliştirdiğimiz pazarlar oldu. Avrupa’nın batısındaki adalara ihracat yapıyoruz.
* Otomotivde yeni pazarlara ne zaman yöneldiniz?
 Hong Kong, Yeni Zelanda gibi yeni pazarlara 2015’te yönelmeye başladık. Avustralya’yla çalışıyoruz. Bunlar sağdan direksiyonlu araç kullanan pazarlar. Bu pazarlara da mal vermeye başladık.
* Yeni pazarlar nasıl gidiyor? Umduğunuzu buldunuz mu?
 Çok fazla bir hacim oluşmuyor ancak “Pazar pazardır” diye bakıyoruz. Buralara yönelmemiz bizim pazarımızı çeşitlendirmemizi sağlayacak.
* Önümüzdeki dönemde hedefinizde yeni pazarlar var mı?
 Önümüzdeki yıldan itibaren belki İran pazarı söz konusu olabilir. İran’a yönelik çalışmalarımız devam ediyor.
* İran pazarına girmeniz size ne sağlar?
 Satış hacmi iyi olursa kapasite artırımına gidebiliriz. Tekrar yeni kapasite artışlarını değerlendirme imkanımız olur.
* Otomotivde iç pazarda satışlar nasıl gidiyor?
 Türkiye, Hyundai’nin A ve B segmentinde üretim üssü. Her yıl üretimimiz artıyor. 240 bin seviyelerinde kapasitemiz var. İç pazarda A segmentinde pazar lideri durumundayız. Yüzde 28 civarında pazar payımız var. Toplam pazardaki payımız ise yüzde 5,5-6 seviyesinde.
* İç pazarda hedefiniz nedir?
 A segmenti, rakiplerimizle aramızın kapanmasının zor olduğu bir segment. Ürünümüz çok kaliteli, çok efektif ve tüketici beğenisine hakim. Hedefimiz A segmentindeki liderliğimizi sürdürmek.
l Planlarda yeni model üretim var mı?
 i10 ve i20 olmak üzere ürettiğimiz iki model var. Yeni bir i10 versiyonumuz devreye girdi. Onun üretimini banttan çıkarmaya başladık. Öncelikle ihracat pazarlarıyla başlayıp ardından iç pazara vereceğiz.
* Yeni modelin katkısı ne olacak?
 Kapasitenin tam kullanılabilmesini sağlayacak. Otomotivde yeni nesil ürün üretmiş olacağız.
* Bu yıl darbe girişimi ve diğer gelişmeler otomotiv pazarında satışları nasıl etkiledi?
 Pazarda bu yıl yaşadığımız bazı talihsiz ortamlar oldu. Satışlar, geçen yılın altında kalıyor. Satışları etkileyen en önemli nedenlerin başında turizmdeki daralma var. İkincisi temmuz sendromu, üçüncüsü ise tüketicilerin biraz bekleme trendine girmesi.~* Otomotivde 2016 sonu için tahminiz nedir? Pazardaki daralma hangi seviyede olur? 
 Toplam pazarın tüketiminde yüzde 8-10’lar seviyesinde bir daralma söz konusu olabilir. 2016 sonu için pazarın toplam araç satışı 900 binler seviyesinde olur diye düşünüyoruz. 
* Otomotivde iç talep nasıl canlanır? 
 Vergisel ince ayarlarla bazı farklılaşmalar olabilir. Faiz indirimiyle tüketici güveni artırılabilir. Bunlar pazarda alım trendlerini hızlandırır. Sektörde mutlaka yerli üretilen araçların sistemde kullanılması sağlanabilir. “Kamu kurumlarında yerli araçlar tercih edilir” genelgesi olmasına rağmen sıkça ithal araçlara rağbet edildiğini görüyoruz. Genelge var, talimat var ancak biz sadece bakıyoruz. Kiralama sistemiyle by pass edilen mekanizmaları sıkça görüyoruz. Kamuda yerli araç alımıyla ilgili Cumhurbaşkanı’nın talimatı olmasına rağmen bu konuda yeterince hassasiyet gösterilmiyor. Ayrıca bu yıl otomotivdeki daralma daha fazla ithalatı etkileyecek. Türkiye’de otomotiv üretimi yapılan tesisler ihracat ağırlıklı çalışıyor. Bu nedenle bu yıl, otomotivde iç pazarda yaşanan daralma ithalatın azalması anlamına da gelebilir.
* Hyundai Assan’da hisse artırımı düşünüyor musunuz?
 Böyle bir düşüncemiz yok. Hyundai Assan’daki yüzde 30 hissemizi artırmayı planlamıyoruz.
* Temmuzdaki darbe girişimi bu yıl diğer sektörlerdeki işlerinizi ve yatırımlarınızı nasıl etkiledi?
 Biz iş planlarımızı yaptık. 2016’da da yılbaşında yaptığımız iş planlarını uyguluyoruz. Yatırımlarımız aynı şekilde devam ediyor. Ambalaj faaliyetimizdeki yeni yatırım kararımızı martta aldık, haziranda da temel attık. Gelecek yıl mart ayına kadar komple yatırım devreye girecek. Ambalaj işimizdeki bu yeni yatırımla İspak’ın kapasitesini 3 misline çıkartıyoruz.
* Ne kadarlık bir yatırım söz konusu? Bu yatırımla hedefiniz nedir?
 Ambalaj işimizde 60 milyon Euro yeni yatırımla bir ilave tesis yapıyoruz. 100 bin olan kapasite 300 bine çıkacak. Bu yatırımla İspak, cirosunu 3 katına çıkarır.
* Yeni yatırımlar arasında başka neler var?
 İlaveten Dilovası’ndaki alüminyum tesislerimizde kapasite artırımız söz konusu olacak. Folyo kapasitemizde bir artışa gidiyoruz. Alüminyum ve folyo birlikte 260 bin ton üretim kapasitemiz var. Bunu 300 bin ton seviyesine çıkarıyoruz. 60 milyon Euro tutarında bir yatırım yapacağız. Alüminyumda Avrupa’daki 4’üncü ya da 5’inci büyük kuruluş olacağız.
* Folyodaki hedefiniz nedir?
 260 bin tonun 80 bin tonu folyo üretimi. Folyoda da Avrupa’daki en büyük 3’üncü ve 2’nci üretici olacağız.
* 720 milyon Euro tutarındaki sıcak hadde yatırımızla ilgili gelişme nedir?
 Sıcak haddede 720 milyon Euro’luk bu yatırımızı devreye almakla ilgili teşvik belgemizi aldık. Şimdi Ankara’yla iletişim halindeyiz. Teşviklerle ilgili görüşmelerimiz sürüyor.
* Bu yatırımı nerede planlıyorsunuz? Devreye girdiğinde sizi hangi noktaya taşıyacak?
 Yatırım Karasu’da olacak. Devreye girdiğinde hafifletilmiş alaşımları yapabileceğiz. Sıcak haddenin savunma sanayi, otomotiv, uzay sanayi gibi birçok alanda kullanımı bulunuyor. Bu yatırımla kesinlikle Avrupa’daki büyük üreticilerin arasına gireceğiz. Avrupa’da 5’nci seviyelerdeyiz, bir-iki kademe daha yükseliriz.
* Alüminyumda yurtiçindeki pazar payınız nedir? 
Üretimin yüzde 70’i ihracata gidiyor. İç pazarda ise yüzde 60’ların üzerinde pazar payımız var. İç pazarda açık ara lideriz. Bizden sonra 4 tane daha üretici var. Onların hepsinin pazar payı bizimki kadar etmiyor. 
* Pazardaki liderliğinizi nasıl koruyorsunuz? 
 Alüminyumda başlangıçtan beri lideriz. Kapasiteyi daha yüksek konumlandırmıştık. Çok faturalar ödedik, eziyetlerini çektik ancak kimse bize kullandığımız teknolojiyi satmadı. Teknolojimizi, üretim metotlarımızı kendimiz geliştirdik. Piyasadaki diğer sanayiciler de üretim kültürünü bizden tırtıkladıkları elemanlarla almaya çalışıyor. Ancak biz hep bir adım ileriye gittiğimiz zaman mesafeyi koruyabiliyoruz. Bugün dünyada en iyi ince döküm teknolojisine sahip şirketiz. ~* Pazar liderliğinizi sürdürmek için başka neler yapıyorsunuz?
 Yenilikçilik kültürü bizim DNA’larımızda var. Hatalarımızdan ders çıkartmaya ve yeni yapılacak hataları azaltmaya çalışıyoruz. Konvansiyonel ticaride büyüğüz ancak esas hedefimiz daha yüksek katma değerli ürünler üretmek. Ayrıca yeni ve gelişmiş teknoloji kullanıyoruz. Daha efektif daha randımanlı çalışmaya gayret ediyoruz. Kuvvetli bir Ar-Ge’miz var. Yeni bir Ar-Ge merkezi daha kurduk. Tüketicilerin kullanımına en uygun olacak malzemeleri geliştiriyoruz. Müşteri spesifik iş birliklerimiz var. Uluslararası zincirlerle uzun vadeli kontratlarla çalışıyoruz. Onların ihtiyacına yönelik malzeme geliştirmelerini yapıyoruz.
* Diğer sektörlerdeki işlerinizle ilgili son durum nedir?
 Gıda sektöründe daha hijyen üretim sistematiğine yönelik. Salçayla başladık. Şu anda değişik soslar kategorisini zenginleştirdik. Bütün büyük zincirlerle çalışıyoruz. Ürünlerimiz çok kaliteli. Yüzde 75’i ihracata gidiyor. İç pazarda başka markalarla ürettiğimiz ürünler oluyor. Koltuk şirketinde de yeni bir işimiz oldu. Ford’un ticari vasıtalarında kullanılan sürücü ve yolcu koltuklarını üreteceğiz.
* Uçak koltuğu üretimi işiniz nasıl gidiyor?
 İlk önce THY’nın uçaklarının koltuklarının üretimiyle başladık. Şu anda başka havayollarıyla da görüşüyoruz. Uçak koltuğuyla ilgili çok yakında beklediğimiz çok önemli bir sipariş var. 167 uçaklık bir sipariş. Aldığımız taktirde orada önemli bir hamle daha olabilir. Ayrıca son dönemde business koltuk geliştirmeye başladık. Başkalarının patentine dokunmadan sıfırdan yapıyoruz. Bütün Ar-Ge’si Türk mühendisler tarafından yapılıyor. Üzerinde çalıştığınız koltuklar daha hafif, ekonomik, efektif ve konforlu olacak.
* Sipariş aldınız mı?
 Business class koltukların üretimi için daha sipariş almadık, şu anda geliştiriyoruz. Ancak bu gibi yeni şeyler bizi heyecanlandırıyor. Koltuk işi 5-10 yıl sonra başka bir yere gelecek, çok daha büyüyecek.
* Başka hangi işler sizi heyecanlandırıyor?
 Önemli olan herkesin yaptığını yapmak değil ancak yaptığınızı da iyi yapmak lazım. Yeni işler, teknolojik katma değeri yüksek inovatif işler beni heyecanlandırıyor
* Bu yıldan ve 2017’den beklentiniz nedir?
 Hedeflerimizi realize edeceğiz, geçen yıla göre kayıp yok. 2016’yı aynı seviyelerde belki biraz daha iyi kapatacağız. Yüzde 5-8 büyüme öngörüyoruz. Belki bir tek lojistik şirketimizde hedefler tutmayabilir. Türkiye genelindeki gruplara göre krizlerden daha az etkilenmemizin nedeni ihracat oryantasyonlu bir grup olmamız. Grup içinde yurtdışı gelirlerimizin payı yüzde 60’ın üzerinde.
* Bu seviye artacak mı?
 Bizim için önemli olan pazar payında geriye düşmemek. Yurt içi ve yurt dışında 20 yıl önceki müşterimiz hala aynı. Zaman içinde müşterilerimiz de bizimle birlikte büyüdü.
* Önümüzdeki dönem için en önemli hedefiniz nedir?
 Bazı ortaklıklarımız oluyor. Bazı ufak iş sahalarından çıkıp daha hacimli farklı iş alanlarına girmeyi düşünüyoruz. Dolayısıyla bazı sektörlerden çıkıp global ölçekli hale gelebilecek fırsatları değerlendirebiliriz. Yurt dışında global ölçekli şirketlerden birinin yönetimini devralma gibi fırsatlara bakıyoruz. Önümüzdeki süreçlerde, satın alma fırsatlarını daha fazla değerlendireceğiz.
* Hangi alanda global bir şirketi satın almayı düşünüyorsunuz? Ve bu satın alma sizi hangi noktaya taşır?
 Alüminyumda satın alma olabilir. Böyle bir satın alma bir Türk markasının dünya markaları arasında olmasını sağlayabilir.
* Girmeyi düşündüğünüz yeni sektörler var mı?
 Şu anda girmeyi düşündüğümüz yeni bir sektör yok. Elimizdeki işleri daha iyi yapacağız.
* Gayrimenkul sektörüne girmiştiniz. Burada projeleriniz başladı mı?
 Gayrimenkulde Kartal ve Tuzla’da projelerimiz olacak. Kartal projemiz şimdilik durdu. Burada kentsel dönüşümü bekliyoruz. Tuzla’daki projemiz ise başlayacak.
*Halka açılmayı planlıyordunuz bu konuda bir gelişme var mı?
 Bu dönemde kim halka açılır? Halka açılmayı iptal ettik. Şu an için halka açılacak bir ortam yok.~NEDEN TAMAMEN KURUMSALLAŞMIYORUZ?
“BÜYÜK FATURALAR ÖDEDİLER”

Tamamen kurumsallaşmıyoruz. Aile kültürüyle birlikte kurumsallaşmayı götürmeye çalışıyoruz. Her şey tam kurumsallaşmayla gittiğinde daha büyük faturalar ödeyen çok kurum gördük. Bu nedenle tam anlamıyla kurumsallaşmak istemiyoruz. Çalıştığımız profesyonel arkadaşlara onları engelleyici değil kendi düşünce perspektiflerimizde, yaratıcı değer katmaya çalışıyoruz. “CUMARTESİ-PAZARLARI ÇALIŞIYORUM”
Kurumsallaşmanın başlamasıyla bizlere ihtiyaç daha az oldu. Artık sosyal işlere daha fazla vakit ayırabiliyorum. DEİK ve Türk Eğitim Vakfı’nda yönetim kurulundayım. Vaktimin yüzde 60’a yakınını sosyal sorumluluk projeleri alıyor. Sivil toplum faaliyetleri devletle ilgili seyahatlere katılıyorum. Cumartesi-pazarları da çalışıyorum.
“ÇOCUKLARA EN İYİ EĞİTİMİ VERİYORUZ”
Çocuklarımıza en iyi eğitimi vermeye çalışıyoruz. Saha deneyimi çok önemli. Çocuklar kendi şirketinizde çalışmaya başlarsa işi öğrenemez. İşi öğrenmek için herhangi biri olarak çalışmaları lazım. Oğlum da bir dönem holding dışında çalışıyor. Şimdi holdingin merkezinde strateji ve raporlama alanında çalıştı. Kızım daha çok sanatla ve binicilikle ilgili. Eylül ayında binicilikte bayanlarda Balkan Şampiyonu olup kupayı aldı. Çok iyi resim yapıyor. Çalışma odamdaki at figürü kızıma ait. Siyah-beyaz kumlardan bu tabloyu yaptı.

“OTOMOTİVDEKİ PARADOKS ENTERESAN”
VERGİLENDİRME

Otomotivde enteresan bir paradoks var. İç pazarda daha büyük motorlu olmasına rağmen hafif ticari araçlar segmentinde satılan ürünler, önemli bir ÖTV avantajı sağlıyor. Ayrıca pazarda yurt dışından ithal edilen ürünler pazarın yüzde 70-80’ine hakim iken yerli üretilen araçlar ağırlıklı ihracat pazarlarına gidiyor. Tabii bu da ülkenin yarattığı ekonomik değerlerin iç pazarda yeteri kadar tüketilmemesi sonucunu doğuruyor.
AKSİYON PLANI
Burada aksiyon planı belli. Bizim ürettiğimiz i10 ve 120 modelleri çok büyük yakıt tasarrufu sağlıyor. 1,2 ve 1,1 motorları koyuyoruz. Petrolün ülkemizde olmamasına baktığımızda vergilendirmenin daha adil olması lazım. Daha ufak motorlu araçların hafif ticari araçlara verilen vergisel avantajların sağlanması lazım.
“İTHALATI SEVİYORUZ”
İthalatı seviyoruz, ülkemize bir dinamizm yaratıyor. Ancak düşük motorlu araçlarda yüzde 45 ÖTV söz konusu. Hafif ticari araçlarda ise yüzde 15 ÖTV var. Bu da sadece 3 bin dolar vergi farkı yaratıyor. Türkiye’de tüketici tercihlerinde hafif ticari araçlarda başka ülke piyasalarında olmayan bir karakteristik yaratıldı. En azından düşük motor hacimli araçlar için ara vergilendirme sisteminin oluşturulması lazım.

“SANAYİDE 4.0’A GEÇİYORUZ”
“İNOVASYON YAPMAYAN BATAR”

 İspak Ambalaj fabrikamızla sanayide 4.0 başladı. Diğer üretim tesislerimizde daha verimli, daha rekabetçi olmak için otomasyon seviyelerini yükseltiyoruz. Teknoloji yatırımı yapmayan şirketlerin yaşama şansı yok. Kendinizi yenilemezseniz batarsınız. Teknoloji yatırımı yapan şirketler 20-25 yıl sonra devreden çıkar. Biz de yenilikleri takip edip, yenilikleri devreye almaya çalışıyoruz.
“AKILLI FABRİKA”
Ambalaj üretim tesisimiz İspak’taki yatırımımız Türkiye’de sanayide 4.0’ın tam bir örneği olacak. Akıllı fabrika kuruyoruz, makineler birbiriyle konuşacak.
YERLİ YATIRIM
Hyundai’de de fabrikada robotlar, otomasyon sistemleri var ancak ben bunu yabancı ortaklık olarak görüyorum. İspak ise Türkiye’de sanayi 4.0’ın yerli sermayeyle kurulmuş ilk yatırımı olacak.

YATIRIM AJANDASI 

 1 2015’te yüzde 25 büyüdük ve 23 milyar TL ciro düzeyini yakaladık.
2 2016’yı aynı seviyelerde, belki biraz daha iyi kapatacağız. Yüzde 5-8 büyüme öngörüyoruz.
3 İhracat odaklıyız, o nedenle diğer gruplara kıyasla krizlerden daha az etkileniyoruz.
4 2016 başında yaptığımız iş planlarını uyguluyoruz. Yatırımlarımız aynı şekilde devam ediyor.
5 Ambalajdaki yeni yatırım kararımızı martta aldık, yeni yatırımla İspak’ın kapasitesi 3 katına çıkacak.
6 Dilovası’nda 60 milyon dolarlık yeni yatırım yapıyoruz. Tamamlandığında alüminyumda Avrupa’daki 4 ya da 5’inci büyük şirket olacağız.
7 Alüminyumda bir Türk markasının dünya markaları arasında olmasını sağlayacak satın alma yapabiliriz.
8 Sıcak haddede 720 milyon Euro’luk bir yatırım için teşvik belgemizi aldık. Şimdi görüşmelerimiz sürüyor.
9 Avrupa’da sıcak haddede 5’nci seviyelerdeyiz, bu yatırımla bir-iki kademe daha yükseliriz.
10 Otomotivde yılda 235 bin civarında araç üretimi oluyor. Üretimin yüzde 83-85’i ihracata gidiyor.
11 Koltuk şirketinde THY’nin yanı sıra yeni havayollarıyla da görüşüyor, yeni işler alıyoruz

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz