Borusan'ın 2019 planı

Agah Uğur sürdürülebilir büyümelerinin sırlarını ve kendilerine nasıl bir gelecek inşaa etmeye çalıştıklarını anlattı...

20.10.2015 16:53:030
Paylaş Tweet Paylaş
Borusan'ın 2019 planı
Borusan, 4,5 milyar dolarlık cirosuyla Türkiye’nin en büyük gruplarından biri. 70 yıllık bir geçmişi var. Agah Uğur ve ekibinin yönetimindeki holding, son yıllarda oldukça atak. Uğur da grubun dev yapısına rağmen esnek davranabilmeleri ve hızlı karar almalarıyla gurur duyuyor. Gelecek birkaç yılda yatırımlar konusunda daha atak olacaklarını belirtiyor. Geçtiğimiz 10 yılda 2,2 milyar dolar civarında yatırım yaptıklarını açıklayan Uğur, “5 yılda 2 milyar dolarlık yatırım daha yapacağız” diyor. Grup, odağına kârı ve yenilikçiliği koyarak 2019 sonunda cirosunu minimum 6,5 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor. Portföy yönettiklerini anlatan CEO, her işin kendi ihtiyacına göre strateji belirledikleri söylüyor. Geleceğe hazır olduklarını söyleyen yönetici, “Ana yatırımlarımızı yapmış olduk. Büyük fırsatlar çıkmadıkça inorganik olarak en azından birkaç yıl nefes alma fırsatımız var” diye konuşuyor. Borusan Holding CEO’su Agah Uğur, sürdürülebilir büyümelerinin sırlarını ve kendilerine nasıl bir gelecek inşaa etmeye çalıştıklarını Capital’e anlattı.
* Makine, demir çelik, boru ve otomotiv sektörlerinde Capital500 listelerinde hep ön sıralarda yer aldınız. Bu sürdürülebilir başarının arkasında neler yatıyor?
Geçen yıl 70’inci yılımızı kutladık. Söz konusu olan 70 yıllık bir şirket... 70 yıldaki kurum kültürünün geldiği seviyenin neticesini yaşıyoruz. Yetkinliklerimiz üzerine inşaa ettiğimiz bir başarı hikayesi var. Stratejilerimiz elbette çok önemli ama hakikaten birçok kere önemli bir transformasyon geçirdik. Şirket tepe yöneticileri aslında şirketin sahibi. 70 yılda güç kazandık. Bazı kaslar güçleniyor. Biz müşterisine ve verimliliğe odaklanan bir kurumuz. Tüm kaslarımızı bu şekilde geliştirdik. Doğru pazarlarda doğru müşteriye nasıl en iyi hizmet ve ürünü sağlayacağımıza odaklanınca şirketin başarısının kalıcılığı artıyor. Sürdürülebilir başarının arkasında yatan ana nedenin, kurum kültürü ve bu kültürün yarattığı reflekslerde kaslarının güçlenmesi olarak düşünüyorum.
* Büyüdükçe büyümek zordur. Holding şirketleriniz belirli bir ölçeğe ulaşmasına rağmen sürdürülebilir büyümelerini hangi modele borçlusunuz?
Türkiye’deki birçok holding gibi portföy yönetiyoruz. Dolayısıyla her işin kendi ihtiyacına göre stratejilerimiz belirleniyor. Örneğin enerji işinde, Türkiye’deki yenilenebilir enerjide uzun vadedeki fırsatı görerek o işe girdik. Enerjideki hedef, önce Türkiye’de iyi bir konuma geleceğiz ardından yurtdışına açılacağız. Boru işinde Türkiye odaklı kalmamız mümkün değil. Türkiye pazarı tek başına bizim hedeflerimizi gerçekleştirmek için çok küçük ve çok zor bir pazar. Otomotivde BMW ve Land Rover’ın Türkiye temsilcisiyiz. İşin kendisinden kaynaklı kısıtlarımız olmadığı takdirde pazar neredeyse orada olmak istiyoruz. Örneğin kaya gazı borularının cazibesini gördükten sonra kendimizi İtalya’daki Structo Vobarno fabrikasını satın alarak o pazara girmek durumunda hissettik. Boruda Afrika’da petrol borularıyla ilgili büyük bir şey çıkarsa oraya da gidip yatırım yaparız. Stratejimize bakarken yetkinliklerimizle ve mevcut pazar konumlandırmamızla hangi segmentlerde oynamalıyız diye bakıyoruz. O segmentler Türkiye’de ise Türkiye’deki imkanlarımızı yaratıyoruz. Yurtdışında ise buradan ya ihracatla ya da orada bulunarak gerçekleştiriyoruz.~* Genellikle satın alarak mı yurtdışı pazarlarına giriyorsunuz?
* Satın almak gerekiyorsa satın alıyoruz. Genellikle kendimiz tesis yatırımı yapıyoruz. Örneğin lojistikte Balnak’ı aldık. Çünkü Borusan Lojistik, Türkiye’nin en büyük lojistik şirketi olmakla beraber uluslararası taşımacılık ayağı yoktu. Onu sıfırdan organik olarak kurmak çok zor. Hazır bir network’ü almak stratejik olarak daha mantıklıydı.
* Çok hızlı yatırım yapıyorsunuz. Şirketin yatırımlarına baktığımız zaman her yıl ya yatırım ya satın alma gerçekleştiriyorsunuz. Bu kadar büyük şirketin bu kadar hızlı hareket edebilme yeteneğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yönettiğiniz şirketin büyük olması insanın ruhunu okşuyor. Ama ben onlara inanın çok itibar etmiyorum. Her yıl ne kadar yatırım yaptığımıza bakıyorum. Kazandıkça imkanlar arttıkça yatırım yapma gücünüz ve iştahınız da artıyor. Bir de çok insan çalışıyor bu şirkette. Yani bir-iki kişinin yönettiği bir şirket değil burası. Bir sürü iyi insan bir sürü iyi şey yapınca, öneri getirince aynı anda birçok yatırım olabiliyor.
* Özellikle son dönemde Türkiye’de sanayinin kan kaybettiği düşünülüyor. Önde gelen sanayi şirketlerini bünyesinde barındıran bir grup olarak bunu nasıl okuyorsunuz?
Bu tespit doğru. Türkiye zenginleşti. Ucuz maliyetli bir yer değil artık. İnsanın doğasında hızlı ve kolay ne varsa ona gidiyor. Öncü olmadan, yeni fikirleri hayata geçirmeden, teknolojiyi en iyi şekilde rekabetçi avantajınız için kullanmadan başarılı olmanız çok zor. Sanayiciliğe girip tüm bu zoru başarıp uzun vadede para kazanma durumu, daha farkl�� daha kısa alternatifleriniz varsa tercih edilmiyor. İnşaat işinde çok para kazanacaksanız, bu işle neden uğraşacaksınız. Sanayide rekabet etmek çok zorlaştı. Sanayide kurum kültürü olan ve rekabetin olmadığı alanlara girebilen şirketler başarılı olabiliyor. Türkiye’ye yapılan yatırımların yüzde 90’ı genelde perakende işindedir. Çünkü Türkiye’deki o 75 milyonluk nüfus çok seksi geliyor insanlara...
* Türkiye’de sanayicinin önünde ne tür yatırım engelleri olduğunu düşünüyorsunuz?
Pazar öngörüsü bir sanayici için en önemli unsurdur. O güçlüyse işi büyütmek ve hızlandırmak için teşvikler ve diğer politik dengeler ancak bir faktör olabilir. Bence şu andaki en büyük problem dünyada geçmekte olan genel sıkıntının Türkiye’ye de yansımış olması. Türkiye’nin yüzde 3-4 büyüyecek olması, “yatırım yapayım mı yapmayım mı” kararının en önemli konusudur. Çin de bugün belirleyici unsur oldu. Çin ve batıdaki durumun etkisinin azaldığını görmeden ve bunun da Türkiye’ye olumlu yansımasını görmeden sanayideki yatırımın ivme kazanması kolay değil. Diğer konu, destekleyici unsurlar... Hukuk düzenine güvenip güvenmemek bir yabancı yatırımcı için hayati önemli.
~*Son 5 yılda sanayi anlamında ne kadarlık yatırım yaptınız, ağırlık verdiğiniz sektörlerde nasıl bir değişim oldu?
Lokomotif sektörler ciro anlamında değişmedi. Ama distribütörlük işlerimizin ağırlığı artıyor. Eskiden işimizin aşağı yukarı yüzde 60’ı çelik, yüzde 30’u distribütörlük, yüzde 10’u da lojistik ve diğer işlerimizken şimdi yüzde 40’ı çelik, yüzde 50’si distribütörlük yüzde 10’u da diğerleri oldu... Enerjinin çok minik bir katkısı var, çünkü yatırım aşamasında bir iş. Önümüzdeki 5 yılı tahmin etmeye çalışırsam, yatırımdan yola çıkarak şunu söyleyebilirim: Yatırdığımız paranın yarısı enerjiye gidiyor. 5 yıl bu şekilde gidecek. Dolayısıyla enerjinin cirosu da projeler hayata geçtikçe 5 yıl sonra oluşacak olan 6,5 milyar dolar cironun yüzde 10’una yaklaşır. Geri kalanlar dengesini korur diye düşünüyorum. Son dönemde boru fabrikalarında 150 milyon dolarlık yatırım yaptık. Amerika’da kaya gazı için boru tesisimizi kurduk. Otomotive yönelik birçok yatırım yaptık. Dolayısıyla geleceğe hazırız. Ana yatırımlarımızı yapmış olduk. Büyük fırsatlar çıkmadıkça inorganik olarak en azından birkaç yıl nefes almaya fırsatımız var.
* Yani toplamda son 10 yılda ne kadarlık bir yatırım yapmış oldunuz?
2,2 milyar dolar civarında yatırım yapmışızdır. 5 yılda 2 milyar dolarlık yatırım daha yapacağız.
* Konjonktürel etkilere baktığımızda çoğu sanayici, özellikle bu yıl fazla kapasite sorunuyla karşı karşıya kaldığını söylüyor. Siz bunu yaşıyor musunuz?
2000 sonrası dünyada “Gelecek çok iyi olacak” inancı hakimdi. Ancak ondan sonra yaşadıklarımız gelecek 10 yılın altına dinamit koydu. Dünyanın her tarafında acayip gereksiz yatırımlar yapıldı. Dolayısıyla bizim sektörümüzün tamamında da müthiş bir kapasite fazlası var. Burada biz kendimizi rekabetin dramatik olduğu alanlardan daha az rekabetin olduğu daha teknolojik daha sofistike ürünlerin olduğu pazarlara konumlandırıyoruz. Düşünün eskiden boru, inşaat ve mobilya sektörüne yüzde 70, enerji ve otomotive yüzde 30 üretim yaparken bugün tam tersi yüzde 30 inşaat ve mobilya sektörüne, yüzde 70 otomotiv ve enerji sektörüne boru üretimi yapıyoruz. Borusan Mannesman’ın Türkiye’deki satışları yüzde 30’dur. Yüzde 70’i dünyadaki başka ülkelerde satılıyor. Yassı çelikte daha çok katma değerli otomotiv sektörünün büyümesinden pay alıyoruz. Dolayısıyla kapasite fazlasının yarattığı sıkıntıdan o şekilde kaçmaya çalışıyoruz.
* Hangi ülkelere ve bölgelere yatırım yapıyorsunuz? Radarınızda hangi ülkeler var?
Her işimizin gerekleri farklı. Amerika’da kaya gazı devrimi olmasaydı ve onun yaratacağı rekabette başarılı olacağımızı görmeseydik, Amerika’da yatırım yapmazdık. Sektörlerden bağımsız olarak ilgilendiğimiz tek ülke İran. Çünkü orada 10 yıldır varız. Çok iyi müşterilerimiz var. Gördük ki büyük bir potansiyel var ve erken giren kazanacak. Onun için tüm işlerimizin orada faaliyette olmasını isteriz aslında. Batı Asya dediğimiz Türk Cumhuriyetleri, eski Sovyetler Birliği ülkeleri ve Rusya ilgi alanımıza giriyor. Avrupa’da fırsatlar olabilir ama biz buradan da Avrupa’ya ürün veriyoruz. Türkiye lojistik olarak çok rekabetçi bir pazar. Dolayısıyla illa “Avrupa’da olalım” diye bir durumumuz olmayacak. Bir de daha fırsatçı yaklaşabileceğimiz Afrika olabilir. Ama Güney Amerika ile ilgilenmemiz gerçekçi değil. Doğu Asya, Çin, Kore gibi ülkelerle ilgilenmemiz gerçekçi değil. Çünkü kendi içlerinde de olağanüstü rekabet var.~* 2019 sonuna kadar 2 milyar dolar yatırım yapacağınızı ve 6,5 milyar dolar ciroya ulaşacağınızı belirtmiştiniz. Bu hedefler devam ediyor mu? Revizyon olacak mı?
2014’te 4,5 milyon dolar ciro yaptık. Bu yıl konsolide ciroyu dolar bazında yüzde 5, faaliyet kârını yüzde 10 artırmayı, yatırımları ise 417 milyon dolara yola çıkarak bir hedef koymadık. Her şirketimizin kendi stratejik hedefleri var. Stratejik hedef içinde kârlı büyüme en öncelikli hedefimiz. Kârlı büyüme nerede varsa oraya gideceğiz. 2019 stratejik konsolide planımız var. 2014’te 4,5 milyar dolar cirodan 2019 sonuna kadar, minimum 6,5 milyar dolar ciro yapacağımızı öngörüyorum. Stratejik planlarımızı tamamen uygulayabilirsek 8 milyar dolara kadar çıkabileceğimizi düşünüyoruz. Bu yılki hedefimiz 5 milyar dolar ciroydu. Ama çelik fiyatları düştü. Bizim kontrolümüz dışında olan bir durum. İkincisi ise kaya gazına yaptığımız Amerika’daki yatırımın cirosu muhtemelen hedeflediğimiz gibi olmayacak. Çünkü orada piyasa yarıya düştü. Elimizden geleni yapıyoruz ama pazar küçülünce yapacak bir şey kalmıyor. Bir de Rusya’dan aldığımız şirketin, aşağı yukarı 120 milyon dolar cirosu olması lazımdı. Bu ciroyu da 3 ay geç aldık, 3 ay da oradan ciro kaybı oluştu. Bir faktör de TL ciro yapan şirketlerimiz var. Lojistik bunlardan biri. Onları dolara çevirdiğiniz zaman orada da bir düşüş yaşanacak, yani yüzde 5 gibi bir artış olacak. Dolayısıyla bu yıl ciromuz 4,7 ya da 4,8 milyar dolar olacak. 2015-2019 yılı sonuna kadar 2 milyar dolar yatırım yapmayı öngörüyoruz. Son 5 yılda 1,2 milyar dolar yatırım yaptık. Böyle bakıldığında önümüzdeki 5 yıl son 5 yıla oranla yatırımlarımızı neredeyse 2 misline katlayacağız.
* Gelirlerinizin yüzde 25’ini yurtdışı satışlardan elde ettiğinizi belirtmiştiniz. Yurtdışı gelirleriniz ağırlıklı hangi sektörlerden geliyor?
1,1 milyar dolarlık ihracat ve oradaki üretimden kaynaklanan ciromuz var. Bu pay artarak devam edecek. Sadece boru fabrikalarının Amerika’daki etkisi neredeyse 100 milyon dolarlık mevcut cirodan 400-500 milyon dolara çıkacak. İran’da lojistiği büyüteceğiz, çelik büyüyecek… Dolayısıyla seçtiğimiz ülkelerdeki büyümemizin yurtdışı ciromuza katkısı çok büyük olacak. Yurtdışı gelirlerimiz 2019’da cirodan yüzde 25’ten daha büyük bir pay alacak.
* Önümüzdeki dönemde planlarınızı yaparken daha temkinli mi yoksa agresif mi ilerlemeyi düşünüyorsunuz?
* Biz hiçbir zaman çok agresif olmadık. Agresif olmasak bile uzun vadeli düşünen ve cesaretle hareket eden bir kurumuz. Dolayısıyla bizde çok iniş çıkış olmuyor. Yatırım kararı almamızla yaptığımız işler öyle işler ki o tesisin hayata geçtiği süre arasında ortalama 3-3,5 yıl geçiyor. Dolayısıyla burada kritik olan yatırımı yaptığınız zaman pazarın ne kadar iyi olduğu değil, yatırım bittiği zaman pazarın iyi olup olmadığını öngörmek.Biz hiçbir zaman çok agresif olmadık. Agresif olmasak bile uzun vadeli düşünen ve cesaretle hareket eden bir kurumuz. Dolayısıyla bizde çok iniş çıkış olmuyor. Yatırım kararı almamızla yaptığımız işler öyle işler ki o tesisin hayata geçtiği süre arasında ortalama 3-3,5 yıl geçiyor. Dolayısıyla burada kritik olan yatırımı yaptığınız zaman pazarın ne kadar iyi olduğu değil, yatırım bittiği zaman pazarın iyi olup olmadığını öngörmek.
~"Hayal kırıklığının sorumlusu benim"
SORUMLU BENİM

Telekom sektörünün bizi hayal kırıklığına uğratmasının sorumlusu benim. Yaklaşım şuydu, “Bir başlayalım, küçük başlayalım gidebildiği yere kadar gitsin.” Bizim gibi şirketler bunu yapamaz. Daha bireysel, cevval insanlar küçükten başlar ama biz hakikaten iyi planladığımız ve arkasında duracağımız ve gücümüzü göstereceğimiz yatırımlarda başarılı olabiliyoruz.
TELEKOM DARBESİ
Orada telekom sektörünün bize vurduğu darbe şu oldu: “Telekom özelleştirilecek ve internet üzerinden sabit hatlarda telefon görüşmeleri olacak” dedik ve Türk Telekom’dan pazar payı alma üzerine kurguladık. 90’lı yıllarda Batı ülkelerinde bu çok olmuş. Özelleştirildiği zaman ana oyuncular, yani monopoller yüzde 30 pazar payı kaybetmiş. Yüzde 30’un 3’te 1’ini bir iki şirketle beraber biz alsak, bize yeter diye düşündük. Ama mobil ve sabit hatta bir uyum oldu. Bunu öngöremedik. Ve rakiplerimiz Vodafone ve Turkcell oldu. Böyle bir duruma hiç hazır değildik.

"Benimle koşan adamlar çok mutlu olacak"
FARKLI BİR MİRAS

Beni gelecek ilgilendiriyor. Ne yaparsam yapayım belli bir yolculuk sonunda iyi bir şey çıksın. Kimsenin bırakamayacağı farklı bir miras bırakmak istiyorum. Borusan’ın 10 yıl sonrası beni ilgilendiriyor. Borusan bugün yaptığım işlerin yüzde 80’inin etkisini 3-10 yıl arasında görebiliyor. Buna önem veren, bunun için düşünen, entelektüel olarak okuyan biriyim. Türk işadamı günlük hayatta o kadar problem çözmekten bunalıyor ki yeteri kadar düşünecek vakit olmuyor.
ENTELEKTÜEL TERLEME
Entelektüel terlemeyi yapamıyoruz. Benim bu konuda lüksüm gittikçe artıyor. Operasyonel bir şirket yönetmediğim için, onu yapacak çok iyi yöneticilerimiz olduğu için bu işlere vakit ayırabiliyorum. Talepkârım. Abartılı bir hırsım yok ama olması doğal olan bir şeyin de olmasını isterim.
ÖNDEN KOŞARIM
Tarz olarak sürati ayarlayan, yani önden koşan liderim. Ben önden koşarım, benle birlikte koşan adamlar çok mutlu olur. Benle beraber koşmak istemeyenler için de benle çalışmak cehennem olabilir. Hedefi göreyim, kafamda şekillendireyim, beni heyecanlandırsın, döneyim başkalarını heyecanlandırmasını sağlayayım. Ve onlar koşsun ben de başka bir şeye geçeyim.~"Cirosu olmayan şirketleri yönetiyorum"
ANA KONUMUZ

Kuluçka şirketler, bizim geleceğimizi inşaa ettiğimiz en önemli başarı faktörlerinden birisi. Sorumlusu benim olduğum tek inisiyatif bu aslında. Gelecekte burada başarılı olmazsak işimizin zor olduğunu düşünüyorum. Son 3 yılda bu konuyu gündemimizin tam ortasına getirdik. Konu başlığımız “İnovasyon yoluyla yeni ürün, hizmet ve iş geliştirme.” Mevcut işlerimizde katma değerli ürün ve hizmetler yaratmak için bu işe girdik. İşin daha çok başındayız. 10 yıl sonra geleceğimiz yer beni çok heyecanlandırıyor. Bu iş için dünyanın en iyi yabancı danışmanlarını tuttuk. Metodoloji öğrendik. Ve o metodoloji etkisiyle bir sürü genç insan yepyeni şeyler yapıyor.
ASIL AMACIMIZ
Kuluçka işleri, ana işten dışarıya çıkarıp geliştiriyoruz. Örneğin lojistikte 2 tane işimiz var. O işleri yöneten genç insanlar gayet yetkili. Benden de destek alıyorlar. Ben küçücük, cirosu olmayan şirketlerin yönetim kurulu başkanlığını yapıyorum. Çünkü onların cesarete ve zor kararları almaya ihtiyaçları var. Benim görevimde o. Kuluçkalandırmanın asıl amacı, odağı oraya vermek ve işin büyük çarklar içinde kaybolmamasını sağlamak. Bu yıl 25-30 proje çıkıyor. Ancak bunların sadece yüzde 10’u kuluçkalandırılacak işe dönüşüyor. 2-2,5 yılda 7 iş oldu. Bundan sonra her yıl 3-4 tane daha gelir. O kuluçkalandırılan iş fikrinin her birinin yüzde 100 başarılı olma ihtimali de yok. 7 tanenin 4’ünde başarı yaratsak,
bize yeter de artar bile.

Geleceğin Borsan'ı nasıl olacak
1 2015’te ciromuz 4,7-4,8 milyar dolar düzeyinde olacak.
2 2019 sonuna kadar 2 milyar dolar yatırım yapmayı öngörüyoruz.
3 Önümüzdeki 5 yıl, son 5 yıla göre yatırımlarımızı 2 misline katlayacağız.
4 2019 sonuna kadar, minimum 6,5 milyar dolar ciro yapacağız.
5 Yatırdığımız paranın yarısı enerjiye gidiyor. Bu 5 yıl bu şekilde gidecek.
6 Enerjinin cirosu, 5 yıl sonra oluşacak 6,5 milyar dolar cironun yüzde 10’una yaklaşır.
7 Boruya 150 milyon dolarlık yatırım yaptık. ABD’de kaya gazı için tesisimizi kurduk.
8 Yurtdışındaki gelirlerimiz 2019 sonunda yüzde 25’ten büyük paya ulaşacak.
9 Otomotive yönelik birçok yatırım yaptık.
10 Dolayısıyla geleceğe hazırız. Ana yatırımlarımızı yapmış olduk.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz