"EKONOMİK BÜYÜME HAREKETLENECEK"

8 yıl boyunca Avrupa Merkez Bankası’nın başkanlığını yapan JEAN CLAUDE TRICHET, göstergelerin Avrupa’da daha dinamik bir büyümeye işaret ettiğini söylüyor. AB’nin bu yıl yüzde 1,5 büyüyeceğini öngören Trichet, şayet yapısal reformlar yapılırsa bir sonraki yıl bu oranın yüzde 2 olacağını belirtiyor. Trichet, “2015, dünya ekonomisi için dinamik bir yıl olacak. Petrol fiyatlarındaki düşüşle birlikte bu yıl özellikle gelişmiş ülkelerdeki ekonomik büyüme yeniden hareketlenecek” diye konuşuyor.

17.04.2015 11:51:560
Paylaş Tweet Paylaş
"EKONOMİK BÜYÜME HAREKETLENECEK"
Jean Claude Trichet, Avrupa Merkez Bankası’nın eski başkanı. 73 yaşındaki Trichet, 2003-2011 yılları arasında 8 yıl boyunca Avrupa Merkez Bankası’nı yönetti. Başkanlığı döneminde dünyanın en güçlü 5 kişisi arasında yer alan Trichet, ekonomik büyüme ve istihdam için yapısal reformları yapmanın hayati olduğunu söylüyor. Bugüne kadar 5 kez Türkiye’ye gelen Trichet, TL’nin dolar karşısında hızla değer kaybetmesine rağmen Türkiye ekonomisinin performansını beğendiğini belirtiyor. Türkiye’yi gelişmekte olan ülkeler kategorisine koymayan Trichet, “Türkiye dünya ekonomileri içinde daha üst segmentte ‘yükselen ülkeler’ kategorisinde yer alıyor” diyor. Eski bir merkez bankası başkanı olarak merkez bankalarının bağımsızlığının son derece önemli olduğu söyleyen Trichet, “Gelişmiş veya gelişmekte olan ülke olsun fark etmez dünyadaki tüm hükümetlerin merkez bankalarının bağımsızlığına saygı göstermesi gerekiyor” diyor. 2015’in dünya ekonomisi için dinamik bir yıl olacağını söyleyen Avrupa Birliği eski Merkez Bankası Başkanı Jean Claude Trichet’yle başta Türkiye ekonomisi olmak uluslararası piyasaları konuştuk: 
* Dolar, Türk Lira’sına karşı aşırı değer kazandı. Bu durum Türkiye için risk oluşturuyor mu?
* Türkiye ekonomik açıdan çok büyük başarıya imza attı. Bu nedenle Türkiye “yükselen” ülkeler içinde yer alıyor. Türkiye, özellikle ekonomi, finans ve para yönetimi konularında fevkalade başarılı oldu. 
* Türkiye’de Merkez Bankası’nın üzerindeki baskı giderek artıyor. Sizce bu durum nasıl yönetilmeli? 
* Merkez bankaları ve hükümetler arasındaki ilişkide “bağımsızlık” çok önemli. Burada gelişmiş ya da gelişmekte olan ülke olması fark etmiyor. Dünyadaki bütün hükümetlerin merkez bankalarının bağımsızlığına saygı göstermesi gerekiyor. 
* Merkez bankalarının bağımsız olması neden bu kadar önemli?
* Bağımsızlık aynı zamanda piyasalardaki güvenin ve istikrar ortamının da bir göstergesi. Merkez bankasının üzerinde hükümet baskısı olursa ve merkez bankası bu nedenle bağımsızlığını kaybederse, bu durum piyasaların ekonomi yönetimine duyduğu güveni sarsar. Merkez Bankası’nın bağımsız olması herkesin çıkarı için gerekli. Merkez bankası bağımsız olursa, bundan hem ekonomi hem büyüme hem de istihdam olumlu etkilenir.
~
* Türkiye’de, Cumhurbaşkanı Merkez Bankası Başkanı’na faizleri düşürmesi konusunda baskı yapıyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu durum ne gibi risklere yol açabilir? 
* Türkiye’de Cumhurbaşkanı’nın tutumuyla ilgili bir yorumda bulunmak istemiyorum. Ancak Türkiye Merkez Bankası’na güveniyorum. 
* Son dönemde Türkiye’nin eskiye göre ekonomik büyümesi yavaşladı. Sizce Türkiye ekonomisi büyümesini sürdürebilecek mi? 
* Konjonktürlere bağlı olarak ve dönemsel olarak ekonomilerde yavaşlamalar olabiliyor. Türkiye, bugüne kadar çok fazla sayıda yapısal reform hayata geçirdi. Bundan sonra da yapısal reformları sürdürmesi gerekiyor. Sonuçta baktığınızda bir ekonominin büyüme potansiyelini artırabilmesi için yapısal reformları hayata geçirebiliyor olması son derece önemli. Gelişmiş ülkelerin de büyüme oranlarını artırabilmesi için yapısal reformları hayata geçirmeleri gerekiyor. Türkiye de dünya ekonomisinde büyüme kapasitesini kanıtlamış bir ülke olarak yapısal reformlarını yapmaya devam etmeli. 
* Dolar, dünyadaki bütün para birimleri karşısında hızla değerini artırıyor. Dolar daha nereye kadar yükselebilir? Sizin öngörünüz nedir? 
* Ben hiçbir zaman bu konuda bir şey öngörmem. ABD’nin ekonomik döngüsü çok dinamik. Çok açık ve net ki ABD Merkez Bankası (FED) bir gün faiz oranlarını artıracak. Buradan da doların dünyanın diğer ülkelerin paralarına karşı daha güçlü olacağını görülüyor. 
* Peki, Euro-dolar piyasaları çok hızlı değişiyor. Bu durum nerede dengelenecek gibi duruyor? 
* Bretton Woods sisteminin çöküşünden sonra dalgalı kur sistemine geçtik. Ben de dalgalanmaların boyutundan memnun değilim. Euro başlangıcından bu yana çok düşük ve yüksek seviyeleri gördü. Belki bir noktada bu konuyla daha detaylı ilgilenmemiz gerekecek. Dünyada daha stabil bir para sistemine ihtiyacımız var. Bu konunun önümüzdeki dönemde ciddiyetle ele alınacağına güveniyorum. Euro’nun dolar karşısında değer kaybetmesi, benim Avrupa Merkez Bankası’na olan güvenimi sarsmıyor. Aksine Avrupa Merkez Bankası’na son derece güveniyorum. Avrupa’da yüksek işsizlik oranlarını azaltmak için öncelikle kamu harcamalarını kısmak gerekiyor. Bütçe açığı artmaya devam ederse bu durum işsizliğin artmasına yol açacak. 
~
* 2010’da yaşanan ekonomik krizden sonra sorunlar çözüldü mü? 
* Burada yine biraz ihtiyatlı olmak lazım. Avrupa, ABD kadar hızlı toparlanamıyor. Euro Bölgesi, krizin merkezinde değildi. Ancak Avrupa, 2010’dan beri kamu sektörü krizinin merkezinde oldu. Bunun büyüme ve istihdam anlamında bedeli var. Bunu göz önüne almamız lazım. Ayrıca Avrupa’nın demografisi, Türkiye ve ABD’ye kıyasla daha az dinamik. Kişi başına büyüme rakamı daha farklı. Euro Bölgesi’nde yaşanan ana sıkıntı, yapısal reformların hala eksik kalması. Eğer yapısal reformlar yapılırsa ekonomi daha esnek olabilir. Dolayısıyla yapısal reformların yapılmamış olması bugün neden bu halde olduğumuzu açıklıyor. Ancak ben önümüzdeki dönemde Euro Bölgesi’nin artık daha hızlı büyüyeceğini düşünüyorum. 
* Peki bu yıl size göre Avrupa ekonomisi nasıl bir performans gösteriyor? 
* Avrupa ekonomileri büyümede ve istihdam yaratmada zor bir dönem geçirdi. Bugün ise Avrupa Birliği’ne baktığımızda bizi daha aktif bir büyüme dönemi bekliyor. Birçok göstergeyi takip ediyorum. Mart başında Avrupa Komisyonu’nun ve Avrupa Merkez Bankası’nın açıkladığı büyüme projeksiyonuna baktığımızda da şu anda Avrupa Birliği’nde büyümenin ve istihdamın daha aktif hale geleceğini gösteren göstergeler var. Bu nedenle Avrupa’da Japonya’daki gibi deflasyon riski görmüyorum. Deflasyon Avrupa için şimdilik bir tehdit gibi görünmüyor.
* Avrupa Birliği için büyüme tahminiz nedir? 
* Kesinlikle önümüzdeki dönemde Avrupa Birliği’nde daha dinamik bir büyüme göreceğiz. Bu yıl için yüzde 1,5 seviyesinde büyüme yakalanabilir. Gelecek yıl ise reformlar hayata geçirilirse büyüme oranı yüzde 2 olacak gibi görünüyor. Dolayısıyla bugün artık Avrupa ekonomisi eskiye göre daha dikkat çekici bir büyüme dönemin içinde olacak. Ancak Türkiye gibi Avrupa Birliği’nin de potansiyel büyüme oranını yukarı çekebilmesi için bir an önce yapısal reformları hayata geçirmesi gerekiyor. Büyüme potansiyelini artırmak için mutlaka yapısal reformların yapılması lazım. 
~
* Avrupa Birliği’nde önümüzdeki dönemde risk oluşturabilecek ülkeler hangileri olabilir? 
* Yunanistan’da yeni hükümetle Avrupa kurumları arasındaki görüşmeler devam ediyor. Avrupa Birliği’nde Yunanistan dışında problem oluşturabilecek, riskli bir ülke görmüyorum. Yunanistan dışında Avrupa’daki bütün ülkeler, ekonomilerini dünyadaki yaşanan yeni gelişmelere daha hızlı adapte edebilmek için daha rekabetçi ve esnek hala getirmeleri gerektiğini biliyor. Bunu yapmaya da mecburlar. Büyüme oranlarını artırmaları gerektiğinin farkındalar. Yapısal reformların yapılması konusunda bütün Avrupa Birliği ülkeleri çalışma içinde. 
* Çin, global ekonomi için tehdit oluşturuyor mu? 
* Çin ekonomisinin büyüme oranları eskiye göre azaldı. Büyüme rakamları, çift hanelerden tek haneye indi. Ancak bu durum, Çin’in dünya ekonomik büyümesi için önemini kaybettiğini göstermiyor. Ekonomisinin yıllık büyümesi yüzde 7 seviyelerinde olsa da Çin, önümüzdeki dönemde uzun yıllar dünya ekonomisinin büyümesinin ana unsuru olacak. Bu da Çin’in gelecekte önemini koruyacağını gösteriyor.
* “Avrupa Birliği içinde Yunanistan’ın dışında risk görmüyorum” diyorsunuz. Yunanistan’ın hala ne gibi sorunları var? 
* Yunanistan çok korkunç durumdaydı. Bugün başladığı noktadan bu yana çok iyi iş çıkardı. Şu anda bütçe fazlası var, aynı zamanda mali yapısında da daha dengeli bir durum söz konusu. Ancak Yunanistan’ın hala birçok zorlukları var. Yine bazı sıkıntılar devam ediyor. Yeni hükümetle Avrupa kurumları arasındaki görüşmeler devam ediyor. Ben her iki tarafın da mevcut sorunları çözmesini diliyorum. Burada kesin olan konu ise Yunanistan için yeni bir uyum programının hazırlanması gerektiği. Bu yeni programın güven vermesi gerekiyor. 
* Peki Rusya’daki kriz, Avrupa Birliği’ni ve Türkiye’yi nasıl etkiliyor? 
* Rusya dünyadaki yükselen ülkelerden biri ve çok önemli bir ülke. Hiç kuşkusuz Rusya’daki ekonomik krizin komşu ülkelere ve Avrupa Birliği ülkelerine etkisi olumsu olacak. Şu anda Rusya’da iki büyük zorluk var: Birincisi ve en önemlisi, petrol fiyatlarındaki büyük düşüş. Bu durum dünyanın en büyük petrol ihracatçılarından biri olan Rusya’yı olumsuz etkiliyor. İkinci büyük sorun da Ukrayna krizi sonrası Rusya’ya karşı başlatılan yaptırımlar oldu. Kişisel olarak Rusya’nın yeniden iyi ilişkiler geliştirerek artan siyasi ve ekonomik tansiyonu düşürmesini diliyorum. Yoksa Rusya’daki ekonomik kriz başta komşu ülkeleri olmak üzere genel itibarıyla dünya ekonomisini olumsuz etkileyecek.
~
"GELİŞMİŞ EKONOMİLERDE BÜYÜME HAREKETLENECEK"
DİNAMİK YIL 2015
, dünyada çok dinamik bir yıl olacak gibi gözüküyor. Her ne kadar gelişmiş ülkelerdeki yapısal sorunlar devam etse de kronik kriz bitti. Petrol fiyatlarındaki düşüşle birlikte gelişmiş ülkelerdeki ekonomik büyüme tekrar hareketlenecek. Bu nedenle 2015, gelişmiş ülke ekonomileri için ekonomik büyümenin yeniden başlayacağı bir yıl olacak. Bu yıl, gelişmiş ülkeler için büyüme ve yeni istihdam yaratma dönemine girildi demek yanlış olmaz. 
TEDBİRLİ OLMALI Ancak her zaman dünya ekonomisinde riskler devam ediyor. Özellikle bu yıl petrol fiyatlarındaki sert düşüş, üretici ülkeler için risk yaratabilir. Öte yandan gelişmiş ülkelerde yapısal reformlarla ilgili sorunlar çözülemedi, hala devam ediyor. Dolayısıyla 2015’ten umutlu aynı zamanda da tedbirli olmak lazım.

"TÜRKİYE'NİN BÜYÜK BİR SORUMLULUĞU VAR"
YÜKSELENLER ARASINDA
İlk önce ben Türkiye’yi gelişmekte olan ülke kategorisine değil, yükselen ülkeler grubuna koyuyorum. Türkiye hem çok gelişti hem dünya ekonomisindeki önemini sistematik olarak artırdı. 
G20 BAŞKANLIĞI ÖNEMLİ Bildiğiniz gibi dünyada G7 ülkelerinin yerini G20 ülkeleri aldı. Türkiye G20 ailesinin bir ferdi. Aynı zamanda da Türkiye, bu yıl G20’nin dönem başkanlığı gibi çok önemli bir görevi yürütüyor. Baktığınızda G20, dünyanın önde gelen sanayileşmiş ve gelişmekte olan ülkelerini bir araya getiren son derece önemli bir organizasyon. Dünya ekonomisinin yüzde 85’ini oluşturuyor. 
BÜYÜK SORUMLULUK Tayvan, İsviçre, Norveç, İran ve Venezüella ekonomik olarak bazı üyelerden daha büyük olmalarına rağmen G20’de bulunmuyor. Birçok AB ülkesi de G20’de bağımsız olarak değil sadece AB Komisyonu olarak temsil ediliyor. Dolayısıyla Türkiye’nin G20’nin bir üyesi olması ve bu yıl dönem başkanlığı yapması son derece önemli. Bu görev Türkiye’ye büyük bir sorumluluk getiriyor ve dünya ekonomileri üzerindeki etkisini artırıyor.
~
AVRUPA’YI NE BEKLİYOR? 
* AB’de büyümenin ve istihdamın canlanacağını gösteren veriler var.
* Avrupa’da Japonya’dakine benzer bir deflasyon riski görmüyorum. 
* Önümüzdeki dönemde AB’de daha dinamik bir büyüme göreceğiz. 
* Gelecek yıl reformlar hayata geçirilirse büyüme oranı yüzde 2 olacak gibi görünüyor. 
* Artık Avrupa ekonomisi, eskiye göre daha dikkat çekici bir büyüme döneminin içinde olacak. 
* Avrupa ekonomilerinin büyümeyi yakalamaları, yapısal reformları hızlı hayata geçirmelerine bağlı. 
* Yüksek işsizlik oranlarını azaltmak için öncelikle kamu harcamalarını azaltmak gerekiyor. 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz