Yaşar'da yeni dönem

Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar’ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle...

19.07.2016 15:18:260
Paylaş Tweet Paylaş
Yaşar'da yeni dönem
Selim Yaşar, 2000 yılı Nisan ayındaki Yaşar Holding Genel Kurulu’nda Yaşar Holding’deki görevlerinin tamamından ayrıldı. Bundan sonra grupla ilişkisi sadece hissedar olarak devam etti. ESİAD, EBSO, İzmir Kalkınma Platformu ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde yönetim rolleri üstlendi. Kendi girişimlerini hayata geçirdi. Aradan 14 yıl geçtikten sonra gruba babası Selçuk Yaşar’ın davetiyle geri döndü. 2015’in Nisan ayında ise Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı oldu. Selim Yaşar, aslında bugüne kadar aile ilişkileri hakkında yanlış anlaşılmaların olduğunu düşünüyor ve “Babamın bana güveni önceden de tamdı, şimdi de tamdır” diyen Yaşar, şöyle devam ediyor: “Boya, kimya ve içecek grubunu 8 yıl yönettim. 8 yıl boyunca 11 şirketi idare ettim. 11’i de kârdaydı. Babam bana bir gün olsun ‘Bu işi neden böyle yapıyorsun’ demedi. Hepsi başarılıydı. Biz aynı düşüncede olan insanlarız, milliyetçiyiz, milli markaları, dürüst çalışmayı severiz. Devlet ihalesi peşinde koşmayız.” Selim Yaşar, grubun 2015’te elde ettiği yüzde 10’luk büyümeyi 2016 yılında da tekrarlayacağını hatta yüzde 15’e çıkarabileceğini söylüyor. 2016 Haziran’ı itibarıyla hayata geçecek pek çok yeniliğin haberini veren Yaşar, ürün çeşitlerini 600’den 660’a taşıyacaklarını, zeytin gibi yeni kategorilere gireceklerini, dondurulmuş ürün ve diğer ürün kategorileri de çeşitlendireceklerini belirtiyor. Enerji, tarım, boya ve gıdada 2016’da toplam 200 milyon TL yatırım yapacaklarını sözlerine ekliyor. Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar’ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
*14 yıl yönetimden ayrı kaldıktan sonra yönetim kurulu başkanı olarak gruba döndünüz. Bu süreçte neler yaşandı?
 Evet, gruptan 2000 Nisan’ında gerçekleşen genel kurulda ayrıldım. 14 yıl yönetimden ayrı kaldım ama Yaşar Holding’de ortaklığım devam etti. Geçen yıl nisan ayındaki genel kurulda babam Selçuk Yaşar’ın isteği üzerine yönetim kurulu başkanlığını üstlendim. Yaşar Holding’de eş ortaklarız. Babam, iki kız kardeşim ve ben. Rahmetli dedem Durmuş Yaşar kurmuş, babam ve amcam ikinci kuşak, biz üçüncü kuşağız.
* Şu an iş bölümünü nasıl yapıyorsunuz?
 İdil Hanım; Pınar Süt Yönetim Kurulu Başkanı; Feyhan Hanım Pınar Et’in yönetim kurulu başkanı; ben DYO’nun ve Pınar ürünlerini dağıtan dağıtım şirketinin yönetim kurulu başkanıyım. Gayet işbirliği içinde çalışıyoruz. Zaten tek kişinin vakti yetmiyor, dolayısıyla onların da şirketlere sahip çıkmasıyla el birliğiyle güç birliği yapmış oluyoruz. Kardeşlerimle uyumlu bir şekilde çalışıyoruz.
* Bu 14 yıl içinde grubu izlediniz mi? Yönlendirmeleriniz oldu mu?
 Hissedar olarak evet.
* Gruptan uzak kaldığınız dönemde neler yaptınız?
 Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) başkanlığı yaptım, Odalar Birliği’yle meşgul oldum. Ege Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (ESİAD) 8 kurucusundan biriyim. Sanayi Odası’yla beraber üniversite-sanayi işbirliği konseyini kurduk. Onun başkanlığını yaptım. 6-7 yıl Karşıyaka Belediye Meclisi’ne girdim. Beş yıl İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekilliği yaptım. Bu arada 4 şirket kurdum. Biri İzmir Tekno Park A.Ş. Bu şirketi EBSO’da sanayicilerle birlikte kurduk. Orada 32 tane proje geliştirdik. Ufak bir inşaat şirketim, bir danışmanlık şirketim, bir de gıda şirketim var. Yabancı yatırımcılara Türkiye’ye yatırım yapmaları konusunda danışmanlık veriyorum. Bu arada İzmir Kalkınma Platformu’nun başkanlığını yürütüyorum.~* Hangi konularda danışmanlık veriyorsunuz? 
 Türkiye’nin yenilenebilir enerji konusunda çok büyük potansiyeli var. Biyogaz çok büyük fırsatlar sunuyor. Öyle bir potansiyel ki bu, 5’inci bölge teşviği verilse ve biyogaz yatırımları yapanlar bu teşvikten faydalandırılsa Türkiye’nin Rusya’dan ithal ettiği doğalgazın 4’te 1’i yenilenebilir enerji olarak Türkiye’den karşılanır. 
* Grupta enerji yatırımları gündeminizde mi? 
 Yaşar Holding’de 15 megavatlık enerji santralimiz var. Daha yeni bir toptan alım satım şirketi kurduk, onun lisansıyla uğraşıyoruz. Hazirana kadar lisansını alacağız. Yenilenebilir enerjide 3 tane fizibilite yaptık, 3 tane biyogaz tesisi kuracağız. Küçük bir bölüm ama biyogazı ve yenilenebilir enerjiyi önemsiyoruz. 
* Biyogaz tesisi kurmak için ne kadar yatırım gerekiyor? 
 Bir çiftlik, 1 milyon Euro’nun altında bir yatırım gerektiriyor. Beşinci Bölge teşviği uygulandığı taktirde Türkiye’de tahminen 5.000-6.000 biyogaz tesisi yapılır. 
* Gündeminizde başka hangi yatırımlar var?
 Hindide lideriz. 150’ye yakın hindi çiftliğimiz var. Kesinlikle GDO yemi kullanılmaz. Hindi 4 ayda yetişir. Türkiye’ye yeni bir hindi t��rü getirdik. Hindi şişlik, hindi tandıır, hindi döner ve hindi but çeşitleri çıkaracağız. Donuk hindinin yanı sıra taze hindi alanına da gireceğiz. Türkiye’de tavukta da kırmız ette de maalesef ürün çeşitliliği yok. Bu protein kaynaklarını çeşitlendirmek ve seçim şansı sunmak lazım. Gelecekte et, türleriyle satılacak. Angus bonfilesi veya limuzin köftesi gibi etiketler göreceksiniz.
* Türkiye’de kırmızı et fiyatları yüksek. Bu çeşitliliğin et fiyatlarına etkisi ne olur?
 Çeşitlilik, seçenek sunmayı sağlayacak. Türkiye’de hayvan kütlesinin pahalı olmasının bir tek sebebi var. Türkiye’de yem çok pahalı. Yem hammaddelerinin yüzde 50’si dışarıdan alınıyor. Bizim meralarımız kuzu merasıdır, yani kısa ot yetişir. Büyükbaşların beslenmesi için daha uzun ot gerekir. Meralarımızın yeniden tohumlanması gerekiyor. Ege Bölgesi’nin iklimine uygun yem bitkileri yetiştirmek için bir AR-GE çalışması yapıyoruz. Buraya bir Kazak profesör getirdik, şimdi 2 tane Çinli profesör getiriyoruz. Bunlar Gobi Çölü’nü yeşillendiren profesörler. Kurak iklime dayanıklı yem bitkisi konusunda AR-GE yapıyoruz ve önemli aşamalardan geçtik. Bu konuda bildiğimiz her şeyi paylaşmaya hazırız.~* Siz de babanız Selçuk Bey gibi toprağa, çiftliklerinize çok bağlısınız değil mi?
 Tabii rahmetli dedem çiftliği 1963’te almış. Yedi yaşında orada ata binerdim. 60 yaşındayım, çiftlikte büyümüş insanlarız. Biz toprakla haşir neşiriz. Bakmayın sanayiciyiz ama biz ekeriz. Domates de ekeriz, biber de ekeriz, tadından da anlarız. Ören’de, Manisa’da ve Seferihisar’da olmak üzere 3 çiftliğimiz var. Bu işler hem geriye doğru hem ileriye doğru entegre olmadan yapılmaz. Örneğin biz balık yemini de üretiriz balık çiftliğimiz var ve balığımızı ihraç da ederiz. Şimdi kulaklarına etiket asmak üzereyiz. Artık markalı balık çıkaracağız. Tarımı olması gerektiği gibi yapıyoruz.
* Boyada ve gıda dışı diğer sektörlerde gündeminizde neler var?
 Mobilya, sanayi ve inşaat boyalarında Türkiye’de lideriz. Rakiplerimiz, izolasyon satışlarında bizden daha güçlü. Mürekkep boyalarının çoğunluk hisselerini sattık. Teknoloji gerekiyordu o konuda, rakipler daha güçlüydü. Japon Toyo’ya sattık. Teknolojik bakımdan yeterli olmadığımız alanlarda AR-GE yapamıyorsak o alandan çıkarız. Gıda, içecek, inşaat, mobilya ve sanayi boyalarında teknolojik bakımdan tamamen yeterliyiz.
* Şu anda grubun gelirlerinin sektörel dağılımı nasıl? Değişim olur mu?
 Grubun gelirlerinin yüzde 70-75’i gıda ve içecekten geliyor. Temizlik kağıdı, satışlarımızın yüzde 3’ünü oluşturuyor. Geri kalanını da boya.
* 2015 yılı ciro ve ihracat rakamları açısından nasıl geçti?
 2015 yılı iyi geçti, çift haneli büyümemize devam ettik. Yüzde 10 gibi büyümemiz var Ciromuz 4,3 milyar TL’ye ulaştı. İhracatımız aşağı yukarı 100 milyon dolar civarında. Dubai ve Almanya’da şirketlerimiz var. Aşağı yukarı 50 milyon dolar da onların cirosu... 2015’te toplam yurtdışı gelirlerimiz 138 milyon dolar oldu.
* İhracatta en büyük pazarlarınız nereler? En çok hangi ürünleri ihraç ediyorsunuz?
 En büyük iki pazarımız Ortadoğu ve Avrupa. Aşağı yukarı her bir bölgeye 50 milyon dolar civarında ihracat yapıyoruz. Labne, balık, temizlik kağıdının yarı ham hali, boya, su, işlenmiş hindi en önemli ihraç kalemlerimiz.~* Geçen yıl İdil Hanım, İngiltere ve Rusya’ya giriyoruz demişti. Sonra Rusya’yla yaşanan gelişmeler bu planları nasıl etkiledi?
 Rusya’ya her ay 1 milyon dolarlık mal gönderiyorduk. Üç-dört ay gönderdik sonra kriz oldu. Krizde bir malı gönderiyorduk ‘Şimdi gümrükte problem çıkarırlar’ dediler. Onu hemen Gürcistan’a verdik. Ruslar biraz yumuşasın diye bekliyoruz ama Rusya’da ürünlerimiz çok iyi satılıyordu. Rusya’da boya fabrikamız da var. Orada da satışlar düştü.
* Peki 2016 yılı nasıl gidiyor?
 2016’da daha da büyüyoruz, ürün yelpazemizi daha da çeşitlendiriyoruz. Yüzde 10-15 büyüme hedefi koyduk. İnşallah bir kere daha bu hedefe ulaşacağız. Nisan sonu itibarıyla bütçe paralelinde gidiyoruz. Hedeften sapma yok.
* Hangi alanlarda ürün çeşitliliğine gidiyorsunuz?
 Dondurulmuş gıdada yeni ürünlerimiz olacak. Ayrıca, yeni peynir çeşitleri çıkarıyoruz. Ev dışı gıda pazarında daha hızlı büyümek istiyoruz. Lokanta, otel, okul gibi ev dışı tüketime yönelik ürün gamımız da büyüyecek. Çok yakında bu pazara yönelik zeytin çeşitlerimiz çıkacak. Yine bu pazara yönelik ikinci bir şemsiye marka yaratıyoruz. Nar’ca markası altında 15 yeni ürünümüz olacak. *Turizmde yaşanan ve yaşanacak kayıplar sizi nasıl etkiliyor?
 Tabii bizi de etkileyecektir. Bilhassa temmuz- ağustos rakamlarını çok etkileyecek. Buna rağmen telafi için planlar ortaya koyuyoruz.
* Ev dışı pazarda büyüme potansiyelini nasıl görüyorsunuz?
 Şu anda ev dışı gıda pazarında gıda ve içecek satışlarımızın yüzde 23’ünü gerçekleştiriyoruz. Bunu yüzde 40’a getirmek istiyoruz.
* Gıdada hangi alanlarda lidersiniz?
 Uzun ömürlü süt pazarında yüzde 31,3 pay ile, sade süt pazarında yüzde 29, light sütte yüzde 64,1, zenginleştirilmiş çocuk sütünde yüzde 75,5, sürülebilir peynir pazarında yüzde 36,2, labnede yüzde 48,6, krem peynir pazarında yüzde 19,8 ile ciro pazar payı liderliğimiz 2015’te de sürdü. Pınar Et’te ise toplam şarküteri pazarında yüzde 23,7 pazar payıyla lideriz. Sucukta, yüzde 14,8, salamda yüzde 45,4, sosiste yüzde 41,9 pazar payıyla lideriz. Dondurulmuş et ürünleri kategorisinde yüzde 56,5 ciro pazar payı ile tüketicilerin en çok tercih ettiği marka olduk. Dondurulmuş unlu ürünler kategorisinde yüzde 22,1 ile ikinciyiz. Dondurulmuş deniz ürünleri kategorisinde ise yüzde 39,9 ciro payı ile liderliği sürdürüyoruz.
* İhracatta hedefler nasıl?
 İhracatımızı dolar bazında yüzde 2-3 artırmayı planlıyoruz.
* Satın alma ve ortaklık fırsatlarına bakış açıcınız nasıl?
 Fırsatları izlemeye devam ediyoruz. Boyada mevcut liderliğimizi devam ettirmek, gıdada ise büyüme hedefimiz var. Gıdada ürün çeşitlendirmesi yaparak büyüyeceğiz.
* 600 kadar çeşit var demiştiniz. Bunu önümüzdeki dönemde kaça çıkaracaksınız?
 Bir yılda 660 çeşide ulaşırız. Dondurulmuş gıdada paçanga böreği, içli köfte ve soğan halkasını, bitkisel kremayı haziranda ev dışı tüketim pazarına sunmuş olacağız. Her zaman gıdada yenilikçi ürünlerle sektörde yeni kategoriler yaratıyoruz. Rakipler de bizi izliyor. Şimdi üzerinde çalıştığımız kahvaltıyla ilgili 4 yeni ürün var. Laktozsuz ürünlerde de lideriz, şimdi laktozsuz ayran çıkarmayı planlıyoruz.
* Önümüzdeki dönem için ne kadar yatırım yapmayı planlıyorsunuz?
 2015’te 158 milyon TL yatırım yapmıştık. 2015 kriz yılıydı ama 2016’da 200 milyon TL civarında yatırımımız olur.
* İş dışında neler yaparsınız?
 Avcılığımız var, balık avlarız. Çok kitap okurum. Arkeoloji ve tarih ilgi alanım. Şimdi Batman tarafında bir kazı yapılıyor, yeraltındaki şehrin 13 bin yıllık olduğunu söylüyorlar. Yani Göbeklitepe’den de eski bir yerleşim yeri bulundu. Bu beni çok heyecanlandırıyor.~ANAYASA YOK ANLAYIŞ VAR
GİRİŞİMCİLİK SINIRI

Aile anayasamız yok ama şöyle bir anlayış var; Yaşar Holding’de yapılan işlerle ilgili olarak herhangi bir işe dışarıda ilgi duymayız, ortak olmayız. Bu konuda hassasız. Aile kültürümüz, aile görgümüz var ama oturup da 3 kardeş bir şeyler yazıp ona imza atmadık.
ÖNCE DIŞARIDA ÇALIŞMA
Aileden gençlerimizi işe alıyoruz, genç çocuklarımızın belli bir süre çalışmaları lazım. Mesela ben 1981’de Amerika’dan mezun olunca ilk Danimarka’da 2 yıl çalıştım. İdil’in kızı şu anda İngiltere’de çalışıyor. Bir iki yılı geçmemek kaydıyla aile bireylerinin önce dışarıda çalışmasında büyük fayda olduğunu düşünüyorum.
20 YIL PROFESYONEL GİBİ
Bir de grupta aile üyelerinin 20 yıl profesyonel olarak çalışıp sonra yönetim kuruluna girme prensibimiz var. Aile bireyi profesyonel olarak çalışıyorsa kimseye patronluk hissettirmemeli. Hissedar olsa dahi çocuklarımız en alt kademeden işe başlıyor. Ben de aşağıdan geldim. 1983-1984 yıllarında İstanbul’daki bir şirketimizde 2 yıl ihracat müdürlüğü yaptım
BU YÜZDEN AYRILDIM
Benim işten ayrılışım da profesyonel ligden ayrılışım oldu. 2000 yılında o sırada Otak İnşaat’ın başındaydım. 30 milyon dolar ciro yapıyorduk, her yerde şantiyelerimiz vardı. Mc Kinsey uzmanları şirketlerin başına profesyonellerin geçmesi gerektiği yönünde fikir verdi.

“İZMİR’E YATIRIM BEKLİYORUZ”
İSTANBUL’UN PROJELERİNE İMRENİYORUZ

Sivil toplum örgütlerindeki görevlerim devam etmiyor ama ilişkilerim devam ediyor. Bilhassa İzmir’in kalkınması konusu çok önemli. Binali Yıldırım İzmir’i çok sever. Kendisi iki defa İzmir’den belediye başkan adayı oldu ve yüzde 36 da oy aldı. İzmir için güzel projeleri vardı. Açıkçası İstanbul’un projelerine imreniyoruz.
BİNALİ BEY BAŞBAKAN OLDUĞUNDA
İzmir muhalefette kaldığı için yatırım alamıyor. Bunlar büyük projeler, belediyelerin bütçesi yetmiyor, devlet yatırımı gerekiyor. İnşallah Binali Bey başbakan olduğunda İzmir’e yatırım yapar diye düşünüyoruz.
MUHALEFETİN BEDELİ
İzmir’in İstanbul’un gerisinde kalmasının nedeninin siyasi olduğunu düşünüyorum. İzmir’e teşvik yok, Manisa’ya var. İkincisi İzmir’in altyapı ihtiyaçları var. Muhalefette kalan şehir olarak çok fazla yatırım alamadık.
ANLAŞMAZLIK NEDEN DEĞİL
İzmirli aileler içindeki birtakım anlaşmazlıkların İzmir’in yeterince büyüyememesinde bir etken olduğu söyleniyor ama ben buna katılmıyorum. Aile içinde yönetim önce birinde sonra öbüründe olur. Mesela İnci Holding sürekli başkanını değiştiriyor. Bu şirketler ailelerin değil ülkenin şirketleri. Devamlılık esastır. Biz sadece onlara liderlik yapıyoruz, yönlendiriyoruz.
SIKINTI YÖNETİCİLERDE
Yöneticiler kolay yetişmiyor. Burada bir sıkıntı var. Pek çok yönetici çok uzun bir süre aynı işi yapıyor. Halbuki bir yöneticinin rotasyona girmesi, kariyer planlaması yapması lazım. Aynı işi 6 ya da 7 yıldan fazla yapmamak gerekiyor. Yöneticilerin değişik konularda yetişmesi lazım ki o şirkette ileride üst kademe yönetici olabilsin.~“BABAM GİBİ YAŞARIM”
HAFTA SONLARI BİRLİKTEYİZ

Babamla hafta sonları buluşuyoruz. Cumartesi günleri balık çiftliğini konuşuyoruz. Pazar günü de inek çiftliğini, zeytin yağ üretimini konuşuyoruz. Ondan sonra babam çiftliklerle ilgileniyor, daha çok da balık ve büyükbaş çiftliklerle ilgileniyor. Hafta sonlarımızı baş başa geçiriyoruz. İşten de ülke gündeminden de konuşuruz.
İŞLERE KARIŞMAZ
Babam bugün işlere hiç karışmıyor. Babamın bana güveni önceden de tamdı şimdi de tamdır. Boya, kimya ve içecek grubunu aşağı yukarı 8 yıl yönettim. 8 yıl boyunca 11 şirketi idare ettim. 11’i de kârdaydı. Babam bana bir gün olsun, “Bu işi neden böyle yapıyorsun” demedi. Tüm işler başarılıydı.
AYNI DÜŞÜNCEDEYİZ
Biz aynı düşüncede olan insanlarız, milliyetçiyiz, milli markaları severiz. Yabancı ortakları da ancak teknoloji getirecekse azınlık olarak kabul edebiliriz. Dürüst çalışmayı severiz. Devlet ihalesi peşinde koşmayız. Mütevazıyız, benim yatım katım yoktur. Benden çok daha az parası olan insanların Boğaz’daki yatlarını görüyorum ama benim sosyete merakım yok. Aileme, evime ve işime bağlıyım. Akşam oldu mu evime giderim, ne içkim ne sigaram ne de kumarım var. Babam gibi yaşarım. Babam da böyledir.

GIDA TÜKETİMİNDE YENİ TRENDLER
- Dışarıda yemek alışkanlığının artması ev dışı gıda pazarını büyütüyor.
- Dondurulmuş ve pratik ürünlere ilgi giderek artıyor. Normalde fırına gidip alınabilecek ürünü buzdolabından çıkarıp 5-10 dakikada sofraya koyabiliyorsunuz.
- İnsanlar eskiden uzak yerlerden alışveriş yapardı. Haftada bir alırlar ve çok alırlardı. Nielsen’e göre şimdi tüketiciler evlerine en yakın yerlerden alıyorlar ama bir defa değil de üç defada alıyorlar.
- Artık alışveriş sepeti küçüldü ama sıklığı arttı. İnsanlar artık büyük marketlere gitmiyor. Bu biraz da güvenlik sebebiyle olabilir. - -- Ayrıca buzdolaplarının dondurucu kısmı büyüyor. Beyaz eşya şirketleri de tüketici tercihlerini dikkate alarak dondurucu kısmını büyütüyor.
- Dondurulmuş ürünler konusunda Avrupa’nın çok gerisindeyiz ama büyüme potansiyeli çok yüksek.

YAŞAR HOLDİNG’İN YENİ RAKAMLARI
- 2015’te yüzde 10 büyüdük ve ciromuz 4.3 milyar TL’ye ulaştı.
- Bu yıl için yüzde 10-15 oranında büyüme hedefi koyduk, mutlaka yakalarız.
- Cironun yüzde 70-75’i gıda ve içecek, yüzde 3’ü temizlik kağıdı, kalanı ise boya.
- Uzun ömürlü sütte yüzde 31,3, şarküteri pazarında yüzde 23,7 ile pazar lideriyiz.
- Hindide de lideriz, 150 çiftliğimiz var. Bu alanda yeni ürünler çıkaracağız.
- Dondurulmuş gıdada özellikle ev dışı alana yönelik yeni ürünlerimiz olacak.
- Mobilya, sanayi ve inşaat boyalarında lideriz. Bunu sürdüreceğiz.
- Enerjide 15 megavatlık enerji santralimiz var. Yeni yatırımlar yapacağız.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz