Yatırımlara tam gaz devam

Sülün ile Mercedes-Benz Türk’ün yeni dönem planları üzerin konuştuk. İşte satır başları…

9.03.2017 14:33:010
Paylaş Tweet Paylaş
Yatırımlara tam gaz devam
Aslı Sözbilir
[email protected]

SÜER SÜLÜN, Mercedes-Benz Türkiye’nin yeni direktörler kurulu başkanı… “Türkiye’de üretilen her 2 otobüsten 1’ini, her 3 kamyondan 2’sini” ürettiklerini söylüyor. 50 yıldır burada olduklarını, 1 milyar Euro yatırım yaptıklarını hatırlatıyor. “Önümüzdeki dönemde Türkiye’yi, Mercedes içinde Ar-Ge ve hizmet üssü olarak konumlandıracağız” diye konuşuyor. İkiye katlayacakları Aksaray fabrikasından 1 milyar Euro ihracat yapacaklarını belirtiyor ve ekliyor: “Yatırımlarda hiçbir değişikliğimiz olmadı. Tam gaz devam ediyoruz. Takvimimizde yer alan yatırımlarımızda hiçbir erteleme yapmadık. Plana aynen uyduk, üzerine bile koyduk diyebilirim.”

Mercedes-Benz Türk Türkiye’deki ilk yabancı sermayeli şirketlerden biri... Şirket, Türkiye’deki 50’nci yılına tarihinde ilk kez bir Türk “direktörler kurulu başkanı” ile giriyor. 1 Ekim’de görevi selefi Britta Seeger’den devralan Süer Sülün, şirketi çok iyi tanıyan bir isim. “Mercedes-Benz Türk’ün 50 yılının 30’unda buradaydım” diyen Sülün, direksiyona geçene kadar şirketin finans, pazarlama ve satış bölümlerinde yöneticilik yapmış. Sülün, Mercedes-Benz Türk olarak 2015’i hemen hemen tüm alanlarda rekorla kapattıklarını 2016’yı ise çok zor bir yıl olmasına rağmen otomobilde en yüksek satış adetlerine ulaşarak uğurladıklarını anlatıyor. Ekonomideki dalgalanmaların ağır ticari vasıta satışlarında daralmaya yol açtığını ancak her şeye rağmen Mercedes- Benz Türk’ün Türkiye’de daha önceden karar verdiği yatırımlarına tam gaz devam edeceğini vurguluyor. Sülün, “Aksaray’daki kamyon fabrikamızı ikiye katlıyoruz. 2018’den itibaren üretimimizin yüzde 50’sini ihraç edeceğiz, bu da yaklaşık 1 milyar Euro’luk ilave bir otomotiv ihracatı demek. Bunun yanında biz Türkiye’nin bir Ar-Ge merkezi olması için Aksaray’da bir Ar- Ge merkezi açacağız. Ayrıca Türkiye’den sadece ürün değil servisleri de ihraç eden bir konuma gelmek istiyoruz” diyor. Sülün ile Mercedes-Benz Türk’ün yeni dönem planları üzerin konuştuk. İşte satır başları…
* Geçtiğimiz ay CEO olarak atandınız. Bu göreve getirilirken Mercedes-Benz Türk’ün sizden beklentileri nelerdi?

 Hedefler, stratejiler uzun vadeli planlar her değişen CEO ile değişmiyor. Biz 50 yıldır Türkiye’deyiz. Bu 50 yılın 30’unda ben zaten farklı departmanlarda bulundum. Bizim ayağı yere çok sağlam basan sağlam bir stratejimiz ve hedeflerimiz var. Bu çerçevede bunlar devam ediyor, yani orada herhangi bir değişiklik yok. En önemli beklenti uzun vadeli stratejilerimizi, hedeflerimizi hayata geçirmek. O anlamda 1 Ekim’den itibaren kolları sıvadık.
* Sizin CEO olduktan sonra odaklandığınız başlıklar, öncelikleriniz neler? Mercedes’te nasıl bir fark yaratmayı planlıyorsunuz?
 Türkiye’deki ilk yabancı sermayelerden birisiyiz. Aksaray’daki iki fabrikamızın 30’uncu yılını kutluyoruz. Dolayısıyla bizim zaten çok sağlam köklerimiz var. Özellikle ticari vasıtada iki tane çok önemli fabrikamız var. Hoşdere, entegre (komple) otobüs alanında baktığınız zaman Daimler’in dünyadaki en büyük otobüs fabrikası… Aksaray’da bir kamyon fabrikamız var, onu da büyütüyoruz. Dolayısıyla bu iki fabrikamızın önemini Daimler dünyasında daha da artırmak, sadece ürünlerle değil, mühendislik ve servis hizmetleriyle de bu networkün içinde daha önemli bir yer almak bizim en önemli stratejilerimizden biri. Dediğim gibi Hoşdere zaten dünya ölçeğinde  4 bin 700 otobüs üretimi gibi çok ciddi bir kapasiteye sahip. Aksaray’daki kamyon fabrikamızı da ikiye katlıyoruz. 2018’den itibaren üretimimizin yüzde 50’sini ihraç edeceğiz, bu da yaklaşık 1 milyar Euro’luk ilave bir otomotiv ihracatı demek. Bunun yanında biz Türkiye’nin bir Ar-Ge merkezi olmasını istiyoruz. Dolayısıyla Ar-Ge merkezimizi gittikçe büyütüyoruz. Aksaray’da ilave bir Ar-Ge merkezi açacağız, nisan ayındamerkezin temelini atacağız. Ayrıca Türkiye’den sadece ürün değil, servisleri de ihraç eden bir konuma gelmek istiyoruz. Örneğin şu anda mevcut bir BT üssümüz var.
Buradan 300 kişilik ekiple bütün Mercedes dünyasına SAP konusunda destek veriyoruz. Bunları daha da genişletmek, büyütmek istiyoruz.~* 2015’in Mercedes-Benz Türk için çok iyi geçtiğini görüyoruz. 2016’yı nasıl kapattınız? Hedeflerinizi tutturdunuz mu?
 2015’i hemen hemen tüm alanlarda (satış, üretim, ihracat) rekorla kapattık. 2016 da çok zor bir yıldı. Profesyonel hayatımdaki en zor yıldı diyebilirim. Çünkü, bizim alışkın olmadığımız şeyler oldu. Biz ekonomik krizlere alışkınız. Yani ekonomik kriz olur, döviz artar, faiz artar. Parametreler, tedavi ve reçeteler bellidir. Geçtiğimiz yıl ise gerçekten farklıydı. Yani her şey oldu, çok üst üste geldi. Ama genel olarak baktığınızda otobüste üretim olarak rekor değil ama en iyi 2’nci yılımız oldu. 4 bin 500 civarında otobüs ürettik. Toplam kapasitemiz 4 bin 700. Kamyonda toplam imalatta ciddi bir düşüş yaşadık. O da tamamen iç pazardan kaynaklanan bir konu. Çünkü 2015’ten 2016’ya geçerken emisyon oranlarındaki motor normları değişti. Euro 5’ten Euro 6’ya geçildi. 2015 yılında yaklaşık 20 bin civarında kamyon üretirken, 2016’da 9-10 bin bandına indik ki yüzde 50 bir azalış var. Pazar da paralel olarak düştü. Burada sevindirici olan kamyon ihracatımızı 2015’e göre yüzde 400 artırdık. Aksaray fabrikamız yüzde 95 oranında iç pazara bağlı. Bu yıl yarıdan biraz daha fazla ihracatımızı yaptık. Önümüzdeki yıldan itibaren iç pazar da arzu ettiğimiz seviyeye gelirse üretim artışımız ciddi anlamda yükselecek.
* Satış ve kârlılıkta 2016 sizin için nasıl geçti?
 Dediğim gibi 2016 çok zor bir yıldı. Zaten pazar özellikle ticari araçta yüzde 50 düştü. Bu arada şundan çok mutluyuz, otomobilde 2016 yılını yine rekorla kapattık. En yüksek satış adedimizi yaptık, 32 bin adedin üzerinde bir satışımız var. Dolayısıyla otomobilde son derece memnunuz, zaten 2016 otomotiv endüstrisi için de hem imalatta, hem satışta hem de ihracatta büyük olasılıkla rekor yıl olacak. Bunun ana sebeplerinden biri ihracatımızın ağırlıklı olduğu Avrupa’daki otomobil pazarının büyümesi. Bize gelecek olursak daralma ağır ticari vasıtada beklediğimiz bir şeydi, bu gerçekleşti. Onun üzerine biraz daha daraldı. Örneğin turizmdeki daralmayı biz artık kemiklerimize kadar hisseder duruma geldik. Çünkü turizm bizim için, özellikle kamyon ve otobüste önemli bir segment. Kamyon aslında biraz ekonominin tansiyonudur. Yani en önce o reaksiyon verir, ilk çıkan da kamyon olur. Çünkü ne kadar üretir, ne kadar satar, ne kadar ihraç ederseniz o kadar mal taşırsınız. Dolayısıyla Türkiye’de bu yıl yüzde 45-48 civarında bir pazar daralması oldu. Bunu neredeyse birebir kendi satışlarımızda gördük. Satışlarınız yüzde 50 azalıyorsa zaten doğal neticesi olarak kârlılıkta da bazı sıkıntılar yaşamanız son derece doğal. Onun dışında kur çok geniş bir bantta hareket etti. O da bizi çok acıtıyor. Ekonomide de beklentilere, maliyet artışına sebebiyet veriyor. Dolayısıyla bütün bunlara baktığım zaman iyi ki 2016’yı kapatmışız diyorum.
* 2016 başında planladığınız yatırımlarda bir sapma oldu mu?
 Yatırımlarda hiçbir değişikliğimiz olmadı. Tam gaz devam ediyoruz. 2016 takvimimizde yer alan yatırımlarımızda hiçbir erteleme yapmadık. Plana aynen uyduk, üzerine bile koyduk diye bilirim. Ben son 30 yılını burada geçirmiş birisi olarak pek çok kriz sayabilirim. Bunların hepsi geçici. Sonuç olarak biz 50 yıldır buradayız, Türkiye’deki toplam yatırımımız 1 milyar Euro.
* Üretim, dağıtım ve satış anlamında önümüzdeki 5 yıl için hedefleriniz nelerdir?
 Türkiye, özellikle ağır vasıtada dünyada oldukça önemli bir pazar. Bunu koruyacağımızı düşünüyoruz. Türkiye’nin büyümesine paralel bu pazar da doğal olarak büyüyecektir. Onun dışında uzun vadeli olarak şuna inanıyoruz: Eğer Suriye ve Irak’taki problemler çözülürse, orası stabil bir duruma geçerse, çok ciddi bir zıplama olacağını düşünüyoruz. Özellikle bizim güney tarafta belki bir bu kadar daha kapasiteye ihtiyacımız olabilir. Yani eğer Suriye’de, Irak’ta bir yeniden yapılanma olacaksa bunu kim yapacak? Tabii ki bizim yapıyor olmamız lazım. Dolayısıyla orada bir stabilite olduğunda ciddi anlamda pozitif etkinin olacağını düşünüyoruz.~* İş yapış şekillerinizde önümüzdeki dönemde bir yenilik var mı? 
 Şirkette bir değişim dalgası yaratmaya çalışıyoruz. Şirketi daha çevik, daha hızlı hareket eden, daha formda, daha yatırımcı ruhlu bir hale getirmek istiyoruz. Yani o kurumsallıktan biraz çıkartıp daha startup moduna getirmek istiyoruz. Buna ciddi anlamda bir mesai harcıyoruz, ciddi anlamda bir kapasite tahsis ediyoruz. Yaratıcı fikirlere biraz daha yol açmak istiyoruz. Tahmin ediyorum yaklaşık 1-1,5 yıl içerisinde neticelendireceğiz ama bu aslında bitecek bir şey değil, sürekli bir hayat tarzı haline gelecek.
* Tüm krizlere rağmen dünyada ve Türkiye’de otomotivin çok iyi durumda olmasını nasıl açıklıyorsunuz?
 Otomotiv son 2 yıldır büyüyor ama 2009’dan sonra epeyce küçülmüştü. Yani ertelenmiş bir talep vardı. Bir de son 2-3 yıldır hammadde fiyatlarında ciddi bir düşüş yaşandı. Bu da maliyetler üzerinde ciddi bir hafifleme yarattı. Bunun rüzgârıyla tüm dünyada otomotiv sektöründe büyüme oldu. Türkiye olarak baktığınız zaman ihracatımızın çok büyük bölümü Batı Avrupa’ya ve oradaki işler şu anda iyi gidiyor, ekonomi büyüyor, pazar büyüyor. Bu da bizim ihraç pazarlarımız için iyi bir şey.
* Sizce sektörün gelişiminin önündeki en büyük engeller neler?
 “En önemli konu nedir” diye bana soracak olursanız; ben “öngörülebilirlik” derim. Ekonomik anlamda, politik anlamada ve uygulama anlamında bir öngörülebilirlik olması lazım. Yani eğer bir uygulama çıkıyorsa ve “Şu tarihten sonra geçerlidir” deniyorsa bizim buna göre pozisyon almamız ve artık onunla bir daha oynanmaması lazım. İkincisi iç pazarınız kuvvetli olacak. Yani prensip olarak nerede satıyorsanız orada üretmeniz lazım. Çünkü lojistik zaten çok pahalı bir şey. Dolayısıyla iç pazarınızın kuvvetli olması yönünde adımlar atılmalı ki atılıyor, ÖTV hariç. Yani vergiyi veya fiyatları artırarak satışları artıramazsınız. Eğer pazarı büyütmek istiyorsak, talebi artırmak istiyorsak vergileri azaltmamız lazım ama orada önemli kelime “Eğer”. Vergiler azalırsa ki bu 2009 yılında yapıldı. 2009 krizinde ÖTV düşürüldü ve sonrasında ciddi anlamda satış yapıldı. Stratejik bir karar olarak eğer satışları artırmak istiyorsak vergileri düşürmemiz lazım.

“YATIRIM STRATEJİMİZ KESİNTİYE UĞRAMAYACAK”
19 TEMMUZ KARARI
Aslında çok heyecanlı bir dönemdeyiz. Aksaray’a 115 milyon Euro civarında bir yatırımımız var. Kapasitemizi artırıyoruz, ürün portföyümüzü değiştiriyoruz. Bunlar tam gaz devam ediyor. Bunun yanında nisan ayında Aksaray’daki Ar-Ge merkezimizi açacağız. Burada enteresan olan şu; biz bunun kararını 19 Temmuz’da aldık. Bu Ar-Ge merkezi sadece Türkiye’ye değil global anlamda bütün network’e hizmet edecek. 2018 yılından itibaren Aksaray’dan yaklaşık 1 milyar Euro’luk kamyon ihraç etmeye başlayacağız.
KESİNTİSİZ STRATEJİ
Türkiye’nin toplam otomotiv ihracatının 21 milyar dolar olduğunu düşünecek olursanız sadece Aksaray’dan 1 milyar Euro’luk kamyon ihraç edilmesi ve bunun 1,5 yıl gibi bir sürede yapılması Türkiye için çok önemli bir şey. Ayrıca bütün Mercedes-Benz dünyasının Ar-Ge merkezlerinden birinin Aksaray’da olması da çok önemli. Düşünebiliyor musunuz; Aksaray’dan Avrupa’ya, özellikle Batı Avrupa’ya 1 milyar Euro’luk kamyon ihracatı yapılacak. Gerçekten müthiş bir şey bu… Bunun istihdama faydası var, yan sanayiye faydası var.~“EKONOMİ KRİZDE DEĞİL, SEKTÖRDE KÜÇÜLME BEKLİYORUZ”
2017 ÖNGÖRÜSÜ

Türkiye oldukça dinamik bir ülke. Özellikle son 2-3 yıldır gündemi tutturamıyoruz. Bir konuyu alıp konuşurken başka bir konu çıkıyor. Dolayısıyla bütün parametreleri alt alta üst üste yazdığımız zaman otomobil sektörünün genelinde 2017’de biraz küçülme bekliyoruz. ÖTV’deki ve kurlardaki artışın muhakkak maliyetlere ve fiyatlara yansıması olacak.
SURİYE, IRAK ÖNEMLİ
Uzun zamandan sonra ilk defa son çeyrekte Türkiye ekonomisi küçüldü. Ümit ediyoruz ki bu küçülme trendi tekrardan büyüme trendine döner. Suriye ve Irak konusu bizim için hem şirket hem pazar olarak son derece önemli. Çünkü Suriye ve Irak bizim özellikle ticari vasıtada üs dediğimiz noktalar. Dolayısıyla orada herhangi bir durulma olduğu müddetçe ümidimizi koruyoruz. Ama genelde ne olur derseniz, bu yılki seviye olursa mutlu oluruz.
KRİZİ TANIYORUZ
Şirket olarak şuna karar veremiyoruz; ülke olarak krizde miyiz, bir kriz var mı? Biz krizi biliyoruz. Ben krizler konusunda tecrübeli ve hatta şerbetliyim. Bence krizde değiliz. Çünkü kriz olan bir ülkede otomotiv endüstrisi yılı rekorla kapatamaz. Eğer bugün bütün bu olan bitenlere rağmen Türkiye tarihinde en fazla otomobil satıldıysa, krizden söz etmek ne kadar doğru bilmiyorum. Bu farklı bir şey…

MERCEDES-BENZ TÜRK’ÜN GELECEK PLANINDA NELER VAR?
*Hoşdere’deki otobüs fabrikası 4 bin 700 kapasiteyle dünyanın en büyüğü… Aksaray’daki kamyon fabrikasını da ikiye katlıyoruz.
* İki fabrikanın Daimler’deki önemini artırma, mühendislik ve servis hizmetleriyle daha fazla yer almasını sağlama hedefindeyiz.
* 2018’den itibaren üretimimizin yüzde 50’sini ihraç edeceğiz. Bu da yaklaşık 1 milyar Euro’luk ilave bir otomotiv ihracatı demek.
* Aksaray’da ilave bir Ar-Ge merkezi açacağız, nisan ayında temelini atacağız.
* BT üssümüz var, bütün Mercedes dünyasına Türkiye’deki 300 kişilik bir ekiple hizmet veriyoruz. Bunları büyütmek istiyoruz.
* Ağır vasıtada, kamyonda biz pazar olarak Brezilya ve Almanya’dan sonra 3’üncüyüz. Bu konumumuzu korumak için uğraşıyoruz.
* Yatırımlarda hiçbir değişikliğimiz olmadı. Tam gaz devam ediyoruz. Takvimdeki yatırımlarımızda hiçbir erteleme yapmadık.
* Bu yaşanan ekonomik sıkıntıların hepsi geçici. 50 yıldır buradayız ve toplam yatırımımız 1 milyar Euro’yu geçti.
* 2017’de sektörün bir miktar küçülmesini bekliyoruz. Ama yaşadıklarımıza da kriz demiyoruz.
* Biz hızlıyız, biz çeviğiz, ama daha da çevik olabiliriz” diyoruz. Bu nedenle yaratıcı fikirlere daha da açılacağız.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz