"Yurt dışına odaklandık"

Mehmet Ali Aydınlar’la yeni dönemi ve yatırım planlarını konuştuk...

4.02.2017 14:17:270
Paylaş Tweet Paylaş
"Yurt dışına odaklandık"
Nil Dumansızoğlu
[email protected]

Türkiye’nin en büyük sağlık grubu Acıbadem’in gündeminin en önemli maddesi yurt dışı yatırımlar. Öncelikli pazar olarak Balkanlar’a odaklanan grup, o bölgede her ülkede hastane açma hedefi doğrultusunda iddialı çalışmalar yürütüyor. Şu an radarlarında Sırbistan’ın bulunduğunu ve görüşmelerin devam ettiğini söyleyen Acıbadem Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su MEHMET ALI AYDINLAR, ayrıca Rusya ve Ukrayna’yla da ilgilendiklerini belirtiyor. 2017 yılında Hollanda’da da bir klinik açacaklarını ifade eden Aydınlar, “Hedefimiz, ciromuzun yüzde 50’sini dolar veya Euro bazına oturtmak” diyor.

Acıbadem Sağlık Grubu’nun ilk hastanesi, 25 yıl önce kurulduğunda Türkiye’de “sağlık” bir sektör olarak kabul edilmiyordu. Türkiye’de zincir hastanelerin öncüsü konumunda olan Acıbadem Sağlık Grubu’nun bugün 16’sı Türkiye’de, 4’ü Bulgaristan’da, biri Makedonya’da ve son olarak Irak’ta işletmesi üstlenilen bir hastane olmak üzere toplam 22 hastanesi var. Grup, IHH (IHH Healthcare Berhad) ile yapılan ortaklık sonrasında Asya ve Uzak Doğu’nun en büyük, dünyanın ise ikinci en büyük sağlık grubunun bir parçası haline geldi. Acıbadem’in, büyüme stratejisi yurt dışına odaklanmış durumda. En son Bulgaristan’da yapılan 125 milyon Euro’luk yatırımla Bulgaristan’ın en büyük hastane grubu oldu. Balkanlar’da büyümeye devam edeceklerini ifade eden Acıbadem Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Mehmet Ali Aydınlar, şimdi radarlarında Sırbistan’ın bulunduğunu söylüyor. Rusya ve Ukrayna’yla görüşmelere devam ettiklerini belirterek Hollanda’da da yeni bir yatırım yaptıklarını aktarıyor: “Bugüne kadar hep gelişmekte olan ülkelerde faaliyet gösterdik. Şimdi gelişmiş ülkeleri de denemek istiyoruz. Bu nedenle Hollanda’nın Amsterdam şehrinde büyük bir klinik yapıyoruz, onu da yılbaşında açmayı hedefliyoruz.” Grubun cirosunun, yüzde 15’i yurt dışındaki hastanelerden ve yüzde 10’unun ise Türkiye’de tedavi edilen yabancı hastalardan olmak üzere, toplam yüzde 25’inin yabancı para cinsinden olduğunu açıklayan Aydınlar, bunun ağırlıklı kısmının Euro olarak kazanıldığını ve hedeflerinin, cironun yüzde 50’sini dolar veya Euro bazına oturtmak olduğunu söylüyor. Mehmet Ali Aydınlar’la yeni dönemi ve yatırım planlarını konuştuk:
* Siz 1991 yılında Acıbadem’le sağlık sektörüne adım attığınızda Türkiye’de zincir hastane modeli gelişmemişti. Bu sektörün öncülerinden oldunuz. O dönemden bu yana zincir hastaneler özelinde, sağlık sektöründe Türkiye nereden nereye geldi?
 Aslında 25 yıl önce biz bu işe başladığımızda sağlık bir sektör olarak kabul edilmiyordu. Hatta bankalar hastanelere kredi bile vermiyordu. Az sayıda özel hastane vardı. Ancak bugün geldiğimiz noktada çok farklı bir tablo var. Başta biz olmak üzere Türkiye’de zincirler oluşmaya başladı. Hatta sektörde konsolidasyon süreci bile başladı. Bu konsolidasyon sürecinin daha da devam edeceğini düşünüyorum. Çünkü sağlık çok dinamik, sürekli maliyet kontrolü yapmanız gereken bir sektör. Burada ölçek ekonomisi devreye giriyor ve maliyetleriniz büyüklüğünüzle orantılı olarak değişiyor. Ancak sektörün bugüne dek ulaştığı noktaya baktığınız zaman yine de çok büyük gruplar yok diyebiliriz. Sektörde Acıbadem’le birlikte grup olarak Medicalpark, Memorial, Medipol ve Medicana bulunuyor. Onlardan sonra gelenler daha küçük hastaneler, yerel girişimler.
* Büyük holdingler de sağlık sektörüne yatırımlar yaptı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
 Anadolu Grubu ve Koç Holding gibi büyük holdingler de bu sektöre girdi. Ancak bu grupların ikisinin de sadece bir hastanesi var. Son dönemde ise büyük holdinglerden bir tek Özyeğin Florence Nightingale’e yatırım yaptığı göze çarpıyor. Türkiye’de şöyle bir gerçek var: 2008 yılından bu yana yeni özel hastanelerin yapılmasına izin verilmiyor. O nedenle yeni hastane açmak isteyen kuruluşlar, mevcut hastaneleri alarak büyüyebiliyor. Bazıları hastaneleri, bazıları da onların ruhsatlarını alıyor. Dolayısıyla artık yeni oyuncuların sağlık sektöründe yer alması, gelişmesi çok kolay değil.~* O zaman sağlık sektöründe büyümek denildiğinde bu yenilerini açmak anlamına gelmiyor?
 Evet, açamıyorsunuz. Sadece ruhsatınız varsa açabiliyorsunuz. O nedenle de ilave hastane gelmiyor, hastane sayısı artmıyor. Şu anda 600’e yakın özel hastane var. Bunlar sadece el değiştiriyor. Biz de yurt içinde, kapanan hastaneleri satın alarak ya da ruhsatını alarak iki şekilde büyüyoruz. Genelde hastaneler bizim modelimize uygun olmadığı için yerini ve cihazlarını değil, ruhsatı alıyoruz.
* Bu uygulama sizce doğru mu?
 Kamu, haklı olarak birtakım önlemler aldığından regülasyonlar dolayısıyla sağlıkta dilediğiniz gibi büyümeniz mümkün değil. Aslında Türkiye’deki sağlık sektörünün büyüklüğü fena değil. 600’e yakın özel hastane var. Sağlık Bakanlığı’nın sağlık sektörünün yüzde 30’u özel, yüzde 70’i kamu şeklinde olmalı gibi bir yaklaşımı var ki bence bu doğru bir yaklaşım.
* 2012 yılında IHH ile ortaklık anlaşması imzaladınız. Son durumda ortaklık yapınız nasıl oldu?
 Biz Acıbadem’de 3 ortağız. IHH, Khazanah ve benim ortaklığım var. Ayrıca IHH aynı zamanda hakim şirketimiz. Merkezi Kuala Lumpur’da olan IHH’in yaklaşık yüzde 30’u halka açık ve hem Singapur hem Malezya borsalarında işlem görüyor. Benzer şekilde bu şirkette de 3 ortaklı bir yapı var. Bu şirketin bir iştiraki aracılığıyla International Medical University (IMU) isimli bir üniversitesi bulunuyor. Bunların yanında iki tane hastane operasyonları yapan ana iştirak daha faaliyet gösteriyor. Bir tanesi Singapur merkezli Parkway Pantai Limited (PPL), diğeri de Türkiye merkezli Acıbadem... O bölgedeki hastanelerin tamamı PPL’ye, bu bölgedekilerin tamamı da Acıbadem’e ait. Ben bu ortaklığı yaparken buradaki bir kısım hissemi IHH ile takas ettim ve onlardan hisse aldım. Şu anda Acıbadem’in yüzde 25 hissesi bana ait. Takas ettiğim hisseler dolayısıyla ben, halihazırda hem IHH’in hem Acıbadem’in farklı oranlarda hem doğrudan hem de dolaylı olarak hissedarıyım. Acıbadem’deki yönetim kurulu başkanlığı ve CEO’luk görevimin yanı sıra IHH’e de icra kurulu ve yönetim kurulu üyeliğimle destek veriyorum.
* Bu ortaklığa karar vermeniz nasıl oldu?
 Finansal açıdan baktığınız zaman Acıbadem’in geçirdiği 3 önemli aşama var. Birincisi 2000 yılında şirketin yüzde 30’unu halka arz etmemiz, ikincisi 2008 yılında Abraaj Capital ile sağlık sektöründe ilk özel sermaye ortaklığını yapmamız, üçüncü ve sonuncusu da 2012 yılında IHH ile yaptığımız stratejik ortaklık. Abraaj Capital bir özel sermaye fonu olduğu için yaptığı ortaklığın stratejik bir amacı mevcut değildi. Bu nedenle belirli bir süre yatırım yapıp sonra hisselerini satarak çıkış yaptı. Bu satış sırasında onların hissesine talip olan çeşitli gruplar vardı. Benim de fikrimi aldılar ve bize en uygun yapı olan IHH üzerinde karar kıldılar.
* Şu anda Acıbadem’in büyüklüğü ne duruma geldi?
 Acıbadem, Uzak Doğu’nun en büyük, dünyanın ise ikinci büyük hastane grubun olan IHH’in bir parçası haline geldi. Ayrıca IHH olarak da son dönemlerde yapılan satın almalarla Hindistan’ın ikinci büyük sağlık grubu haline geldik, birincinin de ortaklık paylarına sahibiz.
* 2012 yılında sizinle yaptığımız bir söyleşide “Balkanlar’da en azından 3 şehirde daha Acıbadem’i göreceksiniz. 5-6 yıl sonra bölgede çok sayıda Acıbadem Hastanesi olacak” demiştiniz. Bu hedeflerin ne kadarını gerçekleştirdiniz?
 Bu hedeflerimiz gerçekleşiyor. Şu anda Üsküp’te bir hastanemiz, Bulgaristan’da 4 hastane ve 4 tıp merkezimiz var. Üsküp’teki Acıbadem Sistina adlı hastanemiz, o bölgenin referans hastanesi ve çok iyi çalışıyor. Bulgaristan’a 4 hastane ve 4 tıp merkezini bu yıl satın alarak girdik. Oradaki markamız da Acıbadem City Clinic. 125 milyon Euro düzeyinde yatırım yaparak Bulgaristan’ın en büyük özel sağlık sunucusu biz olduk; kalp cerrahisinin ve kanser tedavilerinin yarısını biz gerçekleştiriyoruz. Irak’ta bir hastanemiz var, ancak hisseleri bize ait değil, sadece işletmesini yürütüyoruz.~* Yurt dışında büyüme stratejiniz nedir? 
Yurt dışında büyümemizi ağırlıklı olarak satın alma yoluyla yapmayı düşünüyoruz. Oturmuş, pozitif ve kâr üreten hastaneleri alıp onları daha da geliştirmeyi hedefliyoruz. 
* Fırsat olarak gördüğünüz pazarların hangi özellikleri orayı sizin için avantajlı kılıyor? 
 Bizim sunduğumuz hizmeti satın alabilecek ekonomik gücü olan insanların olması, kamunun özel sektöre bakışı önemli rol oynuyor. Ama yatırım yaparken dikkate aldığımız birçok etken var: Nüfusu, demografik yapısı, sağlık sektörünün geldiği nokta, bölgede nitelikli hekim ve sağlık personeli olup olmadığı, kamunun özelden sağlık hizmeti satın alıp almaması gibi faktörlerin hepsini inceleyip ondan sonra karar veriyoruz. Bizim için avantajı olabilecek her pazarı takip ediyoruz. 
* Yurt dışında hastane açmak Türkiye’de açmaktan daha mı kolay? 
 Türkiye’de kısıtlamalar yeni hastane açılmasını zorlaştırıyor ama bahsettiğim ülkelere baktığınızda sağlık sektörü gelişmiş olmadığı için bu tür yatırımlara ihtiyaçları var. Bu nedenle Türkiye’ye kıyasla daha kolay oluyor.
* Yurt içinde yapmayı düşündüğünüz yatırımlar var mı?
 Şu anda devam eden 4 yatırımımız var. Altunizade’de yaptığımız hastaneyi ocak ayında tamamlamayı, 1 Mart 2017’de de hasta almayı hedefliyoruz. Bu hastane bizim şu andaki en büyük hastanemiz olacak; 98 bin metrekare kapalı alana sahip ve 325 yataklı bir hastane.
Maslak Acıbadem Hastanesi’nin ise ikinci etabına başladık, hastaneyi genişletiyoruz. 60 bin metrekare ilave hastane binası yapıyoruz. Ataşehir’de 40 bin metrekare kapalı alanı olan bir hastane yapıyoruz. Bir de Kartal’da 25 bin metrekare bir hastane yapıyoruz. Ataşehir, Maslak, Kartal’daki yatırımların 2018’de faaliyete geçmesini planlıyoruz. Açıkçası Türkiye’de bundan başka bir şehre daha gidersek İzmir ve Antalya’yı tercih edebiliriz. Onun dışında da daha fazla bir yere yatırım yapmak şu anda gündemimizde yok, daha çok yurt dışında büyümeyi düşünüyoruz.
* Acıbadem Grubu olarak başka işleriniz var mı ve ya ilgileniyor musunuz?
 Hayır, biz sadece sağlık işindeyiz. Şöyle derim hep, sağlık başka bir işin yanında yapılacak ikinci bir iş değil. Sağlık yılda 365 gün 24 saat konsantrasyon isteyen bir konu.
* Sağlık teknolojileri gibi konularda yatırımınız var mı?
 Acıbadem Teknoloji diye bir şirket kurduk, bu şirketin altında A Store adıyla ilaç yönetim sistemi oluşturduk. Bu sistem şu ana kadar Amerikalıların tekelinde olan bir işti, ama biz yazılımını ve endüstriyel tasarımını kendimiz yaptık ve piyasa göre maliyet olarak avantajlı konuma geldik. Bu sistem şu anda hem bizim hastanelerimizde kullanılıyor hem yurt dışından ciddi talep görüyor. Örneğin geçenlerde yabancı bir ülkenin sağlık bakanı geldi ve bu sistemi kendi ülkesinde 2 hastaneye kurmak istediğini söyledi.
* Acıbadem’in sosyal sorumluluk projelerinden, eğitime ve spora verdiği destekten bahsedebilir misiniz?
 Acıbadem Üniversitesi benim sosyal sorumluluk projem. Üniversitede okuyan öğrencilerin yarıdan fazlası yüzde 100 burslu okuyor ve tek amacım bu ülkeye nitelikli gençler kazandırmak. Onun dışında ben şahsen birçok okul, kültür merkezi, cami gibi yatırımlar yapıp kamuya bağışlıyorum. Ayrıca çok sayıda burslu öğrenci okutuyorum. Türkiye’de sağlıkla sporu yan yana getiren kurum Acıbadem. Daha önce spor kulüpleri sağlık hizmetlerini kamunun üniversite hastanelerinden alırdı. Bu geleneği biz, Acıbadem olarak değiştirdik. Şu anda birçok ülkenin basketbol ve futbol milli takımlarının sağlık sponsoruyuz. Türkiye ve yurt dışında 50’nin üzerinde kulübün sağlık sponsorluğunu yürütüyoruz. Fulya’da FIFA’dan mükemmeliyet merkezi sertifikası olan çok gelişmiş bir sporcu sağlığı merkezimiz var. 
* Acıbadem Üniversitesi’nin gelişimi nasıl gidiyor?
 4 bine yakın öğrencimiz var ve sayıyı bu civarda tutmayı planlıyoruz. Yeni bir fakülte açmayı düşünmüyoruz.
* İşin lideri olarak en çok nelere odaklısınız, en çok nelerle uğraşıyorsunuz?
 Ben her işle ilgilenmeyi seven birisiyim. Operasyonla da uğraşırım diğer konularla da... Ama en çok vaktimi ne alıyor derseniz yeni yatırımlar ve seyahat alıyor. Seyahat hayatımda önemli bir yer tutuyor, bir gün Üsküp’te yönetim kurulu toplantısındayken ertesi günlerde art arda Sofya’da, Singapur’da, İstanbul’da yönetim kurulu toplantılarım oluyor. Ayrıca İstanbul’da Acıbadem’in yönetim kurulu toplantısını yapıyoruz. Her şeyden önce bu bile ciddi bir zaman alıyor.~“BALKANLAR’DA BÜYÜMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
SIRBİSTAN’LA GÖRÜŞÜYOR

Önce yakın coğrafyadan başlayarak büyümeyi hedefliyoruz. Balkanlar’da büyümeye devam edeceğiz, Balkanlar’ın her ülkesinde olmak istiyoruz. Şimdi radarımızda Sırbistan var. Yakın bir zamanda burada bir hastane grubunu daha bünyemize katacağımızı düşünüyoruz. Ayrıca 2017 yılında Makedonya’da da 2 tane daha hastaneye bağlı tıp merkezi açmayı planlıyoruz.
RUSYA’DA YATIRIM OLABİLİR
Daha sonra girmeyi düşündüğümüz ülkeler Romanya, Arnavutluk olabilir. Rusya ve Ukrayna gibi Türkiye’nin kuzeyindeki ülkelerle de görüşmelerimiz sürüyor, çeşitli girişimlerimiz mevcut. Ama bunların ne kadarı gerçekleştirilir şu anda net bir şey söylemek mümkün değil. Ayrıca Acıbadem olarak Kuzey Afrika’da da olmak istiyoruz ama tüm bunlar bir süreç işi. Şu an en yakın hedeflerimiz Balkanlar ve Rusya.
HOLLANDA’DA KLİNİK AÇIYOR
Şimdiye kadar hep gelişmekte olan ülkelerde faaliyet gösterdik. Şimdi gelişmiş ülkeleri de denemek istiyoruz. Bu nedenle Hollanda’ya bir yatırım yaptık. Hollanda Amsterdam’da yılbaşında açmayı hedeflediğimiz büyük bir klinik yapıyoruz.


“TÜRKİYE COĞRAFYANIN SAĞLIK ÜSSÜ OLACAK”
SAĞLIK TURİZMİ GELİŞİYOR

Türkiye’de sağlık turizmi büyümeye, gelişmeye devam ediyor ve ben çok iyi yerlere geleceğine inanıyorum. Biz bu işe 2008’de başladığımızda Türkiye’ye yurt dışından gelen hasta yoktu. 2008’den bu yana çok büyük bir artış yaşandı ve şu anda ciddi sayıda yurt dışından hasta geliyor. Bu eğilim, her gün daha da büyüyerek devam edecek.
TÜRKİYE COĞRAFYANIN EN İYİSİ
Türkiye gerçekten kendi coğrafyasında en iyi sağlık hizmetlerini sunabilen bir ülke. Avrupa’nın birçok ülkesinden çok daha nitelikli ve kaliteli hizmet veriliyor. Fiyatları da diğer Batılı ülkelere göre çok daha uygun. Bu durumun Türkiye’deki sağlık turizmi için büyük bir fırsat olduğu kanaatindeyim.
TL BAZINDA BÜYÜME KORUNDU
Terör olaylarının yoğun olduğu dönemlerde yabancı hasta sayısında bir düşüş görülüyor ama ardından hemen toparlanıyor. Yaşanan terör olaylarına rağmen TL olarak büyümemizi muhafaza edebilmemiz de çok önemli, yarın bu işler bittiği zaman Türkiye bence bütün bu coğrafyanın sağlık üssü olacak.

ACIBADEM’İN BÖLGESEL BÜYÜME ROTASI NASIL?
1 2012’de IHH ile yaptığımız stratejik ortaklık Acıbadem için önemli bir aşama oldu.
2 Uzak Doğu’nun en büyük, dünyanın 2’nci büyük hastane grubu IHH’in bir parçası haline geldik.
3 Ben de bu ortaklığı yaparken buradaki bir kısım hissemi IHH ile takas ettim ve onlardan hisse aldım. 4 2016’da her şeye rağmen yılı yüzde 22 büyümeyle kapatıp 2,5 milyar TL ciro yapacağız.
5 2017’de yüzde 21 büyümeyle ciromuzu 3 milyar TL’ye ulaştırmayı hedefliyoruz.
6 Ciromuzun yüzde 15’i yurt dışı, yüzde 10’u yabancı hastalardan geliyor. Döviz gelirinin payı yüzde 25. 7 Hedefimiz, birkaç yılda ciromuzun yüzde 50’sini dolar veya Euro bazına oturtmak.
8 Şu anda İstanbul’da devam eden 4 tane hastane yatırımımız var. Maslak Hastanesi’nin ikinci etabına başladık.
9 Odağımız yurt dışı… Türkiye’de yeni bir şehre daha girecek olursak ilk sırada İzmir ve Antalya var.
10 Üsküp’te bir hastanemiz var. Bulgaristan’a ise 4 hastane ve 4 tıp merkezini satın alarak girdik.
11 Balkanlar’ın her ülkesinde olmak istiyoruz. Radarda Sırbistan var. Sonra Romanya ve Arnavutluk olabilir.

2017 CİRO HEDEFİ 3 MİLYAR TL
2016’DA YÜZDE 22 BÜYÜDÜ
2016 yılında her şeye rağmen büyüme yakaladığımızı söyleyebilirim. Yılı yüzde 22 büyümeyle kapatıp 2,5 milyar TL ciro yapacağız. 2017 hedefimiz de yüzde 21 büyümeyle ciromuzun 3 milyar TL düzeyine ulaşması yönünde.
YURT DIŞI GELİRLERİ ARTACAK
Ciromuzun yüzde 15’i yurt dışındaki hastanelerden, yüzde 10’u ise Türkiye’deki yabancı hastalarımızdan kaynaklanıyor. Böylece ciromuzun yüzde 25’i ağırlıklı Euro olmak üzere yabancı para cinsinden geliyor. Hedefimiz, ciromuzun yüzde 50’sini dolar veya Euro bazına oturtmak. Birkaç sene içinde bu hedefi yakalamak istiyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz