YENİ ZİRVE İKİNCİ YARIDA

Piyasalarda oynaklık sürüyor. Özellikle seçimler önemli bir baskı unsuru olarak kabul ediliyor. Ak Yatırım Genel Müdürü MERT ERDOĞMUŞ, seçimlerden sonra ABD’deki faiz beklentilerinin ve emtia piyasalarındaki beklentilerin piyasalara yön vereceğini söylüyor. En belirgin hareketlerin yurtdışı ekonomik verilere bağlı olacağına dikkat çeken Erdoğmuş, iç faktörlerin ise günlük bazda hareketlenmelere neden olabileceğini anlatıyor. Erdoğmuş, “Seçimler öncesinde endekste yeni bir zirve görmeyi beklemiyoruz. Yılın ikinci yarısında ise daha olumlu bir seyir görebiliriz” diye konuşuyor.

27.04.2015 12:04:360
Paylaş Tweet Paylaş
YENİ ZİRVE İKİNCİ YARIDA
Piyasalar, 2015 yılına düşük faizlerin ve petrol fiyatlarının rüzgarıyla olumlu başladı. Ocak ayının son haftasında Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın ocak enflasyonundaki düşüşün, 100 baz puanı aşması halinde erken bir para politikası kuruluyla faiz indirimine gidebileceklerine dönük açıklamasının ardından piyasalarda ciddi oynaklık baş gösterdi. Önümüzdeki süreçte, Yunanistan’ın Avrupa Birliği ile olan uzlaşma süreci, Euro’nun seyri ve Amerikan ekonomisinde de istihdam ve enflasyon göstergeleri yakından izlenmeye devam edilecek. Seçimlerin, siyasetin ABD ve AB Bölgesi ekonomik verilerinin gölgesinde kalacağını söyleyen Ak Yatırım Genel Müdürü Mert Erdoğmuş, “Piyasalarda en belirgin hareketler, yurtdışı ekonomik verilere bağlı olacak” diyor. İç faktörlerin günlük bazda hareketlenmelere neden olabileceğini anlatan Erdoğmuş, piyasa beklentilerini ve önerilerini şöyle paylaştı: 
* Seçimlere kadar ve seçimlerden sonra sermaye piyasalarında nasıl bir hareket bekliyorsunuz? 
* Seçim belirsizliği ve yurtiçindeki diğer gelişmeler, Türk finansal varlıklarının diğer piyasalardan fazlaca pozitif ayrışmasının önünde göreceli bir engel teşkil edebilir. Seçimlerden sonra bu belirsizlik kalkacaktır. Piyasalar açısından en önemli gelişme, yeni hükümette oluşacak ekonomi yönetimi kadrosu olacak. Yılın ikinci yarısı, tamamen ekonomik veri odaklı geçecek. Özellikle ABD’deki faiz beklentileri ve başta petrol olmak üzere emtia piyasalarındaki beklentiler, yön tayin edecek. 
* Borsada hedef değeriniz ve öneriniz nedir? 
* Bizim bu yıl ilk çeyrek için endeks hedefimiz, 91.500’dü. Bu seviyeyi de ocağın son haftasında gördük. Bunun sonrasında yılın ilk yarısında sert alım ve satışlı hareket marjları içerisinde yatay bir seyir bekliyorduk. Bunun ilk aşağı bacağını şubatta ve mart ayının ilk yarısında yaşadık. Endeks 76.500 seviyelerine gelince gelişen piyasa ortalamalarına olan F/K iskontomuz yüzde 20’ye çıktı. Biz zaten FED’den haziran ayında bir faiz artışı beklemiyorduk. Hatta eylülde yapabileceğine de şüpheyle yaklaşıyoruz.
~
*Endekste yaşanan gerilemeler sonrası yeni yukarı hareketle zirve görebilir miyiz?
* FED’in faiz artış öngörülerini aşağı doğru çektiği son açıklamaları sonrasında dolardaki hareketin bir süreliğine dizginlendiğini görürsek, borsada da bir miktar daha 90.000’e doğru yüksek seviyeleri görmeyi bekliyoruz. Ancak seçimler öncesinde, gerek politik belirsizlikler gerekse doların çok fazla zayıflamayacak olması nedeniyle endekste yeni bir zirve görmeyi de beklemiyoruz. Yılın ikinci yarısında ise daha olumlu bir seyir görebiliriz. 
* BİST’in uluslararası piyasalara göre iskonto oranı nedir? BİST değerleme olarak yabancı yatırımcı için cazip hale geldi mi? 
* BİST-100 Endeksi 10,4 Fiyat/Kazanç oranıyla MSCI Gelişen Piyasalar Endeksi’ne göre yüzde 16 iskontoda işlem görüyor. İskonto seviyesi mart ayı ortasında yüzde 20’ye kadar çıkmıştı. İçeride para politikasına yönelik tartışmaların durulması ve FED’in yavaş hareket edeceği beklentisinin tekrar canlanmasıyla dolar bazında gerilediğimiz seviyelerin yabancı yatırımcılar için en azından rölatif anlamda cazip olduğu rahatlıkla söylenebilir. Öte yandan borsanın uzun vadeli F/K ortalaması da yaklaşık olarak 10 civarında olduğundan, seçim belirsizliğini de gözetirsek yılın ilk yarısında yabancıların fon akışlarında daha dengeli bir seyir izlemeyi bekleyebiliriz. 
* Faiz piyasasında seçimlere kadar ve seçimlerden sonra nasıl hareket olur? 
* Gelişmiş ülke faizlerinin bu yıl boyunca düşük kalmaya devam ettiğini göreceğiz. O taraftan faize yukarı yönlü bir baskı beklemiyoruz. O nedenle son 6 aydır, piyasa faizlerinin yüzde 9’a yaklaştığı dönemlerde, hep alım önerdik. Önümüzdeki dönemde burada en önemli belirleyiciler doğal olarak enflasyon ve doların seyri olacaktır. İçeride politik risk primi son aylarda yükselmeseydi ve gıda enflasyonunda arzulanan düşüş gerçekleşseydi, dolardaki artışa karşın faizlerde getiri eğrisinin yüzde 7,50–8,00 bandına yerleşmesini bekleyebilirdik. Kurlardaki artışa karşın, olumlu baz etkisi, düşük petrol fiyatları, gerileyen para arzı ve zayıf ekonomik momentumun etkisiyle ikinci çeyrekte enflasyonda düşüş görmeyi bekliyoruz. Yaz aylarında çekirdek enflasyon yüzde 5’e, TÜFE de yüzde 5,5’e kadar gerileyebilir. 
~
*Bundan sonra MB’den faiz indirimi bekliyor musunuz? 
* Kurlardaki volatilite beklediğimiz gibi yatıştığı takdirde, zayıflayan öncü ekonomik göstergelerin de etkisiyle Merkez Bankası’nın 50-75 baz puan kadar daha bir faiz indirimine gittiğini görebiliriz. Bu bağlamda, piyasa faizlerinde de cari seviyelerden 50 baz puan kadar daha aşağı seviyeler tekrar hedeflenebilir. Ancak seçimlerle ilgili belirsizlik ve Euro/dolar kurundaki aşağı yönlü baskı nedeniyle faizlerde genel olarak yatay bir bantta hareket edeceğimizi söyleyebiliriz. Faizlerin genel seyri, seçim sonuçlarından da mutlaka etkilenecektir. 
* Döviz piyasasında nasıl hareket bekliyorsunuz? Dolardaki güçlenme devam eder mi? 
* Dövizdeki seyir öncelikle Euro/dolar paritesinin seyrine bağlı olacak. Avrupa ve Japonya Merkez Bankaları’nın gevşek para politikaları ve ABD’deki ekonomik toparlanma, küresel fonların dolara dönmesine neden oluyor. Öte yandan bunun ABD ekonomisi için deflasyonist ve finansal koşulları sıkılaştırıcı etkisi nedeniyle FED’i rahatsız ettiği de açık. Şu anda küresel olarak suyun akış yolu halen doların güçlenmesi yönünde. Öte yandan Dolar Endeksi (DXY) Mayıs 2014’ten bu yana yüzde 25 değer kazandı. Bu da 2003’ten bu yana en yüksek artış rakamına ulaşan dolar rallisine işaret ediyor.
* Dolar/TL’de 2,50 üstü seviyeler kalıcı mı? 2,80 ve üstü yeni zirveler görebilir miyiz?
* FED’in son açıklamaları sonrasında Dolar Endeksi’nde yatay bir düzeltme sürecine girebiliriz. Bu da içeride dolar kurunun yatay bir seyir izlemesine yardımcı olabilir. Seçim sonrasında politik belirsizliklerin ortadan kalkması halinde, cari açıktaki düşüş ve AB’nin parasal genişlemesinin etkisiyle zamanla oluşacak likidite bolluğu TL’yi destekleyecektir. Dolar kurunun 2,50’nin üzerinde kalma ihtimali güçlü olmakla birlikte, 2,80’in ve üstünün yakın zamanda görülmesi, dış şokların ya da içerideki farklı gelişmelerin gerçekleşmesi sonucunda olabilir ki bu da bu yıl için kalıcı olmayacaktır. Önümüzdeki yıllarda ise doların ılımlı artış trendini sürdürdüğünü görebiliriz. 
* Ak Yatırım’ın 2015 makro gösterge tahminleri nasıl? 
* Ak Yatırım olarak 2015 yılında düşük sayılabilecek, yüzde 2,8’lik bir GSYİH büyümesi bekliyoruz. Özel tüketimin daha çok yılın ikinci yarısında artmasını öngörüyoruz. Düşük büyüme ve ithalat fiyatlarındaki gerilemeler sonucunda cari açığın GSYİH’ye oranının yüzde 4,7 (35 milyar dolar) seviyesinde oluşmasını bekliyoruz. Son kur hareketlerini de dikkate alarak, TÜFE’nin yıl sonunda yüzde 6,4 seviyesinde oluşmasını olası görüyoruz. Çekirdek enflasyonda ise yıl sonunda yüzde 5,9 seviyeleri görülebilir.
~
"DAHA FAZLA YATIRIMCIYA ULAŞACAĞIZ"
YATIRIM DANIŞMANLIĞI
6 Nisan itibariyle 11 adet Ak Yatırım şubesi faaliyete geçecek. Yatırım danışmanlığı faaliyetlerinin kapsam ve içeriği değişiyor. Daha geniş bir kitleye, kişiye özel ve teknolojik unsurların iyi kullanıldığı yatırım danışmanlığı çözümleri geliştireceğiz. Yatırım Danışmanlığı ile türev ürünleri nitelikli yatırımcılarla buluşturacağız. TradeAll platformlarının kapsamını genişleteceğiz. Daha fazla yatırımcıya ulaşacağız. 
KURUMSAL FİNANSMAN PROJELERİ Büyük kurumsal finansman projelerinde yer almaya devam edeceğiz. Birleşme ve devralma faaliyetlerinde, hisse senedi arzlarında aktif olacağız. ÖST ihracı Türkiye’de hızla büyüyor. Biz de son 2 yılda en fazla ÖST ihracı yapan kurum olarak liderliğimizi sürdürmeye kararlıyız. Sonuç olarak, kurumsal yerli ve yabancı müşterilere hizmet eden bir aracı kurumdan tam kapsamlı yatırım bankacılığı yapan bir finansal kuruma dönüşeceğimiz bir yıl olacak.

"KÜRESEL GETİRİ EĞRİSİ YATAYLAŞACAK"
SERMAYE İHRACI
ECB’nin en az 18 ay boyunca sürecek şekilde ayda 60 milyar Euro’luk tahvil almaya başlaması sonucunda Euro’da sert bir düşüş gördük. Avrupa, tasarruf fazlası ve negatif faizler nedeniyle önümüzdeki yıllarda da sürecek şekilde dünyaya sermaye ihraç eden bir kıta olacak. Bu da Euro’nun daha fazla zayıflamasına neden olabilir. Bunun etkisiyle doların güçlenmesi, emtia fiyatlarını ve gelişen piyasa para birimlerini baskı altında tutuyor.
ABD NE YAPIYOR? FED, piyasalarda bir balon oluşumunu engellemek için açıklamalarında “şahin” konuşuyor; ancak sonrasında “güvercin vari” davranıyor. Dolardaki artış, ABD’de enflasyonu ve net ihracatı aşağı yönde baskılayarak FED’in faiz artış döngüsünü hem geciktiriyor hem sınırlıyor. Avrupa ve Japonya merkez bankalarının genişlemeci adımlarına karşın FED’in bu yıl sonunda veya önümüzdeki yıl faiz artışlarına başlayacak olması nedeniyle kısa vadeli faizlerin ilerleyen aylarda bir miktar yükseldiğini, uzun vadeli faizlerin ise düşük kalmaya devam ettiğini göreceğiz. Yani küresel getiri eğrisi daha da yataylaşacak.
GELİŞEN PİYASALAR Gelişen piyasalar açısından en önemli gösterge ise doların seyri olacak. Çünkü küresel olarak gelişmiş piyasa faizlerinin düşük kalmaya devam edeceği bir konjonktürdeyiz. 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz