Büyük dönüşüm fırsat da getirecek

Çin uzmanından geleceğe özel analizler...

1.04.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Büyük dönüşüm fırsat da getirecek
MARTIN JACQUES, Çin konusunda uzman bir isim... "When China Rules the World" kitabıyla kendi deyimiyle "Çin'i hiç tanımayan" Batı dünyasına Çin'in tüm gerçeklerini anlatmaya çalışıyor. Ona göre Çin nedeniyle dünya büyük bir dönüşümün eşiğinde... Hatta tüm iş yapış şekilleri de Çin'le birlikte değişecek. "ABD, İkinci Dünya Savaşı sonrası dünyaya yeni bir kapitalizm modeli sundu. Şimdi de Çin dünyaya yeni bir sistem getirecek" diyen Jacques, bugün Çin'in Avrupa'nın finansal borçlarına çözüm olabileceğini söylüyor. Uzun vadede İran'ın Çin'in potansiyel ortağı olabileceğine dikkat çekiyor ve "Çin, hızı ve demografik büyüklüğü ile tüm dünyayı değiştirecek. Dünya hiç bu kadar hızlı ve etkin bir değişim görmedi" diye konuşuyor. Herkes Çin'in etkisinden potansiyelinden  söz ediyor. Büyük bir değişim yaratacağı konuşuluyor. Ancak çok az isim, spesifik olarak Çin'in yaratacağı dönüşümle ve Çin'le ilgili bilgiye sahip. London Business School öğretim üyelerinden Martin Jacques ise Çin konusunda dünyanın önde gelen uzman isimlerden biri... Çin'in kültürünü ve iş yapış biçimlerini yakından biliyor. Jacques, "When China Rules the World" kitabıyla kendi deyimiyle Batı dünyasının hiç tanımadığı Çin'in iş yapış şekillerini nasıl değiştireceğini açıklıyor. "ABD, İkinci Dünya Savaşı sonrası dünyaya yeni bir kapitalizm modeli sundu. Şimdi de Çin dünyaya yeni bir sistem getirecek" diyen Jacques, değişime hızlı adapte olan şirket ve ülkelerin rekabet avantajı elde edeceğini söylüyor. Çin'de uzun yıllar yaşayan ve ülkeyi yakından bilen Jacques, ülkenin tüm dünya düzeninden farklı iş kültürü ile global ekonomide derin bir değişim yaratacağına da inanıyor. Önümüzdeki 10 yılda Çin'de 325 milyonun kırsal kesimden şehirlere göç etmesiyle Çin'in global rekabeti daha da kızıştıracağına vurgu yapıyor ve ekliyor "Bugün tüm ülkeler Çin'in kendi ekonomilerini nasıl değiştireceği, nasıl yenilikler getireceği konusunu tartışıyor." Ona göre Çin'le rekabet halinde olmak da oldukça anlamsız. Hatta bu rekabete giren ülke ve şirketler kaybetmeye mahkum. Asıl sorunun "Çin'e ne satabiliriz" olması gerektiğini söyleyen Jacques'le Çin gerçeğini, ülkenin dinamiklerini, Çin'in iş dünyasında neleri değiştireceğini ve şirketlerin bu değişime nasıl adapte olacağını konuştuk:

Capital: Çin'in 2050 yılında ABD ekonomisinin iki katı büyüklüğe geleceğini, en büyük ekonomi olacağını öngörüyorsunuz. Bu global ekonomi düzeninde nasıl bir değişim doğuracak?
- Değişim çok derin olacak. Çünkü, Çin'in nüfusu 1,3 milyar ve bu rakam ABD'nin 4 katı... Çin'in rakipleri hep gelişmiş Batılı ülkeler. Çin'in dünyadaki gücü çok yeni bir olgu. 2000'lerde Çin'in global dengelerde yeri çok önemli değildi. Ancak, geçtiğimiz 10 yılda Çin'in gücü, en önemli trend oldu ve giderek güçleniyor. Bu durum sürecek. Türkiye yılda yüzde 10 büyüyor ama dünya ekonomisindeki etkisi oldukça düşük. Oysa Amerika ya da Çin gibi büyük ekonomilerde her bir birim büyüme rakamı, muazzam sonuçlar getiriyor. Çin, hızı ve demografik büyüklüğü ile tüm dünyayı değiştirecek. Dünya hiç bu kadar hızlı ve etkin bir değişim görmedi. Hep ABD'nin dünyadaki ekonomi devi olduğunu düşünürdük ama ABD ile karşılaştırıldığında Çin, çok daha devasa bir ekonomi olarak beliriyor. Bu trend ekonomik anlamda her şeyi değiştirecek.~

Capital: Değişimden herkes söz ediyor ancak spesifik olarak neler değişecek?
- Çin'de geçmişte gelişmiş ülkelerde olduğu gibi kırsaldan sanayileşen şehirlere geçiş olacak.Şu an Çin nüfusunun yüzde 50'si kırsal alanlarda yaşıyor. Gelecek 10 yılda 325 milyonun şehir hayatına geçmesiyle Çin ekonomisi daha da ivme kazanacak. Türkiye'de iş dünyası da yakından seziyordur, Çin'in yarattığı global rekabet giderek artacak. Bugün sizin de belirttiğiniz gibi tüm ülkeler, Çin'in kendi ekonomilerini nasıl değiştireceği, nasıl yenilikler getireceği konusunu tartışıyor. Örneğin, Japon ekonomisi için şu an yakın ülke olmanın fırsatları konuşuluyor. ABD'de ise Çin'in yükselişi devalüasyon endişesi yaratıyor. Avrupa'da krizden çıkmak için Çin de dahil her kaynaktan para bulma çabası var.

Çin'deki büyük değişim ne getirecek?

1- ABD, ikinci Dünya Savaşı sonrası dünyaya yeni bir kapitalizm modeli sundu. Şimdi de Çin yeni bir sistem getirecek.
2- Bu kez değişim çok derin olacak. Çünkü, Çin'in nüfusu 1,3 milyar ve bu rakam ABD'nin 4 katı...
3- Çin, hızı ve demografik büyüklüğü ile tüm dünyayı değiştirecek. Dünya hiç bu kadar hızlı ve etkin bir değişim görmedi.
4- Çin nüfusunun yüzde 50'si kırsal alanlarda yaşıyor. Gelecek 10 yılda 325 milyonun şehir hayatına geçmesiyle ekonomisi daha da ivme kazanacak.
5- Şu an Çin fakir bir ülke, kişi başına milli geliri düşük. Ancak bu da zaman içinde hızla değişecek.
6- Çin'in yükselişinin tehditleri olduğu kadar sunduğu fırsatlar da var. Bence Çin'in yükselişine şirketler fırsat yönünden bakmalı.
7- Çinliler çok açgözlü, hırslılar. Her zaman fırsatları kolluyorlar. Bu rekabet ileride Türk şirketleri açısından çok kötü olur. Çinliler huylarından vazgeçmez.
8- Çinli şirketler, çok iyi öğreniyor. Dünyadaki iyi uygulamaları, doğru stratejileri çok hızlı kapıyor ve uygulamaya başlıyorlar.

Capital:
Peki Çin'de iş kültürü nasıl şekilleniyor? Çin'in iş yapış felsefesi nedir?
- Aslında Çin'in iş yapış modelleri tüm dünyadan oldukça farklı... Türkiye konusunda uzman sayılmam ama sizin iş kültürünüz Batı normlarında değil mi? Ama örneğin Japon yönetimi de tüm dünyadan farklıdır. Söylemeye çalıştığım, ülkelerin kültürlerindeki farklılık, iş yapış modellerini de etkiliyor. Çinlilerin ortak özelliği çok çalışkanlar. Kültür olarak çok rekabetçiler. Ülkenin nüfusu o kadar yüksek ki bireyler o kadar insan arasından sıyrılmak, bir yere gelmek için çok çalışıyor. İyi üniversitelere gitmek, iyi bir iş bulmak çok zor. Eğitim sistemleri çok farklı, sürekli testlerden geçmek zorundalar. Bu ayırt edilme isteği ve çalışkanlık her noktada hissediliyor. Çinli şirketler de aynı prensiplerle yönetiliyor. Örneğin, inşaat sektöründe şirketler genelde 24 saat mesai yapıyor. Çinli şirketler, sürekli mesai değişimleri ile inanılmaz bir hızla çalışıyor. Sektörler, şehirler çok hızlı değişiyor. Çok hızlı olmanın yanında güçlü bir iş ahlakları var, işlerin iyi gitmesi için çok sadık ve özverili çalışıyorlar. Bir de Çinli şirketler, çok iyi öğreniyor. Dünyadaki iyi uygulamaları, doğru stratejileri çok hızlı kapıyor ve uygulamaya başlıyorlar. Sürekli kendilerini dünyadaki diğer şirketlerle kıyaslıyor ve iyi olmadıkları alanlarda yenilikleri öğrenmeye çalışıyorlar. Çok hırslılar.~

Capital: Tüm bu saydığınız özellikler, global iş kültürünü nasıl etkileyecek? Batı dünyası, Çin iş kültürüne uyum sağlayıp dönüşebilir mi peki?
- Bu uyum öyle ya da böyle gerçekleşecek. Giderek global bir pazara doğru ilerliyoruz. Dünyanın her yerinde aynı çok uluslu markalara rastlıyoruz. Bu da tüm dünyayı izlemeyi gerektiriyor. Tüm şirketler artık ürünlerini küçük ülke pazarlarından çok global pazarda yer alacak şekilde biçimlendiriyor. Bu ortamda da öğrenme, ihtiyaçlara cevap verme, son trendleri izleme ihtiyacı giderek önem kazanıyor. Özellikle de Çin'in durumunda...

Capital: Çin tüm ülkelerin iş yapış biçimini değiştirecek, yeni ve farklı ne sunacak iş dünyasına?
- Çin'in yükselişi çok hızlı olduğundan dünyadaki değişim ihtiyacı da yüksek olacak. ABD, İkinci Dünya Savaşı sonrası dünyaya yeni bir kapitalizm modeli sundu. Şimdi de Çin dünyaya yeni bir sistem getirecek. Ancak, bunu farklı ölçekte yapacak. Çin'in kendisi büyük bir pazar olacağı ve Çinli şirketlerin iş süreçlerinde beklentileri farklı olduğu için bu durum sistemi değiştirecek. Çok büyük bir dalga yaratacak. Çinlilerin iş yapış tarzı çok farklı.

Capital: Dünyada şirketler bu dönüşüme uyum sağlamak zorunda kalacak mı?
- Bunun getirdiği fırsatlardan faydalanmak istiyorlarsa evet kalacaklar. Ancak, bu hıza uyum sağlamak da çok zor olacak, bu bir gerçek. Tüm şirketlerde "Şimdi ne olacak, neler yapacağız" korkusu olacak. Uyum sağlamak için hızlı olmak gerekecek. Burada akıllı ülkeler ve akıllı şirketler avantaj sağlayacak. Çin'in yükselişindeki fırsatları görebilenler öne çıkacak.

Capital: Türkiye için ne düşünüyorsunuz bu dönüşüm sürecinde?
- Türkiye için de uyum sağlamak zor olacak diye düşünüyorum. Çin'le güçlü bir rekabet içindesiniz. Ama temel olarak Çin'e 1,3 milyar yeni tüketiciye sahip büyük bir pazar olarak bakmak gerekiyor. Şu an Çin fakir bir ülke, kişi başına milli geliri düşük. Ancak bu da zaman içinde hızla değişecek. Çin'in yükselişinin tehditleri olduğu kadar sunduğu fırsatlar da var. Bence Çin'in yükselişine şirketler fırsat yönünden bakmalı.

Capital: Çin'de bir değişim olmayacak mı peki?
- Tarihsel anlamda bakarsak, Çin son 30 yıldır ciddi bir öğrenme sürecindeydi. Dünyanın Çin üzerindeki etkisi, Çin'in global ekonomiye etkisinden çok daha büyük oldu. Dünyayla iş yapmak, Çin'i değişime zorladı. Burada ilginç olan, Çin'in dünyadan gelen bu değişimi kendine uydurmasıydı. Yani Çin'de de değişim devam edecek. Çin'in dünyaya açılması ile Batı dünyasıyla entegrasyon yaşanıyor zaten. Aslında Çinli şirketler Batılı ülkelerdeki iyi uygulamaları almaya çok açık, son teknolojiyi kullanmayı çok seviyorlar. Ama genç Çinlilere sorduğunuzda, kendi kültürlerini kaybetmek istemiyorlar, değişime bu anlamda kültürlerini koruyarak devam etmek istiyorlar. Ama öğrenmeye de açıklar. Çinliler kendi tarihlerinden, kendilerine kalan kültürden gurur duyuyor. Çin'le ilgili zorluk, bu ülkeyle ilgili neredeyse hiçbir şeyin bilinmemesi. Batı, Çin'in kültürünü, tarihini bilmeden onları değiştirmeye çalışıyor. Ama bu şekilde Çin'i Batı dünyasına yakınlaştıramazsınız.~

"ÇİN DE EŞİTSİZLİK PROBLEM YARATIR"
KENDİ İÇİNDE SORUNU ÇOK
Çin, fakir bir ülke ve gençler için iş bulmakla ilgili de çok zorlu bir süreç yaşanıyor. Ama Çin'in zayıf noktaları farklı... Bu kadar yüksek nüfuslu bir ülkenin uyum içinde ve istikrarlı bir şekilde yaşayabilmesi harika. Çin hükümeti de çok etkin ve güçlü bir hükümet. Güçlü bir geçmişe sahip. Ekonomideki sürekli büyüme de hükümetin çok güçlü olduğunu gösteriyor. Ancak Çin'in kendi içinde çözmesi gereken pek çok sorunu var. Örneğin ABD ile ilişkiler, Çin'in gündeminde çok alt sıralarda yer alıyor. Kendi iç düzenleriyle ilgili önemli sorunlar önce geliyor.
HANLAR KENDİNİ ÜSTÜN GÖRÜYOR
Gelecekte en önemli sorun hükümetin bu gücünü aynı şekilde sürdürmesi, uyumu yürütmesi ile ilgili olabilir. Yakın zamanda hükümetin zayıflamasının mümkün olmayacağını düşünüyorum. Çinliler devlete sadıklar. Ama ülke içinde zengin ile fakir arasında güçlü bir eşitsizlik var. Eğer bu eşitsizlik tırmanırsa o zaman istikrar daha zor hale gelebilir. Zengin ile fakir arasındaki uçurum artarsa sorun da büyüyebilir. Bir de Çin'de halkın yüzde 95'inden fazlası Han soyundan geldiğine inanıyor ve kendilerini diğer ırklardan daha üstün görüyorlar. Bu, hem ülke içinde etnik anlamda sorun çıkarabilir hem dünyaya uyumda bir engel yaratabilir.

Capital:
Çin, özellikle imalat ve tekstil alanında Türkiye'nin global bir rakibi. Türkiye son krizle birlikte lokasyon olarak daha yakın olduğu ve daha küçük partilerde iş yapabildiği için Çin'den biraz daha az etkilenmeyi başardı. Gelecekte bu durum sizce nasıl değişir?
- Çin ile rekabet çok zor. Çinliler çok açgözlü ve hırslı. Her zaman fırsatları kolluyorlar. Klasik anlamda düşünürsek ileride bu rekabet Türk şirketleri açısından çok kötü olur. Çinliler huylarından vazgeçmez.

"TÜRKİYE YÜZÜNÜ DOĞUYA DÖNSÜN"
DAHA GURURLUSUNUZ

Türkiye'nin büyümesi çok ilginç ve heyecan verici... Bu iki nokta da önemli: Birincisi Avrupa Birliği ile ilişkileriniz yeniden şekilleniyor. Türkiye'nin Atatürk sonrasında hedef olarak kendine belirlediği Batılı olma arzusu değişiyor. Türkiye bugün ne olduğu konusunda, geçmişiyle ilgili kendine daha çok güveniyor. Bu Çin için de geçerli. Tarihinizden daha fazla gurur duyuyorsunuz. ikincisi, Avrupa Birliği'nin bugün durumu ortada, arapsaçına dönmüş durumda. Belki bugün Türkiye, "iyi ki AB'ye girmemişim" diyordur.
FARKLI COĞRAFYALARA AÇILIN
Türkiye çok ilginç bir ülke. Çok farklı ve gelişen bir coğrafyada yer alıyor. Türkiye geleceğini sadece Avrupa Birliği içinde düşünmemeli. Farklı ülkelere açılmalı. Bölgedeki diğer güçler Rusya, Ortadoğu ülkeleri, Müslüman çoğunluğa sahip Endonezya ve Malezya ile daha yakın ilişki kurmalı. Türkiye'nin geleceğinin Avrupa'da olmayacağını düşünüyorum. Tüm projeksiyonlar gelişmekte olan ülkelerin, yakın gelecekte gelişmiş ülkelerden iki kat hızlı büyümeye devam edeceğini gösteriyor.
TÜRKİYE İÇİN KRİTİK SORU
Türkiye ekonomisinin de bu hızlı gelişen ülkeler arasına katılması gerekiyor. Türkiye'nin yüzünü Doğu'ya dönmesi çok önemli. Bu şekilde 2023'te ilk 10 ekonomi arasında yer alabilir. Batı dünyası tarafından geçmişte küçük görülen Çin, bugün Avrupa'nın finansal borçlarına çözüm olabilecek konumda. ileride Çinli işadamları finansal olarak çökmüş Avrupalı şirketleri alabilir. Uzun vadede iran, Çin'in potansiyel ortağı olacak. Türkiye için asıl soru, Türkiye eski dünya düzeninde mi yoksa yenisinde mi rol alacak.~

Capital:
Peki Çin ile rekabet eden diğer gelişmekte olan ülke şirketleri için neler önerirsiniz? Örneğin Türk şirketleri rekabet anlamında ne gibi taktikler uygulamalı?
- Çok akıllı olmaları gerekiyor. Ülkelerin ekonomilerinin ellerindeki mevcut değerlerini ve kaynaklarını çok iyi kullanmaları lazım. Çin rekabeti karşısında ne yapılabileceğine iyi bakılmalı, strateji belirlenmeli. Örneğin Endonezya, tekstil sektöründe Çin'e yenik düştü, rekabet edemedi. Özellikle Türkiye'nin rekabet ettiği tekstil sektörü çok ustalık isteyen bir alan. Türk şirketleri için en önemli kural, dinamizm olacak. Çin çok büyük bir ülke olduğundan aynı anda çok farklı kalitelerde üretim yapabiliyor. Çin'in kendi içinde de bölgelerdeki sektörler, üretim kaliteleri değişiyor. Bu dinamik tabloyu görmek, ona göre şekil almak lazım. Bir de tüm şirketler için asıl soru: "Çin'e ne satabiliriz?" Çin çok hızlı büyüyen bir pazar olacak ve bu pazara mal satacak olan şirketler de çok hızlı ilerleyecek. Türkiye de hızlı büyüyen bir ülke... Ama bence büyümenin devam etmesi için ülke ekonomisini yeniden konumlandırmak gerekiyor. Yeni endüstrilere yatırım yapmak, dünyada önde olacağınız yeni alanlar bulmak şart.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz