Lükse talep hiç azalmaz

"Türkiye'de lüks talebi artıyor. Bizden sonra çok sayıda rakibimiz Türkiye pazarına girdi.

1.02.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Lükse talep hiç azalmaz

Jouis Vuitton, 157 yıldır en zenginlerin sahip olmak istediği ürünleri satıyor. Eskiden olduğu gibi bugün de lüks pazarının lideri. Son 20 yıldır rakiplerinin aksine çift haneli büyümesini sürdürüyor. 2010'un ilk 9 ayında cirosu 14,9 milyar Euro oldu. 2009'un aynı dönemine göre yüzde 20 büyüdü. Yılın tamamını ise 30 milyar Euro'yla kapattığı tahmin ediliyor.Başarısının temelinde basit ve kesinlikle taviz verilmeyen stratejiler var. Hala ilk günkü logosunu kullanıyor. Hiçbir zaman indirim yapmıyor. Outlet'i yok. Bayilik vermiyor. Dünyanın neresinde olursa olsun mağazasını kendi açıyor. Ürünlerini kendi üretiyor. Başkasına yaptırmıyor.Markanın lüks pazarında hep bir adım önde olmasını ve geleneklerinden asla taviz verilmemesini sağlayan isim ise markanın 22 yıllık CEO'su Yves Carcelle. Carcalle, aynı zamanda Louis Vuitton'un içinde bulunduğu LVMH/Moet Hennessy Grubu'nun patronu Bernard Arnault'nun sağ kolu. Dünyanın en büyük lüks grubunun stratejisinin belirlenmesinde Donna Karan, Fendi gibi ünlü markaların satın alınmasında, yeni tasarımcılarla işbirliğinde rolü büyük.
Louis Vuitton'un 96 yılında Türkiye pazarına girişine öncülük eden Carcelle, 15 yıl önce Nişantaşı'ndaki ilk mağazanın yerini dekendisi seçmiş. Türkiye'de lüks tüketim talebinin artmasından memnun olduğunu söyleyen Carcelle, "Türkiye faaliyet gösterdiğimiz 65 ülke arasında 20'nci sırada. 15 yıl öncesiyle bugün arasında çok büyük fark var. Lüks insanları daha fazla cezbediyor" diyor. Carcelle'in sevindiren en önemli gelişme ise Türkiye'de lükse olan ilginin artmasıyla dünyaca ünlü birçok markanın pazara girmesi.
"Lüks talebi hiçbir zaman azalmaz" diyen Yves Carcelle, dünya lüks pazarını ve Louis Vuitton'un 156 yıllık başarısının sırrını anlattı:

"20 YILDIR DÜZENLİ BÜYÜYORUZ"
Lüks tüketimine iki açıdan bakmak gerekiyor. Öncelikle kısa vadede baktığınızda lüks pazarında krizle birlikte son birkaç yılda kapanmalar, iflaslar yaşandı. Ancak küresel olarak baktığınızda dünyada lüks ürünlere olan talep artıyor. Eskiye göre daha fazla sayıda ülke ve insan lüks ürün satın almak istiyor.
Sadece Avrupa ve Amerika'da değil, dünyanın birçok ülkesinde lüks, insanları kendine çekiyor. Onları cezbediyor. Bu açıdan baktığımızda lüks sektörü her yıl biraz daha büyüyor. Gelecekte de Louis Vuitton olarak lüks tüketimin büyüyeceğini öngörüyoruz.Önümüzdeki dönemde de lüks tüketim bütün dünyada her yıl en az yüzde 5 büyümeye devam edecek. Lüks ürünlerdeki büyüme diğer tüm tüketimlerin üzerinde olacak. Bizden örnek vermek gerekirse son 20 yılda her yıl çift haneli büyüme rakamları gerçekleştirdik. Dolayısıyla dünyada lüks tüketiminin kesinlikle azalmayacağını, aksine artacağını tahmin ediyoruz.

ESKİ MARKALAR ŞANSLI
Lüks bir obje satın aldığınızda büyük oranda markaya, onun tarihine, moda evinin geçmişine para ödersiniz. Dolayısıyla lüks pazarında 19'uncu yüzyılda doğan bir markayla yeni yaratılan arasında büyük fark var. Lüks tüketimde tarihi, geçmişi olan markalar diğerlerine göre daha avantajlı. Bu da aslında Fransız lüks sektörünün bir büyüsü.2008 ve 2009'da yaşadığımız ekonomik sıkıntı da bunu doğruladı. Müşteriler daha seçici oldu. Kriz döneminde ilginç olan lüksün ölümsüz, vazgeçilmez değerlerini yansıtan, onunla bütünleşmiş markaların büyümeye devam etmesi oldu. Diğerleri ise krizle birlikte pazardan silindi. Bu dönemde çok sayıda lüks marka battı veya kapandı.Biz de krizin en derin hissedildiği 2009'da çift haneli büyüme rakamlarını yakaladık. ~
Yüzde 10'un üzerinde büyüdük. 2010'da ise büyümemiz, bir önceki yılın daha üzerinde oldu. Geçtiğimiz yılın ilk 9 ayında yüzde 20 büyüme gerçekleştirdik.2011'in en önemli avantajı, insanların kriz lafını duymak istememesi olacak. 2010'da da bunu gördük. 2009'a göre 2010'da tüketiciler kendilerini daha fazla mutlu etmek istedi ve lüks tüketimi yeniden sıçrayışa geçti.

BAYİLİK KALİTEYİ DÜŞÜRÜYOR
Geçmiş yıllara oranla neden daha fazla pazar payımızı artırdık diye baktığımızda, insanların son dönemde yeniden el yapımı ürünlere önem verdiğini görüyorum. Bizim ürünlerimizin hepsi el yapımı. Bu da ürünlerimizin son derece uzun ömürlü olmasını sağlıyor. 100 yıl sonra bile bizden aldığınız valizinizi ufak bir tamiratla kullanabilirsiniz. Sonuçta markanın başarısı için ürettiği ürünün uzun ömürlü olması gerekiyor.Ayrıca krize rağmen pazar payımızı artırmamızın bir diğer önemli nedeni dağıtım stratejimiz. Bizim ürünlerimizin hiçbiri Louis Vuitton mağazaları dışında satılamaz. En önemlisi bütün mağazalarımız bize aittir. Franchise olan, bayilikle çalıştığımız hiçbir mağazamız yok. Dolayısıyla bu da ürünlerimizin kaliteli bir ortamda satıldığını garantiliyor.Tüm bunların yanında yaratıcılığımızın da başarımızda etkili olduğunu düşünüyorum. Diğer markalarda bulunmayan bir yaratıcılığa sahibiz. Bu da bizim 100 yıldan fazla süredir eski çizgilerini koruyan ürünlerimizin günümüz modasına uyarlamamızı sağlıyor. Ancak bunu yaparken Louis Vuitton kimliğini, tarzını korumaya dikkat ediyoruz.

ESKİ VE YENİNİN ARMONİSİ
Louis Vuitton, zamansız bir marka... Damier ve Monogram desenleri yüzüncü yılını geride bırakmasına rağmen hala dünyanın en çok satan desenleri. Aynı zamanda 1998'de Amerikalı tasarımcı Marc Jacobs'un gelişi de Louis Vuitton'un pazardaki liderliğini pekiştirmesini sağladı.Burada önemli olan markanın vazgeçilmez değerleriyle yaratıcılık arasındaki armoniyi bozmamak. 19'uncu yüzyılda valizleri nasıl yapıyorsak bugün de aynı şekilde üretiyoruz. Modellerimizi değiştirmiyoruz. Başarımız yaratıcılığımızla eski değerlerimiz arasındaki mükemmel bir armoninin eseri.Stratejimizi ise lüks pazarında farklı müşteri profillerini dikkate alarak geliştiriyoruz.
Lüks pazarında iki tip müşteri var. İlki lüksü yeni keşfedenler. Bunlar ilk lüks çantalarını, kemerlerini, ayakkabılarını satın alıyor. Diğer tarafta ise lüksün sadık müşteri kitlesi var. Bunların lüks talebi, beklentileri her geçen gün biraz daha artıyor. Her geçen gün daha nadir ve daha güzel, daha sofistike ürünler arıyorlar. Biz de pazardaki stratejimizi hem yeni hem eski lüks tüketicisi kapsayacak şekilde belirliyoruz. Hem geleneksel hem yeni lüks tüketicisini içine alacak şekilde ürünler geliştiriyoruz. Lüks pazarının yeni müşterileri için çantalar, ayakkabılar satarken sadık müşterilerimiz için mücevher koleksiyonumuzu hayata geçirdik.

NEDEN İNDİRİM YAPMIYORUZ?
Lüks bir ürün alındığında bunun bir kısmı kendinizi mutlu etmek içindir, ancak aynı zamanda bu bir yatırımdır. Lüks bir ürüne binlerce Euro harcadıktan sonra onun indirime girdiğini görmek tüketiciyi mutsuz eder.
Sonuçta bizim müşterilerimizle muazzam bir yakınlığımız var. Bir ülkede sadece mağaza açmakla kalmıyoruz. Yatırım yaptığımız ülkelere çok sık seyahatler gerçekleştiriyoruz. O ülkenin kültürünü anlamaya çalışıyoruz. Müşterilerimizle yakın dostluklar kuruyoruz. Bu yüzden dünyada da bizim gibi tarihi çok eskilere dayanan ve uzun yıllar pazarda liderliği sürdüren çok az sayıda başarılı şirket var. Dolayısıyla bizim için tarih çok önemli bir rol oynuyor.Uzun yıllar yaşayan bir şirket olmak için şirketin kurucusunun en baştan itibaren koyduğu değerleri muhafaza etmeniz gerekiyor. Biz hala Mösyö Louis Vuitton'un 1854'te ilk çanta mağazasını kurduğu zamanki heyecanı, koyduğu değerleri koruyoruz. Tıpkı onun gibi ürettiğimiz ürüne büyük bir aşk duyuyoruz.~

TAKİP EDİLMEK GÜZEL
Her zaman diğer markaların bizi takip ettiğini bilmek çok mükemmel bir duygu. Çoğu zaman yurtdışı yatırımlarımızda bu durumla karşılaşıyoruz. Daha önce lüks marka yatırımı olmayan bir şehre ya da ülkeye ilk önce biz giriyoruz ve rakiplerimiz bizi takip ediyor. Genellikle de bize yakın yerlerde mağazalarını açıyorlar. Bundan 15 yıl evvel Nişantaşı'nda ilk mağazamızı açtığımızda bizden başka dünyaca ünlü lüks marka yoktu. Daha sonra diğerleri de bizi takip etti.Bu da beni çok mutlu ediyor. Çünkü lüksün belli bir çevreye ihtiyacı var. Biz de kendi mağazalarımızın yanındaki komşularımızın da lüks moda evlerinden birisi olmasını tercih ediyoruz.
Mağazaların yerine karar verirken dünyanın her ülkesinde değişik bir strateji uyuluyoruz. Bu kararı verirken şehir, kültür, alışveriş merkezinin konseptine kadar her şey çok etkili oluyor. Örneğin Paris'te birçok lüks cadde ve müstakil apartman var. Paris'te cadde mağazacılığını tercih ediyoruz. Sonuçta mağazanın yeri konusunda tercihimizi ülkenin kültürü, coğrafyası belirliyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz