2030 ne getirecek?

Yeni dönemde enerjiye ilgi duyan işadamı ve yöneticiler için sektörle ilgili akıllardaki sorulara açıklık getirdi,geleceğin yol haritasını çizdi

1.01.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
2030 ne getirecek?



25 BİN ŞİRKETLİK SEKTÖR

Enerji sektörünün dört temel piyasasında üretim, dağıtım, toptan satış gibi temel faaliyetler için şirketler tarafından lisans alınması gerekiyor. Bu kapsamda enerji sektöründe bu yıla kadar petrol piyasasında 14 bin 829, elektrik piyasasında 1336, doğalgaz piyasasında 203 ve LPG piyasasında 8 bin 893 olmak üzere toplam 25 bin 261 adet lisans verildi. Buradan yola çıkarak yan dallar olarak ifade edebileceğimiz, danışmanlık, mühendislik şirketlerini bir tarafa koysak bile enerji sektöründe çok büyük bir kısmı özel sektörden olmak üzere 25 binin üzerinde şirketin faaliyet gösterdiğini ifade edebilirim.

2010, MÜTHİŞ YATIRIM YILI
Tamamlanarak işletmeye alınan yeni özel sektör, elektrik üretim yatırımları açısından son yılların en başarılı dönemi oldu. Bu yıl özel sektöre ait toplam 3 bin 490 megavat kurulu gücünde 100 civarında yeni santral geçici kabulleri yapılarak devreye alındı. Geçen yıl bir rekor kırılmış ve 2 bin 800 mw düzeylerinde bir kurulu güç devreye alınmıştı, bu yıl bu rakamın da üzerine çıkıldı. Bu yıl işletmeye geçen bu kurulu gücün yaklaşık bin 200 mw'ının hidroelektrik, rüzgar ve jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı olması memnuniyet verici bir başka gelişmedir. Özel sektör tarafından elektrik üretim ve dağıtım sektöründe 2008 yılında 5 milyar, 2009 yılında 8 milyar lira civarında sabit sermaye yatırımı gerçekleştirilmiş iken bu yılın sonu itibariyle de bu rakamın 7,5 milyar lirayı aşacağını öngörüyoruz.

NE KADAR YATIRIM GEREKİYOR?
Elektrik enerjisi özelinde bir değerlendirme yaparsam, 2030 yılına kadar mevcut kompozisyonun korunması ya da yerli kaynaklara daha çok ağırlık verilmesi gibi farklı üretim kompozisyonlarını ve yatırımlar için farklı öz sermaye ve kredi kullanma imkanlarını dikkate alan farklı senaryolar oluşturduk. Bu senaryolara göre de elektrik üretimi, iletimi ve dağıtımı için ne kadar kurulu güce, yatırıma ve finansman ihtiyacına gereksinim olduğu yönünde bir çalışma yapmış bulunuyoruz. Bu tablo içerisinde özelleştirme finansmanı da dahil edildiğinde iki ayrı senaryoya göre elektrik üretim, iletim ve dağıtım yatırımları için 2030 yılına kadar toplamda 250 ile 310 milyar lira arasında değişen bir kaynağa ihtiyaç var.

ÖNE ÇIKACAK ALANLAR
Son aylarda doğalgaz santrallerine yönelik çok büyük bir başvuru var. Kısa sürede devreye alınan, baz yük, yani uzun süreli santraller olması nedeniyle Türkiye'nin her yerinde bu santrallerin kurulmasına yönelik başvurular alıyoruz. 2011 yılında rüzgarın önemi artacak. Bugün 1200 megavatlarda seyreden kurulu gücü önümüzdeki birkaç yıl içinde 8 bin megavatlara çıkarmak hiç de zor değil. İletim sisteminizin geliştirilmesi ile birlikte önümüzdeki 10 yıl içinde 20 bin megavat hedefine de ulaşılacağını düşünüyorum. Hidroelektrikte en kötü senaryoda, sadece 2010 yılının sonu ve 2012 yılı arasında, kabaca yatırım tutarı 4 ile 5 milyar lira arasında değişen yaklaşık ilave 3000 megavat kurulu gücünde hidroelektrik santralinin işletmeye geçmesi bekleniyor. Nükleer santrallerin kurulması konusunda ise süreci ve çalışmaları Bakanlık yürütüyor. Bu enerji kaynağına ihtiyacımız var ve önümüzdeki yıllarda ülkemizde nükleer santrallerin kurulduğuna tanık olacağımızı düşünüyorum. ~

2011, RÜZGAR YILI MI?
"2011'de rüzgar yatırımları önemli bir ivme kazanacaktır" dedim. Bu alana yönelik yatırımcılardan, Türkiye'nin kurulu gücünün iki katına varan toplam 78 bin megavat kurulu gücünde 751 adet başvuru gerçekleşti. Ancak, aradan geçen zamanda bazı yasa ve mevzuat değişiklikleri ile bağlantı konularının sonuçlandırılamaması nedeniyle bugüne kadar bu kapsamda herhangi bir proje lisans alarak yatırıma dönüşmedi. Bu başvurular trafo merkezlerinin mevcut durumuna göre revize edildi ve 8 bin 488 MW'lık kapasite için yarışacak özel sektör kurulu güç talebi 31 bin 619 MW'a düştü. EPDK tüm mevzuatın hazırlanması, Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) ve Elektrik İşleri Etüd İdaresi (EİE) gibi kurumlardan bağlantı ve diğer teknik konularda görüşlerin gelmesi ile birlikte başvuruları  başvuru niteliğinde uygun bulma kararı verilen rüzgar enerjisi santralı proje adedi 27'ye, toplam kurulu gücü bin 343 megavata, yatırım tutarı da 2,7 ile 3,2 milyar, lira arasında olması beklenen bir tutara ulaştı. Aynı bölge için birden fazla şirket başvurusunda da önümüzdeki aylarda TEİAŞ tarafından yarışma yapılacak ve bu tesislerin EPDK tarafından lisanslandırma işlemi tamamlanacak. Türkiye'nin rüzgar gücünün bin 200 megavatı aştı. 2011 yılının başında lisanslandırma işlemlerinin tamamlanması ile birlikte yeni yılda özel sektör rüzgar yatırımlarında bir seferberlik başlayacak. İlgi bunu gösteriyor.

GÜNEŞTE NELER OLACAK?
Güneş Enerjisi Potansiyel Atlası çalışmalarına göre, ülkemizde bu kapsamda 4 bin 600 kilometrekarelik bir kullanılabilir alan belirlendi. Aynı çalışmaya göre, ülkemizin güneş enerjisi ile elektrik üretecek teknik potansiyeli yıllık 380 milyar kw olarak tespit edildi. Bu potansiyel 56 bin mw kurulu gücünde doğalgaz çevrim santraline karşılık geliyor. Üstelik ülkemizdeki bu potansiyel dünyanın önde gelen ülkelerinin de üzerinde. Bu konuda tek bir örnek vermek gerekirse, Almanya'da güneş ışınım şiddeti, metrekare başına yıllık ortalama bin 100 kwh iken Türkiye'de bu rakam metrekarede bin 311 kwh'ye. Üstelik Almanya'da ortalama yıllık toplam güneşlenme süreci bin 600 saat iken ülkemizin güneşlenme süresi 2 bin 640 saat. Sadece bu rakamlara bakıldığında, Türkiye kağıt üzerinde Almanya'dan daha üstün görünse de fiiliyatta durum farklıdır. Keza, 2006 yılında ülkemizde toplam fotovoltaik kapasitesi 1 mw civarında gerçekleşmişken, Almanya'da aynı tarihte, kurulu kapasite 2 bin 800 mw'ı aşmıştı. Bu kapsamda ilk olarak önümüzdeki aylarda güneş enerjisinden üretilecek elektrik için uygulanacak alım garantisi fiyatı ile teknoloji yönünden 5346 Sayılı "Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun"da bir düzenleme yapılacak. Bu düzenlemenin ardından EİE tarafından hazırlanacak bir yönetmelik ile özel sektörümüzün yatırım başvurularına temel teşkil edecek olan bir diğer husus açıklığa kavuşturularak farklı teknolojilere göre teknik yeterlilik kriterleri belirlenecek. Ardından kurumumuz, özel sektör yatırım başvurularının ne zaman ve ne şekilde kabul edileceği ile bu başvuruların hangi kriterler çerçevesinde değerlendirilip sonuçlandırılacağına yönelik bir düzenleme yapacak. Ayrıca aynı bölge için birden fazla yatırım başvurusu yapılması halinde seçimin hangi kriterlere göre ve ne şekilde yapılacağı da düzenlenerek sektörün bilgisine sunulacak. Böylece güneş enerjisi sektörüne yatırım yapacak bir yatırımcı, yatırımının nasıl teşvik edileceği, hangi teknik kriterleri taşıması gerektiği, nasıl değerlendirilip nasıl sonuçlandırılacağı ve olası rakipleri ile ne şekilde yarışacağı gibi hususlarda tüm bilgilere sahip olacak.

2030 PLANINA HAZIRLIK
Bu konuda iki senaryo oluşturduk. Kırmızı senaryomuzun temel varsayımları, mevcut üretim kompozisyonun kısmen iyileştirilmesi, dönem içerisinde yerli karbon kaynakların ve hidroelektrik potansiyelin tamamının kullanılması ve 7.500 MW'lık nükleer kapasite kurulması varsayımlarına dayandı. Yeşil senaryoda ise yenilenebilir kaynak ağırlıklı üretim kompozisyonunun hedeflenmesi, dönem içerisinde yerli ve yenilenebilir kaynakların tamamının kullanılması, 6.000 MW'lık nükleer kapasite kurulması, güneşte 5.000 MW'a ulaşılması ve doğalgazın sınırlandırılması esas alındı. Bu senaryolar yüzde 20 ve yüzde 30 oranında öz sermaye kullanma şartları ile özelleştirme finansmanını da dahil ettiğimizde, elektrik enerjisi sektöründe 2030 yılına kadar toplamda 254 ile 313 milyar lira arasında bir finansman ihtiyacı olduğu sonucuna vardık.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz