Enerji koridoru için gelecek 5 yıl kritik

Enerji ticaretinde ibrenin Asya’yı göstermesi, Ortadoğu’nun tüketici bir pozisyona geçmesi önemli gelişmeler olarak karşımızda.

25.03.2014 13:01:150
Paylaş Tweet Paylaş
Enerji koridoru için gelecek 5 yıl kritik
World Energy Outlook 2013 Raporu, uluslararası enerji ajansı tarafından kamuoyu ile paylaşıldı. Baş ekonomist Dr. Fatih Birol’un yaptığı sunum, önümüzdeki dönemde dünyada enerji sektöründe kartların yeniden dağıtılacağını gösteriyor. Enerji ticaretinde ibrenin Asya’yı göstermesi, Ortadoğu’nun tüketici bir pozisyona geçmesi önemli gelişmeler olarak karşımızda.

Bu tabloda Türkiye’yi ise kritik bir dönem bekliyor. Fatih Birol’a göre önümüzdeki 5 yıl türkiye’nin enerji kavşağı olabilmesi için kritik. Birol, “bu süre iyi değerlendirilmeli. Türkiye’nin 60 milyar dolarlık faturası ekonomisindeki büyüme devam ederse 2020’de 80 milyar dolara çıkacak. enerji faturası kabarıyor” diyor.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından hazırlanan “World Energy Outlook 2013” raporunun Türkiye tanıtımı, TÜSİAD ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve iklim Merkezi (IICEC) işbirliğinde gerçekleştirildi. Uluslararası Enerji Ajansı Başekonomisti Dr. Fatih Birol, World Energy Outlook 2013 raporunun ana başlıklarını kamuoyuna sundu.

Dünya enerji piyasasına ilişkin çarpıcı açıklamalar yapan Birol, Türkiye’ye yönelik de öngörülerde bulundu. Özellikle önümüzdeki 5 yılın Türkiye’nin enerji kavşağı olması yolunda kritik bir dönem olduğuna vurgu yapan Birol, “Türkiye’nin şu andaki enerji faturası 60 milyar dolar seviyesinde. Tahminimize göre Türkiye ekonomisi, güzel bir şekilde büyümeye devam ederse 2020 yılında ülkenin enerji faturası 80 milyar dolara çıkacak. Çünkü daha fazla enerji tüketilecek” diyor.

ROLLER DEĞİŞİYOR
World Energy Outlook 2013 raporu, dünyadaki en önemli enerji aktörlerinin rollerinin yeniden tanımlandığını ortaya koyuyor. Bir anlamda enerji sektöründeki birçok temel ilke değişiyor. Büyük ithalatçılar ihracatçı haline gelirken, uzun süredir enerji ihracatçısı olarak görülen ülkeler ise küresel talep artışının önde gelen merkezlerine dönüşüyor. ~
Mesela dünyanın en önemli enerji ithalatçısı olan ABD’nin, 2015’ten sonra doğalgazda önemli bir ihracatçı haline gelmesi bekleniyor. Aynı şekilde Brezilya’nın da 2015 yılı itibariyle dünyanın önemli petrol ihracatçısı durumuna geleceğine vurgu yapan Birol, “Şimdiye kadar dünya piyasalarını ihracatçı olarak etkileyen bazı ülkeler ve bölgeler, artık tüketici olarak gündeme geliyor. Bunun başında da Ortadoğu ülkeleri geliyor. Artık Ortadoğu ülkelerindeki enerji tüketimi öyle bir seviyeye geldi ki oradaki tüketim gelişmeleri, dünya tüketim gelişmelerini ciddi bir şekilde etkileyecek” diyor.

TİCARETİN YENİ YÖNÜ
Enerji ticaretinin yönünde de önemli değişmeler bekleniyor. Örneğin ürettiği petrol ve doğalgazı ABD satıp kolay bir ticaret gerçekleştiren Kanada için durum değişiyor. Çünkü artık ABD’nin buna ihtiyacı kalmıyor. Kanada ekonomisi için enerjinin son derece önemli olduğunu dile getiren Birol, şunları anlatıyor:

“Bütün Kanada’nın enerji politikası tamamıyla Asya’ya doğru kaymaya başladı. Rusya’nın ise şimdiye kadar kendisine en sadık müşterisi Avrupa’ydı. Fakat Avrupa’nın krizden önceki doğalgaz talebi seviyesinin, ancak 2020’lerde yeniden yakalanabileceği düşünülüyor. Gaz talebi, son derece zayıf. Ayrıca Avrupa’ya, Rusya’ya alternatif bazı kaynaklar da geliyor. Bu da ekonomisi büyük oranda enerjiye dayalı olan Rusya’nın da yönünü Asya’ya dönmesini kaçınılmaz kılıyor. Özellikle doğalgaz ve petrol alanlarındaki bu gelişmeler, ülkelerin rollerini yeniden yazıyor.”

İKLİM SORUNU
Değişim beklenen ama gerçekleşmeyen bazı konular da var. Bunlardan birincisi karbondioksit emisyonları. Enerji sektörü, iklim değişikliği sorununun tam göbeğinde yer alıyor. Çünkü, iklim değişikliğine yol açan karbondioksit emisyonlarının üçte ikisi enerji sektöründen geliyor.~
Enerji sektöründe bu sorunu çözmeden iklim değişikliği sorununun çözülemeyeceğine dikkat çeken Birol, şu değerlendirmede bulunuyor: “Karbondioksit emisyonları giderek artmaya devam ediyor. Bu da dünyanın mevcut ısısının şu andaki trendlerde 3,6 C derece artmasına neden oluyor. Son derece kötü bir senaryo.

İkincisi ise birçok ülkede petrol, doğalgaz, elektrik ve kömür fiyatları suni bir şekilde aşağıya doğru çekiliyor. Önemli sübvansiyonlar var. Bunlar o yakıtların çok fazla kullanılmasına, enerji verimliliğinin azalmasına ve karbondioksit emisyonunun artmasına neden oluyor. Hangi ülkeler bunlar diye bakıldığında, özellikle Ortadoğu ülkeleri, Rusya, Çin ve Hindistan olarak sıralanıyor. Yine önemli bir sorun var bugünle ilgili, o da şu: Dünyada 1,3 milyar insanın yüzde 20’sinin şu anda elektriği yok. Bizim tahminlerimize göre 20 yıl sonra hala 1 milyar insanın, özellikle de Afrika, Hindistan, Pakistan ve Bangladeş’te elektriği olmayacak.”

PETROLÜN SEYRİ
2011 yılından bu yana Brent petrolün ortalama fiyatı varil başına 100 dolar düzeyinde seyrediyor. Fiyatların bu kadar uzun bir süre aynı düzeyde seyretmesi, petrol piyasası tarihinde rastlanmayan bir durum. Bu, özellikle cari açık sorunu yaşayan ülkeler için son derece önemli bir problem. Böyle ülkelerin hem petrol faturalarının hem de doğalgaz kontakları petrole bağlıysa doğalgaz faturalarının arttığının altını çizen Birol, petrol fiyatlarının geleceğine ilişkinse şu öngörüde bulunuyor:

“Zigzaglar olsa da ben önümüzdeki yıllarda da ana hat olarak petrol fiyatlarının 100 dolarlarda olacağını düşünüyorum. Bunun bazı nedenleri var tabii. Çünkü artık petrol Ortadoğu dışında son derece komplike yerlerden geliyor. Denizin dibinden geliyor ve bunlar son derece zahmetli ve teknoloji gerektiren işlemler. İkincisi, talep hızlı bir şekilde artıyor dünyada. Üçüncüsü de Ortadoğu ülkelerinin şu anda bütçelerini denkleştirmek için ürettiği fiyat 90 dolar civarında.”~

HİNDİSTAN ROL KAPACAK
Dünyadaki enerji talebinin büyümesi, gelişmiş ülkelerin dışındaki ülkelerden geliyor. Rapora göre ABD, AB ve Japonya’nın büyümeye olan katkısı sıfır. Büyümenin kaynağı ise Asya olarak gösteriliyor. Öyle ki dünya enerji talebindeki büyümenin üçte ikisi Asya’dan geliyor. Şimdiye kadar Asya’daki büyüme deyince akıllara hep Çin’in geldiğini, ancak enerjide 2020’ye doğru Çin’in enerji talebinin büyümesinde bir yavaşlama olacağını tahmin ettiklerini ifade eden Birol, şunları anlatıyor:

“2020’lerden sonra Asya’daki ve dolayısıyla dünyadaki enerji talebinin büyümesinde Hindistan’ın başı çekeceğini düşünüyoruz. ‘Çin’de neden yavaşlama olacak’ diye sorarsanız; birincisi, Çin şu anda enerji verimliliği konusunda çok ciddi adımlar atan bir ülke. İkincisi ise Çin ağır sanayiye dayalı olan ekonomisini hafifletmek için adımlar atıyor. Üçüncüsü de Çin’deki nüfus büyümesinde önemli bir durgunluk görülüyor. Hindistan, Çin’den rol kapacak gibi gözüküyor.”

Öte yandan 15 yıl içerisinde Ortadoğu ülkelerinin tüketeceği petrol miktarının 10 milyon varile geleceğini ve bunun da şu andaki Çin’in tüketimine eşit olduğunu belirten Birol, şöyle devam devam ediyor:

“Çin dünyanın en önemli petrol tüketicilerinden bir tanesi. Bunun da esas nedenleri olarak nüfusun çok hızlı büyümesi, petrokimya sektöründe Ortadoğu’nun çok ciddi yatırımlar yapması, petrol fiyatların sübvanse edilmiş olması ve son derece ucuz olmasının suni bir artış yaratması gösteriliyor. Ortadoğu’da ayrıca önümüzdeki 20 yıl içerisinde 380 gigavatlık yeni santral kurulması gerekiyor. O da şu demek: Ortadoğu 20 yıl içerisinde bir tane Japonya, bir tane de Kore ekleyecek.”~

HANGİ YAKITLAR ÖNE ÇIKACAK?
Günümüzde ülkeler petrol, doğalgaz ve kömürün payını aşağıya çekmenin yollarını arıyor. Fosil yakıtlarının payını indirmek için çeşitli çalışmalar yürütülüyor. Hidrolik, güneş, rüzgara önemli teşvikler veriliyor ve nükleerde önemli çalışmalar yapılıyor. Ancak bütün bunlara rağmen pek fazla yol alınmadığına vurgu yapan Birol, şunları anlatıyor:

“Bu hareketin başladığı 25 yıl önce fosil yakıtların dünya enerji piyasalarındaki payı yüzde 82’ydi. 25 yıllık bütün bu uğraşlardan sonra bugün fosil yakıtların dünya enerji piyasasındaki payının yine yüzde 82 olduğu görüldü. Fosil yakıtların ne kadar inatçı olduğu görüldü. Önümüzdeki dönemde de fosil yakıtlar yine dünya enerjisini belirleyecek. Özellikle doğalgazda önemli bir artış bekliyoruz. Çok fazla fosil yakıt kullanımının bir sonucu olarak karbondioksit emisyonu hızlı bir şekilde büyüyecek.

2015’te Paris’te önemli bir randevu var. Dünya liderleri bir araya gelecek. Bir iklim değişikliği anlaşması yapılmaya çalışılacak. Bu yapılırsa dünya enerji sektörüne yeni bir parametre girecek. Anlaşma konusunda hiç umutsuz değilim. Çünkü Çin ve ABD’nin toplam emisyonlarında son derece önemli düşüş söz konusu.”

ÇARPICI SAPTAMA

1- Daha önceki raporda ABD'nin 2017'de Suudi Arabistan'ı geçerek dünyanın en büyük petrol üreticisi haline geleceği mesajı verilmişti. Bu yıl ise bunun 2015'te gerçekleşeceği belirtiliyor.
2- Önümüzdeki 10 yılda ABD'nin kaya gazının kardeşi olarak düşünülen bir teknoloji olan kaya petrolünde üretim artışı yaşaması bekleniyor. Ancak bu petrol, tamamen ABD'nin iç tüketimi için kullanılacak.
3- Özellikle Asya'nın ciddi bir petrol açlığı var. Bu bakımdan 2020'lerden sonra Ortadoğu'da ciddi bir üretim artışı görülmesi lazım ki Asya'daki petrol talebi karşılanabilsin. Ortadoğu, bugün ve yarın dünya petrol piyasalarının kalbi olacak. ~
4- Yenilenebilir enerjide en büyük büyüme, Çin'den gelecek. Oradaki büyüme bütün AB ülkeleri, ABD, Japonya'dan çok daha hızlı olacak. Bunun sonucu olarak da yenilenebilir enerji teknolojilerindeki maliyetler konusunda önemli gelişmeler yaşanacak.
5- Yakın bir zamana kadar dünyadaki doğalgaz fiyatları hemen hemen birbirine eşitti. Ancak kaya gazı devriminden sonra şu an itibariyle Japonya'daki doğalgaz fiyatları ABD'den 5 misli daha fazla. Avrupa'da ise 3 misli daha fazla. Bundan daha da önemlisi, bu fiyat farklılıkları biraz azalacak olsa da önümüzdeki 20 yıl bizle birlikte kalacak.
6- “Acaba petrol fiyatlarında olduğu gibi ABD çok fazla gaz ihraç ederse bir tane doğalgaz fiyatı olur mu” diye bir soru var kafalarda. ABD ne kadar gaz ihraç ederse etsin dünyada sadece bir tane doğalgaz fiyatı olmasını beklemek hayaldir. Şu anda ABD'deki gaz fiyatı 4 dolar civarında. Bunu satmaya karar verdiğinde bu gazın sıvılaştırılması, gemilerle yollanması ve tekrar gaz haline getirilmesi gerekiyor. Bu da zor bir iş 5-6 dolar civarında bir maliyet gerektiriyor. Toplam 10 dolara geliyor. Zaten AB'de gazın fiyatı 10 dolar. Asya'ya baktığınız zaman da aynı rakamlar söz konusu.

"5 BEŞ YILDA ENERJİ KAVŞAĞI OLABİLİZ”
KRİTİK 5 YIL

Dünya enerji tüketiminin şampiyonları Çin ve ABD. Dünya enerji üretiminin şampiyonları ise ABD, Suudi Arabistan ve Rusya. Bunların yanı sıra enerji sektöründe 'enerji koridoru' kavramının da üçüncü bir kategori olarak ortaya çıktığını belirten Birol, şunları anlatıyor: “Üçüncü bir kategoride Türkiye, 5 yıl içinde dünyadaki en önemli enerji kavşağı olabilir. Bu 5 yıl kritik. İyi değerlendirilmeli.

POLİTİK ENGELLER
Burada üç tane kritik damar var. Birincisi Azerbaycan. İkincisi Kuzey ve Güney Irak, üçüncüsü ise Doğu Akdeniz, özellikle de İsrail. Bu üç ana alanda birçok politik engel var. Bu üçü bir araya gelirse Türkiye, dünyanın en önemli enerji kavşağı olur. Şu andaki duruma baktığımız zaman olamayacak bir senaryo da değil."

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz