Jeotermal'deki büyük potansiyel

Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak, sorularımızı yanıtladı.

1.01.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Jeotermal'deki büyük potansiyel
Enerji sektöründe 19 yıldır faaliyet gösteren zorlu enerji, sürecin her aşamasında yer alıyor. Yurtdışı ile beraber 977 mw kapasiteye ulaşan şirketin beş yıl sonraki hedefi ise 2800 mw. Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak, 2015 yılına kadar kurulu güçlerini ağırlıklı olarak rüzgar ve jeotermal alanındaki yeni yatırımlarla artırmayı hedeflediklerini söylüyor. Son dönemde jeotermal enerji alanında önemli yatırımlar yapıldığına işaret eden Ak, bu alanda 11 milyar dolarlık bir potansiyel bulunduğuna dikkat çekiyor. Ak, bu alandaki iddialı hedeflerini “ülkemizin 2023’e dek jeotermalde ulaşmayı hedeflediği 600 mw kurulu gücün yarısını zorlu enerji üretecek” diyerek ortaya koyuyor. Türkiye’de son yıllarda en gözde sektörler arasında üst sıralara yükselen enerjideki yatırımlar da artıyor. Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak, şirketin üretim kapasitesini 5 yıl içinde üçe katlamayı planladıklarını söylüyor. Zorlu Enerji, sektörün alt dallarının tamamında faaliyet gösteriyor. Ancak şirket ağırlıklı olarak yurtiçinde ve yenilenebilir kaynaklara dayalı yatırımlarla büyüme stratejisini benimsiyor. Ak, bir yandan mevcut lisansları hayata geçirmeye çalışırken diğer yandan da yerli kaynaklarda yeni fırsatları araştırdıklarını vurguluyor. Zorlu Enerji’nin mevcut portföyünde kurulu gücünün yüzde 35’i yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşuyor. Ancak Zorlu Enerji’nin genel müdürü Sinan Ak, grup olarak yenilenebilir enerji alanındaki büyüme hedefini gerçekleştirmek üzere yoğun çalışmalar yürüttüklerini belirtiyor. Türkiye, jeotermal potansiyeli açısından Avrupa’da ilk üç, dünyada ise ilk yedi ülke arasında bulunuyor. Ak, “Türkiye’nin 31 bin 500 MW’lık jeotermal ısı potansiyeli yaklaşık 20 milyon ton/yıl petrole eşdeğer. Bunun rakamsal karşılığı ise 11 milyar dolar. Jeotermal enerjinin, teorik elektrik potansiyeli yaklaşık 2.000 kWh olmasına rağmen, Türkiye'de elektrik üretiminin sadece binde ikisi bu kaynaktan sağlanıyor” diyerek bu alandaki büyük potansiyele dikkat çekiyor.

Zorlu Enerji, sektörün hangi alanlarında faaliyet gösteriyor?
Zorlu Enerji Grubu olarak, 19 yıldır içinde bulunduğumuz enerji sektöründe geniş bir hizmet yelpazesiyle sürecin her aşamasında yer alan tek şirketiz. Elektrik üretiminin yanı sıra, elektrik, buhar ve doğalgaz satışı, santral kurulumu ve bakımı, enerji tesislerinin işletilmesi ve doğalgaz dağıtım hizmetleri sunarak enerjinin her alanında faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.~

Üretim kapasitesiniz nedir?
Yurt içinde bulunan santrallerimizde 771 MW kurulu güce ulaştık. Yurtdışı santrallerimizdeki kapasiteler de eklenince bu rakam 977 MW’a ulaşıyor. Zorlu Enerji Grubu olarak sahip olduğumuz lisanslar ve devam eden yatırımlarımızla birlikte 5 yılda yurt içi kapasitemizin 1.300 MW, toplam kapasitemizin de 2.800 MW’a ulaşmasını hedefliyoruz. Yurtiçi yatırım portföyümüzde Ankara, Yalova, Bursa, Lüleburgaz ve Kayseri’de faaliyet gösteren 5 doğalgaz santralimiz, Tokat, Eskişehir, Kars, Rize, Erzurum, Tunceli ve Erzincan'da bulunan 7 hidroelektrik santralimiz var. Osmaniye’de 2010 yılında faaliyete geçen Gökçedağ Rüzgar Santrali de bize ait. Ayrıca Denizli Kızıldere’de üretimde olan bir jeotermal santralimiz bulunuyor.

Yurtdışında nerelerde yatırımlarınız var?
İsrail’de Ashkelon bölgesinde, yüzde 25 ortağı olduğumuz 800 MW kapasiteli Dorad Doğalgaz Çevrim Santrali’ni 2013 yılında üretime geçirmeyi hedefliyoruz. Yine İsrail’de yüzde 42 ortaklığımız bulunan ve toplam kurulu güçleri 175 MW olan Ashdod ve Ramat Negev santrallerinin inşaat çalışmalarına da başladık. Aynı ülkede bir de finansman çalışmaları süren yine yüzde 42 ortak olduğumuz 100 MW’lık Solad projesi mevcut. 2006 yılında Pakistan Alternatif Enerji Geliştirme Kurulu (AEDB) ile ülkenin ilk rüzgar santralini kurmak üzere anlaşma imzaladık. Pakistan’ın güneyindeki Jimphir bölgesinde bulunan, toplam 56,4 MW kurulu güce sahip olacak santralin 6,4 MW’lık ilk fazı 2011 yılında üretime geçti. 50 MW’lık ikinci fazın finansman sürecinin tamamlanmasını takiben inşaat çalışmalarına hız verdik. İkinci fazda 25 türbinin kurulumu tamamlandı ve santrali 2013 yılında üretime almak için çalışmalarımız devam ediyor. Önümüzdeki dönemde Pakistan projesinin kurulu gücünü 300 MW’a yükseltmeyi planlıyoruz. Moskova’da 2005 yılında Belediye’nin düzenlediği ihaleyi kazanarak, Moskova’nın ilk özelelektrik santralinin temelini attık. 2012 yılının Mart ayında, Moskova’ya elektrik, ısı ve sıcak su sağlayan 340 MW kapasiteli Tereshkovo Doğalgaz Santrali’nin 170 MW’lık ilk fazını, kombine çevrim olarak üretime geçirdik. Moskova’da bulunan, 340 MW kurulu güce sahip olması planlanan ikinci santral projemiz Kojukhovo’nun 170 MW kurulu güçteki ilk faz çalışmaları ise devam ediyor.

Yenilenebilir enerjide hangi noktadasınız?
Türkiye’de yenilenebilir enerji santrallerimiz, 262,6 MW’lık kurulu güce sahip. Bu rakam, toplam 771 MW’lık kurulu gücümüzün yüzde 35’ini oluşturuyor. 2015 yılına kadar kurulu gücümüzü, ağırlıklı olarak rüzgar ve jeotermal alanındaki yeni yatırımlarımızla artırmayı hedefliyoruz. Bu çalışmaların yanı sıra, 2012 yılında güneş enerjisine dayalı enerji tesisi kurmak üzere lisans almak amacıyla çalışmalara başladık. 2013 yılının ortasında yapılacak başvurular için birkaç bölgede ölçümler yaparak lisans başvurusunda bulunmayı planlıyoruz.~

En son jeotermal enerjiye büyük bir yatırım yapmıştınız. Türkiye’nin bu alandaki potansiyelini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Jeotermal potansiyeli açısından oldukça zengin bir ülkeyiz. Avrupa'da ilk üç, dünyada ise ilk yedi ülke arasındayız. Türkiye’nin 31 bin 500 MW’lık jeotermal ısı potansiyeli yaklaşık 20 milyon ton/yıl petrole eşdeğer durumda, bunun rakamsal olarak karşılığı ise 11 milyar dolar. Jeotermal enerjinin, teorik elektrik potansiyeli yaklaşık 2.000 kWh olmasına rağmen, Türkiye'de elektrik üretiminin sadece binde ikisi bu kaynaktan sağlanıyor. Biz de jeotermal enerji alanındaki yatırımlarımızı, Türkiye’nin jeotermal kaynaklarının yüzde 87’sinin bulunduğu Ege Bölgesi'nin en verimli üç sahasına yönlendirdik. Bu sahaların başında da Türkiye'nin enerji üretim amaçlı keşfedilen ilk jeotermal sahası olan Denizli Kızıldere geliyor. Tamamlandığında 80 MW kurulu güce sahip olacak ülkemizin en büyük jeotermal santralinin inşasına 2012 yılında başladık. Santral toplam 600 milyon kWh/yıl kapasitesiyle 79 milyon ton/yıl fuel-oil ve bunun karşılığında 86 milyon dolar/yıllık dış kaynaklı enerji giderini ikame edecek. 2013 yılında faaliyete geçmesini hedeflediğimiz bu santralimizin yanı sıra, Kızıldere’de ADÜAŞ ihalesi ile 30 yıllık işletim hakkını satın aldığımız 15 MW kurulu güce sahip bir santralimiz daha bulunuyor. Yeni santralimizin de üretime geçmesiyle Kızıldere'deki kurulu gücümüzü 95 MW'a yükselteceğiz. Bu sahanın daha da geliştirilmesi için çalışmalarımızı başlattık. Kızıldere'nin yanı sıra,
Manisa-Alaşehir ve Kütahya-Simav jeotermal sahalarında da yatırım projelerimiz bulunuyor. 2040 yılına kadar üretim lisansımızın bulunduğu Manisa Alaşehir jeotermal sahasında rezervuar değerlendirme ve fizibilite çalışmalarının ardından, önümüzdeki yıl 30 MW kurulu güce sahip olacak yeni bir santralin temelini atmayı hedefliyoruz.

Jeotermal enerji yatırımlarınızın uzun vadeli hedefi nedir?
Kütahya Simav’da ise enerji üretimi için en uygun bölgeleri saptayarak sondaj çalışmalarına başlamak için yoğun bir çaba içindeyiz. Elde edeceğimiz bulgular sonucunda, yatırım kararımıza yön vereceğiz. Eğer sonuçlar öngördüğümüz gibi olursa bu bölgede 20 MW kurulu güce sahip olacak bir santralin inşasına önümüzdeki yıl başlamak istiyoruz. Jeotermal yatırım projelerimizi önümüzdeki üç yıl içinde faaliyete geçirerek, jeotermal kurulu gücümüzü 275 MW’a yükseltmeyi hedefliyoruz. Başka bir deyişle ülkemizin 2023’e kadar jeotermalde ulaşmayı hedeflediği 600 MW kurulu gücün yarısını Zorlu Enerji üretecek.~

SEKTÖRÜN GELİŞMESİ İÇİN NELER YAPILMALI?
Ülkemizde enerji sektörünün gelişiminin önündeki en ciddi sorun, serbest ve şeffaf bir piyasanın eksikliği. Mevcut piyasa koşulları özel sektörü ve finans kuruluşlarını yatırıma teşvik edecek nitelikte değil. Ülkemizde yatırımların hız kazanabilmesi için rekabete dayalı bir yatırım ortamı ile öngörülebilir liberal bir piyasa yapısına ihtiyaç var. Özelleştirmelerin sonuçlandırılması, yasal ve bürokratik düzenlemelerin serbest rekabeti teşvik edecek şekilde tamamlanması sektörümüzün liberalleşmesinin kilometre taşları arasında yer alıyor. Özelleştirmeler ile beraber piyasalar da yeniden yapılanacak. Ancak bu noktada özelleştirmelerin fiyat kaygısıyla değil gerçek bedelleri çerçevesinde yapılmasının, gerek yatırımcı ve tüketicinin korunması gerekse hizmetin sürekliliğinin sağlanması açısından, önemli olduğunu göz ardı etmememiz gerekiyor. Bugün yaşanan belirsizlikler nedeniyle uzun vadeli olması gereken enerji politikaları, kısa vadeli olarak gerçekleşiyor. Bu da yatırımların gecikmesine neden oluyor. Sürdürülebilir iş ve kazanca önem veren, sektörde kalıcı olmak isteyen yerli ya da yabancı bir yatırımcı için bu durum ciddi engel teşkil ediyor.

ZORLU ENERJİ'NİN GELECEK HEDEFLERİ
YERLİ VE YENİLENEBİLİR YATIRIMLAR

Yerli ve yenilenebilir yatırımlarla yurtiçinde büyümeyi hedefliyoruz. Grup olarak yenilenebilir enerji alanındaki büyüme hedefimizi gerçekleştirmek üzere yoğun çalışmalar yürütüyoruz.
YENİ FIRSATLARIN PEŞİNDEYİZ
Bir yandan yurtiçinde mevcut lisanslarımızı hayata geçirmeye çalışırken diğer yandan diğer yerli kaynaklarda yeni fırsatları araştırıyoruz. Enerji sektörü çok dinamik bir sektör ve bu dinamizm içinde fırsatları her zaman değerlendirmeye devam edeceğiz.
YURTDIŞI STRATEJİSİ
Grubumuza ve sektörümüze fayda sağlayacağına inandığımız üretim ve dağıtım özelleştirmeleri ile diğer projeler her zaman ilgi alanımızda olacak. Gündemimizde yakın zamanda yeni bir yurtdışı yatırımı bulunmuyor. Rusya, İsrail ve Pakistan’da devam eden projelerimizi üretime geçirmek için çalışmalarımızı hızla sürdürüyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz