Ses getirecek yatırımlar gerçekleşecek

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Türkiye'nin enerji alanındaki bugününü ve geleceğini anlattı.

1.01.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Ses getirecek yatırımlar gerçekleşecek
Türkiye, enerji kaynakları açısından son derece zengin ülkelerle, bu kaynaklara ihtiyaç duyan batı arasında yer alıyor. Bu da Türkiye'nin coğrafi konumunun önemini gösteren önemli etmenlerden. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, bujeostratejik konumu etkin kullanarak enerji alanında bölgesel işbirliği süreçleri çerçevesinde Türkiye'yi enerji koridoru ve terminali haline getirdiklerini söylüyor. "Kaynak ülkeler ile tüketici ülkeler arasında doğal bir köprü oluşturmakta olan Türkiye, enerji kaynaklarının ve taşıma güzergahlarının çeşitlendirilmesini sağlamaya yönelik projelerde önemli bir aktör olarak yer alıyor" diyen Yıldız, özellikle yenilenebilir enerjiye önem verdiklerini belirtiyor.

2011 yılı enerji açısından nasıl geçti? Bize bir çerçeve çizer misiniz?
- 2011 yılında enerji sektöründe büyük atılımlar, yatırımlar ve başarılar gerçekleşti. 2002 yılında 32 bin megavat olan elektrik enerjisi kurulu gücü 53 bin megavata yükseldi. Yenilenebilir enerji kaynaklarının tamamından faydalanmayı kendimize hedef olarak belirledik. Bu anlamda 2002 yılında 12 bin megavat olan hidroelektrik kurulu gücümüz 17 bin megavata, 2002'de neredeyse sıfır düzeyinde olan rüzgar enerjisi kurulu gücümüz 1600 megavata, 17 megavat olan jeotermal enerjisi kurulu gücümüz ise 94 megavata ulaştı. Petrol ve doğalgaz aramalarımız 2002 yılına göre 12 kat arttı. 2002 yılında 47 bin metre olan sondaj miktarı, 181 bin metre seviyesine çıktı. TPAO tarafından Karadeniz'de dünyanın en büyük şirketleri ile ortaklık kurarak aramalara başladık. Halihazırda üç boyutlu yeni bir sismik arama gemisi ile Akdeniz'de arama çalışmaları devam etmekte. Mersin ve İskenderun'da petrol aramalarımıza başlayacağız. Akdeniz'de yaptığımız sismik çalışmaların sonucunda, İskenderun Körfezi'nde ilk kuyuyu 2013'te açmayı planlıyoruz. Doğal kaynaklarımızın ülke ekonomisine kazandırılması noktasında, 2002 yılında 100 bin metre olan maden arama sondajını, 1 milyon 300 bin metreye çıkardık. 2002 yılında yaklaşık 700 milyon dolar olan maden ihracatımız, 3 milyar 655 milyon dolar olarak gerçekleşti. Madencilik sektörünün gayri safi yurtiçi hasıla içindeki değeri 2002 yılında 1 milyar 900 milyon dolarken bu rakam şimdi 10 milyar 510 milyon dolara yükseldi. Artan elektrik enerjisi talebi ve ithal bağımlılığımızın azaltılması noktasında, nükleer adımlarımızı attık. Akkuyu ve Sinop nükleer santralleri 2023'e kadar ülkemize kazandırılmış olacak. Bütün bunların dışında yalnızca enerji sektörünün değil, Türkiye'nin de sırtına binmiş bir yük olan Libananco Davası'nı kazandık. Bu, Türkiye için son derece önemli olan bir davaydı. Türkiye'nin uluslararası hukuk alanında kazandığı önemli bir başarıdır. Kendini devletten daha üstün sayanların, hukuk tanımayanların en son geldiği noktayı görmüş olduk. Uzanlar, her bir vatandaşımızdan yaklaşık 3 bin dolarlık gelir talep ettiler. Uluslararası platformda görülen beş davada Türkiye'den talep edilen toplam tutar 230 milyar dolardı. 2003 yılında Türkiye'nin gayrisafi yurtiçi hasılası (GSYH) toplam tutarı 230-235 milyar dolar civarındaydı. Vatandaşımız başına, kişi başına düşen milli gelirden hemen hemen tamamını isteyen bir dava Türkiye lehine sonuçlandı.~

ENERJİ SEKTÖRÜNDE NELER OLUYOR?

1- 2002 yılında 32 bin megavat olan elektrik enerjisi kurulu gücü 53 bin megavata yükseldi.
2- 2002 yılında 12 bin megavat olan r hidroelektrik kurulu gücümüz 17 bin megavata ulaştı.
3- Rüzgar enerjisi kurulu gücü 2002'de * neredeyse sıfır düzeyinden 1600 megavata ulaştı.
4- 17 megavat olan jeotermal enerjisi : kurulu gücümüz 94 megavata ulaştı.
5- Petrol ve doğalgaz aramalarımız 2002 ' yılına göre 12 kat gibi önemli ölçüde arttı.
6- Cazibe merkezi haline gelen enerji I sektörümüze 2011'in ilk 10 ayında 2,7 milyar dolar uluslararası doğrudan yatırım yapıldı.
7- Elektrik kurulu gücünde özel sektörün payı 2002'de yüzde 34 iken, bugün yüzde 53 düzeyine ulaştı.

Yerli ve yabancı yatırımcıların enerjiye ilgisi arttı mı?

- Tüm dünyada etkisini hala sürdüren küresel krizde Türkiye, hiçbir daralma veya durağanlık yaşamıyor. Gelişen ve büyüyen yapısıyla cazibe merkezi haline gelen enerji sektörümüze 2011'in ilk 10 ayında 2,7 milyar dolar uluslararası doğrudan yatırım yapıldı. Enerji, siyasi istikrarın etkisiyle, uluslararası yatırımcıların en çok tercih ettiği sektörlerden biri. Türkiye'ye yapılan bu yatırımlar ülkemizin güvenli bir liman olduğunun göstergesi ve bu ilginin artarak devam edeceğini düşünüyoruz.

Yatırımcılar hep önlerinin açılmasından söz ederler. Bu konuda 2011'de neler yaptınız?

- Biz, tam rekabetçi ve serbest bir piyasa yapısı hedefliyoruz. Bu çerçevede, enerji sektöründe, ihtiyaç
duyulan yatırımların mümkün olduğu kadar özel sektör tarafından yapılmasını sağlayacak düzenlemelerin hayata geçirilmesi yönünde gerekli çalışmaları yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Elektrik kurulu gücünde özel sektörün payı 2002'de yüzde 34 iken, bugün yüzde 53 düzeyine ulaştı. Elektrik dağıtım ve üretim özelleştirmeleri sürecini başlattık. Dağıtımda bazı sıkıntılar yaşansa da ben bunların aşılacağına inanıyorum. Üretimde, 18 termik, 28 hidrolik santralin özel sektöre devrine yönelik çalışmalarımız devam ediyor.

Siz yatırımcılarla görüşüyor, ilgilenenleri yakından izliyorsunuz. Türkiye'de enerjiye yatırım yapmak isteyen, bekleyen çok sayıda yerli ve yabancı grup var mı?

- Özel sektör temsilcileri ile sık sık bir araya geliyoruz. Yaptığımız görüşmelerde farklı sektörlere yatırım yapanların, enerjiye de yatırım yapmalarını tavsiye ediyoruz. Enerji sektörüne yapılan yabancı yatırımlarla ilgili verdiğim rakam da, yatırımcıların enerjiye ne kadar ilgi duyduklarının bir göstergesi. Yakın zamanda ses getirecek yatırımların gerçekleşeceğini de belirtmek isterim. Tabii ben yerli ve yabancı tüm yatırımcıların enerji sektörüne yatırım yapmalarını bir kez daha tavsiye ediyorum. Özellikle yenilenebilir enerjiye verdiğimiz önemle, bu alanda yapılacak yatırımları görmek istiyoruz. Maden yatırımları da yerli ve verimli bir kaynak olması sebebiyle hem yatırım yapanlar için hem de bizler için önemlidir.~

2012 yılına yönelik bakanlık olarak neler planlıyor, neler hedefliyorsunuz?

Türkiye, enerji kaynakları açısından son derece zengin ülkelerle, bu kaynaklara ihtiyaç duyan batı arasında yer alıyor. Kaynak ülkeler ile tüketici ülkeler arasında doğal bir köprü oluşturmakta olan Türkiye, enerji kaynaklarının ve taşıma güzergahlarının çeşitlendirilmesini sağlamaya yönelik projelerde önemli bir aktör olarak yer almakta. Ülkemizin konumunu güçlendirecek uluslararası projelerimizi hayata geçirdik ve geçirmeye de devam ediyoruz. Bunun dışında, yerli kaynaklara öncelik vermek suretiyle kaynak çeşitliliğini sağlamak, yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji arzı içindeki payını arttırmak, enerji verimliliğini arttırmak, serbest piyasa koşullarına tam işlerlik kazandırmak ve yatırım ortamının iyileşmesini sağlamak, petrol ve doğalgaz alanlarında kaynak çeşitliliğini sağlamak ve ithalattan kaynaklanan riskleri azaltacak tedbirleri almak, enerji ve tabii kaynaklar alanlarındaki faaliyetlerin çevreye duyarlı halde yürütülmesini sağlamak, doğal kaynaklarımızın ülke ekonomisine katkısını arttırmak, endüstriyel hammadde, metal ve metal dışı madenlerimizin üretimlerini arttırarak yurtiçinde değerlendirilmesini sağlamak hedeflerimiz arasında yer alıyor.   

"YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARINA ÖNCELİK VERECEĞİZ"
Sektöre ilgi yüksek Özel sektör temsilcileriyle yaptığımız görüşmelerde farklı sektörlere yatırım yapanların, enerjiye de yatırım yapmalarını tavsiye ediyoruz. Enerji sektörüne 2011 'in ilk 10 ayında 2,7 milyar dolar uluslararası doğrudan yatırım yapıldı. Bu da yatırımcıların enerjiye duydukları ilginin bir göstergesi.

Yenilenebilir enerjiye destek
Özellikle yenilenebilir enerjiye verdiğimiz önemle, bu alanda yapılacak yatırımları görmek istiyoruz. Maden yatırımları da yerli ve verimli bir kaynak olması sebebiyle hem yatırım yapanlar için hem de bizler için önem taşıyor.

Nükleer dışa bağımlılığı azaltacak
Artan elektrik enerjisi talebi ve ithal bağımlılığımızın azaltılması noktasında, nükleer enerji için adımlarımızı attık. Akkuyu ve Sinop nükleer santralleri 2023'e kadar ülkemize kazandırılmış olacak.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz