Türkiye kartını iyi oynamalı

Uluslararası Enerji Ajansı-IEA Başekonomisti Fatih Birol,sorularımızı yanıtladı.

1.01.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Türkiye kartını iyi oynamalı
Internatıonal Energy Agency (Uluslararası Enerji Ajansı-IEA) Başekonomisti Fatih Birol, dünya enerji piyasasına ilişkin pek çok çarpıcı öngörüye sahip. ABD’nin önümüzdeki beş yıllık süreçte petrol ve doğalgaz alanında dünyanın en büyük üreticisi haline geleceğine düşünüyor. “Enerjide, ABD’den sonra zengin petrol ve doğalgaz yataklarına sahip olan ırak öne çıkacak” diye konuşuyor. Irak’ın gsmh’sinin 15 yıl içinde Suudi Arabistan’a eşit olacağına dikkat çekiyor ve “Türkiye, ırak için kartlarını iyi oynarsa kazançlı çıkacak” diye konuşuyor. Fatih Birol, enerji piyasasının en etkin isimlerinden biri... International Energy Agency’de (Uluslararası Enerji Ajansı-IEA) enerji ve iklim değişikliği politikalarının ekonomik analizinden sorumlu başekonomist olarak önemli bir görevde... IEA’nın ana yayını olan ve sektörün yakından takip ettiği World Energy Outlook raporunu yönetiyor. Aynı zamanda küresel enerji alanındaki zorluklara çözüm aramak üzere dünyanın en büyük enerji şirketlerinden bazılarının yöneticileriyle politika yapıcıları bir araya getiren UEA Enerji İş Konseyi’nin de kurucusu ve başkanı. Birol, dünya enerji piyasasına ilişkin yaptığı çarpıcı açıklamalarıyla da tanınıyor. Örneğin, ABD’nin 2015 yılı civarında Rusya’yı geçip dünyanın en büyük doğalgaz üreticisi haline geleceğini düşünüyor. 2017 yılında ise Suudi Arabistan’ı geride bırakıp dünyanın en büyük petrol üreticisi olacağına vurgu yapıyor. Önümüzdeki yıllarda enerji üretiminde öne çıkacak olan diğer bir ülkenin Irak olacağına ilişkin öngörülerde bulunan enerji uzmanı, “Türkiye’nin öncelikle ilgilenmesi gereken ülkelerin başında çok ciddi petrol ve doğalgaz yataklarına sahip olan Irak geliyor. Çünkü Irak’m GSMH’si 15 yıl içinde Suudi Arabistan’a eşit olacak. Türkiye Irak’ta fırsatları iyi değerlendirmeli” diye konuşuyor. Enerji alanındaki gelişmelere ilişkin pek çok sorumuzu yanıtlayan Birol, Türkiye’nin enerjide yapması gerekenler hakkında şu bilgileri verdi:

Enerji alanında gelecekte trendler neler olacak?
Dünyada enerji dengelerinde önemli değişimlerle karşılaşıyoruz. Bu değişimlerin iki önemli ayağı var. İlk olarak, konvansiyonel olmayan petrol ve doğalgaz üretiminde önemli bir artış görüyoruz. Bu artış ABD, Kanada ve Avustralya gibi sürpriz ülkelerden geliyor. Bu durum da petrol ve doğalgazdaki dengeleri değiştiriyor. İkincisi ise Fukuşima sonrası birçok batılı ülke nükleerle ilgili planlarını çok daha mütevazı bir hale getirdi. Daha az nükleer üretecekler. Almanya ve İsviçre nükleere elveda dedi, Fransa ve Japonya’da da nükleerin geleceği eskisi gibi parlak gözükmüyor. Nükleerin azalması, başka bazı yakıtların büyümesi anlamına gelecek. Bu doğalgaz ya da yenilenebilir olabilir.~

Peki bu gelişmeler enerji piyasasını nasıl etkileyecek?
ABD, 2017 yılında Suudi Arabistan’ı geçip dünyanın en büyük petrol üreticisi haline gelecek. 2015 yılı civarında da Rusya’yı geçip dünyanın en büyük doğalgaz üreticisi olacak. ABD, önümüzdeki 10 yıl içinde hem petrol hem doğalgazda bir numaralı üretici konumuna yükselecek. Bu teknolojik devrimler ABD ekonomisinde de ciddi bir geriye dönüş yapabilecek. Özellikle imalat sanayindeki enerji girdilerinin düşük olması, ABD’yi son derece avantajlı hale getirecek. Şu anda doğalgaz fiyatları ABD’ye göre Avrupa’da 5, Asya’da ise 8 kat daha pahalı. Sadece 5 yıl önce ABD, Avrupa ve Asya’daki doğalgaz fiyatları eşitti ama şu anda büyük bir farklılık var. ABD son derece ucuz doğalgaz imal edip satıyor. Bunun sonucu olarak da Avrupa’da imalat sanayindeki birçok şirket ABD’ye gitmeye başladı. Son bir hafta içinde Almanya’nın en büyük petrokimya şirketi ve Fransa’nın çok büyük bir demir çelik şirketi ABD’ye gitmeye karar verdi. 2012 yılında ABD’de imalat sanayi sektörünün büyümesi iki haneli rakamlara çıktı. Bu da 1990’dan beri görülen en yüksek büyüme. Bu büyüme dünya ekonomisinin çok zor şartlarda olduğu bir dönemde oluyor, bu da çok önemli bir şey.

Biraz daha uzun vadeli bakarsak tablo nasıl?
Elektrik fiyatlarında ABD ile Avrupa ve Japonya arasında ciddi bir kırılma olacak. Mesela Avrupa’daki elektrik fiyatlarının ABD’den yüzde 50 daha pahalı olacağını, Japonya’da ise Avrupa’dan da pahalı olacağını tahmin ediyoruz. ABD’nin bu konuda büyük bir avantajı olacak.

Önümüzdeki yıllarda enerji piyasasında Ortadoğu’da ne gibi gelişmeler olacak?
Amerikan politikasını uzaktan da olsa takip eden herkesin bileceği gibi enerji sektöründe bağımlı olma
olmama hep gündemdedir. Yakın zamana kadar ABD petrolün önemli bir kısmını Ortadoğu’dan alıyordu. Bunun da ABD’ye hem savunma, hem ekonomik, hem de dış politika gibi konularda yansımaları oluyordu. Bizim tahminlerimize göre yakın bir zaman içerisinde ABD’nin artık Ortadoğu’dan petrol ithal etme ihtiyacı kalmayacak. Bu da hem dünya petrol piyasalarında hem de onun ötesinde önemli birtakım gelişmelere neden olacak.

Doğalgaz piyasasında ne gibi gelişmeler yaşanacak?
Doğalgaz pazarlarında da çok ciddi gelişmeler görüyoruz. Dört yıl önce bir toplantıda “Kuzey Amerika’da çok sessiz bir devrim oluyor” demiştim. O dönem kaya gazı konusunu çok iyi bilmiyordum bile. Öyle bir tahminde bulunmuştum. Şimdi dört yıl önceki bu öngörüm gerçekleşti. O sessiz olan devrim, çok sesli hale geldi ve ABD’nin dışına taştı. ABD dışında Kanada, Avustralya, Endonezya, Arjantin’de gelişti. Polonya ve Çin de işin içine girmek üzere. Burada oyunu tamamen değiştirecek ülke Çin olacak. Çin’in çok ciddi kaya gazı rezervleri var. Çin hükümeti kaya gazı üretimini destekliyor. Bu bazı ülkeler için iyi, bazıları için kötü haber, bazıları içinse ne iyi ne de kötü haber.~

Kimler için iyi, kimler için kötü haber?
ABD, Kanada, Avusturalya gibi ülkeler için iyi bir haber. Çünkü, ekonomilerinde
çok ciddi büyüme görecekler. Kötü haber ise Rusya gibi şimdiye kadar gelenekselleşen gaz ihracatçıları için. Onlar iki türlü kaybedecekler. Birincisi ihraç edecekleri gaz miktarı geçmişe göre daha az olacak. Çünkü piyasaya başka üreticiler giriyor. İkincisi de gaz fiyatlarının nasıl olacağı konusunu domine edemeyecekler. Pazar hakimiyetleri azalacak. Türkiye gibi ortada kalan ülkelere gelince; o ülkelerin yöneticileri gaz piyasasındaki gelişmeleri anında okuyup, ona göre stratejilerini geliştirirlerse bundan kazançlı çıkacaklar ama bunu okuma becerisi olmazsa bundan zararlı çıkacaklar. Birçok ülke mevcut gaz fiyat anlaşmalarında ciddi iyileştirmeye gitti. Geleneksel gaz ihracatçılarıyla masaya oturdular ve “Fiyatını aşağıya çekmezsen başkasından alacağız” dediler. Bu konuda strateji geliştirenler kazançlı çıkacaklar. Yani kaya gazı devrimi Türkiye gibi gaz ithalatçısı ülkelere çok ciddi koz verdi. Bu kozun elinde olması güzel ama bunu iyi kullanabilmek de çok önemli.

Son dönemde enerjide üretim ve tüketimde hangi ülkeler öne çıkıyor?
Çok büyük üretim patlamaları yapan iki ülke var. Biri ABD, diğeri Irak. Özellikle Irak’taki üretim artışı olmamış olsaydı, şu andaki petrol fiyatlarını çok daha yüksek seviyelerde görebilirdik. Özellikle İran’ın katkısının azaldığı dönemde Irak’ın güçlü bir şekilde gelmesi, fiyatların şu ankinden daha yükseğe çıkmamasının en önemli nedenlerinden biri. Tüketimde ise üç tane önemli merkez var. Çin, Hindistan ve Ortadoğu ülkeleri. Bunlar üretici ama aynı zamanda ciddi tüketiciler. Son beş yılda dünya petrol tüketimindeki büyümenin yüzde 75’i bu üç ülkeden geldi.

Enerjide merkez doğuya kayacak yönünde bir söyleminiz var. Bunu biraz açar mısınız?
1970’li yılların ortasında ilk petrol krizi zamanında gelişmiş ülkeler, dünya enerji tüketiminde 3’te 2’lik bir paya sahipti. Kimdi bu gelişmiş ülkeler? ABD, Avrupa ülkeleri ve Japonya. Önümüzdeki 15-20 yıl içinde bu 3’te 1’e inecek. Bu ülkelerin tüketimde neredeyse esamesi okunmayacak. Buradaki en önemli ülke Çin olacak. Bir örnek vermek gerekirse, sadece Çin’in önümüzdeki 20 yıl içerisindeki elektrik kapasitesinin büyümesi, şu anda ABD artı Japonya’ya eşit olacak. Bu da şu demek: Çin’in hangi yakıtı, hangi teknolojiyi seçeceği sadece Çin’i değil, bütün dünyayı etkileyecek. Türkiye’deki enerji fiyatlarını da Çin etkileyecek. Çin, şu teknolojiyi seçiyorum diyorsa o teknolojide, bu yakıtı seçiyorum diyorsa o alanda gelişmeler olacak. Örneğin, şu anda dünya kömür fiyatlarının nasıl gelişeceği tamamıyla Çin’e bağlı. Herkesin gözü kulağı bundan sonra Çin’de ve Çin Komünist Partisi’nin alacağı beş yıllık kalkınma planlarında olacak. Onların koyduğu bu hedefler, bugün bütün dünyadaki petrol, doğalgaz şirketleri tarafından anında İngilizceye çevrilir ve okutulur. Bu entelektüel bir ilgiden değil tamamıyla ticari amaçlarla yapılır.~

Türkiye’ye dönecek olursak, enerji alanında öncelikle yapılması gerekenler sizce neler?
Öncelikle Türkiye’nin normal şartlar altında enerjide dışa bağımlılığı artacak. İkincisi, dünyadaki enerji fiyatlarının da artacağını düşünürsek Türkiye’nin enerjiye ödeyeceği para ve böylelikle cari açığa gelecek yük artacak. Üçüncüsü ise Türkiye’nin petrol ve doğalgazı satın aldığı ülkeler zor ülkeler olduğu için dış politikası ile enerji politikası çok iç içe olacak. Bu Türkiye gibi ekonomisi hızla gelişen, ciddi istikrar sağlamış bir ülke için önemli bir handikap.

Peki, ne yapılabilir?
Dürüst olmak gerekirse kimsenin elinde sihirli bir değnek olduğunu düşünmüyorum. Bir günden ikinci güne bunlar değişemez. Ama ciddi, uzun vadeli ve sabırlı politikalar izleyerek bunlar değiştirilebilir. Bunların başında Türkiye’nin Irak ile ilgili fırsatları gözetmesi gerekiyor. Türkiye’nin ilgilenmesi gereken ülkenin Irak olduğunu vurgulayarak söylüyorum. Irak çok ciddi petrol ve doğalgaz yataklarına sahip. Yakın bir zamanda siyasi sorunlarını hallettikten sonra, GSMH’sı 15 yıl içerisinde şu andaki Suudi Arabistan’a eşit olacak. Hemen yanı başımıza bir Suudi Arabistan geliyor. Türkiye eğer kartlarını iyi oynarsa, bu kadar zengin bir komşudan dolayı enerji, inşaat, gıda, teknoloji, altyapı gibi birçok alanda büyük bir ekonomik patlama yaşayacak. Çok fazla sevilmeyen ama benim yine üzerinde durduğum bir konu var, o da enerjinin daha verimli kullanılması. Türkiye’de enerji çok verimsiz kullanılıyor. Bunun için çok ciddi standartlar, normlar getirilmeli. Mesela beyaz eşyaların, otomobillerin A sınıfı olması lazım, karar vericilerin verimli enerji altyapısını teşvik edecek finansal teşvikler getirmesi gerek. Bunlar takip edilmeli ve zorunluluk haline getirilmeli. Üçüncü konu ise nükleer enerji.

Siz nükleer enerjinin Türkiye için zorunluluk olduğunu düşünüyorsunuz...

Evet, nükleer enerjiden Türkiye’nin mutlaka faydalanması gerektiğini düşünüyorum. Ama nükleer enerjide hangi teknolojileri ve hangi ortakları seçeceğiniz önemli. Burada dikkatli davranılması gerekiyor.

“YABANCI İLGİSİ SÜRECEK”
ELEKTRİĞİN ŞANSI YÜKSEK
Enerji Borsası kurulsun ya da kurulmasın Türkiye enerji sektörüne yabancı ilgisinin giderek artacağını düşünüyorum. Türkiye özellikle elektrik sektöründe yabancı yatırım çekme konusunda önemli bir şansa sahip. Avrupa’nın ve kısa bir dönem içinde de Asya’nın Türkiye’ye ilgisi artacak.
YATIRIM İÇİN ALAN YOK
Çünkü, Avrupa’daki elektrik talebi yüzde 1 bile büyümüyor. Büyük şirketlerin yatırım yapacak alanları yok. Yatırım yapmak için büyümenin ve ekonomik ve politik istikrarın Türkiye gibi ülkelere bakıyorlar. Türkiye’yi diğer ülkelerle kıyaslayacaklar ve yatırım şartları onlar için uygun olursa Türkiye’ye gelecekler. Son zamanlarda bazı yabancı şirketlerle Türk şirketler ortaklığa gidiyor. Bunlar iyi haberler. ~
ORTAKLIKLAR ARTACAK
Avrupa’daki finansal sorunlar durduktan sonra bunun daha da güçleneceğini düşünüyoruz. Bunun için ekonomik istikrarın sürmesi ve elektrik fiyatlarının maliyetleri karşılayacak seviyede devam etmesi gerekiyor. Yatırım şartlarının diğer ülkelerle aynı çekicilikte olması da şart. Önümüzdeki 5 yılın sonrasında, Çin ve Hindistan’dan gelebilecek yatırımları da göz ardı etmemek lazım.

“KARADENİZ’DE PETROL ÇIKMASI MUCİZE OLUR”
Türkiye’nin enerji kaynaklarına baktığınız zaman yenilenebilir enerjinin payının da gerçekçi olarak yukarı çıkması gerektiğini düşünüyorum. Yenilenebilir enerji maliyet hesaplarının sadece bugün için değil, önümüzdeki dönemlerdeki yüksek petrol ve gaz fiyatları göze alınarak yapılması gerekiyor. yenİ kaynaklar Türkiye’deki kaya gazı ve Karadeniz’deki petrol ve gaz aramaları konusunda maalesef iyi haberler veremeyeceğim. Orada çalışmalar yapılması çok güzel ama ciddi bir petrol-doğalgaz çıkarsa bu benim de sevinebileceğim bir mucize olur. Bence biz planlarımızın hepsini, böyle bir gelişme olmayacakmış gibi yapmalıyız.

PETROL FİYATLARINDA SON TABLO
RİSKLİ DURUM

Yüksek petrol fiyatları denildiğinde akıllara 2008’deki 147 dolar geliyor. Ancak bu yanlış bir bilgi. 1 Ocak 2012 ile 15 Aralık 2012 arasındaki dönemde ortalama petrol fiyatı şimdiye kadar tarihteki en yüksek petrol fiyatı oldu. Bu dünya ekonomisi için son derece riskli bir durum.
FATURALAR ARTIYOR
Avrupa ülkeleri gibi Türkiye’nin de petrol ithalat faturaları artıyor. Ülkelerin çoğunda gaz faturaları da yükselişte. Bu, Türkiye gibi ülkeler için ciddi bir baş ağrısı. Önümüzdeki yıllara baktığımız zaman dünya ekonomisinin nasıl gelişeceği petrol fiyatlarını belirleyecek.
3 HANELİ GÖRMEK MÜMKÜN
Eğer dünya ekonomisi durgun giderse, özellikle Avrupa'da bugünkünden daha kötü günler görürsek petrol fiyatlarında bugünkünden aşağı doğru bir baskı oluşacak. Ama dünya ekonomisinde, özellikle ABD ve Çin orijinli bir toparlanma görürsek petrol fiyatları yine üç haneli rakamlarda kalabilir.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz