Zamanımın tamamı gelecek 10 yılı planlamakla geçiyor

Tofaş’ın CEO’su Kamil Başaran’la otomotivdeki büyük değişimi, değişimin etkilerini ve Tofaş’ın yeni dönem planlarını konuştuk.

1.08.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Zamanımın tamamı gelecek 10 yılı planlamakla geçiyor
Kamil Başaran, Tofaş’ın kaptan köşkünde 1,5 yılını tamamladı. Bu süre zarfında pek çok önemli gelişmeye imza attı. Avrupa’daki daralmadan daha az etkilenmek için ihracatının büyük bir bölümünü Latin Amerika’ya kaydırdı. Çevre ülkelerdeki potansiyeli değerlendirmeye yönelik adımlar attı. İç pazarda ise yeni modellerle şirketi yeniden ikincilikten liderliğe taşıdı. 10 yıllık uzun vadeli stratejiyle hareket ettiklerini anlatan yönetici, Kuzey Amerika, çevre ülkeler, Rusya ve Afrika’da büyüyeceklerini söylüyor. İç pazarda ise liderliği koruyacaklarını anlatıyor. Bunları da teknolojisi Tofaş’a ait projelerle ilerleyerek gerçekleştireceklerini söylüyor. Tofaş, Türkiye’nin en büyük otomotiv üreticisi. İç pazardaki araçların 4’te 1’ini üretiyor. Toplam üretimin 5’te 1’ini de 80’den fazla ülkeye ihraç ediyor. Geçen yıl, 2 milyar doların üzerinde ihracat yaptı. Bunu da en büyük pazarı Avrupa’daki krize rağmen gerçekleştirdi.

Tofaş’ın bu başarısının arkasındaki en önemli isim kuşkusuz yeni CEO’su Kamil Başaran oldu. Üretimin içinden gelen Başaran, 30 yıldan fazla süredir sektörün içinde. Başaran, öncelikle Avrupa’daki talep daralmasından daha az etkilenmek için Tofaş’ın Avrupa’ya ihracatının büyük bir bölümünü Latin Amerika’ya kaydırdı. Yeni ürün ve pazarlara odaklandı. İç pazarda ise finansmanı kolaylaştırıcı inovatif ürünler geliştirerek Tofaş’ı yeniden ikincilikten liderliğe taşıdı. Tofaş’ın sektördeki pazar payı da 12,3’e yükseldi.

Başaran, önümüzdeki dönemde hedeflerinin Kuzey Amerika pazarı olduğunu söylüyor. “2014’ten itibaren Doblo’yu Kuzey Amerika ve Kanada’ya ihraç etmeye başlayacağız” diyor. Bu konuda da iddialı... 2021’e kadar ABD ve Kanada’ya 175 bin araç satmayı planlıyor. Tofaş’ın CEO’su Kamil Başaran’la otomotivdeki büyük değişimi, değişimin etkilerini ve Tofaş’ın yeni dönem planlarını konuştuk:

Capital: Dünya otomotiv pazarında büyük bir değişim yaşanıyor. Bugün gelinen noktada dünyada nasıl bir oyun oynanıyor?
- Bütün dünyada, otomotiv sektörü büyük baskılar altında. Pazarda kesif bir rekabet var. Geçen yıl, otomotiv sektöründe küresel değişimlerin etkisinin yaşadığı, zorlu rekabet şartlarının hakim olduğu bir dönem oldu.~ Dünya otomotiv pazarı, 2012’de yüzde 4,4’lük artışla 80 milyon adet seviyesine ulaştı. Bu dönemde Kuzey Amerika pazarı yüzde 12 büyürken Avrupa pazarı yüzde 8 daraldı ve 14 milyon seviyesine geriledi.

Capital: Avrupa pazarı ne zaman toparlanır?
- Eskiden en büyük ihracat pazarımız olan Avrupa pazarının 2016 yılına kadar artış göstermeyeceğini öngörüyoruz. Avrupa’da şu anda otomotiv pazarında ayakta kalan tek ülke İngiltere. Burada son 5 aydır pazarda sürekli bir artış yaşanıyor. Türkiye olarak bu dönemde Avrupa pazarına yönelik akıllıca aksiyonlar almamız, pazarda yeni oluşacak müşteri ihtiyaçları ve ekonomik dengelere hitap edebilecek yeni niş ürünler geliştirmemiz gerekiyor.

Capital: Avrupa’daki kriz sizi nasıl etkiledi? Buradan kaynaklanan daralmayı nasıl aştınız?
- Avrupa’da küçülmedik. Krize rağmen Avrupa’da dengeli olarak ihracat yüzdelerimizi artırdık. İngiltere, Fransa, Belçika ve Finlandiya’ya yöneldik. Bunun dışında Avrupa dışında ihracat pazarlarımızı çeşitlendirmemiz bize avantaj sağladı. Avrupa’da pazarın daralmasıyla buraya yaptığımız ihracatın yüzde 10’unu Latin Amerika’ya kaydırdık. Latin Amerika’da da en hızlı büyüdüğümüz pazar, Arjantin oldu. Tüm bunların so-nunda Avrupa’daki krizin derinleşmesine rağmen 2013’ün ilk 5 ayında ihracatımız, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11 büyüdü. Yıl sonu itibariyle bu şartlar devam ederse 2012’ye göre yüzde 10 civarında daha fazla ihracat yapmış olacağız.

Capital:  Gelecekte dünyada sektör nasıl şekillenecek? Büyüme nerelerde artacak?
- 2016’da dünyada otomotiv pazarının 100 milyon adet araç olacağını tahmin ediyoruz. Önümüzdeki dönemde pazarda büyüme, Amerika ve Asya Pasifik bölgelerinden gelecek. Özellikle Asya’da Çin pazarı çok hızlı büyüyor. Afrika da önemli pazarlar arasında olacak.

Capital:  Büyük değişim, Türkiye’yi nasıl etkiliyor? Türkiye’de oyunun yeni kuralları neler oldu?
- Eskiden Türkiye’de otomotiv sektöründe ham malzeme aşağı yukarı dış dünyayla eş değer durumdaydı. Tasarım bir şekilde başka taraftan geliyordu. Burada fırsatları kollayabilen rekabetçi olabiliyordu. Ancak şimdi şartlar böyle değil. Ürün ömrü çok kısaldı. Eskiden ürünlerimizi çok ufak değişikliklerle çok uzun yıllar ürettirdik. Ancak bugün ürünlerimizi her 4 yılda bir yenilememiz gerekiyor. Öte yandan Türkiye, dünyadaki rakiplerine göre en pahalı enerjiyi kullanıyor. Ham maddeyi ithal ediyor. Eskiden fark yarattığımız tek alan olan işçilikte de maliyetlerimiz rakiplerimize göre yükseldi. Bugün en büyük rekabet avantajımızı kalifiye iş gücümüz oluşturuyor. Türkiye’deki bütün OEM’ler (orijinal ürün üreticileri) kendi gruplarının en iyileri arasında.~
Capital:  Bu durumda, Türkiye otomotivde rekabet avantajını nasıl sürdürebilir?
- Türkiye, otomotiv sektörü açısından büyük potansiyel oluşturuyor. Kişi başına düşen binek araç sayısı gelişmiş ülkelerin gerisinde. Ancak pazar, vergi baskılarının altında. İç pazarın vergi baskıları altında kalmaması lazım. ÖTV’ler gibi çok hızlı değişimlere uğramaması gerekiyor. Türkiye’nin bu geçiş döneminde akıllı hareket edip otomotiv sektörünü iyi kurgulaması gerekiyor. Önümüzdeki dönemde en önemli gücümüzü AR-GE ve kalifiye iş gücümüz oluşturacak. AR-GE’ye yatırım yaptığınız takdirde dünyayla rekabet edebilirsiniz. Pazarda kalıcı olmak için fikri ve sınai hakları bize ait ürünler geliştirmeliyiz. Aksi takdirde fırsatları kaçırırız. Türkiye’nin rakiplerine göre en önemli avantajlarından biri kalifiye iş gücü. Baktığınızda Türkiye’nin otomotivdeki rekabet gücü de buradan geliyor. Türk otomotiv sektörü olarak beyinsel rekabette diğer ülkelere göre iki adım öne geçiyoruz. Farkı bu şekilde yaratıyoruz.

Capital: Tofaş olarak pazardaki değişim sizi nasıl etkiledi? Sizin öncelikleriniz neler oldu?
- Tofaş olarak son 10 yılda aldığımız en önemli karar “raf ürünü” yapmamak oldu. İlk olarak fikri ve sınai hakları tamamen bize ait olan proje yapmaya Doblo’yla başladık. Bugün ürettiğimiz bütün ürünlerin fikri ve sınai hakları bizde bulunuyor. Raf projesi yapmıyoruz. Dışarıdan hazır proje yapmak yerine ürünlerimizi kendimiz geliştiriyoruz ve bu yolda ilerliyoruz. Önümüzdeki dönemde de teknolojisi kendimize ait projelerle ilerleyeceğiz. Dışarıdan hiçbir proje getirmeyeceğiz. Tüm projelerimizi Türkiye’de geliştireceğiz. Bu konuda iddialıyız. Bunun için AR-GE’ye büyük yatırım yapıyoruz. Bugüne kadarAR-GE’ye 35 milyon Euro tutarında yatırım gerçekleştirdik. Önümüzdeki dönemde ciro içinden AR-GE’ye ayırdığımız yüzde 3’lük tutarı daha da artırmayı planlıyoruz. Bu sayede ürünlerimizi 10 yıl sonraki müşterinin ihtiyaç ve beklentilerine göre kurgulayabiliyoruz.

Capital: Bugün gündeminizde neler var?
- Bugün şirketimizin gündemi, global olduğu kadar geleceğe bakma ihtiyacını doğuruyor. Biz, hiçbir şeye kısa vadeli bakmıyoruz. Yönetim kadromuzun zamanının yarısından fazlası, gelecek 10 yılı planlamakla geçiyor. Hele benim zamanımın tamamını gelecek 10 yılı planlamak alıyor. Bugün itibarıyla Tofaş’ın gelecek 10 yıllık planlarının hepsi hazır.

Capital: Otomotiv üretiminde bütün dünyada Batıdan doğuya bir kayış var. Bu durum Türkiye’yi nasıl etkiliyor ve etkileyecek?
- Otomotivde üretim doğuya kayıyor. Ancak Kuzey Amerika hala yağmur bulutlarını üzerinde taşıyor.~
Pazar büyüyor, üretim ve AR-GE gelişiyor. Türkiye pazarında ise hacim sorunumuz yok, pazar büyüyor. Dolayısıyla üzerimizde yağmur bulutları var ve bundan faydalanıyoruz. Bazı sorunlarımız olmasına rağmen Türkiye, güçlü, geleceğini kurabilen bir ülke. Önümüzdeki 10   yıl içinde, dünya otomotiv üretiminin batıdan doğuya kayışında Türkiye’nin rekabet avantajı olacağına inanıyorum. Bizim en önemli görevimiz rekabeti Türkiye’de tutabilmek.

Capital: Afrika kıtası Türkiye’ye rakip olabilir mi?
- Önümüzdeki 10 yıl içinde Tofaş olarak Afrika’yla ticaretimizi daha da artıracağız. Öte yandan üretim anlamında Afrika, Türkiye’ye göre rekabetçi olabilir. Ancak, rekabeti sadece üretim maliyetinde görmemek lazım. Sonuçta raf projesini nereye götürseniz götürün belki çok daha ucuz üretebilirsiniz. Ancak
raf projesinde ürettiğiniz ürün o ülkenin olmayacaktır. Bu açıdan baktığımızda Türkiye’nin daha rekabetçi olduğunu düşünüyorum.

Capital: Önümüzdeki dönemde, otomotivde Türkiye’ye kimler rakip olabilir?
- Bugün Polonya’nın Türkiye’ye rekabet avantajı neredeyse kalmadı. Romanya, Türkiye’ye karşı öne çıktı. Ancak burada da sürekli işçilik artıyor. Bulgaristan potansiyel sunabiliyor. Ancak endüstriyelleşme aşamasına geçmediği için hala bu bölgeye yatırım kârlı görülmüyor. Dolayısıyla Doğu Avrupa’da belli yerler, Türkiye için orta ve kısa vadede belki rakip olabilir. Ancak bir şeyi üretmek tek başına yeterli değil. Geliştirip tüketicinin beğenisine sunabilmek çok önemli. Böyle bir değer zincirini rekabet olarak gözden geçirdiğinizde Türkiye’nin önümüzdeki 10 yılda rakiplerine göre çok daha iddialı olabileceğini görebiliyoruz.

Capital: Önümüzdeki dönemde, sizin öncelikli pazarlarınız nereler olacak?
- Türkiye’nin çevresinde bir sürü zor günler geçirmiş, savaştan çıkmış ülkeler var. Dolayısıyla bizim için çevre ülkeler büyük potansiyel oluşturuyor. Bunun dışında özellikle otomotivde en hızlı büyüyen ülkelerden biri olan Rusya pazarı, bizim öncelikli pazarlarımız arasında. Ayrıca Afrika da önümüzdeki dönemde büyüyeceğimiz, potansiyel gördüğümüz bölgelerin başında geliyor. Bunun yanında Avrupa da bizim vazgeçebileceğimiz bir yer değil. Aksine niş ürünlerle birlikte buradaki fırsatları maksimize etmemiz lazım. Kuzey Amerika pazarına ise şimdilik kapının arasından ayağımızı koyduk. Çok zor bir pazar, çok ciddi yatırımlar yapılması lazım.~
Capital: Peki Tofaş gibi büyük bir şirketi, büyütmenin önünde nasıl zorluklar var? Büyümenin dinamiklerini neler oluşturuyor?
- En önemli konu, iç pazar. Çünkü futbol maçları gibi iç sahada oynağınız maçları hep deplasmanda kazanamazsınız. İçeride de kazanmanız lazım. Dolayısıyla biz de iç pazara çok önem veriyoruz. İç pazarın olmadığı yerde kalıcı, sürdürülebilir, büyük yatırımları çekebilmek çok zor. Büyük projeler ancak büyük iç pazarlarla olabiliyor. İç pazarınız regülasyonlar, vergiler, ÖTV’lerle ekonomik şartlara göre sık gözden ge-çiriliyorsa bunun yaratacağı projeler verimli olmaz. Sonuçta iç pazarın büyüdüğü ortamda Tofaş ve diğer OEM’lerin (orijinal ürün üreticileri) rekabette kalmaları sağlanabilir. Eğer otomotiv sektöründe rekabet sağlayacak ham malzemede atılım yapabilirsek, enerjideki fazla maliyetimizi rekabetsizliğimizi ortadan kaldırabilirsek, çalışanımızdan gelen yaratıcılıkla birlikte Türk otomotiv sanayi önündeki tüm engelleri kaldırabilir.

Capital: Türk otomotiv sektörünün yıllardır 1 milyon adet hayali var. 1000 kişiye düşen otomobil sayısı potansiyel olarak görülüyor. Bu alandaki hayaller niye gerçekleşmiyor?
- Geçen yıl yaptığımız projeksiyona göre 2016 yılında, Türk otomotiv pazarının 1 milyon adetlik satış hacminin üzerine çıkacağını öngörüyorduk. Bu yıl yaptığımız stratejik planlamada ise 1 milyon adetlik pazar öngörümüzü 1 yıl erteledik. Yeni yaptığımız stratejik planlamaya göre 2017’de otomotivde 1 milyonu geçebiliriz.

BÜYÜMENİN YÖNÜ
1- Bizim için en önemli konu, iç pazar. Çünkü futbol maçları gibi iç sahada oynadığınız maçları hep deplasmanda kazanamazsınız. İçeride de kazanmanız lazım.
2- 2013’te 255 bin adetlik üretim planlarken bu rakamın 160 bin adetten fazlasını ihraç etmeyi hedefliyoruz.
3- İç pazarda ise yine 100 bin adedin üzerinde araç satışıyla pazarda ilk sıralarda yer alacağımızı öngörüyoruz.
4- Bir yıl içinde ürettiğimiz Doblo’ları ABD ve Kanada’ya da ihraç etmeye başlayacağız.
5- Bunun için Doblo’ya 268 milyon Euro’luk ek yatırım yapıyoruz.
6- Doblo Amerika projesi kapsamında, 2014-2021 yılları arasında yaklaşık 175 bin aracın ihraç edilmesini öngörüyoruz.
7- Son dönemde de yeni binek araç geliştirme çalışmalarımıza hız verdik. Bu yeni modelin tüm hakları Tofaş’a ait olacak. 2015’ten itibaren de pazarda olacak.~
8- Önümüzdeki dönemde de teknolojisi kendimize ait projelerle ilerleyeceğiz. Dışarıdan hiçbir proje getirmeyeceğiz.
9- Çevre ülkeler büyük potansiyel oluşturuyor. Hızlı büyüyen Rusya pazarı, bizim öncelikli pazarlarımız arasında.
10- Afrika da önümüzdeki dönemde büyüyeceğimiz, yatırım yapacağımız bölgelerin başında geliyor.
11- Avrupa, bizim için hiçbir zaman 10 vazgeçilecek bir yer değil. Aksine niş ürünlerle birlikte buradaki fırsatları maksimize etmemiz lazım.
12- Kuzey Amerika pazarına şimdilik kapının arasından ayağımızı koyduk. Çok zor bir pazar, çok ciddi yatırımlar yapılması lazım.

“YENİ BİNEK MODEL GELİŞTİRİYORUZ”
KATMA DEĞERİ YÜKSEK

Bugün ürünlerimize baktığınızda gurur kaynağımız olan Doblo projemiz var. Doblo, fikri ve sınai hakları bize ait olan bir proje ve Türkiye’ye önemli bir katma değer sağlıyor. Doblo’yu bugün 80 ülkeye ihraç ediyoruz. Doblo’yla gireceğimiz en yeni pazar ise Kuzey Amerika oldu.
268 MİLYON EURO
Bir yıl içinde ürettiğimiz Doblo’ları ABD ve Kanada’ya da ihraç etmeye başlayacağız. Bunun için Doblo’ya 268 milyon Euro’luk ek yatırım yapıyoruz. Bu sayede mevcut ürünümüzü hem ABD ve Kanada pazarları için uyarlamış olacağız hem de Türkiye ve diğer pazarlar için yenileneceğiz.
AMERİKA PROJESİ
2014’ün ikinci yarısında üretimine başlanılması planlanan Doblo Amerika projesi kapsamında, 2014-2021 yılları arasında, yaklaşık 175 bin aracın ihraç edilmesini öngörüyoruz. Doblo Amerika projesiyle birlikte modelin yenileme çalışmaları da gerçekleştirilecek. Bu sayede Doblo projesinin ömrü, 2018’den 2021 ’e kadar uzamış olacak.
YENİ ÜRÜN
Türkiye’de iç pazarda yıllık üretilen araçların 4’te 1’ini üretiyoruz. Ürettiğimiz araçların 5’te 1’ini de ihraç ediyoruz. Önümüzdeki dönemde ürün gamımızda büyük değişiklikler olacak. Özellikle hızlı büyüyen binek araç pazarında iddialıyız. Binek araç pazarında geçtiğimiz dönemde Linea’yı geliştirdik. Segmentinde en fazla satan aracımız oldu, 33 binin üzerinde satış rakamı var. Son dönemde de yeni binek araç geliştirme çalışmalarımıza hız verdik. Bu yeni modelin tüm haklarının Tofaş’a ait olmasını ve yüzde 100 Türkiye’de geliştirilmesini hedefliyoruz.

‘"YENİDEN LİDERLİĞİ KAZANDIK”
TÜRKİYE’YE KAYDI

Türkiye’de bugün otomotiv sektöründe 55 marka rekabet içinde. Geçen yıl sektördeki birçok oyuncunun fazla üretimlerini Türkiye’ye kaydırdığı bir ortamda pazarda ikinci olduk.~
Ancak bütün olumsuzluklara rağmen bizim Türkiye’de üretiyor olmamız sayesinde geçtiğimiz mayıs ayında tekrar hem binek araç hem de ticari araçta yeniden liderliği aldık. Liderliği de tüm rakiplerimizin yeni ürünleriyle rekabet ederek elde ettik. 12 ay sonra yeni ürünlerimizle fark yaratacağımızı düşünüyoruz.
PAZAR PAYI NE OLDU?
Bu yılın ilk 6 aylık döneminde binek otomobilde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20’lik bir artışa imza attık. Binek otomobilde yüzde 8,5’lik pazar payına sahibiz. Fiat markalı hafif ticari araçlarda ise yılın ilk 6 ayında yüzde 24,6’lik pazar payıyla sektörü şekillendirmeye devam ediyoruz. İlk 6 aylık dönemde toplamda yüzde 12,3’lük bir pazar payına sahibiz.
2013 HEDEFİNDE NE VAR?
Linea modeli, geçen yıl Türkiye’nin en çok satılan otomobili oldu. Tofaş olarak 2013 yılında yaklaşık 255 bin adetlik üretim planlarken, bu rakamın 160 bin adetten fazlasını ihraç etmeyi hedefliyoruz. İç pazarda ise yine 100 bin adedin üzerinde araç satışıyla pazarda ilk sıralarda yer alacağımızı öngörüyoruz.

“2013 DAHA İYİ BİR YIL OLUYOR”
İHRACAT DÜŞTÜ

Geçen yıl sektör olarak Türkiye çok önemli sınav verdi. En büyük ihraç pazarımız olan Avrupa’daki daralmanın etkilerini hep birlikte hissettik. Türk otomotiv sanayinde 2012 yılında araç üretimi, 1 milyon adedin üzerinde gerçekleşti. Otomotiv sanayi yüzde 8’lik düşüşle 730 bin adet araç ihraç etti. Buna rağmen otomotiv ana ve yan sanayinde 19 milyar doları aşan ihracata imza attık.
BİNEK BÜYÜDÜ
Otomotiv sektörü, geçen yıl iç pazarda 777 bin adetlik satış hacmine ulaştı ve yüzde 10 oranında daraldı. Yaşanan bu daralmada ÖTV oranlarındaki artış ve ekonominin soğutulması etkili oldu. Bugün de pazarda en büyük daralma hafif ticari araçta. Binek araç pazarı yüzde 20 seviyesinde büyürken hafif ticari araç yerinde sayıyor.
OLUMLU BEKLENTİ
Ancak buna rağmen Türkiye’de 2013’te otomotiv satışlarının yeniden 800 bin adedin üzerine çıkmasını bekliyoruz. Üretimin ise 1 milyon seviyesinde gerçekleşeceğini öngörüyoruz. 2013, kesinlikle 2012’ye göre daha iyi bir yıl olacak. Biz de yıl sonu beklentimizi buna göre revize ettik. 2013’ün 2012’ye göre çok daha iyi bir yıl olacağını düşünüyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz