Yeni dönem gerçekleri

Artan rekabet oyunun kurallarını değiştiriyor.

1.04.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Yeni dönem gerçekleri
Perakendede büyük bir değişim yaşanıyor. Kategoriler, mağaza metrekareleri, CEO sayısı artıyor. Buna karşın ana işin payı ve kârlılık azalıyor. Perakende markalarının en büyük sorunlarının başında ise “yamyam etkisi” geliyor. Kendi kendilerine rakip olan aynı şirkete ait mağazalar, birbirlerinin kârından yiyor. Önümüzdeki dönemin en önemli trendlerinden biri ise indirim dönemlerinin eskiye göre azalacak olması. Öyle ki yakın dönemde çok indirim yapmak yerine tüketiciye göre fiyatı belirlemek önem kazanacak. Son yılların en hareketli sektörlerinden biri hiç kuşkusuz perakende... Yatırımların rotası değişmiş durumda. Kategoriler, mağaza sayıları ve metrekareleri müthiş bir artış gösteriyor. Sektördeki bu değişiklikler, kurumsallaşma çalışmalarına da yansıyor... Öyle ki kurucu aile üyelerinden başka yönetici görmenin pek mümkün olmadığı perakende şirketlerine yeni CEO’lar atanıyor. Rekabette ise ilginç bir değişim söz konusu. Artık şirketler kendi mağazalarının birbiriyle rekabet ettiğine şahit oluyor. Hatta buna belirli bir seviyeye kadar göz yumuyorlar. Pazardaki marka sayısında da önemli bir değişim söz konusu... 2001’de perakende sektöründe hazır giyim ve aksesuar alanında 47 şirket ve bunların 155 alt markası varken bugün oyuncu sayısı 149’a, marka sayısı 500’e yükseldi. Sadece marka sayısı değil, pazar da büyüdü. 3 yıl önce 200 milyar dolar olan perakende pazarı 2012’yi 280 milyar dolar ciroyla kapattı. Gelecek yıl ise 310 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Hızla büyüyen perakendede rekabet de artmış durumda... Fiyat indirimleriyle azalan kârlılıkları yeniden sağlamak için perakendecilerin odağında verimlilik var. Satın almalar, yerli-yabancı rekabeti gibi perakende de her dönem gündemde olan dinamik konular ise yine sektörün yeni dönem rotasına yön verecek diğer başlıklar olarak ön plana çıkıyor.

Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
1- YAMYAM ETKİSİ
Yeni dönemde perakendecilerin en büyük rakibi, bizzat kendileri oluyor. Yakın bölgelerde açılmış aynı şirkete ait mağazalar, birbirinin kârından yiyor. LC Waikiki’nin yönetim kurulu başkanı Vahap Küçük, bu duruma “yamyam etkisi” diyor. Bundan korunmak için çözüm basit: Yakın lokas-yondaki mağazalardan verimsiz olanları kapatıp diğerlerinin kârlılığını artırmak. Vahap Küçük, “yamyam etkisine” yakalanmamak için mağaza açarken 50 keredüşündüğünü söylüyor. Her türlü önleme karşın bu durumdan kurtulamazsa da en fazla satış yapan mağazasının cirosundan pay çalanı tespit edip hızlıca kapattığını belirtiyor. Küçük’ün bunun için bir de barajı var. Küçük, “Yakın lokasyonlardaki mağazalarımız birbirlerinin cirosundan yüzde 25 pay alıyorsa en verimsiz olanı kapatıyoruz” diyor. Sadece LC Waikiki’de değil, yamyam etkisi perakende sektöründeki birçok markanın sorunu. Kiğılı CEO’su Hilal Suerdem, “Birbirine yakın lokasyondaki aynı marka mağazaların birbirinin kârından yediğini tespit ettiğimizde verimliliği artırmak için kârı düşük olandan vazgeçiyoruz” diyor. Birleşmiş Markalar Derneği’nin (BMD) genel sekreteri Ekrem Utku da son dönemde perakendecilerin kendi kendilerinin rakibi olmamak için mağaza seçimine daha fazla dikkat ettiğini söylüyor ve ekliyor: “Bu yıl perakende markalarının geçmiş yıllara göre yeni mağaza açılışında son 2 yılki gibi istekli olmayacağını düşünüyoruz. Bizim bu yıl yeni açılacak 25 yeni alışveriş merkezinde yine mağazalarımız olacak. Ancak eskisinden daha hassas düşünerek adım atacağız.”~

2- KATEGORİDE HIZLI ARTIŞ
Mağaza raflarındaki ürün ve kategori sayısı hızla artıyor. Birçok marka, ojeden aksesuara çocuktan iç giyime ve parfüme kadar farklı ürün grubunu bir arada sunmaya başladı. Uzmanlara göre bu durum daha fazla büyüme isteğinden kaynaklanıyor. Son 5 yılda, kategori sayısını en fazla artıran markalardan biri Mavi oldu. Bugün mayodan aksesuara, çocuktan denime kadar çok sayıda ürün grubunu bünyesinde bulunduran Mavi’de kategori artışıyla ürün çeşidi bin 200’den bin 750’lere çıktı. En yeni olarak çocuk kategorisine girdiklerini söyleyen Mavi Genel Müdürü Cüneyt Yavuz, “Blue jean, bizim en kahraman ürünümüz ancak hedefimiz her yıl koleksiyona yeni kahramanlar eklemek” diyor. Peki kategori artışı markalara ne sağladı? Sonuçlar ortada... Mavi, son 5 yılda uyguladığı bu strateji sayesinde Türkiye’de erkek giyiminde en büyük 4’üncü, kadın giyiminde ise 5’inci marka oldu. Kategori sayısını artıran markalardan biri de İpekyol. Markanın eskiden 40 farklı ürün grubu bulunurken bu sayı bugün 65’i buluyor. Son 5 yılda ojeden aksesuara kadar mağazalarındaki kategori sayısını önemli oranda artırdıklarını söyleyen İpekyol Yönetim Kurulu Üyesi Nejdet Ayaydın, “Her sezon müşterinin beklentisi, çeşitliliğin artması ve koleksiyonun genişlemesi yönünde oldu” diyor. Moda perakendeciliğine saf ipek ve kaşmir kadın ve erkek koleksiyonlarıyla giren Silk&Cashmere’in de bugün parfüme kadar farklı kategorilerde çok sayıda ürün grubu bulunuyor. Silk&Cashmere COO’su Neşe Tuncer, “Ürün gruplarımız arasına ev tekstili ve çocuk grubunu da ekledik. Saf kaşmirden köpek kıyafetleri bile yapıyoruz” diyor.

3-MAĞAZALAR GİDEREK BÜYÜYOR
Perakendede en önemli değişimlerden biri de satış alanlarının büyümesi. Kategori ve ürün sayısının artmasıyla perakendeciler daha büyük mağazalar açmaya başladı. BMD’nin verilerine göre son 3 yılda Türkiye’deki toplam perakende satış alanı 20 milyondan 25 milyon metrekareye yükseldi. Önümüzdeki 2 yılda ise satış alanı büyüklüğünün 32 milyon metrekareye çıkması bekleniyor. Metrekarede en hızlı büyüme ise moda perakendeciliğinde yaşandı. Moda perakendede satış alanı 2009 ila 2012 arasında tam yüzde 43,4 büyüdü.
Eskiden daha küçük metrekarelerde satış yapan birçok marka artık belli bir büyüklüğün altında mağaza açmıyor. LC Waikiki bin 500, Ramsey ve İpekyol ise 200 metrekarenin altında mağaza açmıyor. Kiğılı da bugün eskiye göre 3 kat daha büyük mağazalarla sektörde yer alıyor. Kiğılı CEO’su Hilal Suerdem, “Eskiden 80-90 metrekare büyüklüğünde mağazalar açıyorduk. Bugün ise ürün çeşitliliğimizin artmasıyla mağazalarımızı büyüttük. 250 metrekare altında mağaza açmamaya dikkat ediyoruz” diyor. Mavi Genel Müdürü Cüneyt Yavuz da eskiye göre bugün daha büyük mağazaların değer kazandığını söylüyor. Yavuz, “Son 4 yılda satış alanımızı 58 binden 75 bine çıkardık. Mağazalarımızın büyüklüğünü de 250 metrekareden 450 metrekare ve üzerine taşıdık” diyor. Sadece markalar değil artık alışveriş merkezleri de daha büyük mekanlara dönüştü. Krea Yönetici Ortağı Hakal Kodal, “Bu yıl, 25 yeni AVM açılacak. Eskiye göre sektördeki en büyük değişiklik metrekarelerin büyümesi olacak” diyor. Kodal, eskiden bir AVM’nin ortalama 15 bin metrekare inşaat alanından oluştuğunu şimdi ise bu rakamın 40 bin metrekare seviyesine geldiğini belirtiyor.~

4- ANA İŞİN PAYI AZALDI
YENİ STRATEJİ

Tüketicinin her ihtiyacını karşılayan marka olma stratejisiyle ilerleyen perakende markalarında ana işin payı azalıyor. Esas işi denim satmak olan Mavi markası da zamanla değişerek içinde farklı ürün gruplarının olduğu moda markasına dönüştü.
DEĞİŞEN STRATEJİ
Perakendede değişen strateji anlayışı cirolara da yansıdı. işe erkek takım elbise koleksiyonuyla başlayan Kiğılı'da bugün ana iş kolunun payı yüzde 25'e geriledi. Mavi'de ise ana iş jean'in payı son 5 yılda yüzde 65'ten yüzde 50'ye düştü.
MARKAYI GÜÇLENDİRDİ
Mavi Genel Müdürü Cüneyt Yavuz, "Stratejimizdeki bu değişim jean'deki iddiamızdan ve öncü rolümüzden vazgeçtiğimiz anlamına gelmiyor. Ancak jean'i diğer moda ürünleriyle destekleyerek markayı güçlendirmek adına fırsat yaratıyor” diyor.
YÜZDE 40 AZALDI
Ana işi erkek ayakkabı ürünleri olan King Paolo'da da zaman içinde ana işin payı yüzde 100'den yüzde 60'a geriledi. Bunun yanında yeni kategorilerin payı arttı. King Paolo Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Turan, "ilk üretimimiz erkek ayakkabısıydı. Bunun yanına kadın ayakkabısı, kemer, çanta, ayakkabı, bakım ürünlerini ekleyerek kategorilerimizi genişlettik” diyor.

5- DAHA AZ İNDİRİM DÖNEMİ

Son 10 yılda perakendede kârlılıklar en az yüzde 5 azaldı. Bazı markalarda ise bu oran yüzde 30’ları buldu. Yeni dönemde perakendecilerin hedefinde kârlılığı artırmak bulunuyor. Bunun için verimliliğe odaklanan markalar, koleksiyon devir hızlarını artırıp daha az stokla çalışıyor. Mavi’den Mudo’ya, LC Waikiki’den Ramsey’e kadar Türkiye’nin önde gelen moda perakendecileri artık daha az stokla çalışıp geçmiş yıllara göre daha az indirim yapıyor. LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük de gelecekte perakendedeki en önemli trendlerden birinin daha az indirim yapmak olacağını söylüyor, Küçük, “İndirim yapmak yerine tüketici eğilimlerini izleyerek fiyat ayarlaması yapıyoruz” diyor. Uyguladıkları sistemle ilgili şöyle konuşuyor: “Kârlılığı artırmak için devir hızlarını artırmaya ve doğru ürünü zamanında sipariş ederek indirim ihtiyaçlarını en aza indirmeye çalışıyoruz. Sistemimizde ürünün fiyatına bir nevi tüketici karar veriyor. O nedenle biz indirim yerine ‘fiyat ayarlaması’ yapmayı tercih ediyoruz.” Ramsey İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Doğan da “İndirimin ve ‘en ucuzun’ sonu yok. Fiyat odaklı yıkıcı bir rekabetten her zaman uzak duruyoruz” diyor. İndirim yapma konusunda daha tutucu olanlar da var. Süvari, İpekyol ve Saat&Saat indirim takvimimi kesinlikle değiştirmiyor. İndirim dönemlerini artırmayı düşünmediklerini söyleyen Saat&Saat Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Kaya, “Bizde indirim kampanyaları çok sık yapılmaz. Sadece belirli tarihlerde belli modellerde indirim olur” diyor. Süvari’de ise tek fiyat sistemi uygulanıyor. Süvari Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Coşkun, yüzdeli indirim uygulaması yapmadıklarını, fiyatlarda da düşüş beklemediklerini söylüyor.

6- HARCAMA TRENDİ YÜKSELDİ
1,5 MİLYAR ZİYARETÇİ

AVM'lerin ziyaretçileri her yıl düzenli olarak artıyor. 2009 başında 840 milyon olan Türkiye genelindeki yıllık ziyaretçi sayısı bu yılın başında yüzde 79 artarak 1,5 milyara yükseldi.
CİRO 2,6 KAT ARTTI
Artan ziyaretçi trafiğinin satışa dönüşme oranını AVM cirolarından görmek mümkün. 2009'da 19 milyar TL seviyesinde olan AVM'lerin ciroları 2013 yılı başında 50 milyar TL'ye yükseldi. 3 yılda AVM'lerin cirosu 2,6 kat arttı. Bu yıl sonunda ise AVM'lerin cirosunun 60 milyar TL olması bekleniyor.
METREKARE BAŞINA CİRO
Ciro artışı hem AVM sayısının hem de ziyaretçi sayısının artmasından kaynaklansa da metrekare başına düşen cirolardaki artış dikkat çekici. AYD'nin araştırmasına göre 2009'da metrekare başına düşen ciro 401 TL'den yüzde 61 oranında artarak 647 TL'ye yükseldi.
SEPET BÜYÜYOR
Metrekare başına düşen cironun artmasının en önemli nedenlerinden biri de tüketicilerin eskiye göre daha fazla harcama yapması oldu. Tüketici Algı Araştırmasına göre 2011 'de AVM'lerde bir kişi ortalama 86 TL harcarken bu tutar geçen yıl 105 TL'ye yükseldi.~
ORTA SINIFTA FAZLA
Özellikle tüketimde en dikkat çekici gelişme, orta gelir grubunda yaşandı. 2012'de üst gelir grubu AVM'lerde ortalama 111 TL harcarken orta sınıfın harcama miktarı 107 TL oldu. Ortayla üst gelir grubunun harcamaları birbirine yaklaştı. Orta gelir grubu harcamasının büyük bir kısmı çocuk kategorisinde gerçekleşti.

7- YURTDIŞI DAHA HIZLANACAK

Önümüzdeki dönemde perakendedeki büyüme daha çok yurtdışı mağazacılıktan sağlanacak. Markalar, gelecek dönem stratejilerini, büyüme planlarını yurtdışında mağaza sayılarını artırmak üzerine kuruyor. Son 3 yılda, yurtdışı mağazacılıktaki hızlı büyüme de bunu gösteriyor. Perakendecilerin yurtdışında açtığı mağaza sayısı 2009-2012 yılları arasında yüzde 90’a yakın artarak bin 600’den 3 bine yükseldi. Aynı dönemde yurtiçindeki mağaza sayısı ise sadece yüzde 37,5 arttı. Önümüzdeki dönemde ise perakendecilerinin yurtdışındaki mağaza sayısını daha hızlı artırması bekleniyor. BMD’nin 2014 tahminine göre Türkiye’nin önde gelen perakendecileri, yurtdışındaki mağaza sayılarını 2 yıl içinde 3 binden 4 bin 800’e çıkaracak. Yurtdışı mağazacılıkta 2 yılda yüzde 60 artış yaşanacak. Buna karşın yurtiçinde perakendecilerin mağaza sayısı sadece yüzde 9 artacak. Uzmanlar da önümüzdeki dönemde gıda dışı perakendede büyümenin motorunun yurtdışı mağazacılık olacağını belirtiyor. Perakende sektörü olarak 2023’e kadar 10 global marka çıkarmayı hedeflediklerini söyleyen Birleşmiş Markalar Derneği’nin (BMD) genel sekreteri Ekrem Utku, “Her ne kadar ek vergiler nedeniyle markalarımızın ihracatta rekabetçi fiyat avantajı bir nebze sekteye uğrasa da yurtdışı mağazalaşma konusundaki hızlı büyümemiz devam edecek” diyor. Geçen yılı, 90 ülkede 3 bine yakın mağazayla kapatan Türk perakendecileri bu yıl sonunda yurtdışında 4 bin satış noktasına ulaşacak. Yurtdışı hedefleri ise iç pazardan daha büyük. LC Waikiki, bu yıl sonuna kadar yurtiçinde 28, yurtdışında ise 38 yeni mağaza açmayı planlıyor. Küçük, “2013, yurtdışında büyüme yılı olacak” diyor. Geçtiğimiz yıl, yatırım fonu Turkven’le ortaklık yapan Koton’un hedefi de yurtdışı mağazaları artırmak. Koton, 2013’te yurtdışında 20 mağaza açmayı planlıyor.

8- SATIN ALMALAR ARTACAK
AB’de geçen yıl perakende pazarında yüzde 2 düşüş yaşandı. Türkiye’de ise sektör aynı L. .M dönemde yüzde 5,2 büyüdü. Gıda dışı modern perakendede büyüme yüzde 11,4’ü buldu. Moda perakendesinde ise büyüme yüzde 15’in üzerine çıktı. Türkiye’nin perakendede Avrupa hatta Amerika’ya göre daha hızlı büyümesi yabancı yatırımcılar tarafından daha fazla takip edilmesini sağlıyor. Son 2 yılda, sektörde gerçekleşen yabancı yatırımcılarla satın alma ve ortaklıkların önümüzdeki dönemde de artarak devam etmesi bekleniyor. Türkiye Giyim Sanayicileri Yönetim Kurulu Başkanı Cem Negrin, “Son 2 yılda moda perakendesinde yaşanan en önemli gelişme, yerli markaların yabancılarla yaptıkları ortaklıklar oldu. Bu ortaklıklar sektörün sahip olduğu potansiyeli ortaya koyuyor” diyor. Önümüzdeki dönemde perakendede yabancı yatırımcı sayısının artması bekleniyor. Uzmanlara göre buradaki önemli değişim, yabancı yatırımcıların Türkiye’ye doğrudan yatırım yapmak yerine yerli bir şirketi satın alması şeklinde olacak. Özellikle bu değişimin alışveriş merkezleri yatırımlarında kendini daha çok hissettirmesi bekleniyor. AYD Başkanı Hulusi Belgü, “Avrupa’daki emeklilik fonları kesin geliri olan yerli yatırımcıların elindeki alışveriş merkezlerini satın almak istiyor” diyor ve ekliyor: “Uzakdoğu’dan da Körfez’den de gelenler var. Çok yakında bazı satın almalar duyacağız.” ECE Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Nuri Şapkacı da önümüzdeki dönemde perakende sektöründe el değiştirmelerin yaşanacağını belirtiyor. Şapkacı, “Son zamanlarda yabancı yatırımcılar, Türk yatırımcılarla belli bir noktada anlaşarak yeni satın almalara gidiyor. Bunun önü daha da açılacak. Yabancı yatırımcılar, Türkiye’ye girerek, yerli yatırımcıların AVM’lerini satın alacak” diye konuşuyor.~

9- EN BÜYÜK ARTIŞ AKSESUARDA
MARKALARIN HEDEFİNDE

Kadından kozmetiğe, çocuktan erkeğe farklı ürün grupları arasındaki en büyük büyüme aksesuar ile ayakkabı kategorilerinde yaşanıyor. Markalar da bu alandaki yatırımlarını hızla artırıyor. İpekyol, Machka ve Twist markaları için ayrı aksesuar koleksiyonu hazırladı. İpekyol Yönetim Kurulu Üyesi Nejdet Ayaydın'a göre farklı ürün grupları arasında en hızlı satış grafiğini artıran kategorilerin başında aksesuarlar geliyor.
GELECEĞİ PARLAK
LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük de aksesuarın ciro içindeki payının hızla artacağı görüşünde. Küçük, “En son takı ve küpenin olduğu aksesuar grubuna girdik” diyor. İlk kuruldukları dönemde 2 olan kategori sayısını 6'ya çıkardıklarını ve bu sayıyı daha da artırmayı hedeflediklerini söyleyen Mendo's Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Stamati de aksesuar grubunun diğerlerine göre daha hızlı büyüdüğünü söylüyor. Stamati, “Aksesuarlar, gün geçtikçe tüketicinin vazgeçilmezi haline geliyor ve satış grafikleri hızla tırmanıyor” diyor.

10- YEREL ŞİRKETLER GÜÇLENDİ

L W Son dönemde perakendedeki en önemli değişimlerden biri de yerel  oyuncuların diğerlerine göre daha hızlı büyümesi oldu. Yatırımda, büyümede ve yeni marka yaratmada yerel oyuncular ön plana çıktı. Özellikle gıda perakendeciliğinde yerel zincirler çok uluslu rakiplerine göre daha hızlı büyüdü. 2011’de toplam perakendenin büyümesi yüzde 5,9 iken aynı yıl yerel zincirler yüzde 21 büyüdü. Geçen yıl da yerel zincirlerin büyümesi yüzde 17 oldu. Aynı dönemde çok uluslu zincirler yüzde 5-8 arasında büyüdü. Türkiye Perakendeciler Federasyonu Başkanı Selamet Aygün, “Birçok ilde yerel perakendeci sayıları arttı. Ayrıca birçok ilden de bazı uluslararası perakende markaları çıkmak zorunda kaldı” diyor. Sadece gıda perakende değil, yeni alışveriş merkezi yatırımlarında da yerli firmalar öne çıktı. 2013’te Eroğlu’ndan Torunlar’a, Sur Yapı’dan Artaş’a kadar yerli yatırımcıların önemli projeleri bulunuyor. Bu yıl toplam 4 milyar dolarlık AVM yatırımı yapılacağını söyleyen AYD Yönetim Kurulu Başkanı Hulusi Belgü, bunun 3 milyar dolarının yerli yatırımcılar tarafından gerçekleşeceğini söylüyor. İlk kez bu yıl, yabancı yatırımcıların yatırım tutarı 1 milyar dolar seviyesinde olacak.

11- CEO’LARDA DEĞİŞİM BAŞLADI
BUYUK DEĞİŞİM

Eskiden yerel perakende markalarında kurucu ve aile üyeleri dışında profesyonel CEO görmek imkansızdı. Bu şirketler CEO atamazdı. Şimdi ise yurtdışına açılma, yabancı gruplarla yapılan ortaklıklar, markaların kurumsallaşma süreçlerini hızlandırdı. Mavi'den ipekyol'a kadar birçok markaya profesyonel CEO atandı.
YABANCI ORTAK ETKİSİ
2008'de İtalya'nın en büyük tekstil şirketlerinden olan Miroglio Grup ile ortaklık yapan ipekyol, bu gelişmenin ardından tepe yönetimine aile dışından profesyonel bir CEO getirdi. ipekyol Yönetim Kurulu Üyesi Nejdet Ayaydın, "Kurumsallaşmanın gerekliliği olarak CEO'nun faydalı olacağına inancımız tam” diyor.
KURUMSALLAŞMA ARTTI
Ramsey icra Kurulu Başkanı Hüseyin Doğan da Türkiye'de perakende sektörünün uluslararası fonların cazibe merkezi haline gelmesinin sektördeki kurumsallaşmayı artırdığını söylüyor. Süvari Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Coşkun, "Türkiye'deki ulusal markalar son 10 yıldır çok hızlı büyüdü. Hızlı büyümeden kaynaklanan kontrolü kaybetme korkusu markaları kurumsallaşmaya itiyor” diyor.
PROFESYONEL YÜKSELİŞ
Coşkun, şöyle devam ediyor: "10 yıl önce perakende sektöründe 100 mağazası olan kimse yoktu. Bugün onlarca firmanın 50-100 mağazası var. Bu büyüklüğü de ancak profesyonel yöneticiler idare edebiliyor. Önümüzdeki dönemde markalarda üst yönetimde profesyonellere olan talep artacak.”

12- GIDADA BÜYÜME UCUZDA

Gıda perakendeciliğinde ise artık hazır giyimdeki gibi yüksek büyüme oranları yok. 2011 yılında 196 milyar dolar olan gıda perakendenin cirosu geçen yıl sadece yüzde 3 büyüdü ve 202 milyar dolar seviyesine ulaştı. 2 yıl içinde de pazarın 214 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Ancak gıda perakendeciliğinde en hızlı büyüme ucuzluk marketlerinde yaşanıyor. Bu durum A101, BİM gibi marketlerin cirolarına da yansımış durumda. İndirim marketlerinin büyümesi pazarın çok üzerinde oldu. A101, 2012’de cirosunu yüzde 75, BİM ise yüzde 21 artırmayı başardı. Aydın Ailesi’ne ait A101’in genel müdürü İlhan İnan Dündar, bu yıl yüzde 56 büyüme öngördüklerini söylüyor. Dündar, “656 market daha açacağız. 70 ilde olacağız” diye konuşuyor. BİM İcra Kurulu Üyesi Galip Aykaç ise 2013’te yüzde 18 büyümeyi öngördüklerini belirtiyor.~
Buna göre Türkiye’nin en büyük ucuzluk marketi BİM’in cirosu 9,9 milyar TL’den 11,7 milyar TL’ye çıkacak. Müşterilerin gıda perakendesinde ilk tercihinin kendilerine en yakın perakende noktalarına gitmek olduğunu söyleyen Türkiye Perakendeciler Federasyonu Başkanı Selamet Aygün, “Müşterinin ikinci tercihi ise uygun fiyatlı ürün almak oluyor” diyor. Gıda perakendeciliğinde bir önemli değişiklik de artan ürün çeşitliliği. Büyük ulusal markaların yanı sıra ürün sayısı ucuzluk marketleriyle yerel zincirlerde de arttı. Yerel marketlerdeki ürün sayısı son 5 yılda 700’den 4 binlere çıktı. Aygün, “Müşterinin her aradığını bulması için mağazalarda en az 4 bin ila 5 bin kalem ürün çeşidinin olmasına dikkat ediyoruz” diyor.



Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz