Sektörün iki katı büyüyeceğiz

Atos Genel Müdürü Orhan Akbulut, sorularımızı cevaplıyor.

1.02.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Sektörün iki katı büyüyeceğiz
Geçtiğimiz yıl Siemens IT ile birleşerek sektördeki en önemli konsolidasyonlardan birine imza atan Atos, bu birleşmeyle hem yeni sektörlere hem yeni müşterilere ulaştı. Telekomdan enerji dağıtıma kadar neredeyse tüm ana sektörlerin hepsinde yer alan şirket, 2011 yılında 100 milyon Euro'luk ciro rakamına ulaştı. Yeni ürünleriyle müşterilerine daha geniş çözüm ürünleri sunan Atos, yeni yatırımlarıyla hizmetlerini 2012 yılında daha da artıracak gibi görünüyor. Atos Genel Müdürü Orhan Akbulut, teknolojik ve inovatif ürünleriyle sektördeki diğer şirketlerin arasından ayrıştıklarını dile getirirken, 2012 yılında hem sektör açısından hem Atos açısından yeni satın almaların olabileceğini söylüyor. 2012 yılında yüzde 20 büyümeyi hedeflediklerinin altını çizen Akbulut, sorularımızı ise şöyle cevaplıyor:

Atos olarak faaliyetlerinizden bahseder misiniz?
- Herkesin bildiği üzere bilişim sektöründe faaliyet gösteriyoruz. BT alanında dış kaynak ve entegrasyon projeleri yapan hizmet şirketiyiz. Hızlı büyüyen bir şirket olduğumuz için büyüklüğümüzü sadece ciromuzla ölçmüyoruz. 2011 yılını 70 milyon Euro ciroyla kapattık. Fakat imzalamış olduğumuz kontrat değerlerimize baktığımızda yaklaşık 100 milyon Euro'luk bir cirodan bahsedebiliriz. Şu anda uzman ve mühendis seviyesinde 600 kişilik bir istihdamımız söz konusuyken, çağrı merkezi tarafında ise bin 400 arkadaşımız çalışıyor. Yani toplamda iki bin kişilik bir kadroyla operasyonlarımızı sürdürüyoruz.

Geçen yıl Siemens ile bir birleşmeniz söz konusuydu? Bu süreci biraz anlatır mısınız?
- 1 Ekim 2011 tarihi itibarıyla Atos Origin ve Siemens IT Çözümleri Hizmetleri Türkiye'de birleşti ve Atos adı altında faaliyetlerine devam etme kararı aldı. Müşteri ve ürün portföyümüzde birbirini tamamlayan yapılarımız sayesinde, çok kısa bir sürede ve son derece uyumlu bir şekilde bu birleşme gerçekleşti. Şu anda daha çok kendi çalışanlarımızla ve iş süreçlerimizle ilgili entegrasyon ve standardizasyon çalışmaları devam ediyor. Mart ayı itibarıyla da birleşme sürecini tamamen geride bıraktığımızı söyleyebileceğiz.

Bu birleşmeyle sizin müşteri portföyünüzde ne gibi değişiklikler oldu?

- Birleşmeye kadar Türkiye'de telekom sektöründe faaliyet gösteren bir şirketken, birleşme sonrasında tüm ana sektörlerde müşterileri olan bir yapı haline geldik. Yeni alanlarımızı da beş ana sektörde özetleyebiliriz. Bunlar kamu, finans, telekom, üretim ve enerji dağıtım sektörleri olmak üzere sıralanıyor. Hizmet verdiğimiz müşteriler, daha çok büyük kurumsal şirketler. 100'e yakın müşterimiz var ki, bu şirketlerin tamamı Türkiye'deki en büyük 500 listesinde kendine yer buluyor.

Birleşme sonrasında yeni hizmetler geliştirdiniz mi?

- Akıllı şebekeler gündemimizde olan konulardan biri. Bunun yanı sıra "smart mobility" diye isimlendirilen mobil cihazların ve geniş bant internetin kullanıldığı altyapının üzerinde akıllı çözümler de yine üzerinde olduğumuz bir diğer konu. Büyük etkinliklerde sunulacak ve kurulacak hizmetler (olimpiyatlar, kongreler, fuarlar vb.) her zaman kendi radarımızda olan konuların başında geliyor. Bilindiği üzere Mersin'de 2013'te Akdeniz Olimpiyatları düzenlenecek. Bunun yanında İstanbul da gitgide bir kongre ve konferans şehrine dönüşüyor. Bu gibi organizasyonlarda verilerin işlenmesinden BT'ye kadar, her kapsamda bütün olanaklarımızla müşterilerimizin yanında bir çözüm ortağı olarak yer alacağız. Bunun yanında bir diğer değinmemiz gereken konu da bulut bilişim. Büyük firmaların yanında KOBİ segmentine de hizmet veriyoruz. Bu açıdan KOBİ'lerle de yeni iş fırsatlarını değerlendirdiğimizi söylememiz gerek.~

Geçen yıl ne kadarlık bir yatırım söz konusuydu?
- Çok farklı alanlara yatırım yaptığımızı belirtmeliyim. Bir yandan operasyonlarımızı Anadolu'da yeni operasyon merkezlerine kaydırma ve büyütme şeklinde yatırımlarımız var. Öte yandan portföyümüzü daha da zenginleştirme ve geliştirme yönünde çalışmalarımız bulunuyor. Tabii, işin bir diğer tarafı da aslında taahhüt ettiğiniz hizmeti verdiğinizde, hizmetle beraber yatırımı da aynı anda sunmanız. Bu, BT sektörünün olmazsa olmazı. Onun için yatırımlarımızı, klasik binaya ya da makineye yatırım yapmaya değil, teknoloji ve altyapılara yöneltiyoruz. Örneğin Düzce'deki operasyon merkezimiz iki yılda 850 kişiye ulaştı. Yine veri merkezi altyapımızı tamamen sanallaştırarak bulut bilişim bazlı hizmetlerin sunulabileceği bir hale getirdik. Güvenlik ve savunma sanayi alanında da Türkiye'nin küresel bir merkez olmasıyla ilgili yatırımlarımız devam ediyor.

Atos ne zamandan beri Türkiye'de faaliyet gösteriyor?

- Atos'un tarihine bakarsak aslında birleşmelerle oluşan bir yapıdan bahsetmemiz gerekir. Belçika, Hollanda ve Fransa'daki büyük endüstri grupları içerisinden gelen BT şirketlerinin birleşmeleri ile büyümüş ve son olarak da Siemens IT'nin katılımıyla bugünkü halini almış olan şirketimiz, Türkiye'de yaklaşık 15 yıldır faaliyette bulunuyor. Daha çok bir irtibat ofisi şeklinde başlayan çalışmalarımız sonucunda, 2002 yılında Türkiye'de yerleşik yapıya geçtik. Siemens tarafında da benzer bir durum söz konusu. 1997 yılında Siemens Business Services adı altında başlayan faaliyetler, 2011 yılına kadar süregeldi. Şu anda da Atos adı altında bu yapı, 15 yıllık geçmişiyle çalışmalarını sürdürüyor.

Türkiye'de nerelerde şubeleriniz bulunuyor?
- Şu anda beş farklı lokasyondayız. Merkezimiz İstanbul Kartal'da bulunuyor. Bunun dışında yine İstanbul Güneşli ve Maslak İTÜ Teknokent'te yerleşkelerimiz var. Ayrıca Düzce'de çağrı merkezi ve yazılım test operasyonlarının yer aldığı bir yerleşkemiz de mevcut. Son olarak da Ankara'da ODTÜ Teknokent'te yine bir lokasyonumuz bulunuyor.

Atos olarak sizi sektörünüzdeki diğer şirketlerden farklı kılan şeyler nelerdir?

- Atos olarak kendimizi iş teknolojistleri olarak tanımlıyoruz. Burada da vurguladığımız şey, insanı ve teknolojiyi iş dünyası ile bir araya getirerek değişimi ve gelişimi hızlandırmak. Bir diğer farklı noktamız ise, küresel bir oyuncu olarak, inovasyon alanındaki avantajlarımızı çok güçlü bir yerel organizasyona sahip olmanın avantajlarıyla birleştirerek müşterilerimize sunabilmemiz diye düşünüyorum. Müşterilerimizin yüzde 100'e çok yakın bir oranda kontrat yenilemelerine bakarak da müşteri odaklı çalıştığımızı açıkça söyleyebilirim.

Bu pazarın ne kadarını elinizde bulunduruyorsunuz?
- Türkiye'deki BT pazarına baktığımızda 800 milyon Euro'luk bir pazar görüyoruz. Çağrı merkezi pazarını da buna eklediğinizde toplam pazar içerisinde yüzde 6'lık bir payımız var. Fakat sektörümüzün yapısı itibarıyla gerek rakiplerimizin gerekse bizim çok farklı alanlarda pay sahibi olduğumuzu görüyoruz. Bu anlamda pazardaki en büyük üç şirketten biriyiz.

2012 ile ilgili temel hedeflerinizi söyleyebilir misiniz?

- Hedeflerimizi pazar payından ziyade bazı büyüme rakamlarıyla ifade ediyoruz. Türkiye ekonomisinde 2012 yılı için büyüme yüzde 5 olarak ifade edilirken, sektörümüz bunun iki katı büyüklüğünde bir büyümeye sahip. Şirket olarak hedefimizse kendi pazarımızın iki katı seviyelerinde, yani yüzde 20'ler oranında büyümek. Aslında bu büyümeyi 2010'dan 2011'e sağlamış durumdayız. Organik büyümeyle 2012 yılında da yine aynı şekilde bir büyüme öngörüyoruz kendi adımıza.~

AR-GE çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
- Bu kapsamda çok önemli çalışmalarımız var. Bunların bir kısmı yurtdışıyla birlikte yapılan çalışmalar. Türkiye'de yine faaliyetlerimiz devam ediyor. İspanya'daki merkezimizle birlikte özellikle telekom alanında AB fonlu projelerde çalışan bir kadromuz bulunuyor. Ayrıca NATO için yaptığımız komuta kontrol alanındaki projelerimizde gerçekleştirdiğimiz AR-GE çalışmalarımız devam ediyor. 100 kişilik bir ekibimiz de sistem geliştirme çalışmalarına bütün hızıyla devam ediyor. Bunun yanı sıra global alanda Siemens ile gerçekleştirdiğimiz AR-GE işbirliğinden de bahsetmemiz gerekiyor. Yine bu işbirliği için ilk etapta 100 milyon Euro'luk bir bütçe hazırladık.

Türkiye'de telekom sektörünün hızlı büyüdüğü ve bu sektörde büyük bir rekabet olduğu bir gerçek. Bu sizi nasıl etkiliyor?
- Telekom sektörü bizim için en önemli faaliyet alanlarından biri. Bunun büyümesi ve burada oluşacak rekabet öncelikle bizim için pazarın büyümesi anlamına geliyor. Bu yüzden büyümek için şirketler hem müşterilerine yeni hizmetler sunmak hem de operasyon verimliliklerini artırmak zorundalar. Burada da BT gitgide daha fazla önem kazanıyor. Telekom şirketleri gelişmek için artık BT'ye yönelmek durumunda. Çok fazla veriyi toplayabilmek, analiz edebilmek ve değerlendirebilmek için bizim gibi bu konularda uzmanlaşmış kurumsal şirketlerle işbirlikleri daha da önem kazanıyor. Dolayısıyla onlar için iş yapmanın yanı sıra, onlarla birlikte tüm pazara beraber iş yapma modellerimiz de önemli bir hale geliyor. Kısacası bu sektörün büyümesi bizim iş yapma potansiyelimizi artırırken, iş ortaklarımızın müşterilerine iş geliştirme kapasitemizi artırmamızı da sağlıyor.   

"Yeni konsolidasyonlar olabilir"
Türkiye'nin sadece kendileri için değil bütün dünya için önemli bir pazar olduğunu dile getiren Atos Genel Müdürü Orhan Akbulut, bu potansiyeli satın almalarla değerlendirmek arzusunda olduklarını söylüyor. "Sektörde zaten önümüzdeki yıllarda bir konsolidasyon olacaktır. Bir yandan niş alanlarda küçük ve yenilikçi oyuncular çıkarken, diğer yandan da pazarın ana bloklarında uluslararası firmalarla yerel firmalar arasında bir konsolidasyon söz konusu olabilir. Biz Atos olarak bu konuyu da gündemimize aldı k. Bu yıl içinde bir satın almayı gerçekleştirmeyi düşünüyoruz" diyen Akbulut, henüz somutlaşmış bir şeyin olmadığını ama bu yıl içinde bir satın alma veya birleşme gerçekleştireceklerini belirtiyor. Akbulut, bu açıdan organik olarak beklentilerinden fazla büyüyebileceklerinin de altını çiziyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz