Yeni yatırımlarla iddiamızı ortaya koyacağız

Accenture Türkiye Genel Müdürü Tolga Ulutaş sorularımızı yanıtladı.

1.02.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Yeni yatırımlarla iddiamızı ortaya koyacağız
Türk telekomünikasyon sektörü artık kemikleşmiş oyunculardan oluşan ve olgunlaşmış yetkinliklere sahip bir sektör. Büyüyen pazarlarda iş yapmak isteyen ya da var olan altyapılarını hızla evrim geçiren sektöre uygun hale getirmek isteyen şirketlere 1950'li yıllardan bu yana danışmanlık veren Accenture, dünyanın en büyük markalarıyla çalışıyor. Müşterilerine iş danışmanlığı başta olmak üzere teknoloji danışmanlığı ve sistem entegrasyonu gibi hizmetler sunan Accenture, Türkiye'de de büyüyen müşteri portföyüyle dikkat çekiyor. Accenture Türkiye Genel Müdürü Tolga Ulutaş, "Türkiye'de 18 müşterimiz var. 2012 yılı içinde sadece isimleri belli olan 22 müşterimize hizmet vermeyi planladık. Accenture'un verdiği hizmetlerin gerçek bir değer katması için müşterimizin pazarda fark yaratmayı hedefleyen ve iddiası olan kurumlar olması gerekiyor, bu yüzden 2012 yılı için planımızı 22 müşteriyle sınırladık" diyor. Türkiye'nin telekomünikasyon sektöründe dünyadaki değişimi en hızlı alan ve kullanan ülkelerin başında yer aldığını ifade eden Tolga Ulutaş, sektör oyuncularının bölgede dominant bir oyuncu olma şansının yüksek olduğunu düşünüyor. Bunu başaran oyuncuların rekabette çok farklı bir konum kazanacağının altını çizen Accenture Türkiye Genel Müdürü Tolga Ulutaş sorularımızı yanıtladı:

Türkiye'nin sektördeki konumu nedir?
Türkiye, Accenture'ın "pivot ülke" olarak tanımladığı bir ülke, yani kendi sınırları dışında etki alanı olan ve hem ticari hem de sosyopolitik yapısı ile etrafındaki coğrafyayı pozitif yönde etkileme yetkinliğine sahip bir ülke. Accenture'ın felsefesi "High Performance Delivered" yani daima yüksek performanslı hizmet. Türkiye tam olarak bu felsefeyi yaşayan, kültürü ve dinamizmi ile Accenture'ın kuruluş değerlerine ve DNA'sına çok büyük paralellik gösteren bir ülke. Bizler Türkiye Accenture olarak rolümüzü, Türkiye'nin kurum ve şirketleri ile dünya ligindeki iddiasını gerçekleştirmesini sağlamak olarak tanımlıyoruz. Bunu da bu kurum ve şirketleri dünya liginde zirveye oynamak üzere hazırlayarak, destekleyerek ve dönüştürerek yapıyoruz. Binlerce müşteriden edinilen bilgiyi, yöntemi ve tecrübeyi bu tecrübeleri yaşamış danışmanlık ekiplerimizle müşterilerimize sunuyoruz. Türkiye aynı zamanda bizim "kazan-kazan" modeli ile uzun süreli ilişkide olduğumuz müşterilerimize hizmet verebildiğimiz, yani verdiğimiz danışmanlıkla yaratılan değeri sabit bir danışmanlık ücreti yerine yaratılan faydanın paylaşımı şeklinde ücretlendirdiğimiz nadir ülkelerden biri. Çünkü hem Türkiye'ye hem de uzun süredir birlikte çalıştığımız müşterilerimize çok inanıyoruz.

2008 yılından bu yana çalıştığınız Accenture'da geçtiğimiz aylarda genel müdür oldunuz. Şirkette ne gibi değişimler planlıyorsunuz?
- Accenture çok başarılı, derin ve değerli prensiplere sahip bir şirket. Verilen söze sadakat, müşterileri için her koşulda değer yaratma prensibi, çalışanlarının üstün yetkinlik gösteren bireyler olması ve global takım çalışmasının çok başarılı bir örneği olması gibi değerler burada çok önemli. Bunlar hiç değiştirmek istemediğimiz şeyler. Değişimi aslında müşterilerimiz için yaptığımız projelerin büyüklüğünde yaratmayı ve ilişkimizi gittikçe ortak değer yaratma üzerine kurulu bir yapıya taşımayı hedefliyoruz. Bu durum zaten Accenture'un global iş yapış modeline ve DNA'sına da uygunluk gösteriyor. Yakın zamanda Türkiye'ye yapacağımız yatırımlarda da Türkiye'nin bölgede ve dünyada iddiasını gerçekleştirmek için ne kadar azimli olduğumuzu göreceksiniz.~

Telekomünikasyon, finans, hızlı tüketim, enerji ve altyapı hizmetleri gibi farklı alanlarda faaliyet gösteren şirketlere danışmanlık veriyorsunuz. Bu portföyde telekom sektörünün yeri nedir?

-Accenture içinde telekom sektörüne hizmet veren grup şu anda en büyük grup. Bilhassa telekomünikasyonun diğer sektörlerin temel bir girdisi ve yeni ürün yaratımlarında fark yaratan bir parça olarak gelişmesi ile telekom birçok diğer sektörle bütünleşik değer üretiyor ve etki alanını geliştiriyor. Mobil para kullanımı bunun bir örneği. Telekom sektörü hem bizim Türkiye'de en büyük bölümümüz hem de müşterilerimizle ilişkimizde yarattığımız katma değeri sektörün hızından dolayı anında görebildiğimiz sektör. Müşterilerimize iş danışmanlığı başta olmak üzere teknoloji danışmanlığı, sistem entegrasyonu gibi hizmetler sunuyoruz. Accenture yıllar içinde oluşturduğu ve her yıl yenilediği sektör araştırmaları ve küresel seviyede sektörü yönlendiren yapılarda oynadığı rollerle gerçek bir tecrübe ve bilgi merkezi. Bazı durumlarda yeni pazarlara giriş stratejilerine destek veriyoruz. Bazen de onlarla birlikte yeni ürünler tasarlayarak hizmete dönüştürüyoruz. Gelişmekte olan ticari zorluklara göre yeniden nasıl organize olursunuz, hangi kadroları ne şekilde istihdam edersiniz, hangilerini outsource edersiniz, hangilerini kurum içinde çözersiniz sorularının yanıtlarını sunuyoruz. Hangi tür eğitim ve yetkinlik geliştirme faaliyetlerinde bulunursunuz, altyapınızı nasıl düşük maliyetli hale getirirsiniz gibi sorulara kalıcı ve verimli çözümler üretiyoruz. Sistem entegrasyonu kapsamında, küresel IT şirketlerinin hazır paket uygulamalarını hizmet sunacağımız firmaya uygun hale getirip satma işlemini gerçekleştiriyoruz. Ancak Accenture olarak burada yönetim danışmanlığındaki bilgi birikimimizden hareketle farklı bir yaklaşım sergiliyoruz. Hizmet verdiğimiz kurumun iş yapış şekillerini, sektörünün dinamiklerini, nasıl para kazandığını iyice araştırıp esnek yazılımları kuruma tam olarak adapte ediyoruz. Accenture'un, yönetim danışmanlığını iyi bildiği için teknoloji danışmanlığına doğru evrildiğini söyleyebiliriz. Yaptığımız her işte kazan-kazan stratejisini benimsiyoruz.

Bu alanda Accenture'ın geliştirdiği teknolojiler var mı? Bu teknolojileri hangi şirketler kullanıyor?
- Accenture bir ürün satmıyor ve geliştirmiyor. Böyle bir yola girip müşteriye her durumda kendi tasarladığımız ürünü öneren bir durum, Accenture'ın iş modeline ve müşterisi için sürekli değer yaratan kazan-kazan prensiplerine uymuyor. Biz müşterimize en uygun olan ürünleri onunla birlikte seçip, sonrasında da ona en uygun şekilde hayata geçiriyoruz. Ama bu hizmeti müşterimize en hızlı ve risksiz şekilde sunabilmek için geliştirdiğimiz onlarca hazır entegrasyon parçacığı, veri yapıları, yöntem seti ve model var. Tüm bunlar fark yaratmamızı ve kaliteyi sağlıyor. Bu sayede 240 bin kişilik bir danışmanlık ordusu dünyanın her yerinde, çokuluslu kadrolarla, her biri ayrı çözüm gerektiren binlerce iş ve teknoloji problemini çözebiliyor.

Accenture olarak Ar-Ge yatırımlarınızdan bahsedebilir misiniz?
- Accenture'da Ar-Ge, ürün geliştirme için yapılan konvansiyonel Ar-Ge'den çok farklı. Bizim yaptığımız yatırımlarda sektör analizleri, her yıl yüzlerce sektör liderini tarayarak oluşturduğumuz profilleme, bilgi birikimi, binlerce projeden süzülüp gelen işletim ve süreç bilgisi, teknoloji alanının lider ürün sağlayıcıları ile ürünleri spesifik hale getirmek için yaptığımız ortak tasarım ve özelleştirme sonuçları, onlarca farklı durumda denenmiş ve başarılı olmuş lakin birçok farklı şirketin sağladığı yazılımların birleştirilmesi ile oluşmuş entegre çözüm senaryoları yer alıyor.

2011 yılını nasıl geçirdiniz? 2012 yılı hedefleriniz neler?
- Doğal kaynaklar ve enerji sektörlerinde çok değerli müşteriler edindik. Ankara'da ve İzmir'de iki yeni ofis açma planımız var. Ankara'da kamu kurumlarına hizmet verecek bir yapılanmaya başlıyoruz. Bunun yanı sıra sosyal sorumluluk projeleri ile ne tür katma değer yaratabileceğimizi test etmek istiyoruz.~

Bu alanda sektöre giren yeni şirketlerin artacağını düşünüyor musunuz? Bu durum sizi nasıl etkiler?

- Bu sektör giriş bariyerleri zorlu olmayan bir sektör, o yüzden Türkiye'deki gelişimi gören birçok yabancı oyuncu Türkiye'de faaliyet göstermek isteyecek. Bizi çok etkileyeceğini düşünmüyorum. Çünkü, biz 550 kişilik bu yapımızı 10 yılda oluşturduk. Giriş kolay olsa da böyle bir yetkinliği Türkiye'de oluşturmak ve o kişilerden birbirine bağlı, ortak değerler taşıyan ve müşterisine karşı kendini Accenture ekibi kadar sorumlu hisseden bir takım kurmak çok kolay olamayabilir.

"Tablet ve mobil interneti yakalayan başarılı olur"
Mobil internet kullanımı 26 kat artacak

Mobil internet kullanımında büyük artış gözlemliyoruz. 2010-2015 arasında mobil internet kullanımının 26 kata çıkması bekleniyor. Apple, Android ve Windows gibi mobil yazılım platformları artık tüketicinin yeniliklerle tanıştığı yer halini alıyor. Operatörler bu yeni oyun alanında yeni rollerini tanımlamakta başarılı olduğu ölçüde dengede kalabilecek. 3G'den LTE'ye ve sonrası na doğru şebekeler gittikçe hızlanmaya devam edecek, wifi mobil şebekelere alternatif oluşturma potansiyelini daha da net gösterecek. Regülatör yapılar tüm dünyada olduğu gibi gittikçe daha etkin bir rol alacak. Müşterinin tecrübesi ve maliyet seviyeleri, daha da net bir şekilde, doğrudan olmasa da bir şekilde regülatör yapılar tarafından tanımlanacak.
Endüstri yapısında köklü değişimler olacak
Katma değer zincirinin her halkasında iki veya üç oyuncuyla sı nırlı konsolide yapılar oluşacak ve büyük yazılım oyucuları ile büyük global oyuncular arasında derin ortaklıklarla dikey modeller oluşacak. Yeni modelin az sayıdaki platform sağlayıcıları (Google, Apple vb.) iletişim sektöründe yeniliklerin pazara sunulduğu temel merkezler olacak.
Bulut bilişim hızlı bir şekilde yeni standart olacak
Netflix, Hulu gibi video servisi sağlayıcıları standart dağıtım modellerinin ticari yapılarını sürdürülebilirlik sınırının ötesine taşıyacak ve bu trend daha da netlik kazanıp bazı oyuncuları pazardan çıkaracak. Telekom sektörü de bu yeni modelin yerleşmesinde en önemli oyuncu olacak.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz