"Lüks marka yaratmak artık imkansız"

Louis Vuitton Başkan Yardımcısı Pietro Beccari, "Şu an lüks marka yaratmak neredeyse imkansız" diyor.

17.07.2015 20:48:270
Paylaş Tweet Paylaş
"Lüks marka yaratmak artık imkansız"
Dünya genelinde lüks denilince hiç kuşkusuz herkesin aklına Louis Vuitton markası gelir. Bu nedenle en değerli lüks marka unvanı da yine Louis Vuitton’a ait. Peki toplam 448 mağazası olan 156 yıllık Fransız Louis Vuitton’u bu derece başarılı kılan ne? Louis Vuitton Başkan Yardımcısı Pietro Beccari’ye göre bu sorunun yanıtı, markanın güçlü bir hikayeye sahip olması ve tüketicilerine sadece bir ürün değil yaşam tarzı sunması. Hiçbir zaman indirime girmediklerini vurgulayan Beccari, markayı geçmişten bugüne taşıyan ana özelliklerden birinin de bu olduğunu belirtiyor. “Ayrıca bizim satış sonrası servislerimiz de çok değerli. 30-40 yıl önce alınmış bir çantayı restore edip tüketicimize geri verebiliyoruz” diye devam ediyor. Lüks sektörünün yüzde 8 daraldığı geçtiğimiz yıl Louis Vuitton, marka gücü sayesinde çift haneli büyümeyi başardı. Beccari, gelecekte de büyümelerini aynı oranlarda sürdürmeye devam edeceklerini söylüyor. Büyümenin Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerden geleceğinin altını çiziyor. İlk olarak 24 yıl önce Nişantaşı’nda açtığı mağaza ile Türkiye pazarına giren Louis Vuitton, Türkiye’deki performansından da memnun. Beccari, “Türkiye bizim için çok önemli. Dinamik bir pazar yapısı var. Buradaki büyüme oranımız çift haneli rakamlarla ilerliyor. Bu nedenle Türkiye’ye yatırım yapmaya ve proje üretmeye devam ediyoruz” diyor. Louis Vuitton Başkan Yardımcısı Pietro Beccari, markanın son yıllardaki büyüme performansına ve lüks pazarındaki son gelişmelere ilişkin Capital’in sorularını yanıtladı:
CAPITAL: Lüks konusunda dünyada çok bilinen tartışmalar var. Sizce lüks nedir? Bir markayı lüks yapan en önemli özellikler neler?
- Louis Vuitton’da işe başladığımda ben de patronuma aynı soruyu sordum. Çalıştığımız yer Paris’in tam merkezindeydi. Sorumu sorar sormaz arkasına döndü ve bana olağanüstü Paris manzarasını gösterdi. O dönem Almanya’dan Fransa’ya yeni gelmiştim. Düsseldorf da çok güzel bir şehirdi, ama o an gördüğüm Paris manzarası beni adeta şok etti. Benim için lüksün tanımlarından bir tanesi işte bu. Lüks hissettiğinizdir, duygularınıza hitap edendir. Gördüğünüz güzel bir şehir manzarasına dokunamıyorsunuz, ama kalbinizde ve düşüncenizde yer alabiliyor. İşte lüks budur. Çoğu zaman da tanımı kişiden kişiye değişir. Genel olarak kaliteyi ve onun verdiği duyguyu hissettiğiniz an lüksün ne olduğunu anlarsınız. Bu anlamda baktığınızda lüksün birçok bileşeni de var. Pazarlama planı olan her markanın lüks olmasını bekleyemezsiniz. Lüks sürpriz yapar, şaşırtır. Louis Vuitton da tüm bu değer karmaşasının içinde insanlara bu duyguyu hissettirebilen lüks bir marka. ~
CAPITAL: Lükste en son trendler nedir? Louis Vuitton bu konuda ne yapıyor? Geleneksel duruşunu bu değişen trendlere nasıl adapte ediyor ve etmeyi planlıyor?
- Biz aslında marka kavramının daha da ötesinde bir yerde duruyoruz. Vanity Fair dergisinin genel yayın yönetmeni Graydon Carter, çok önemli bir editör. 4 yıl önce Amerika’da bir toplantıda Louis Vuitton ile ilgili ne düşündüğünü sorduğumda, “Louis Vuitton Apple gibi... Artık siz sadece bir marka değilsiniz. Bir yaşam tarzısınız. İnsanlar sizin ürünlerinizden çok hikayenizi ve yansıttığınız duyguyu almak istiyor” demişti. Bu nedenle Louis Vuitton’un yarattığı duygu önemli. Biz trendlere uymaya çalışmıyoruz. Trendleri yaratıyoruz. Tüm iletişim çalışmalarımızda bu sorumlulukla hareket ediyoruz. Temel değerler reklam kampanyamızın daha önceki çalışmalarında olduğu gibi son ilanlarında da önemli bir ilki başararak futbolun kutsal üçlüsü Pele, Maradona ve Zidane’ı bir araya getirdik. Şu an en büyük heyecanlarımızdan biri FIFA ile gerçekleştirdiğimiz çok önemli bir proje. Dünyanın en değerli objeleri, en değerli şekilde yolculuk etmelidir fikrinden yola çıkarak dünya kupasının taşınacağı özel bir sandık tasarladık. Bu yıl kupa sahaya özel bir törenle getirilecek ve büyük bir ihtimalle Nelson Mandela’nın kızı ve Naomi Campbell’ın taşıdığı Louis Vuitton sandığını FIFA Başkanı açtığında dünya kupası ortaya çıkacak. Tüm dünyada en çok izlenen organizasyonlar arasında olan dünya kupasının finalinde Louis Vuitton imzası olacak. Gerçekleştirdiğimiz bu önemli çalışmalar bizi hep üst seviyede tutuyor.
CAPITAL: Lüksün tüketici kitlesi değişti mi?
- Aslında bizim müşteri kitlemizde bir değişim yaşanmıyor. İndirim yapılmıyor. İstenilen ve talep edilen şey yine aynı. Rakiplerimiz indirim yapıyor, duruma göre pozisyon değiştirebiliyor, ama biz hep aynı kalıyoruz. Duruşumuz aynı.
CAPITAL: Louis Vuitton için Türkiye’nin önemli nedir? Lüks sektörü açısından Türkiye nasıl bir pazar? 
- Türkiye, Avrupa için çok önemli bir pazar. Bu nedenle yaptığımız işi çok dikkatli yapmaya çalışıyoruz. Burada ilk mağazamızı 1986 yılında açtık. Bu pazarda ilklerden biriyiz. Dünyadaki yayılım stratejimize bakarsanız, şu anda Moğolistan’da bile olduğumuzu görürsünüz. Türkiye’de çok özel bir konumdayız. İstanbul Nişantaşı’nda oldukça dominant bir yerdeyiz. Bunu İstinye Park’ta da görebilirsiniz. Otoriteler ekonominin daha da canlanacağını söylüyor. Buna paralel olarak daha da güçleneceğimizi öngörebiliyoruz. ~
CAPITAL: Peki Türkiye’ye ilk girdiğinizde algı neydi? Bu algı değişti mi?
- 1986 yılında burada değildim. Ama uzmanlarla konuştuğum zaman, insanların lüksü satın alma zevkinde önemli bir devrim gerçekleştiğini belirtiyorlar. Zevk her ne kadar insanların DNA’sında olsa da zenginleştikçe ve orta sınıfa yayıldıkça daha klasik ürünlerden daha moda ürünlere doğru bir yönelme olduğunu gördük.
CAPITAL: Türk müşterileri lüks tüketiminde nasıl? Diğer ülkelerdeki müşterilerinizle kıyasladığınızda ne tür farklılıklar dikkatinizi çekiyor?
- Aslında bu konuda çok fazla bir ayrım yok. Sonuçta Türkiye’de de Avrupa’da da Hindistan’da da Çin’de de dünyanın geri kalanında aynı stratejiyi izliyoruz. Louis Vuitton’un sunduğu çok evrensel bir bakış açısı, Dünya çapında aynı yaşam tarzını sunuyoruz. Türk müşterisinin dünyadaki diğer müşterilerden farklı olduğunu düşünmüyorum. Sonuçta moda konusunda bir tane kararımız oluyor. Bunu müşterilerimize sunuyor ve saygısını bu şekilde kazanıyoruz. Özellikle çanta ve ayakkabı koleksiyonları, Türkiye’de çok başarı gösterdiğimiz iki ana kategori. Türkiye’de hedefimiz müşterilerimizin, Louis Vuitton’un farklı ürün seçenekleriyle buluşabilmesini sağlamak. Müşterilerimiz artık özel sipariş ürünlerimizi de tercih ediyor. Altını çizmek gerekirse Türkiye bizim için çok önemli bir pazar niteliği taşıyor.
CAPITAL: Yeni ürünleri pazara sunarken özellikle neye dikkat ediyorsunuz?
- Louis Vuitton, çok evrensel bir marka olduğu ve bir yaşam tarzı sergilediği için çok büyük kitlelere sesleniyor. Marc Jacobs’un şirkete katılmasıyla birlikte çok daha genç ve geniş kitlelerle paylaşabileceğimiz ürünler de sunmaya başladık. ~
CAPITAL: Bugün lüks marka oluşturmak geçmişe kıyasla daha mı zor?
- Aslında lüksü yaratamazsınız. Lüks duyguların yanı sıra gelenekle de ilgili. Lüks markaların esas gücü arkasında yatan hikayesi. Louis Vuitton, önemli bir aile hikayesini, geleneğini ve mirasını içinde barındırıyor. O nedenle şu an lüks marka yaratmak neredeyse imkansız.
CAPITAL: Krizden sonra lüks tanımında bir değişim yaşandı mı? Dünyada lüks bundan sonra farklı mı algılanacak?
- Krizle birlikte markalar biraz daha eskiye döndü. Tekrar eskiden sahip oldukları değerleri sorgulamaya başladılar. Varlık nedenleri olan hikayeyi yaşatmaya ve bu hikayenin hissettirdiği duyguyu tüketicilerine hissettirmeye çalışıyorlar.

“HER AY İKİ FABRİKA KAPATTIRIYORUZ”

GÜÇLÜ BİR İLİŞKİMİZ VAR
Normalde lüks bir markanın, dünyanın birçok yerinde mağazası olması lüks tanımının tam tersi olarak algılanır. Ama Louis Vuitton, bu kadar yaygın olurken lüks kalmayı başaran bir marka. Bizim diğerlerinden farklı olarak müşterilerimizle çok güçlü bir ilişkimiz var.
ASLA İNDİRİME GİRMEYİZ Asla indirime girmeyiz. Örneğin Chanel ve Hermes bunu yapıyor, ama Louis Vuitton yapmaz. Markamıza değer yaratıyoruz. Yaratıcılık katıyoruz. Bu şekilde taklitle mücadele ediyoruz. Dünyada 50 avukat, Louis Vuitton için taklitçilikle savaş veriyor. Bu şekilde her ay en az iki fabrika kapattırıyoruz. Geçen ay Kore’de Louis Vuitton markasıyla sigara üretmeye çalışan bir fabrikayı kapattırdık.
40 YILLIK ÇANTAYI ONARIYORUZ Ayrıca bizim satış sonrası servislerimiz de çok değerli ve güçlü. 30-40 yıl önce alınmış bir çantayı tamir edip müşterimize geri verebiliyoruz. Günün sonunda sunduğumuz bir ürün değil, yaşam tarzı. Krizde bile tüketicilerin bizim ürünlerimizi tercih etmesinin bir nedeni vardı. ~

“LÜKSÜ GELİŞEN PAZARLAR BÜYÜTECEK”

CAPITAL:
Bugün lüks pazarı yüzde kaç büyüyor? Önümüzdeki yıllarda ne kadar büyüyecek?
- Bain&Company’nin yaptığı bir araştırmaya göre lüks pazarı, 2009 yılında yüzde 8 oranında küçüldü. Bu küçülmeye rağmen biz çift haneli rakamlarla büyümeye devam ediyoruz. 2010’da da çift haneli büyüyeceğiz.
CAPITAL: Dünyada şu anda lüksün kaç kişilik bir müşterisi olduğu düşünülüyor? Gelecekte müşteri sayısı ne olur?
- Bunu söyleyebilmek çok zor. Lüksün hedef kitlesi milyarlarla ifade ediliyor. Hiç kuşkusuz bu rakam gittikçe de büyüyecek. Sadece Çin’de 1,4 milyar insan yaşıyor. Üstelik burada lüks pazarı hızla büyüyor. Sadece Çin’in gelişimi bile lüksün gelecekteki potansiyelini ortaya koymak açısından önemli. Bu nedenle büyüme konusunda çok pozitifiz. Lüks pazarındaki hızlı büyümeyi Çin’in yanı sıra Ortadoğu ve Pasifik ülkelerinin sürüklediğini söyleyebilirim. Kısaca lüksü büyüten gelişen pazarlar olacak.

“TÜRKİYE’YE YATIRIMA DEVAM EDECEĞİZ”

ÇİFT HANELİ BÜYÜYORUZ
Türkiye çok önemli. Amerika ya da Japonya kadar büyük bir pazar olmamasına rağmen buradaki büyüme oranımız çift haneli rakamlarla ilerliyor. Bu nedenle Türkiye’ye yatırım yapmaya ve burada proje üretmeye devam ediyoruz.
DİNAMİK PAZAR YAPISI Çok dinamik bir pazar yapısı var. Pazara yatırım yapmaya devam edeceğiz. Louis Vuitton, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde büyüyen bir şirket. Birçok gelişmekte olan ülkede varız. Uzun vadede daha çok ülkede yer almayı planlıyoruz.
KÂRLILIK NEREDEN GELİYOR? Örneğin şu anda gelişim aşamasında olan Katar’a 2020’de gireceğiz. Kârlılığımızın yadsınamayacak bir oranı gelişmekte olan ülkelerden geliyor. Şimdiden yatırım yaptığımız gelişmekte olan ülkelerde gelecekte daha büyük bir pazar payı olacağını biliyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz