Bir Kitap Okudum, İşe Bakışım Değişti!!

Birçoğumuz için “Bir kitap okudum, hayatım değişti” cümlesi belki abartılı ve klasikleşmiş bir ifade… Bir kitapla hayat değişir mi bilinmez ama bir kitap okuyarak, işe bakışı değişen yönetici sayıs...

1.07.2005 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Birçoğumuz için “Bir kitap okudum, hayatım değişti” cümlesi belki abartılı ve klasikleşmiş bir ifade… Bir kitapla hayat değişir mi bilinmez ama bir kitap okuyarak, işe bakışı değişen yönetici sayısı hiç de az değil. Zorlu Tekstil Grubu Başkanı Vedat Aydın, yatay yönetimle daha hızlı olunacağını Thomas Peters ve Robert Waterman’ın “Mükemmelliği Ararken” adlı kitabıyla öğrendiğini söylüyor. Coca-Cola’nın Kuzey Asya, Avrasya ve Ortadoğu Grubu Başkanı Muhtar Kent, Peter Drucker’ın “Etkili Yönetici” kitabını okuduktan sonra “buradaki beş ilkeyi iş hayatıma uyguladım” diyor. Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş ise Mevlana’nın Mesnevi’si sayesinde yapmak için yıkmak gerekir felsefesini benimsediğini ifade ediyor.

Kitap “İyiden Mükemmele” adını taşıyordu. Şirketlerin iyi olmaktan harika olmaya giden yolda yapmaları gerekenlerden biri de şu cümleyle ifade ediliyordu: “Önemli olan iş ve işin karmaşıklığı değil, o işi kimin yöneteceğidir”.

hed

Yaşar Holding CEO’su Hasan Denizkurdu, bu cümlenin altını çizdiğinde, henüz grupta çalışmıyordu. 2001 yılında, Yaşar Holding’deki yeni görevini üstlendiğinde, aklına gelen ilk cümleler bunlar olmuştu. Holdingin yöneticilerine, “Otobüs iyi gitmiyorsa, şoförü değiştirmek gerekir” dedi. Yöneticiler Yaşar Holding’de direksiyonu Hasan Denizkurdu’na emanet ettiler. Holding birkaç yıl içinde istenilen verimi yakaladı.

Hasan Denizkurdu, Jim Collins’in “Good to Great” (İyiden Mükemmele) adlı kitabından etkilenmişti. Ancak, Denizkurdu, okuduğu ve etkilendiği kitaplardan öğrendiklerini uygulayan ne ilk ne de tek yönetici. Bu ve diğer önemli kitaplardan etkilenen çok sayıda yönetici var. Bunlardan bazıları kitapta okuduklarıyla “işe bakışlarını”, bir bölümü de “iş yapışlarını” değiştiriyorlar. Aralarında “hayata” bakışlarında değişikliklere gidenler bile var. Capital, Türkiye’nin önde gelen işadamı ve yöneticilerine, “unutulmayan iş kitapları”nı sordu.

VEDAT AYDIN “HIZI” ÖĞRENDİ

1980’li yıllarda Thomas Peters ve Robert Waterman tarafından yazılan “In Search Of Excellence- Mükemmelliği Ararken”, tüm zamanların en iyi iş kitabı olarak gösteriliyor. Kitapta Amerika’nın en iyi yönetilen 43 şirketinin çalışma yöntemleri anlatılıyor. Kitabı bu derece başarılı yapan, mükemmel iş yapış şekillerinin paylaşılmasını sağlayan ilk çalışma olması. “Mükemmelliği Ararken”,  Zorlu Tekstil Grubu Başkanı Vedat Aydın’ın da iş yaşamını en çok etkileyen kitaplardan biri. Çalışanlarla ortak değerlere sahip olmanın önemine dair anlatılanlar, Aydın’ın yöneticilik perspektifini genişletmiş. Yatay yönetimle, hızlı ve çevik bir yapı kurabilmek konusunda işe bakışını değiştirmiş. Vedat Aydın, “Bunları kitaptan öğrendikten sonra iş yaşamımda sürekli kullandım” diyor. 

Müşteriye yakın olan başarır

Aydın, geçtiğimiz üç ayda eş zamanlı olarak okuduğu iki kitabı da oldukça beğenmiş. Bunlar Stephen R. Covey’in “The 8th Habit -Sekizinci Alışkanlık” ve  CK Prahalad tarafından yazılan “The Future of  Competition-Rekabetin Geleceği”.

Vedat Aydın, yöneticiler için yazılan iş ve kişisel gelişim kitabı “Sekizinci Alışkanlık”dan aklında kalan en önemli bölümü şöyle anlatıyor: “Kitapta büyük şirketlerin başarılı olmak için, çalışanlarıyla işbirliği yapması gerektiği çok güzel ifade ediliyor. Çalışanlarınıza iyi bakarsanız, onlar da müşterinize iyi bakar deniliyor.” 

CK Prahalad’ın, “Rekabetin Geleceği” adlı kitabı ise Aydın’ın müşterinin rekabetteki konumunu daha net bir şekilde görmesini sağlamış. Vedat Aydın, kitaptan edindiği temel mesajı şöyle aktarıyor:

“Prahalad, bu çalışmasında şirketler için ‘Biz her şeyi biliriz, müşterilerimiz de biz ne yaparsak alırlar’ yaklaşımının kesinlikle sona erdiğini ilan ediyor.  Gelecekte de sadece müşteriye çok yakın olan şirketlerin başarılı olacağını savunuyor.”

DENİZKURDU’NUN OTOBÜS STRATEJİSİ

Bundan birkaç yıl önce Jim Collins kendisine şu soruyu sordu: “İyi bir şirket, mükemmel bir şirket olabilir mi? Eğer olabilirse nasıl?” Bu soru üzerine Collins ve 21 araştırmacıdan oluşan ekibi yanıtı aramaya başladılar. Araştırmalarında Fortune 500 şirketlerinden oluşan bin 435 şirketi incelemeye aldılar. Sonuçta şirketlerden sadece 11’inin iyiden harikaya ulaştığını belirlediler. Her biri farklı sektörlerden olan 11 şirketin ortak özellikleri ise gelenekselliğe karşı koyuşlarıydı.

Ortaya çıkan sonuca göre iyiden harika olmaya giden yolda yüksek profile sahip CEO’lara ya da en son teknolojiye gerek yoktu. Önemli olan kurumsal bir kültüre sahip olmak ve belli bir disiplin içinde hareket etmekti. Tam bir kitap tutkunu olarak bilinen ve ayda en az üç kitap okuyan Yaşar Holding İcra Kurulu Başkanı Hasan Denizkurdu’nun en beğendiği kitap da Jim Collins’in “İyiden Mükemmele” adını taşıyan bu kitabı. Denizkurdu, kitaptan çıkardığı ana fikri şöyle anlatıyor: “Önemli olan iş ve işin karmaşıklığı değil, o işi kimin yöneteceği”.

İş hayatını ve şirketleri otobüse benzeten Hasan Denizkurdu, iyi gitmeyen bir otobüsten, daha iyi performans bekleniyorsa yapılması gerekenin hem şoför hem de yolcuları yeniden seçmek olduğunu söylüyor ve “Ama en önemlisi, o otobüsü sürecek kişiyi bulabilmektir” diyor.

Denizkurdu’nun en son okuyup beğendiği kitap ise bir felsefe kitabı: “Spinoza’nın Tao’su”. Kitapta varoluşu sorgulayan, hatta dini dogmalara karşı çıkan bir bilim adamının bugün dahi geçerli görüşleri ve yaşamı anlatılıyor.

Denizkurdu, “Bilim adamı görüşleri nedeniyle aforoz ediliyor. Ancak, sonuçta aforoz edenlerin değil, aforoz edilenlerin fikirlerinin değerli olduğunu görüyoruz. Benim bu hikayeden kendime çıkardığım ders ise, şirket ve toplum yaşamında yöneticilerin inandığı fikirleri sonuna kadar, ne pahasına olursa olsun savunabilmeleri” diyor. 

ÜMİT BOYNER’İN SATICILIK HEDEFİ

Boyner Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner’in en verimli bulduğu iş kitabı Og Mondino’nun “The Greatest Salesman in the World” (Dünyanın En İyi Satıcısı) adlı kitabı. Kişisel gelişim alanında dünyanın en çok okunan yazarı olan Og Mandino, bu kitabı eski bir hikayeden yola çıkarak kaleme almış.

Hikaye, kısaca deve çobanı Hafid’in, ustası tacir Patro’dan devraldığı başarı ve mutluluğun sırlarını anlatıyor. Hikayenin odak noktasını oluşturan ve başarının sırlarını gizleyen on parşömen de aslında bugünün satış dünyasına ışık tutuyor. Hafid’i dünyanın en büyük satıcısı yapan ise yüzyılların bilgeliğini içeren hayat felsefesi.

Ümit Boyner, kitabın kendisini etkileyen en önemli bölümünün, rasyonel boyutu olduğunu ifade ediyor. Boyner, “Gerçekler ışığında mantıkla karar veren kahramanın aynı zamanda duygusal zekayı da bu rasyonellikle bir araya getirmesi, örneğine az rastlanır bir uygulama. Kitapta bu iki unsurun bir araya gelerek anlatıldığı hikayeler ise çok etkileyici” diyor.

ABD ordusu şirketlere örnek

Ümit Boyner’in, üslubu ve alışılmışın dışında örnekleriyle etkilendiği diğer bir kitap ise Gordon R. Sullivan imzalı, “Umut Bir Yöntem Olamaz”. Kitap şöyle başlıyor: General Motor’dan IBM’e, Wal Mart’dan Microsoft’a dünyanın en büyük şirketleri, iş yapış biçimlerinin değişimine karşı mücadele ederken tek bir kuruluş bu değişime her zaman hazırlıklı: Amerikan ordusu. Bir buçuk milyon çalışanıyla tam bir global dev olan ordunun yıllık bütçesi ise 6.3 milyar dolar. Ordunun stratejik ortakları bütün büyük ülkeler. Bu haliyle Amerikan ordusu dünyanın en geniş ve en karmaşık organizasyonu.

İşte Sullivan ve Harper da bu nedenle insan kaynağını motive etmek, finansal kaynakları doğru kullanmak gibi alanlarda Amerikan ordusunu şirketler için örnek gösteriyor. Ümit Boyner’i de kitabın bu boyutu etkilemiş. Boyner, Amerikan ordusu gibi karmaşık ve dev bir kuruluşun yeniden yapılanmasını, değişen teknoloji ve yönetim biçimlerine hazırlanışını çarpıcı bulduğunu söylüyor. Kitap için “Bir stratejik planlama örneği olarak tüm şirketlerin kendi adlarına çıkarım yapabilecekleri bir çalışma” diyor.  

HAKAN ATEŞ’İN DEĞİŞİM STRATEJİSİ

Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş’in bugüne dek okuduğu iş kitapları içinde en faydalı bulduğu kitap Kenichi Ohmae’nin “Invisible Continent” (Görünmeyen Kıta) adlı kitabı. Görünmez kıtanın doğum tarihi 1985. Yani Microsoft’un Windows 1.0’ı piyasaya sürdüğü, CNN’in kurulduğu, Cisco System’in hayata geçtiği dönem. Ohmae, kitabında bu kıtada kararların nasıl alındığını inceliyor. Oradaki işleyişi anlatırken, cesur ve geleceği gören bir girişimle sadece bugünü değil, geleceği de açıklıyor. Bill Gates, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri olabilir mi, gibi iyi ve kötü olasılıkları akıllara getiriyor. Kitaptaki en can alıcı sorular ise: Yeni kıtayı kim yönetiyor? Kıta’nın sonunu kim getirecek? Bu kim tarafından gerçekleştirilecek?

Kitabın bu gibi ilginç sorulara yanıt arayışını sıra dışı bulduğunu belirten Hakan Ateş, kitapta en çok görünmez kıta olan Amerikan ekonomisin işleyişinden etkilendiğini söylüyor. Ateş, “Kitap modern ve sömürgeci yönetimlerde sermaye açıklarının basılan hazine bonoları ve dolarla nasıl kapatıldığını ortaya koyuyor” diyor. Tüm kitaptan Hakan Ateş’in kendine çıkardığı ders ise,  “Kendini yenileyebilenlerin ve değişimi yakalayanların ayakta kaldığı gerçeği. ”

Yapmak için yıkmak gerekir

Ateş’in iş yaşamına yön veren kitaplardan bir diğeri ise Mevlana’nın Mesnevi’si. Kitapta altını çizdiği cümle de “Yapmak için yıkmak gerekir.” “Yapılaşmayı doğru kurarsanız inşaatı doğru yapabilirsiniz” diyen Ateş, sağlam bir şeyler ortaya koymak için öncelikle varolan yapıdan kurtulmak gerektiğini söylüyor. Hakan Ateş, vizyon olarak hem “Görünmez Kıta” hem de Mesnevi’den kendi adına yaptığı çıkarımları da şöyle özetliyor:

“Dinamik dünyada değişimi öngörebilmek gerekiyor. Her şeyin değişime açık olduğunu bilmeli ve gerekli rüzgarlara göre de vaziyet almalıyız. Talebin arkasından koşmak yerine talebi yaratmak, yani önce satmak sonra yapmak şart.”

ASLI KARADENİZ VE BALIK PAZARI

Hangi işi yapıyor olursak olalım günümüzde işyerlerinde mutlu olmak hayatta mutlu olmanın neredeyse ilk şartı. Acımasız rekabetin çalışan insanların üzerindeki makineleşme etkisi ve ben merkezli tüketim kültürü iş hayatında da mutsuz insanların sayısını giderek artırıyor. Dr. Stephen C. Lundin, Harry Paul ve John Christensen’in birlikte yazdıkları “Fish- Balık” adlı kitapları ise işyerinde mutlu ve başarılı olmanın yollarını gösteriyor.

Balık, Boyner Mağazaları Genel Müdürü Aslı Karadeniz’in de en sevdiği kitapların başında yer alıyor. Karadeniz, kitabın söylemine ilişkin, “Enerjiyi yakalayın ve potansiyelinizi ortaya çıkarın mesajını veriyor” diyor.

Karadeniz’e göre “Balık” diğer başarı kitaplarından farklı olarak hikaye şeklinde kurgulanmış. Yani kitapta sıkıcı, uzun uzun öğütler ve yapılması gerekenler listesi yok. Kitabın yazarları basit bir hikaye kurgusu ve birkaç başlık altında toplanabilir sonuçlarıyla okurlarına yol gösteriyorlar. Kitap öykü kurgusu itibariyle öyle olsa da aslında sadece çalışma hayatına yönelik değil. Hayatın diğer alanlarında da rahatlıkla uygulanabilecek insani ipuçları veriyor. Uygulanış şeklini de okura bırakıyor.

İş yerinde mutlu olmanın yolları

Kitabın öyküsüne gelince: Özel hayatında ve iş yerinde sorunları olan Mary Jane bir gün iş yerinde müdürü olduğu departmanı verimli hale getirmek zorunda kalır. Bu anlamda sıkıntılı anlar yaşarken bir gün yolu dünyaca ünlü Pike Place Balık Pazarı’na düşer. Burada çalışanların keyifle işlerini yapmalarına, coşkulu atmosfere ve balık satıcılığı gibi bir işin bile insanları mutlu ettiğine tanık olur.

Mary Jane, buraya sık sık gelir ve öğrendiklerini departmanında uygulayarak büyük bir başarı elde eder. Aslı Karadeniz, kitaptan aldığı temel öğreti için de şöyle konuşuyor: “İş yerinde daha verimli bir atmosfer yaratma ve bunu keyifli bir şekilde yapmak için mutlaka okunması gereken bir kitap.”

AYHAN YAVRUCU’NUN ÖĞRENDİĞİ

Alarko Holding Genel Koordinatörü Ayhan Yavrucu’nun en öğretici bulduğu kitap Üzeyir Garih’in “Deneyimlerim” adını taşıyan serisi. Yavrucu, “Bir kere teori ve pratiğin bu kadar güzel kaynaştırıldığı bir kitaplar paketi bulmak çok zor” dediği seriyi, şöyle anlatıyor:

“İşletme ile hayatın hemen hemen her kesitine yönelik bedeli ödenerek öğrenilmiş tecrübelerin, olağanüstü akıcı bir Türkçe ile anlatımı kavramayı çok kolaylaştırıyor. Ayrıca, birçok şeyin bir arada olması okuyucuya zaman kazandırıyor. Her şeyden önemlisi vazgeçilmez bir başucu kitabı. Eminim herkesin bu kitaplardan öğreneceği çok şey var.”

Türk iş dünyasının duayenlerinden olan Üzeyir Garih’in “Deneyimlerim” isimli beş ciltlik kitabı iş hayatına hazırlık dönemiyle başlıyor. İş hayatında soru sorma tekniklerinden şirket yönetimine, pazarlama ve işçi işveren ilişkisi de dahil olmak üzere iş hayatına dair her şeyi kapsıyor.

İşletme filazofundan çeşitlemeler

Yavrucu’nun son okudukları arasında en beğendiği kitap ise “Daily Drucker-Günlük Drucker”. Kitap bir işletme filozofu olan P. Drucker’ın 34 kitap ve yüzlerce makale ve konferanslarından derlenmiş. Kitapta işletme organizasyonundan pazarlamaya, insan kaynaklarından reklama, yaratıcı düşüncelerden, finans ve ekonomiye ilişkin pek çok konu anlatılıyor. Ayhan Yavrucu, “Çok şey öğrenilecek bir başyapıt” olarak tanımladığı kitapta, her sayfanın altında okuyucunun yorum, katkı ve bunun sonuçlarını sınamasına imkan vermek üzere bırakılan boşlukları da çok beğendiğini söylüyor.

KABATEPE’NİN UNUTAMADIĞI KİTAP

Cisco Genel Müdürü, Mete Kabatepe’nin bugüne kadar okuyup da en çok yararlandığı iş kitabı Boston Consulting Group yöneticileri Philips Evans ve Thomas S. Wurster tarafından yazılan “Blown to Bits” (Parçalara Ayrılmak). İki yazar, kitapta internetin her tür iş yapış biçimini derinden etkileyeceğini ve hatta değiştireceğini anlatıyorlar. Bilgi teknolojilerine dayalı yeni ekonominin pek çok sektör için yeni fırsatlar yaratırken, gazeteler, otomotiv perakendecileri, bankacılık sektörü gibi, sektörlerdeki yapı değişikliğine dikkat çekiyorlar.

Kabatepe’nin kitaptan aldığı en büyük ders, bilginin iş dünyasındaki her şeyin ortasında olması. Kabatepe, kitapta çarpıcı bulduğu diğer temel fikirleri ise şöyle sıralıyor:

“Bilginin kalitesi ile buna ulaşabilen kişi sayısı arasındaki ilişki ve bu bağlantının değişimi. Son kullanıcı veya tüketicinin önemi. Ara katmanların hızlı tükenişi. Bilgi kalitesi ve bilgiye ulaşma oranının rekabete yansımaları.”

İnsanın olduğu yerde politika da vardır

Mete Kabatepe’nin okuyup da çok beğendiği diğer bir kitap, Emre Kongar’ın, “Babam, Oğlum, Torunum” adlı kitabı. İnsanın olduğu her yerde politika vardır, iş yeri bir istisna değildir. Değerlerin öneminin günlük hayattan örnekleri, ülke, şirket veya üniversite de olsa yönetenlerin yönetim tarzları ve bu tarzın etkisine ilişkin ortaya konanlar ise Kabatepe’nin kitapta altını çizdiği bölümler.

PRENSİPLERİNİ DRUCKER’LA BELİRLEDİ

“The Effective Executive” (Etkili Yönetici) adlı kitabın yazarı Peter Drucker’a göre etkili yöneticilik sonradan öğrenilebilecek bir şey. Dolayısıyla etkili bir yönetici olmak isteyen herkes birtakım prensipleri benimsemekle işe başlayabilir. Bunların başında da zaman yönetimine odaklanmak geliyor.

Drucker, deneyimlerinden ve araştırmalarından yola çıkarak, yöneticilerin aslında zamana hakim olamadıklarını söylüyor. Bunu da şöyle açıklıyor: “Pek çok yönetici zamanlarını düşündüklerinden çok daha farklı şekilde harcıyorlar. Harcamak istediklerinden farklı şeylere kendilerini yönelmiş buluyorlar. Yani tam bir zaman israfı yaşıyorlar.”

Bu durumda Drucker’ın tavsiyesi ise başkalarının yapabileceği şeyleri yöneticilerin yapmaktan vazgeçmesi. Önem sırasını iyi belirlemek.

Muhtar Kent’in kitaptan aldığı dersler

İşte kitabın özellikle odaklandığı bu konulardan dolayı “Etkili Yönetici”, Coca-Cola Kuzey Asya, Avrasya ve Ortadoğu Grubu Başkanı Muhtar Kent için okuduğu en işe yarar kitapların başında geliyor. Kent, kitabın iş hayatında ve profesyonel yönetimde ortaya koyduğu 5 önemli prensibi kendisine tümüyle uyarladığını söylüyor. Bunları da şöyle sıralıyor:

“Birinci sırada zaman yönetimi geliyor. Bu tüm yöneticiler için Drucker’ın da altını defalarca çizerek belirttiği gibi oldukça önemli bir konu. İkincisi ise organizasyonun ne şekilde geliştirileceğinin iyi seçimi. Bu konuda da Drucker’ın önerileri gerçekten uygulanabilir. Üçüncüsü azami etki elde etmek için odak noktalarını iyi seçebilmek. Bu bölümü okuduğumda kitabı okumaktan dolayı ödüllendirildiğimi hissettim. Dördüncü bölüm belki de en hassası yani önceliklerin doğru ve zamanlı seçim. Son prensip ise etkin karar alabilme süreci.”

LİDER HAYALLERİNİ PAYLAŞMALI

Harvard Business School Profesörleri Robert Kaplan ve David Norton’un birlikte yazdığı “The Strategy-Focused Organization” (Stratejiye Odaklı Organizasyonlar) adlı kitap Degussa Yapkim Genel Müdürü Cüneyt Dayıcıoğlu’nun en beğendiği iş kitaplarının başında geliyor. Dayıcıoğlu’nun kitaptan kendine uyarladığı temel noktaları, stratejik düşünme, uzun vadeli planların stratejiye dönüştürülmesi ve iş koşullarının değişimini yakından takip etmek oluşturuyor.

STRATEJİLERE ODAKLANILMALI Bu kitabı okuduktan sonra strateji konusundaki düşüncelerinin netleştiğini belirten Dayıcıoğlu, “Kitapta şirket başarısının çok kriterli yapısı etkili bir şekilde dile getiriliyor. Özellikle stratejinin dinamik ve gelişimci olması gerektiği güzel vurgulanıyor” diyor. Kitaptan edindiği fikirler Cüneyt Dayıcıoğlu’nun iş hayatında da önemli bir yol gösterici olmuş. Örneğin, liderin orkestra yöneticisi gibi davranarak tüm kadroyu stratejilere odaklandırması, hayallerini kadrosu ile paylaşması Dayıcıoğlu’nu etkileyen fikirler arasında.

DEĞİŞİME HAZIRLIKLI OLMAK ŞART

Who Moved My Cheese, “Peynirimi Kim Kaptı?” dört karakterin hikayesini anlatıyor. Bir labirentte yaşayan, beslenmek ve mutlu olmak için ihtiyaç duydukları peyniri arayan bu dört kahramandan ikisi fare, ikisi ise fare boyutunda ve fare gibi davranan insanlar. Peynir hayatta sahip olmak istenen her şeyin metafor olarak ifadesi. Labirent  ise peşinde koşulan şeyin aranıldığı ortamı simgeliyor. Kahramanlar hikayede beklenmedik bir değişimle karşılaşıyorlar. Sonunda içlerinden sadece biri başarıya ulaşıyor ve labirentte edindiği deneyimi aktarıyor.

HIZLI ADAPTE OL, ZEVK AL Spencer Johnson tarafından yazılan ve tüm dünyada 21 milyon satılan “Peynirimi Kim Kaptı?” EMC Türkiye Müdürü Cem Fındıkoğlu’nun en beğendiği iş kitabı. Fındıkoğlu’nun kitaptan edindiği ana fikir, değişimin her zaman gerçekleşeceği. Ortamı gözlemleyerek, değişime hazırlıklı olunabileceğini söyleyen Cem Fındıkoğlu, “Yeniliklere ne kadar çabuk adapte olabilirseniz, yeni ortamdan o kadar hızlı zevk alabilirsiniz. Bu kitap da bana bunu gösterdi” diyor.

Nilüfer Gözütok
[email protected]

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz