Kısa vadede endişeliyim

BRIC’in yaratıcısı dünyaca ünlü ekonomist Jim O’Neill, Türkiye’ye yönelik kısa vadede sorun gördüğünü söylüyor.

1.02.2014 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Kısa vadede endişeliyim
Jim O’Neill, Goldman Sachs’ın baş ekonomistiydi. Onu dünya BRİÇ teriminin yaratıcısı olarak tanıdı. Ardından Meksika, Endonezya, Nijerya ve Türkiye’den oluşan MINT kavramını dünya ekonomisine tanıttı. Simdi bağımsız danışman olarak çalışan O’Neill, dünyada ve Türkiye’de yaşanan son gelişmeler ışığında, her iki terim için de değerlendirmesini değiştirmediğini söylüyor.

17 Aralık soruşturmasıyla başlayan siyasi kaosun ardından Türkiye’ye yönelik kısa vadeli sorun gördüğünü, ilk 10 ekonomi hedefinin 2050 gibi gerçekleşebileceğini söylüyor ve ekliyor: “Devletin piyasaları ve demokratik süreçleri kontrol etme isteği iyice belirginleşmiş durumda. Bu durum sonlandırılmalı. Eğer Türkiye tüm bunları yaparsa gelecekte 5-6 trilyon dolarlık bir ekonomi olma potansiyeline sahip.”

200'li yılların başında Brezilya, Rusya, hindistan ve Çin’in dünya ekonomisinin liderleri olduğu konuşuluyordu. Bu dört ülkeye Goldman Sachs’ta çalıştığı yıllarda BRIC adını koyan ekonomist Jim O’Neill, Meksika, Endonezya, Nijerya ve Türkiye’yi MINT ülkeleri olarak adlandırıyor ve onları küresel ekonominin yeni devleri olarak tanımlıyor.

Goldman Sachs’ın eski baş ekonomisti olan O’Neill, bu görüşünü ilk kez BBC Radyo’da 2050 yılında dünyada ilk 10 ekonomi arasına girmesi beklenen gelişmekte olan ekonomileri anlattığı programda ortaya koydu. Ona göre bu dört ülkenin ortak yanı muhteşem demografik yapıları. “Neden bu dört ülkeyi seçtiniz” sorusuna “Çok kalabalık olmaları dışında asıl ortak noktaları, tümünde önümüzdeki 20 yıl boyunca çalışma çağındaki insan sayısının artacak olması” diye cevap veriyor.

O’Neill’a göre Çin, BRIC ortalamasını domine ettiğinden MINT ülkeleri hiçbir zaman BRIC ülkeleri kadar büyük olamayacak. Çünkü Çin, ona göre önümüzdeki 10 yılda diğer tüm BRIC ve MINT ülkelerinin toplamı kadar büyüyecek. Uzun sözün kısası MINT’in BRIC’i ikame etmesi gibi bir durum söz konusu değil.

O’Neill, “MINT ülkeleri benim 2004 yılında ‘Bir sonraki 11’ (Next 11) olarak adlandırdığım ve BRIC grubundan sonra en çok nüfusa sahip 11 gelişmekte olan ülke arasında öne çıkanlardan” diyor. O’Neill, gelecekte Türkiye ve Nijerya’nın beklentilerin aksine şaşırtıcı bir gelişme sergileyeceğini şu sözleriyle ortaya koyuyor: “Türkiye, Doğu ve Batı’daki ticaret ortaklıklarına yakın, müslüman bir ülke olmasına rağmen kapitalizmi benimsemiş olduğu için de çok özel.”~
Türkiye’de 17 Aralık süreciyle başlayan siyasi krizin ekonomik tahminleri etkilemeyeceğini düşünen ünlü ekonomist, “Siyasetçiler gündemi uzun zaman halkın isteklerinine uygun olmayan konularla domine edemez. Bununla beraber Türkiye beni kısa vadede endişelendiriyor ve seçimler gerçekten önemli” diyerek kısa vadedeki risklere dikkat çekiyor. Jim O’Neill’in sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

BRIC geçerliliğini yitirdi mi? Hangi faktörler sizi MINT diye bir kavram icat etmeye yöneltti?
Bunun BRIC kavramının geçerliliğini kaybetmesiyle bir alakası yok. Evet, Brezilya, Hindistan ve Rusya'nın büyüme oranları son iki yıldır hayal kırıklığı yaratıyor ama Çin’inki hiç öyle değil. Aslında Çin son 10 yılda varsaydığımdan da daha hızlı büyüdü. Şu ana dek büyümesi yüzde 8,2 civarında...

Çin, çok büyük bir ekonomi olduğu için BRIC ortalamasını da domine ediyor. Aslına bakarsanız BRIC kavramının önemini kaybettiğini düşünmek, kaybetmesini ummak ya da bu ülkelerin devamlı çok hızlı büyümesini beklemek bence çok saf beklentiler. MINT ülkeleri, benim 2004 yılında “Bir sonraki 11” (Next 11) olarak adlandırdığım ve BRIC grubundan sonra en çok nüfusa sahip 11 gelişmekte olan ülkeler arasında öne çıkan dördünü kapsıyor.

Meksika, Endonezya, Nijerya ve Türkiye’yi MINT kavramında buluşturan ortak özellikleri ve geleceğe yönelik avantajları neler?
MINT ülkelerinin en önemli ortak özelliğini muhteşem demografik yapıları, özellikle de genç nüfusun emekli nüfusa oranı oluşturuyor. Türkiye ve Meksika aşağı yukarı aynı zenginlik seviyesinde, kişi başına 10-11 bin dolar milli gelir düzeyine sahip... Onlara Brezilya’yı da dahil edebiliriz. Meksika ve Endonezya’nın ortak özelliği ise coğrafi olarak çok sayıda değişik özellikteki ticaret ortaklarına sahip olmaları. Meksika için Kuzey ve Güney Amerika, Türkiye için tüm Doğu ve Batı, Endonezya için Çin ve Güney Doğu Asya güçlü ticaret ortakları. Nijerya da aynısını Afrika’da başarabilir.

Ekonomik gelişme açısından en şaşırtıcı ülkelerin Türkiye ve Nijerya olacağını söylüyorsunuz. Özellikle Türkiye’de sizi şaşırtacak neler görüyorsunuz?
Bunu söylememin nedeni, bu ülkelerle ilgili beklentilerin çok düşük olması. Bu nedenle de beklentileri aşmaları çok kolay. Başka bir nedeni yok. Türkiye, Doğu-Batı ticaret ortaklıklarına yakın olduğu ve müslüman bir ülke olmasına rağmen kapitalizmi benimsemiş olduğu için daha özel bir ülke olarak öne çıkıyor.~
17 Aralık’taki yolsuzluk soruşturmasının ardından Türkiye’de yaşanan politik ve ekonomik istikrarsızlık gelecek senaryolarınızla ilgili bir değişikliğe neden oldu mu?
Aslında hayır, çünkü bunu tüm dünyada görüyoruz. Siyasetçiler gündemi uzun zaman halkın isteklerine uygun olmayan konularla domine edemez. Bununla beraber Türkiye beni kısa vadede endişelendiriyor ve seçimler gerçekten önemli... Dış finansman ihtiyacını da düşünürsek bu önem iki katına çıkıyor.

Son dönemde Türkiye’nin “Kırılgan Beşli”nin en zayıf halkası olduğu yönünde yorumlar yapılıyor. Sizce Türk ekonomisinin taşıdığı riskler neler?
Tüm bu yorumların anlamını şöyle açıklamaya çalışayım: “Kırılgan Beşli” arasında (Brezilya, Endonezya, Hindistan, Güney Afrika ve Türkiye) cari açığı en büyük olan ülke Türkiye. Bu gerçek, ama sabit bir durum değil, sadece bugün böyle...

Türkiye uzun vadede Güney Afrika’ya göre çok daha iyi temel özelliklere sahip! Eğer ben bir “Kırılgan Beşli” listesi yapsaydım bu iyiden kötüye doğru şöyle olurdu: Kısa vadede Hindistan, Brezilya, Endonezya, Türkiye ve Güney Afrika. Uzun vadede yapacağım “Kırılgan Beşli” listesinin başına ise Hindistan’ı koyardım. Onu Türkiye, Brezilya, Endonezya ve Güney Afrika izlerdi.

FED’in tahvil alımlarını azaltma kararı 2014’te devam ederse Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin bundan ağır etkileneceğini düşünüyor musunuz?
Belki gelişmekte olan ülkeler biraz fazla etkilenebilir. Ancak, bu etkinin derecesi, Türkiye’nin uygulayacağı politikaların kalitesine bağlı. Arz tarafına ve uzun vadeli büyüme potansiyeline odaklanılmalı. Türkiye özelinde de sıcak para yerine daha çok doğrudan yatırım çekmeye çalışılmalı. Elbette siyasi istikrarsızlık sona erdirilmeli.

Uzun vadede Türkiye’nin nasıl bir ekonomik performans sergileyeceğini düşünüyorsunuz?
Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer alma hedefi, 2050 için gerçekçi ama muhtemelen önümüzdeki 10-15 yıl için değil... Türkiye iç tasarruf oranını artırmalı, inatçı cari açığını ve dış finansman ihtiyacını ise azaltmalı.

Beko ve THY gibi daha fazla sayıda küresel oyuncu yaratmalı ve özel sektörünün güçlenmesine izin vermeli. Devletin piyasaları ve demokratik süreçleri kontrol etme isteği iyice belirginleşmiş durumda. Bu durum da sonlandırılmalı. Eğer Türkiye tüm bunları yaparsa gelecekte 5-6 trilyon dolarlık bir ekonomi olma potansiyeline sahip.~
Uzun zamandır dünyada büyümenin motorunun gelişmekte olan ülkelerin olacağı konuşuluyor. Bu ülkeler dünyadaki büyüme sorununa beklenen cevabı verebilecek mi?
Bu ülkeleri tek grup olarak düşünmek çok saçma, Meksika Nijerya’dan, Çin de Hindistan’dan çok farklı. Önümüzdeki 10 yılda BRIC ve MINT ülkeleri Avrupa ve ABD’nin toplamının iki katı gayrisafi milli hasıla yaratacak. Çin özellikle önemli ve bu büyümenin yarısı Çin’den gelecek. Yani Çin, diğer tüm BRIC ve MINT ülkelerinin toplamı kadar, başka bir deyişle de Avrupa ve ABD’nin toplamı kadar büyüyecek.

Dünya ekonomisi 2014’te nasıl şekillenecek?
Bu yıl dünyanın büyüme oranı konusunda oldukça iyimserim. Benim tahminim yüzde 4 düzeyinde... Ama bu iyimserlik azalan ABD tahvil alımları ve artan faizler yüzünden hisse senedi ve bono piyasaları için geçerli değil.

İran ve ABD yakınlaşması ve Ortadoğu’daki krizler, petrol fiyatlarını ve dünya ekonomisini nasıl etkiler?
Çin artık sadece büyümek yerine kaliteli büyümeye yani yılda yüzde 10 yerine yüzde 7 ila 7,5 arasında bir büyümeye odaklanmış durumda. Ayrıca gelecekte kaya gazı kullanımının yükselişi ve petrol arzı artışı gibi gelişmeler de söz konusu olabilir. Tüm bu faktörlerin etkisiyle petrol fiyatları varil başına 80 dolara inecek. Ayrıca İran’la ilgili gelişmeler de bu düşüşe katkı sağlayabilir.

"TÜRK ŞİRKETLERİ "VAY" DEDİRTTİ"
DÜŞÜK BEKLENTİ OLUMLU

BBC Radyo için hazırlanan “World Have Your Say” programı için MINT ülkelerini ziyaret ederken aklımdaki çok önemli bir soru vardı. Benim tahminlerim ve genelde varolan görüşlerin dışında, asıl bu ülkelerdeki hissiyat nedir? Beklentiler düşükse, olumlu bir sürpriz hissi yaşanacaktır. Buna Nijerya örnek gösterilebilir. Ama bunun tersi de geçerli. Mali yatırımcıların büyük heyecan duyduğu Meksika, beklentileri karşılayamayabilir.

NİJERYA, TÜRKİYE SÜRPRİZİ
Nijerya ve Türkiye’nin ise olumlu sürprizler yaratmasının güç olmayacağı kanaatine vardım. Zira Nijerya’da herkesçe bilinen suç ve yolsuzluk konularına ya da Türkiye’de hükümetin baskısı gibi olumsuz meselelere çok fazla ağırlık veren pek çok insan bulunuyor.~ Oysa Türkiye’de beyaz eşya üreticisi Beko ve dünyanın en hızlı büyüyen havayolu şirketi THY’ye yaptığım ziyaretler sırasında “Vay be!” dedim. Nijerya’da ise bu ifadeyi devamlı kullanıyordum. Meksika’da da beklentiler çok yüksek olduğundan hayal kırıklığına uğramaya hazırdım. Ama genç cumhurbaşkanı ve genç meslektaşları burayı değiştirmeye kararlı görünüyor.

"EN BÜYÜK ENGEL YOLSUZLUK"
ORTAK NOKTALARI YOLSUZLUK

BBC Radyo için yaptığım çalışmaya göre MINT diye adlandırdığım dört ülkenin de ortak noktalarından biri yolsuzluk. Nijerya Merkez Bankası Başkanı Lamido Sanusi’ye göre yolsuzluk, kalkınmayı nadiren engelleyen bir mesele. Sanusi, eğitimdeki gelişmelerin desteğinde ekonomik büyümenin daha iyi bir yönetimi ve şeffaflığı sağlayacağı inancında. MINT ülkelerindeki pek çok saygıdeğer isim, yolsuzluğu zayıf bir geleceğin sebebi değil de zayıf bir geçmişin sonucu olarak değerlendiriyor.

YOLSUZLUK ALT SIRADA
Onlara göre yolsuzluk sorunlar listesinde enerjinin maliyeti ve ne kadar yaygın kullanılabildiği, altyapı gibi konulardan sonra yer alıyor. Meksika ve Nijerya’da enerji politikalarının belirlenmesi en mühim öncelik... Bu yılki büyük girişimler uygulanabilirse büyüme oranları gözle görülür ölçüde artabilir. Endonezya’da yönetim ve altyapı en büyük meseleler olarak öne çıkıyor ama zorluklar ve fırsatlar yan yana ilerliyor.

TÜRKİYE’NİN İKİLEMİ
Cakarta’da bir gecekondu mahallesi olan Pluit’te toprak her yıl 20 santim çöküyor ama kentin diğer yerlerinde emlak fiyatları inanılmaz bir hızla tırmanıyor. Türkiye’de ise Batılı bir anlayışla işleri yürütme arzusu, İslam ve Türk siyasetinden kaynaklanan tamamen bu ülkeye has zorluklar mevcut. Kimileri benzer bir güçlüğün Endonezya’da da mevcut olduğunu savunabilir ama aynı görüşte değilim. En azından Cakarta’da, Batılı bir iş anlayışı genelde kabul görüyor, oysa Türkiye’de durum çarpıcı biçimde farklı.


Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz