İlk dokuz padişahın fermanlarını arıyorum

Ramsey'in patronu Remzi Gür'ün en büyük tutkusu, padişah fermanları toplamak.

1.05.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
İlk dokuz padişahın fermanlarını arıyorum

Remzi Gür, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yakın arkadaşı, Ramsey ve KİP markalarının sahibi... Londra'da sıfırdan büyük bir moda imparatorluğu yaratan Gür, İngiltere'de bugüne kadar Türk olarak sadece Sultan Abdülaziz'e ve Bolulu işadamı Kazım Akkuş'a verilen "Fahri Hemşerilik ve Dokunulmazlık Beratı" Freeman Onur Ödülü'nün de sahibi. Markası Ramsey ile dünya başkanlarını giydiren Gür, Gürmen Group altında tekstilden gayrimenkule, gıdadan besiciliğe kadar farklı sektörlerde faaliyet gösteriyor. İş dışındaki en büyük tutkusu ise padişah fermanlarını biriktirmek. Ferman dışında berat, tuğra, hat ve Kuran koleksiyonu yapıyor. 15 yılda Sotheby's'den Christie's'e kadar dünyanın en büyük müzayede evlerinin önemli müşterileri arasına giren Gür, rahmetli Sakıp Sabancı'nın hat ve İslam eserlerini biriktirme konusunda açtığı yoldan gidip Türkiye'nin en önemli padişah fermanı koleksiyoneri oldu. Gür'ün koleksiyonunda, 36 Osmanlı padişahının 27 tanesinin fermanı bulunuyor. "130'a yakın fermanım var" diyen Gür'ün en çok sahip olmak istediği fermanlar arasında ise Osman Bey'den Kanuni Sultan Süleyman'a kadar olan dönemdeki 9 padişahın fermanları bulunuyor. Hobisi için Arapça dersi bile aldığını ancak başaramadığını söyleyen Gür, geçen yıl açtığı sergilerden sonra Anadolu Yakası'nda fermanlarının sergileneceği bir müze açmayı planlıyor. En büyük hedefi ise Osmanlı eserlerinin geniş kitleler tarafından görülmesini sağlamak. Kısa sürede Türkiye'nin en önemli koleksiyonerleri arasına giren Remzi Gür ile ferman tutkusunu konuştuk:

15 YILLIK TUTKUM
Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşunun 700'üncü yıldönümünde İngiltere'deki sivil toplum kuruluşlarıyla Osmanlı eserleriyle ilgili bir sergi açmayı düşündük. Ancak İngiltere'de sergi için yeterli sanat eserini bulamadık. Bu dönemde Londra'daki müzayedelerde Osmanlı padişahlarına ait fermanlarının satıldığını görünce çok üzüldüm. Bu durum bana kendi malımızın başka pazarlarda haberimiz olmadan satılması gibi geldi. Müzayedede satışa sunulan Osmanlı eserlerini satın almayı düşündüm. Ancak hem zaman ve hem de ödenecek miktar olarak bunu gerçekleştirmek çok zordu. Yavaş yavaş fermanları Türkiye'den temin edip satın almaya başladım. Yurtdışında da Sotheby's, Christie's gibi ünlü müzayede evlerinin açık artırmalarını takip ettim. Böylece padişah fermanlarını biriktirmeye başlamış oldum. Önce bir iki fermanla başladı ve 15 yıl içinde büyüyerek ciddi bir koleksiyon haline geldi. İlk fermanımı Christie's müzayede evinden satın aldım. İmparatorluğun son dönemindeki padişahlardan Abdülmecit'e ait bir fermandı. İstanbul Boğazı'na gelen İngiliz ticaret gemilerinin daha kolay geçiş yapmasını sağlayan gümrük mevzuatlarını düzenliyordu.~

ZAMAN AYIRMAK LAZIM
Koleksiyonculuk, pahalı bir zevk. Ayrıca zaman ayırmak gerekiyor. Ferman koleksiyonculuğunda en büyük zorluk, bunların dünyanın dört bir yanına dağılmış olması. Hüküm süren 36 padişahın toplam kaç fermanı olduğunu bilmiyoruz. Dünyanın her tarafına dağılmışlar. Bir bakıyorsunuz Mısır, Fransa veya Amerika'da karşınıza çıkabiliyor. Sadece Türkiye'de değil Ortadoğu'da da önemli sayıda koleksiyoncu, Osmanlı padişahlarının ferman ve beratlarını topluyor. Padişah fermanlarını toplamak için sadece Türkiye'de değil bazen Londra'da, bazen Paris'te dev müzayedelere katılmak gerekiyor. Eğer bu konuda işi büyütmek istiyorsanız profesyonel bir ekip de çalıştırmanız lazım. Tahta, az kalan padişahların eserlerini bulmak çok daha zor. Saltanat süresi 1 ila 3 ay gibi çok kısa süren padişahların az sayıda fermanı bulunuyor. Kanuni Sultan Süleyman gibi 36 yıl padişahlık yapanlarda çok daha fazla ferman bulunuyor. Sonuçta koleksiyon yaparken az sayıda fermanı olan padişahlara ulaşmak daha değerli oluyor.

5 PARMAĞIN 5'İ DE BİR
Bana göre koleksiyonumdaki bütün fermanlar çok önemli. En çok hangisini seviyorsunuz demek 'Parmaklarınızdan hangisini daha çok seviyorsunuz' diye sormak gibi. Beş parmağın beşi de bir. Benim için fermanın konusu ve bir kereye mahsus yazılmış olması daha önemli. Bunlar da genellikle iki hükümdar arasındaki anlaşmalar, barış kararları veya sadrazam atamaları oluyor. Ayrıca kutsal eser ve yerlerle ilgili sevdiğim fermanlar var. Özellikle Mekke-Medine ile alakalı feraset fermanlarını çok seviyorum. O bölgeyle, idaresi ve çalışanlarıyla ilgili yazıların da manevi değeri çok fazla. 15 yılda 130'a yakın ferman topladım. Fermanlar içinde en değerlileri ilk padişahlara ait olanlar. Osman Bey'den Kanuni Sultan Süleyman'a kadar olan dönemdeki 9 padişahın fermanlarını bulmak konusunda büyük sıkıntı yaşanıyor. Benim de en çok sahip olmak istediğim fermanlar arasında bunlar var. Orhan Gazi, Beyazıt, Fatih Sultan Mehmet'in fermanlarını bulmak çok zor. Bunlar illa koleksiyonumda olacak iddiasında değilim. Ancak olursa koleksiyon tamamlanmış olacak.

YURTDIŞINDA SERGİ AÇACAĞIM
Türkiye'de hala dünya çapında bir koleksiyon yok. Şirketler bu işe girmeye çekiniyor. Avrupa'da kurumlar, bizde ise şahısların koleksiyonu var. Bir seferinde, Sotheby's'de bir pakete rastladım. İçinden eski Kuranlar, fermanlar çıktı. 'Nereden geldi' diye sorduğumda bir zamanlar ihtiyaç yok diye Türkiye'den Bulgaristan'a yollandığını öğrendim. İçerisinde bir sürü önemli evrak vardı. Maalesef Cumhuriyet'in ilk yıllarında Osmanlı eserlerine önem vermemişiz. Keşke Osmanlı'nın eserlerine sahip çıkabilseydik. Eminim kaybedilen değerler yerine getirilecektir. Son dönemde Osmanlı eserlerine değer vermeye başladık. Bu da beni mutlu ediyor. İleride fermanlardan oluşan bir müze açmayı istiyorum. Ayrıca her yıl sergi projelerimiz var. Geçtiğimiz yılın sonunda ferman koleksiyonunu Türkiye'de birkaç şehirde sergiledik. Daha geniş kitlelere ulaşmak istiyoruz. Önümüzdeki yıllarda yurtdışında sergi açma projesi üzerinde çalışıyoruz. İngiltere, Brezilya ve Avusturya'da sergi açmak istiyorum.~

PARA VE SABIR GEREKİYOR
Koleksiyonculuk için bilgi, para ve sabır gerekiyor. İstediğiniz bir eseri illaki satın almak beklentisi içinde olmamanız lazım. Israrla 'Satın alacağım' diye yaklaşırsanız kaybedebilirsiniz. Özellikle Osmanlı eserleri koleksiyonu yapmak için iyi bir tarih bilgisi de gerekiyor. Gerek yazıyı gerekse de yazının içeriğini tanımak önemli. Örneğin Rusya'da önemli bir ferman elinize geçti. Değerini, konusunu bilmiyorsunuz ancak fermanı da satın almak istiyorsunuz. Burada yanılma şansınız çok büyük. 'Ucuz mu, yoksa pahalı mı' aldığınız konusunda bilgi sahibi olmanız gerekiyor. İyi bir koleksiyoncu olduğumu iddia etmek istemiyorum, ancak bu konuda 15 yılda iyi bir deneyim kazandım. Ayrıca aldığınız eski eserleri muhafaza etmeniz önemli. Işık, nem ve sıcaktan korunmak gerekiyor. Oda ısısının 25 derecenin üzerinde olmaması, direkt ışık vurmaması, tablo camlarının güneşi emmemesi lazım. Ben de bu konuda zaman zaman müze ve üniversitelerden gelen uzmanlardan danışmanlık alıyorum. Koleksiyondaki fermanları kontrol ettiriyor, bakımlarını yaptırıyorum.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz